Tanrı beni cezalandırıyor mu ?

  • Bu konu 5 izleyen ve 8 yanıt içeriyor.
9 yazı görüntüleniyor - 1 ile 9 arası (toplam 9)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27857
    Anonim
    Pasif
    #37261
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Saba Kızkardeşim,

    Ben bu adamın söylediklerine hiç katılmıyorum. Hatta, “İşte bu tür öğretilerden dolayı, birçok kilise üyelerinin ‘dünyalılardan’ hiçbir farkı yoktur” diyorum. Sevgi sözleriyle söylenmiş ‘Şeytanî Ayetler’ bence. “Yıkıl karşımdan, seni hiç tanımadım” sözlerini duyacak olanlardan biri bu adam veya böyle öğretenler. Tanrı kesinlikle çocuklarını disipline eder. Hem de, gerekirse, günah işlememize sebep olan parçayı veya uzvu kesip atmakla. Canın kurtuluşu için gerekirse bedeni Şeytan’a teslim eder. Hiç taviz vermez. Acı verse de asmayı budar. Rab’bimizin esenliği bizlerle olsun. Sonsuza dek.

    #37263
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Kutsal Yol Kardeşim.

    “Ben bu adamın söylediklerine hiç katılmıyorum. Hatta, “İşte bu tür öğretilerden dolayı, birçok kilise üyelerinin ‘dünyalılardan’ hiçbir farkı yoktur” diyorum.

    Diyorsun.
    Ben, pek anlayamadım senin dediğini.
    Anlatılan “Yaşanılan bir olumsuz luk,kötü bir durum,yada yaşanılan olumsuz bir şey’de düşünce olarak çoğu kez
    “Tanrı beni cezalandırıyormu”
    Sorusuna karşılık verilen cevap değil midir.?
    Tanrı’nın Kutsal olduğundan bahsediyor.İnsanın yaşadığı olumsuzluklar da, düşüncelerine saldıran ve yanlış şeyler empoze etmeye çalışanın Tanrı değilde, şeytandan kaynaklandığı anlatılıyor ve bunun neresinin yanlış olduğunu gerçekten anlamadım.
    Sevgili Kutsal Yol,paylaşımın neresinde” sevgi ile söylenmiş “Şeytanı ayetler” olduğunu vurguluyor.bunu açarmısın.
    Yazını okuyunca,yüklediğim, Video’yu 2 kez daha izledim ama bulamadım.!

    #37271
    Anonim
    Pasif

    Son günlerde kiliseleri kasıp kavuran, yılışık ve ılık, sahte öğretiler var. “İnsanız, düşeriz”, “Kimse mükemmel değildir”, “Kendi doğruluğunla mı kurtulmaya çalışıyorsun?”, “Şeriatçı”, “Yasa artık sona erdi”, “Sevecan Tanrı cezalandırmaz” vs. Vs. Her ne kadar bunlar ‘İncilden’ görünse de, ben bunlara ‘Şeytanî Ayetler’ diyorum, çünkü bunlar İncil’in çarptırılmasıdır. Herkesin benimle hemfikir olmasını beklemiyorum. Ama benim de görüşlerim var ve onları beyan ediyorum. Ama bunların, yani bu görüş farklılıklarının, çok ama çoook önemli olduğunu düşünüyorum ve üstüne gidecek ve da yozlaşmış kiliseleri arındıracak, elini masaya vurup taviz vermiyecek, Yeni Martin Luther’lere ihtiyacımız olduğuna inanır ve bu yönde dua ederim.

    Bu adamın söylediklerinin özeti şudur:

    “Tanrı hem iyi, hem kötü değildir. O sadece iyidir. Bu yüzden sizi cezalandırmaz.” Yani, cezalandıran bir Tanrı ‘Kötü’ olur.

    “Cezalandırmak, Kutsallığa aykırı olurdu.” Yani cezalandıran bir Tanrı, ‘Kutsal’ olamaz.

    “Hristiyan iseniz, günahlarınızın bedelini İsa ödemiştir. Hem İsa’yı ve hem de sizi cezalandırmak, Adaletli olmazdı.” Yani cezalandıran bir Tanrı, ‘Adaletsiz’ olur.

    “Tanrı sizi seviyor. Bu yüzden sizi asla cezalandırmaz.” Yani cezalandırmak, ‘Sevgi’ karşıtıdır.

    “Tanrı seni cezalandırıyor fısıltısı Şeytan’dandır ve seni Tanrı’dan uzaklaştırma amaçlıdır.” Yani böyle bir düşünceyi hemen reddet, asla kabul etme.

    Şimdi, hangi söylemlerin Şeytan’dan, hangilerinin Rab’den olduğuna bir bakalım:

    Korintlilere yazılan mektupta, babasının karısı ile yatan kişinin cezalandırılmamasından dolayı, Pavlus tüm kiliseyi azarlıyor: “Siz hala böbürleniyorsunuz! Oysa yas tutup, bu işi yapanı aranızdan atmanız gerekmezmiydi? …… Rab’bimiz İsa Mesih’in gücüyle toplandığınız zaman, bedenin yok olması için, bu adamı Şeytan’a teslim edin ki, Rab İsa’nın gününde ruhu kurtulabilsin” (1.Kor.5:2-5). Yani, ‘Belki aklı başına gelir’ düşüncesiyle, onu Şeytan’a teslim edin. Her türlü acı ve kötülüğe maruz kalsın (Eyüp’e olan gibi). Belki çektiği cefalardan dolayı Tövbe eder ve canını (ruhunu) kurtarır. Bu yukarıdaki olay, biz dünyada iken (cennet veya cehennemde değil) Tanrı’nın bizlerle ilişkisinin perde arkasıdır. Rab, kurtarmak için, her zaman ve hiç tereddütsüz, her türlü cezayı verir. Hayat tecrübelerimiz de buna şahittir. “Tanrı bunu yapmaz” demek, Tanrı’nın bize vermekte olduğu mesajı saptırmak demektir.

    “Gerçeği öğrenip benimsedikten sonra, bile bile günah işlemeye devam edersek, günahlar için artık kurban kalmaz; geriye sadece yargının dehşetli beklenişi ve düşmanları yiyip bitirecek kızgın ateş kalır. Musa’nın Yasa’sını hiçe sayan, iki yada üç tanığın sözüyle acımasızca öldürülür. Eğer bir kimse, Tanrı Oğlu’nu ayaklar altına alır, kendisini kutsal kılan antlaşma kanını bayağı sayar ve lütufkar Ruh’a hakaret ederse, bundan ne kadar daha ağır bir cezaya layık görülecek sanırsınız? Çünkü ‘Öç benimdir, karşılığını ben vereceğim’ ve yine, ‘Rab halkını yargılayacak’ diyeni tanıyoruz. Diri Tanrı’nın eline düşmek korkunç bir şeydir” (İbran.10:26-31).

    Rab halkını niye yargılayacak? Gıdıklasın diye mi? Hani bizler için Mesih yargılanmıştı? Hani gereken bütün ceza ona verilmişti? Biz niye böyle, bu kadar şiddetle uyarılıyoruz? Musa’nın yasasını çiğneyen ACIMASIZCA öldürülürken, iman etmiş olup da günah işleyenlerin cezası NE KADAR DAHA AĞIR olacağı söyleniyor. Diri Tanrı’nın eline düşmek KORKUNÇ BİR ŞEYDİR deniliyor. Günah işlemek, “Mesih’i ayaklar altına almak, bizleri kutsal kılan kanı aşağılamak ve Kutsal Ruh’a hakaret” sayılır. “Düşmanları yiyip bitirecek kızgın ateş” diyor Rab. Yani, artık senin için hiçbir Kurban kalmadığı gibi, sen ne evlat, ne dostsun. Sen artık, İsa’yı aşağılayan bir Düşmansın.“Tanrı sevecandır, cezalandırmaz” sözleri, ne kadar Şeytanî imiş meğer. Böyle öğretenler Tanrı gazabından nasıl kurtulacaklar?

    Matta 5:27’de ZİNA’dan bahsederken, kadına şehvetle bakmanın bile kişiyi cehennemlik kılacağını göstermek için, “Eğer sağ gözün günah işlemene sebep olursa, onu çıkar ve at” diyor Rab. Yani, hiç taviz yok. Cennete gitmek için, bedensel uzuvlarının bile yok olması bir hiç sayılır. ‘Öl ama günah işleme’. Bunu sen yapmazsan, ben yaparım diyor Tanrı. İngiltere’de Zina’dan vaz geçemeyen bir pastörün, daha genç iken, bir anda cinsel gücünün tamamen yok olduğunu biliyorum. Yani, birçok uyarıdan sonra, TANRI KESTİ ATTI. “Tanrı Sevgidir, cezalandırmaz” yalanı yerine, “Tanrı ‘Sevgi’ olduğu için ve da ‘Adaletli’ olduğu için ve da ‘Kutsal’ olduğu için ve da ‘İyi’ olduğu için cezalandırır” demek Kutsal Kitab’a daha uygundur. Tanrı sevdiklerini cezalandırır, disiplin eder, gerektiğinde asmayı budar ve bundan hiç ama hiç taviz vermez.

    Mark Driscoll denen bu adamın, başka videolarını da izledim (İngilizce). Bugünlerde, birçok sahte öğreti ve sahte öğretmenler türedi. Bunlar ‘Işık Meleği’ gibi görünerek, İncil’den sözlerle, inananları bile aldatıyorlar. Hararetli konuşmayı, ‘Kutsal Ruh’la dolu olmaktan dolayı’ yalanıyla birbirleriyle rekabete girmiş durumdadırlar. Herkesin ‘Cesurca ve yürekten bir vaaz verdi’ demelerini bekliyorlar. Bu adam, bir videoda Masturbasyonun doğru ve doğal olduğunu söylüyor, evli çiftlerin bile birbirlerine masturbasyon yapmalarını iyi ve doğru buluyor ve bu şekildeki cinsellik üzerine diğer videolarında da, çok açık ve kaba sözler ve tarifler kullanıyor. Koyu bir Kalvinist olduğu için de, mesajları hep Kalvinizim düşüncesine uygun oluyor (ben şahsen, Kalvinizm’in 5 doktrinin de çok yanlış olduğunu düşünüyorum).

    Yani, “Tanrı sevgidir, cezalandırmaz” diyen bu adam, aslında yeni doğmuş bebeklerin bile, cayır cayır cehennemde yanacağına ve bunu hak ettiklerine inanır (Kalvinizim). Tek sebep: Bu bebeklerin ‘Seçilmişler’den olmayışları. Yine bir başka videosunda, “Hepimiz günahkarız, hepimiz günah işliyoruz, günah işemiyorum diyen, yalan söylüyor, diğerlerinden farkımız, sadece seçilmiş olup Tanrı lütfuynan kurtulmuş olmamızdır ” diyor.

    Yuh olsun böyle bir Müjde’ye. Müjde bu ise, ben bilmek istemiyorum. Yani, benim diğerlerinden hiçbir farkım yok, öyle mi? Ben de onlar gibi günah işliyorum ama tek farkımız benim için İsa öldü, onlar için ölmedi (Bu da başka bir Kalvinist doktrini). Öyle mi?

    Tanrı boş yere mi “Mükemmel olun” diyor. Pavlus, “Davranışımın ne denli KUTSAL, ADİL ve KUSURSUZ olduğuna siz tanıksınız, Tanrı da buna tanıktır” derken yalan mı söylüyor (1. Sel.2:10). Ya da “Kendimde HİÇBİR KUSUR görmüyorum” dediğinde (1. Kor.4:4). Başka yerlerde, “Beni örnek alın” diyor, Tanrı’nın isteği “Kutsal olmanız” diyor. Rab’bin gelişinde ‘EKSİKSİZ ve KUSURSUZ’ olmamızı buyuruyor. Bu ve buna benzer yüzlerce ayet varken, bu adam bizlere tam tersini öğretiyor, neredeyse günaha davet çıkarıyor.

    Tanrı kilisesini korusun. Ama olduğu gibi değil. Bir kez daha sallasın, bir kez daha sarssın. Sahteler dökülsün. Mangalda kül bırakmıyan bu adamların, imanları ateşle sınansın. Kiralık çobanlar tüysün. Üç tane kalacaksa, üç tane kalsın. Ama Rab gibi insanlar kalsın. Pavlus gibi insanlar kalsın. Ancak o zaman Yavrular, bakıp da, “İşte hakikî kilise bu imiş” desin. Amin.

    #37272
    Anonim
    Pasif

    Mark Driscoll’un tüm vaazlarını dinlemedim ama onun için kötü bir vaiz demem adaletsizlik olur. Zor zamanlarımızda, bunalıma girdiğimizde, işler yolunda gitmediğinde bazıları, Tanrı’nın onları cezalandırdığını düşünür. Bu İblis’in Tv vaizleri tarafından ortaya atılmış “Refah Müjdesi” (İng. Prosperity Gospel) doktrinidir. Biz imanlıysak, hiçbir kötü şey kapımızı çalmayacak gibi, yanlış bir öğretidir.

    Günahsız Mükemmellik (Sinless Perfection) öğretisi, John Wesley tarafından başlatılan bir akımın öğretisidir. Kutsal Ruh’la başla, sonra benlikle bitir gibi bir şeydir. Bu öğretiş, Galatyalılar Mektubu’nda açıkça çürütülüyor. Bir insan mükemmel olmadığı için Tanrı ona acı çektirmez, bu İncil’den olan bir öğretiş değildir. Değerli Kutsal Yol abim, 1.Korintlilerden ayet verdiniz ancak, o mektubun ilk ayetleri çok ilginçtir: “Mesih İsa’da kutsal kılınmış, kutsal olmaya çağrılmış olan sizlere ve hepimizin Rabbi İsa Mesih’in adını her yerde anan herkese Babamız Tanrı’dan ve Rab İsa Mesih’ten lütuf ve esenlik olsun.” (1.Kor. 1:2-3). Günahı olan Korint kilisesine Pavlus KUTSAL KILINMIŞ kişiler diye sesleniyor. Biz kendi çabamızla kutsal kılınmayız, bu Hristiyanlık dışı bir öğretidir. Bu öğreti Roma Katolik kilisesi, Yehova’nın Şahitleri, Mormonizm öğretisidir. Ancak bu, “evde otur, ye iç keyfine bak…ne de olsa kurtuldun” demek değildir kesinlikle! “Öyleyse ne diyelim? Lütuf çoğalsın diye günah işlemeye devam mı edelim? Kesinlikle hayır! Günah karşısında ölmüş olan bizler artık nasıl günah içinde yaşarız?” (Romalılar 6:1-2). Pavlus adeta sesini yükseltiyor! Kesinlikle HAYIR diyor! Biz günah karşısında öldük, özgür kılındık. Bir zamanlar tutsaklardık, ancak şimdi özgürüz.

    Verdiğiniz İbraniler 10:26-31 ayetleri kontekst dışı verilmiştir. Orada bahsedilen şey, tövbesiz yürekten gelen cezadır. Rab’bimizin ‘Tohum Benzetmesini’ unutmamakta fayda var. Burada bahsedilen kişiler, iyi toprak olmayan kişilerdir. Çünkü iyi toprak 30, 60, 100 kat ürün verir.

    Ayrıca, Yakup’un şu sözlerini de göz önünde bulundurmak gerekiyor: “Kardeşlerim, biz öğretmenlerin daha titiz bir yargılamadan geçeceğini biliyorsunuz; bu nedenle çoğunuz öğretmen olmayın. Çünkü hepimiz çok hata yaparız. Sözleriyle hata yapmayan kimse, bütün bedenini de dizginleyebilen yetkin bir kişidir.” (Yakup 3:1-2). Burada hepimiz demekle, Hristiyanları kastediyor. Driscoll’un da bahsettiği durum bu durumdur. Şeytan günaha düşmüş bir kardeşin kulağına yalanları fısıldar. “Günah işledin, imanlı falan değilsin. Tanrı’yı hak etmiyorsun. O merhamet etmez. Tövben işe yaramaz,” gibi sözlerle kişiyi Tanrı’dan uzak tutmaya çalışır. Ancak Tanrı merhametlidir.

    Sakın söylediklerim çarpıtılmasın, “günah işleyin sonra bir tövbe edin olur biter” demiyorum. Böyle dersem Tanrı sözünü çarpıtmış olurum. Ancak mükemmellik öğretisinin de pek doğru olmadığını söylemek istiyorum çünkü: “Günahımız yok dersek, kendimizi aldatırız, içimizde gerçek olmaz.” (1.Yuhanna 1:8). Evet, kendi gözümüzde biz çok kutsal ve kusursuz görünebiliriz. Ancak elçi Pavlus bu konuya da değiniyor: “Kendimde bir kusur görmüyorum. Ama bu beni aklamaz. Beni yargılayan Rab’dir.” (1.Korintliler 4:4). Biz kendi gözümüzle “Rab gibi kutsal” görünebiliriz, ancak bizi biz yargılamayacağız. Bizi yargılayan Tanrı’dır.

    Sonuç olarak sürekli kendimizi sınamalıyız. “Ben mükemmel oldum” demek yerine, Pavlus’un söylediği sözü yerine getirmeliyiz: “İman yolunda olup olmadığınızı anlamak için kendinizi sınayıp yoklayın.” (2.Korintliler 13:5). Kutsallığa gayret etmek, kutsal olmaya çalışmak benliğe dayanırsa, vay bizim halimize! Biz kendimizi kutsal yapmayız, Tanrı’nın içimize koyduğu ruh bunu bizim içimizde yapar. Filipililer 2:13 ayeti şöyle der: “Çünkü kendisini hoşnut edeni hem istemeniz hem de yapmanız için sizde etkin olan Tanrı’dır.” Tanrı bizim içimizdedir, bizde etkin olan O’dur. Düşmüş bir bedende yaşıyoruz, ancak o gün iblis için Kıyamet, bizler için ise Kurtuluş günü olacak. Şimdiden hepimiz kurtulduk. Günahımız varsa bunu açıkça Tanrı’ya getirmeli, bundan çekinmemeliyiz. Çünkü, “Ama günahlarımızı itiraf edersek, güvenilir ve adil olan Tanrı günahlarımızı bağışlayıp bizi her kötülükten arındıracaktır.” (1.Yuhanna 1:9).

    Tanrı’nın içimize koyduğu Ruh’u bizi her kötülükten arındırsın, bizim yanlışlarımızı bize göstersin ki, tövbe edip Rab’de olgunlaşalım. Amin!

    Sevgiler.

    #37278
    Anonim
    Pasif

    Sizin tercüme ettiğinizi bilmiyordum. Bu nick’iniz ile sizi tanımıyordum. Ama “Bunu yapan mutlaka bir Kalvinist’tir” diye düşünmüştüm. Doğru çıktı. Çevirdiğiniz diğer videolara da baktım. Onlar da öyle. Rab’be hizmet yerine, Kalvin’e hizmet ediyor. Rab’be imansızları kazanmak yerine, imanlıları Kalvinizme kazandırmak gayreti içeriyor. Verdiğiniz cevapların tümü de, ezberlenmiş, klasikleşmiş Kalvinist cevapları. John Piper veya James White ne derse ‘o’.

    Tam bir tarikat. Yahova Şahitleri veya Yedi Gün Adventislerinden hiçbir farkı yok. Hatta daha da kötü. Merkezde üretilen bilgiler, herkese dağıtılıyor. İbraniler 10. bölümden bahsedilirse cavabı budur, İbraniler 6. bölümün cevabı budur, Matta 23:37’nin cevabı ise budur. Tüm Kutsal Kitap’ı değiştirdiniz. Yerine Kalvin Bible’ı koydunuz. Yahova Şahitleri, hatta Müslümanlar bile bunu yapmadı. Wesley’i ve Charles Finney’i küçültecek, önemsizleştirecek ama Spurgeon’u göklere çıkaracaksınız. Ben Pavlus’tan, ben Apollos’tan yanayım diyerek kiliseyi böleceksiniz. King James Bible ile alay edeceksiniz ve fabrikadan çıkmış gibi, her bir Kalvinist, dünyanın herhangi bir yerinde, her konuda tamamen ayni düşüneceksiniz. Bu tarikat değil de nedir. Hangi kitaplar okunacak, hangi yazar ve düşünürler reddedilecek, hangi videolar izlenecek; hepsi tarikatın içerisinde var.

    Senden öncekilerinin de yaptıkları gibi (üstelik ayni sözlerle ve ayni sırayla: önce Wesley, sonra 1.Yu.1:8), bu ayeti okuyup anladığını iddia ediyorsun da 1. Yuhanna’nın tümündeki en az 20 tane, senin söylediğinin tam zıddını söyleyen ayetleri okumuyormusun?

    Niye insanların günah işlemesi için çanak tutanları asıyorsun buraya. “Hepsini görmedim” diyorsun. Şimdi ben, bütün vaazlerimi, “İnsanız düşeriz. Kendi doğruluğumuzla kurtulacak değiliz ya. Ruhta başlattığını, benlikte bitirmeye çalışmaktır bu. Davud bile günah işledi. Prodigal Son (evden ayrılan oğul) bile parasını fahişelerle yedi ama geri kabul edildi. Masturbasyon normaldir” gibi vaazlar verirsem, Rab’be mi hizmet ediyorum? “KUTSAL OLMAYA GAYRET EDİN” diyen Rab’be ters düşmüyor mu böyle bir öğreti sence?

    Bütün Kutsal Kitab’ı yozlaştırdığınız için, sizle tartışmak, bütün Kitab’ın 3-5 misli büyüklüğünde yazı asmak icap edecek buraya. Burası da böyle bir şeye müsait değil. Yazsam bile kimse o kadar yazıyı okumayacak ama başkalarının kandırılmasına da sessiz kalmıyacağım.

    #37279
    Anonim
    Pasif

    Pavlus’un Korintlilere İkinci Mektubu/7. Bolum

    10Tanrı’nın isteğiyle çekilen acı, kişiyi, kurtuluşla sonuçlanan ve pişmanlık vermeyen tövbeye götürür. Dünyanın acılarıysa ölüm getirir. 11Bakın bu acılar, Tanrı’nın isteğiyle çektiğiniz bu acılar sizde ne büyük bir ciddiyet, paklanmak için ne büyük bir istek yarattı!

    Buna ister cezalandırma , istersenizde terbiye etme deyin ama Tanrı’nın, yaptıkları hatalardan ve yanlışlarından dondurmek için insanların hayatında etkin olduğunu dusunuyorum. Bu etkinliğe yaptığımız hataların sonucu çektiğimiz acılarda dahil…

    #37284
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Kutsal Yol abi.

    İlk önce, bu videoyu ben çevirmedim. Bu video kanalının sahibi başka bir kişidir (o kişiyi de şahsen tanımıyorum). Ancak verdiğim ayetlere cevap vermediğinizi görmek beni şaşırttı. Ben o ayetlere zıt olanlarını değil (ki yoktur zaten), onların açıklamasını sizden almak isterdim ki, hatalıysam fikrim değişsin. Kalvinizm konusuna gelince, evet ben bir Kalvinist’im. Ancak forumu (en azından bu konuyu) bunu tartışmak için kullanmayacağım.
    Umarım öfkelenmek yerine yerine, verdiğim ayetleri dürüst bir şekilde, referans kullanarak cevaplarsınız.

    Esenlikle.

    #37285
    Anonim
    Pasif

    MATTA
    BÖLÜM 22

    Düğün Şöleni Benzetmesi

    (Luk.14:15-24)

    1-2 İsa söz alıp onlara yine benzetmelerle şöyle seslendi: “Göklerin Egemenliği, oğlu için düğün şöleni hazırlayan bir krala benzer.

    3 Kral şölene davet ettiklerini çağırmak üzere kölelerini gönderdi, ama davetliler gelmek istemedi.

    4 Kral yine başka kölelerini gönderirken onlara dedi ki, `Davetlilere şunu söyleyin: Bakın, ben ziyafetimi hazırladım. Sığırlarım, besili hayvanlarım kesildi. Her şey hazır, buyrun şölene!`

    5 Ama davetliler aldırmadılar. Biri tarlasına, biri ticaretine gitti.

    6 Öbürleri de kralın kölelerini yakalayıp hırpaladılar ve öldürdüler.

    7 Kral öfkelendi. Ordularını gönderip o katilleri yok etti, kentlerini ateşe verdi.

    8 Sonra kölelerine şöyle dedi: `Düğün şöleni hazır, ama çağırdıklarım buna layık değilmiş.

    9 Gidin yol kavşaklarına, kimi bulursanız düğüne çağırın.`(SADECE RAB ÖYLE DİLEDİ DİYE O KİŞİYİ TUT KOLUNDAN ÇEK GETİR, ZORLA GETİR DENMİYOR KALVİNİST GÖRÜŞÜN AKSİNE”)

    10 Böylece köleler yollara döküldü, iyi kötü kimi buldularsa, hepsini topladılar. Düğün yeri konuklarla doldu.

    11 Kral konukları görmeye geldiğinde, orada düğün giysisi giymemiş bir adam gördü. (BU YAŞAMIN SONUNA GELDİĞİNİZDE, ÖNEMLİ OLAN ŞEY ÜZERİNİZDE O ELBİSENİN, YANİ MESİH’İN KANIYLA AKLANMIŞ ELBİSENİN GİYİLİP GİYİLMEDİĞİDİR. BU NEDENLE İSA BEN GERÇEK ASMAYIM, BEN DE KALIN DEMİŞTİR. ONDA KALMAK DA, BİZİM DOĞRUYU BİLDİĞİMİZ HALDE, DOĞRU OLANA UYMAK VE BUNU EYLEMLERLE DE GÖSTERMEKLE OLUR. VE ASMA’DA KALDIĞINIZ SÜRECE ADINIZ ÜZERİNDE “KUTSAL”, “RAB’BİN ÇOCUĞU” ADLARI OLUR, YOKSA YAŞAM KİTABINDAN SİLİNİRSİNİZ)

    12 Ona, `Arkadaş, düğün giysisi giymeden buraya nasıl girdin?` diye sorunca, adamın dili tutuldu.

    13 O zaman kral, uşaklarına, `Şunun ellerini ayaklarını bağlayın, dışarıya, karanlığa atın!` dedi. `Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.`

    14 Çünkü çağrılanlar çok, ama seçilenler azdır. (BURDA DA GÖRÜLDÜĞÜ ÜZERE “SEÇİLMİŞLİK” ANLAYIŞI KALVİNİST DÜŞÜNCENİN AKSİNEDİR. TÜM BENZETMELERDE SON DURUMA BAKILIP KARAR VERİLİR, YANİ NE OLDUĞUMUZA BAKILIR. MESİH’İN AĞ BENZETMESİNDE OLDUĞU GİBİ, BALIKLAR ALINIR VE İYİ OLANLAR SEÇİLİR. KANDİLLİĞİNDE YAĞ OLAN AKILLI KIZLA, AKILSIZ KIZ BENZETMESİNDE Kİ GİBİ… AKILLI OLMAK KİMİN ELİNDE, İRADESİNDE? İNSANIN. SEÇMEK KİMİN İRADESİNDE, İNSANIN. AMA HERŞEYİ BİLMEK KİMİN YETENEĞİ, RAB TANRI’NIN. TANRI’NIN GELECEĞİ YA DA DAHA OLMADAN OLACAK ŞEYLERİ BİLMESİ, O’NUN SADECE ÖYLE İSTEDİĞİNDEN DOLAYI DEĞİLDİR, AMA BİLME, ÖNGÖREBİLME KABİLİYETİNDEN DOLAYIDIR, O TANRIDIR. ÇAĞIRILAN ÇOKTUR, RAB HERKES İÇİN ÖLMÜŞTÜR, SADECE SEÇİLENLER İÇİN DEĞİL! AMA O’NU “HER KİM” KABUL EDERSE VE O’NDA KALIRSA SEÇİLMİŞTİR.YUHANNA 11:25, YUHANNA 1:7, YUHANNA 6:40, LUKA 12:8, ROMALILAR 1:17, ROMALILAR 10:5, GALATYALILAR 3:11-12, YUHANNA 7:38, YUHANNA 12:46, YUHANNA 14:12,YUHANNA 17:20-21, MATTA 7:21, MATTA 7:24-26, MATTA 10:32 , MATTA 19:29, LUKA 7:35, LUKA 18:14 DAHA BİRÇOK AYETTE RAB İMAN EDEN HERKESE, KABUL EDEN HERKESE SESLENİYOR VE VAAT VERİYOR VE SEÇİYOR. BU AYETLER ÖNEMLİ, OKUYUNUZ. HİÇBİR YERİNDE RAB TANRI TARAFINDAN RASTGELE, KEYFİ BİR SEÇİLMİŞLİKTEN ÖTÜRÜ SEÇİLDİKLERİ YAZMIYOR AMA HERKESE SÖYLENİYOR. TANRININ VAADİ, LÜTFU HERKESEDİR. AMA DOĞRUYU KABUL EDEN HERKESE, İMAN EDEN HERKESE (İMAN DE KİŞİNİN SEÇİMİDİR) SONSUZ YAŞAM, YAŞAM AĞACINDAN YEME HAKKI, ÖZEL BİR AD’A VE TAC’A SAHİP OLMA VAATLERİ VERİLMİŞTİR. EĞER RAB ÖNCEDEN SEÇTİKLERİNİ BELİRLEMİŞ VE BİLİYORSA, BU GİBİ VAATLERİ İÇEREN, CESARETLENDİRİCİ VE İMRENDİRİCİ SÖZLERİ NEDEN SÖYLÜYOR VAHİY KİTABINDA? NEDEN BU GİBİ VAATLERi VERME İHTİYACI HİSSEDİYOR RAB, EĞER ZATEN ONLAR DOĞRUYU YAPMAK ÜZERE PROGRAMLANMIŞLAR, O ŞEKİLDE DÜNYAYA GÖNDERİLMİŞLER VE BELİRLENMİŞLERSE TAAA BAŞTAN, ONLAR DAHA DOĞMADAN ÖNCE? RAB NEDEN KOLLARINI AÇIP, DÖNENLERİ GÖRMEYİ ARZUYLA BEKLİYOR, NEDEN GÖKTE KURTULAN İÇİN, DAR YOL GÖREN VE O YOLA GİREN İÇİN SEVİNÇ DUYULUYOR? NEDEN? ÇÜNKÜ RAB’BİN SEÇME “PROSEDÜRÜ” SİZİN KALVİNİST ÖĞRETİŞİNDE OLDUĞU GİBİ KESİNLİKLE DEĞİLDİR DE ONDAN!… SİZE CEVAP VEREN ÇOK, AMA KUTSAL KİTAP ZATEN HER AYETİYLE CEVAP VERİYOR. KİMSE CEVAP VEREMEZ DURUMDA DEĞİL, NE DE SİZİN ÖĞRETİNİZ MÜKEMMEL VE KELAMLA UYUMLU. HAYIR, TAM TERSİDİR DURUM. AMA NE YAZIK Kİ SİZLER KÖR OLMAKTA ISRARCISINIZ. SADECE MATTA KİTABINI DİKKATLİ BİR ŞEKİLDE TEKRAR BAŞTAN OKUSANIZ , ÖZELLİKLE BENZETMELERİ, GERÇEĞİ ANLAMANIZI SAĞLAYACAKTIR. AMA NEDENSE RAB’BİN KENDİ SÖZLERİYLE VERDİĞİ BENZETMELERİ VE SÖZLERİ BİLE ANLAYAMIYORSUNUZ. HER GENÇ OLAN VE İMANLI OLAN TİMOTEOS GİBİ OLACAK DİYE BİR KURAL MI VAR? YA DA SİZ KENDİNİZDEN NASIL BU KADAR EMİN OLABİLİYORSUNUZ? KELAM SİZİ DESTEKLİYOR MU Kİ? HAYIR. O NEDENLE ALÇAKGÖNÜLLÜ OLUP, YETKİN BİLGİYE SAHİP OLMAYA ÇALIŞIN. BIRAKIN BAŞKALARI SİZE PAVLUS’UN SÖYLEDİĞİNİ SÖYLESİN. ÇÜNKÜ SİZ HENÜZ TİMOTEOS DEĞİLSİNİZ, VE KENDİ İNADINIZI ETTİĞİNİZ SÜRECE DE OLMANIZ DA MÜMKÜN OLMAYACAKTIR.)

    PAVLUS’UN mektubundan bir örnek vermek istiyorum. Burda Rab’bin hangi kritere göre seçim yaptığını okuyacaksınız. Bakın Pavlus imanlılara ne diyor;

    ROMALILAR 11. BÖLÜM

    Tanrı`nın Kendine Ayırdığı Kişiler (Tanrı nasıl ve neye göre ayırım yapar? cevabu bu ayetlerde)

    1 Öyleyse soruyorum: Tanrı kendi halkından yüz mü çevirdi? Kesinlikle hayır! Ben de İbrahim soyundan, Benyamin oymağından bir İsrailli`yim.

    2 Tanrı önceden bildiği kendi halkından yüz çevirmedi. Yoksa İlyas`la ilgili bölümde Kutsal Yazı`nın ne dediğini, İlyas`ın Tanrı`ya nasıl İsrail`den yakındığını bilmez misiniz?

    3 Ya Rab, senin peygamberlerini öldürdüler, senin sunaklarını yıktılar. Yalnız ben kaldım. Beni de öldürmeye çalışıyorlar.

    4 Tanrı`nın ona verdiği yanıt nedir? “Baal`ın* önünde diz çökmemiş yedi bin kişiyi kendime ayırdım.” -(Rab bir ayırma gerçekleştirmiş, ama kimleri seçmiştir; doğruyu seçenleri ayırmıştır)
    5 Aynı şekilde, şimdiki dönemde de Tanrı`nın lütfuyla seçilmiş küçük bir topluluk vardır. (Rab’bin bu çağda da yaptığı seçim “aynı şekilde” olmaktadır. Ama burda ki lütuf artık tüm ulusların o şekilde seçilmesidir. Sadece yahudiler değil ama kurtuluş artık tüm insanlar için sunulmuştur ve bu kurtuluş lütufla gerçekleşmiştir. Bahsedilen “Lütuf” da şudur: Rab’bin 2000 yıl önce gerçekleştirdiği şeyi aslında biz hiç haketmiyorken, Rab Çarmıhta Herkes için ölmeye, acı çekmeye, tüm günahları yüklenmeye ve aklamaya razı gelmiştir. Bu lütfu görüp, kabul edip, layık olmak, bağlı kalmak, doğruyu seçip, seçilmiş adlandırılmak ve öyle seçilmiş kalmak asıl meseledir.)

    6 Eğer bu, lütufla olmuşsa, iyi işlerle olmamış demektir. Yoksa lütuf artık lütuf olmaktan çıkar! (İyi işlerle Mesih’in sunduğu şekilde bir kurtuluşa asla sahip olamazdık, işte lütuf budur! Kimse de bunun aksini iddia etmiyor zaten. Ama kurtulduktan sonra, bağışlandıktan sonra eğer bir domuz gibi tekrar çamura dönmek istersen ve dönersen ne yazık ki o lütuf artık senin için geçerli olmayacaktır. Çünkü Rab’de, Lütufda, Asma’da kalmadın ve orda kalmayanlar da sonsuz ateşe atılırlar. Seçilmişliğin de bir anlamı yoktur artık. Çünkü o “SEÇİLMİŞLİĞİ” “BİZE BAHŞEDİLEN RAB TARAFINDAN “EVLAT” OLARAK ANILMA HAKKINI” KENDİ ELİMİZLE HİÇ ETMİŞ OLURUZ. AMA “GERÇEKTEN VE SAMİMİ BİR YÜREKLE EDİLMİŞ TÖVBE” YOLU HER ZAMAN AÇIKTIR.)

    7 Sonuç ne? İsrail aradığına kavuşamadı, seçilmiş olanlar ise kavuştular. Geriye kalanlarınsa yürekleri nasırlaştırıldı.

    (Burayı okurken Matta 23:37’yi de okumakta fayda var, neden İsraillilerin aradığına kavuşamadığını Rab İsa kendi sözleriyle açıklıyor.Yine o ayetleri okurken insan iradesinin ne kadar önemli ve belirleyici olduğunu görüyoruz bir kez daha. Ve yine aynı bölümde ki 4. ayeti okuyunuz, diğer uluslardan seçilenler de 4. ayette yazılı olan seçilme tanımıyla seçilmişlerdir. Bunlar , yani diğer uluslardan olan bu seçilmişler, Mesih’in Çarmıhta ki ölümüyle gerçekleşen ve herkese sunulmuş olan “Lütfu” görüp, kabul ve iman edip ve Rab’bin önünde alçakgönüllü bir şekilde diz çökmeye karar verip, bu yaşama ölmeye ama Mesih’te ki yeni yaşama geçmeye karar veren ve bu “Lütfu” isteyenlerdir. Yani yine aynı şekilde ama bu sefer diğer uluslardan olan ve Baal’a diz çökmek yerine, Rab’bin önünde diz çökmeyi kabul edenlerdir.Onlar bu nedenle “Seçilmiş” olarak adlandırılırlar.)

    8 Yazılmış olduğu gibi: “Tanrı onlara uyuşukluk ruhu verdi; Bugüne dek görmeyen gözler, duymayan kulaklar verdi.”

    (Bunun sebebi imansızlıklarıydı. Şunu hep hatırlamak gerek, Rab hiçbir şeyi sebepsiz, keyfi yapmaz, özellikle burada bahsedilen bir kişinin gerçek ruhsal “ölüm ve kalım” meselesinde. Rab Adil Tanrı olması sebebiyle bir kısım kimseyi “KEYFİ” bir şekilde cennete, bir kısmını da yine aynı “KEYFİYETLE” daha o kimseler doğmadan önce cehenneme gidecek olarak belirleyemez. Çünkü O Adil, Kutsal bir Tanrı’dır. Sorumsuz ve Keyfi davrana bir Tanrı değildir. Kalvinist öğreti de ki Tanrı, Kutsal Kitap ta ki Tanrı’dan çok uzaktır, alakası yoktur ama Kuran da ki Allah ile bu yönden çok benzerdir.)

    17-18 Ama zeytin ağacının bazı dalları kesildiyse ve sen yabanıl bir zeytin filiziyken onların yerine aşılanıp ağacın semiz köküne ortak oldunsa, o dallara karşı övünme. Eğer övünüyorsan, unutma ki, sen kökü taşımıyorsun, kök seni taşıyor. (aşılanma imkanını Rab’bin Lütfu ile (Mesih olarak gelip, çarmıhta günahlarımıza karşılık kendisini fidye olarak sunuşudur Rab’bin tüm insanlara sunduğu Lütfu“. Ve buradan da anlıyoruz ki kelamda bahsedilen ” Rab’bin Lütufu”, Kalvinist öğretişte ki Rab’bin keyfi olarak birilerini seçmesi ve o kişilere bu keyfilikle seçilmiş” adı verilmesi değidir, aman dikkat!). Rab ikinci gelişine dek bu “Lütuf Çağı“nı başlatmıştır. Çağ bitecek ve bu Lütfu görmeyenler, kabul etmeyenler, layık olmayanlar dışarı atılacaktır.)

    19 O zaman, “Ben aşılanayım diye dallar kesildi” diyeceksin. (NİÇİN KESİLDİKLERİ 20. AYETTEDİR)

    20 Doğru, onlar imansızlık yüzünden kesildiler. Sense imanla yerinde duruyorsun.

    (Kalvinist öğretişde ki yanlış “seçilmişlik” ile değil Böbürlenme, kork! ( Ne için kesilmişler, Rab’bin seçiminden dolayı mıymış? HAYIR, İMANSIZLIKLARI, İMAN ETMEYİŞLERİ, KABUL ETMEYİŞLERİ yüzündenmiş. Kalvinizm buna başka bir şey söyler, Rab onları imansız ettiği için der, ama öyle değildir. Rab kimseyi ayartmaz, kendisi ayartıcı değildir çünkü. Bakınız Yakup 1:13)

    21 Çünkü Tanrı asıl dalları esirgemediyse, seni de esirgemeyecektir.

    22 Onun için Tanrı`nın iyiliğini de sertliğini de gör. O, düşenlere karşı serttir; ama O`nun iyiliğine bağlı kalırsan, sana iyi davranır. Yoksa sen de kesilip atılırsın!

    23 İmansızlıkta direnmezlerse, İsrailliler de öz ağaca aşılanacaklar. Çünkü Tanrı`nın onları eski yerlerine aşılamaya gücü vardır.

    24 Eğer sen doğal yapısı yabanıl zeytin ağacından kesilip doğaya aykırı olarak cins zeytin ağacına aşılandınsa, asıl dalların öz zeytin ağacına aşılanacakları çok daha kesindir!

    HEZEKİEL 33.BÖLÜM

    11 Onlara de ki, `Varlığım hakkı için diyor Egemen RAB, ben kötü kişinin ölümünden sevinç duymam, ancak kötü kişinin kötü yollarından dönüp yaşamasından sevinç duyarım. Dönün! Kötü yollarınızdan dönün! Niçin ölesiniz, ey İsrail halkı! (Tanrı onları dönek olmaları için seçmişse ya da iyilere seçmemişse “ta baştan” (kalvinist görüşe göre) niçin burda Tanrı onlara dönmeleri için yalvarıyor? Demek ki Tanrı bizim doğru ve yanlışı yolu seçmemiz konusunda, müdahil olmuyor. Diğer türlü KUTSAL olmanın da bir anlamı olmazdı, ama kutsal olmak emek ister, FERAGAT ister. FERAGAT ETMENİN anlamı nedir, dolayısıyla KUTSAL olarak anılmanın ne manası anlamı olurdu? Rab boşuna mı “Çarmıhı yüklenin ve kendinizi reddedin dedi. Baştan seçilseydik, onları yapmanın bizim için bir zorluğu olur muydu, ya da Rab’bin bu ikazlarına ya da isteklerinze gerek olur muydu?)

    12 Sen, ey insanoğlu, halkına de ki, `Doğru kişi Tanrı`ya başkaldırırsa, doğruluğu onu kurtarmaz. Kötü kişi kötülüğünden döndüğü zaman kötülüğü yıkımına neden olmaz. Doğru kişi Tanrı`ya başkaldırırsa, doğruluğu yaşamasını sağlamaz.

    (Burada belirleyici olan husus, Rab’bin gözlediği şey nedir? Rab’bin seçimi mi? Yoksa kişinin seçimi ve tutumu mu? Tabi ki tutumu!)

    13 Doğru kişi için, `Kesinlikle yaşayacak desem ama o doğruluğuna güvenip de kötülük yapsa, yaptığı doğru işlerin hiçbiri anımsanmayacak. Yaptığı kötülükten ötürü ölecek.

    (Kalvinist görüşe göre, geri alınmaz seçilmişlik vardır, ama bu ayetlerde Rab’bin kendi sözleriyle bunun doğru olmadığını okuyoruz)

    14 Kötü kişiye, `Kesinlikle öleceksin desem (kalvinist görüşe göre, bu gibi kurtulacakların ya da kurtulmayacakların, Rab tarafından ta baştan, bu insanlar daha doğmadan önce KESİN olarak belirlenmesi görüşünü çürüten bir ayettir) , ama o günahından dönüp adil ve doğru olanı yapsa, (Kim doğru olanı yapıyor? Kim doğru olanı seçiyor, kim “YAŞAM”ı seçiyor?!)

    15 aldığı rehini geri verse, çaldığını ödese, yaşam veren kurallar uyarınca davranıp günah işlemese kesinlikle yaşayacak, ölmeyecektir. (Yani kalvinist görüşün iddiası olan kurtulacak ya da mahvolacakların listesi baştan ve daha sonradan da değiştirilemez şekilde Tanrı tarafından belirlendiği öğretisi bir HUREFEDİR!…BU GİBİ ÖĞRETİLER DE RAB’DEN DEĞİLDİR)

    16 İşlediği günahlardan hiçbiri ona karşı anımsanmayacaktır, adil ve doğru olanı yapmıştır; kesinlikle yaşayacaktır.

    17 Senin halkın, `Rab`bin yolu doğru değil diyor. Oysa doğru olmayan onların yolu.

    18 Doğru kişi doğruluğundan döner de kötülük yaparsa, yaptığı kötülüğün içinde ölecektir. (Bizim görevimiz de bizi kurtaran Mesih’e ve çağırıldığımız Lütuf armağınana layık bir yaşam sürmeye GAYRET ETMEMİZDİR. BİZDE GAYRET OLDUKÇA RAB BİZE O GÜCÜ VERECEKTİR, ÇÜNKÜ ASMADA KALMAYI SEÇERİZ. ASMADA OLURSAK PEK TABİ YAŞAM VE GÜÇ VEREN ÖZÜNDEN GÜÇ BULURUZ AMA KALMAZSAK, ASMADA OLMAZSAK ÖZE ORTAK OLAMADIĞIMIZ İÇİN (YANİ KUTSAL RUHA) GÜÇ DE BULAMAYIZ VE ÖLÜRÜZ, SAĞIRLAŞIRIZ, KÖR OLURUZ. İSRAİLİN BAŞINA GELEN DE BUYDU. BU SEBEPLE KÖR OLDULARİ SAĞIR OLDULAR. ONLARA GÖNDERİLEN UYARICILARI DİNLEMEMEK DE ISRAR ETTİLER, SONUNDA RAB BU İNAT SEBEBİYLE TAPINAĞINDAN AYRILDI. KUTSAL RUHU ONLARIN ARASINDAN AYRILDI. BU SEBEPLE RUHSAL ANLAMDA DAHA DA ÖLÜ OLDULAR. )

    19 Kötü kişi yaptığı kötülükten döner de adil ve doğru olanı yaparsa, yaptığı bu işlerle yaşayacaktır.

    20 Ey İsrail halkı, `Rab`bin yolu doğru değil diyorsun. Her birinizi kendi yoluna göre yargılayacağım.”

    İsrail ve imansız kişiler neden körleştir, sağırlaşır ve sonunda Rab tarafından da güçlendirilir, Yeşaya 59. Bölümde okuruz.

    Günah ve İtiraf

    BÖLÜM 59

    1 Bakın, RAB`bin eli kurtaramayacak kadar kısa, Kulağı duyamayacak kadar sağır değildir.

    2 Ama suçlarınız sizi Tanrınız`dan ayırdı. Günahlarınızdan ötürü O`nun yüzünü göremez, Sesinizi işittiremez oldunuz.

    3 Çünkü elleriniz kanla, Parmaklarınız suçla kirlendi. Dudaklarınız yalan söyledi, Diliniz kötülük mırıldanıyor.

    4 Adaletle dava açan, Davasını dürüstçe savunan yok. Boş laflara güveniyor, yalan söylüyorlar. Fesada gebe kalıp kötülük doğuruyorlar.

    5 Engerek yumurtaları üzerinde kuluçkaya yatıyor, Örümcek ağı dokuyorlar. Onların yumurtalarından yiyen ölür, Kırılan yumurtadan engerek yavrusu çıkar.

    6 Dokudukları ağdan giysi olmaz, Elleriyle yaptıklarıyla örtünemezler. Eylemleri kötü eylemlerdir, Elleri zorbalığın araçlarıdır.

    7 Ayakları kötülüğe koşar, Çekinmeden suçsuz kanı dökerler. Akılları fikirleri hep kötülükte, Şiddet ve yıkım var yollarında.

    8 Esenlik yolunu bilmezler, İzledikleri yolda adalet yoktur. Kendilerine çarpık yollar yaptılar, O yoldan gidenlerin hiçbiri esenlik nedir bilmez.

    9 Diyorlar ki, “Bu yüzden adalet bizden uzak, Doğruluk bize erişemiyor. Işık bekliyoruz, yalnız karanlık var; Parıltı bekliyor, koyu karanlıkta yürüyoruz.

    10 Kör gibi duvarı el yordamıyla arıyor, Yolumuzu bulmaya çalışıyoruz. Öğle vakti alaca karanlıktaymış gibi tökezliyoruz, Güçlüler arasında ölüler gibiyiz.

    11 Hepimiz ayı gibi homurdanıyor, Güvercin gibi inim inim inliyoruz. Adalet bekliyoruz, ortada yok; Kurtuluş bekliyoruz, bizden uzak.

    12 Çünkü sana çok kez başkaldırdık, Günahlarımız bize karşı tanıklık ediyor, İsyanlarımız hep yanıbaşımızda. Suçlarımızı kabul ediyoruz.

    13 Başkaldırıp RAB`bi yadsıdık, Tanrımız`ı izlemez olduk. Zorbalık, isyan dolu sözler söyledik, Yüreğimizde tasarladığımız yalanları mırıldandık.

    14 Adalet püskürtüldü, doğruluk bizden uzak duruyor. Çünkü gerçek, kent meydanında sendeleyip düştü, Dürüstlük aramıza giremez oldu.

    15 Hiçbir yerde gerçek yok, Kötülükten çekinen soyuluyor!” RAB olanları gördü ve adaletin yokluğuna üzüldü.

9 yazı görüntüleniyor - 1 ile 9 arası (toplam 9)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.