TÜRKLER DE HRİSTİYANDIR

  • Bu konu 25 izleyen ve 75 yanıt içeriyor.
15 yazı görüntüleniyor - 16 ile 30 arası (toplam 76)
  • Yazar
    Yazılar
  • #32981
    Anonim
    Pasif

    türkler tarih boyunca dünyaya hükmetmiş hatta çin gibi imparatorlu ğu kaç kere vergiye bağlamıştır.bu yüzdenki çinliler şimdi uzaydan bile göründüğü söylenen çin seddini türklerden korunmak için yapmıştır.ve burda şunu söylüyorsunuz türkler islamı kılıç zoruyla kabullendi.türklere kılıç çekmek ozamanlar kimin hattine idi.türklerki orta çağı kapatıp yeni çağ açtı.siz nasıl böyle bir ırka kılıç zoruyla islamı kabullendireceksiniz.

    #32982
    Armagan
    Anahtar yönetici

    Sevgili hoşgörülü,

    Türklerin tarihini iyice okursanız türk ordularının her zaman her savaşı kazanmadığını görürsünüz. Zaferler olduğu gibi yenilgiler de olmuş, can, mal veya topraklar kaybetmişlerdir. Osmanlı tarihi bunun en belirgin örneğidir. Dünyada savaştığı her savası daima kazanmış bir ulus görebiliyor musunuz? Yoktur.. O nedenle tarihteki türk ordularını superman gibi yenilmez görüp boş yere kibirlemeyin.. Alçakgönüllülük, gerçekleri olduğu gibi görüp kabullenmek demektir. İsminiz ‘hoşgörülü’, ancak bu konuda çok peşin hükümlüsünüz..

    #32983
    Anonim
    Pasif

    Sayın hoşgörülü açın Talas savaşında kim kimi yenmiş bir araştırın. Kılıçtan geçirilen onlarca Türk evladını okuyun…

    #32993
    Anonim
    Pasif

    ben hiçbirzaman türklük diye bir milliyetcilik yapmadım ama türküm.hiç kimse ırkını değiştiremez ama dinini değiştirebilir.bende ne dinimi nede ırkımı değiştirmek için burdayım.sadece uzlaşmalı ve saygılı bir biçimde konuşmak için burdayım.fakat şunu söylüyelimki diyorsunuz türkler kılıç zoruyla islamiyeti kabullendirdiler.peki ya şimdi hritiyan ülkeler ne yapıyor.şu anda misyoner ler ne yapıyor.fakir müslüman ülkelerde cirit atıyor.fakir bir aileye bakım yapıyor onları klise yöneltiyor.çoçuklarını okutuyor.tabi o ülkenin vatandaşıda açlık gırtlağa kadar dayandığı için bir misyonerin yardımı onu çok etkiliyor ve hristiyan oluyor.deyim şu:türkler diyorsunuz kılınç zoruyla müslüman oldu.bende diyorumki şimdide hristiyanlar parayla hristiyan yapıyorlar nasıl doğru deyilmi bir çok örneğini fakir ülkelerde görürsünüz

    #33005
    Anonim
    Pasif

    @hoşgörülü 14001 wrote:

    ben hiçbirzaman türklük diye bir milliyetcilik yapmadım ama türküm.hiç kimse ırkını değiştiremez ama dinini değiştirebilir.bende ne dinimi nede ırkımı değiştirmek için burdayım.sadece uzlaşmalı ve saygılı bir biçimde konuşmak için burdayım.fakat şunu söylüyelimki diyorsunuz türkler kılıç zoruyla islamiyeti kabullendirdiler.peki ya şimdi hritiyan ülkeler ne yapıyor.şu anda misyoner ler ne yapıyor.fakir müslüman ülkelerde cirit atıyor.fakir bir aileye bakım yapıyor onları klise yöneltiyor.çoçuklarını okutuyor.tabi o ülkenin vatandaşıda açlık gırtlağa kadar dayandığı için bir misyonerin yardımı onu çok etkiliyor ve hristiyan oluyor.deyim şu:türkler diyorsunuz kılınç zoruyla müslüman oldu.bende diyorumki şimdide hristiyanlar parayla hristiyan yapıyorlar nasıl doğru deyilmi bir çok örneğini fakir ülkelerde görürsünüz

    Değerli Kardeşim keşke,, rumuzun gibi “HO GÖRÜLÜ” olsaydın…çünkü soruların ve yanıtların rurmuzunla bağdaşmıyor..Misyonerlerin fakir ülkelere gidip para karşılığı din değişmelerine sebeb olduğunu belirtiyorsun..

    Soru-1 Sence bir misyonerin ( TEBLİĞCİNİN) bir kişiyi hristiyan yapabildiğinde ne çıkarı olacak.. onun ülkesi için mi savaşacak?
    SORU-2 Müslümanlıkta, Budistlikte ve diğer tüm dinler de Misyoner ( TEBLİĞCİ) yokmudur…

    öncelikle misyoner diye tabir ettiğimiz tebliğcilerin ne olduğunu bileceğiz… ben hristiyan olmadan önce araştırmalrımda bana hep şu sorulurdu.. incilin içinden 100 dolar çıktımı :)) vala ben bu güne kadar öyle bir şey le karşılaşmadım beklemedımde… Misyomnerler kımsenın gırtlagına bıcak dayamıyor.. para uzatmıyor.. iyilikten soz edıyorsun.. amerıkalı ıkı kardesımız bulunduğum sehre geldıklerınde kastamonu ılınde bır ıranlı gozmen aılesıne yardımda bulundular ve ınan bana hrıstıyanlıktan konu bıle acmadılar.. çunku rab senın gonul gozunu acacakkı o ısık ıcıne gırecek yoksa pencerede perde varsa gunes olsa ne yazar…

    Islamıyete kılıc zoruyla gırmek mı daha neler turklere kım kılıc cekebılır :)) sence boyle mi? Selahattin Eyyubi kudüsü almadan önce ona gelen kucuk sehır kralı ve yaverı ıle tartısmasında aynen senın dedıgını soler eyyubıye.. kudüsu almalıyız dıye.. allah yanımızda o bole ıstıyor der.. ve eyyubı cevaben ne der bılıyormusun… “Allah bugune kadar yani ben kralınız olana kadar kac savas kazandırdı sıze..””” once hazırlık su ve sılah demıstır..

    ıslamıyette de turklerın tarıhındede ınan bana kazanmaktan cok kaybetmek vardır.. savaslarda…! ama bunu tanrıyla bagdastıramayız…

    ve inan kardeşim Perslilerde Tüklerde Ömer’in kılıcı ile müslüman olmuştur.. bunu hocalara da sorabilirsin.. sonuçta ne şekilde olduğun değil… kalbinden geçen önemlidir… sen kılıc zoru ıle bır dıne gecersın ama kalbınde dıgerı gecerlıdır.. yada para karsılıgı olursun ama kalbınden gecen onemlıdır.. kımse kımseye ınana zorla dın degıstırtemez.. “Çünkü Tanrı içinide dışınıda bılıyor….

    SEVGİLER ESENLİKLE…

    #33011
    Anonim
    Pasif

    Sevgili hoşgörülü,
    “Buraya din değişmek için gelmedim” diyorsun. Kimse sana din değiş demiyor. Elbise değil ki değişesin. Bizde din yoktur. Rab’de yaşam vardır. Ama sana:”Tanrı’yı bilmek istiyormusun?” diye sorabiliriz. Cevabınız “hayır” ise, o zaman “Bu Forum’da ne yapıyorsun?” diye sorarız. “Araştırıyorum, öğrenmek istiyorum” bile demediniz. Çünkü, Tanrı’yı arayan bir yüreğe can kurban.

    Ama belli ki siz Atalarınıza, Ecdatınıza ibadet ediyorsunuz. Bir insanın yüreğinde en büyük yeri alan ne ise, o kişi, o şeye tapmaktadır. Yüreğin para sevgisi ile dolu ise, senin Tanrın paradır. Sen istediğin kadar “Hayır, değildir” de; Rab’bin gözünde bu böyledir. Sen de ecdatına tapıyorsun. Yargı günü:”Tanrım, biz öyle büyük, öyle güçlü bir milletiz ki. Öyle saldırdık, böyle kestik, şöyle biçtik. Dünyayı fethettik” mi diyeceksin? Tanrı da:”Aferin. Madem öyle, geç bakalım Cennete” mi diyecek? Seni Allah’ın gazabından ecdatın mı kurtaracak?

    Bütün insanlar kardeş iken, “Gâvur” ilan ettiğini kesip biçtiğinden dolayı gurur mu duyuyorsun. Dinine gelince, söyleyecek çok şey var, ama sadece düşünmeye başlayabilmeniz için birkaç noktaya değinmek istiyorum:

    1) Bildiğin tüm peygamberler Yahudi’dir. Hiçbir zaman, başka hiçbir ırktan, bir peygamber gelmemiştir ve Kutsal Kitab’a göre de gelmiyecektir. “Çünkü kurtuluş Yahudi’lerdendir”. Ama bir Arap geldi, ben de peygamberim dedi ve hiç araştırmadan, sen de kabul ettin. Ve şimdi de bir Türk milliyetçisi olarak, onu savunuyorsun. O zaman, kendi kurtuluşu için bile yalvaran bu adam (Muhammed) seni kurtarsın derim.

    2) Kuran’da hiçbir yenilik; diğer Kitaplar’da olmayan hiçbir güzellik yoktur. “Eee, işte yetimin hakkını, dulun hakkını yemeyeceksin; terazide haksızlık yapmayacaksın” vs var diyorlar. Ama bütün bunlar çok daha detaylı bir şekilde ve Kuran’dan 2100 yıl evvel yazılmış Tevrat’ta da var.

    3) Kuran’a göre, Muhammed’e hiçbir mucize verilmedi, “Gaipten de bilgim yok” diyor kendisi. Bunları biz değil, Kuran söylüyor.

    4) Kuran’daki hemen hemen herşey alıntı. Muhammed’in Burak atı ile göklere çıkışı ve orda tüm gördükleri, tamamen Zoroastrianizm’den (Zerduş Dini) alıntıdır.

    5) Bu yüzden Kuran’da çok sayıda hatalar ve Yahudi Masalları mevcuttur. Meselâ: Kuran’da, iki ayrı yerde, İsa’nın annesi Meryem’in, Musa’nın kızkardeşi Meryem olduğu yazılıdır. Halbuki bu iki Meryem, birbirlerinden 1500 yıl ayrı tarihlerde yaşamıştır. BU nasıl Tanrı kelâmı’dır ki, böyle inanılmaz hatalarla doludur.

    6) Tevrat, Zebur ve İncil mükemmel bir uyum içerinde iken, Kuran hiçbiri ile uyum sağlamaz. Tamamen ‘başka bir ruh’ yönetiminde yazılmıştır.

    7) Mekke bir put merkezi idi. Orada putperestler 360 tane puta tapar ve ‘Kara Taş’ın etrafında döner ve bu taşı öperlerdi. Şimdi de ‘İslâm’ adına ayni şeyleri yapmaktadırlar.

    8) “En son din, en son peygamber” bir martavaldır. Önce şunu sormalıyız. Bu bir Din mi? Kitap mı? Peygamber mi? Olmayan bir dinin, olmayan bir peygamberine inanmış olmayasınız? ‘Mormon’lar ve ‘Bahailer’ var. Bunlar sadece birkaç yüzyıllık. Kitapları ve peygamberleri var. Onlar da, “en son biziz” diyorlar. Onlara niye inanmıyorsunuz o zaman? Sebepleriniz nedir? Ya Muhammed de Bahai gibi iseydi?

    Bak dostum. Sonsuza kadar devam edebiliriz. Ama can, senin can. Tanrı ile barışmalısın. O’nu bütün yüreğinle ve dualarınla aramalısın. Hiçbirşeye kulak tıkamayınız. Ebediyetinizle kumar oynamayınız. Madem bu kadar ‘Cesur Bir Türk’sün, hade görelim o cesaretini. “Her ne pahasına olursa olsun, seni bilmek istiyorum Rab” de. Çünkü O sana bu yolu gösterdiğinde, yüreğini o zaman test etmiş olacağız. Bu yolda yürümek, yürek ister. Kelle koltukta gezersin ömür boyu, senin gibi düşünen (milliyetçi) insanlar yüzünden. Sonra, annen-baban ne diyecek, abilerine arkadaşlarına, dayı ve amcalarına bunu nasıl anlatacaksın. Yürek ister. Rab için ölmeye hazır olmalısın. Yürek ister. Kimse bunu o bahsedilen 100$ yapmaz. Milyon dolara da yapmaz. Para için yapanı da ne Rab ister, ne de kilise. “Öğrencim olmak istersen, çarmıhını al da gel” diyor Rab’bimiz. Yok öyle ucuz kahramanlık. Yürek ister.

    Rab gözlerini açsın diliyorum. İncil’i oku. İsa’dan yüreklisi var mı gör.
    Sevgi ve Dualarımla.

    #33012
    Anonim
    Pasif

    hun devleti ikiye ayrıldıktan sonra.avrupada kurulan avrupa hun devleti hristiyanlığı kabul etmiştir.evet sadece bunu deseydiniz.inanırdım

    #33015
    Anonim
    Pasif

    Sayın Hoşgörülü,
    Sevgili Kemal Başaran kardeşimizin ( ya da abimiz desek daha doğru olur sanırım ) sözlerinin üzerine çok fazla şey söylemenin gereği olmadığını düşünüyorum. Ama 13 yıl önce İsa Mesih’i Rabbi ve kurtarıcısı olarak kabul etmiş bir TÜRK olarak eklemek istediğim birkaç şey var. Misyonerlerin fakir müslüman ülkelerde insanların imanını para ile satın aldığını söylüyorsunuz. Küçük bir kasabada yaşıyorum ve burada küçük bir imanlı topluluğumuz var. Ve topluluğumuzdaki ben dahil hiçbir kardeşimin maddi durumları hiç de parlak değil. Hatta kilisemin bile :) Zaman zaman faturaları ödemekte zorluk çekiyoruz. Herhangi bir etkinlik planladığımız zaman oturup kırk kez hesap yapıyoruz, nasıl altından kalkarız diye. Benim pastörümün eşi evine koltuk takımı gerekli olduğunda gidip 2. el alıyor. İkidebirde yolda bırakan külüstür arabalarını dahi değiştiremediler daha. Fakirlikse, burada diz boyu, hepimiz işsiziz. Ama daha bir gün bile kilisemizi para için kullanmadık. Ve daha bir gün bile kilisemdeki önderim parayı araç ederek daha kalabalık olmamıza çalışmadı. İçimize girmeden kulaktan dolma saçma suçlamalarla önyargılı olmayın bizlere karşı. Bizler paraya kulluk etmiyoruz. Bir tane Rabbimiz var. Evet kiliselere sizin söyledikleriniz gibi şeyleri duyarak para için gelenler oluyor zaman zaman. Ama gerçekleri görünce burdan bize para çıkmaz diyerek artık gelmiyorlar. İçimize giren gerçeğimizi görüyor. Önyargılarınızı bırakın ve bizleri tanımaya çalışın bence. Tanrı’yı tanımaya çalışın. O’nun gerçekten istediği nedir, parayla satın alınıp ikiyüzlü bir şekilde imanlı rolü yapanlar mı yoksa yürekten iman edip her türlü sıkıntı ve zorlukta O’na şükrederek günahtan kaçarak yaşayan insanlarmı? Herkesi kandırabilirsiniz, çok iyi rol yapabilirsiniz, ama yürekleri sadece Tanrı bilir ve O’nu kandırmak imkansızdır. Bizler vicdanımız rahat bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Ne ailemin müslüman olması ne de benim Türk olmam İsa Mesih’e olan imanıma engel değil. Çünkü O TÜM İNSANLARI kurtarmak için çarmıh gerçeğini yaşadı.
    Artık ne Yahudi ne Grek, ne köle ne özgür, ne erkek ne dişi ayrımı vardır. Hepiniz Mesih İsa’da birsiniz. Ve eğer Mesih’e aitseniz, o zaman İbrahim soyundansınız, vaade göre de mirasçılarsınız
    Tanrı sözünden de anlaşılacağı gibi Türk olmamızın Mesih’e iman etmemize hiçbir engeli yoktur. Türk orduları zamanında kaç savaş kazanmış, kaç savaş kaybetmiş hiç önemli değil. Tek bir gerçek ve tek kurtuluş yolu yolu var: İSA MESİH… Tarihte olan bitenler sizi kurtarmayacak. Gözünüzü Tanrı’ya çevirin ve O’nun ne istediğini anlamaya O’nu tanımaya çalışın.
    Esenlikler dilerim…

    #33132
    Anonim
    Pasif

    Sanırım misyonerlik ve kılıçtan geçirilerek zorla bir dine mensup olmak arasındaki fark anlaşılmamış. Misyoner, kendi dinine yürekten inandığı için ve insanları doğru yola çekmeye çalışır. Bir nevi hayır işidir. Asla parayla yapmazlar bu işi, yada parayla satın almazlar insanları. Türkler, zorla veya Arap kültüründen etkilenerek İslam dinini seçmişlerdir. Sonradan İsa Mesihin yolunu seçenler ise, kendi özgür iradeleriyle bu dine yönelmişlerdir.

    Sevgiler.

    #33226
    Anonim
    Pasif

    Ben sadece içimden geçen bişeyi paylaşmak istiyorum sizlerle konuya cevap foruma uygun olup olmadıgını bilmiyorum hoşgörü arkadaşımın yazdıklarından etkilendim. Sadece ben türkü, Osmanlı’yı islamı vb vb inanın okadar severdim okadar arkasında dururdum. Bunu burdan bakarak yazımı okuyarak anlayamazsınız, ama gerçekten çok samimiyim. Ben şu an tekstilde çalışıyorum. Ne yazıkki ben radyolight dinliyordum ve merak ettim hiristiyanlıgı ya dedim hayat böle kısır döngü yaşamaktan ibaret olmasa gerek dedim. Fakat okadar kararlı ve meraklı araştırmalar yaptım ki her gün chat ve porno siteleri için kullandıgım bilgisayarımı bu kez tam aksine araştırma için kullandım. Bunun başlangıcıyla birlikte bi çok kitap okudum ve sanki yaptıgım araştırmaya uzantılı olarakta yaşayarak bişiler görmeye başladım ve sonucunda arkadaşlarım şunu anladım. Ben öz ve öz türküm hala kimligimde islam yazıyor, yanlış anlaşılmaya mahel vermek istemem. Artık ulusum insanlarının çogunun bu yaptıklarını sevmiyorum, kendi yakınlarım dahil yani bu kadar cahillik bu kadar gericilik hiç bi toplumda görülemez ben sanmıyorum. İslama gelince ya kulantan dolma bilgilerle günümüze kadar böyle geldi ve böyle yansıdı bilemiyorum orasını ama bana artık çok ciddi gelmiyor. Sanki bu insanlarımız bu dinden (islam) olmayanları öldürmek yok etmek istiyor. Bu neden bunu anlayamıyorum, din tanrıyla kul arasında olan bişidir ve bunu anlayamıyolar.

    Geçenlerde patronumla sohbet ediyorduk oruçtan bi konu açıldı ve oruç tutucaksın degilmi dedi. Ben de hayır dedim, yüzü düştü ve sonra sen inanmıyo musun ya dedi bende hayır dedim, müslüman degilim dedim. Ya adam o an beni öldürmek istedi bunu anlayabilir misiniz bilemiyorum? Bi patron işçisine ve ona kar saglayan birine din için bunu yaparm mı? Tanrı aşkına ve bunulada sınırlı degil, her cuma günü haydi namaza diyor ve bu her cuma günü oluyor ben de en sonunda yine dedim ki bak ahmet bey ben müslüman degilim bunu bana tekrar teklif etme lütfen dedim. Ya adam beni işyerimdeki bütün arkadaşlarıma sölemiş inana biliyorumusunuz haftalarca radyodan kuran dinlattirdiler son ses vererek kendimi okadar kötü hissettim ki ve benimle şu an herkez ters konuşuyor yada hiç konuşmuyor. O kadar zor durumdayım, o kadar zor durumdayım ki anlatamam. Keşke elimden gelmiş olsa da insanlarımı baştan aşagı degiştirebilsem, bu konularla ilgili yazıcak çok şeylerim var fakat sınırlı olamam gerektigini bildigim için yazamıyorum

    #33232
    Anonim
    Pasif

    @Kemal Başaran 14022 wrote:

    Sevgili hoşgörülü,
    “Buraya din değişmek için gelmedim” diyorsun. Kimse sana din değiş demiyor. Elbise değil ki değişesin. Bizde din yoktur. Rab’de yaşam vardır. Ama sana:”Tanrı’yı bilmek istiyormusun?” diye sorabiliriz. Cevabınız “hayır” ise, o zaman “Bu Forum’da ne yapıyorsun?” diye sorarız. “Araştırıyorum, öğrenmek istiyorum” bile demediniz. Çünkü, Tanrı’yı arayan bir yüreğe can kurban.

    Ama belli ki siz Atalarınıza, Ecdatınıza ibadet ediyorsunuz. Bir insanın yüreğinde en büyük yeri alan ne ise, o kişi, o şeye tapmaktadır. Yüreğin para sevgisi ile dolu ise, senin Tanrın paradır. Sen istediğin kadar “Hayır, değildir” de; Rab’bin gözünde bu böyledir. Sen de ecdatına tapıyorsun. Yargı günü:”Tanrım, biz öyle büyük, öyle güçlü bir milletiz ki. Öyle saldırdık, böyle kestik, şöyle biçtik. Dünyayı fethettik” mi diyeceksin? Tanrı da:”Aferin. Madem öyle, geç bakalım Cennete” mi diyecek? Seni Allah’ın gazabından ecdatın mı kurtaracak?

    Bütün insanlar kardeş iken, “Gâvur” ilan ettiğini kesip biçtiğinden dolayı gurur mu duyuyorsun. Dinine gelince, söyleyecek çok şey var, ama sadece düşünmeye başlayabilmeniz için birkaç noktaya değinmek istiyorum:

    1) Bildiğin tüm peygamberler Yahudi’dir. Hiçbir zaman, başka hiçbir ırktan, bir peygamber gelmemiştir ve Kutsal Kitab’a göre de gelmiyecektir. “Çünkü kurtuluş Yahudi’lerdendir”. Ama bir Arap geldi, ben de peygamberim dedi ve hiç araştırmadan, sen de kabul ettin. Ve şimdi de bir Türk milliyetçisi olarak, onu savunuyorsun. O zaman, kendi kurtuluşu için bile yalvaran bu adam (Muhammed) seni kurtarsın derim.

    2) Kuran’da hiçbir yenilik; diğer Kitaplar’da olmayan hiçbir güzellik yoktur. “Eee, işte yetimin hakkını, dulun hakkını yemeyeceksin; terazide haksızlık yapmayacaksın” vs var diyorlar. Ama bütün bunlar çok daha detaylı bir şekilde ve Kuran’dan 2100 yıl evvel yazılmış Tevrat’ta da var.

    3) Kuran’a göre, Muhammed’e hiçbir mucize verilmedi, “Gaipten de bilgim yok” diyor kendisi. Bunları biz değil, Kuran söylüyor.

    4) Kuran’daki hemen hemen herşey alıntı. Muhammed’in Burak atı ile göklere çıkışı ve orda tüm gördükleri, tamamen Zoroastrianizm’den (Zerduş Dini) alıntıdır.

    5) Bu yüzden Kuran’da çok sayıda hatalar ve Yahudi Masalları mevcuttur. Meselâ: Kuran’da, iki ayrı yerde, İsa’nın annesi Meryem’in, Musa’nın kızkardeşi Meryem olduğu yazılıdır. Halbuki bu iki Meryem, birbirlerinden 1500 yıl ayrı tarihlerde yaşamıştır. BU nasıl Tanrı kelâmı’dır ki, böyle inanılmaz hatalarla doludur.

    6) Tevrat, Zebur ve İncil mükemmel bir uyum içerinde iken, Kuran hiçbiri ile uyum sağlamaz. Tamamen ‘başka bir ruh’ yönetiminde yazılmıştır.

    7) Mekke bir put merkezi idi. Orada putperestler 360 tane puta tapar ve ‘Kara Taş’ın etrafında döner ve bu taşı öperlerdi. Şimdi de ‘İslâm’ adına ayni şeyleri yapmaktadırlar.

    8) “En son din, en son peygamber” bir martavaldır. Önce şunu sormalıyız. Bu bir Din mi? Kitap mı? Peygamber mi? Olmayan bir dinin, olmayan bir peygamberine inanmış olmayasınız? ‘Mormon’lar ve ‘Bahailer’ var. Bunlar sadece birkaç yüzyıllık. Kitapları ve peygamberleri var. Onlar da, “en son biziz” diyorlar. Onlara niye inanmıyorsunuz o zaman? Sebepleriniz nedir? Ya Muhammed de Bahai gibi iseydi?

    Bak dostum. Sonsuza kadar devam edebiliriz. Ama can, senin can. Tanrı ile barışmalısın. O’nu bütün yüreğinle ve dualarınla aramalısın. Hiçbirşeye kulak tıkamayınız. Ebediyetinizle kumar oynamayınız. Madem bu kadar ‘Cesur Bir Türk’sün, hade görelim o cesaretini. “Her ne pahasına olursa olsun, seni bilmek istiyorum Rab” de. Çünkü O sana bu yolu gösterdiğinde, yüreğini o zaman test etmiş olacağız. Bu yolda yürümek, yürek ister. Kelle koltukta gezersin ömür boyu, senin gibi düşünen (milliyetçi) insanlar yüzünden. Sonra, annen-baban ne diyecek, abilerine arkadaşlarına, dayı ve amcalarına bunu nasıl anlatacaksın. Yürek ister. Rab için ölmeye hazır olmalısın. Yürek ister. Kimse bunu o bahsedilen 100$ yapmaz. Milyon dolara da yapmaz. Para için yapanı da ne Rab ister, ne de kilise. “Öğrencim olmak istersen, çarmıhını al da gel” diyor Rab’bimiz. Yok öyle ucuz kahramanlık. Yürek ister.

    Rab gözlerini açsın diliyorum. İncil’i oku. İsa’dan yüreklisi var mı gör.
    Sevgi ve Dualarımla.

    Konu başlığı altında yazan yorumları incelediğimde hedeften sapmalar ancak bu sapmalarda haddin biraz fazlaca aşımını sezinledim.Yukarıdaki örnekte olduğu gibi.Ancak tabii ki yine de hak veriyorum,araştırma eğer taraflı yapılırsa o araştırma yapmaktan çıkar uydurmaya çalışmada bir uğraş olur.Maddelere göre inceleyelim ;

    1.Madde : Adem..Nuh..İbrahim’e kadar kim yahudi idi?Yahudilikten kasıt İbranilik değildir derseniz o zaman bu ne perhiz bu ne lahana turşusu derim neden mi ;

    “Bildiğin tüm peygamberler Yahudi’dir. Hiçbir zaman, başka hiçbir ırktan, bir peygamber gelmemiştir ve Kutsal Kitab’a göre de gelmiyecektir. “Çünkü kurtuluş Yahudi’lerdendir”. Ama bir Arap geldi, ben de peygamberim dedi ve hiç araştırmadan,…”

    Ama bir Arap geldi diye bitirirseniz cümlenizi şunu bilmelisiniz İbranilik ve Araplık kardeştir.Nereden kardeştir İshak(Kurayza/İbrani) ve İsmail(Kureyş/Arap)…

    Yani iyi araştırmak gerek yoksa o kadar araştırma çöp olur.

    2.Madde : Kur’an’da ” TEVHİD ” vardır,din adamlığı sınıfı kaldırılmıştır,Kul ile Allah arasına kimseyi kabul etmez…daha detay çoookkk…

    3.Madde :Gaip ten kimin bilgisi var,mucize = gaipten bilgi midir?Bu algı yanlış bir algılamadır.Mucize başkadır,gaipten bilgi başkadır.Burada da sanırım biraz fazla kaçırmışsınız.

    4.Madde :Kur’an’ı anlamadığınız/anlayamadığınız belli oluyor,Hz.Muhammed ne zaman bir ata binerek göklere çıkmış?Enteresan.Yaptığı Miraç yolculuğu ruhen yaptığı yolculuktur bedenen değil ki…bir ata binsin.Orada ki at bir semboldür.

    5.Madde :Allah bir tane mi Meryem yaratmış ki?Örneğin sizin isminiz Kemal dünyada bir tane mi Kemal var?Aynı kişiler olduğuna ait ayetler nerede getirin yazın buraya,atmayın…

    6.Madde :Bu anlama biçimidir.Size sadece burada İncil’in kendi içindeki tutarsızlıklarını sıralarım,Tevrat’ın kendi içindekileri ve birbirleriyle olanları şaşarsınız.Ama hemen savunmaya geçerisiniz yok öyle değil böyle demeye başlarsınız.Önce tutarsızlıkları yazın da görelim bakalım nelermiş bunlar???Söyleyip geçmeyin…

    7.Madde :İşte bir hata dahaaaaa.Putlar 360 değil sn.Kemal Bey,Putlar 361 adet…Daha evvel övülen o putlar şimdi sembolik olarak taşlanmaktadır aradaki fark ŞİRK i yoketme farkıdır,bilmem anlatabildim mi???

    8.Madde :Hz.İsa’ın da göğe alındı martavaldır o zaman!!!Çünkü unutmayınız ki Hz.İsanın göğe yükseldiğini ve tekrar gelecek olduğunu o martaval dediğiniz Kur’an teyid ediyor.O martaval dediğiniz Kur’an’ı elinizden alalım bakalım elinizde elle tutulur bir teyidiniz mi var?

    Aynen dediğiniz gibi sonuna kadar devam edebiliriz.Ortak yönler çıktığı gibi ayrıştığımız yerler de çıkacaktır.Ancak sağlam bilgi ile ile geliniz.Tevrat’ı,Zebur’u,İncil’i yıllarca kelimesi kelimesine okudum…Hiç bilmeyene göre anlatmayın derim.

    Sağlıcakla kalınız.

    #33233
    Anonim
    Pasif

    Sayın Bursalı68,
    Cevap yazıp yanıtlamaya çalıştığınıza sevindim. Yalnız “Haddini aşma” gibi sözler sarf etmeden önce, bir de İslâmî Site’lere girip de Hristiyanlık hakkında neler söylediklerine (hatta neler söylemediklerine) bir bakmanızı canı gönülden dilerdim. Yıllardır meydanı boş bulup, at koşturtan bir yığın İslâm temsilcileri ve görevlileri, Hristiyanlığı yerden yere vururken ve savunma hakkı bile tanımazken, sizin de sesinizi çıkarmanızı isterdim?

    Milyonlarca insanı, “İnanıyoruz” dendiği halde, Tevrat, Zebur ve İncil’den mahrum eden bir mentalitenin parçası ve savunucusu olarak ‘Hristiyandır’ diye öldürülen tertemiz ve tek suçları Rab’bi ölümüne sevmek olan bazı kardeşlerimiz için vijdan azabı çekmenizi dilerdim. Asırlardır ilk defa Hristiyanlık bu ruhsal tutsaklara tebliğ ediliyor diye, haklı çıkmak amacı ile, “Bu ne perhiz, ne lahana turşusu” gibi sert çıkışlardan sakınacağınızı ümit ederdim.

    Ben de sizin soru ve savunmalarınızı teker teker ele almak istiyorum. Hepsini birden yanıtlarsam kitap olur. Kimse de okumaz. Bugünlük yalnızca 1. sorunuzu ele alacağım. Sorunuz şöyleydi:

    1). “Tüm peygamberler Yahudi’dir ve başka hiçbir ırktan peygamber gelmedi” diyorsunuz. Peki Adem … Nuh … İbrahim’e kadar kim Yahudi idi?

    Nuh gelene kadar, hiçbir ırk yoktu ki. Irklar tufandan sonra oluştu. Ve Tanrı, kendisini yeryüzünde temsil etsin diye ve kendisine ait bir ırk yaratmak amacı ile İbrahim’i seçti. Nuh’tan sonra, yani ırkların oluşmaya başladığından sonra ilk peygamber İbrahim’dir. Ondan sonraki tüm peygamberler de sadece ve sadece İbrahim’in İshak ve Yakup soyundan (yani Yahudilerden) gelmiştir. Görüldüğü gibi, hiç başka bir soydan veya ırktan peygamber gelmemiştir. Irklar var oldu olalı, tüm peygamberler, Yahudilerden gelmiştir ve böyle olacağını Tanrı’nın kendisi söylemiştir. İyi araştırmadığımdan söz edip, İsmail ve İshak’ın kardeş olduğunu söylüyorsunuz. Sayın Bursalı68, bu hakikatı bilmeyen bir tek kişi siz kalmıştınız herhalde. Bunu, kendisine “Yahudiy’im” veya “Hristiyan’ım” diyen herkes çok iyi biliyor. Bu, “İyice araştırdım ve öğrendim ki, iki iki daha dört eder” gibi birşey oldu.

    Her neyse, İbrahim’in cariyesi Hacer’den bir çocuğu oldu. Adını İsmail koydu. Ama Tanrı ona, karısı Sara’dan bir çocuğu olacağını vaad etmişti. İsmail 13 yaşına geldiğinde, Rab İbrahim’e, karısı Sara’nın bir yıl sonra bir oğul doğuracağını söyledi, ama İbrahim, 90 yaşındaki Sara’nın doğuramayacağını düşünerek: “Keşke İsmail’i mirasçım olarak kabul etseydin” dedi. Tanrı İbrahim’e şöyle yanıt verdi: “Hayır. Ama karın Sara sana bir oğul doğuracak. Adını İshak koyacaksın. Onunla ve soyuyla antlaşmamı sonsuza dek sürdüreceğim…. Antlaşmamı gelecek yıl, bu zaman Sara’nın doğuracağı oğlun İshak’la sürdüreceğim.” Ve böyle de oldu. İsmail ve Hacer evden gönderildi. İbrahim’in soyu İshakla sürdü. Sara’nın ölümünden sonra İbrahim yeniden evlendi ve birçok çocuğu oldu. Ama onlar da bu Vaad’e dahil edilmediler. Vaad edilen ‘Dünyaya Bereket’ sadece İbrahim ve soyundan gelecekti. İshak’ın da Esav ve Yakup diye iki oğlu oldu. Ama Tanrı, yine müdahale ederek, antlaşmam Yakup ve soyu ile sürecek dedi ve Esav dışlandı. Kutsal Kitap’da birçok defa “Ben Rab; İbrahim’in, İshak’ın ve Yakup’un Tanrı’sıyım” diye takdim etti kendisini. İsmail’in veya Esav’ın veya İbrahim’in diğer çocuklarından hiç bahsetmedi. Çünkü onların tümü, başka tanrılara, putlara, cinlere taptılar. Yeryüzünde, yaratan Tanrı’ya tapan başka hiçbir ırk yoktu. Gök tanrısına tapanlar vardı ama bu da Ay tanrısı gibi birşeydi. Herşeyi yaratmış olan Rab değildi. Yakup’un 12 çocuğu oldu. Rab onun adını İsrail koydu ve 12 çocuk, İsrail’in 12 oymağını oluşturdu. Bu yüzden, ruhsal şeylerde kan kardeşliği geçerli değildir. Ve Arap soyunu oluşturan İsmail’den hiçbir zaman Tanrı’nın bir peygamberinin çıkmayacağı, ta baştan belirtilmiştir. Yahudileri eleştiren Samiriyeli kadına İsa şöyle demiştir: “Siz bilmediğinize tapıyorsunuz, biz bildiğimize tapıyoruz. Çünkü kurtuluş Yahudi’lerdendir”. Bütün samimiyetimle söylüyorum ki, bu sözler aynen Müslümanlar için de geçerlidir. Şahsen bilmedikleri, bilemedikleri, uzak bir Tanrı’ya taparlar.

    Sonra Bursalı68 dostum, samimi isen eğer, hiç merak etmedin mi, İbrahim’den sonra olsa bile, hiç başka bir ırktan tek bir peygamberin bile gelmediğini? Senin şahsen bilip kabul ettiğin var mı birileri? İsimleri nelerdir? Kitaplarını okudun mu? Kuran’da adları geçen bütün peygamberler Yahudi. Ama adları geçmeyen bir o kadar daha var (Kuran’da nedense hiç yer almıyorlar), ama onlar da Yahudi. Ve üstelik, inşaat tamamlanmış, boyası, cilası bitmiş ve anahtar tesliminden 600 yıl sonra, birileri çıkıp: “Bina için inşaat demiri getirmiştim” diyor.

    Sadece yeniden düşünmenizi rica ediyorum. Sadakatınız bir dine değil, Rab’be olsun.
    Tanrı sizi bereketlesin.

    Sevgi ve Dualarımla.

    #33235
    Anonim
    Pasif

    Sayın Bursalı68,

    Soru ve iddialarınız inceliyorduk. Bugün 2. Sorunuzla ilgilenmek istiyorum.

    Soru 2: “Kuran’da Hiçbir yenilik; diğer Kitap’larda olmayan hiçbir güzellik yoktur” diyorsunuz ama Kuran’da “Tevhid” vardır, din adamlığı sınıfı kaldırılmıştır, kul ile Allah arasına kimseyi kabul etmez… daha çoook…

    Cevap 2: Allah ile kul arasına kimse giremez belki ama Tanrı YAHOVA ve kirlenmiş, günahkâr kulları arasında bir BARIŞTIRICI’nın gerektiği, taa Adem ve Havva’nın düşüş anında söylenmiş ve vaad edilmişti.

    İsrailoğulları, ‘TEK KUTSAL’ olan Tanrı Yahova’ya taparlarken; diğer ulusların tümü (Araplar da dahil), Kutsal olmayan, iğrençliklerle memnun edilebilen (seks, homoseksuallik, insan kurbanları vs) el yontması tanrılara taparlardı ve “Biz onların (İsrailoğulları’nın) Tanrı’sına tapamayız, çünkü o çok kutsaldır” diyorlardı. YAHOVA (veya YHWH) Tanrı’nın Musa’ya çölde bildirdiği, ebedî ve değişmez adıdır. Nedense Kuran bundan, bu “Ebedî ve Değişmez” addan hiç bahsetmez. Hiç merak etmediniz mi? Niye acaba demediniz mi?

    İşte Hristiyan’ların ve Yahudi’lerin Tanrısı Budur. Adı YAHOVA’dır. Müslümanların taptığı Allah’la hiçbir ilgisi, bağlantısı yoktur. Karakterleri bile çok farklı. Meleklerle Şeytanlar arasındaki fark gibi. Diğer tanrıların huzuruna isteyen kulu, istediği gibi girip çıkabilirdi. ‘Ruhta temizlik’ falan gerekmiyordu. Hatta kirlilik çok daha makule geçerdi. Ama tarih boyunca, KUTSAL OLAN’A kimse yanaşamıyordu. ‘Kutsalların Kutsalları’ veya ‘En Kutsal Yer’ denen Tapınağın en iç kısmına giren, anında ölürdu. Buraya kimse giremezdi. Sadece Baş Kâhin, o da senede sadece bir defa ve Tanrı’nın söylediği kurallara hiç hatasız uyarak. Yoksa onlar da anında ölürlerdi. Harun’un oğulları böyle öldü. Günahkâr milletler bu yüzden YAHOVA’ya hizmet edemiyorlardı.

    “ALLAH ile kul arasına kimse giremez” diyorsunuz. İtirazım yok. Diğer ilâhlarla kulları arasında da biri gerekmiyor. Allah kim peki? Çünkü kesinlikle Yahova değildir. Peki Kimdir? Muhammed ve İslâm’dan önce de vardı. Abdallah (Abdullah), Ayatollah, Feyzullah, Hayrullah gibi isimler, Muhammed’den önce de vardı ve ilâh olan bu Allah (al-ilah)a atfen ve onu memnun etmek için verilmiş isimlerdi. Muhammed zamanında, Kâbe, HUBAL isimli (İbranice Ha-Baal) isimli bir tanrıya adanmıştı. Bu bir ‘AY’ tanrısı idi. Al-ilah sadece tanrı (god) demektir. Yani ad değil, bir ünvandır. Ve Kâbe’deki Allah(al-ilah) dendiğinde, Hubal’den bahsedildiği biliniyordu. Hubal veya Ha-Baal, Şeytanın ta kendisidir. Kutsal Kitap bundan çok bahseder. Araplar zaten astral tanrılara taparlardı (güneş, ay, yıldız, gök cisimleri vs.). Kâbe’deki taş da bir gök cismidir. Muhammed’den önce de taparlar, etrafında dönerler ve öperlerdi. Aynen şimdi olduğu gibi. O zaman da Allah’a taparlardı. Şimdi de. Göksel cisimlere, meteorlara diğer paganlar da tarih boyunca tapmıştır (Grekler, Hititler vs). Cami ve minarelerin üzerinde ve neredeyse her Müslüman ülkenin bayrağında niye hep ‘AY’ vardır dersin?

    Şöyle düşünelim: Muhammed’den önce Allah denilen bir ay tanrısına tapıldığını biliyoruz. Daha önce de söylediğimiz gibi, bu tanrıya atfen, Muhammed’in akrabaları da dahil olmak üzere isimler kullanmışlardır. Ama esas soru şu: Şayet ‘Allah’ bizi yaratan Tanrı ise; demek ki Muhammed yeni hiçbirşey getirmemiştir. Çünkü ona Muhammed’den daha önce de tapıyorlardı. Ama şayet değilse, yani bizi yaratmamışsa; o zaman bu bizi yaratmamış olan ve ‘allah’ denen bu şeye niye tapalım?

    Bazıları bunun Yahudilik ve Hristiyanlık’tan alıntı olduğunu, ve Elohim kelimesi ile bağlantılı olduğunu ileri sürerek, bu ilâhı YAHOVA’ya eşitlemeye çalışırlar. Ama Araplar, ne Muhammed’den önce ve ne de Muhammed’den sonra, Yahova’ya hiç tapmadılar. Her zaman O’nun düşmanı oldular ve O’ndan nefret ettiler. Hep, Yahova’dan nefret eden Şeytan’lara ve cinlere taptılar. Bu yüzden, Muhammed’den önce taptıkları ‘Allah’, Yahova olamaz. Yani, bizleri yaratan kutsal Tanrı değildir. Tanrı’nın düşmanı Ha-Baal’dır.

    Ama bugün nasıl Arap’larla İsrail’liler arasında ve Arap’ların Tanrıları ile İsrail’in Tanrı’sı arasında zıtlıklar varsa, 3000 yıl evvel de tam aynisi vardı. İsa’dan 1000 yıl evvel Davud peygamber zamanında yazılmış olan Mezmur 83, insanı hayterlere düşürür:-

    “Ey Tanrı, susma. Sessiz hareketsiz kalma! Bak düşmanların(yani Tanrı’nın düşmanları) kargaşa çıkarıyor. Senden (yani Tanrı’dan) nefret edenler boy gösteriyor. Halkına (yani İsrailoğullarına) karşı kurnazlık peşindeler. Koruduğun insanlara (yani İsrailoğullarına) dolap çeviriyorlar. “Gelin, bu ulusun (yani İsrailoğullarının) kökünü kazıyalım” diyorlar (bugünkü gibi). “İsrail’in adı bir daha anılmasın!”
    Hepsi söz birliği etmiş, düzen kuruyor, Sana (Tanrı’ya) karşı anlaşmaya vardılar (kimler?):
    Edomlular, İsmaililer, Moavlılar, Hacerliler …Filistliler..
    “Gelin sahiplenelim Tanrı’nın (Yahova’nın) otlaklarını” demişler.
    “Ve ey Yahova, anlasınlar yalnız Senin yeryüzüne egemen en yüce Tanrı olduğunu”.

    Araplar, her zaman Tek Kutsal Tanrı Yahova’ya ve Halkına karşı olmuşlardır. Hep başka tanrılara tapmışlar, hep başka tanrıları övmüşler, hep başka tanrılara, aracısız hizmet etmişlerdir. Ama yinede İslâm’da hep hacılar, hocalar, imamlar olmuştur. Halefiler ve dini liderler hiç eksik olmamıştır. Ayatollah Homeini gibi, bu insanlar neredeyse tapılmaktadır. Tanrı’ya şirk koşmakta birinci sırayı kimseye kaptırmayan bu din, ayni şeylerle başkalarını suçlamaktadır. İslâm’da, bilhassa Muhammed ile korkunç boyutlara ulaşan bu ŞİRK olayını tamamen yeni bir başlık altında ele almamız gerekiyor. Yalnız bilinmesi gerekiyor ki, şunu soruyor dünya: Muhammed mi Allah’ın resulü idi yoksa Allah mı Muhammed’in resulü idi? Kim kime hizmet etti?. Kim kimin çıkarlarını korudu?

    ‘Tevhid’e gelince. “Allah’tan başka ilâh yoktur” diyorsunuz ve övünüyorsunuz. Benim size bir haberim var. O ilâh değil ki. Tek ilâh, tek Tanrı YAHOVA’dır. O’ndan başka ilâh yoktur. Tek din, Allah dini kalana kadar, herkesle savaşın diyor kitabınız ve geçmişte olduğu gibi Yahova ve çocuklarına karşı savaş açıyorsunuz. Tekmiliniz, tevhidiniz bile yaratan Tanrı’ya hakarettir. Zaten hem İsrailoğulları, hem de Hristiyan’lar hakikî, Kutsal ve Tek Olan Tanrı’ya inanmaktadırlar. İslâm’dan 2100 sene evvel gelen Tevrat’ta Yahova şöyle buyurdu:

    “Tanrı’n Rab (Yahova) Benim. Benden başka Tanrı’n olmayacaktır”. Ama yine de ısrarla ve yanılgıyla: “Siz Hristiyanlar, üç Tanrı’ya inanıyorsunuz” deseniz bile; O zaman Müsevilik’te ne vardı da Tanrı başka bir dinle bunu duyurmaya çalıştı deriz. Onlar halâ İsa’ya inanmıyorlar. Zaten İsa’yı “Ben Tanrı’yım” dediği için çarmıha gerdiler. Ama hakikat şudur ki İslâm, başka bir tanrı’yı tebliğ ediyor ve Yahova’yı dışlayarak, onun tek olduğunu söylüyor.

    Tanrı değişmezdir. “Eskiden ben böyle idim, şimdi değiştim. Al Muhammed bu kitabı ve daha önce söylemiş olduğum tüm şeylerin aleyhine, bunları yay. Geçmişteki tüm kuralları bozdum. Zamanla zevklerim değişiyor. Ona göre bir peygamber buluyor, eline tut ediyorum bircez kitap, git bunu yay diyorum. Onlar da istediği kadar birbirlerini gırtlaklasınlar”. Ama bizim bildiğimiz Rab, değişmezdir. Tevrat, Zebur ve İncilde; 66 adet Kitap, 40 tan fazla yazarı ve 1500 yıla yayılan tarihi ile ‘Hiç Değişmeyen, Hep ayni kalan ve tüm öğretileri uyum içerisinde, birbirini tamamlayan Kutsal Tanrı’ olduğunu ispatlamıştır. O da, kirli çamaşır değiştirir gibi din değişmez.

    Rab gözlerimizi açsın. O’na hizmet edebilmemiz için bizlere güç ve istek versin.
    Sevgi ve Dualarımla.

    #33238
    Anonim
    Pasif

    @Kemal Başaran 14503 wrote:

    Sayın Bursalı68,
    Cevap yazıp yanıtlamaya çalıştığınıza sevindim. Yalnız “Haddini aşma” gibi sözler sarf etmeden önce, bir de İslâmî Site’lere girip de Hristiyanlık hakkında neler söylediklerine (hatta neler söylemediklerine) bir bakmanızı canı gönülden dilerdim. Yıllardır meydanı boş bulup, at koşturtan bir yığın İslâm temsilcileri ve görevlileri, Hristiyanlığı yerden yere vururken ve savunma hakkı bile tanımazken, sizin de sesinizi çıkarmanızı isterdim?

    Milyonlarca insanı, “İnanıyoruz” dendiği halde, Tevrat, Zebur ve İncil’den mahrum eden bir mentalitenin parçası ve savunucusu olarak ‘Hristiyandır’ diye öldürülen tertemiz ve tek suçları Rab’bi ölümüne sevmek olan bazı kardeşlerimiz için vijdan azabı çekmenizi dilerdim. Asırlardır ilk defa Hristiyanlık bu ruhsal tutsaklara tebliğ ediliyor diye, haklı çıkmak amacı ile, “Bu ne perhiz, ne lahana turşusu” gibi sert çıkışlardan sakınacağınızı ümit ederdim.

    Ben de sizin soru ve savunmalarınızı teker teker ele almak istiyorum. Hepsini birden yanıtlarsam kitap olur. Kimse de okumaz. Bugünlük yalnızca 1. sorunuzu ele alacağım. Sorunuz şöyleydi:

    1). “Tüm peygamberler Yahudi’dir ve başka hiçbir ırktan peygamber gelmedi” diyorsunuz. Peki Adem … Nuh … İbrahim’e kadar kim Yahudi idi?

    Nuh gelene kadar, hiçbir ırk yoktu ki. Irklar tufandan sonra oluştu. Ve Tanrı, kendisini yeryüzünde temsil etsin diye ve kendisine ait bir ırk yaratmak amacı ile İbrahim’i seçti. Nuh’tan sonra, yani ırkların oluşmaya başladığından sonra ilk peygamber İbrahim’dir. Ondan sonraki tüm peygamberler de sadece ve sadece İbrahim’in İshak ve Yakup soyundan (yani Yahudilerden) gelmiştir. Görüldüğü gibi, hiç başka bir soydan veya ırktan peygamber gelmemiştir. Irklar var oldu olalı, tüm peygamberler, Yahudilerden gelmiştir ve böyle olacağını Tanrı’nın kendisi söylemiştir. İyi araştırmadığımdan söz edip, İsmail ve İshak’ın kardeş olduğunu söylüyorsunuz. Sayın Bursalı68, bu hakikatı bilmeyen bir tek kişi siz kalmıştınız herhalde. Bunu, kendisine “Yahudiy’im” veya “Hristiyan’ım” diyen herkes çok iyi biliyor. Bu, “İyice araştırdım ve öğrendim ki, iki iki daha dört eder” gibi birşey oldu.

    Her neyse, İbrahim’in cariyesi Hacer’den bir çocuğu oldu. Adını İsmail koydu. Ama Tanrı ona, karısı Sara’dan bir çocuğu olacağını vaad etmişti. İsmail 13 yaşına geldiğinde, Rab İbrahim’e, karısı Sara’nın bir yıl sonra bir oğul doğuracağını söyledi, ama İbrahim, 90 yaşındaki Sara’nın doğuramayacağını düşünerek: “Keşke İsmail’i mirasçım olarak kabul etseydin” dedi. Tanrı İbrahim’e şöyle yanıt verdi: “Hayır. Ama karın Sara sana bir oğul doğuracak. Adını İshak koyacaksın. Onunla ve soyuyla antlaşmamı sonsuza dek sürdüreceğim…. Antlaşmamı gelecek yıl, bu zaman Sara’nın doğuracağı oğlun İshak’la sürdüreceğim.” Ve böyle de oldu. İsmail ve Hacer evden gönderildi. İbrahim’in soyu İshakla sürdü. Sara’nın ölümünden sonra İbrahim yeniden evlendi ve birçok çocuğu oldu. Ama onlar da bu Vaad’e dahil edilmediler. Vaad edilen ‘Dünyaya Bereket’ sadece İbrahim ve soyundan gelecekti. İshak’ın da Esav ve Yakup diye iki oğlu oldu. Ama Tanrı, yine müdahale ederek, antlaşmam Yakup ve soyu ile sürecek dedi ve Esav dışlandı. Kutsal Kitap’da birçok defa “Ben Rab; İbrahim’in, İshak’ın ve Yakup’un Tanrı’sıyım” diye takdim etti kendisini. İsmail’in veya Esav’ın veya İbrahim’in diğer çocuklarından hiç bahsetmedi. Çünkü onların tümü, başka tanrılara, putlara, cinlere taptılar. Yeryüzünde, yaratan Tanrı’ya tapan başka hiçbir ırk yoktu. Gök tanrısına tapanlar vardı ama bu da Ay tanrısı gibi birşeydi. Herşeyi yaratmış olan Rab değildi. Yakup’un 12 çocuğu oldu. Rab onun adını İsrail koydu ve 12 çocuk, İsrail’in 12 oymağını oluşturdu. Bu yüzden, ruhsal şeylerde kan kardeşliği geçerli değildir. Ve Arap soyunu oluşturan İsmail’den hiçbir zaman Tanrı’nın bir peygamberinin çıkmayacağı, ta baştan belirtilmiştir. Yahudileri eleştiren Samiriyeli kadına İsa şöyle demiştir: “Siz bilmediğinize tapıyorsunuz, biz bildiğimize tapıyoruz. Çünkü kurtuluş Yahudi’lerdendir”. Bütün samimiyetimle söylüyorum ki, bu sözler aynen Müslümanlar için de geçerlidir. Şahsen bilmedikleri, bilemedikleri, uzak bir Tanrı’ya taparlar.

    Sonra Bursalı68 dostum, samimi isen eğer, hiç merak etmedin mi, İbrahim’den sonra olsa bile, hiç başka bir ırktan tek bir peygamberin bile gelmediğini? Senin şahsen bilip kabul ettiğin var mı birileri? İsimleri nelerdir? Kitaplarını okudun mu? Kuran’da adları geçen bütün peygamberler Yahudi. Ama adları geçmeyen bir o kadar daha var (Kuran’da nedense hiç yer almıyorlar), ama onlar da Yahudi. Ve üstelik, inşaat tamamlanmış, boyası, cilası bitmiş ve anahtar tesliminden 600 yıl sonra, birileri çıkıp: “Bina için inşaat demiri getirmiştim” diyor.

    Sadece yeniden düşünmenizi rica ediyorum. Sadakatınız bir dine değil, Rab’be olsun.
    Tanrı sizi bereketlesin.

    Sevgi ve Dualarımla.

    Sn.Kemal Bey,yazınızın başındaki serzenişinizde yerden göğe haklısınız,bu konuda size ne desem o yazılan ve söylenenleri hafifletmez bunun da farkındayım.Ancak sanmayın ki bizler de bu tür kişilerle mücadele etmiyoruz,belki de sizden daha sert şekilde mücadele ediyoruz.Neden mi çünkü öyle veya böyle bizler insanız,dünya üstü varlıklar olmadığımızdan ” şu kişi kurtulacak,şu kişi kurtulamayacak ” deme şansına,lüksüne ve yetkisine sahip değiliz.Bu açıdan siz ne iseniz biz de oyuz.O yüzden o size niteleme-hakaret edenler bakmayın siz bizlere de aynı şeyi yapıyorlar emin olabilirsiniz.

    Sn.Kemal Bey şimdi konumuza dönersek,ırklar konusu çok derin ve çeşitli bilimsel araştırmalara zemin oluşturmuş bir konudur.Detaylıca girilebilir ve hepsinin de bilimsel ispatları vardır.Ancak burada İbrani ve Arap olayının çözümü gerekmektedir.Çünkü yazınızda zaten bu ayrımı yapan siz oldunuz.Benim yanıt verdiğim ilk yazınızın ilk maddesine bakarsanız daha iyi anlaşılır.Bu bağlamda önce Hz. İbrahim nedir?Sorusunun yanıtı önemli.Hz. İbrahim Yahudi miydi?Bana Kur’an bu konuda hayır diyor,O Adem ve dolayısı ile Nuh soyundandır diyor ;

    Ali İmran 67: İbrahim ne bir Yahudi idi ne de bir Hıristiyan. O, sadece Hanif bir Müslümandı. O müşriklerden değildi.

    Hz.İbrahim’e kadar ” Sami ” ırkı var mı?Var nereden anlıyoruz var olduğunu Nuh’un 4 oğlundan biri SAMM da orada anlıyoruz.Peki Hami ırkı var mı?Var nereden alıyoruz bunu,yine Nuh’un 4 oğlundan biri YAMM da oradan anlıyoruz.Peki İbrani ırk dediğimiz veya Yahudi-Arap diye niteme ne zaman başlıyor?

    Hz.İbrahim’in karısı Sara Sami ırkından ve ondan doğan İshak ile bugünkü sizin ” İbraniler ” dediğiniz,İsmail ile sizin bugünkü ” Araplar “dediğiniz soy ortaya çıkıyor.

    Beni İsrail ve Beni İsmail kardeş çocuğu kuzenlerdir.Ve Ortadoğudaki hatta Toroslara kadar olan bir çok ARAP aslında İbranidir,onların kayıp kabilelerinin çocuklarıdır.Filistinliler yoktur,Arap değildir.Onlar KENAN’lılardır,İbranidir ve Fenikelidirler.Saf Arap Hz.Muhammed döneminde bile yoktu.

    Mesela Midyat ahalisi olduğu gibi İbrani Hristiyanlarıdır. Kapalıçarşı kuyumcularının yarısı da onlardır.Süryaniler (Asurlular) değilse de Suriye’lilerin çoğu (Nusayriler hariç,onlar Fatımi devletinden kalan saf Araplardır)da.

    Arap yarımdasında sadece 12 kabile Araptır.Gerisi Araplaşmışlardır. Özellikle Önasya (Asuri, Nebati, Geldani vb.) Arap olmayan SAMİ’lerdir.Sami derken,Semitic ırktan söz ediyorum: Yani İbrahim’in İKİ DALI bunlar… İbraniler ile Araplar yani…

    Bunlar baştan da birbiriyle evleniyorlardı. Hatta İbrahim’in iki eşi Hami Hacer ve Sami Sara’dır. Hami ırkı Tüm kuzey Afrikayı kapsayan (Tuareg ve Berberiler, Habeşi, Somali, Sudanlılar vb. dahil) Nuh’un oğlu HAM’dan gelmedir. Ama İslam etkisiyle tamamı ARAPLAŞMIŞLARDIR.Mağribi milletlerinin hiçbiri Arap veya Yahudi değildir. Fakat İbrahim’in iki oğlu birlirine evlilik yoluyla karışmışlardır. Yahudi,Araptan kız alınca o melez soy Yahudileşmiş ve tersi olunca da Yahudi kızlarıyla evlenen Arap erkeklerinin melez soyu ise Araplaşmıştır (Kureyş ve Kurayza).

    Yahudilerin 12 kabilesinden on kabilesi Araplara asimile olmuştur.İki kabile (Amon ve Moab oğulları) ise bugünkü tüm Dünya Yahudileridir.Yahudi Tevratına göre,Lut iki kızıyla ensest yapar ve Amon ve Moab diye iki oğlu olur kızlarından.İkisi (Moab ve Amon kabileleri) şimdiki YAHUDİLERDİR.Diğerlerinden bir kısmı şimdiki FİLİSTİNLİLER (Yaser Arafat bile ).Diğerleri Habeşlilerden bir-iki kabile (Kaçması kolay olduğundan Kızıldenizi karşıya geçmişlerdir).Ama kayıp kabilelerin çoğu YEMEN-ADEN ve HADRAMUT halkıdır.

    Yezid, Muaviye ve Ebu Süfyan yarım kan YAHUDİDİR. Kureyş denen kabile “Araplar ile Yahudilerin melezlerine “verilen isimdir. Evet mesela tüm Filistinli Müslümanlar, farkında olsun/olmasın devşirilmiş.Kayıp Yahudi kabilelerinin ta kendisidir ARAP unsuru yok denecek kadar azdır.

    İsrail ve İsmail birbirine ne kadar çok benziyor. YA HU = Ya Hüwe=Yahowa ne kadar çok benziyor. Çünkü KARDEŞ çocukları. Birisi Samice(Sara) ötekisi Hamice (Hacer) konuşuyorlardı. Baba bir anne ayrı iki kardeş İsmail ve İsrail (İsrail burada Yakub İshak anlamında değil, soy sop anlamında).İsmail’in 200. göbekten kabilesi Kureyş, İsrail’in de Kurayz idi. Atalarının da bir harfi oynuyordu. Kendilerinin de bir harfi Ş yerine Z olarak oynuyor (Harf farkı anlamında oyhnuyor diyorum).

    İS M AİL = KUREY Ş
    İS R AİL = KUREY Z

    Açın bakın, Tevrat diyor ki”İbrahim Yahudi” idi.İncil “Hayır Hristiyan” idi diyor.Allah ise buyuruyor: “Saçmalamayın, İbrahim zaten İSMAİL ve İSRAİL oğullarının babası.Onlara kanını,ırki özelliklerini veriyor.O velinimet ve Kavminin herşeyiydi,Kurucusu,banisiydi… Nasıl olur da “KURUCU babaya siz Sen Yahudisin ya da Hristiyansın” denir ki?

    İşte o yüzden Kur’an Hz.İbrahim için ;

    ” Ali İmran 67: İbrahim ne bir Yahudi idi ne de bir Hıristiyan. O, sadece Hanif bir Müslümandı. O müşriklerden değildi.”

    der.

    Demekki buradan şu sonuç çıkıyor Hz.İbrahimden sonraki tüm peygamberler İbrani olsun Arap olsun,hepsi ” İBRAHİM ” soyundandır,en büyük ve tek gerçek budur.Hz.İbrahim de ne YAHUDİDİR,ne HIRİSTİYANDIR,ne de MÜSLÜMANDIR,O ” HANİF ” tir.

    Sağlıcakla kalınız.

    #33240
    Anonim
    Pasif

    @bursali68 14515 wrote:

    Sn.Kemal Bey,yazınızın başındaki serzenişinizde yerden göğe haklısınız,bu konuda size ne desem o yazılan ve söylenenleri hafifletmez bunun da farkındayım.Ancak sanmayın ki bizler de bu tür kişilerle mücadele etmiyoruz,belki de sizden daha sert şekilde mücadele ediyoruz.Neden mi çünkü öyle veya böyle bizler insanız,dünya üstü varlıklar olmadığımızdan ” şu kişi kurtulacak,şu kişi kurtulamayacak ” deme şansına,lüksüne ve yetkisine sahip değiliz.Bu açıdan siz ne iseniz biz de oyuz.O yüzden o size niteleme-hakaret edenler bakmayın siz bizlere de aynı şeyi yapıyorlar emin olabilirsiniz.

    Sn.Kemal Bey şimdi konumuza dönersek,ırklar konusu çok derin ve çeşitli bilimsel araştırmalara zemin oluşturmuş bir konudur.Detaylıca girilebilir ve hepsinin de bilimsel ispatları vardır.Ancak burada İbrani ve Arap olayının çözümü gerekmektedir.Çünkü yazınızda zaten bu ayrımı yapan siz oldunuz.Benim yanıt verdiğim ilk yazınızın ilk maddesine bakarsanız daha iyi anlaşılır.Bu bağlamda önce Hz. İbrahim nedir?Sorusunun yanıtı önemli.Hz. İbrahim Yahudi miydi?Bana Kur’an bu konuda hayır diyor,O Adem ve dolayısı ile Nuh soyundandır diyor ;

    Ali İmran 67: İbrahim ne bir Yahudi idi ne de bir Hıristiyan. O, sadece Hanif bir Müslümandı. O müşriklerden değildi.

    Hz.İbrahim’e kadar ” Sami ” ırkı var mı?Var nereden anlıyoruz var olduğunu Nuh’un 4 oğlundan biri SAMM da orada anlıyoruz.Peki Hami ırkı var mı?Var nereden alıyoruz bunu,yine Nuh’un 4 oğlundan biri YAMM da oradan anlıyoruz.Peki İbrani ırk dediğimiz veya Yahudi-Arap diye niteme ne zaman başlıyor?

    Hz.İbrahim’in karısı Sara Sami ırkından ve ondan doğan İshak ile bugünkü sizin ” İbraniler ” dediğiniz,İsmail ile sizin bugünkü ” Araplar “dediğiniz soy ortaya çıkıyor.

    Beni İsrail ve Beni İsmail kardeş çocuğu kuzenlerdir.Ve Ortadoğudaki hatta Toroslara kadar olan bir çok ARAP aslında İbranidir,onların kayıp kabilelerinin çocuklarıdır.Filistinliler yoktur,Arap değildir.Onlar KENAN’lılardır,İbranidir ve Fenikelidirler.Saf Arap Hz.Muhammed döneminde bile yoktu.

    Mesela Midyat ahalisi olduğu gibi İbrani Hristiyanlarıdır. Kapalıçarşı kuyumcularının yarısı da onlardır.Süryaniler (Asurlular) değilse de Suriye’lilerin çoğu (Nusayriler hariç,onlar Fatımi devletinden kalan saf Araplardır)da.

    Arap yarımdasında sadece 12 kabile Araptır.Gerisi Araplaşmışlardır. Özellikle Önasya (Asuri, Nebati, Geldani vb.) Arap olmayan SAMİ’lerdir.Sami derken,Semitic ırktan söz ediyorum: Yani İbrahim’in İKİ DALI bunlar… İbraniler ile Araplar yani…

    Bunlar baştan da birbiriyle evleniyorlardı. Hatta İbrahim’in iki eşi Hami Hacer ve Sami Sara’dır. Hami ırkı Tüm kuzey Afrikayı kapsayan (Tuareg ve Berberiler, Habeşi, Somali, Sudanlılar vb. dahil) Nuh’un oğlu HAM’dan gelmedir. Ama İslam etkisiyle tamamı ARAPLAŞMIŞLARDIR.Mağribi milletlerinin hiçbiri Arap veya Yahudi değildir. Fakat İbrahim’in iki oğlu birlirine evlilik yoluyla karışmışlardır. Yahudi,Araptan kız alınca o melez soy Yahudileşmiş ve tersi olunca da Yahudi kızlarıyla evlenen Arap erkeklerinin melez soyu ise Araplaşmıştır (Kureyş ve Kurayza).

    Yahudilerin 12 kabilesinden on kabilesi Araplara asimile olmuştur.İki kabile (Amon ve Moab oğulları) ise bugünkü tüm Dünya Yahudileridir.Yahudi Tevratına göre,Lut iki kızıyla ensest yapar ve Amon ve Moab diye iki oğlu olur kızlarından.İkisi (Moab ve Amon kabileleri) şimdiki YAHUDİLERDİR.Diğerlerinden bir kısmı şimdiki FİLİSTİNLİLER (Yaser Arafat bile ).Diğerleri Habeşlilerden bir-iki kabile (Kaçması kolay olduğundan Kızıldenizi karşıya geçmişlerdir).Ama kayıp kabilelerin çoğu YEMEN-ADEN ve HADRAMUT halkıdır.

    Yezid, Muaviye ve Ebu Süfyan yarım kan YAHUDİDİR. Kureyş denen kabile “Araplar ile Yahudilerin melezlerine “verilen isimdir. Evet mesela tüm Filistinli Müslümanlar, farkında olsun/olmasın devşirilmiş.Kayıp Yahudi kabilelerinin ta kendisidir ARAP unsuru yok denecek kadar azdır.

    İsrail ve İsmail birbirine ne kadar çok benziyor. YA HU = Ya Hüwe=Yahowa ne kadar çok benziyor. Çünkü KARDEŞ çocukları. Birisi Samice(Sara) ötekisi Hamice (Hacer) konuşuyorlardı. Baba bir anne ayrı iki kardeş İsmail ve İsrail (İsrail burada Yakub İshak anlamında değil, soy sop anlamında).İsmail’in 200. göbekten kabilesi Kureyş, İsrail’in de Kurayz idi. Atalarının da bir harfi oynuyordu. Kendilerinin de bir harfi Ş yerine Z olarak oynuyor (Harf farkı anlamında oyhnuyor diyorum).

    İS M AİL = KUREY Ş
    İS R AİL = KUREY Z

    Açın bakın, Tevrat diyor ki”İbrahim Yahudi” idi.İncil “Hayır Hristiyan” idi diyor.Allah ise buyuruyor: “Saçmalamayın, İbrahim zaten İSMAİL ve İSRAİL oğullarının babası.Onlara kanını,ırki özelliklerini veriyor.O velinimet ve Kavminin herşeyiydi,Kurucusu,banisiydi… Nasıl olur da “KURUCU babaya siz Sen Yahudisin ya da Hristiyansın” denir ki?

    İşte o yüzden Kur’an Hz.İbrahim için ;

    ” Ali İmran 67: İbrahim ne bir Yahudi idi ne de bir Hıristiyan. O, sadece Hanif bir Müslümandı. O müşriklerden değildi.”

    der.

    Demekki buradan şu sonuç çıkıyor Hz.İbrahimden sonraki tüm peygamberler İbrani olsun Arap olsun,hepsi ” İBRAHİM ” soyundandır,en büyük ve tek gerçek budur.Hz.İbrahim de ne YAHUDİDİR,ne HIRİSTİYANDIR,ne de MÜSLÜMANDIR,O ” HANİF ” tir.

    Sağlıcakla kalınız.

    Bursalı68’den alıntı:

    Açın bakın, Tevrat diyor ki”İbrahim Yahudi” idi.İncil “Hayır Hristiyan” idi diyor.Allah ise buyuruyor: “Saçmalamayın, İbrahim zaten İSMAİL ve İSRAİL oğullarının babası.Onlara kanını,ırki özelliklerini veriyor.O velinimet ve Kavminin herşeyiydi,Kurucusu,banisiydi… Nasıl olur da “KURUCU babaya siz Sen Yahudisin ya da Hristiyansın” denir ki?

    ………………………………………………………………………………………………………..

    Sayın Bursali68 dostum,

    Bütün tartışmalarımızı dostluk içerisinde götürelim. iğneleme yapmıyalım. Bundan sonra her ikimiz de daha dikkatli olalım. En azından bu konuda hemfikir olduğumuza sevindim.

    Ama alıntıda, “Açın bakın İncili.. Tevrat şöyle diyor, İncil böyle diyor” diyorsunuz, ama hani nerede dostum? İncil’in neresinde böyle yazıyor? Öyle birşey yok.

    Aslında yazdıklarıma cevap yazmadınız. İbrahim, birçok ulusun babasıdır. Yalnız Arap ve Yahudilerin değil. Tanrı’nın vaadlerinden dışlanan sadece İsmail değil, İshak’ın oğlu Esav da var. Ayrıca İbrahim’in Sara öldükten sonra aldığı karısı olan Ketura’dan da çocukları oldu (Zimran, Yokşan, Medan, Midyan, Yişbak ve Şuah) ve bunların tümü, Tanrı’nın İbrahim ile yapmış olduğu antlaşmadan dışlandı. Ve herhangi bir hata yapılmasın diye, Tanrı defalarca tekrarladı:”Senin soyun İshak ve Yakupla sürecek”. Başka yerlerde ve birçok defa, kendisini tanıtacağında: “Ben İbrahim’in, İshak’ın ve Yakup’un Tanrı’sıyım” dedi. İsrail oğulları Yahova’ya taparken; yine İbrahim’den doğan tüm diğer uluslar, başka tanrılara taptılar. Yahova’ya hiç tapmadılar.

    Diğer uluslardan hiçbir peygamber gelmedi. Çünkü Tanrı, tüm dünyayı, yani ulusları, İbrahim’in soyundan gelecek olan biri ile bereketleyeceğini (İsa Mesih) ve İbrahim’in soyunun da, İshak ve Yakup ile süreceğini söyledi.

    Lütfen Galatyalılar 4:21-31’i okuyun. Pavlus bu konunun ne kadar ruhsal anlam içerdiğine değiniyor ve şöyle diyor: “Kardeşler (Hristiyan İmanlıar), İshak gibi siz de vaat çocuklarısınız. Olağan yoldan doğan (İsmail), Kutsal Ruh’a göre doğana (İshak’a), o zaman nasıl zülmettiyse, şimdi de öyle oluyor. Ama Kutsal Yazı ne diyor?
    “Köle kadın (Hacer) ve oğlunu (İsmail) kov.
    Çünkü, köle kadının oğlu,
    Özgür kadının oğluyla birlikte,
    ASLA Mirasa (Kutsanmışlığa) ortak olmayacaktır”
    İşte böyle kardeşler, bizler köle kadının değil, özgür kadının çocuklarıyız.

    Ama bunları yazarken, şunu asla unutmamamız gerekir. İsa Mesih, bu kutsanmışlığı, bu İbrahim bereketini, iman yoluyla tüm uluslara getirebilmek için canını verdi. Sadece Yahudiler için değil, O hem Türkler ve hem de Araplar için de öldü. Tevrat, Zebur ve İncil’in özü budur. Bunu inkâr etmek, “İsa Mesih çarmıhta ölmedi” demek, Tevrat, Zebur ve İncil’i yok saymak demektir. Tanrı’nın binlerce yıl evvelinden hazırladığı ‘Kurtuluş Planını’ imha etmek demektir. Hiç de hafife alınacak bir karar değildir. Çünkü, Hristiyanlar haklı ise (ki haklı olduklarını ben biliyorum), İslâm, hem peygamberi ve hem de Kitab’ı ile Yahova’nın tam karşısında düşman olarak durmaktadır ve Şeytan’a hizmet etmektedir. Hiçbir kimse, hiçbir kuruluş veya inanç, bu kadar Yahova karşıtı olmamıştır. Tanrı’nın Kitaplarını “değişti” deyip de yok sayan bir imanın savunucusunuz. Tanrı Kuzusu’nu ve O’nun kurban edilişini, “saygı duyuyorum” dediğiniz birçok peygamberlerin bildirilerine ve uyarılarına rağmen reddediyorsunuz. Tanrı’nın korkunç gazabının üzerinizde olduğuna tüm yüreğimle inandığım için size yalvarıyorum: “Ne olur yapmayın. Rab’bin düşmanı değil, dostu olun. İsa Mesih yüreğinize gelecektir. Sizi sevgi ile kucaklayacaktır. Yüreğinizi açın O’na. O asla sizi reddetmeyecektir. Çarmıhtaki kan, sizin günahlarınız için de döküldü. Rab Tanrı, Kutsal Yahova sizi bereketlesin.”

    Sevgi ve Dualarımla.

15 yazı görüntüleniyor - 16 ile 30 arası (toplam 76)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.