Armagan

Oluşturulan forum yanıtları

15 yazı görüntüleniyor - 61 ile 75 arası (toplam 346)
  • Yazar
    Yazılar
  • Armagan
    Anahtar yönetici

    Sevgili Barnabas kardesim, sen yardimci olmak amaciyla samimi bir sekilde bi seyler yapmak amaciyla konuyu getirdin. Rab bereketlesin. Ancak bu tur yazilar sonrasi icin ornek olusturdugu icin, diger okuyucularin benzer konularla gelmemeleri icin bu uyariyi yapmak durumunda kaliyoruz. Yanlis anlamalara ve beklentilere yer vermemek adina bu onlemi almak durumundayiz. Esenlikler dilerim..

    yanıtla: Kutsal olun : – #35773
    Armagan
    Anahtar yönetici

    Konu üzerinde kardeşlerimiz düşüncelerini ve kanılarını açıklamaya devam ediyorlar. Bu çok güzel. Ancak bunu yaparken sevgiyle, sizin fikrinizde olmayan kardeşin kafasına vurarak değil, sabırla ve tatlılıkla yapın. Hep birlikte yeni bir şeyler öğreniyoruz. Forumun amacı da zaten budur.

    Kilise önderliği, müjdeci ve İncil öğretmeni olarak yaptığım hizmetler ve edindiğim tecrübelerden sonra benim bu konudaki duruşum şudur:

    Bizler her iki aşırılığa kaçmadan, Rabbin onlar ugruna canını feda ettiği kardeşlerimizi sevgiyle kabul ederek Mesih’in “Birbirinizi sevin!” yasasını yerine getirmeye özen gösterecegiz. Hristiyan Türk Forumda bu duyarlılığı göstererek her iki düşüncedeki kardeşlerimiz kucaklamaya devam edeceğiz. Konu üzerinde paylaşım yapan ve öğretişte bulunan kardeşlerden de bu ilkelere uymalarını rica edeceğim. Karizmatik ve pentekostçu kiliseler ve o kiliselere gidenler imandan düşmüşler ve şeytana hizmet ediyorlar diye düşünmek ne kadar aşırı ve hatalıysa, dillerle konuşmayan, mucizelere inanmayan inanlıların kurtulmadığını ve imansız olduklarını düşünmek de o kadar aşırı ve hatalıdır. Her iki taraftan da, ben bu görüşümde haklıyım, sadece benim inandığım doğrudur, şeklinde yapılacak yorumlara bu forumda izin vermeyeceğim. Sahte peygamberlikleri, kahkaha atarak yerlere düşmeyi, zengin olma (prosperity) öğretişini, dillerle konuşmanın Rutsal Ruhun vaftizinin belirtisi olduğunu ve herkesin dillerle konuşması gerektiği gibi doktrinleri ben de kabul etmiyorum. Yanlışa yanlış diyeceğiz, ama Kutsal Ruh’a da sırtımızı dönmeyeceğiz. Bırakın Kutsal Ruh size istediği armağanları versin. O’nu kısıtlamayın, engellemeyin. O, vereceği armağanları diğerlerine hizmet edesiniz, Kıliseyi güçlendiresiniz diye veriyor. Ama siz kendinizi karizmatiklere ya da anti-karizmatiklere karşı savaşmaya adıyorsanız – ki bunu hiç tavsiye etmem- bunu gider, bir bir kitap yazarsınız, websitesi kurarsınız, orada istediğinizi yazar söylersiniz. Bence buna harcayacağınız zamana ve emeğinize de yazık ve sadece şeytanın sizi meşgul edip etkisiz hale getirme tuzağıdır. Bunu yapacağınıza İsayı ve kurtuluşu duyurmaya devam edin, kayıp canlara ulaşın, onları şeytanın elinden kapmaya gayret edin. İmanda zayıf, cesaretsiz kardeşleri teselli edin, onları güçlendirin, onları öğrenci olarak yetiştirin. Sanki her şey tamammış gibi binlerce kişilik kiliselerimiz var da, bi tek bu konu kalmış. Çok yersiz ve anlamsız! Tek canın kurtuluşu her türlü mezhep ve doktrin çekişmesinden çok daha değerli ve önemlidir. Rab hepinizi bereketlesin ve bu konularda uyandırsın. Amin!

    yanıtla: Kutsal olun : – #35768
    Armagan
    Anahtar yönetici

    Sevgili gökkuşağı, forumumuza gelip paylaşımlara katılmanız bizi cok sevindirdi. Devam edin. Ancak burada falancaya tamamen katılıyorum, fişmancaya katılmıyorum gibi söylemler aramızda çok derin farklılıklar varmış gibi yanlış izlenim bırakabilir. Ayrıca unutmayalım, bizler de açığa vurduğumuz düşüncelerimizde yanılıyor olabiliriz. Siz en iyisi her zaman İsa’ya ve Onun sözlerine bakın.. Asla hayalkırıklığına ugramazsınız..

    yanıtla: Kutsal olun : – #35766
    Armagan
    Anahtar yönetici

    Tartışılan konu kendilerine peygamberim, şifa veriyorum, benim hizmetimi destekleyin deyip show yapan bazı popüler tv vaizleriyse eleştirilerinizin çoğuna ben de katılıyorum. Ben bu vaizlere bakarak iman etmedim. Beni kurtaran onlar da degil. Ben sadece Kurtarıcım Rabbim ile övünürüm. Ona sonsuza dek yücelik olsun!

    Hristiyan kiliseleri arasında var olan her türlü uygulama, doktrin, inanç ayrılıklarının farkında olan birisiyim. İman ettiğim ilk yıllarda beni eğiten, yetistiren vaftizci kilise üyesi kişilerin doktrinleriyle büyüdüm. Ben de Kutsal Ruhun armağanlarının bugün geçerli olmadığına, sadece kilisenin kurulduğu ilk günlerde geçerli olduğuna inanıyordum. Ben 5 yaşındayken geçirdiğim menenjit nedeniyle üç hafta boyunca komada kaldım. Tekrar hayata döndüğümde 4 ay boyunca ne konusabildim ne de bir şey görebildim. Sonra tekrar görmeye ve konuşmaya başladım. Ancak bu defa sara nöbetleri geçirmeye başladım. Epileptik olmuştum. Çocukluğum ve ergenlık yıllarım sara nöbetleriyle, hastanelerde şifa umuduyla geçti, ama ilaçlarla ve tedavilerle iyileşmedim.

    1979’da katılmaya başladığım İzmirdeki kilisemizde Mehmet Hasemir adında kısa boylu bir kardeşimiz vardı. Sık sık yaşadığı başağrıları nedeniyle Ege Üniversitesine kontrollere gider gelirdi. Bir pazar günü kilisede onu çok üzgün ve umutsuz gördük. Elindeki Tıp Fakultesi belgelerinde beyninde çok tehlikeli bir ur olduğu belirlenmiş ve acilen ameliyat olması gerektiği söylenmişti kendisine. Biz bikaç kardeş o gün Yakup 5:15’e göre Mehmet kardeşin üzerine el koyup imanla dua ettik. Aradan 1 ay geçtikten sonra bir pazar günü onu yine kilisede, bu kez cok sevinçli ve sağlıklı gördüm. Elinde yeni belgeler, filmler, rontgenler vardı ve bu son belgelerde beynindeki urdan, tümordan tek bir eser bile yoktu. Doktorları bile buna çok şaşırmışlar, bir anlam verememişlerdi. Biz bu şifanın Rab İsa Mesih’in adında edilen duadan geldiğine inandık. Biz hiçkimseye sende şifa hediyesi var, gel dua et de kardesimiz şifa bulsun demedik, sıradan imanlılar olarak Rabden istedik ve O yanıt verdi. Mehmet kardeşimiz hala bugün sağlıklı bir şekilde ABD’de, Texas’ta yaşamaya devam ediyor.

    Ben de sara nöbetleriyle sık sık yere düşen biriydim. Mehmet’i iyileştiren Rab İsa Mesih beni de iyileştirebilir diye düşündüm ve Rab’den bana şifa vermesini istedim. Kutsal ruhun şifa armağanının bugün geçerli olmadığına o zaman inanan bir kardeş ile şifa bulmam için birlikte dua ettik. Aradan birkaç hafta geçtikten sonra ben artık sara nöbeti geçirmediğimi, düşmediğimi farkettim. O günden bugüne 30 yıl geçti. Bir kez bile başım dönmedi, ne de bir ilaç aldım. Kafatasımda yapılan EEG filmleri eski bulguları göstermiyor. Bu şifayı ben şahsen yaşamış biriyim. Doktrinleri istedikleri öğretişleri verebilirler. Ben kime iman ettiğimi çok iyi biliyorum. Hamdolsun, yaşayan bir Rabbimiz varsa o zaman O’nun senin yaşamına girmesine ve Onun senin yaşamında çalışmasına da izin vermelisin. Rab bana şifa verdiği gibi, yıllar içerisinde dua ettiğim çocuklarımın, eşimin, kilisemizdeki kardeşlerimizin de hemen iyileştiklerine şahsen tanık oldum. Bazen şifa almadılar, ama biz duamızı edip sonucu her zaman oldugu gibi Rabbin ellerine bıraktık. O kendi iradesi uyarınca bazen hemen yanıt veriyor, bazen geç yanıt veriyor, bazen de hayır diyor… Ama biz gidip kapıyı çalacağız. Hem imanla duamızı edeceğiz, hem de doktora, hastaneye gidip tedavimizi olacağız. Nasılsa Rab artık bugün şifa vermiyor diye sadece doktorlara ve ilaçlara bel bağlarsak kendimizi Rabbin şifasından ve bereketlerinden mahrum bırakmaz mıyız? Bizim imanımızın hiç mi gücü yok? Hani hardal tanesi kadar imanımız dahi olsaydı ve şu dağa kalk denize dikil deseydik buradan kalkıp denize dikilmeyecek miydi? ‘İman, ümit edilenlere güvenmek, görünmeyen şeylerin varlığından emin olmak'(İbr.11.1) ise, görmediğimiz ama olmasını istediğimiz şeyleri istemeyecek miyiz? Sadece gözlerimizin gördüğüne inanacaksak bizim İsaya olan imanımızın ne farkı olur?

    Eger İsa Mesih dün, bugün ve sonsuza dek aynı İsa ise, (İbraniler 13.8) o zaman O dün yaptıklarını hem bugün hem de yarın yapabilecek güçtedir. Yine İsa, bu şeyler iman edenlerle birlikte devam edecektir, (Markos 16) dediyse bu şeylerin olacağına iman edersen göreceksin. Birileri show yapıyor, düşüp bayılıyorlar, gülüp kahkahalar atıyorlar diye Rabbimin Kutsal Ruhundan uzak duramam, kendimi Onun bereketlerinden ve gücünden yoksun bırakamam.

    Rabbin kucagı farklı görüş ve doktrindeki kardeşlerimizin hepsini kucaklayacak kadar büyük ve geniştir. Sizin Kutsal Ruh’un bugünkü işleyişi ve armağanları üzerindeki anlayışınız veya yorumunuz ile başka bir kardeşin anlayışı ve yorumu farklı diye o kişiyi imansız ve şeytani görmek çok ciddi ve tehlikeli bir duruştur. Münferit olayları veya belirli kişileri yaptıklarıyla eleştirebilirsizin. Ama birileri yanlış yapmış diye o inanç çizgisini izleyen tüm camiayı suçlamak doğru değildir. Batı protestan kiliseleri farklı mezheplerde ve çizgilerde olmakla birlikte Evangelical Alliance adıyla bilinen Müjdeci Kiliseler Birliği bünyesinde ortak hedefler doğrultusunda bir araya gelebilmekteler. Bir araya gelemeyenler aşırı ve marjinal guruplardır. Onlar da bu tutumları nedeniyle yalnız kalmaya ve yerlerinde saymaya mahkumdurlar.

    Armagan
    Anahtar yönetici

    Sevgili Barnabas ve Forum üyelerinin dikkatine…

    HristiyanTürk Forum İncil’in öğretişleri ışığında İsa Mesih inancını öğrenmek isteyenlerle paylaşmayı, İsa Mesih’e inanan türkçe konuşan insanlara ortak bir paylaşım platformu oluşturmayı amaçlayan bir forumdur. Forumun ihtiyaç içinde olan hristiyanlara maddi yardım etme, yardım toplama, toplanacak parasal yardımlara aracılık etme gibi bir misyonu veya hedefi yoktur. Bu tür ihtiyaçlar yaşadığınız yerlerde sizi tanıyan yerel kiliselere, inanlı gruplara, vakıflara veya benzeri oluşumlara bildirilir, bir yardım yapılacaksa bu kanallar vasıtasıyla yapılır. Forumda bu tür ihtiyaçlar için yardım toplanmasına izin verirsek çok kısa zamanda burası bir hayır kurumuymus gibi anlaşılabilir. Bu tür ihtiyaçların ardı arkası kesilmez. Sonuçta birçok kardeşimiz zor durumdadır ve herkesin bir geçim zorlugu, ödeme güçlüğü var. Madem falancaya yardım yaptınız, bize de yapın diyenler çıkacaktır. Nitekim böyle diyenler çıktı. Bizim ne böyle bir misyonumuz var ne de bunu yapacak bir gücümüz. O nedenle lütfen maddi destek arayışıyla bu gibi ihtiyaçlarınızı buraya getirmeyin, yazılarınız yayınlanmayacaktır. Bu tür kampanyaları Facebook, MSN gibi arkadaş gruplarınızda sizi tanıyan kişilerle yapmanız çok daha uygun olacaktır.

    . hrturk

    yanıtla: Kutsal olun : – #35759
    Armagan
    Anahtar yönetici

    Evet, ne yazıktır ki şeytan önder konumunda olan kardeşlerimize daha çok saldırmakta, onları düşürerek zayıf olanları Rab’den ya da kiliseden uzaklaştırmayı hedeflemektedir. Maalesef bazı kardeslerimiz onun tuzaklarına düşerek hem kendi tanıklıklarına zarar vermekteler, hem de Mesih’in adına leke sürmekteler. O nedenle Pavlus’un da dedıği gibi, düşmem diyen sakınsin.. Evet, bizler de düşmeyelim diye ayık uyanık olalım, düşmeyelim.

    Bence sorun mezheplerde veya kilise etiketlerinde değil, doğrudan önder konumunda olan kişinin yüreğindedir. İsim vererek şu doktrini benimsemiş kiliseler böyledir, diğerleri böyledir deyip genelleme yapmak ve tüm o inançta olan kardeşlerimizi yargılamak doğru olmaz. Pentekostal veya karizmatik kiliselerdeki bazı önderler düştüğü gibi birçok vaftizci, presbiteryen, metodist, İncilci kilise önderleri de düşmüşlerdir. Şeytan pasif ve uyuklayan pastörlere pek yanaşmaz. O’nun işi aktif, gayretli, Ruh’la dolu, Mesih’i yücelten, İncil’den utanmayan, İncil’i vaaz eden, işitenlere bereket olan önderlerledir. Bu nedenle hangi kilise veya farklı doktrin öğreten bir imanlı gurubunda olurlarsa olsunlar bütün Rabbin hizmetçileri için dua etmeli, Rab’den onlara zaferlı ve Ruh doluluğunda iman hayatı dilemeliyiz.

    Kutsal Ruh’un desteği ve meshedişi olmadan yapılan her hizmet insani, cismani dediğimiz bedensel ve insana ait mantıkla görülen işlerden öteye geçemez. Bedende olanlar Tanrıyı hoşnut edemezler.. Ne kadar da çok Rab’bin Ruhu’yla, Onun gücüyle, hikmeti ve armaganlarıyla donanmaya ihtiyacımız var. 2000 yıl sonra Rab tekrar sıfırdan kilisesini bu topraklarda kuracaksa, bunu yine Kutsal Ruh’un gücü ve işleyişiyle yapacaktır. Karşımızda Roma’nın putperest inancından çok daha çetin şeytani kaleler var. Bu kaleler sadece Kutsal Ruh’un kasırgasıyla yerle bir edileceklerdir. İsa’nın Kutsal Ruhu’nu sınırlamayalım, Ona engel olmayalım, ama aynı zamanda O’nu istismar edenlere de fırsat tanımayalım.. Yalancı elçiler ve peygamberler her zaman çıkacaklardır. Ama biz verdiğimiz mesajla kime hizmet ediyoruz? Kimin adını yüceltiyoruz? Kemal kardeşim, Rab kendisini hafife alanları ve adına leke getirenleri yine kendisi yargılayacaktır.. Bırakalım yargıyı Rab yapsın, bizler değil..

    yanıtla: üyelik konusunda problem #35762
    Armagan
    Anahtar yönetici

    sevgili Cetin Mustafa.. evet, spam uyelerin kayitlarini engellemek icin bazi email sunucularini yasakladik. sizin email sunucunuz hangisi? @aol.com?? hotmail hesabiniz varsa onunla kayit olabilirsiniz.

    yanıtla: İzmirde yasayanlardan yardıma ihtiyacım var! #35747
    Armagan
    Anahtar yönetici


    Sevgili Elenika kardesimiz,
    HristiyanTürk Foruma hoşgeldiniz. Evet, İzmir’de gidebileceginiz, türkçe konuşan kiliselerimiz var. Sizi severek yönlendirbiliriz. Ancak daha önce biraz konuşup sohbet etmemiz iyi olur. Foruma tekrar geldiğinizde sayfanın sol üst köşesindeki Live Support – Canlı destek yeşil renkte olduğunda bize yazın, sohbet edelim. Ayrıca hristiyanturk@hotmail.com adresimizi de listenize ekleyerek bizimle irtibata geçebilirsiniz..

    İsa Mesih’in esenliğinde olun

    yanıtla: Hristiyanlık hk bilgi almak istiyorum #35734
    Armagan
    Anahtar yönetici

    Sevgili tcddmusa.. Tanrı’nın dini olmaz, dinler arasında ayırım yapmaz.. Dinler insanların çıkardiği sistemlerdir. Tanrı ise bütün insanların Tanrısıdır. Seven Tanrı insanları bir dine veya dinlere degil, sadece Kendisini izlemeye çagırmaktadır. Tanrı kimseyle saklanbaç oynamaz, kendisini gizlemez. Samimi bir sekilde Onu aramaya istekli ve kararlıysanız Onu mutlaka bulacaksınız. Arastırmalarınıza devam edin.. Sorularınız oldukca sormaya devam edin. Unutmayın, Tanrı insanların Kendisini korkuyla, tehdit ve baskılarla izlemesini degil, onların kendisini sevgiyle, isteyerek, gönüllü olarak izlemelerini ister. Onu izlemek Onunla yaşanan ruhsal ve kişisel bir ilişkidir. Dinler size tutmanız gereken bir sürü kurallar ve yasalar dayatır, Tanrı ise günahlı ve kayıp insanı bulur ve kurtarır. Bu ikisi arasındaki derin farkı umarım kavrar ve anlarsınız.

    yanıtla: Hrıstıyan bir kızla evlenmek istiyorum #35704
    Armagan
    Anahtar yönetici

    Sevgili Ceyhan,
    HristiyanTurk foruma uye olup sorunuzu sordugunuz icin tesekkur ederiz. Incile gore gercek bir hristiyan bayanla evelenebilmeniz icin sizin de Isa mesih’in yolunda yuruyor olmaniz gerekir. Ama ismen hristiyan birisi icin bu o kadar onemli olmayabilir. Kendisi Isayi tanimayan, Incil okuyup kiliseye gitmeyen lafta bir hristiyan ile belki daha kolay evlenebilirsiniz. Ama farkli kultur, dusunce ve yasam bicimleri nedeniyle bu evlilik ne kadar surer, Rab bilir. En iyisi mi siz kendi inancinizdan, kendi dilinizi konusan, kendi kulturunuzden biriyle evlenin, daha iyi anlasirsiniz.

    Hristiyan inancini ogrenmek icin de Forumdaki konulara girip okumaniz yeterli olacaktir. Incil, Hristiyanlik, Isa Mesih konularinda akliniza takilan sorulari bize sorabilirsiniz.. Severek yardimci olmaya calisiriz..

    Hristiyan bir bayanla evlenmek isteyenlerle ilgili forumdaki su haber yazisini da okuyabilirsiniz: http://www.hristiyanturk.com/showthread.php?p=19676#post19676

    Armagan
    Anahtar yönetici

    Thomas Cosmades kardesimizin nette guzel bir fotografini buldum ve hemen eklemek istedim.. Kendisi 60 yila yakin turkler arasinda Mujdenin hizmetcisi olmus cok degerli bir buyugumuzdu. Her zaman sukranla hatirlayacagiz..

    37122_118737011517035_100001422092519_130168_2297404_n.jpg

    yanıtla: Ortodoks ve Katoliklerin arasındaki Farklar #35608
    Armagan
    Anahtar yönetici

    Meryem Ana’nın Kimliği ve Rolü Konusundaki Farklılık?

    Mesih İnanlılarını Katolik ve Ortodokslardan ayıran diğer önemli bir nokta da Meryem ananın kimliği ve rolü konusudur. Katolikler ve Ortodokslar (Ermeni Apostolik Kilisesi, Süryani Kadim kilisesi vs…) Meryem anayı adeta bir tanrıçaya dönüştürmüşlerdir. Ayinleri ve öğretilerinin merkezi neredeyse Mesih değil ama Meryem anadır. O’nun onuruna yapılan kiliseler, hac yerleri ve bayramların sayısı İsa Mesih’inkinden daha fazladır. Kutsal Kitap ışığında Katolik ve Ortodoks’ların Meryem ana konusunda düşmüş oldukları beş temel yanılgı kısa olarak şunlardır.
    1.Meryem anaya vermiş oldukları görkemli unvanlar konusundaki yanılgıları. Meryem’e şu görkemli unvanlar verilir: ‘ Tanrı’nın kutsal anası’, ‘sabah yıldızı’, ‘cennetin kapısı’, ‘günahkârların sığınağı’, ‘Hıristiyanların destekleyicisi ve yardımcısı’, ‘meleklerin, göğün ve evrenin kraliçesi’, ‘dünyanın Mesih ile ortak kurtarıcısı’, ‘Avukat, aracı veya meyancı’ vs.
    Oysa Kutsal Kitap, bu isimlerin hiçbirini, hiçbir şekilde Meryem’e vermez. ‘Sabah yıldızı’, ‘cennetin kapısı’, ‘günahkârların dostu’, ‘meyancı’, ‘avukat ‘ isimlerini yalnızca İsa Mesih’e verir. Aynı zamanda Hıristiyanların yardımcısı veya destekleyicisiyse Kutsal Kitap’a göre yalnızca Kutsal Ruh’tur (Yu. 14:16-18 Kutsal Kitap yine açık bir şekilde yalnızca tek bir meyancının var olduğunu ve bunun yalnızca İsa Mesih olduğunu vurgular:
    ‘O, tüm insanların kurtulmasını ve gerçeğin bilincine erişmesini ister. Çünkü tek bir Tanrı ve Tanrı ile insanlar arasında tek bir Aracı vardır. Bu da insan olan ve kendisini herkes için fidye olarak sunmuş bulunan Mesih İsa’dır'(1Tim.2:4-6).
    Yalnızca İsa Mesih’e ve Kutsal Ruh’a yaraşan bu isimlerin bir yaratığa verilmesi ciddi bir yanılgı ve hatadır. Şunu da belirtmeliyiz ki, Meryem’e verilen ‘göklerin kraliçesi’ ismi tamamen putperestlikten gelmektedir. Bu isim Kutsal Kitap’ın Yeremya 7:16,20 ve İşaya 44:16-23’te Meryem’e değil, Babil tanrıçası Astarte’ye ilişkin söylenmektedir. Tanrı burada kendisini öfkelendirmek için gökler kraliçesine pideler hazırlayıp sunan kişileri açıkça lanetlemektedir. Şu da açıktır ki, Babil’lilerin tanrıçalarına verdikleri birçok isim 5’inci yüzyıldan itibaren, putperestlikten Hıristiyanlığı seçmiş, ama gerçekte putperest alışkanlıklarından tam olarak vazgeçmemiş ama onları Hıristiyan kisvesi altında muhafaza edenlerce Meryem’e atfedilmiştir.
    4’üncü yüzyıldan itibaren Mesih’i doğurmasından dolayı Meryem’e verilmeye başlanan ‘Tanrı’nın anası’ unvanına gelince; bu isim Kutsal Kitap’a ve biz Mesih İnanlılarına göre Tanrı’ya karşı büyük bir hakarettir. Bu isim ancak mitolojilerde rastlanan Tanrı’dan önce var olup, Tanrı’yı doğurmak, Tanrı’ya hayat vermek gibi Kutsal Kitap’a tamamen ters düşen, çarpık düşüncelere sebebiyet vermektedir. Tanrı’nın kesinlikle annesi yoktur, hiç olmamıştır ve olamaz da.. Hiç kimse Tanrı’yı doğuramaz veya O’na hayat veremez. Tanrı’dan önce kendisine sebebiyet verecek hiç kimse var olmamıştır. Tanrı ezelidir. Başlangıcı ve sonu yoktur. Meryem ancak İsa Mesih’in insanlığının annesi olmuştur Tanrılığının değil. Doğrudur ki, Luka 1:43’te Elizabet Meryem’e ‘Rabbimin anası’ demiştir. Ama dikkat edilsin ki, burada ‘Tanrı’mın anası’ değil, ‘ Rabbimin anası’ deniliyor. Burada kullanılmış olan ‘Rab’ kelimesi Tanrı anlamında değil ama Efendi veya sahip anlamında olup o zamanlarda bir çok saygın kişi bu şekilde çağrılmaktaydı (Mat.23:8-12). Başka bir bölümde Yakup’tan söz edilirken onun da ‘Rabbin kardeşi’ olduğu belirtilir (Gal.1:19). Şüphesiz bizler bunu ‘Tanrı’nın kardeşi’ anlamında yorumlayıp, bundan Yakup’un da çok özel biri olduğu sonucunu çıkarmamalıyız. Bu bizleri çarpık düşüncelere götürür. Bu yalnızca Mesih’in bedensel yöndeki kardeşi anlamındadır.
    2. Meryem ananın doğuştan günahsızlığı konusundaki yanılgıları. Katolik ve Ortodokslar Meryem’in ‘anne karnında oluşmaya başladığı andan itibaren aslî günahtan tamamen arı kaldığını veya korunduğunu’ bildirip, ‘hayatı boyunca da Meryem’in hiç bir günah işlememiş’ olduğunu öğretirler (C.EC sf.135, H.D.Ö. sf.23). Meryem’in lekesiz var oluşu görüşü 1854 yılında resmen onaylanmış ve tüm Hıristiyanlarca kesinlikle kabul edilmesi gereken bir dogma olarak ilan edilmiştir.
    Oysa Kutsal Kitap’ın hiçbir yerinde böyle bir görüş veya düşünce bile mevcut değildir. Kutsal Kitap çok açık bir ifadeyle içinde Meryem de olmak üzere bütün insanlığın günahlı olduğunu ve günahlı doğduğunu vurgular:
    ‘Doğru olan kimse yok, bir kişi bile yoktur… Hepsi yoldan saptılar… iyilik eden bir kişi bile yoktur… Hiç ayırım yoktur. Çünkü HERKES günah işledi ve Tanrı’nın yüceliğinden yoksun kaldı’ (Rom.3:10-12,22-23; 5:12).
    Kutsal Kitap bunun dışında kalan tek kişinin yalnızca İsa Mesih olduğunu bildirir (İbr.4:15,7:26; 1Pet.1:19, 2:22; Yu. 8:46, 1Yu. 3:5; Eyb.14:4). Meryem’in kendisi bile Luka 1:46-47’de Tanrı’ya ‘Kurtarıcım’ diye hitap etmekle günahlılığını ve kurtuluşa muhtaç biri olduğunu dile getirmiştir. Bundan başka Luka 2:22-24’te şeriatın doğrultuda Meryem’in tapınakta bir çift güvercin yavrusu sunması da Levililer 12:6-8’e göre onun günahlılığının başka bir kanıtıdır. Günahsız birinin kurban sunmaya gereksinimi olmadığı açıktır. Zaten M.S. 4’üncü yüzyıldan itibaren ileri sürülmeye başlana Meryem’in günahsızlığı konusu 1854’te resmen bir dogma olarak kabul edilişine kadar kilise içinde bir sürü tartışmalara ve protestolara neden olmuştur. Bu görüş kesinlikle Kutsal Kitap’ın bir öğretisi değildir. Kilisece ortaya atılmış geleneklere dayalı bir öğretidir o kadar. Bundan başka eğer Meryem günahsız doğsaydı bu onun anne ve babasının da günahsız doğmasını gerektirecekti. Anne babası günahsız doğduysa onların anne babaları da vs… bu sürüp gider.
    3. Meryem’in bedeni ve canıyla ölümden sonra göğe kaldırılması görüşü. Katolik kilisesi 1950 yılındaki bir konsülde, Meryem’le ilgili olarak bütün Katoliklerce kabul edilmesi gereken yeni bir dogma ortaya attı. Bu dogma Meryem ananın ‘yeryüzündeki yaşamı sona erince, bedeni ve canıyla’ aynı Mesih gibi göğe kaldırılıp, hükmetmek amacıyla ‘Rab tarafından evrenin kraliçesi olarak yüceltilmesi’ öğretisiydi (CEC.sf. 254). O tarihten bu yana her sene 15 Ağustosta tüm Katolik ve Ortodokslar Meryem’in göğe alınışını kutlarlar. Hıristiyan Dininin Özü adlı kitap ‘ Aziz Meryem’in göğe alınışı bir iman maddesi midir? diye sorar ve hemen ardından da yanıtlar: ‘Aziz Meryem’in göğe alınışı bir iman maddesidir, çünkü o Kilise’nin yanılmaz yetkisiyle belirlenmiştir’ (sf.32).
    Oysa Kutsal Kitap’ta bu görüşü destekleyecek tek bir ayet bile mevcut değildir. Bu Katolik kilisesinin Meryem’e duyduğu aşırı saygı ve bağlılıktan kaynaklanan hayal ürünü bir öğretidir. Bilindiği gibi Mesih haçta asılıyken Meryem’i öğrencisi Yuhanna’ya emanet etmiştir. Meryem’in ölümüne dek onunla kalan Yuhanna kesinlikle böyle bir düşünce veya olaydan söz etmemiştir. Hatta ‘ İnsanoğlundan başka hiç kimsenin göğe çıkmadığını’ belirten Mesih’in sözlerini de o kaydetmiştir (Yu.3:13). Böyle bir olay olsaydı o bunu şüphesiz bildirecekti. Seneler sonra, Meryem’in ölümünden bile sonra Esinleme kitabında yaşlı Yuhanna dirilen Mesih’i görmüş ama O’nun yanında ne Meryem’i görmüştür ne de onun gökte olduğundan söz etmiştir o. Esinleme 12’de sembolik bir tarzda güneşe sarılmış, ayaklarının altında ay ve başında on iki yıldızdan oluşmuş bir taçla beliren hamile kadın kesinlikle Meryem değil ama on iki sıptan oluşup bereket ve imtiyazlara mahsur olmuş, Kurtarıcının kendisinden geldiği İsrail halkıdır bu (Tek.37:9;Rom.9:4-5). Bundan başka Kutsal Kitap dirilişlerin sıralanışından söz ederken şunları belirtir:
    ‘‘Herkes nasıl Adem’de ölüyorsa, herkes Mesih’te yaşama kavuşacak. Her biri sırası gelince dirilecek: ilk örnek olarak Mesih, sonra Mesih’in gelişinde Mesih’e ait olanlar” (1Kor.15:23).
    Bu ayet açık bir şekilde göstermektedir ki, dirilerek göğe giden yalnızca Mesih’tir. Mesih’in dirilişinden sonra, Mesih’e ait olanların dirilişiyse, yalnızca Mesih’in ikinci geliş anında gerçekleşecektir. Bu ikinci gelişten önce, içinde Meryem de olmak üzere Mesih benzerliğinde hiç kimse dirilmemiş ve göğe alınmamıştır. Kutsal Kitap’a dayanmayan böyle bir öğretinin bir iman maddesi ve dogma olarak empoze edilmesi üzücü bir gerçektir.
    4. Meryem ananın ebediyen bakire kalması görüşü. Katolik ve Ortodoksların diğer bir yanılgısı da Mesih’in doğumundan sonra Meryem’in Yusuf ile normal bir karı-koca yaşamına sahip olmayıp onun ebediyen bakire kalması ve dolayısıyla Yusuf’tan da çocukları olmayı öğretileridir(CEC. Sf.134-135).
    Biz Mesih İnanlıları Kutsal Kitap verilerine dayanarak Meryem’in yalnızca Mesih’in doğuşuna kadar bakire kaldığını fakat Mesih’in doğumundan sonra Meryem’in aynen diğer insanlar gibi Yusuf ile beraber normal bir karı-koca yaşamına sahip olup hatta bunun sonucunda birçok çocukları bile olduğunu kabul ederiz. Zaten bizzat melek Cebrail Yusuf’a ‘ Meryem’i kendine karı olarak almaktan korkma’ (Mat.1:20) diyerek açıkça Meryem ve Yusuf’un normal bir aile yaşamı sürdürmesinde bir sakınca olmadığını belirtmiştir. Yusuf meleğin talimatı üzere ‘Meryem’i eş olarak yanına aldı. Ne var ki, Meryem oğlunu doğuruncaya dek Yusuf onunla birleşmedi’ (Mat.1:24-25). Açıkça görüldüğü gibi Yusuf, yalnızca İsa doğana dek Meryemle birleşmedi. Bundan sonrası için hiçbir sınırlama yok.
    Bundan başka İncil’in birçok yerinde İsa’nın kardeş ve kız kardeşlerinden söz edilir ve hatta isimleri sıralanır:
    ‘Meryem’in oğlu, Yakup, Yose, Yahuda ve Simun’un kardeşi olan marangoz değil mi bu? Kız kardeşleri burada, aramızda yaşamıyor mu?” Ve gücenip O’nu reddettiler.’.
    ‘Birisi İsa’ya, “Bak” dedi, “annenle kardeşlerin dışarıda duruyor, seninle konuşmak istiyorlar.” İsa, kendisiyle konuşana şu karşılığı verdi: “Kimdir annem, kimdir kardeşlerim?” Eliyle öğrencilerini göstererek, “İşte annem, işte kardeşlerim!” dedi. “Göklerdeki Babamın isteğini kim yerine getirirse, kardeşim, kız kardeşim ve annem odur.”(Mat. 12:46-50).
    Bazıları bu kardeşler sözünü İsa’nın bedensel değil de ruhsal kardeşleri olduğunun ileri sürer. Bu çürük bir tezdir çünkü Kutsal Kitap ilk başlarda bu kardeşlerinin kendisine inanmadığını belirtir:
    ‘Yahudilerin Çardak Kurma bayramı yaklaşmıştı. Bu nedenle İsa’nın kardeşleri O’na, “Buradan ayrıl, Yahudiye’ye git” dediler, “öğrencilerin de yaptığın işleri görsünler. Çünkü kendini açıkça tanıtmak isteyen bir kimse yaptıklarını gizlemez. Mademki bu şeyleri yapıyorsun, kendini dünyaya göster!” Kardeşleri bile O’na iman etmiyorlardı .'(Yu. 7:2-5).
    İsa’nın kardeşlerinin onun kuzenleri olduğunu söylemek de yanlıştır çünkü Yunanca da kuzen için ayrı, kardeş için ayrı kelimeler vardır. Eğer gerçekten kuzenleri olsaydı asıl kuzen kelimesini kullanacaktı Kutsal Kitap ama bu böyle değildir. Doğrudur ki, kardeş kelimesi bazen aynı topluma, aynı millete ait insanlara nispeten kullanılır. Kutsal Kitap’ta bu sözün bu anlamda kullanıldığı yerler açıktır. Ama İsa’nın kardeşlerinden söz edildiğinde bunun ailesel ve harfî anlamda olduğu açıktır. İncil’de yine şu ifadeleri okuruz:
    ‘Bundan sonra İsa, annesi, kardeşleri ve öğrencileri Kafernahum’a inerek orada birkaç gün kaldılar'(Yu.2:12;Eiçi 1:14).
    Burada da açıkça görüyoruz ki özenle öğrencileri anası ve kardeşleri ayrı ayrı belirtilmektedir. Katolik ve Ortodoks kiliselerinin Meryem’in ebediyen bakire kaldığı iddiasının gerisinde evlilik olgusunun hor görülmesi ve kutsal bir kadına bunun yakışmayacağı çarpık düşünce yatmaktadır. Kutsal Kitap açık bir şekilde evliliği kutsal niteler ve asla onu hor görmez. Bu ve buna benzer ayetler açıkça belgelemektedir ki, Meryem ebediyen bakire kalmamış fakat Yusufla evlenerek birçok çocukları olmuştur.
    5. Meryem anaya dua ve ibadet edilip yüceltilmesi yanılgısı. Katolik ve Ortodokslar (Ermeni Apostolik, Süryani Kadim vs…) kiliseleri Meryem’e bağlılıklarında daha da ileri gidip, ona özel bir ibadet, tapınış ve dua sunarak yanılgılarının doruğuna varırlar. Meryem’e sunmuş oldukları birçok dua da ondan merhamet, yardım, günahlardan bağış dileyip, yaşamlarını onu eline teslim ettiklerini dile getirirler. Katoliklerce hazırlanan Hıristiyan dininin Özü adlı kitapçıkta Meryem’e şu dua yükseltilir:
    ‘ Ey şefkatli Bakire Meryem, himayene sığınan, yardımını dileyen ve aracılığını isteyen hiç kimsenin, senin yardımını görmeden geri çevrildiğini hatırla. Bundan cesaret alarak sana koşuyorum. Ey Mesih İsa’nın Annesi ve benim şefkatli Annem, sans geliyorum ve günahlarım yüzünden çektiğin acılarla ayaklarına kapanıyorum. Ey Kurtarıcımız Mesih’in Annesi, dualarımı reddetme, onları dinle ve kabul et. Amin ‘(sayfa 79-80).
    Kutsal Kitap’a göre Meryem’e sunulan bu dua, tapınış ve şereflendirme eylemleri, büyük bir günah olup ‘ karşımda başka ilahların olmayacak, onlara tapınmayacaksın’ emrini çiğnemektir (Çık.20:3-5). İsa Mesih, elçiler ve melekler açık bir şekilde yalnızca Tanrı’ya tapınılıp, O’na dua edilmesini ve yalnızca O’na hizmet edilmesi gerektiğini belirtmişlerdir. Yalnızca Tanrı’ya ve Mesih’e sunulması gereken bu dua ve tapınışın bir yaratık olan Meryem’e sunulması Hıristiyan kiliselerince kabul edilemeyecek bir uygulama olup Yaratıcıdan ziyade yaratığa tapma hatasına düşmektir. Kutsal Kitap’ın hiç bir yerinde Meryem’e sunulan bir dua, bir tapınış veya yüceltme eylemi mevcut değildir. Her ne kadar Katolik kilisesi Meryem’e sunulan bu tapınışın Tanrı’ya sunulan (latri) tapınıştan farklı ve aşağı bir (hiperduli) tapınış olduğunu söylese de uygulamada arada hiçbir fark yoktur ve bu puta tapıcılıkla aynıdır. Sırf Kurtarıcı İsa’nın annesidir diye Meryem’e dua etmek, tapınmak veya onu yüceltmek büyük bir hatadır. Bizzat İsa Mesih’in kendisi bu gerçeği Luka 11:27-28’de açıkça şu sözlerle ifade etmiştir:
    ‘İsa bu sözleri söylerken kalabalığın içinden bir kadın O’na, “Ne mutlu seni taşımış olan rahme, seni emzirmiş olan memelere!” diye seslendi. İsa, “Daha doğrusu, ne mutlu Tanrı’nın sözünü dinleyip uygulayanlara!” dedi
    İsa Mesih’in kendisi bile birçok olayda Meryem’e fazla yer vermemiştir. Annen ve kardeşlerin dışarıda seni görmek istiyorlar denildiğinde O ‚ ‘benim anam kimdir? ve kardeşlerim kimdir?’ demiş ve öğrencilerini göstererek ‘göklerde olan Baba’mın iradesini kim yaparsa benim kardeşim ve anam odur’ diye vurgulamıştır (Mat.12:46-50). Kana şehrindeki düğünde de İsa Mesih annesine ‘kadın’ diyerek hitap etmiştir. Elçiler de kendi aralarında ona özel bir yer vermemişlerdir. Son olarak adı geçen Elçiler kitabında Meryem’i ve kardeşlerini diğer öğrencilerle dua hizmetinde görüyoruz o kadar. Bundan sonra ne mektuplarda ne de diğer yazılarda ondan söz edilmez. Eğer Katolik ve Ortodoksların Meryem hakkındaki düşünceleri doğru olsaydı böyle bir suskunluk mevcut olmayacaktı.
    Şüphesiz biz Mesih İnanlıları Rab İsa’nın diğer öğrencilerine karşı duyduğumuz saygı benzerliğinde Meryem’e de saygı duyarız. Fakat asla ona ne dua eder, ne tapar, ne de şereflendiririz. Kendisi diğer elçiler ve kutsallar gibi şimdi ölüdür ve Rabbin huzurunda bedensel dirilişini beklemektedir. Kendisi neticede bir insan bir yaratık olduğundan zaman ve yerle sınırlıdır ve kendisine sunulan duaları ne işitebilir ne de cevaplayabilir. Bundan başka Meryem’e dua ederek onu çağırma hareketi ölmüş birini çağırmak anlamına gelip Tanrı’nın şu buyruğunu çiğnemek demektir:
    ‘Aranızda … ölülere danışan bulunmayacaktır’ (Tes.18:9-12).
    Meryem’e tapınmak alışkanlığı 4’üncü yüzyılda, tanrıçalara tapınma alışkanlıkları yaygın olan putperestllerin Hıristiyanlığı benimsemesiyle başlamıştır. Bu kişiler tapınmış oldukları tanrıçaları Meryem’le özdeşleştirerek sapık alışkanlıklarını Hıristiyan kisvesinde sürdürmüşlerdir.
    Melek ve Azizler, Resim Heykel ve Suretlerin Kullanımı Konusundaki Farklılıklar
    Mesih İnanlılarını Katolik ve Ortodokslardan ayıran diğer bir özellik de onların melek, Meryem ve azizleri şereflendirmeyip tapınmamaları ve yine tapınış yerlerinde onların resim heykellerini bulundurmamalarıdır. Mesih İnanlıları her ne kadar Mesih’i gerçek Tanrı olarak görüp O’na tapınsa da O’nun insan eliyle yapılmış tasvir ve heykellerine kesinlikle eğilmez ve tapınmazlar. Yine her ne kadar genelde tapınaklarında haç bulundurulsa da asla haçı şereflendirmez veya onun önüne geçip dua etmezler. Haç, tapınak ve kitaplarında yalnızca Mesih’in kurtarış sağlayan ölümünün bir sembolü olarak kullanılır. Kitaplarında kullanmış oldukları resimler de yalnızca eğitimsel amaçlıdır. Azizler konusundaki tutumları da Kutsal Kitap’ta sözü edilen bu kutsal kişilerin yaşam tarzlarını ve imanlarını kendilerine örnek olarak görmekten öte geçmez (ibr.11 ). Meleklerin de görkemini kabul etmelerine rağmen asla onlara tapınmaz veya onları şereflendirmezler.
    Fakat Katolik ve Ortodoks kiliselerin bu suret ve heykellerin kullanımı sembol veya eğitimsel kullanımdan daha da öteye gidip, melekler ve azizler de içinde olmak üzere özel bir şerefe ve tapınışa hedef olmaktadır. Örneğin son olarak yayımlanmış Katolik kilisesinin eğitim kitabı her ne kadar Tanrı’ya sunulan tapınıştan daha aşağı derecede bir tapınış sunduklarını belirtse de Katolik kilisesi açık bir şekilde Mesih’in, Meryem’in ve azizlerin tasvir ve heykellerine tapınıp onları şereflendirmek gerektiğini öğretir (Catéchisme de l’Eglise Catholique, Ssyfa 308-309,536-537). Katolik kilisesi öncülerinden biri olan Akinalı Tomas açık bir şekilde ‘Mesih’e tapındığımız gibi O’nun haçına da aynı şekilde tapınırız’ der ve ‘haça da dua yöneltilme’ sinden söz eder (Somme Théologique, cilt III, sayfa 253-270). Hatta bazı kiliselerde direkt olarak haça yöneltilmiş dualar vardır. ‘Ey Mesih’in kanlı haçı vs… Bazı konsüllerce kabul edilip bazılarınca da reddedilen resim ve heykellerin kiliselerde kullanılma uygulaması şiddetli tartışma ve itirazlardan sonra nihayet 16’yüzyılda Trente Konsilinde bir iman maddesi olarak empoze edilmiştir.
    Mesih İnanlıları Çıkış 20:1-5’deki On emirin ilk ikisine dayanarak tasvir ve suretlerin şereflendirilmesini kesinlikle reddederler:.
    ‘Seni esirlik evinden çıkaran Allahın Yehova (Yahwe) Benim. Karşımda başka ilahların olmayacaktır. Kendin için oyma put, yukarıda göklerde olanın, yahut aşağıda yerde olanın, yahut yerin altında sularda olanın hiç suretini yapmayacaksın; onlara eğilmeyeceksin; ve onlara ibadet etmeyeceksin’
    Her ne kadar bazıları bu resimlere değil yalnızca onların temsil ettiği kişilere dua edip şereflendirdiklerini söyleseler de gerçekte bu Tanrı’nın Sözü’ne uygun düşmez. Mısır esaretinden özgürlüğe çıkan İsrail halkı Musa Sion dağında Tanrı’nın huzurunda bulunduğu sırada kendilerini kurtaran Tanrı’yı buzağı suretinde temsil ederek ‘işte sizi esirlikten kurtaran Tanrı’ diye ilan etmiş ve bunun sonucunda Tanrı tarafından ciddi bir şekilde cezalandırılmışlardır. Zehirli yılanların zehrinden kurtulmaları amacıyla Tanrı’nın emriyle Musa’nın yapmış olduğu tunç yılan tapınış aracı olmaya başlayınca kral Hizikiya tarafından parçalandı (2.Kırallar 18:4) Zaten ilk yüzyıldaki Mesih İnanlıları da ibadetlerinde kesinlikle suret, resim veya heykeller kullanmazlardı. Daha iyi yoğunlaşmak için bu suretleri kullananlara elçi Pavlus’un şu bildirisi yeterli bir uyarı olsa gerek: ‘Biz görünüşle değil imanla yürüyoruz’ (2.Kor.5:7) ve yine ‘Sevgili çocuklarım kendinizi putlardan koruyun’ Örneğin Katolik ve Ortodokslar meleklere ve azizlere de dua ve yardıma çağırmalarıyla adeta onlara tapınmaktadırlar.

    Armagan
    Anahtar yönetici

    (Thomas cosmades kardesimizin esi Leila’nin yazdigi mektubun Turkceye tercumesidir)

    Uzaklardaki yakınlardaki sevgili dostlar ve aile üyeleri,

    Thomas’ın dünyasal çadırını bırakıp göğe gitme özlemi dün, 20 Eylül 2010 sabahı yerine geldi.

    Thomas Pazar akşamı saat 19:00 sularında mutfağımızda şiddetli bir inme geçirdi. Ev doktorumuz derhal müdahale ederek kendisini dengelemeye çabalarken, cankurtaran evimize doğru acilen yola çıktı. Hastahane yolunda kızlarımız Debbie ve Heather’i aradım. Hemen otomobillerine binip benimle birlikte babalarının yanında yer aldılar. Thomas’ın bu durumdan sağ çıkamayacağı daha başlangıçta açıkça görülüyordu.

    Bilincini hiç tekrar geri kazanamadı. Tüm gece boyunca Debbie, Heather ve ben onun yatağının başındaydık; ona konuştuk, onu okşadık, dua ettik ve birlikte Tanrı Sözü’nden okuduk. Dün sabah (20 Eylül 2010 Pazartesi) saat 10:00’u biraz geçerken oksijen maskesi kaldırıldı ve birkaç kısa anın ardından esenlik içinde Rab’bin yanına gitti.

    Thomas Cosmades’i Anma Toplantısı 02 Ekim 2010 tarihinde saat 14:00’te (Almanya) adresinde yapılacaktır. Thomas kendisini son nefesine kadar Rab’be ve O’nun hizmetine adamış, alışılmışın dışında bir insandı. Yaşamının son günlerinde şunları söyledi: “Aldığım her nefesin sonuncusu olduğunu hissediyorum. Rabbim’e gitmek istiyorum.” Rab onun bu yürek arzusunu kendisine verdi.

    Lütfen kızlarımız, kocaları ve benim için ve büyükbabaları konusunda derin etkilenen torunlarımız için dua edin. Yanımızda olduğunuz için size teşekkür ederiz.

    Saygılarımla,
    Lila Cosmades ve yakın aile fertleri

    Armagan
    Anahtar yönetici

    (Thomas Cosmades’in eşi Leila’nın bu haberle ilgili ingilizce yazdığı ayrıntılı mektuptur).

    Dear friends far and near, dear family,

    That which he longed for took place yesterday morning, September 20, 2010, when Tom’s earthly tent was vacated for his transition to heaven.

    On Sunday evening at about 7 o’clock, Tom suffered a massive stroke in our kitchen. The ambulance rushed to our home, along with our family doctor, where immediate measures were taken to try to stabilize him. I called our Debbie and Heather that we were on our way to the hospital. They both soon got in their cars for the hour + trip to join me at their father’s side. From the very outset it was clear that Tom was not going to survive this.

    He never regained consciousness. Throughout the night Debbie, Heather and I were with him, talking to him, loving him, praying for him and reading the Word together. Yesterday morning at a little after ten, the breathing tube was removed and within a few brief moments he went peacefully into the presence of the Lord.

    We still do not know when and where his memorial service will take place. The urn with his ashes will be buried under a tree in a forest set apart for this purpose. A small plaque will be placed on the tree with his name, date of birth and death.

    He was an unusual man, totally given to his Lord and His service to the very end. On the last day of his life here on earth he said, “I feel that every breath is my last. I want to go to my Lord.” The Lord gave him the desire of his heart.

    Please pray for our girls, their husbands and me, and for our grandchildren who were profoundly influenced by their grandfather. Thank you for standing with us.

    Sincerely, Lila Cosmades and immediate family

    yanıtla: sitem #35576
    Armagan
    Anahtar yönetici

    Sevgili ziyaretcimiz, Kanalhayat TVyi izlemeniz ve begenmeniz bizleri de sevindiriyor. Ancak dusuncelerinizi ve onerilerinizi bize degil, dogrudan Kanal Hayat TV’ye yapmalisiniz. http://www.kanalhayat.com uzerindeki Canli Destek odasina ya da orada bulunan diger iletisim bilgilerine basvurmalisiniz.
    hristiyanturk.gif

15 yazı görüntüleniyor - 61 ile 75 arası (toplam 346)