Kanın sesi ancak adaletle susar

  • Bu konu 3 izleyen ve 88 yanıt içeriyor.
15 yazı görüntüleniyor - 61 ile 75 arası (toplam 89)
  • Yazar
    Yazılar
  • #28578
    Anonim
    Pasif

    Dink mezarı başında anıldı

    279618.jpg

    Dün ölümünün birinci yıldönümünde, “adalet” isteyen binlerce kişi tarafından öldürüldüğü Agos gazetesi önünde anılan Gazeteci Hrant Dink, bugün de ailesi ve yakınları tarafından mezarı başında anıldı.

    Dün ölümünün birinci yıldönümünde, “adalet” isteyen binlerce kişi tarafından öldürüldüğü Agos gazetesi önünde anılan Hrant Dink, bugün de ailesi ve yakınları tarafından mezarı başında anıldı.

    Zeytinburnu Balıklı Ermeni Mezarlığı’ndaki kabri başında düzenlenen törene eşi Rakel Dink, oğlu Ararat ve kızları Sara ile Delal’in yanı sıra Dink’in yakın akrabaları, arkadaşları ve çok sayıda seveni katıldı. Dink ailesinin taziyeleri kabul ettiği törene Ali Bayramoğlu, Etyen Mahcupyan ve Oral Çalışlar’ın da aralarında bulunduğu gazeteciler ve çok sayıda vatandaş katıldı.Törende, mezarlık çalışanlarından Malik Yalçın, Dink’in öldürüldüğü zaman yazdığı şiiri okudu.

    Mezarı başında düzenlenen ayinin ardından Dink için dua edilirken, eşi Rakel Dink ve çocukları mezara kırmızı karanfiller bıraktı.

    Dink’in mezarı güvercin figürlü

    gun011.jpg

    19.01.2008

    MİLLİYET

    #28579
    Anonim
    Pasif

    Dink ayinlerle anıldı

    gp_141434.jpg

    Meryem Ana Kilisesi’nde Hrant Dink anısına Hokehankist ayini düzenlendi.

    İSTANBUL- Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, ölümünün 1. yıldönümünde Meryem Ana Kilisesi’nde düzenlenen ayinle anıldı.

    ÇOCUKLARI GÖZYAŞLARINI TUTAMADI

    Uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden Hrant Dink’in ölümünün 1. yıldönümünde Kumkapı’daki Meryem Ana Kilisesi’nde Hokehankist ayini (ölüler için yapılan ayin) yapıldı. Kilisenin ikinci papazı tarafından yönetilen ayine, yakalarında Hrant Dink’in fotoğrafları bulunan Dink’in eşi Rakel Dink, kızları Sera ve Delal, oğlu Arat, kardeşi Orhan Dink, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, sevenleri ve Ermeni cemaatinden vatandaşlar katıldı. Rakel Dink, ayin sırasında ağlamamak için kendini zor tutarken, oğlu Arat ve kızlarının da gözlerinin dolduğu görüldü.

    gp_141435.jpg

    “TÜRKİYESİNİ, MEMLEKETİNİ, TOPRAĞINI SEVERDİ”

    Yaklaşık 3,5 saat süren ayini yöneten rahip Zakeus Ohanyan, ”İsa’nın tüm insanların kurtuluşu ve özgürlüğü için ilahi kurban olarak kendisini sunduğunu” ifade etti. Ohanyan, şöyle konuştu: ”İsa’dan sonra sevgi, barış için çalışan insanlar da aynen Mesih örneğinde olduğu gibi hayatları boyunca zor tecrübeler yaşadılar. İsa’ya bunu yaptılarsa diğer insanlara neler yapmazlar. Kardeşimiz Hrant Dink’e de bunun gibi bir şey oldu. Kendisi halklar arasında barışı savundu, ayrımcılığa ve kültür çatışmalarına karşı çıktı. Ermeni asıllıydı fakat her Ermeni gibi vatanseverdi. Türkiyesini, memleketini, toprağını severdi. Tüm vatandaşlık görevlerini yerine getiren insanlardan biriydi. Halktan biriydi ve gazeteciydi. Mesleğinde de bu fikirlerini savundu. Sonunda olanları herkes biliyor. Allah rahmet eylesin. Eşine, çocuklarına, torunlarına mukaddes ruhun esenliğini diliyoruz. Bundan sonra bu tür şeyler olmaması için memleketimizde, Türkiyemizde, özellikle içinde yaşadığımız coğrafyada ve bütün dünyada barışın hakim olmasını istiyoruz.”

    GENİŞ GÜVENLİK ÖNLEMLERİ ALINDI

    Ayinin başlarında ayakta duran Rakel Dink, ayine daha sonra oturarak devam etti. Oğlunu öperek teselli bulmaya çalışan Rakel Dink, diğer taraftan da ayine katılanların taziyelerini kabul etti. Öte yandan ayin sırasında kilise çevresinde güvenlik önlemleri alındığı görüldü.

    20.01.2008

    GAZETEPORT

    #28580
    Anonim
    Pasif

    Yasin, Dink cinayetini bana açık açık anlattı ben de jandarmaya aktardım

    Erkan Acar

    Agos gazetesinin sahibi Hrant Dink’in öldürüleceğini aylar öncesinden haber almalarına rağmen, görevlerinin gereğini yerine getirmedikleri iddiasıyla haklarında ‘görevi ihmal’ suçundan dava açılan jandarma istihbarat görevlileri Başçavuş Okan Ş. ile Uzman Çavuş Veysel Ş.’nin yargılanmalarına başlandı.

    Davanın ilk duruşmasında cinayeti önceden jandarmaya haber veren Yasin Hayal’in halasının eski eşi Çoşkun İğci tanık olarak dinlendi. Tanık İğci, mahkemedeki ifadesinde Hrant Dink cinayetinin tutuklu sanığı Yasin Hayal’in söz konusu cinayeti kendisine açık açık anlattığını söyledi. İğci, Hayal’in Dink’i öldüreceğini 2,5-3 ay önceden jandarmaya haber verdiğini ifade etti. Hayal ve arkadaşlarının İstanbul’a gidip Dink’in evi ve Agos gazetesi arasında keşif yaptıklarını sanık iki jandarma personeline aktardığını anlatan İğci, “Daha sonra beni aramadılar. Cinayetten bir gün sonra görüşmek istediler. Değirmendere’de buluştuk. Bu olayı benim kendilerine söylediğimi kimseye anlatmamı tembih ettiler.” diye konuştu.

    Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya Başçavuş Okan Ş. İle Uzman Çavuş Veysal Ş. katılmadı. İğci, sanık jandarma personelini Değirmendere’ye takıldıkları sırada tanıdığını anlatarak, şu bilgileri verdi:

    “Hrant Dink’in öldürüleceğini Yasin Hayal’den duyunca olaydan 2,5-3 ay önce ondan duyduklarımı jandarmadaki arkadaşlara aynen anlattım. Kendileri bir şey söylemeyip not alıp olayı takip edeceklerini söylediler. Ben her iki sanığın Trabzon jandarma istihbaratında görev yaptıklarını biliyordum. Bilgi verdikten sonra bir müddet görüşmedim. Hrant Dink öldürüldükten bir gün sonra iki arkadaş bana gelerek görüşmek istediklerini söylediler. Değirmendere’de buluştuk. Kendileri bana bu olayı benim kendilerine söylediğimi kimseye anlatmamı tembih ettiler. Bir gün sonra yine buluştuk. Yine aynı şekilde olayla ilgili kimseyle konuşmamamı, hiçbir bilgi paylaşmamı istediler.”

    Sanık jandarma personeli ile 2004 yılından bu yana tanıştığını ifade eden İğci, sanık V. Şahin’i “Engin Abi” adıyla bildiğini Okan Ş.’nin adını ise bilmediğini “abi” olarak hitap ettiğini anlattı.

    YASİN HAYAL CİNAYETİ AÇIK AÇIK BANA ANLATTI

    Halasının eski eşi olması nedeniyle Yasin Hayal’in cinayeti kendisine net bir şekilde anlattığını söyleyen İğci, “Açık açık söyledi. ‘İstanbul’da Ermeni bir gazeteci var. Agos gazetesi diye haftalık bir gazete çıkarıyor. Burada ve internette hakaret edici yazılar yazıyor. Bunu öldüreceğiz.’ dedi. Ben de ‘Nasıl öldüreceksiniz. Paranız, pulunuz, silahınız var mı?’ diye sordum. O da bana İstanbul’a gidip öldüreceklerini evi ile iş yeri arasındaki krokiyi çıkardıklarını söyledi. Yanında bir iki kişinin daha olduğunu ancak bunların kim olduğunu söylemedi.” şeklinde konuştu.

    Yasin Hayal’in 300 YTL’si olduğunu ve bununla kendisinden silah istediğini anlatan İğci, şöyle devam etti:

    “Ben de silah konusunu yargılanan iki arkadaşa söyledim. Jandarma görevlileri Yasin Hayal’den 300 YTL’yi almamı istedi. Hepsi 50’şer YTL idi. Paraların seri numaralarını almıştım. Daha sonra sanıklara parayı aldığımı ne yapmam gerektiğini sordum. Jandarma arkadaşlar paranın bir müddet bende kalmasını istedi. Yasin Hayal’de devamlı beni arayıp parayı ne yaptığımı silah alıp almadığımı soruyordu. Jandarma görevlileri ise Yasin’i oyalamamı istiyordu. Yasin ise ‘Sen benim paramı aldın yedin. Ya parayı ya silahı ver’ dedi. Ben de sanıklara izah ettim. Parayı geri iade etmemi istediler. Ben de parayı iade ettim.”

    İğci, bir soru üzerine iki sanık jandarma görevlisi haricinde hiçbir kamu görevlisi ile herhangi bir irtibat kurmadığını da sözlerine ekledi.

    AVUKATLAR TRABZON’DAKİ DAVANIN HRANT DİNK CİNAYETİ DAVASI İLE BİRLEŞTİRİLMESİNİ İSTEDİ

    Öte yandan müdahil avukatlardan Ergin Cinmen, sanıklar hakkında yeni Türk Ceza Kanunu’nun 83. maddesinin uygulanmasını isteyerek, “Kamu görevlileri işleneceği belli olan suçu öğrenmelerine rağmen görevlerini yapmayarak ihmal ediyorlar. Burada ihmal suretiyle adam öldürme suçu söz konusu. Onun için bu davanın ağır cezalık bir suç söz konusu. Mahkemeden görevsizlik kararı vermesini istiyoruz.” dedi.

    Cinmen ayrıca Hrant Dink Cinayeti’nin çok bilinmeyenli bir denklem olduğunu onun için Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görülen söz konusu davanın İstanbul’daki Hrant Dink Cinayeti ile birleştirilmesini talep etti.

    22.01.2008

    ZAMAN

    #28581
    Anonim
    Pasif

    Jandarmada Hrant Dink’i ihmal davası başladı

    279721.jpg

    Hrant Dink’ın öldürüleceği ihbarı değerlendirmedikleri gerekçesiyle, haklarında dava açılan bir astsubay ile uzman çavuşun yargılanmasına başlandı. Davada Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun İğci, olaydan üç-dört ay önce jandarmaya haber verdiğini söyledi.

    AA

    TRABZON – Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in, 19 Ocak 2007’de Şişli’de öldürülmesinde istihbarat yönünden ihmalleri olduğu iddiasıyla haklarında 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan jandarma astsubay Okan Şimşek ve jandarma uzman çavuş Veysel Şahin katılmadı. Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin tutuklanan Yasin Hayal’ın eniştesi Coşkun İğci, tanık sıfatıyla duruşmada hazır bulundu.

    İğci, mahkemede verdiği ifadede, sanıkları 2004 yılından daha önceden tanıdığını belirterek, “Hrant Dink’in öldürülmesinden 3-4 ay önce, kendilerine, Yasin Hayal’in Dink’i öldüreceği yönünde bilgiler verdim. Kendileri de olayı takip edeceklerini belirttiler” dedi.

    ‘KONUŞTUĞUMUZU KİMSEYE SÖYLEME’

    Her iki sanığın da Trabzon’da jandarma istihbaratta görev yaptığını bildiğini ifade eden İğci, “Dink, öldürüldükten sonraki pazartesi günü bu kişiler yanıma geldiler ve konuştuklarımızı kimseye söylemememi istediler” dedi.

    YASİN BENDEN SİLAH İSTEDİ

    İfadesinde, Yasin Hayal’e, Hrant Dink’i nasıl öldüreceğini sorduğunu belirten İğci, şöyle devam etti: “İstanbul’a gidip öldüreceğini söyledi. Yanında bir iki kişinin daha olduğunu, fakat bunların kim olduğunu söylemedi. Yasin, benden bir silah temin etmemi istedi. Ben de bu konuyu sanık arkadaşlara söyledim. Yasin bana, 300 YTL vereceğini söylemişti. Bunu da onlara ilettim. Onlar da bana parayı almamı söyledi. Ben de parayı 50 YTL’ler şeklinde aldım. Ayrıca seri numaralarını da yazdım. Daha sonra sanıklara parayı aldığımı, ne yapmam gerektiğini sordum. Sanıklar da paranın bende kalmasını istedi. Bir müddet para bende kaldı. Bu sırada Yasin, sürekli olarak beni silah konusunda sıkıştırıyordu. Hatta bazen tehdit bile ediyordu. Ben de bu konuyu sanıklara söyledim. Onlar da parayı geri vermemi istedi. Daha sonra Yasin ile buluşup parayı geri verdim.”

    İğci, Yasin Hayal’e ait iki cep telefonu numarasını sanıklara verdiğini ifade ederek, “Bu numaraları ben kendim verdim. Onların benden böyle bir talebi olmadı” diye konuştu.

    KROKİ TESPİTİ YAPTIĞINI DA SÖYLEDİM

    Yasin Hayal’in Hrant Dink’in evi ile iş yeri arasında bir kroki çalışması yaptığı konusunda bilgileri de sanıklarla paylaştığını belirten İğci, “Yasin’in ne zaman ve kimlerle İstanbul’a gittiği konusunda bir bilgim yok. Yasin’a İstanbul’un büyük bir şehir olduğunu, orada nasıl böyle bir cinayet işleyebileceğini sordum. O da bana Hrant Dink’in gazetesinin yerini bildiğini, gazetenin önünde bekleyip, orada kendisini öldüreceğini söyledi. Ancak, kendisinin öldüreceğini söyledi” diye konuştu.

    ‘ABİ’ DİYORMUŞ

    İğci, sanıkların gerçek isimlerini sonradan öğrendiğini Veysel Şahin “Metin Abi”, Okan Şimşek’e ise “Abi” şeklinde hitap ettiğini ifade ederek, “Hrant Dink öldürüldükten daha sonra Trabzon İl Jandarma Komutanlığı’nda bu şahıslarla yüzleştirildim, kendilerini tanıdım” dedi.

    Sanıklarla ilk tanıştığında kendilerinin istihbarat görevlisi olduklarını bilmediğini belirten İğci, ancak daha sonraki tanışmada bu kişilerin istihbarat görevlisi olduklarını öğrendiğini de kaydetti.

    AVUKAT CİNMEN: DAVALAR TEK DOSYADA TOPLANMALI

    Duruşmada, davacı taraf avukatı Ergin Cinmen de sanıkların ihmalde bulunarak ölüm neticesinden sorumlu tutulmaları gerektiğini öne sürerek, davanın, Yeni Ceza Kanunu’nun 83. maddesine göre oluşturulmasını istediklerini söyledi. Cinmen ayrıca, mahkemenin görevsizlik kararı vererek, davanın İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmesini talep etti.

    Cinmen, sanıkların talimatla ifadelerinin alınması sırasında kendilerinin yer alması gerektiğini, ayrıca Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin bütün davalarının tek bir dosyada toplanması gerektiğini söyledi.

    Mahkeme, sanıkların talimatla ifadelerinin alınmasını, müdahil avukatların sanıkların ifadelerinin alınması sırasında görev yapması için kendilerine ivedilikle faks çekilmesi, faks ile ulaşılamazsa telefonla aranmasını, görevsizlikle ilgili kararın ise delillerin ve sanık ifadelerinin ardından verilmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.

    İKİ YILA KADAR HAPİS İSTENİYOR

    Hrant Dink’in öldürülmesini ilişkin İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada tutuklu yargılanan Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun İğci’nin, Hayal’in, Dink’i öldürme planı yaptığı, bu amacıyla silah temin etmesi için kendisini para verdiği, bu durumu tanıdığı jandarma istihbarat görevlilerine bildirdiği iddia edilmişti.

    Müfettiş raporlarında, İğci’nin bilgi verdiği görevlilerin Jandarma Astsubay Okan Şimşek ile Uzman Çavuş Veysel Şahin olduğu öne sürülmüş, Trabzon Valiliği İl İdare Kurulu’ndan, bu iki görevli hakkında, Dink’in öldürüleceğini haber almalarına rağmen görevlerinin gereğini yerine getirmedikleri gerekçesiyle soruşturma izni istenmişti.

    İl İdare Kurulu’nun soruşturma izni vermesi üzerine, Okan Şimşek ile Veysel Şahin hakkında, görevi ihmal suçundan, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde dava açılmıştı.

    22.01.2008

    NTVMSNBC

    #28582
    Anonim
    Pasif

    “Türkiye insan haklarını korumada geriledi”

    hrant.jpg

    Raporda Hrant Dink’in öldürülmesine de yer verildi

    İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Türkiye’de geçen yıl ifade özgürlüğündeki kısıtlamalar nedeniyle yargılanan ve cezalandırılan kişilerin sayısında artış olduğunu savundu.

    Merkezi ABD’de bulunan örgütün Örgütün (HRW) yayımladığı “Dünya Raporu 2008″de, Türkiye’de insan haklarının korunması konusunda son zamanlarda gerileme yaşandığı ileri sürüldü.

    Raporda, 2007 yılında ifade özgürlüğündeki kısıtlamalar nedeniyle yargılanan ve cezalandırılan kişilerin sayısı ile “uluslararası insan hakları hukukuna aykırı tartışmalı mahkeme kararı” sayısında artış olduğu kaydedildi.

    Gazeteci Hrant Dink cinayeti öncesi ve sonrasındaki gelişmelerin ayrıntılı biçimde değerlendirildiği raporda, “ifadenin suç sayılmasının, Türkiye’de insan haklarının korunmasının önündeki en büyük engel olduğu” görüşü dile getirildi.

    Raporda, Hrant Dink’in 2006 yılında yazılarından ve konuşmalarından dolayı sık sık kovuşturmaya uğradığı ve Türk Ceza Kanunu’nun 301’nci maddesi uyarınca yargılandığı için olumsuz bir şekilde gündeme geldiği belirtildi.

    Raporda, Hrant Dink’in oğlu ve Agos gazetesinin editörü Arat Dink ve gazetenin imtiyaz sahibi Serkis Seropyan’ın da 301’nci madde uyarınca “Türklüğü aşağılamak” suçundan bir yıl ceza aldıkları, cezalarının daha sonra ertelendiği hatırlatıldı.

    Türkiye’de insan hakları savunucusu bazı kişilerin ölüm tehditleri aldığı, derneklere yönelik “uzun ve yorucu kayıt prosedürleri ile yasal kısıtlamaların” devam ettiğini öne sürülen raporda, hükümetin 301’nci madde gibi ifade özgürlüğü önündeki engelleri kaldırma konusunda gerekli adımları atmadığı eleştirisine yer verildi.

    31.01.2008

    CNN TÜRK.com

    http://www.cnnturk.com/DUNYA/haber_detay.asp?PID=319&HID=1&haberID=424671

    Haberin geri kalan bölümü Hrant Dink ile ilgili olmadığı için alıntılanmamıştır.

    #28583
    Anonim
    Pasif

    Hrant, Katillere İnat Hiç Tanımadığım Ağabeyimsin…

    O gün caddenin öbür ucunda yeni ofisime taşınma telaşıyla meşguldü kafam. Hayatımda nasıl bir yeni döneme geldiğimin farkına ne yazık ki Hrant Dink öldürüldükten sonra ayacaktım.

    Gülru DEDE KANAT

    Hrant Dink’i şahsen tanımazdım, yazılarını ara ara denk geldikçe okur; bazen hak verir bazen katılmazdım.

    Cinayetin işlendiği gün Halaskargazi caddesinin öbür ucunda, yeni ofisime taşınma telaşıyla, yeni işimin heyecanıyla, hayatımda yeni bir seviyeye geldiğim düşüncesiyle meşguldü kafam. Aslında hayatımda nasıl bir yeni döneme geldiğimin farkına ne yazık ki Hrant Dink öldürüldükten sonra ayacaktım.

    1980 sonrası apolitik eğitim politikasından mı, o dönemi yaşamış ailemin beni siyasetten uzak tutma çabasından mı, hormonlarımın gazıyla karşı cinse ve sosyal hayata olan dizginlenemez ilgimden mi -hepsinden biraz galiba- bilinmez sadece okuduğum bir şeydi politika. Tarihti sadece, sanki tarih yaşanmışlığın bir izdüşümü değil de bir masalmış havasında. Küçük bir şehirde büyümüşseniz eğer, küçük bir çevreden ibarettir dünya. Şanslıysanız bütün insanların iyi olduğunu zannederek büyüdüğünüz. Ölüm uzak bir kavramdır size, düşünceleri yüzünden ölen onlarca insanın olduğu bir ülkede bile.

    Ölümün hangi tarafındasın?

    Sonra bir gün bir adamı öldürdü biri, hiç tanımadığı, ne dediği, ne düşündüğü, nasıl bir tanrıya inandığı hakkında hiçbir fikir sahibi olmadığı bir adamı. Sırf onun gibi düşünmediği için, birileri “Bak bu adam senin düşmanın” dediği için, gitti ve öldürdü bir adamı, bir insanı. Ve ben iyiliğin kendisine inan bir adam gördüm kaldırımda, yüzükoyun yatmış, etrafında şaşkın bir kalabalık.

    Hayatında hiç bir eyleme, gösteriye katılmamış ben o akşam Taksim’den Agos’a yürüdüm, kafamda “bu nasıl bir dünya” sorusuyla. Cenazesinde ağladım, bu nasıl bir dünya diye. Bir insan bir insanı öldürüyor, hem de sokak ortasında, hem de gündüz vakti ve yürüyüp gidiyor ait olduğu karanlığa. Olay aydınlandıkça artıyor karanlık. Konuşan her taraf karanlık. Bir ölümün ardından konuşulan etnisite, bir ölümün ardından konuşulan ırkçılık, bir ölünün üzerinden yapılan politika…

    Peki sen taşralı kız, sen hangi taraftasın bu ölümde? Bu ölümü hazırlayan ırkçılığın hangi tarafında, bu ölüme üzülmeyen insanlığın hangi tarafında, bu ölümden ekmeğine yağ sürenlerin ne tarafında? Bu soru hep kafamda. O gün sadece farklı düşündüğü için bir insanın öldürülebilmesineydi üzüntüm. Ardından kopan tufana bakıyorum da gururla söylüyorum, sadece bir insanın ölümüne benim üzüntüm, sadece birileri gibi düşünmedi diye ölümüne…

    Selam olsun sana…

    Ve bugün bakıyorum da sadece okuduğum bir şeymiş politika, tarihmiş sadece, tarih yaşadıklarımızın bir izdüşümü değil de bir masal; içinde sen olmayan, ben olmayan, insan olmayan…

    Sen sevgili Hrant, hiç tanımasam da Hrant’sın sen artık benim için, katillere inat, bu katillerin nefretini yaratanlara inat, insanlığı dinle, renkle, düşünceyle bölenlere inat, kardeşimsin artık, hiç sahip olmadığım ağabeyimsin.

    Ruhunun ruhuma karıştığı gün gelince daha mutlu bir evren için şarkı söyleyeceğiz seninle kuşların sesinde, o güne kadar biliyorum ki dokunduğum her ağaçtasın, her yeni doğan canlıdasın. Selam olsun sana, kardeşliğe, birliğe… Bugün senin sayesinde daha çok biliyorum insani tek ortak değer iyiliktir, bizi bütünleştirecek, dünyayı güzelleştirecek… (GDK/TK)

    * Hrant Dink cinayeti davasının duruşması, 11 Şubat’ta, İstanbul’da. Adalet isteyenler saat 9:30’dan itibaren Beşiktaş’ta olacaklar.

    http://www.bianet.org/bianet/kategori/biamag/104781/hrant-katillere-inat-hic-tanimadigim-agabeyimsin%E2%80%A6

    #28584
    Anonim
    Pasif

    Dink davası Türkiye için ciddi bir sınav

    4960548.jpg8

    Selçuk YAŞAR/İSTANBUL

    Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili davanın bugünkü duruşmasını takip etmek için dün Paris’ten İstanbul’a gelen Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu Heyeti (FIDH), bir açıklama yaptı.

    TÜRBAN SORUN DEĞİL

    Yanında FIDH Uluslararası Kurumlar Sorumlusu Antoine Madelin olduğu halde heyet adına konuşan Genel Sekreter Florence Bellivier, “Dink’in avukatları bazı belgelere ulaşamıyor. Kimse bu davayı etkilememeli. Hrant Dink Davası, Türkiye için aynı zamanda bir insan hakları sınavı” dedi. İnsan Hakları Derneği’nin İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı düzenleyen Florence Bellivier, üniversitede türban özgürlüğünü sağlayan Anayasa değişikliğini doğru bulduğunu savunarak, heyet adına bu konudaki görüşleri de şöyle aktardı: “Türbanı inanç özgürlüğü olarak değerlendiriyoruz. Türban, başka kişileri etkilemek için yapılan bir çalışma olmadığı sürece, bizim için sorun değil. Türkiye’deki kadınlar üniversitede türban takmak istiyor, İran’daki kadınlar ise istemiyor. Çünkü İran’da üniversite öğrencileri türban takmak zorunda” diye konuştu.


    Dink davasında bir ilk

    Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davanın üçüncü duruşması Beşiktaş’taki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.

    Aralarında tetikçi O.S, azmettirici Yasin Hayal ve “büyük abi” Erhan Yücel’in bulunduğu sekizi tutuklu 19 sanıklı davanın üçüncü duruşmasında, Hayal ve Tuncel’in ifadeleri alınacak. Ayrıca cinayeti işlediği tarihte 18 yaşından küçük olan O.S’nin kemik yaşı belirlenecek.

    TÜRKİYE’DE İLK KEZ “DİJİTAL KONFERANS SİSTEMİ”

    Yerli ve yabancı basın mensuplarının büyük ilgi gösterdiği duruşma yargı sistemi açısından da bir ilke sahne olacak.

    Duruşmada Türkiye’de ilk kez “dijital konferans sistemi” kullanılacak. Duruşma salonunda bulunan iki kamera ve 10 mikrofon ile sanıkların, avukatların ve mahkeme heyetinin tüm konuşmaları sesli ve görüntülü olarak kayda alınacak. Duruşma salonunda bulunan bir ekran vasıtasıyla da görüntüler salonda bulunanlar tarafından da izlenebilecek. Böylelikle bir davada ilk kez yazılı tutanak yerine görüntülü ve sesli kayıt kullanılacak. Ancak daha sonra kayıtlardaki konuşmalar tutanaklara aktarılacak. Dava başlanmadan önce ses ve görüntü kaydının doğru işlemesi için prova yapıldı.

    AP KARMA PARLAMENTO KOMİSYONU EŞBAŞKANI LAJENDİK DE MAHKEMEYE GELDİ

    Dink’in sevenleri duruşma için sabah erken saatlerden itibaren Beşiktaş’taki İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi önüne toplanmaya başladı. Duruşmayı izlemek üzere ÖDP Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, AKP İstanbul Milletvekili Ayşenur Bahçekapılı, Avrupa Parlamentosu (AP) Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lajendik, Ali Bayramoğlu, Kürşat Bumin, Etyen Mahçupyan, Ahmet İnsel, Ömer Laçiner, Osman Kavala ve Sırrı Süreyya Önder de Adliye önüne geldi. Mahkeme binasına önce sanıkları taşıyan cezaevi arabaları ulaştı. Sanıkların içeriye sokulmasından bir süre sonra Hrant Dink’in eşi Rakel Dink, kızı Delal ve kardeşi Lervant da kendilerini taşıyan araçla Adliye önüne geldiler.

    MİLLETVEKİLİ BAHÇEKAPILI: “ADALETİN YERİNE GELECEĞİNDEN BÜYÜK KUŞKU DUYUYORUZ”

    Duruşma öncesinde milletvekilleri, akademisyenler ve yazarlardan oluşan Hrant Dink Duyarlılık Gurubu da kısa bir basın açıklaması yaptı. Grup adına açıklamayı okuyan AKP İstanbul Milletvekili Ayşenur Bahçekapılı, Dink’in öldürülmesinin vicdanlarda derin bir yara açtığını, davanın tüm arka plan bağlantılarına korkusuzca ulaşılmasının vicdani açıdan asgari bir görev olduğunu söyledi. Dink davasının simgesel bir dava olduğunu vurgulayan Bahçekapılı, “Bu dava şeffaf bir yönetim ve mutlak bir düşünce özgürlüğü adına sahiplenilmelidir. Üzerinde yaşadığımız toprakların paylaşmacı kültürel mirasına layık olmak için sahiplenilmelidir” dedi. Bahçekapılı, adil bir mahkeme süreci için toplumsal meşruiyete ve siyasi seferberliğe ihtiyaç olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

    “Aksi halde daha önceki kötü örnekleri de hatırlayarak adaletin yerine geleceğinden büyük kuşku duyuyoruz. Bu nedenle vicdanımızın sesini dinleyerek yola çıkan bizlerin esas talebi Hrant için, Türkiye için adalettir. Bizler bu adalet gerçekleşene, kendi vicdanımız karşısında başımız dik durabilene kadar bu gayreti sürdüreceğiz. Düşüncenin yargılanmadığı ve cezalandırılmadığı, düşünceleri yüzünden insanların hedef haline gelmediği bir Türkiye için bu lekenin silinmesi gerekiyor.”

    8 MİLLETVEKİLİ MAHKEMEYİ DÖNÜŞÜMLÜ OLARAK İZLEYECEK

    ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras duruşmayı Hrant Dink Duyarlılık Gurubu olarak 8 milletvekilinin de izleyeceğini söyledi. Uras, bu konuda gereken iznin mahkeme heyetinden alındığını, milletvekillerinin ikişerli gruplar halinde duruşmayı izlemek üzere duruşma salonunda dönüşümlü olarak yer alacağını belirtti.

    Hrant Dink Duyarlılık Gurubu milletvekilleri Ayşenur Bahçekapılı, Ufuk Uras, Burhan Kayatürk, Hüsnü Tuna, Akın Birdal, İbrahim Yiğit, Mehmet Domaç, Nursuna Memecan ile Adalet Ağaoğlu, Ahmet İnsel, Ali Başyramoğlu, Cengiz Çandar, Can Paker, Etyen Mahçupyan, Fethiye Çetin, Kürşat Bumin ve Sırrı Süreyya Önder’den oluşuyor. DTP’li Akın Birdal’ın Almanya’da bulunması dolayısıyla Birdal’ı DTP Batman Milletvekili Bengi Yıldız temsil ediyor.

    Yasin Hayal’in avukatı Fuat Turgut da mahkeme salonuna girişinde gazetecilerin yoğun ilgilsi ile karşılaştı. Geçtiğimiz günlerde Ergenekon kapsamında gözaltına alınan Turgut, gazetecilerin soruları üzerine, “Herhangi bir açıklama yapmayacağım, bu sefer de başka bir uydurma terör örgütü üyeliğinden beni tutuklarlar” dedi.

    ANKA

    http://www.sabah.com.tr/haber,8525833EAA554465A9DF218DC10E3A0C.html

    #28586
    Anonim
    Pasif

    Aydınlardan Dink Davasında Adalet İçin Birleşme Çağrısı

    [IMG]http://www.bianet.org/resim/olcekle/1904/500/319[/IMG]

    Dink cinayeti davasının üçüncü duruşması başladı. Davayı takip edeceklerini söyleyen siyasetçi, yazar, gazeteci, akademisyen ve aktivistler, basın açıklamasında “Bu dava şeffaf bir yönetim ve mutlak bir düşünce özgürlüğü adına sahiplenilmelidir” dedi.

    BİA Haber Merkezi – İstanbul

    11 Şubat 2008, Pazartesi

    Erol ÖNDEROĞLU

    Gazeteci-yazar Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili davanın üçüncü duruşması başlarken, aralarında milletvekili, yazar, gazetecilerin de bulunan “Hrant Dink Duyarlılık Grubu” Beşiktaş Adliyesi önünde yaptığı basın açıklamasında davanın takipçisi olacaklarını söyledi.

    Basın açıklamasını okuyan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) İstanbul milletvekili Ayşenur Bahçekapılı “Davanın tüm arka plan bağlantılarına korkusuzca ulaşılmasının, ilgili tüm kişi organ ve kurumların bu sonucu sağlamak üzere gereken tasarruflarda bulunmasının, vicdani açından asgari bir görev olduğunu düşünmekteyiz” dedi.

    “Bu dava şeffaf bir yönetim ve mutlak bir düşünce özgürlüğü adına sahiplenilmelidir. Düşüncenin yargılanmadığı ve cezalandırılmadığı; düşünceleri yüzünden insanların hedef haline gelmediği bir Türkiye için bu lekenin silinmesi gerekiyor.”

    Basın açıklamasına katılanlar arasında Joost Lagendijk, Ömer Laçiner, Ali Bayramoğlu, Ahmet İnsel, Kürşat Bumin, Osman Kavala, Çiğdem Mater, Zeynep Tanbay, Ufuk Uras ve Sırrı Süreyya Önder de vardı. Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ve çocukları da adliye önündeydi.

    Bahçekapılı, basın açıklamasının sonunda “Dinsel etnik, veya siyasi eğilimi ne olursa olsun tüm duyarlı yurttaşlarımızın bu süreçte yanımızda olacaklarına aynı ortak vicdanın sesi olacağımızı biliyoruz” dedi.

    Dink, 19 Ocak 2007’de kurcusu olduğu Ermenice-Türkçe gazete Agos’un Şişli’deki bürosunun önünde vurulmuştu.

    Şu an sekiz tutuklu, 11 tutuksuz sanık cinayetle ilgili davada yargılanıyor. (EÜ/TK)


    Hayal’in Avukatı Turgut Ergenekon Sorusuna Kızdı

    Adliyeye gelen Yasin Hayal’in avukatı, Ergenekon operasyonu şüphelisi Turgut, sorulara tepki gösterdi. Duruşmayı onlarca aydın ve AKP, CHP, DTP, ÖDP milletvekilleri izliyor.

    BİA Haber Merkezi – İstanbul

    11 Şubat 2008, Pazartesi

    Erol ÖNDEROĞLU

    Hrant Dink cinayeti davasının üçüncü duruşması bugün Beşiktaş Adliyesi’nde görülüyor. Sanıklardan Yasin Hayal’in avukatı, Ergenekon operasyonu şüphelilerinden avukat Fuat Turgut saat 10.30’da duruşma salonuna girdi.

    Bu sırada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Turgut, önce tutuklanıp daha sonra serbest kaldığı operasyonla ilgili olarak “Duydum ki bazı etnikçiler, Ermeniciler piyasada kına bırakmamış” dedi.

    Sekizi tutuklu, 19 kişinin yargılandığı davanın duruşması halen başlamadı. Tutuklu sanıklar sabah 09.30’da adliyeye getirildi.

    Sabah saatlerinde aralarında gazeteci, milletvekili, yazar ve aktivistlerin de olduğu “Hrant Dink Duyarlılık Grubu” adliye önünde basın açıklaması yaparak davanın takipçisi olacaklarını söyledi.

    Duruşmayı izleyenler

    Avukatların talebi üzerine duruşma sesli ve görüntülü olarak kaydediliyor. Davayı izleyen isimlerden bazıları şöyle: Joost Lagendijk, Ömer Laçiner, Ali Bayramoğlu, Ahmet İnsel, Kürşat Bumin, Osman Kavala, Çiğdem Mater, Zeynep Tanbay, Ufuk Uras, Sırrı Süreyya Önder.

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi Çetin Soysal ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekili Mehmet Domaç da duruşmayı izleyenler arasında.

    Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ve çocukları da adliyede.

    Üçüncü duruşma

    Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de kurucusu olduğu iki dilli gazete Agos’un Şişli’deki bürosu önünde öldürüldü.

    2 Temmuz 2007 tarihinde başlayan cinayet davasında 1 Ekim’de ifade veren cinayet sanığı O.S., “Yasin Hayal bu işi yapmam için beni zorladı. Korkumdan nasıl olduğunu anlamadım, Hrant Dink’i vurdum. Pişmanım, ailesi olduğunu bilmiyordum bilsem vurmazdım” demişti.

    Tuncel: Vurulacak şekil belliydi

    Mahkeme, azmettirici olarak yargılanan Erhan Tuncel ile cinayetten hemen sonra yaptığı telefon konuşmasında, “Kaçmayacaktı, bu kaçmış”, “Gebermişse gegermiş” diyen Trabzon Emniyeti’nin eski görevlisi Muhittin Zenit hakkında ,şlem yapılmayacağına karar vermişti.

    Konuşmada Tuncel, ihtihbaratçıya “Vurulacak şekil belliydi” diyordu. (EÜ/TK)

    http://www.bianet.org/bianet/kategori/bianet/104798/hayalin-avukati-turgut-ergenekon-sorusuna-kizdi


    Dink Cinayeti Ucu Nereye Giderse Gitsin Çözülmeli

    Dink cinayeti duruşmasından önce Beşiktaş’ta buluşan yüzlerce kişi adalet istedi; Ergenekon soruşturmasının Dink cinayetinin aydınlatılmasındaki önemine dikkat çekti.

    BİA Haber Merkezi – İstanbul

    11 Şubat 2008, Pazartesi

    Emine ÖZCAN
    Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili davanın üçüncü duruşması başlarken, Beşiktaş İskele Meydanı’nda, yağmur altında toplanan yaklaşık 500 kişi, adalet istedi.

    “Hrant’ın Arkadaşları” adına yapılan basın açıklamasını oyuncu Derya Alabora okudu.

    Hrant Dink’in katledilmesinin üzerinden 388. gününde arkadaşları, “Bu dava onun ruhunu biraz olsun huzura kavuşturabilme davası, ve aynı zamanda memleketin demokrasi ve hukuk sınavıdır” dediler.

    “Ergenekon operasyonu cinayetlere ışık tutmalı”

    “Hrant’ın arkadaşları olarak talebimiz, hem Dink cinayeti davasında hem de Ergenekon operasyonu kapsamında açılacak davalarda, adalet mekanizmalarının görevlerini hakkıyla yerine getirmeleri, bu şebekelerin ve ardındakilerin ucu nereye giderse itsin ortaya çıkarılmasıdır. Beklentimiz bu operasyonun Dink cinayetine, Rahip Santoro cinayetine, Malatya katliamına ışık tutmasıdır.

    Adalet nöbeti sürecek

    “Adalet için bugün burada olduğumuz gibi yarın da burada olacağız. Dink’in arzu ettiği ülke olana kadar adalet nöbeti tutmaya devam edeceğiz.” (EZÖ/TK)

    http://www.bianet.org/bianet/kategori/bianet/104799/dink-cinayeti-ucu-nereye-giderse-gitsin-cozulmeli

    #28587
    Anonim
    Pasif

    Tuncel: Rakel Dink başımıza azize kesildi

    ANKA

    Gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin olarak İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüşülen davanın üçüncü duruşması gerilimli başladı.

    Dava için Beşiktaş’taki adliye binasının çevresinde geniş güvenlik önlemleri alınırken, çevre binalara da keskin nişancılar yerleştirildi. Saat 9.30’da başlaması planlanan duruşma, yargı sisteminde ilk kez uygulanan “dijital konferans sistemi” provaları nedeniyle saat 11.00’de başladı. Duruşmanın yaklaşık iki buçuk saat süren ilk bölümünde Erhan Tuncel ve Trabzon Alperen Ocağı eski Başkanı Mustafa Öztürk’ün ifadeleri alındı.

    DURUŞMANIN İLK BÖLÜMÜ SONA ERDİ

    Duruşmanın ilk bölümünde yaşananlara ilişkin notlar şöyle:

    -Erhan Tuncel, “Bize ‘çocuklar’ diyor. Başımıza azize kesildi. Bizim en ağır cezayı almamız için uğraşıyorlar” dedi.

    -Dink’in avukatlarından Fethiye Çetin, Erdal Doğan ve Ergin Cinmen’in duruşma süresince gazetecilere bilgi verdiğini söyleyen Tuncel, “Dink’in avukatları basına kapalılık ilkesine uymuyor” diyerek avukatların duruşmadan atılmasını istedi. Tuncel, müdahil avukatların sorularına yanıt vermeyeceğini söyledi.

    -Daha önce emniyetteki ifadeleri de okunan Tuncel, “Bana ne dedilerse onu yaptım. Niyetim kötü olsa cinayeti ihbar etmezdim. Ben ihbar ettim” diye konuştu.

    “ALPERENLERİN ANAHTARI BENDE”

    -Trabzon Alperen Ocakları eski Başkanı Mustafa Öztürk ile Erhan Tuncel arasında söz dalaşı yaşandı. Tuncel, “Erhan para için arkadaşlarını sattı. Alperenlerden niye kovulduğunu kendisine bir sorun diyen” Öztürk’e “Ne kovulması Alperenlerin anahtarı bende” diye karşılık verdi.

    -Duruşma sırasında Yasin Hayal’in Rakel Dink ve Dink’in yakınlarına el kol hareketleri yaptığı, gülümsediği görüldü. Bunun üzerine mahkeme heyeti Hayal’i uyardı.

    -Yargı sisteminde ilk kez uygulanan dijital konferans sistemi sorunsuz uygulandı. Avukatların, tanıkların ve mahkeme heyetinin konuşmaları 10 mikrofon ve iki kamera aracılığıyla kaydedildi. Duruşmaya başlamadan önce kayıt provası yapıldı.

    -Avukatlar kayıt nedeniyle konuşmalarına başlamadan önce adlarını ve soyadlarını belirttiler. Avukatların kimi zaman adını söylemeyi unutması ve mahkeme heyet başkanı tarafından uyarılması gülüşmeler neden oldu.

    -Duruşmada 20’ye yakını sanık avukatı olmak üzere yaklaşık 90 avukat hazır bulundu.

    -Yasin Hayal’n avukatı Fuat Turgut ile Ali Bayramoğlu arasında kısa süren bir gerginlik yaşandı. Bayramoğlu, duruşmaya ara verildiği sırada yanından geçen Turgut’a “Şuna bak” dedi. Turgut ise Bayramoğlu’na dönerek “Etnikçi pislikler” diye bağırdı.

    -Sanık avukatları duruşmayı izleyen milletvekillerinin ve AB yetkililerinin duruşma salonundan çıkarılmasını talep etti. Avukatların bu talebi mahkeme heyeti tarafından kabul edilmedi.

    -Duruşmaya ara verildiği sırada basına açıklama yapan CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, Dink davası ile ilgili olarak bir araştırma ve inceleme konusyonu kurduklarını, davanın takipçisi olacaklarını söyledi. Mengü, cinayetin “üç beş çocuğun” yaptığı bir olay olduğuna inanmadıklarını dile getirdi.

    “LAGENDİJK’İ FEHRİYE ERDAL DAVASINDA DA GÖRMEK İSTERDİK”

    -CHP’li Mengü, Lagendijk’in duruşmaya katılmasını olumlu bulduklarını belirterek, “Ancak, onları Fehriye Erdal davasında da görmek isterdik. Kendi ülkelerindeki hukuk facialarını da izlemeleri gerekiyor” dedi.

    – Duruşmaya, verilen yemek arasının ardından devam edilecek.

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/8210245.asp?gid=229&sz=80416

    #28588
    Anonim
    Pasif

    Yasin Hayal: Tuncel “Reis” Bağlantılarımı Sağladı

    Dink davası duruşmasında Yasin Hayal, azmettirici olmakla yargılanan Tuncel’in Alperen Ocakları’yla ilişkisini anlattı. Tuncel, sabah yapılan sorgusunda konuşmamıştı.

    BİA Haber Merkezi – İstanbul

    11 Şubat 2008, Pazartesi

    Erol ÖNDEROĞLU

    Hrant Dink cinayeti davasında azmettirici olmakla suçlanan tutuklu sanık Yasin Hayal, Dink ailesi avukatlarının sorularını yanıtladı.

    Sabah Beşiktaş Adliyesi’nde başlayan davanın üçüncü duruşmasınde öğleden sonra soruları cevaplayan Hayal, bir diğer sanık, polis muhbiri Erhan Tuncel’in Büyük Birlik Partisi (BBP) gençlik örgütü Alperen Ocakları’yla bağlantısını anlattı.

    Hayal, Tuncel’in “reis” olarak tanındığını, 2004’te Trabzon McDonald’s bombalamasında bulunduğunu fakat onu koruduklarını anlattı. Daha önce medyaya da yansıyan bilgiler böylece tutanağa geçti. Tuncel hakkında istihbarat birimlerinde hazırlanan dosya “imha edildiği” için geçmiş bağlantılarıyla ilgili somut kanıt kalmamıştı.

    Kendisini aralarında Çeçenistan Genelkurmay ikinci başkanı da dahil birçok kişiyle Tuncel’in tanıştırdığını belirten Hayal, avukatlardan birinin sorusu üzerine Dink cinayeti nedeniyle “üzgün olduğunu” söyledi.

    Sekizi tutuklu 19 sanığın yargılandığı duruşmada Hayal’in sorgusu saat 17.00 itibariyle devam ediyor.

    Tuncel konuşmadı

    Azmettiricilik suçlamasıyla tutuklu yargılanan polis muhbiri Erhan Tuncel, bu sabah başlayan duruşmada avukatların sorularına cevap vermeyeceğini söyledi. Tuncel “Benden isteneni yaptım, daha fazlasını yapmazdım. Niyetim kötü olsaydı ihbar etmezdim” dedi.

    Davanın üçüncü duruşması bugün Beşiktaş Adliyesi’nde görülüyor. Saat 11.00’a doğru başlayabilen duruşmaya 14:00’te ara verildi.

    İğci duruşmada yok

    Duruşmaya tutuklu sekiz sanık getirilirken, Trabzon’da iki jandarma görevlisinin yargılandığı davada cinayet planlalrını dört ay önceden haber verdiğini açıklayan ve 19. sanık olarak davaya giren, jandarma muhbiri Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun İğci katılmadı.

    bianet’in duruşma salonundan edindiği bilgilere göre, Erhan Tuncel ifadesinde, Hrant Dink’in eşi Rakel Dink için “Başımıza Azize kesildi. Konuşmalar yapıyor. Bizim için çocuklar diyor. Ama burada en ağır cezayı almamız için de uğraşıyor” dedi.

    Tuncel, Dink ailesi avukatlarından bazılarının isimlerini vererek gizliliğe aykırı davrandıkları iddiasıyla duruşma salonundan çıkarılmalarını istedi.

    Sanık avukatından milletvekillerine tepki

    Dink ailesinin avukatlarından Kezban Hatemi, Hayal’in “Dink ailesine elini sallayıp, güldüğünü” ifade ederek hakime şikayet etti. Hakim de Hayal’e dönerek “Yapıyor musun Yasin?” diye sordu.

    Hayal’in avukatı Fuat Turgut, duruşmayı izleyen tüm milletvekillerinin ve Avrupa Parlamentosu’ndan Joost Lagendijk’in salondan çıkarılmasını istedi. Turgut, “Vakıflar Yasası çıkıyor, onunla uğraşsınlar” dedi ve Dink ailesi avukatlarını örgüt üyeliğiyle suçladı.

    Lagendijk: 301 konusunda sabrımız taşıyor

    Verilen ara sırasında bir basın açıklaması yapan Lagendijk “Adaletin yerine getirilip getirilmediğini görmek için geldim. Jandarma ve polisten bu duruşmada olması gereken ve olmayan insanlar var, ki onlar cinayeti biliyorlardı” dedi.

    “Ergenekon operasyonu kapsamında toplanan bir takım bilgilerin Dink cinayetiyle bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. Gerçeğin ortaya çıkmasında bu bilgiler etkili olabilir. Hükümetin 301. maddenin değiştirlmesi konusunda bize verdiği kesin taahhüt sözde kaldı. Hükümet bilmeli ki artık sabrımız taşıyor. Sadece üniversitede türbana özgürlük konusunda değil; gazetecilerin fikirlerini özgürce ifade etmeleri konusunda da hassas olmalı.”

    Beş kişilik CHP heyeti adına konuşan Manisa milletvekili Şahin Mengü de davayı adalet sağlanıncaya kadar izleyeceklerini belirterek “Sayın Lagendijk’ten Brüksel’deki Fehriye Erdal yargılamasıyla ilgili hukuk katliamı hakkında da bir şeyler söylemelerini bekleriz” dedi.

    Turgut Ergenekon sorusuna kızdı

    Sanıklardan Yasin Hayal’in avukatı, Ergenekon operasyonu şüphelilerinden avukat Fuat Turgut saat 10.30’da duruşma salonuna girdi.

    Bu sırada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Turgut, önce tutuklanıp daha sonra serbest kaldığı operasyonla ilgili olarak “Duydum ki bazı etnikçiler, Ermeniciler piyasada kına bırakmamış” dedi.

    Sekizi tutuklu, 19 kişinin yargılandığı davanın duruşması halen başlamadı. Tutuklu sanıklar sabah 09.30’da adliyeye getirildi.

    Sabah saatlerinde aralarında gazeteci, milletvekili, yazar ve aktivistlerin de olduğu “Hrant Dink Duyarlılık Grubu” adliye önünde basın açıklaması yaparak davanın takipçisi olacaklarını söyledi.

    Duruşmayı izleyenler

    Avukatların talebi üzerine duruşma sesli ve görüntülü olarak kaydediliyor. Davayı izleyen isimlerden bazıları şöyle: Joost Lagendijk, Ömer Laçiner, Ali Bayramoğlu, Ahmet İnsel, Kürşat Bumin, Osman Kavala, Çiğdem Mater, Zeynep Tanbay, Ufuk Uras, Sırrı Süreyya Önder.

    Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Meclis İnsan Hakları Komisyonu üyesi Çetin Soysal ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) milletvekili Mehmet Domaç da duruşmayı izleyenler arasında.

    Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ve çocukları da adliyede.

    Üçüncü duruşma

    Hrant Dink, 19 Ocak 2007’de kurucusu olduğu iki dilli gazete Agos’un Şişli’deki bürosu önünde öldürüldü.

    2 Temmuz 2007 tarihinde başlayan cinayet davasında 1 Ekim’de ifade veren cinayet sanığı O.S., “Yasin Hayal bu işi yapmam için beni zorladı. Korkumdan nasıl olduğunu anlamadım, Hrant Dink’i vurdum. Pişmanım, ailesi olduğunu bilmiyordum bilsem vurmazdım” demişti.

    Tuncel: Vurulacak şekil belliydi

    Mahkeme, azmettirici olarak yargılanan Erhan Tuncel ile cinayetten hemen sonra yaptığı telefon konuşmasında, “Kaçmayacaktı, bu kaçmış”, “Gebermişse gegermiş” diyen Trabzon Emniyeti’nin eski görevlisi Muhittin Zenit hakkında işlem yapılmayacağına karar vermişti.

    Konuşmada Tuncel, ihtihbaratçıya “Vurulacak şekil belliydi” diyordu. (EÜ/TK)

    http://www.bianet.org/bianet/kategori/bianet/104798/yasin-hayal-tuncel-reis-baglantilarimi-sagladi

    #28589
    Anonim
    Pasif

    HRANT DİNK DURUŞMASI ERTELENDİ

    Mahkeme heyeti tutuklu sanıkların tutukluluklarının devamına ve duruşmanın 25Şubat 2008 tarihine ertelenmesine karar verdi.

    HRANTICRESIM.jpg

    AYETLİ SORGULAMA

    Avukatların açıklamalarına göre, duruşmada şu diyaloglar yaşandı: Dink’in avukatlarından Bahri Belen’in Yasin Hayal’e, Kuran’ı Kerim’de insan öldürmenin günah olduğunu anlatan Nisa Suresi’nin 95. ayetini okudu. Hayal, kendisine “Ayette yazılanlara katılıyor musun?” diye soran Belen’e “evet doğrudur” diye yanıt verdi.

    “BİZİ ERHAN TUNCEL YÖNLENDİRDİ”

    Erhan Tuncel’in Alperen Ocakları’nda reis olarak kendilerinin başına geldiğini söyleyen Hayal, “Biz o ne dediyse onu yaptık. Bizi Erhan doldurdu. Pişmanım” diye konuştu. Hayal ayrıca Tuncel’in kendisini Çeçenistan Genelkurmay İkinci Başkanı ile de tanıştırdığını söyledi.

    Erhan Tuncel’in de sabah verdiği ifadesinde “Muhittin Zenit, Engin Yılmaz ve Memduh abi” diye anılan 3 istihbarat görevlisinin ismini verdiği öğrenildi.
    Saat 16.45 sularında ikinci kez ara verilen duruşma yaklaşık yarım saatlik aranın ardından yeniden başladı. Bundan sonra sanık avukatları Yasin Hayal’e sorular yöneltecek.

    İDDİANAMEDEN

    İstanbul Cumhuriyet Savcıları Selim Berna Altay ile Fikret Seçen tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklardan Erhan Tuncel’in, “Hrant Dink’in öldürülmesine azmettirmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, “terör örgütünün yöneticisi olmak”, “patlayıcı madde imal etmek”, “patlayıcı madde atmak”, “mala zarar vermek” ve “6 kişinin yaralanmasına neden olmak” suçlarından da 22.5 ile 48 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

    Yasin Hayal’in “Hrant Dink’i öldürmeye azmettirmek” suçundan müebbet, “terör örgütünün yöneticisi olmak”, “Ferit Orhan Pamuk’u tehdit etmek” ve “ruhsatsız silah bulundurmak” suçlarından 18 ile 30 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülen iddianamede, O.S.’nin de”Hrant Dink’i öldürmek” suçundan 18 yaşından küçük olduğu da dikkate alınarak 18 ile 24 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması, ayrıca “terör örgütüne üye olmak” ve “ruhsatsız silah taşımak” suçlarından 8.5 ile 18 yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

    Sanıklardan Mustafa Öztürk, Tuncay Uzundal, Zeynel Abidin Yavuz, Ahmet İskender ve Ersin Yolcu’nun da “Hrant Dink’in öldürülmesi eylemine yardım etmek” ile “terör örgütüne üye olmak” suçlarından 22.5 ile 35 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, Yaşar Cihan ve Halis Egemen hakkında da “terör örgütüne yardım etmek” suçundan 7.5 ile 15 yıl arasında hapis cezası isteniyor.

    İddianamede, Salih Hacısalihoğlu, Alper Esirgemez, İrfan Özkan, Osman Alpay, Erbil Susaman, Numan Şişman, Şenol Akduman ve Veysel Toprak’ın da “terör örgütüne yardım etmek”, “ruhsatsız silah taşımak” ve “suçluyu gizlemek” suçlarından 7.5 ile 16 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor.

    Sanıklardan Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun İğci hakkında düzenlenen iddianamede de bu sanığın “Hrant Dink’in öldürülmesine yardım etmek” ve “terör örgütüne üye olmak” suçlarından 22.5 ile 35 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenmiş, dosya daha sonra ana dava ile birleştirilmişti.

    (ANKA-İstihbarat Servisi)

    http://www.gazeteport.com.tr/GUNCEL/NEWS1/GP_153017


    Ağabey’lerden çirkin sataşmalar

    9 saat süren duruşmada ‘azmettirici ağabeyler’ Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in, Rakel Dink’e sözlü ve hareketlerle sataştıkları öğrenildi. Tuncel’in, Dink’in avukatlarının sorularını da yanıtlamayacağını söylediği belirtildi.

    İSTANBUL – İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde; sanıklardan O.S’nin 18 yaşından küçük olması nedeniyle basına kapalı görülen duruşmaya, Erhan Tuncel, Yasin Hayal ve O.S’nin de aralarında bulunduğu 8 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar katıldı. CHP milletvekillerinden oluşan “Hrant Dink Davasını Araştırma ve İzleme Grubu” ile Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk ve bazı milletvekilleri ile gazetecilerden oluşan “Hrant Dink Duyarlılık Grubu” da duruşmayı izliyor. Duruşmanın ilk bölümü, sanıklardan “ağabeyler” olarak adlandırılan Yasin Hayal ve Erhan Tuncel’in Rakel Dink’e sataşmaları nedeniyle gergin geçti. Duruşmada sataşmalar dahil, tüm konuşmalar kameralar tarafından kaydedildi.
    Haberin devamı

    Gizli duruşmada kameralı kayıt

    Duruşmada, sanıklardan Erhan Tuncel’in İçişleri Bakanlığı müfettişleri tarafından cezaevinde “tanık” olarak alınan ifadesinin okunduğu öğrenildi.

    Tuncel’in duruşma sırasında Hrant Dink’in eşi Rakel Dink’e sözlü olarak sataştığı, ayrıca Dink ailesinin avukatları tarafından yöneltilen soruları yanıtlamayacağını söylediği de ifade edildi.

    Yasin Hayal’in de, Dink Ailesi’ne el sallayıp güldüğü belirtildi.

    DİNK AİLESİ TERS BAKIYORSA, HAYAL’İN YAPTIĞI ÇOK MU?

    Yasin Hayal’in “Ergenekon” soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve mahkemece serbest bırakılan avukatı Fuat Turgut, duruşmaya verilen ara sırasında, adliye bahçesinde basın mensuplarının soruları üzerine “Hrant Dink Ailesi, Yasin’e sürekli diş sıkıyorsa, ters ters bakıyorsa el sallamış olması çok şey midir, çok mu ayıptır? Ben görmedim. Benim görüş sahamda değildi” dedi.

    B6E36B3291319E4F9C31DEDEr.jpg

    TUNCEL VE O.S’DEN YANIT YOK

    Turgut, duruşma salonunda Erhan Tuncel ile O.S’nin, kendisinin sorduğu sorulara cevap vermediğini kaydetti. Fuat Turgut, “Brüksel mandacısı elleri kanlı Avrupalıların temsilcisi Lagendijk’in duruşma salonundan dışarı çıkarılmasını istedim. Türkiye’de Türk düşmanı her faaliyetin içerisinde bulunuyor. Ancak mahkeme, dışarı çıkmamalarını uygun gördü” dedi.

    CHP’Lİ MENGÜ: TEKNOLOJİYLE GURUR DUYDUM AMA

    Adliye bahçesinde gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü, CHP yönetiminin 6 kişiden oluşan bir araştırma ve izleme komisyonu kurduğunu belirterek, bu komisyonun üyelerinin, davayı her aşamasında takip edeceğini kaydetti. “Bunun, 3-5 çocuğun yaptığı bir olay olmadığı inancındayız” diyen Mengü, şöyle devam etti: “Ancak bir şeyi söylemeden geçmek beni çok rahatsız eder. AB temsilcisi buradaydı. Gayet tabii burada duruşmayı izleyecek. Bundan gocunacağımız bir şey yok. Belki dünyanın en teknolojik yargılamalarından birini seyrettik. Hakikaten eski bir avukat olarak da iftihar ettim teknolojiyle. Keşke bütün mahkeme salonları böyle olsa. Ancak bugün burada bulunanların Fehriye Erdal ile ilgili de aynı hassasiyeti göstermelerini çok isterdim. Sayın temsilciyi burada görmekten gurur duyuyoruz, zevk alıyoruz ama keşke onu bir Fehriye Erdal duruşmasının salonunda da görsek daha mutlu olurdum.”

    Mengü, oluşturulan heyette milletvekilleri Ali Rıza Öztürk, Mehmet Ali Özpolat, Turgut Dibek, Çetin Soysal ve Sacit Yıldız’ın görev aldığını kaydetti.

    “HEPİMİZ ERMENİYİZ” SLOGANI ATAN SANIĞA SALDIRI

    Bu arada, davanın görüldüğü Beşiktaş’taki ağır ceza mahkemesinde sağ ve sol görüşlü sanık ve şüpheliler arasında arbede yaşandı. Sol örgüt üyesi oldukları gerekçesiyle tutuklu yargılanan Emeğin Bayrağı Dergisi çalışanı Cengiz Kara, cezaevi aracından indirilirken, “Hepimiz Ermeniyiz” şeklinde slogan attı.

    Bu slogana tepki gösteren başka bir davanın sanığının darp etmesi sonucu kaşı açılan Kara, adli tabiplikte tedavi edildi.

    Bu olaydan bir süre sonra Cengiz Kara ile aynı davada yargılanan Fehmi Demirel ve Haydar Bayar ile “uyuşturucu ticareti yaptıkları” iddiasıyla gözaltında adliyeye getirilen 2 şüpheli arasında nezarette tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucunda yaralanan Demirel ile Bayar, adli tabiplikteki ilk müdahalenin ardından, yüzlerinde kırık olabileceği şüphesiyle Sait Çiftçi Kamu Sağlığı Merkezi’ne götürüldü.

    http://www.ntvmsnbc.com/news/435322.asp

    #28590
    Anonim
    Pasif

    Dink davasında gerginlik

    gp_161539.jpg

    Rakel Dink kızı Delal ile birlikte adliyeye geldi.

    Fotoğraf: Soner ESKİDİR

    Dink davasının 3. duruşması sonrası verilen iki haftalık ara sonrası devam ediyor. Hrant Dink’in katil zanlısı O.S. duruşma sırasında Dink ailesinin avukatlarından Kezban Hatemi’ye küfür ettiği öğrenildi.

    “Hrant’ın arkadaşları” adlı grup adına Şevval Sam açıklama yaptı.

    İSTANBUL- Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin O S’nin de aralarında bulunduğu 19 sanığın yargılandığı davanın duruşması öncesinde Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi ve çevresinde güvenlik önlemleri alındı.

    Davanın 3. duruşmasının yapılacağı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bulunduğu Beşiktaş’taki İstanbul Adliyesi’nin çevresinde polislerce bariyerler kurularak adliyenin bulunduğu bölgeye girişin tek sokaktan yapılması sağlandı. Adliyeye girişlerde de üst araması ve kimlik kontrolleri yapılıyor. Çok sayıda polisin görev yaptığı önlemler çerçevesinde adliyenin yanında bulunan otoparka da sivil araçlar alınmıyor.

    DİNK AİLESİNİN ADLİYEYE GİRİŞİNDE İZDİHAM

    Hrant Dink’in eşi Rakel Dink ve ailesi ile avukatları Fethiye Çetin ve Erdal Doğan da davanın görüleceği adliyeye geldi. Dink ailesi ve avukatların içeri girişi sırasında basın mensupları arasında izdiham yaşandı.

    TBMM İNSAN HAKLARI İNCELEME KOMİSYONU BAŞKANI ZAFER ÜSKÜL DE ADLİYEDE

    Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davanın dördüncü duruşmasını izlemek üzere adliyeye geldi.

    5 AK Partili 2 CHP’li milletvekili ile adliyeye gelen ve davayla ilgili alt komisyon oluşturulduğunu dile getiren Üskül, “Benim bu davayı izlemem, onları çalışmalarını etkilemez. Onların önemli hazırlıkları var. Bütün dosyaları detaylı bir şekilde gözden geçirdiler. O hazırlığın ardından adı geçen isimlerle görüşecekler ve bir sonucu varacaklar. Komisyonla zaman zaman görüşüyoruz görüş alış verişinde bulunuyoruz. Komisyonumuz adalet intikal etmiş bir olay olayda yargılama işlemi yapmıyor. Asıl yapmak istediğimiz yargılama sürecinde olması gerekirken yargılanmayan kişiler olup olmadığını ortaya çıkarmak. Dolayısıyla böyle şey varsa incelemeler sonucunda ortaya çıkarsa bunla ilgili gerekenleri yapacağız. Komisyon bununla ilgili araştırma yapıyor. Bizim bunla ilgili bir yaptırımız yok. bu alt komisyon incelmeyi yapacak bizim komisyona verecek. Biz de gerekeni yapacağız” dedi.

    ”HRANT’IN ARKADAŞLARI” NDAN BASIN AÇIKLAMASI

    Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin dava sürerken, kendilerini ”Hrant’ın Arkadaşları” olarak tanımlayan bir grup, basın açıklaması yaptı. Beşiktaş Meydanı’nda toplanarak pankart açan, çeşitli sloganlar atan ve kendilerini ”Hrant’ın Arkadaşları” olarak tanımlayan grup adına sanatçı Şevval Sam bir açıklama yaptı. Sam, Hrant için, adalet için bir kez daha nöbet tutmak amacıyla mahkeme kapısında olduklarını söyledi. Amaçlarının, arkadaşlarını katleden şebekenin ortaya çıkarılması ve suçluların cezalandırılması olduğunu belirten Sam, ”Basit bir şey istiyoruz. Kimsenin itiraz edemeyeceği bir şey istiyoruz. Adalet istiyoruz” dedi.

    GÖRÜNTÜLÜ VE SESLİ KAYIT YAPILIYOR

    Sanıklardan O.S’nin 18 yaşından küçük olması nedeniyle basına kapalı olarak gerçekleştirilen duruşmada, bir önceki oturumda olduğu gibi sesli ve görüntülü kayıt yapılıyor. Davanın 11 Şubat 2008 tarihinde başlayan 3’üncü duruşması, tüm sanıkların çapraz sorgularının tamamlanması için bugüne ertelenmişti.

    O.S.’NİN YAŞI İLE İLGİLİ KARAR VERİLECEK

    Bugünkü duruşmada O.S’nin kemik yaşı ile ilgili karar verilmesi bekliyon. Doğum kayıtlarına göre olay zamanı 17 yaşında olduğu belirtilen O.S’nin Adli Tıp Kurumu’ndan gelen ve kemik yaşının 19 olduğunu belirten raporla ilgili karar verilmesi bekleniyor. Bugünkü duruşmada ayrıca Hrant Dink cinayetinin bildikleri iddiasıyla yargılanan iki jandarmanın davasının da ana davayla birleştirilmesi istemi görüşülüyor.

    O.S MÜDAHİL AVUKAT KEZBAN HATEMİ’YE KÜFRETTİ

    İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesin’de görülen duruşmada gergin saatler yaşandığı öğrenildi. 8’i tutuklu 19 sanıklı davanın bugünkü duruşmasında tetikçi O.S.’nin duruşma başlangıcında Dink ailesinin avukatı Kezban Hatemi’ye küfrettiği belirtildi. Hatemi’nin ise bu konuda işlem yapılmasını istediği öğrenildi. Yasin Hayal’in avukatı Fuat Turgut ise, “Benim müvekkilim Hocalı katliamını yapan kuduz Ermenilere benzemez. ” dediği belirtildi.
    Avukatların “Ermenilere kuduz dedi” şeklindeki müdahalesi üzerine Turgut’un “Ben bütün Ermenileri kastetmiyorum. Benim de görüştüğüm Ermeniler var.” dediği öğrenildi. Duruşmada bu tartışmaların ardından sanık Ersin Yolcu’nun sorgusuna başlandığı kaydedildi.

    HAYAL’İN AVUKATINDAN HAKARET

    Azmettirici olduğu iddia edilen Yasin Hayal’in avukatı Fuat Turgut, adliye girişinde Ergenekon operasyonuyla ilgili basın açıklaması yaptı. Operasyon kapsamında gözaltına alınıp serbest bırakıan Turgut, kendisinin de aralarında bulunduğunu belirttiği Türk milliyetçileri, ulusalcılar ve vatanseverler üzerinde bir gazap rüzgarı estirildiğini ileri sürdü.

    Ergenekon operasyonu ile kutlu Türk tarihini karalama maksadı güdüldüğünü iddia eden Turgut, “Atamızın “Ne mutlu Türküm diyene” özdeyişine fikren-zikren bağlı aydınların tamamını kapsayacak şekilde genişletilmektedir.” diye konuştu. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde birçok dönem ve kişiyi ağır bir dille suçlayan Fuat Turgut, mevcut iktidarın da aralarında bulunduğu liderlerin, ABD ve AB ile gizli anlaşmalar yaptıklarını savundu.

    İDDİANAMEDEN

    Hrant Dink’in Şişli’de öldürülmesine ilişkin soruşturmayı yürüten İstanbul Cumhuriyet savcıları Selim Berna Altay ile Fikret Seçen tarafından hazırlanan iddianamede, sanıklardan Erhan Tuncel’in, ”Hrant Dink’in öldürülmesine azmettirmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis, ”terör örgütünün yöneticisi olmak”, ”patlayıcı madde imal etmek”, ”patlayıcı madde atmak”, ”mala zarar vermek” ve ”6 kişinin yaralanmasına neden olmak” suçlarından da 22,5 ile 48 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

    Yasin Hayal’in ”Hrant Dink’i öldürmeye azmettirmek” suçundan müebbet, ”terör örgütünün yöneticisi olmak”, ”Ferit Orhan Pamuk’u tehdit etmek” ve ”ruhsatsız silah bulundurmak” suçlarından 18 ile 30 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülen iddianamede, O.S’nin de ”Hrant Dink’i öldürmek” suçundan 18 yaşından küçük olduğu da dikkate alınarak 18 ile 24 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması, ayrıca ”terör örgütüne üye olmak” ve ”ruhsatsız silah taşımak” suçlarından 8,5 ile 18 yıl arasında hapisle cezalandırılması talep ediliyor.

    Sanıklardan Mustafa Öztürk, Tuncay Uzundal, Zeynel Abidin Yavuz, Ahmet İskender ve Ersin Yolcu’nun da ”Hrant Dink’in öldürülmesi eylemine yardım etmek” ile ”terör örgütüne üye olmak” suçlarından 22,5 ile 35 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, Yaşar Cihan ve Halis Egemen hakkında da ”terör örgütüne yardım etmek” suçundan 7,5 ile 15 yıl arasında hapis isteminde bulunuluyor.

    İddianamede, Salih Hacısalihoğlu, Alper Esirgemez, İrfan Özkan, Osman Alpay, Erbil Susaman, Numan Şişman, Şenol Akduman ve Veysel Toprak’ın da ”terör örgütüne yardım etmek”, ”ruhsatsız silah taşımak” ve ”suçluyu gizlemek” suçlarından 7,5 ile 16 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları talep ediliyor. Sanıklardan Yasin Hayal’in eniştesi Coşkun İğci hakkında düzenlenen iddianamede de bu sanığın ”Hrant Dink’in öldürülmesine yardım etmek” ve ”terör örgütüne üye olmak” suçlarından 22,5 ile 35 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenmiş, dosya daha sonra ana dava ile birleştirilmişti.

    http://www.gazeteport.com.tr/GUNCEL/NEWS/GP_161446

    #28585
    Anonim
    Pasif

    Dink dosyasında jandarma itirafı: Komutanlar biliyordu


    İki jandarma dün ifade değiştirdi: İğci ‘Dink öldürülecek’ dedi, bilgileri üstlerimize ilettik. Cinayetten sonra üstlerimiz, ‘İğci sessiz kalmalı’ dedi

    21/03/2008

    RADİKAL – İSTANBUL – AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinde ihmalleri olduğu iddia edilen iki jandarma görevlisi mahkemede itiraflarda bulundu.

    Müfettişlere verdikleri ifadelerde Dink’in öldürüleceğinden ‘haberdar’ olmadıklarını savunan sanıklar dün ‘yalan ifade’ verdiklerini kabul edip, ‘göz göre göre gelen cinayeti’ anlattı. Buna göre, cinayetin azmettircisi Yasin Hayal’in eniştesi olan Coşkun İğci, Dink’in öldürüleceğini jandarmaya anlattı. Ancak üstler ’emir vermediği’ için araştırma yapılmadı. Jandarma komutanları bir yıl önce aldıkları bilgileri cinayetten bir gün sonra ‘haber alma formuna’ geçirdi.

    Dink davasında polis ve jandarmaya yönelik soruşturmalarda ‘takipsizlik’ kararları verilirken, Jandarma Astsubay Okan Şimşek ve Jandarma Uzman Çavuş Veysel Şahin hakkında ‘ihmal’ davası açılmıştı. İlk duruşmaya katılmayan iki sanık dün yargıç karşısındaydı. Ve anlattıkları jandarmanın ihmal dosyasında şimdiye kadar toplanan bilgilerden çok farklıydı.
    Hayal’in eniştesi Coşkun İğci, soruşturma kapsamında verdiği ifadelerde Dink’in öldürüleceği bilgisini iki jandarma görevlisine aktardığını söylemişti. Sanıklar bunu kabul etmedi. Komutanlar da müfettişlere “Haberimiz yoktu” demiş ve jandarma dosyası kapanmıştı. İşte dünkü duruşmada tüm bu süreci tersine çevirecek yeni ifadeler açıklandı. Sanık Şimşek’in aktardığı, Şahin’in de ‘Katılıyorum’ dediği ifade şöyle:

    Albay Ali Öz de biliyormuş

    Yasin’in krokisini biliyorduk: 2006 Temmuz’unda Coşkun İğci, Yasin Hayal’in Ermeni bir gazeteciyi öldürmek istediğini söyledi. Hayal’ in İstanbul’a gittiğini, gazeteyle, Dink’in evi arasındaki bölgenin krokisini çıkardığını anlattı. Hayal’in kendisinden el yapımı bir silah istediğini ve para verdiğini söyledi. Biz silah almamasını, amirlerimizle konuşup kendisine bilgi vereceğimizi söyledik.

    Bütün komutanlara söyledik: Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Yüzbaşı Metin Yıldız’a İğci’den aldığımız bilgileri aktardık. Bize Hayal’le Başçavuş Hüseyin Yılmaz’ın ilgilendiği ve bilgileri onunla paylaşmamı istedi. Ona anlattım. Daha sonra Jandarma Komutanı Jandarma Albay Ali Öz, İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız, Asayiş Şube Müdürü Ali Oğuz Çağlar, Jandarma Yüzbaşı Hüsamettin Polat, Jandarma Başçavuş Hüseyin Yılmaz, Jandarma Başçavuş Gökhan Aslan ve ben yapılan bir toplantıda hazır bulunduk. İstihbarat Şube Müdürü Yıldız, Hayal’in İstanbul’da Ermeni asıllı bir gazeteciyi öldürme planı içersinde olduğunu söyledi. Albay Ali Öz de konuyu daha sonra özel olarak konuşacaklarını söyledi.

    ‘Sonra emir veririm’ dedi: Toplantıdan sonra Veysel, Hüseyin Yıldız ve Hacı Ömer Ünalır, internetten AGOS ve Dink hakkında bilgiler derledik. İğci’den aldıklarımızla birleştirerek bilgi notu haline getirdik. Uzman Çavuş Ünalır bir gün yanıma geldi ve konuyla ilgili hiçbir işlem yapılmadığını söyledi. Yüzbaşı Metin Yıldız’ın yanına giderek bilgileri tekrar anlattım. Bana, ‘ Sonra ben emir veririm’ demekle yetindi. Çok sinirlendim ve çıktım. Bir emir verilmediğinden dolayı çalışma yapmadık.

    Komutan emriyle sahte evrak düzenlendi

    İstihbarat notu cinayetten sonra: Cinayeti öğrendikten sonra Metin Yıldız, bilgilerimizi tekrar sordu. Jandarma Başçavuş Gazi Güren’ i çağırarak haber kayıt ve bildirim formu çekmesini istedi. Bu form, Jandarma Genel Komutanlığı ve Alay Komutanlığı’na gönderilmiş. Bildiğim kadarıyla 20 Ocak 2007 günü saat 21.30’da çekilmiş.

    Coşkun sussun: İğci’yle konuşmamız istendi. Coşkun’la buluştuk. Kimseyle konuşmamasını söyledik. Sinirlenerek, ‘Size bilgi verdim, siz değerlendiremediniz’ dedi.

    Suç olduğunu bile bile: Müfettişlere baskı altında ifade verdim. Üstlerim öyle olmasını istedi. Suç olduğunu bile bile o şekilde ifade verdim. Benim yaptığım suç olduğu kadar bu emri veren de suçludur.
    Veysel Şahin de duruşmada üstlerinin emir verdiği için müfettişlere yalan söylediğini, artık başka bir yerde görevli oldukları için doğruları söylediklerini anlattı.

    Mahkeme heyeti ifadelerde adı geçen eski Jandarma Komutanı Albay Ali Öz, Binbaşı Ali Oğuz Çağlar, Yüzbaşı Metin Yıldız, Yüzbaşı Hüsamettin Polat, Jandarma başçavuşlar Hüseyin Yılmaz, Gazi Gören, Gökhan Aslan ile Jandarma Uzman Çavuş Hacı Ömer Ünalır, Önder Aras ve Uğur Erdoğan’ın adreslerinin alınarak mahkemeye davetiye çıkarılmasına karar verdi.

    Dink ailesinin avukatı Engin Cinmen, “Katili Jandarma Komutanlığı yetkilileri biliyordu. Kurumun olayı örtbas etmek için neler yaptığı ortaya çıktı” dedi.

    http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=250757

    #28724
    Anonim
    Pasif
    Dink ailesi jandarma ve zanlıların dosyasının birleşmesini istiyor
    spacer.gif
    Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink ailesinin avukatları, cinayette ihmali oldukları iddiasıyla haklarında soruşturma başlatılan dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ve diğer görevliler hakkındaki dosyanın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülmesini ve bu dosyanın ana dava ile birleştirilmesini istedi.

    Savcılığa dilekçeyi veren avukatlar, iki dosyanın birleştirilmemesi halinde cinayetin tam olarak aydınlatılamayacağını söyledi.

    Dink davası avukatlarından Fethiye Çetin, Ergin Cinmen ve Bahri Bayram Belen, Beşiktaş’daki İstanbul Adliyesi’ne gelerek dosyaların birleştirilmesiyle ilgili dilekçeyi savcılığa verdi. Dilekçede; dönemin Trabzon İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz, İstihbarat Şube Müdürü Metin Yıldız, Binbaşı Ali Oğuz Çağlar, Yüzbaşı Hüsamettin Polat, Başçavuş Gazi Günay, Başçavuş Gökhan Aslan, Başçavuş Hüseyin Yılmaz ile uzman çavuşlar Hacı Ömer Ünalır, Uğur Erdoğan ve Önder Aras’ın Hrant Dink’in öldürüleceğini bildikleri ileri sürüldü. Dilekçede, Trabzon 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nde yargılanan jandarma yetkilileri ile İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Dink cinayeti sanıklarının eylemlerinin niteliklerinin aynı ideolojik amaç doğrultusunda oldukları öne sürüldü. İki dosyada da sanıklara yöneltilen iddia ve eylemlerin aynı olduğunun belirtildiği dilekçede, Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma evraklarının İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenmesi ve soruşturmanın İstanbul Başsavcılığı’nca yürütülmesi talep edildi.

    Adliye çıkışında açıklama yapan avukatlardan Ergin Cinmen, iki dosyanın birleştirilmesini istediklerini söyledi. Cinmen, ‘Tek bir dosya halinde yargılanmaması durumunda inanıyoruz ki; Dink cinayeti hiçbir zaman ne karar verilirse verilsin vicdanları ve hukuku tatmin etmeyecektir. Türkiye bu cinayetle yaşayacaktır.’ şeklinde konuştu.

    14.04.2008

    http://www.stargazete.com.tr/index.asp?haberID=152707

    #28745
    Anonim
    Pasif

    Dink Grubu: Davalar birleştirilsin

    dink044ec870043a7780by.jpg

    ANKARA (A.A)

    Milletvekilleri, gazeteciler ve sanatçıların oluşturduğu Hrant Dink Duyarlılık Grubu, gazeteci Hrant Dink’in öldürülmesiyle ilgili soruşturmanın tekrarlanmasını ve Trabzon’da jandarma görevlilerinin yargılandığı dava ile İstanbul’da görülen ana davanın birleştirilmesini istedi.

    Hrant Dink Duyarlılık Grubu’nun TBMM’de düzenlediği basın toplantısında hazırlanan yazılı açıklamayı AK Parti İstanbul Milletvekili Mehmet Domaç okudu.

    Açıklama sırasında ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, AK Parti İstanbul Milletvekili Ayşe Bahçekapılı, Ankara Milletvekili Zeynep Dağı, Kocaeli Milletvekili Azize Sibel Gönül, İstanbul Milletvekili İbrahim Yiğit, DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, gazeteci Ali Bayramoğlu ve yönetmen Sıtkı Süreyya Önder de hazır bulundu.

    Açıklamada, Hrant Dink cinayeti sonrasında İstanbul ve Trabzon’da iki ayrı dava yürütüldüğü hatırlatılarak, şu görüşlere yer verildi:
    “20 Mart 2008 tarihinde, Trabzon’da görülen davanın 2. duruşmasında iki jandarma istihbarat görevlisinin ifadeleri neticesinde önemli bilgiler açığa çıktı. Görevi ihmal suçlaması ile yargılanan iki jandarma görevlisi, sorumluluklarını yerine getirip, beş ay önce aldıkları istihbaratı üstlerine bildirdiklerini, fakat gereğinin yapılmadığını söylediler.

    Hrant Dink katledildikten sonra baskı görüp, bu durumu saklamaya yönelik sahte belge hazırladıklarını itiraf ettiler. Diğer taraftan Trabzon ve İstanbul Emniyet Müdürlüklerinin İstihbarat Şubeleri arasında, olaydan tam bir yıl önce aynı bilginin paylaşıldığını da biliyoruz.

    Anlaşılan o ki düşüncelerini ifade ettiği için hayatı tehlike altına giren Hrant Dink, görevleri gereği haber alan ilgili güvenlik görevlilerinin cinayet girişimini bilmelerine rağmen katledilmiştir.”

    TALEPLER

    Açıklamada, Hrant Dink Duyarlılık Grubu’nun davaya ilişkin taleplerine de yer verildi. 20 Martta Trabzon’da yapılan duruşmada “çarpıcı ifadeler” veren iki güvenlik görevlisinin, idari soruşturmaları yürüten mülkiye müfettişlerince daha önceden, ilgili diğer güvenlik görevlileri ile birlikte sorgulandıkları hatırlatılan açıklamada, şöyle denildi:
    “Tüm bu idari soruşturma raporları sonucu, idare, sadece söz konusu iki görevlinin yargılanmasına izin vermiş ve bu konuda yapılan itirazlar reddedilmiştir. Oysa bu beyanlar, idari soruşturmaların yürütülme biçimi ve buna göre verilen kararların ne denli hatalı olduğunu göstermiştir.
    Dolayısıyla idari soruşturma talimatı veren yetkililere, bu soruşturmayı yürüten görevlilere ve yargılama izni vermeyen idareye sesleniyoruz:
    Emniyet kurumunda da baskı altında olan, konuşmayan, konuşturulmayan, belge ve bilgi gizleyen başka kişilerin de olabileceği kuşkusunu ortadan kaldırmak üzere, soruşturma talimatının yeniden verilmesini, soruşturmanın tekrarlanmasını ve buna dayanarak yeni bir raporun düzenlenmesini talep ediyoruz.

    Trabzon’daki jandarma görevlilerinin yargılandığı davanın, İstanbul’daki ana dava ile birleştirilmesinin; mahkeme heyetinin, olayın ve dosyanın bütününe hakimiyetini güçlendireceğini düşünüyoruz. Daha sağlıklı karar çıkması için bu iki davanın birleştirilmesini talep ediyoruz.

    Yurt dışında katıldığı bir ödül töreninde ‘Ben bu ödülü, ülkemin, Türkiye’nin aydınlık yüzü adına alıyorum’ diyen Hrant Dink’in, bilirkişinin aksi yönde raporuna, aynı davanın temyizinde Yargıtay Başsavcısının ‘suç unsuru yoktur’ şeklindeki açık beyanına rağmen, bir yazısından dolayı 301. maddeden hüküm giyip; nasıl ‘Türk düşmanı’ diye yaftalandığını merak ediyoruz.

    Siyasi iradenin, gerçeğe ve aydınlığa ulaşmak adına elinden gelen her çabayı göstermesini istiyoruz. Bizce; yaşadığımız son süreçte, aramızdan alındıktan sonra dahi Hrant Dink’in, kendi davasıyla, bu ülkenin aydınlığına, demokrasisine ve yarınlarına katkısı mümkündür.”
    Gazetecilerin soruları üzerine DTP Diyarbakır Milletvekili Akın Birdal, kamu görevlilerinin dokunulmazlığı bulunmadığını belirterek, “Bu görevliler gelip ifade vermeden davanın üzerindeki şaibe kalmayacaktır” dedi.
    ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras da Dink’in katledilmesiyle ilgili verdiği soru önergelerine cevap alamadığını söyledi.

    16.04.2008

    http://yenisafak.com.tr/Gundem/?t=16.04.2008&i=111748

15 yazı görüntüleniyor - 61 ile 75 arası (toplam 89)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.