Pes etmeyelim

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25438
    Anonim
    Pasif

    PES ETMEYELİM

    İyilik yapmaktan usanmayalım. Cesaretimizi yitirmezsek, mevsiminde biçeriz.(Gal.6:9)

    Elçi Pavlus, iyilik yapmaktan usanmamamız için bizleri yüreklendirmektedir.
    Asla vazgeçmemeliyiz. Tanrı yılmayacak ve sonuna kadar sadık kalacak insanlar aramaktadır.
    Hayatımızın ve zihnimizin durumu ne kadar kötü görünürse görünsün, pes etmemeliyiz.

    Suların içinden geçerken seninle olacağım, Irmakların içinden geçerken su boyunu aşmayacak. Ateşin içinde yürürken yanmayacaksın, Alevler seni yakmayacak. (Yeş.43:2)

    Hayatımızda neyle yüzleşirseniz yüzleşin, neyle karşılaşırsanız karşılaşın, engelin içersinden geçip gitmeniz ve pes etmemeniz için Tanrı bizleri teşvik ediyor.
    Tanrı ruhsal gelişimimizi, bizim yanımızda olarak, bizleri güçlendirerek ve zor anlarımızda durmaksızın devam edebilmemiz için bizleri yönlendiriyor.
    Elbette vazgeçmek çok kolaydır. Ama ateşin içerisinden geçip gidebilmek se iman gerektirir.
    Kuşku ve korku ile kuşatıldıgımızda bile cesaretle ‘’ Asla pes etmeyecegim! Tanrı benden yana, O beni seviyor ve bana yardım ediyor!’’ diyebilmeliyiz.
    Tanrı bizlerin içimizde çalışmaktadır. Düşüncelerimizin kontrolünü eline alması için, O’na izin vermeliyiz.
    O’nunla olan işbirligimizi sürdürmeli ve asla pes etmemeliyiz.
    Düşünceyi yenilemek zaman alan bir süreçtir.
    Tanrı’nın düşündüğü gibi düşünmeyi seçersek, dogru yolda ilerlemiş oluruz.

    Horev’den Seir Dağı yoluyla Kadeş-Barnea’ya gitmek on bir gün sürer. (Yas.Tek.1:2)

    Musa vaad edilen topyaklara onbir günde gidilecegini söylemekte.
    Buna ragmen oraya ulaşmaları kırk yıllarını almıştır.

    “Tanrımız RAB Horev’de bize, ‘Bu dağda yeteri kadar kaldınız’ dedi, ‘Haydi kalkın, Arava’da, Dağlık Bölge’de, Şefela’da, Negev’de ve Akdeniz kıyısında yaşayan bütün komşu halklara, Amorlular’ın dağlık bölgesine, büyük Fırat Irmağı’na kadar uzanan Kenanlılar ülkesine ve Lübnan’a gidin. Bu toprakları size verdim. Gidin, atalarınıza, İbrahim’e, İshak’a, Yakup’a ve soylarına ant içerek söz verdiğim toprakları mülk edinin.'” (Yas.Tek.1:6-8)

    Musa İsraillilere ‘’ Bu dağda yeteri kadar kaldınız’’ dedi
    İsraillileri çölde tutan şey, yalnış düşünceleriydi.

    Acaba bizlerde, bu dagda yeteri kadar kaldıkmı?
    Rab’de geçen İnanlı yaşamımızda, onbirgünlük bir yol için kırk yıl harcadıkmı?
    Zafer kazanılıncaya ve hakkımız olan mirası ( vaadedilmiş topraklar ) elde edinceye kadar vazgeçmemeliyiz, pes etmemeliyiz.
    –amin

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.