Papazın söylemediğini, bana siz söyleyin…

  • Bu konu 9 izleyen ve 19 yanıt içeriyor.
15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 20)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27235
    klaus
    Anahtar yönetici

    Selamlar.

    Öncelikle kısa olarak size kendi hikayemden bahsetmek istiyorum.
    Hayatımda yaşadığım olumsuz köklü değişimler nedeniyle inancımı uzun bir süre kaybettim ve deizme yöneldim. Müslüman bir ailede doğup büyümüş olmama rağmen o dönemlerde içimde müthiş bir İslam düşmanlığı vardı, etrafta cami görmeye bile tahammülüm yoktu. Ancak içimdeki boşluk hissi beni o kadar mutsuz ediyordu ve o kadar çaresiz hissediyordum ki. Tanrı, Allah, Yahve her ne ise beni durmadan kendine geri çağırıyordu ki zaten doğduğumdan beri dinlerle olmadığımdan daha yakın bir ilişki içinde olduğumu hissetmişimdir onunla. Ona karşı her zaman, yaşım kaç olursa olsun büyük bir sevgi beslemişimdir.Ailem de bilir bunu dışardan bakıldığında iman tacirleri beni ateist zannetseler de her zaman ona karşı büyük bi sevgi hissettim içimde.

    Yine o buhranlı günlerimden birince incili okumaya başladım. Tutunacak bir dal arıyordum.. İncil beni çok etkilemişti öyle ki akşam başlayıp sabaha kadar elimden bırakamamştım. O an anlamıştım neyin ne olduğunu, beni çağıranın kim olduğunu ve İsa’yı hayatıma davet ettim. Ancak benim hikayemde herşey sizin tanıklığınızdakiler kadar tozpembe olmadı. İman ettikten sonra daha fazla öğrenmem gerektiğini düşünerek ve bir cemaate katılmam gerektiğini düşünerek kiliseye gittim. Zorla, adeta orayı ayağa kaldırarak biriyle konuşmam gerektiğini, buna ihtiyacım olduğunu söyledim. Nihayetinde rahip bey yüzünü gösterebildi, ancak ayaküstü ve 5 dakika. Ben ona gözyaşları içinde hristiyan olmak istediğimi anlattım ama o bana o kadar güvensiz bakıyordu ki vazgeçeceğime, emin olmadığıma kendisi bizzat emindi. Yılmadım başka hristiyan kardeşlerden yardım aldım başka insanlarla görüştüm. Araştırmalarım sırasında konuştuğum hristiyan kardeşlerden biri bana vaftiz olmam gerektiğini aksi takdirde gerçek bir hristiyan olamayacağımı ve olur da vaftiz olmadan ölürsem dinsiz öleceğimi söyledi. Tüylerim diken diken oldu bu mümkün olamazdı. İncilde anlatılan bu mükemmel zat, Tanrı, böyle birşeye müsaade etmemeliydi. Böylece ben daha da istiyordum vaftiz olmayı hatta kendime bir isim bile seçmiştim.

    Birşey vardı beni engelleyen sanki, bir türlü olmuyordu, başlarda hissettiğim huzuru daha sonralarda ne o kilisede, ne benle zorla görüşen rahiplerin yüzünde ne de katıldığım ayinlerde yakalayabilmiştim. Halbuki İncil okuyarak geçirdiğim gece duyduğum huzur ne kadar özeldi. Kilisedeki o sarışın kadının bana tuhaf bakışları… Bir zaman sonra öyle hissetmiştim ki sanki ben asla ait olmadığım veya asla ait olamayacağım bi dünyaya zorla girmeye çalışıyordum.Zira hayatım boyunca müslüman olarak yaşamıştım ve hristiyanlık bana her yönden zaten yabancıydı ama hiçkimse bana yardımcı olmuyordu. Kaçınılmaz olarak tekrar müslüman oldum. Diğer dine mensup bireylerle yapılan tartışmaları dinleyince veya okuyunca insanın ister istemez aklı karışıyor hele benm gibi rasyonel biriyseniz. Ama bildiğim tek birşey var ki o da ben beni yaratan o mükemmel yaratıcıyı çok seviyorum. Hayatımın her döneminde İsa’ya karşı inanılmaz bir sevgi beslemişimdir. Ancak ne kadar seversem seveyim sanki o bana hep yabancı.. Müslüman olarak büyüdüğüm için ya gerçek olan hristiyanlıksa paradoksunu daha az yaşıyorum ama hristiyan olsam bu sefer ya yanlış yoldaysam diye düşüneceğim sanki hep. İnançlı bi müslümanım ama geçen gün çarşıdaki tezgahtar kızın boynundaki haçı ve İsa resimlerini görünce içim burkuldu. Neden bilmiyorum. Aileme sorsam, şeytan vesvesesi, seni dinden çıkarmaya çalışıyor der, size sorsam kardeşlerim, mesih seni çağırıyor dersiniz.

    Ben İsa’yı özümsüyorum sadece yaratıcıya inanan biri olarak bile ama o neden bana yabancı? Size göre ben sonsuz cehennemde olacağım bana göre siz.. Bu korkunç değil mi? Belki o dönemler o kilisedekiler beni biraz olsun dinleselerdi.. Yardım etselerdi… Belki de ben bugün aldığım tüm incilleri, tesbihleri, haçları, ilahi cdsini, kitapları çöpe atmazdım. Ama ne olursa olsun şunu biliyorum yada en azından hissediyorum; İsa harika biriydi…

    #35951
    Armagan
    Anahtar yönetici

    Sevgili arkadasim,

    Cok zor gunlerden, sorunalrdan gectigin belli.. sana sadece varligindan emin olamadigin Rab Isa Mesih yardim edebilir.. Ona haykirirsan O seni kesinlikle isitecektir.. Isa yasayan biridir.. isitir, yardima kosar ve kurtarir, ozgur eder.. sen bunlari istemiyor musun? istiyorsun.. o halde su anda oldugun yerde gozlerini kapatarak Ona seslen ve soyle de..

    Ya Rab.. yardim elini bana uzat.. Sana cok ihtiyacim var.. beni ozgur et.. suphelerden, imansizliktan ozgur et.. dusuncelerimi yenile.. ruhumu dirilt.. cesaret ver.. yasama sevincini bana geri ver.. Amin!!

    Aminn!!

    Bizimle sesli sohbet ortaminda iletisime girmek istersen bu linkteki bilgileri takip ederek aramiza gelebilirsin.. Bekliyoruz..
    http://hristiyanturk.com/showthread.php?t=2976

    #35953
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Misafir,
    Hristiyantürk foruma hoş geldin. Yaşadıklarını okuyunca hem etkilendim, hem de çok üzüldüm. Yaşamına İsa Mesih’i Rab ve Kurtarıcın olarak davet ettikten sonra O’nun ellerindesin ve O seninledir, seni asla bırakmaz ve asla terketmez. Sen onun kuzususun. Rab İsa kaybolanları aramaya ve kurtarmaya geldi. Korkunç acılar çekerek günahlarmızın cezasını çarmıhta kendi bedeninde ödedi. Neden yaptı bunu? Bizler kurtulalım, sonsuz cehenneme gitmeyelim diye. Bizim çekmemiz gereken korkunç cezayı O bizim yerimize çekti. Seni, beni, bizleri kurtarmak için çok büyük bir paha ödedi. Bu yüzden sen Rab için çok çok önemlisin, çok değerlisin, çok özelsin. Gelenekselleşmiş, İncil’in gerçeklerinden uzaklaşmış ve İncil’deki Kurtuluş Müjdesi’ni insanlara veremeyen kiliseler, ya da papazlar Tanrı’ya hesap vereceklerdir. Rab İsa Matta 23:23’te onlara şöyle diyor:

    ‘Sizi yılanlar, engerekler soyu! Cehennem cezasından nasıl kaçacaksınız?’

    Onların yargıları çok çok ağırdır. Kendileri kurtulmamış ve Tanrı’nın sevgisini tatmamış, ama papazlık görevini bir meslek olarak yapan insanlardan, topluluktan başka ne beklenebilir ki? Rabbimiz İsa Mesih, İncil’de bu tür kişileri çok sert bir şekilde uyararak şöyle diyor:

    ‘Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Göklerin Egemenliği’nin kapısını insanların yüzüne kapıyorsunuz; ne kendiniz içeri giriyor, ne de girmek isteyenleri bırakıyorsunuz!
    Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Tek bir kişiyi dininize döndürmek için denizleri, kıtaları dolaşırsınız. Dininize döneni de kendinizden iki kat cehennemlik yaparsınız’ (Matta 23:13-15).

    ‘Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Siz nanenin ve dereotunun ve kimyonun ondalığını verirsiniz de, Kutsal Yasa’nın daha önemli konularını – adaleti, merhameti, sakakati – ihmal edersiniz. Ondalık vermeyi ihmal etmeden asıl bunları yerine getirmeniz gerekirdi.

    Ey kör klavuzlar! Küçük sineği süzer ayırır, ama deveyi yutarsınız! Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Bardağın ve çanağın dışını temizlersiniz, oysa bunların içi açgözlülük ve taşkınlıkla doludur. Ey kör ferisi! Sen önce bardağın içini temizle ki, dıştan temiz olsunlar.

    Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Siz dıştan güzel görünen, ama içi ölü kemikleri ve her türlü pislikle dolu badanalı mezarlara benzersiniz. Dıştan insanlara doğru görünürsünüz, ama içte ikiyüzlülük ve kötülükle dolusunuz’ (Matta 23:23-27).

    Sevgili misafir kardeşimiz, her zaman buraya gelip düşüncelerini bizlerle paylaşabilirsin, soruların olursa sorabilirsin, sana severek yardımcı olmak isteriz. Yürekleri İsa Mesih’in sevgisiyle dolu olan kardeşlerimiz burada sorularınıza sevgiyle yanıt vermeye çalışacaklardır.

    Rab’bin sevgisinde ve esenliğinde kal!
    Sevgilerimle

    #36093
    Anonim
    Pasif

    @Kayıtsız Üye 20391 wrote:

    Selamlar.

    O an anlamıştım neyin ne olduğunu, beni çağıranın kim olduğunu ve İsa’yı hayatıma davet ettim. Ancak benim hikayemde herşey sizin tanıklığınızdakiler kadar tozpembe olmadı. İman ettikten sonra daha fazla öğrenmem gerektiğini düşünerek ve bir cemaate katılmam gerektiğini düşünerek kiliseye gittim. Zorla, adeta orayı ayağa kaldırarak biriyle konuşmam gerektiğini, buna ihtiyacım olduğunu söyledim. Nihayetinde rahip bey yüzünü gösterebildi, ancak ayaküstü ve 5 dakika. Ben ona gözyaşları içinde hristiyan olmak istediğimi anlattım ama o bana o kadar güvensiz bakıyordu ki vazgeçeceğime, emin olmadığıma kendisi bizzat emindi. Yılmadım başka hristiyan kardeşlerden yardım aldım başka insanlarla görüştüm. Araştırmalarım sırasında konuştuğum hristiyan kardeşlerden biri bana vaftiz olmam gerektiğini aksi takdirde gerçek bir hristiyan olamayacağımı ve olur da vaftiz olmadan ölürsem dinsiz öleceğimi söyledi. Tüylerim diken diken oldu bu mümkün olamazdı. İncilde anlatılan bu mükemmel zat, Tanrı, böyle birşeye müsaade etmemeliydi. Böylece ben daha da istiyordum vaftiz olmayı hatta kendime bir isim bile seçmiştim.

    Bir zaman sonra öyle hissetmiştim ki sanki ben asla ait olmadığım veya asla ait olamayacağım bi dünyaya zorla girmeye çalışıyordum.Zira hayatım boyunca müslüman olarak yaşamıştım ve hristiyanlık bana her yönden zaten yabancıydı ama hiçkimse bana yardımcı olmuyordu.

    Ama ne olursa olsun şunu biliyorum yada en azından hissediyorum; İsa harika biriydi…

    Değerli Kardeşim, Senin geçtiğin yolların aynısını ben de yaşadım, sakın üzülme, ben senin yaşadığın tecrübelerin biraz daha fazlasını yaşadım. sanırım Orthodox bir papzla görüştün ama sakın canını sıkma.

    İlk olarak hiç kimse Hıristiyanlığı tekelinde tutamaz ve karar veremez ama Orthodox’luk ta biraz farklı bir durum var ama sana içini rahatlatacak iki konu söyleyeceğim.
    Birincisi, ölüp’te Rab’in huzuruna çıktığımızda çok şaşıracağız, neden çünkü orada bir çok din adamının cehenneme gittiğini göreceğiz. Örneğin; Sana, bana yada Hıristiyan olmak isteyen diğer kardeşlerimize davrandıkları tutumdan dolayı, onları Hıristiyanlıktan soğuttukları için.

    İkincisi: Rab buyurmuştur ki; Benim adımla size gelen hiç kimseyi geri çevirmeyiniz

    Gökte ve yeryüzünde bütün yetki bana verildi.
    Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin.
    Onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un adıyla vaftiz edin.
    Size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin.
    İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim.
    Matta 28 : 18-20

    Dünyanın her yanına gidin, Müjde’yi bütün yaratılışa duyurun.
    İman edip vaftiz olan kurtulacak, iman etmeyen ise hüküm giyecek.
    Markos 16 : 15-16

    Sence seni geri çeviren papaz efendi İncil’de yazan bu Bap’ları bilmiyor mu? Elbette ki biliyor ama …

    Üçüncüsü, şunu asla unutma yüce tanrımız vaftiz olamadın diye seni cehenneme atmaz. Kesinlikle ama KESİNLİKLE bunu kafandan çıkart ve sakın unutma insanlar üç durumda yargılacaklar; 1- Vicdana göre (Din hakkında hiç bir bilgisi olmayanlar o dönemde putlara tapanlar, yada Hıristiyan olmayıp Allah’a inanlar)
    2-Şeriat’a “Eski Ahit” göre
    3-İnayet’e “Yeni Ahit,İncil” göre

    Ama şurada gerçek bir konu var ki o da Vaftiz zorunlu bir şey, vaftiz olmadan gerçek hıristiyan olunamaz vaftiz olmak önemli ama canını sıkma şunu unutma vaftiz olmadan ölürsen inayeti almamış bir hıristiyan olursun ve vicdanına göre yargılanıp cennet yada cehennem’e gidersin.

    Değerli kardeşim, sakın üzülme ve sakın unutma ki bir sınavdan geçiyoruz. Arzunu ve isetğini hep yüksekte tut, arzunu ve isteğini her geçen gün arttır ki Rab samimiyetini görüp sana gereken yolu gösterecektir.

    Değerli Kardeşim, dünya da kesinlikle tesadüf diye bir şey yok, herşey yüce Rab’in isteğiyle gerçekleşiyor ama biz sebep-sonuç ilişkilerini bilmediğimiz için her şeye tesadüf diyor geçiyoruz. Nasıl ki rab kalbinin kapısını çaldı sakın unutmaki o seni asla bırakmayacak, yeter ki sen samimi kalmaya devam et.

    ayrıca bana yazmak istersen sana elimden geldiğince yardım ederim, Allahın inayeti üzerine olsun kardeşim. Kalbini ferah tut ve kalbinde hep Rab İsa Mesihi düşün

    Yaşam ekmeği ben’im. Bana gelen asla acıkmaz, bana iman eden hiçbir zaman susamaz.” (Yuhanna 6:35)

    “Ben dünyanın ışığıyım. Benim ardımdan gelen, karanlıkta yürümez, yaşam ışığına sahip olur.” (Yuhanna 8:12)

    “Kapı ben’im. Bir kimse benim aracılığımla içeri girerse kurtulur.” (Yuhanna 10:9)

    “Diriliş ve yaşam ben’im. Bana iman eden kişi ölse de yaşayacaktır.” (Yuhanna11:25)

    “Yol, gerçek ve yaşam ben’im. Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez.” (Yuhanna 14:6)

    İncil’i her akşam okumaya devam et, Rab sana yol gösterecektir Allahın İnayeti ve Esenliği üzerinde olsun kardeşim, bana soru sormaktan çekinme, sevgilerimle…

    #36091
    Anonim
    Pasif

    Sevgili kkemal 2008, Kardeş.

    Soru soran bir kardeşi, aydınlanması için verdiğin uğraşı için seni kutluyorum.eline yüreğine sağlık.

    Bende bu konuda birşeyler paylaşmak istiyorum.

    Bir dönem,üç bayan arkadaşim’la ,her pazar akşam 6’da, Katolik bir kilisenin tapınmasına katıldım,bizi tanıdıkca,Rahip bizle oturup sohbet edip,sorduğumuz sorulara çevap verecek şekilde, arada sıcak dialoglar oluştu ve biz bir pazar tapınma’dayken (bu arada dış kapı açık)arka taraftan bir takım seslerin geldiğini duyup,gayrı ihtiyarı geriye dönüp baktım.Eski ve büyük bir kilise,en arka sırada,üç delikanlı 18 yada 20 yaşlarında).oturuyor.o Kilisenin cemaat’inden olan,yanımdaki bayana sessizce”
    bunları tanıyormusunuz” dedim.
    Dönüp bakıp “hayır” dedi.
    Tapınma bitti,Rahip biraz bekledi.Ortada tam bir sessizlik hüküm sürüyor,sıkıntı verici bir sessizlik,Rahip Sunağın yan tarafındaki odaya yöneldi ki(Orda Rahip elbisesini çıkartıyor sonra,mutfak yada bahçeye gelip bizlerle sohbet ediyordu her hafta)o üç delikanlı hızla yerlerinden kalkıp Rahip’ın olduğu odaya yönelmeye başladılar.Ben bu arada panikledim.İçimden Dua ediyorum “Tanrım,sen bizleri koru” diye.odaya girdiler kapı açık ,bir şeyler söylüyorlardı ama duyulmuyordu.,bizler hemen yerimizden kalkıp odanın olduğu yere yöneldik.Rahibin,yüzünde sakinlik,yanında ürküntü vardı.

    Aklımda şu söz,( Hrant Dink’in söylemişti,)

    “Yüreğim güvercin ürkekliği yaşıyor.ama bu ülkede güvercinleri vurmazlar.”
    Ama bu ülkede güvercinleride vuruyorlar mış.
    Çocuklardaki sert yüz ifadesi, yüreğimdeki korkuyu arttırdı,çocuklara o odaya girilmemesi gerektiğini söyledik (bunu onları odadan çıkarmak için yaptık)neyse çıktılar.bir kenara çekilip ,kendi aralarında konuşmaya başladılar.(Sessizce)
    Onlara yardım edebileceğimiz bir konu varsa, yardım edebileceğimizden bahsettik.
    Çünkü:
    Gelenler bizim insanımız,kültürüyle,töresiyle,yaşam tarzıyla,
    (biz, bizi iyi tanırız.düşüncesiyle)
    “Hayır” dediler.sonra hızlı adımlarla çıkıp kiliseden gittiler.
    Rahip’e sorduk” sana ne dediler” diye.
    Rahip gençlerin ona:
    ” biz Hristiyan olmak istiyoruz .sen bizi nasıl Hrıstiyan yapacaksın” Dediklerini söyledi.”

    Eee.. şimdi güzel kardeşim,söyle bana, o Rahip nasıl,her gelene güvenebilir,?
    Nasıl emin olabilir.Bakın teroristler sadece erkeklerden çıkmıyor bayanlarda,var bu işlerin içinde.Örnek akrep nalan yada Brider Mainhoff çetesindeki bayan teroristler.
    Ortalık, sevgililierini,ana, baba,kız kardeşlerini boğazlayan sapkınlar,İblis eline düşmüş insanlarla dolu.Toplumda artık kim sağlıklı kim kafayı yemiş belli değil.
    Malatya Zirve katliyam’ının üzerinden ne kadar süre geçtı ,sonuç varmı ..hala sonuçlanmadı.Bu Ülkede Din adamlarını İnançlı insanları da vuruyorlar.
    Ne cabuk unutuyoruz.!

    Din adamları yada Rahip’ler diyeyim,bizi tam anlamı ile tanımıyor,gelen her insanında Psikolojisini anlamak için Psikoloji eğitimi almamış O’nun işi TANRI ve TANRI SÖZ’ü ve Müjde.
    Tek güvenci TANRI.
    Bu kötü ve dibi boylamış,kötülüklerin gezdiği dünyamızda,İçte kötülük yok’ki,gerçek Tanrı Adamlar Tanrı Sevdasına düşmüş İnanç savaşcıları bana göre,..nerden bilcek kim iyi kim kötü niyetli.
    Konu, Rahip’te hallonmuyor,konu insan yüreğindeki doğru yönleniş İman arayışı ve istek’te sanıyorum.

    Kutsal Ruh yönlendirişindeki her insan,zaten verdiği mücadele ile kendini ait hissettiği yer nerede ise orayı, gelip bulur.(Bizlerde çok zorluklarla karşılaştık,Ailemiz,toplum,Kendi iç bünyemizle kendi kendimizle olan savaşımız.Ama görüyorsun İSA Mesih’i bulduk..
    Engel’lerin varlığı bizi yıldırmadı,ağladık,gözyaşlarımız,sıkıntılar,Mesih’e giden yol’da bize engel teşkil etmedi,edemezdide.

    Öğreti farklılığı yaşıyor olsakta,Katolik ve Ortadoks İnancı’nda, İSA MESİH’i rab ve kurtarıcı kabul etmiş tüm kardeşlerimizi seviyoruz.Gidiş yolumuz farklı olsada sonuçta gidilen hedef ve varılan son aynı..

    Yollarımız İSA Mesih’e çıkıyor.
    Mezhep seçiminde, tercih tamamen insana ait bir sorumluluk,bu kişileri bağlar.Akıl..zaten doğru tercih’ini yapacaktır bana doğru gelir bu sana uygun değildir ona doğru gelende bana uymaz .Tek gerçek Kutsal Kıtap’ımızdaki Tanrı’sal SÖZ’lerdir.

    Ordadoks’larda bizim kardeşlerimiz.RAB ne diyor.
    “Komşunu Kendin gibi seveceksin” diyor.Bunu yapmassak Sevgi bizim için bir şey ifade edebilir mi.?
    Tapınması öğretisi mi ayrı, o durum onları bağlar ,bu çok ayrı bir konu Yargı insana ait değildir.Ben bana hitap eden den çok Kutsal KItap’taki uygulanışa bakıyorum .Önemlli olan da bu bana göre.

    Günahkar ve sahte din adamları,para için bu işe soyunmuş pastörler,yada sahte inanlılardan bahsetmiyorum.Tanrı onları nasıl bir yargının beklediğini, Kutsal Kıtap ‘ta Tanrı SÖZ’ünde zaten açıkca yazıyor.

    Kimse’yi İmansız diye yargılamak,ve cehenneme göndermek bize düşmez.bunu yaparsak kendimizi Tanrı yerine koymuş olmazmıyız.?

    Dünyanın her yanına gidin, Müjde’yi bütün yaratılışa duyurun.
    İman edip vaftiz olan kurtulacak, iman etmeyen ise hüküm giyecek.
    Markos 16 : 15-16

    Bu Yazdığım Aye’tteki Yorumu hepimiz biliyoruz.Kurtarıcız İSA MESİH’in amacı dünyanın Müjdeyi duyması için verdiği buyruğu içerir.

    Kilise’deki Rahip’ler bunu bilmiyorlarmı diyorsun.?
    Ben sen biliyoruz da,Yüreklerini,canlarını Rab yoluna koymuş Rahipler,gerçek önderler,gerçek pastör’ler mi bilmiyecek.!

    Yapmayın,güzel Kardeşim Komik olmayalım..

    Vaftiz İsa Mesih’i Rab ve Kurtarıcı kabul etmiş her inanlı’nın,kendi isteği ile gerçekleşen SİMGESEL bir eylemdir.Vaftiz Mesih’le birlikte öldüğünü,ve O’nunla birlikte yeni bir yaşama başlandığını açıklar.Suya dalma Ölüm,sudan çıkma dirilişi temsil eder.
    Sanıyorum buraya kadar hemfikiriz öyle değil mi.!
    Tanrı’sal buyruktur…sanıyorum bunda da hemfikiriz.

    Yanlız..

    Quote:
    Ama şurada gerçek bir konu var ki o da Vaftiz zorunlu bir şey, vaftiz olmadan gerçek hıristiyan olunamaz vaftiz olmak önemli ama canını sıkma şunu unutma vaftiz olmadan ölürsen inayeti almamış bir hıristiyan olursun ve vicdanına göre yargılanıp cennet yada cehennem’e gidersi

    Bu konuda sana katılamıyorum.İşte..burda hem fikir değiliz.
    Neden..? diye sorarsan.
    Kurtuluşu sağlayan İMAN’dır…Vaftiz olma ile hiç bir insan Kurtuluşu bulamaz.Kurtuluş,İman’la gerçekleşir

    Kutsal Kıtap’ımızda vaftiz olmadan da Kurtuluşu bulan İnanların örnek verildiği Ayet’ler vardır.Vaftiz’i yatsıyorum anlamında söylemiyorum elbette olunması gereklidir diyorum fakat Bildiğim Kurtuluş İman’la gelir, gerçekte budur.

    Mesela:
    –Çarmıh’ta, haydutlar dan bir, İSA MESİH’i RAB ve Kurtarıcı kabul etti.bu konu Luka 23:43’üncü Ayet’inde geçer.İSA MESİH Haydut’a Cennet’te birlikte olma güvencesi verdi.
    O haydut vaftiz olmamıştı.,ama Kurtuluşu aldı.

    –1 Korintliler 1:14.16 Ayet’inde de:
    Pavlus Tanrı’ya şükrediyor.çok az insanı vaftiz ettiği için ,Ki Pavlus’un verdiği mücadeleyi biliyoruz,En sonunda Can’ını verdi İSA Mesih ve Müjde için,Vaftiz kurtuluş için zorunlu olsaydı ,Pavlus Tanrı’ya bunu yapmadığı için şükretmezdi.

    –Aç Kutsal Kıtap’ımızı bir çok ayette bu sayıca değişken olabilir , şimdi rakamları sayıp yazıyorum.,kurtuluşmuzun İMAN ile gerçekleşeceğini bildiren Ayet’ler vardır.Bu diğer ayet’lerle çelişki içindeki Ayet’ler değildir…şuan saydım, Kutsal Kıtap Dizininde, İman ile geçen Ayet sayısı 405 tane.

    –Kutsal Kıtap’ımızda Yeni Antlaşma’da Vaftiz olmak ölümle ve gömülme ile bağlantılıdır.Simgesel olarak( Yani günahkar düşünce ve kötülükleri alışkanlıkları Şeytanın eğemenliğini öldürme son verme,Bu bağlantı Ruhsal doğuşla ilgili değildir.Ruhsal doğuş
    İman etme den geçer ve Kutsal Ruh hayatımıza o an girer.Vaftiz dediğim gibi sadece bir simgedir.

    Yani kısaca.. şunu demek istiyorum..
    Vaftiz olma ,kurtuluşumuzun bir koşulu değil,Kişinin kurtulmuş olduğunun Fiziksel bir görüntüsü,simgesel bir ilanıdır.

    Vaftiz olmadan ,Hrıstiyan olunmaz, sözünüze ne yazık ki, katılmıyorum.

    İSA MESiH’i RAB ve Kurtarıcı Kabul etmeyen (yani İMAN) ve O’nu yaşamıyan ,O’nun öğretilerini yaşamında uygulamayan Hristiyan değildir.

    RAB ,İnayet ve esenliğini senden eksik etmesin, Kardeş k kemal 2008. Seni O’na İMAN etmiş tüm kardeşlerimi, kutsasın bereketlesin..Amin.

    #36090
    Anonim
    Pasif

    Değerli Kardeşi SABA,

    Öncelikle yazımı okuduğun için sana teşekkür ederim ama sanırım tam anlaşılamadım. Tabii ki anlaşılamam normal, çünkü yazı yazarak anlaşmak dünyadaki en zor iletişim şeklidir.

    Öncelikle “Canını kurtarmak isteyen onu yitirecek, canını benim uğruma yitiren ise onu kurtaracaktır.” Luka 9-24

    Yaşadığımız dünya öyle bir dünye ki herkes hasta, öncelikle bu tanıyı iyi koymamız lazım. Hastalıktan kastım şudur; Allah’tan kopuk bir yaşam tarzı bizi “şizoid”, “şizofren” yapar. İşte bu devam ettikçe toplumların hastalığı hem artar hemde derinleşir. Peki bu durumda doktor lazım, peki nerde bu doktorlar? kimdir bu doktorlar? İşte bizim ihtiyacımız olan şifa doktorların ilacı vermesi ve tedavi etmesidir. Burada doktorlar “din adamları”, şifa ise “Rab”dır ama onun öğretilerini insanlara öğretmenin en büyük vazifesi ise “din adamları”dır. Bu durumda hiç bir din adamının kendisine gelen insanları red etmek hakkına sahip değildir. O yüzden diyorum ki tekrar öteki dünyaya gittiğimizde çok şaşıracağız, bu yanlız benim sözüm değil 9’ncu asırın en büyük azizlerinden biri olan Maximus’a ait. Bu dünyada din adamlarının üzerindeki yük diğer tüm insanlarınkinden daha ağır ve mesuliyetlidir.

    Bu arada vaftiz konusunda ayrı fikirlerdeyiz ama onu da açıklayacağım çünkü
    o konuda da tam anlaşılmış değilim.

    Ama arzu edersen bir gün bir araya gelip konuşabiliriz.

    Allahın esenliği ve inayeti üzerine olsun kardeşim.

    #29811
    Anonim
    Pasif
    Quote:
    Ama şurada gerçek bir konu var ki o da Vaftiz zorunlu bir şey, vaftiz olmadan gerçek hıristiyan olunamaz vaftiz olmak önemli ama canını sıkma şunu unutma vaftiz olmadan ölürsen inayeti almamış bir hıristiyan olursun ve vicdanına göre yargılanıp cennet yada cehennem’e gidersi Ama şurada gerçek bir konu var ki o da Vaftiz zorunlu bir şey, vaftiz olmadan gerçek hıristiyan olunamaz vaftiz olmak önemli ama canını sıkma şunu unutma vaftiz olmadan ölürsen inayeti almamış bir hıristiyan olursun ve vicdanına göre yargılanıp cennet yada cehennem’e gidersi

    Sevgili kkemal,
    Vaftiz konusunda yukarıdaki bu sözlerine kesinlikle katılmıyorum, çünkü Kutsal Kitap’ın öğretisine tamamen ters düşüyor. Saba kardeşimiz bunu çok güzel açıklamış zaten. Kurtuluş İsa Mesih’e iman ile elde edilir. İyi işlerle değil, sevaplarla değil, eylemlerle değil ama sadece imanladır. İsa Mesih’i Rab ve kurtarıcısı olarak yaşamına alan ve günahlarından dönen herkes kurtulacaktır. Bu Tanrı’nın lütfudur.

    Sevgilerimle

    #28741
    Anonim
    Pasif

    @Rüzgar 20720 wrote:

    Sevgili kkemal,
    Vaftiz konusunda yukarıdaki bu sözlerine kesinlikle katılmıyorum, çünkü Kutsal Kitap’ın öğretisine tamamen ters düşüyor. Saba kardeşimiz bunu çok güzel açıklamış zaten. Kurtuluş İsa Mesih’e iman ile elde edilir. İyi işlerle değil, sevaplarla değil, eylemlerle değil ama sadece imanladır. İsa Mesih’i Rab ve kurtarıcısı olarak yaşamına alan ve günahlarından dönen herkes kurtulacaktır. Bu Tanrı’nın lütfudur.

    Sevgilerimle

    Sevgili kkemal,
    Vaftiz konusunda yukarıdaki bu sözlerine kesinlikle katılmıyorum, çünkü Kutsal “””Kitap’ın öğretisine tamamen ters düşüyor. Saba kardeşimiz bunu çok güzel açıklamış zaten. Kurtuluş İsa Mesih’e iman ile elde edilir. İyi işlerle değil, sevaplarla değil, eylemlerle değil ama sadece imanladır. İsa Mesih’i Rab ve kurtarıcısı olarak yaşamına alan ve günahlarından dönen herkes kurtulacaktır. Bu Tanrı’nın lütfudur.””
    Yazdığın tezat değil mi? İman koşulsuz inanmayı ve itaati gerektirmez mi? İman eden kişi nasıl olurda yoldan sapıp günah yola gider? günah ta ısrar edenin imanının samimi olduğundan bahsedebilirmiyiz? bence yazdığın şey gerçeği yansıtmıyor, bilakis imanla tezat geliyor.

    #36127
    Anonim
    Pasif

    Değerli Kardeşim Rüzgar,
    Öncelikle amacımın bir tartışma yaratmak olmadığını bildirmek istiyorum. Şimdi vaftiz’in önemli olmadığını salt imanın yeterli olduğıunu savunuyorsun benim buna saygı duymak ve uyarmaktan başka bir görevim oılamaz. Diyorsun ki; “vaftiz” sadece bir simgedir. Evet bir simge olması yönünde haklısın çünkü RAB’in dünyadaki varlığı sırasında ki tüm konuşmaları ve davranışları simgeseldi çünkü insanlar onu başka türlü anlayamazlardı. Ama burada unutulmaması gereken çok önemli bir husus var. Oda RAB insanların ancak bu simgelere uyarak kurtuluşa gidebileceklerini bildiği için hep simgesel davrandı. Yani biz onun bize sağladığı kurtuluşa gitmek istiyorsak tüm simgelere uymamız ve onları yerine getirmemiz lazım. Şimdi sizler eğer “vaftiz” konusunda bir simgeydi olmazsa olur diyorsanız o zaman her pazar dağıtılan komünyon’u da yapmak zorunda değilsiniz ne de olsa bir simge!! Yani biz belkide “İncil”de bulunan hiç bir öğretiyi yerine getirmek zorunda değiliz ee nede olsa birer “simge” mi diyeceğiz? Dikkat arkadaşım dikkat!! Çünkü eğer böyle dersek o zaman “Hıristiyanlık” herkesin kendi yorumuna göre değişen eklektik bir din olmaktan öteye gitmeyecek. Zaten sağolsun “Katolik”ler bunu başardı tabii daha sonra gelen M.Luther ise haklı bazı sebeplerden dolayı yeni bir yorum getirdi. Şimdi şunu soruyorum RAB’ten 9’ncu asıra kadar”Hıristiyanlık” öğretisinde hiçbir değişim olmuyor tüm öğretiler uygulanılıyor ve hiçbir şey sorgulanmıyor. Hatta “Vaftiz, Hıristiyanlığın temeli” olarak kabul ediliyor sonra sorgulanmaya başlanılıyor ve hatta olmazsa olmaz denilebiliyor. Dikkat kardeşim dikkat!! Sizleri bu konularda bir kez daha araştırmaya davet ediyorum ve son olarak diyorum ki “Siyonizmin” hıristiyanlık üzerindeki oyunlarına gelmeyin, “Vaftiz” çok önemlidir, o kadar önemlidir ki ben bunu anlatamam bile. Tekrar söylüyorum “Vaftiz” olmayan bir kişide inayet ancak dışarıda kalır, Allahın inayetini almak ve Hıristiyan olmak için mutlak vaftiz olunmalıdır. Sizlere tavsiyem “vaftiz” konusunda daha dikkatli araştırmanız. Son olarak da şunu sormak istiyorum neden katolik yada diğer mezheplerden “Aziz”ler çıkmıyor??

    #36129
    Anonim
    Pasif
    Quote:
    Yani biz onun bize sağladığı kurtuluşa gitmek istiyorsak tüm simgelere uymamız ve onları yerine getirmemiz lazım. Şimdi sizler eğer “vaftiz” konusunda bir simgeydi olmazsa olur diyorsanız”-

    Sayın..kKemal 2008
    Rüzgar,paylaşınında “Vaftiz konusu bir simgeydi OLMASSA OLUR”diye bir cümle kurmuş değil,bu sizin varsayımınız.
    Biz söylemek Vaftizi önemsemiyoruz dediğimizde yok.burda anlatılmak istenen önce tövbe sonra iman ve vaftiz,İMAN olmadan vaftiz olunabilinirmi?

    Yada size şunu sorayım.
    Dünya’da Hrıstıyan kimliğini taşıyan ,vaftiz olmuş bir çok Mafya adamları var.bunların çoğu bebek’ken vaftiz edilmişler,yada büyükken farzımahal
    Sayısız insan öldürme..beyaz kadın ticareti..uyuşturucu..kumar,tefecilik
    yapan bu insanlar..

    Vaftiz oldukları için Kurtuluşu alabilirler mi sizce.

    #36132
    Anonim
    Pasif

    Değerli Kardeşim Saba,
    İşler iyice karıştı, zaten hep söylerim yazarak iletişim kurmak ve anlaşmak dünyanın en zor işi. Öncelikle Kurtuluş bedava verlmiştir yani herkese verilmiştir bunun için özel bir çaba göstermemize gerek yok. Zaten RAB çarmıha gerilerek kendisini biza feda ederek kurtuluşu tüm insanlara hediye etmiştir. Doğar doğmaz vaftiz edilenler sadece vaftiz olup “Hıristiyan” oluyorlar o kadar. Ama bu kurtuluyorlar anlamına gelmiyor, nasıl ki “vaftiz” olamayıp da RAB’e iman edenler “vaftiz” olmadan ölüyorlarsa. Burada “vaftiz” olmuş olmak vatiz olan bir hıristiyan için ilk aşamadır ama kurtuluşa götürmez ama iman ettikten sonra “vaftiz” olmuyorsa Rab’in inayeti kalbinde tecelli etmez, kilisenin sırlarına katılamaz, “komünyon” alamaz, RAB’in hayatına iştirak edemez. Yani kısacası sonradan “hıristiyan”lığı seçenler için eln-bette ki önce iman sonra “vaftiz” gelir. Amaaa küçükken “vaftiz” olanlar da ise o vaftizin etkin olması onların imanına bağlı olur. Şimdi örnekler vermişsiniz ; Mafya vs. burada illaki Mafya olmuş olmak gerekmiyor eğer “vfatiz” olupta RAB İsa Mesih’in öğretilerini uygulamıyorsanız zaten Hıristiyan değilsiniz. Yani kastim Mafya’ların dışında da “Hıristiyan” olmayan milyarlarca insan var. Peki neden?
    Nedeni çok basit hepimiz hastayız, hepimiz şizoid (şizofre) durumdayız. Eğer imanımızı güçlendirip RAB’in ipine sarılmazsak şeytan üzerimizde her geçen gün hak kazanır.
    Değerli Kardeşim eğer uygun olursa görüşüp konuşarak bazı şeyleri tartışmak isterim…
    sevgilerimle, Allahın inayeti ve esenlii üzerinize olsun…

    #36125
    Anonim
    Pasif

    kKemal arkadaşım, yorumların çok garip geldi bana. Birincisi eğer kendini yazılarla ifade edemiyorsan yazma o zaman. Vaftiz konusundaki yorumların katolik kilisesinin ögretilerine benziyor. Rüzgar ve Saba kardeşlerimizin vaftiz konusundaki düşünceleri İncil ögretisine tamamiyle uygundur.. Asıl sen DİKKKAAAAT et arkadaşım!.

    #36145
    Anonim
    Pasif
    kkemal_2008;20791 wrote:
    Değerli Kardeşim Saba,
    İşler iyice karıştı, zaten hep söylerim yazarak iletişim kurmak ve anlaşmak dünyanın en zor işi. Öncelikle Kurtuluş bedava verlmiştir yani herkese verilmiştir bunun için özel bir çaba göstermemize gerek yok. Zaten RAB çarmıha gerilerek kendisini biza feda ederek kurtuluşu tüm insanlara hediye etmiştir. Doğar doğmaz vaftiz edilenler sadece vaftiz olup “Hıristiyan” oluyorlar o kadar. Ama bu kurtuluyorlar anlamına gelmiyor, nasıl ki “vaftiz” olamayıp da RAB’e iman edenler “vaftiz” olmadan ölüyorlarsa. Burada “vaftiz” olmuş olmak vatiz olan bir hıristiyan için ilk aşamadır ama kurtuluşa götürmez ama iman ettikten sonra “vaftiz” olmuyorsa Rab’in inayeti kalbinde tecelli etmez, kilisenin sırlarına katılamaz, “komünyon” alamaz, RAB’in hayatına iştirak edemez. Yani kısacası sonradan “hıristiyan”lığı seçenler için eln-bette ki önce iman sonra “vaftiz” gelir. Amaaa küçükken “vaftiz” olanlar da ise o vaftizin etkin olması onların imanına bağlı olur. Şimdi örnekler vermişsiniz ; Mafya vs. burada illaki Mafya olmuş olmak gerekmiyor eğer “vfatiz” olupta RAB İsa Mesih’in öğretilerini uygulamıyorsanız zaten Hıristiyan değilsiniz. Yani kastim Mafya’ların dışında da “Hıristiyan” olmayan milyarlarca insan var. Peki neden?
    Nedeni çok basit hepimiz hastayız, hepimiz şizoid (şizofre) durumdayız. Eğer imanımızı güçlendirip RAB’in ipine sarılmazsak şeytan üzerimizde her geçen gün hak kazanır.
    Değerli Kardeşim eğer uygun olursa görüşüp konuşarak bazı şeyleri tartışmak isterim…
    sevgilerimle, Allahın inayeti ve esenlii üzerinize olsun…

    Sayin K.Kemal bazi düsüncelerinize katilamiyorum.Örnegin söyle demissiniz:

    Doğar doğmaz vaftiz edilenler sadece vaftiz olup “Hıristiyan” oluyorlar o kadar.

    “Hristiyan” kelimesi Mesihci veya Mesih’i takip eden anlamindadir.Bir bebek dogar dogmaz nasil Mesih’ci veya Mesih’i takip ediyor merak ettim dogrusu!!!
    Bu Kutsal Kitap gerceklerine uymamaktadir.Bir insan ancak Isa Mesih’i kisisel olarak Rab’bi ve kurtaricisi olarak kabul edip O’nun ismiyle vaftiz oldugu zaman “hristiyan “olur.Kisi bebekken otomatikman hristiyan olmaz.

    Şimdi örnekler vermişsiniz ; Mafya vs. burada illaki Mafya olmuş olmak gerekmiyor eğer “vaftiz” olupta RAB İsa Mesih’in öğretilerini uygulamıyorsanız zaten Hıristiyan değilsiniz.

    Bak simdi kendinle celisiyorsun kardesim..Yukaridaki yazinda bir bebek vaftiz oldugunda hristiyan oluyor demissin simdi burda ise Rab Isa Mesih’in ögretilerini uygulamiyorsa hristiyan olmuyorsunuz diyorsun.Bir bebek zaten Rab Isa Mesih’in ögretilerini uygulayamaz.

    Eğer imanımızı güçlendirip RAB’in ipine sarılmazsak şeytan üzerimizde her geçen gün hak kazanır.

    Peki sana göre insan imanini nasil güclendirecek??Bu konuyla alakali oldugundan yuhanna 3,3’ü nasil yorumladigini da merak ediyorum.

    Esenlik olsun.Sevgiler

    #36148
    Anonim
    Pasif

    Değerli kardeşim Kores,

    Neden dir anlamıyorum ama problem değil, herkes neyi ve nasıl anlamak istiyorsa galiba öyle anlıyor. Bir bebeğin doğuştan “vaftiz” olması hıristiyanlığı almış oluyor ama ona iman edip etmemek yada onun yolunda yürüyüp yürümemek ona kalmış bir durum. Hıristiyanlık’tan ne anladığımız çok önemli, dünyada 2,5 milyara yakın Hıristiyan var. Eee bu insanların büyük bir bölümü Hıristiyan oldukları halde görevlerini yapmıyorlar yada umursamıyorlar, biz şimdi bu insanlara siz Hıristiyan değilmisiniz diyeceğiz? “Vaftiz” olmadan Hıristiyan olunamaz bu bir gerçektir. Ama “vaftiz” olmak yetmiyor o sadece bir araç amaç değil. Ama bir diğer taraftan “vaftiz” olmazsanız sadece kalben iman etmiş olur inayeti üzerinize almamış olursunuz. Çünkü bir taraftan iman ediyorsunuz diğer taraftan “vaftiz” olmuyorsunuz, bu bir çelişkidir. Ayrıca Hıristiyanlıkta RAB yoluna gidip onun öğretileri ve onun yolunda yürümeye karar verirseniz ikinci kez “vaftiz” oluyorsunuz. Yani bu durumda bir bebeğin doğuştan “vaftiz” olması yetmiyor.

    #36150
    Anonim
    Pasif

    Sayın KKemal_2008

    Günlerdir vaftiz şöyle olursa böyle olur,böyle olursa şöyle olur deyip,kendinizce,yazarak ifade edemediğiniz konularda ahkam kesiyorsunuz…!
    Yazarak ifade edemiyorsan ne diye yazıyorsun kardeşim.
    Gidersin bir kilise topluluğuna katılırsın,oradaki insanlarla bol bol yüz yüze konuşursun kendini de daha rahat ifade edersin.
    İki de bir saba kardeş yazı ile kendimi ifade edemiyorum.Yok efendim yazı ile iletişim dünyanın en zor iletişim kurma şekliymiş..:)

    Görüşerek daha iyi iletişim kurarız gibi sözler söylüyorsunuz. .

    Onun için mi geçmişte onlarca insan,şehir ve ülkeler elçilerin mektupları ile iman edip kurtuluşu aldılar.
    Yazı ile iletişim kurulamıyorsa kutsal kitabımız İncil’e iyice bak,bak ki kutsal kitabımızın pek çok bölümünün mektuplardan oluştuğunu gör.

    İmanlılar seninle ne diye yüz yüze görüşecekmiş ki.
    Sizin ğörüşmelerden çok,iyi bir kutsal kitap eğitimine ihtiyacınız var.

    Rab’bimiz İsa Mesih bizlere gerektiğinde güvercin gibi saf,fakat gerektiğinde yılan kadar da kurnaz olmamız emrini vermiştir.
    Bizler iman hayatlarımızda nelerle karşılaşmadık ki,ajan mı dersin,pravakatör mü dersin.
    Pastörlüğe kadar yükselen Müslüman mı dersin.

    Diyorsun ki:

    “Doğar doğmaz vaftiz edilenler sadece vaftiz olup “Hıristiyan” oluyorlar o kadar.”
    Sizce suya sokulup çıkarılan bir bebek Hristiyan’mı oluyor.
    Hayır..
    İsa Mesih’i Rab ve Kurtarıcıdır deyip ikrarda bulunup,yaşamını da İsa
    Mesih’in istediği şekilde sürdürerek Hristiyan olunur.

    Diyorsun ki..!
    ” kilisenin sırlarına katılamaz, “komünyon” alamaz,

    Ne kilisesi ne sırrı arkadaşım Protestan kiliselerinde öyle gizem gibi sır gibi konular geçerli değildir.
    İsa Mesih Rab ve kurtarıcım dır diyen her bir can “komünyon” da alabilir.

    Yine diyorsun ki..!

    Nedeni çok basit hepimiz hastayız, hepimiz şizoid (şizofre) durumdayız. Eğer imanımızı güçlendirip RAB’in ipine sarılmazsak şeytan üzerimizde her geçen gün hak kazanır.

    Bende diyorum ki sen hasta olabilirsin (şizofre)
    Zaten sizde kabul ediyorsunuz hasta olduğunuzu ve ben bunun için size dua edeceğim.
    Fakat Rab İsa Mesih’e ait olanlarda şizofrenik bulgulara rastlanmaz.
    Yüreğini iblise açanlarda olabilir.Biz Mesih’in çocuklarının üzerinde iblisin hiç bir hakimiyeti ve gücü yoktur,aksine o bizi gördüğünde tir tir titreyip kaçacak delik arar

    Tanrı’miz İsa Mesih’in lütfu seninle olsun.

15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 20)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.