Yumuşak Huyluluk Katlanış Gerektirir

  • Bu konu 6 izleyen ve 14 yanıt içeriyor.
15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 15)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26298
    Anonim
    Pasif

    Yumuşak Huyluluk Katlanış Gerektirir
    (Dr. Billy Graham)

    Katlanış, artık modern sözcüklerde neredeyse hiç yer almayan bir sözcük haline gelmiştir. Başkalarını suçlamaktan sakınmak, başkalarının bizimle ilgili düşünce ve davranışlarını, kendimizi tutarak yargılamamak anlamına gelir. Kutsal Kitap, ‘Her bakımdan alçakgönüllü, yumuşak huylu, sabırlı olun, sevgiyle birbirinize katlanın’ (Efesliler 4:2) der.

    Kuşağımız ölümcül etkisi olan itip kakmaka çabuk, ancak iyileştirici merhemi sürmekte yavaştır. Başkalarının hakkımızdaki zalim eleştirileri ve adil olmayan takdirleri onları yaralayabilir, ancak bizi daha çok yaralar. Haksız yargıları, bir boomerang etkisi yaparak durumu kendi aleyhlerine döndürecektir. Başkalarını yaralamak için hiddetle, kinci suçlamalarımı savurduğumda, kendimi onlardan daha fazla yaraladığımın farkına varırım.

    Bugün pek çok kişi, kendi acılıkları ve kötü sözleri nedeniyle en çok ihtiyaç duydukları arkadaşlarını kaçırdıkları için yalnızdırlar. Pek çok kadın, azarlama ve dırdırla kocalarını asla kazanamayacaklarının ve sık sık bir boşanma olayı ile karşılaşacaklarının farkına varmışlardır.

    Bazı kişilerin öfkeleri, tüm yaşamları boyunca ‘burunlarının ucundadır’, yıllarca önce söylenenlerin ya da yapılanların yaralarını ve gücenikliklerini taşımayı sürdürürler. Acılıkları, bir zehir gibi hem kendilerinin hem de yakınlarının yaşamlarını mahveder. Bağışlama ve katlanmanın sırrını asla öğrenmemişlerdir. Kutsal Kitap, ‘Hiçbir acılık kökü sizi zehirlemesin ve sayısız insan bu yüzden yozlaşmasın’ (İbraniler 12:15) sözleriyle dikkatli olmamız konusunda bizleri uyarmaktadır.

    Eğer toplumla uyumlu yaşayacaksam ve mutlu bir aile yaşamı kurmak istiyorsam yumuşak huylu olmak ve insanlara katlanmak zorundayım. Kutsal Kitap, ‘Kimseyi kötüleme, ama iyi yürekli ol, herkese karşı yumuşak huylu davran’ (Titus 3:2) der.

    Başkalarının hatalarını büyütüp, iyi huylarını görmezden geldikçe mutlu olamam. Bu, dostlarımı korkutup kaçırmak, evindeki mutluluğu yitirmek ve komşular arasındaki kavgalara, aile tartışmalarına ve kan davalarına, Kutsal Kitap’ın verdiği yanıta bakalım: Birbirinize hoşgörülü davranın. Birinizin ötekinden bir şikâyeti varsa, Rab`bin sizi bağışladığı gibi, siz de birbirinizi bağışlayın’(Koloseliler 3:13).

    Adanmış, yaşlı bir kilise görevlisiyle ilgili şu öykü anlatılır: Düşmanın sürekli kötülükleriyle, insan katlanışının ötesinde kışkırtılır ve bir gün herkesin önünde, düşmanını öldüreceğine dair yemin eder. Düşmanı onun niyetini duyunca, bu yaşlı, zararsız Mesih inanlısının ne yapacağını görmek için alay ve hakaret ederek bekler. Yaşlı kilise görevlisi, kötülüğe kötülükle karşılık vermek yerine düşmanına iyilik yapacağı her fırsatı değerlendirir. Başlangıçta bu çabaları, düşmanın hem eğlenmesine, biraz da canının sıkılmasına neden olur, sonunda kilise görevlisi hayatını riske atarak, düşmanının karısını boğulmaktan kurtarmak gibi tartışılmaz bir özveri hizmeti sunduğunda düşmanı dayanamaz ve ‘Tamam’ der, ‘söylediğini yaptın. Beni öldürdün… ya da en azından eski beni öldürdün… Şimdi senin için ne yapabilirim?’

    Bu dünya, gerçek bir Mesih inanlısı eylemine henüz kapalı. Dünya daha fazla Hristiyanlık düşüncesine değil, Hristiyan katlanışı ve bağışlamasını uygulayan daha fazla Hristiyan’a gereksinim duymakta.

    #33200
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Rüzgar,
    Çok güzel bir yazı. Tümüyle katılıyorum. Ama maalesef bu söylediklerini, hep başkalarında görüyoruz. Kendimizde aramıyoruz. Hep başkalarının ‘geçimsizliği’ söz konusu. Bu yüzden de Rab’de büyümüyoruz.

    Kimse yanlış anlamasın. Ben kendimi de eleştiriyorum. Bunları bildiğim ve Rab’bin Ruhu’nu taşıdığım halde, bazen farkına varmadan ‘geçimsiz’ davranabiliyorum. Ama bu şuur altı oluyor ve hemen Kutsal Ruh uyarıyor ve ben de tövbe edip, af diliyorum. Bilerek asla ve hiçbir konuda günah işlemem ve hiçbir konuda da günahta barınmam. Bu bir övünme değil, her Mesih imanlısının yapması gereken bir şeydir. Çünkü, bir de tam tersini düşünün: “Ben bilerek günah işlerim, tövbe etmem ve bildiğim halde içimde günah barındırırım”. Kim bu kişiye Hristiyan diyebilir ki?

    Bu, ‘ince işler’ peşine düşmezsek; tövbe ve iman ile kendimizi arındırmazsak, sevgili Rüzgar’ın da dediği gibi, dünyalıdan ne farkımız olur? İçki içmeyen, kumar oynamayan, hırsızlık yapmayan dünyalılar da vardır. Bunları yapmazsak, bizim onlardan fazla neyimiz olur? Birlikte kutsallığa doğru yürüyelim ve bu yolda birbirimizi cesaretlendirelim kardeşler.

    Ama, ‘geçimsiz’ birinin, geçimsiz olduğu konusunda herkes bir anda hemfikir olabilir. Mesalâ: Bir okulda, bir işyerinde. Hatta mahallede veya kendi evinde. Kime sorarsanız bu ‘ X’ şahıs hakkında: “Amman uzak. Çok kavgacı. Geçimsiz biri. Kendi gölgesiyle kavga arar. Onu bu okulda veya bu iş yerinde seven yok. Tüm ailesi ile kavgalı, komşuları ile kavgalı. Belâlı bir kişi. Sataşır. Dilini hançer gibi kullanıyor” diyebiliyorlar.

    Yani herkes, onun hakkında hemfikir. Hemfikir olmayan tek kişi kendisi. Herkes haksız, o haklı. Hayatı boyunca çevresindekilere kan kusturmuş, halâ suçu başkalarında arıyor. Eşi şikâyetçi, evlâtları şikâyetçi, komşusu şikâyetçi. Hatta hayatına girip de ondan şikâyetçi olmayan tek bir kişi bile yokken, hala daha kendi haline kör biri. İşte bu yüzden, yukarıda da söylediğim gibi, bu ‘geçimsizliği’ dua ile kendimizde de aramamız lâzım. Çünkü geçimsizlik, yine sevgili Rüzgar’ın da dediği gibi, yuva bozar ve buna tabii olanları, intihara kadar bile götürür.

    Senin gibi olmak istiyoruz Rab. Gözlerimizi aç ki görelim. Sen bizi nasıl görürsen, öyle görelim. Sana boyun eğelim. Ne kadar acı verse, ‘Evet Rab’ diyelim. İçimizden, her zaman, her durumda Mesih’in hoş kokusu yayılsın. Amin.

    Sevgi ve Dualarımla.

    #33203
    Anonim
    Pasif
    Kemal Başaran;14423 wrote:
    Bilerek asla ve hiçbir konuda günah işlemem ve hiçbir konuda da günahta barınmam. Bu bir övünme değil, her Mesih imanlısının yapması gereken bir şeydir.

    Efendim;

    Bu söylediğinizi gerçekten başarabiliyorsanız, ne mutlu size… Ben günaha düşmediğimi iddia edemem. Hattâ günahtan kendimi kurtabildiğim anlar çok azdır. İsa Mesih’e iman ettikten sonra sadece O’nun sevgi ve muhabbetinin kalbimi kapladığı zamanlar, İblis girecek yer bulamadığı için boş ve zararlı düşüncelerle aklım meşgûl olmuyor. Ama, ne zaman Mesih’i düşünmeyi bırakıp dünyaya dalsam, iblis’in egemenliği hemen kendisini gösteriyor.

    Kemal Başaran;14423 wrote:
    …Amman uzak. Çok kavgacı. Geçimsiz biri. Kendi gölgesiyle kavga arar. Onu bu okulda veya bu iş yerinde seven yok. Tüm ailesi ile kavgalı, komşuları ile kavgalı…

    …. Dilini hançer gibi kullanıyor…

    Yani herkes, onun hakkında hemfikir. Hemfikir olmayan tek kişi kendisi. Herkes haksız, o haklı…

    …halâ suçu başkalarında arıyor. Eşi şikâyetçi, evlâtları şikâyetçi, komşusu şikâyetçi. Hatta hayatına girip de ondan şikâyetçi olmayan tek bir kişi bile yokken, hala daha kendi haline kör biri…

    % 90 oranında sanki benim profilimi çizmişsiniz. Maalesef çevremdeki insanların iyi niyetinden ve davranışlarından emin olamıyorum. Aslında herkesi ‘potansiyel kötü’ olarak görmem. Fakat insanlardan beklediğim davranışlar ile şâhit olduklarım arasındaki uçurum beni başkalarına karşı düşünsel anlamda olumsuzluğa itiyor.

    En nefret ettiğim şey riyâ’dır. Çünki riya’yı tüm şeytani davranışların anası olarak görürüm.

    İngiliz yazar T.S. ElLLIOT şöyle demiş.

    “En büyük ihanet, iyi olmayan bir nedenden ötürü iyi davranışlar sergilemektir.”

    Bu gün böyle davranmayan insan nerede ise yok gibi…

    Ama ben başkalarını değil, önce kendimi hizâya sokmakla mükellefim.

    #33201
    Anonim
    Pasif

    Â’raf Kardes,
    ‘Kutsallik’ isimli bir yazim var. Bunu okursaniz, en azindan benim düsüncelerimi daha iyi anlamis olursunuz. Rab’bimiz her birimiz için hazirlamis oldugu ve tasimamiz gereken çarmihlar hazirlamistir. Bunlar sayesinde, her geçen gün, bizleri kendisi gibi yapar. Çünkü bu çarmihlarin tümünü kendisi de tasimistir.

    Rab ne kadar iyi, ne kadar kutsal, suçsuz, günahsiz ama neredeyse suçlanmadigi, asagilanmadigi hiçbir konu birakilmadi. O’nun yüzüne bile tükürdüler. Bu yüzden bizler, ne kadar hakli, ne kadar takdire layik olursak olalim, biz de insanlar tarafindan asagilanmaya, hor görülmeye yürekten razi olmazsak, bu çarmihi reddedersek, tabii ki O’nun gibi olamayiz ve yüregimiz aci ve hüzün ile dolar.

    “Ey Rab. Raziyim. Asagilanmaya. Tükürülmeye. Degersiz görünmeye. Itilmeye, kakilmaya. Hakarete ugramaya. çünkü ben bunlari zaten hak ediyorum” deyip O’na boyun egmek, eski benligimizi çarmiha germeye razi olmaktir. Bundan sonra da hürriyet gelir.

    Baskalari ne düsünürse düsünsün. Nasil yargilarlarsa yargilasinlar. Sadece Rab’bin ne düsündügü önemlidir. Kendimizi Rab’be teslim edelim. Etmeyen can çirpinir. fiziksel ve ruhsal ataklara maruz kaldigimizda, düsmanlarimizi sevmek ve onlar için dua etmemiz gerekir. “Benim hakkimda mi dedi?”, “Beni mi elestiriyor?”, “Acaba ne anlamda söyledi” gibi düsünceleri içimizde barindiracagimiza, Rab’be teslim olup, fiziksel ve ruhsal ölüme razi olmaliyiz.
    Rab sizi bereketlesin.

    Sevgi ve Dualarimla.

    #33207
    Anonim
    Pasif

    @Kemal Başaran 14431 wrote:

    Â’raf Kardes
    ‘Kutsallik’ isimli bir yazim var. Bunu okursaniz, en azindan benim düsüncelerimi daha iyi anlamis olursunuz.

    Efendim;

    Evvelâ bahusus belirteyim ki; benim zât-ı âlinizi anlayabilmem için ‘kırk fırın’ ekmek yemem gerek. Siz öyle bir-iki makalenizle kolayca anlaşılabilecek bir kişi değilsiniz. Zannediyorum çok daha fazla yazınızı okumam gerekecek.

    Ne sizin şahsınıza yönelik mesaj asıyor, ne de mevzûyu kişiselleştirmeye çabalıyorum. Fikirleri bırakıp kişileri hedef almak; düşünme yetisini kullanmayanlarla, menfaatlerine köle olmuşlara mahsustur.

    Öğünmek ise kişinin egosuna esir olduğunun göstergesidir.

    ‘Ben günah işlemiyorum’ diyen yazınızı okuyunca Luka 18/11-12 de ki;

    Tanrım, diğer insanlar gibi soyguncu, hak yiyici ve zina edici olmadığım için, hatta şu vergi görevlisi gibi olmadığım için sana şükrederim. Haftada iki gün oruç tutuyor, bütün kazancımın ondalığını veriyorum.” diyen Fersi aklıma gelmişti.

    Ancak bunu doğrudan yazmamıştım. Anlayacağınızı düşünmüştüm. Ama siz böyle yapmak yerine bana hitaben ‘Filanca yazımı okuyun‘ buyurup, anlamadığımı ima eden ve yönlendiren bir mesaj asmışsınız.

    Günah işlemediğinize inanmıyorum. Adem den miras kalan günah işlemeğe meyilli bir yapımız var. Topraktan gelen bu beden de olduğumuz müddetçe, herkes az ya da çok günah işler.

    Ancak benim sizin günah işlemediğinize inanıp inanmamam önemli değil.

    Siz gerçekten böyle olsanız bile, bunu forum da ilân etmenin anlamı ne ?

    RAB Tanrı’nın biliyor olması zât- âlinize kâfi gelmiyor mu ?

    Önceleri İslâm tasavvufu üzerine epey araştırmalarım olmuştu. İslam tasavvufunda insanın kibirini kırması öğretisi, İsa Mesih’in Luka 18/14 te söyldeği;

    “Çünkü kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini alçaltan ise yüceltilecektir.” emrine tümüyle uymaktadır.

    Zaten hemen bütün dinlerde ahlâk ilkeler aşağı yukarı birbirine benzer.

    Anadolu da bir söz vardır. ‘Açık yaraya kurt düşmez’ derler.

    Önceki mesajımda ‘Lisân-ı münâsip’ ile düşündüklerimi arz ettim. Ancak siz üzerinde düşünmek yerine, bana yol-yordam göstermeye devam ettiniz.

    Olsun. Ben günahlı bir insan olarak bundan gocunmam da, sizin gibi günahı bırakıp meleklere karışmış kimselere bir şeyler anlatmak münâsip düşmez tabi ki.

    Kabul mirim kabul.

    Bizim pasaklı gövde her yükü götürür.

    Zaten cehlimi her mesajımın altında bulunan imazamla ‘imâ’ değil, ilân ediyorum.

    #33209
    Anonim
    Pasif

    KUTSAL KELÂM’DA KUTSALLIK:

    “Beni Güçlendiren’in aracılığıyla, HER ŞEYİ yapabilirim (Filipiler 4:13)

    “İman eden sizlere karşı davranışımızın ne denli kutsal, adil, KUSURSUZ olduğuna siz tanıksınız; Tanrı da buna tanıktır” (1.Selanikliler 2:10)

    “Sizin tarafınızdan, ya da olağan bir mahkeme tarafından yargılanırsam hiç aldırmam. Kendi kendimi de yargılamıyorum. KENDİMDE BİR KUSUR GÖRMÜYORUM. Ama bu beni aklamaz” (1. Korint.4:3-4)

    “Bu nedenle beni örnek almaya çağırıyorum sizi” (1. Korintliler 4:16)

    “Tanrı’nın isteği şudur: Kutsal olmanız” (1.Selanikliler 4:3)

    “Esenliğin kaynağı olan Tanrı’nın kendisi sizi TÜMÜYLE kutsal kılsın. Ruhunuz, canınız ve bedeniniz, Rab’bimiz İsa Mesih’in gelişinde eksiksiz ve kusursuz olmak üzere korunsun. Sizi çağıran Tanrı güvenilirdir; bunu yapacaktır” (1.Selanikliler 5:23-24)

    “Gerçeği öğrenip benimsedikten sonra, BİLE BİLE günah işlemeye devam edersek, günahlar için artık kurban kalmaz; geriye sadece yargının dehşetli beklenişi ve düşmanları yiyip bitirecek kızgın ateş kalır” (İbraniler 10:26-27)

    “Günaha karşı verdiğiniz mücadelede henüz kanınızı akıtacak kadar direnmiş değilsiniz” (İbrani.12:4)

    “Kutsallığa sahip olmadan, kimse Rab’bi görmeyecektir” (İbraniler 12:14)

    “Kardeşlerim, bir kimse iyi eylemleri yokken, imanı olduğunu söylerse, bu neye yarar? Böylesi bir iman onu kurtarabilir mi?” (Yakup 2:14)

    “Ruhsuz beden nasıl ölüyse, eylemsiz iman da ölüdür” (Yakup 2:26)

    “Yavrularım, kimse sizi aldatmasın. Mesih doğru olduğu gibi, DOĞRU OLANI YAPAN da doğru kişidir. Günah işleyen İblis’tendir. Çünkü İblis başlangıçtan beri günah işlemektedir. Tanrı’nın Oğlu, İBLİS’İN YAPTIKLARINA SON VERMEK İÇİN ortaya çıktı” (1:Yuhanna 3:7-8)

    “Tanrı’yı sevmek, O’nun buyruklarını yerine getirmek demektir. O’nun buyrukları da ağır değildir. Çünkü Tanrı’dan doğmuş olan HERKES dünyayı yener. Bize dünyaya karşı zafer kazandıran imanımızdır. İsa’nın Tanrı Oğlu olduğuna İMAN EDENDEN BAŞKA, dünyayı yenen kim?” (1.Yuh.5:3-5)

    “Tanrı’dan doğmuş olanın günah işlemediğini biliriz” (1.Yuhanna 5:18)

    “GALİP GELENE, Tanrı’nın cennetinde bulunan yaşam ağacından yeme hakkını vereceğim” (Vahiy 2:7)

    “GALİP GELEN, ikinci ölümden hiçbir zarar görmeyecek” (Vahiy 2:11)

    “GALİP GELENE, saklı mandan vereceğim” (Vahiy 2:17)

    GALİP GELENE, Sabah Yıldızını da vereceğim” (Vahiy 2:28)”

    GALİP GELEN ‘beyaz giysiler’ giyecek. Onun adını ‘Yaşam Kitabı’ndan hiç silmiyeceğim” (Vahiy 3:5)

    “GALİP GELENİ Tanrı’mın tapınağında sütun yapacağım” (Vahiy 3:12)

    “GALİP GELENE, Ben’imle birlikte tahtıma oturma hakkı vereceğim” (Vahiy 3:21)

    “Benliğin işleri bellidir. Bunlar fuhuş, pislik, sefahat, putperestlik, büyücülük, düşmanlık, çekişme, kıskançlık, öfke, bencil tutkular, ayrılıklar, bölünmeler, çekememezlik, sarhoşluk, çılgın eğlenceler ve benzeri şeylerdir. SİZİ DAHA ÖNCE UYARDIĞIM GİBİ, YİNE UYARIYORUM. BÖYLE DAVRANANLAR; TANRI EGEMENLİĞİNİ MİRAS ALMAYACAKLAR” (Galatyalılar 5:19-21)

    “ Bana ‘Ya Rab, ya Rab’ diye seslenen herkes, Göklerin Egemenliğine Girmeyecektir. Ancak göklerdeki Baba’mın isteğini YERİNE GETİREN girecektir. … Ben de onlara ‘Sizi hiç tanımadım, uzak durun Benden ey kötülük yapanlar’ diyeceğim” (Matta 7:21 ve 23)

    Sevgi ve Dualarimla.

    #33210
    Anonim
    Pasif

    Ne diyeyim bilmem ki ?

    Konu başlığı ile sizin buraya astığınız mesajlar arasında bir ilişki kurabilen varsa beri gelsin.

    Buradan zât-ı âlinizin çok kutsal bir insan olduğunu mu anlayalım ?

    Yoksa benimle hafif meşrep kafa mı yapıyorsun ?

    Eğer kullanıcı adınız altında ‘Moderatör’ yazısı olmasa idi, çok daha sert bir yazı asacaktım. Ancak Sn. evangelist sizi moderatör yaptığına göre bir bildiği vardır deyip kendime hâkim olmaya çalışıyorum.

    Aşağıda açık ve net bir mesajım var.. Orada ki eleştirilerime cevap vermek yerine, kutsal kitap arkasına geçerek ‘Tam siper’ olmuşsun.

    Bu sayfada yazdıklarınızda samimi olduğunuza inanmadığım gibi, önceki mesaj da yönelttiğim hususlara hiç değinmeden bir yığın âyeti alt alta yazıp bana ‘cevap’ diye foruma asmış olmanızı cidiyetten uzak görmekteyim

    Çünki; Matta 7/6 da İsa Mesih “Kutsal olanı köpeklere vermeyin. İncilerinizi domuzların önüne atmayın. Yoksa bunları ayaklarıyla çiğnedikten sonra dönüp sizi parçalayabilirler.” buyurmakta.

    Tuhaftır; beni henüz tanımıyorken Kutsal kitaptan epey bir âyeti haklı çıkma uğruna, önüme seriyorsunuz. Bu ‘inandım’ dediğiniz kutsal kitap’a karşı saygınızın ölçüsünü göstermesi bakımından ilginçtir.

    Ben bunu asla yapmazdım.

    Kendi egosunu kutsal kitaptan üstün gören kimseler ile benim işim olmaz.

    #33211
    Anonim
    Pasif

    Sayın Â’raf,

    Son yazımı sizin için yazmadım. Size adresli değil. Sizi düşünerek de yazmadım. Ama bu konuda, yani ‘kutsallık ve yumuşak huyluluk’, bilhassa bazı kardeşlerimizin ihtiyaçlarını da bilerek, bazı ‘yanlış ve bilgiden yoksun’ öğretilerin, bu foruma girip okuyanları zehirlemesine engel olmak için yazdım. Sırf Tanrı Kelâm’I yazdım. Bilerek yorum yapmadım.

    Her yazımı ‘Rab’be hizmet’ için yazarım. Kendimi yüceltmek veya başkalarını aşağılamak için değil. Ama, Rab’bimizin, içimizde ve dışımızda yaptıkları ile övünmek; kendimizle değil, Rab ile övünmektir. Ve bir kez daha söylüyorum: “Yuh olun ona ki, bilerek isteyerek günah işliyor, tövbe etmiyor ve kendisini Rab’de zannediyor. Hiçbir imanlı günah içerisinde barınmamalı ve düşerse hemen tövbe etmelidir”. Rab’bin işlerini, günahların sadece affı değil, ama günahlara esaretten kurtarışını sıfıra indirmek, alçak gönüllülük değildir. Ben Rab’le ve O’nun yaptıkları ile ve yüreğimde sonsuz şükran ile övünüyorum ve övüneceğim.

    Sondan bir evvelki yazı, size adresli idi. Hiçbir polemik yapmak istemediğimden dolayı, şahsımı hedef alan sorularınıza cevap vermedim. Size yardımcı olabileceğimi düşünmüştüm. Hatalıymışım. Beni, yazılarınızın sonunda yazdığınız cümle yanılttı. “Bilmiyorum. Araştırıyorum. Öğrenmeye çalışıyorum” diyordunuz.

    Â’raf bey, benim bu forumda bir görevim var. İyi, kötü onu yapmaya çalışıyorum. Ben burda ‘aç olanları’ doyurmak için varım. Tok olanlara bir lâfım olmaz. Onun için her yazımı kendiniz için zannedip savaş naraları atmayın lütfen. Sizinle tartışmak istemiyorum. Şimdiye kadar da tartışmadım. Yüreğimde bile sizi hedef almadım. Ama yanlış öğretilere, kimden gelirse gelsin, karşı çıkmak görevimdir. Bu forumda, senden benden başka insanlar da vardır.

    Şunu bilin ki, bundan böyle size ‘sözle’ değil, sadece ‘dua’ ile yardımcı olmaya çalışacağım. Sizinle tartışmak istemiyorum. Sizin de benim için ayni şeyleri yapmanızı rica ediyorum. Yüreğimde size karşı hiçbir kötü düşünce yoktur. Olmayacak da. Ama yardıma ihtiyacınız olduğunu siz bilmeseniz de, ben biliyorum. Size başka cevap da yazmayacağım.

    Rab sizi bereketlesin.

    #33212
    Anonim
    Pasif
    Â’raf;14444 wrote:
    Ne diyeyim bilmem ki ?

    Konu başlığı ile sizin buraya astığınız mesajlar arasında bir ilişki kurabilen varsa beri gelsin.

    Buradan zât-ı âlinizin çok kutsal bir insan olduğunu mu anlayalım ?

    Yoksa benimle hafif meşrep kafa mı yapıyorsun ?

    Eğer kullanıcı adınız altında ‘Moderatör’ yazısı olmasa idi, çok daha sert bir yazı asacaktım. Ancak Sn. evangelist sizi moderatör yaptığına göre bir bildiği vardır deyip kendime hâkim olmaya çalışıyorum.

    Aşağıda açık ve net bir mesajım var.. Orada ki eleştirilerime cevap vermek yerine, kutsal kitap arkasına geçerek ‘Tam siper’ olmuşsun.

    Bu sayfada yazdıklarınızda samimi olduğunuza inanmadığım gibi, önceki mesaj da yönelttiğim hususlara hiç değinmeden bir yığın âyeti alt alta yazıp bana ‘cevap’ diye foruma asmış olmanızı cidiyetten uzak görmekteyim

    Çünki; Matta 7/6 da İsa Mesih “Kutsal olanı köpeklere vermeyin. İncilerinizi domuzların önüne atmayın. Yoksa bunları ayaklarıyla çiğnedikten sonra dönüp sizi parçalayabilirler.” buyurmakta.

    Tuhaftır; beni henüz tanımıyorken Kutsal kitaptan epey bir âyeti haklı çıkma uğruna, önüme seriyorsunuz. Bu ‘inandım’ dediğiniz kutsal kitap’a karşı saygınızın ölçüsünü göstermesi bakımından ilginçtir.

    Ben bunu asla yapmazdım.

    Kendi egosunu kutsal kitaptan üstün gören kimseler ile benim işim olmaz.

    Sevgili Araf

    Kemal Abimize biraz haksizlik yaptiginizi düsünüyorum.Hem bilir kisi degilim,ögreniyorum diyorsunuz hem de Kemal Abimizin yazdigi bunca güzel ayetleri görmezden gelip üstüne üstlük konuyla alakasi olmayan bir ayetle karsi saldiri baslatiyorsunuz.Artik dayanamayacagim söyleyecegim:Bu alinganliginizi ve gizliden olan gururunuzu üzerinizden cikarip atiniz.Daha önce de imif40 adli kardesimizle bosyere ve haksizca bir tartisma icerisine girdiniz.Daha sonrasinda (bana göre küsüp) baska bir foruma baska bir isimle kayit oldunuz ve ordan atilinca tekrar buraya geldiniz.Yanlis anlamayin geldiginize yürekten sevindik ve Mesih’de gelismenizi ve büyümek istemenizi takdirle karsiliyoruz.Lakin kisilerin yazdiklarindan birseyler anlamaya calismak yerine hemen karsi koyusunuza bir anlam veremiyorum.Rab’bin kulu kavgaci olmamali diyor Kutsal Kitap.Tersine alcakgönüllü ve yumusak huylu olmalidir.

    Özellikle son cümleniz eger Kemal Basaran abimize yönelik bir ayetse sizi özür dilemeye davet ediyor ve böyle kirici ifadelerden kacinmanizi rica ederim.Cünkü Kemal abimizin yazilarini takip eden biri olarak Kemal abimizin böyle bir egosu olmadigini gayet iyi biliyorum.

    Rab’bin esenligi ve lütfu sizinle olsun.

    #33214
    Anonim
    Pasif

    @Kores 14447 wrote:


    Daha önce de imif40 adli kardesimizle bosyere ve haksizca bir tartisma icerisine girdiniz.Daha sonrasinda (bana göre küsüp) baska bir foruma baska bir isimle kayit oldunuz ve ordan atilinca tekrar buraya geldiniz.Yanlis anlamayin geldiginize yürekten sevindik ve Mesih’de gelismenizi ve büyümek istemenizi takdirle karsiliyoruz.Lakin kisilerin yazdiklarindan birseyler anlamaya calismak yerine hemen karsi koyusunuza bir anlam veremiyorum.Rab’bin kulu kavgaci olmamali diyor Kutsal Kitap.Tersine alcakgönüllü ve yumusak huylu olmalidir.

    Benim içim ne ise, yazdıklarım da odur.

    Bu başlığa epey mesaj astım. Orada yazdığım hususlara değinmek ve sorularıma cevap vermek yerine, doğrudan beni suçlmaya çalışmanız gerçekten ilginç.

    Diğer forum da karşılaştığım haksızlıkların gerekçelerini teferrutalı biçimde anlatan bir mesaj asmayı düşündüm. Fakat, ‘Mahkumun kötüsü gardiyana dert yanar’ hesabı olmasın diye vaz geçtim.

    Yazdıkalarımı hiç okumuyor, ya da önemsemiyorsunuz. Bana kutsal kitap’ı önerirken, siz kişileri savunma telâşına düşüyor; her gün ‘Tanrı sevgidir’ sözünü dilinizden düşürmezken, diğer forum da karşılaştığım ve pek te adilâne olmayan uygulamayı başıma kakıp ‘Diğer forumdan atılınca buraya geldin’ diyerek aklınız sıra beni aşağılıyorsunuz.

    Ama iş nasihat etmeye gelince, İsa MESİH’in ‘Kaybolan oğul’ benzetmesini aktarıyor, peşi sıra da kendi cümlelerinizle astığınız mesajları süslemeye çalışıyorsunuz.

    Buna samimiyetsizlik derler. İman, İsa MESİH’in sözlerini papağan gibi tekrarlamak değil, yaşamaktır.

    ‘Kutsallıkla ilgili yazımı okuyun’ deyip, yazdığım mesjın üzerine aynı başlıkta mesaj asacak, sonra da ‘Bu size yazılmadı’ diyeceksiziniz. Tabi siz ‘Yalancı’ olmadığınıza göre, ‘Ahmak’ ben oluyorum. Diğer forumdan atılmam da benzer bir mevzû üzerine olmuş, suçlandığım bir yazıya gösterdiğim tepki üzerine ‘İçine kötü ruh girmiş’ diyerek beni kovmuşlardı. Engizisyon mahkemeleri bitti sanırdım ama, mantığı aynen devam ediyor.

    İsterdim ki, dövecekseniz de, seveceksenizde beni anlayarak yapın. Fakat siz yazılanları irdelemek ve anlamaktan çok, kafanızda bir biçimde oluşmuş standart ölçüye uyanları destekliyor, uymayanları ‘Tu-kaka’ ilan ediyorsunuz. Biribirinizi koruma telaşınız Kutsal kitap’ı koruma arzunuzdan çok daha fazla.

    Ben hiç kimseye hakâret etmedim. Yazdıklarım, bahsettiklerim başka şeylerdi. İnsan hem egosunun peşine düşüp, hem de başkalarına bundan sakınmalarını isterse burada bir saminmiyetsizlik yatar. Yazdığım budur. Yanılıyorsam neden yanıldığımı anlatın. Beni suçlayarak; ‘Oradan kovuldun, buraya geldin’ diye aşağılayarak ne elde edeceksiniz ? İncinen egonuzu rahatlatırsınız da, bu yaptıkalrınızla İsa MESİH’i menun edermisiniz onu bilemem.

    Adâlet olmadan sevgi olmaz.

    Buradan KOVULMAM da yakın görünüyor.

    ‘Doğru söyleyen dokuz köyden kovulur.’ derler.

    Diyen boşuna dememiş demek ki…!

    MÜHİM NOT. Diğer foruma ‘Harâmi’ müstearı ile kayıt oldum. Sebebi, bir atesit forumda beni ‘Misyoner’ ilan ederek ‘Kuzu postuna bürünmüş kurt/Hain/Alçak’ diye üzerime saldırmışlar, bunu yapan da forum yönetimince, taltif edilmişti. Muhtemelen Hristiyanforum da ve burada Â’raf adıyla yazdığımı da biliyorlardı. ‘Misyoner ait olduğu yere dönmüş’ gibi bir vehim oluşmasın diye ‘Harâmi’ adıyla kayıt oldum. Olur olmaz da önceden Â’raf’ müstearı ile kayıt olduğumu yöneticilere attığım özel mesajla belirttim. Hiç kimseye karşı riyakâr davranmadım.

    Bulunduğum ortamda sevincimi paylaşacağım, üzüntümde derdimi anlatıp ferhlayacağım tanıdığım bir iman kardeşim yok. Bunu iki Hristiyan forum aracılığı ile yapmaya çalışıyordum. Ama gördüm ki kendi yalnızlığım, sizlerin desteğinden çok daha anlamlı ve faydalı.

    Siz hizmet etmiyor, ‘Hristiyancılık’ oynuyorsunuz.

    #33216
    Anonim
    Pasif

    Bu başlık altında yazılan konuyu birkaçgündür takip ediyorum,

    3 tane birbirinden değerli insan arasında geçiyor (Kemal_Başaran, A’raf ve Koreş) bu 3 kişinin forumda yazdıklarını okuyarak teşvik alıp büyüyen birisi olarak, Konunun buralara kadar gelmesi gerçekten üzücü,

    Konunun başlangıcında sanırım bir “yanlış anlaşılma” sebebiyet verdi diye düşünüyorum veya ben öyle düşünüyorum.

    “Kemal_Başaran” kardeş’in şöyle bir yazısı oldu

    Bilerek asla ve hiçbir konuda günah işlemem ve hiçbir konuda da günahta barınmam. Bu bir övünme değil, her Mesih imanlısının yapması gereken bir şeydir. ve bu kelimeyide A’raf kardeş “Kemal_Başaran kendisini HİÇ GÜNAH İŞLEMEM” diyen biri olarak anladı ve hatta birkaç ayet vererek herkesin günah işlediğini ve işlemeye meyilli olduğunu, kimsenin BEN GÜNAH İŞLEMİYORUM diyemeyeceğini söyledi ve konu uzadı gitti,

    Aslında Kemal_Başaran kardeş (Eğer doğru anladıysam) Bilerek günah işlemem dedi 1.Yu.1: 8 Günahımız yok dersek, kendimizi aldatırız, içimizde gerçek olmaz.

    Kemal biraderin söylediği “Ben günah işleyebilirim, ancak bunu bilerek yapmam, örnekler
    Param yok diye gidip HIRSIZLIK YAPMAM
    Biri bana vurdu diye ADAM ÖLDÜRMEM v.s. ler gibi, yani ben bu konuda kesinlikle Kemal biradere katılıyorum, ve onun BİLEREK GÜNAH İŞLEMEDİĞİNE EMİNİM,

    Ancak Kemal Kardeş derseki “BEN BİLEREK VEYA BİLMEYEREK GÜNAH İŞLEMEM, ÇÜNKÜ BEN ESKİ BİR İMANLIYIM VE ARTIK KUTSALIM” derse, o zaman A’raf kardeşin tepkisi doğrudur, ama ben kemal kardeşin bu iddiada olduğunu zannetmiyorum

    ve bunun üzerine A’raf kardeş ısrarla bunu söylemek istedi, BU BEDENDE YAŞADIĞIMIZ İÇİN HEPİMİZ GÜNAH İŞLEYEBİLİRİZ

    1.Ko.10: 12 Onun için, ayakta sağlam durduğunu sanan dikkat etsin, düşmesin!

    Ama kemal biraderin o cümlesinden önce başka bir cümle vardı ve o kelime şöyleydi

    Kimse yanlış anlamasın. Ben kendimi de eleştiriyorum. Bunları bildiğim ve Rab’bin Ruhu’nu taşıdığım halde, bazen farkına varmadan ‘geçimsiz’ davranabiliyorum. Ama bu şuur altı oluyor ve hemen Kutsal Ruh uyarıyor ve ben de tövbe edip, af diliyorum

    Yani Kemal birader her doğal insan gibi günah sayılan şeyi yapabildiğini ama hemen bu günahını farkedip Rab İSA’ya sığındığını söyledi,

    Belkide A’raf biraderim bunu kaçırdı ve ısrarla SEN GÜNAH İŞLEMİYORUM diyemezsin tarzında bir yazı yazdı, keşke A’raf biraderim daha dikkatli okusaydıda bu küçük tartışma olmasaydı,

    Keşke Kemal biraderde, A’raf biraderin bu yanlış anlamasına karşılık açıklayıcı birşeyler yazsaydı,

    Ama ben biliyorumki bu kardeşlerin hepside bize öğretmenlik yapanlar ve bu taraflar bu sorunu aralarında çözecekler ve bizlere yeniden ışık olmaya devam edecekler,

    İsa Mesih çok kez öğrencilerine öyküler benzetmeler anlattı ve çok kez öğrenciler bunu anlamadılar ve İsa onlara “Banane demedi” Oturdu ne demek istediğini anlattı,

    Sizleri çok seven bir kardeşiniz, eğer haddim olmadan işinize karışdıysam özür dilerim, ama sizlerden o kadar çok şey öğreniyor ve teşvik oluyorumki, sizleri böyle görmek istemiyen bir forum kullancısı
    Yitro

    #33217
    Anonim
    Pasif

    @yitro 14452 wrote:

    Sizleri çok seven bir kardeşiniz, eğer haddim olmadan işinize karışdıysam özür dilerim, ama sizlerden o kadar çok şey öğreniyor ve teşvik oluyorumki, sizleri böyle görmek istemiyen bir forum kullancısı
    Yitro

    Efendim;

    Beni mahcûp ettiniz.

    Asla ‘Öğretmen’ konumunda değilim. Mesleğim öğretmenlik idi. Ama o iş başka. İnsan, iman kavramının içini doğrularla doldurabildiği ölçü de İsa MESİH’e öğrenci olabilir. Ben içimdeki bu boşluğu doldurmaya çabalayan bir kimseyim.

    İsa MESİH’in lütfu ile kurtulan ve hattâ günahlara karşı ölen bir imanlı, bununla övünmez; SEVİNİR.

    Çünki öğünmek, RAB Tanrı’ya mahsustur. Aldığımız nefes bile Tanrı’ya ait. Biz ne ile övünelim ki ?

    Kavramları ezberleyerek değil, öğrenerek imanımı korumaya çalışıyorum. Bunu yaparken hatâ da ediyorum. Zaman zaman da fevri çıkışlar gösteriyorum.

    Fakat bu çıkışlar kesinlikle kişisel değildir.

    Sn. yitro;

    Gerçek şu ki ben sizin yazılarınızdan istifâde ettim/ediyorum. Bunu kibarlık olsun diye de söylemiyorum.

    Saygılarımla.

    #33218
    Anonim
    Pasif

    Sayın Yitro ,zaten herkesin görebildiği ve Kemal Başaran’nın da gayet açık bir cümle ile ifade ettiği “bilerek günah işlemem, günah barındırmam” sözü yalnızca Araf nickli üye tarafından eleştirilmesine karşı verdiğiniz cevaba ben de katılıyorum. Ama yazı gayet açıktı. Neden Araf buralara kadar konuyu sürdürdü onu anlayamadım. Ve birkaç sözü çok haksızca edilmiş sözlerdi.

    Sayın Araf,

    Ben Kemal Başaran’ı gözlemleyerek iman ettim. Yani Rab’bi merak ettim. Çünkü her imanlı yaşamında Rab’bi yansıtmalıdır. Kemal Başaran gerçekten farklıydı. İmanlılarda kendini gösteren Rab’bin karakteri vardı. Bu beni etkiledi. Gerçekten iyiyidi, iyi görünmek, kendini yüce göstermek için değil, gerçekten iyiydi. Rab’de yaşadığı için iyiydi. Ben onun Rab’be yaraşır yaşamının meyvesiyim. O’nun yaşayışı, ilgileri diğer imansızlardan farklı olmasaydı nasıl etkilenip de bu güzelliğin kaynağını araştıracak ve bende de imanlı olmak isteyecektim. Her sözünün, en azından ben, gerçek duyguları olduğunu, samimi olduğunu biliyorum. Ve moderatör olmaya layıktır. Ruhsal bilgisi vardır, bunu biliyorum. Nitekim yazıları bunu gösterir. Hepsi kendi yorumu ve söylemleridir. Tek kaynağı Rab’bin kelamıdır. Ve dahası her imanlının yapması gerektiği gibi bu dediklerini yalnıza sözde söylemekle kalmadığının, ama uyguladığının kendim şahidim. Kendisinin övülmesini istemez ama ben öveceğim. Gerçekten çok değerli biridir. Gerçekten Rab’bin doğru kuludur. Yaşamı Rab içindir. Herşeyini Rab’be vermeye hazırdır ve vermiştir de. Rab’bin Kıbrıs’ta ki kilisesi için yaptıklarını ben biliyorum. Birebir şahit oldum. Benim tanıklığıma güvenebilirsiniz. Bence kendisinin sözlerinden yararlanmaya çalışın, kötü bir yanınız tabii ki olabilir, ama bunu yenmeye çalışın. Rab sizinle olsun.

    #33219
    Anonim
    Pasif

    @tuba 14454 wrote:

    “bilerek günah işlemem, günah barındırmam” sözü yalnızca Araf nickli üye tarafından eleştirilmesine karşı verdiğiniz cevaba ben de katılıyorum.

    Efendim;

    Mevzû iyice uzadı. Devam ederse de çığrından çıkacak. Din konusunda sizler kadar bilgili olmayabilirim. Fakat okuduğumu anlayabilecek durumda olduğuma inanıyorum.

    Ben sn. moderatör’e değil, yazdıklarının bir kısmına karşı çıkmıştım. Yanlış anladığımı düşünmüyor, imanı daha farklı noktalar da algılıyorum. Bunun hesabını da kişilere değil, RAB Tanrı’ya vereceğim.

    Zâten bu saatten sonra kendisiyle muhatap olmamız söz konusu değil. Ayrıca ben genellikle bilerek de günah işliyorum. Ama sonunda pişman olup tövbe ediyorum. Günaha dalacağım zaman akli melekelerimi kontrol edemiyorum. Sanki bambaşka bir insanmışım gibi oluyor; bazen (Çok az) direniyor, çoğunlukla da mağlup oluyorum.

    İsa Mesih’e iman ettikten sonra günah karşısındaki direncim daha da arttı. En azından Şeytan’ın hilelerini ve beni nasıl kandırdığını öğrendim. Bundan sonra hiç günaha düşmeyeceğimden emin olamam. İsa MESİH’in lütuf ve merhametinden değil, kendimden şüphedeyim. Kavuşturulduğum güzelliklere lâyık olamayacağım ve terk edileceğim endişesi beni emin olmaktan alıkoymaktadır. Havari Petrus bile İsa MESİH’e ‘Senin için ölürüm’ dedikten sonra üç defa inkâr etmişse, bizler bu güveni nereden bulup da övünelim ?

    “Beni gönderen Baba bir kimseyi bana çekmedikçe, o kimse bana gelemez.” Yuhanna 6/44

    ÖLÇÜ BUDUR…!

    Artık övünen, dilediği kadar övünsün.

    Bu mevzu benim için bitmiştir.

    Â’raf nick’li üye’den saygılar.

    #33220
    Anonim
    Pasif
    Â’raf;14450 wrote:
    Benim içim ne ise, yazdıklarım da odur.

    Bu başlığa epey mesaj astım. Orada yazdığım hususlara değinmek ve sorularıma cevap vermek yerine, doğrudan beni suçlmaya çalışmanız gerçekten ilginç.

    Diğer forum da karşılaştığım haksızlıkların gerekçelerini teferrutalı biçimde anlatan bir mesaj asmayı düşündüm. Fakat, ‘Mahkumun kötüsü gardiyana dert yanar’ hesabı olmasın diye vaz geçtim.

    Yazdıkalarımı hiç okumuyor, ya da önemsemiyorsunuz. Bana kutsal kitap’ı önerirken, siz kişileri savunma telâşına düşüyor; her gün ‘Tanrı sevgidir’ sözünü dilinizden düşürmezken, diğer forum da karşılaştığım ve pek te adilâne olmayan uygulamayı başıma kakıp ‘Diğer forumdan atılınca buraya geldin’ diyerek aklınız sıra beni aşağılıyorsunuz.

    Ama iş nasihat etmeye gelince, İsa MESİH’in ‘Kaybolan oğul’ benzetmesini aktarıyor, peşi sıra da kendi cümlelerinizle astığınız mesajları süslemeye çalışıyorsunuz.

    Buna samimiyetsizlik derler. İman, İsa MESİH’in sözlerini papağan gibi tekrarlamak değil, yaşamaktır.

    ‘Kutsallıkla ilgili yazımı okuyun’ deyip, yazdığım mesjın üzerine aynı başlıkta mesaj asacak, sonra da ‘Bu size yazılmadı’ diyeceksiziniz. Tabi siz ‘Yalancı’ olmadığınıza göre, ‘Ahmak’ ben oluyorum. Diğer forumdan atılmam da benzer bir mevzû üzerine olmuş, suçlandığım bir yazıya gösterdiğim tepki üzerine ‘İçine kötü ruh girmiş’ diyerek beni kovmuşlardı. Engizisyon mahkemeleri bitti sanırdım ama, mantığı aynen devam ediyor.

    İsterdim ki, dövecekseniz de, seveceksenizde beni anlayarak yapın. Fakat siz yazılanları irdelemek ve anlamaktan çok, kafanızda bir biçimde oluşmuş standart ölçüye uyanları destekliyor, uymayanları ‘Tu-kaka’ ilan ediyorsunuz. Biribirinizi koruma telaşınız Kutsal kitap’ı koruma arzunuzdan çok daha fazla.

    Ben hiç kimseye hakâret etmedim. Yazdıklarım, bahsettiklerim başka şeylerdi. İnsan hem egosunun peşine düşüp, hem de başkalarına bundan sakınmalarını isterse burada bir saminmiyetsizlik yatar. Yazdığım budur. Yanılıyorsam neden yanıldığımı anlatın. Beni suçlayarak; ‘Oradan kovuldun, buraya geldin’ diye aşağılayarak ne elde edeceksiniz ? İncinen egonuzu rahatlatırsınız da, bu yaptıkalrınızla İsa MESİH’i menun edermisiniz onu bilemem.

    Adâlet olmadan sevgi olmaz.

    Buradan KOVULMAM da yakın görünüyor.

    ‘Doğru söyleyen dokuz köyden kovulur.’ derler.

    Diyen boşuna dememiş demek ki…!

    MÜHİM NOT. Diğer foruma ‘Harâmi’ müstearı ile kayıt oldum. Sebebi, bir atesit forumda beni ‘Misyoner’ ilan ederek ‘Kuzu postuna bürünmüş kurt/Hain/Alçak’ diye üzerime saldırmışlar, bunu yapan da forum yönetimince, taltif edilmişti. Muhtemelen Hristiyanforum da ve burada Â’raf adıyla yazdığımı da biliyorlardı. ‘Misyoner ait olduğu yere dönmüş’ gibi bir vehim oluşmasın diye ‘Harâmi’ adıyla kayıt oldum. Olur olmaz da önceden Â’raf’ müstearı ile kayıt olduğumu yöneticilere attığım özel mesajla belirttim. Hiç kimseye karşı riyakâr davranmadım.

    Bulunduğum ortamda sevincimi paylaşacağım, üzüntümde derdimi anlatıp ferhlayacağım tanıdığım bir iman kardeşim yok. Bunu iki Hristiyan forum aracılığı ile yapmaya çalışıyordum. Ama gördüm ki kendi yalnızlığım, sizlerin desteğinden çok daha anlamlı ve faydalı.

    Siz hizmet etmiyor, ‘Hristiyancılık’ oynuyorsunuz.

    Sevgili Araf

    Burda kim hakli kim haksiz yarisina girmeden varsa eksiklerimizi ve dogrularimizi karsilikli olarak birbirimizden ögrenecegiz. Polemik ve tartisma ve kan davasina dönüsmeden.. Onun icin yaziniza pasaj pasaj cevap vereyim ki birbirimizi daha iyi anlayalim.

    Â’raf;14450 wrote:
    Benim içim ne ise, yazdıklarım da odur.

    Bu başlığa epey mesaj astım. Orada yazdığım hususlara değinmek ve sorularıma cevap vermek yerine, doğrudan beni suçlmaya çalışmanız gerçekten ilginç.

    Yazdiklariniza Kemal Abimiz cevap vermistir. Ekliyecek birseyim yoktur. Yazilanlari anlamaya calismak yerine kisilere yüklenmenizi anlayamiyorum. Gercekten cevaplarini merak ettiginiz sorulariniz var ise soru panosuna yönelterek cevap arayabilirsiniz.

    Â’raf;14450 wrote:
    Diğer forum da karşılaştığım haksızlıkların gerekçelerini teferrutalı biçimde anlatan bir mesaj asmayı düşündüm. Fakat, ‘Mahkumun kötüsü gardiyana dert yanar’ hesabı olmasın diye vaz geçtim.

    Eminiz ki size haksizlik yapilmistir. Bu konuda sizi sonuna kadar desteklerim. Bu konuda hesap vermenize gerek yoktur. Sizi yeteri kadar taniyor ve seviyoruz.

    Â’raf;14450 wrote:
    Yazdıkalarımı hiç okumuyor, ya da önemsemiyorsunuz.

    Burada beni yargilamissiniz ama önemli degil. Inanin bu forumda en cok yazisini okudugum ve önemsedigim kisiler arasindasiniz.

    Â’raf;14450 wrote:
    Bana kutsal kitap’ı önerirken, siz kişileri savunma telâşına düşüyor; her gün ‘Tanrı sevgidir’ sözünü dilinizden düşürmezken, diğer forum da karşılaştığım ve pek te adilâne olmayan uygulamayı başıma kakıp ‘Diğer forumdan atılınca buraya geldin’ diyerek aklınız sıra beni aşağılıyorsunuz.

    Sizi asagilamaktansa asagilanmayi ve kücük düsürülmeyi yeglerim. Bunu tüm samimiyetimle söylüyorum. Benim sizin diger forumdan atilip yine buraya geldin cümlemden kastim sizin cok cabuk alinip küsen bir yapiya sahip oldugunuzu vurgulamamdi. Bu cümlemden dolayi size karsi kusur ettiysem affimi dilerim.

    [quote=Â’raf;14450

    Buna samimiyetsizlik derler. İman, İsa MESİH’in sözlerini papağan gibi tekrarlamak değil, yaşamaktır.
    [/quote]

    Inanin size karsi samimiyetsizligim olmamistir olamazda.
    Ikinci cümlenize de yürekten katildigimi belirtmek isterim.

    Â’raf;14450 wrote:

    ‘Kutsallıkla ilgili yazımı okuyun’ deyip, yazdığım mesjın üzerine aynı başlıkta mesaj asacak, sonra da ‘Bu size yazılmadı’ diyeceksiziniz. Tabi siz ‘Yalancı’ olmadığınıza göre, ‘Ahmak’ ben oluyorum. Diğer forumdan atılmam da benzer bir mevzû üzerine olmuş, suçlandığım bir yazıya gösterdiğim tepki üzerine ‘İçine kötü ruh girmiş’ diyerek beni kovmuşlardı. Engizisyon mahkemeleri bitti sanırdım ama, mantığı aynen devam ediyor.

    Sevgili Araf, ortada ne bir yalanci ne de bir ahmak vardir. Lütfen.. Bizler Rab’bin cocuklari olarak cagrilmaya adayiz, öyleyiz de. Bu tür sifatlari kullanmayalim. Sizi yargilamislar diye neden olaylari engisizyonlara bagliyorsunuz? Lütfen Rab’bin kulu kavgaci olmamali, tersine alcakgönüllü ve yumusak huylu olmalidir.

    Â’raf;14450 wrote:
    İsterdim ki, dövecekseniz de, seveceksenizde beni anlayarak yapın. Fakat siz yazılanları irdelemek ve anlamaktan çok, kafanızda bir biçimde oluşmuş standart ölçüye uyanları destekliyor, uymayanları ‘Tu-kaka’ ilan ediyorsunuz. Biribirinizi koruma telaşınız Kutsal kitap’ı koruma arzunuzdan çok daha fazla.

    Sizi anliyoruz, sizi seviyoruz ama sizi asla dövmeyiz. Bu bizden uzak olsun. Bu yazinizda da beni veya bizleri yargilamissiniz. Kimseyi korumak amacli yazmiyorum. Kutsal Kitap’a uygun yazan herkesi alkislarim, uymayani uyaririm. Bunda ayrim yapmam. Cok kere sizi öven mesajlarim da oldu. Lütfen sayin Araf.. biraz düsünerek ve sakince yaziniz.

    Â’raf;14450 wrote:
    Ben hiç kimseye hakâret etmedim. Yazdıklarım, bahsettiklerim başka şeylerdi. İnsan hem egosunun peşine düşüp, hem de başkalarına bundan sakınmalarını isterse burada bir saminmiyetsizlik yatar. Yazdığım budur. Yanılıyorsam neden yanıldığımı anlatın. Beni suçlayarak; ‘Oradan kovuldun, buraya geldin’ diye aşağılayarak ne elde edeceksiniz ? İncinen egonuzu rahatlatırsınız da, bu yaptıkalrınızla İsa MESİH’i menun edermisiniz onu bilemem.

    Bakiniz sayin Araf, ne sizi asagilamak icin o ifadeyi kullandim ne de egomu tatmin etmek icin. Sürekli suclayip yargiliyorsunuz. Yine de eger sizi kirdiysam sizden Rab Isa Mesih ve forumdaki kardeslerimin huzurunda özür diliyorum.

    Â’raf;14450 wrote:
    Adâlet olmadan sevgi olmaz.

    Buradan KOVULMAM da yakın görünüyor.

    ‘Doğru söyleyen dokuz köyden kovulur.’ derler.

    Diyen boşuna dememiş demek ki…!

    Sevgili Araf durun hele! Kim sizi kovuyor? O ne demek?

    Sizi kovmayiz basimizin üstünde yeriniz var. Fakat yanlislariniz oldugu zaman da düzeltmemize izin verin. Madem ki dogru söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar diyorsaniz.

    Â’raf;14450 wrote:
    Bulunduğum ortamda sevincimi paylaşacağım, üzüntümde derdimi anlatıp ferhlayacağım tanıdığım bir iman kardeşim yok. Bunu iki Hristiyan forum aracılığı ile yapmaya çalışıyordum. Ama gördüm ki kendi yalnızlığım, sizlerin desteğinden çok daha anlamlı ve faydalı.

    Sevgili Araf kardesim

    Bizleri affedin. Eger size yakinlik gösteremediysek, yazdiklarimizla size destek olup yanlizliginizi gideremediysek lütfen bagislayin. Ama bu forumda size her zaman destek verildigini iyi biliyorum. Lütfen burada kalmaya ve ögrenmeye ve ögretmeye devam edin.

    Â’raf;14450 wrote:
    Siz hizmet etmiyor, ‘Hristiyancılık’ oynuyorsunuz.

    Eger bu “siz” dediginiz ben isem kabul ama lütfen diger kardeslerime bunu söylemeyin. Rab bizleri hristiyancilik oynamaktan esirgesin. Amin.

    Rab’bin esenligi, lütfu ve merhameti kendisini sonsuz sevgiyle sevenlerle olsun.

15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 15)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.