Malatya Katliamı Perde Arkası

  • Bu konu 8 izleyen ve 49 yanıt içeriyor.
5 yazı görüntüleniyor - 46 ile 50 arası (toplam 50)
  • Yazar
    Yazılar
  • #29849
    Anonim
    Pasif

    Aç kapını sonuna dek, dönüşü bulmasın gelenler, onlara şefkati öğret tek.
    Sende umman bulsun, bir yudum uçmaya gelenler.
    Sevgi dolu gözlerinle ışılda, fecri görsün tüm geceler, yürek diyarından bir yel üfür, melteme kapılsın dalgalar.
    Ve duy tüm sezilmezi ve bil tüm bilinmezi, ve gör tüm görünmezi, ve hisset tüm hissedilmezi, ve çağır tüm insanları bu kapıya.
    Çünkü açık bu kapı sonuna dek ardına, çünkü yol veriyor, sonuna dek sonsuza.
    Çünkü ölümün kurtuluşu, acının yok oluşu burada.
    Burada yokluğun yok oluşu.
    Ateşin kavruluşu, suların boğuluşu, Kötünün kahroluşu, burada insanlığın kurtuluşu, öyleyse aç kapıyı sonuna dek.
    Geçsin eşiğini, kavuşmak isteyenler, ve görsün tüm gerçeği, görmeyi bekleyenler.


    NECATİ AYDIN

    #30140
    klaus
    Anahtar yönetici

    Ölüme adresimi verdim,
    Beni aramadan bulsun diye.
    Arayıp da usanmasın
    Ondan korkup kaçtım,
    Sanmasın diye.
    Hiç bırakmadığı halde
    Tutsun diye,
    Beni kötü bir zorba gibi
    Götürmesin diye,
    En yakın dost gibi
    Yürek kapılarımda bekliyorum.
    Küsüp darıldığımı sanmasın diye.
    En güzel hislerimi besledim,
    Gönül bahçemde
    Hep onu anlattım,
    Bir an olsun unutmasın diye.
    Bedenimi ruhuma,
    Ruhumu ölüme dost yaptım,
    O sonda küsmesin diye.
    Gel artık dostum, uzat ellerini,
    Yeter arık bu hasret gemini çektiğim
    Bak hatıralarıma,
    Özlemini gözyaşlarıyla yeşerttim.
    Gözlüyorum kapım açık,
    Dün yine seni bekledim.
    Beni sıcak nefesinle canlandırdın.
    Ama hiç gelemedin.
    Uzaktan uzağa el salladın.
    Ancak seni sezmedim.
    Sonra seni sessizce dinledim.
    Duydum duydum fakat kimseye söyleyemedim.
    Seni istedim, düşledim.
    Şimdi yanımda değilsin,
    AMA GELECEĞİNİ BİLİYORUM, MÜSTERİHİM…

    N E C A T İ A Y D I N

    Canım arkadaşım ” Yaşamak Mesih ise, Ölmek Kazançtır.” amin.

    #31322
    Anonim
    Pasif

    ölüm soğuktur kar gibi,
    ama imana karşı yoktur hiç bir gücü.
    iman güneştir ölüme karşı
    eritir onu ve korkusunu.

    bu nasıl insanlıktır allahım?
    bu nasıl vicdan bu nasıl kalp ve nasıl yürektir?
    bunun bir tarifi varmı acaba?
    ilahi bir kitapta yada insanlığın vicdanında.

    tarihte kim kimin imanını zorla almış acaba?
    yada kim imanından caymış zorluk karşısında?
    bir gönülki bağlanınca yaradana,
    ne dünyayı görür gözü nede ölüm galip gelir ona.

    olayı yapanları kınıyorum gride kalanları sabırlar diliyorum, herkesin ailesi çoluğu çocuğu var. onları sahipsiz bırakan zihniyetlere yazıklar olsun.

    #33713
    Anonim
    Pasif

    Anlayıp afedici olmak ne engin bir tavırdır günümüzde dahi büyük insanlıkmış bu kıvama ulaşamadı .Fakat ben dostlar ayran gönüllüyüm bütün inançların engüzel yönlerini derliyerek bir demet çiçek sunmak istiyorum Rab İsanın asaletine erişemeyenlere , Birbirimizi sevmeli ,birbirimize yaşamı kolaylaştırmalı , herkese yetecek nimet vardır , Ukala yada duygusal tavır içine düşmeden ülkemizde farklı renklerin olması servettir .Tek renkten çok çektik doğruyu – yanlışı görme şansı bulmak güzel heryönden , selamlar – saygılar – sevgiler

    #33826
    Anonim
    Pasif
    Yayınevi Cinayetiyle İlgili Şok Belge
    [IMG]http://cdn1.cnnturk.com/handlers/file.ashx?FileID=263582&Width=292&Height=0&BlackWhite=False[/IMG]

    geçti ancak sis perdesi hala bu davanın üzerinde dolaşıyor. Bu olay tarihe misyoner cinayeti olarak geçti ama aynı zamanda Ergenekon davasına da çeşitli iddialarla dahil oldu. CNN TÜRK’te yayınlanan Gündemin Rengi programında katliama dair çok önemli bir belge yayınlandı. Bu belge belki hem davanın hem de Türkiye’deki misyonerlik tartışmalarının seyrini değiştirecek. Belge öldürülen 3 kişinin takip ettirildiğini kanıtlıyor.

    O günlerde Türkiye, adına ‘misyoner avı’ denilen ve ardı ardına işlenen cinayetlerle sarsılıyordu. Trabzon’da rahip Santoro öldürülüyor, İzmir’de ise bir rahip dövülerek tehdit ediliyordu.

    Tareih 18 Nisan 2007’yi gösterdiğinde ise korkunç haber Malatya’dan geldi. 5 kişilik bir grup Hıristiyanlık ve Hıristiyanlık kültürüyle ilgili kitaplar basan Zirve Yayınevi’ni bastı. Birkaç dakika içinde içeride bulunan üç kişi vahşice katledildi.

    Yayınevi daha önce de tehdit telefonları alıyor, bu yüzden ‘Kayra’ adını değiştirip ‘Zirve’ adını alıyordu. Ancak bu da yeterli olmamıştı. Papa 2. Jean Paul’e suikast düzenleyen Malatyalı Mehmet Ali Ağca’dan sonra Malatyalı 5 genç, 1’i Alman 3 kişiyi katlediyordu.

    Cinayetten sonra çeşitli iddialar ortaya atıldı, 20’ye yakın duruşma yapıldı. Ancak Malatya’daki katliamla ilgili soru işaretleri bir türlü yok olmadı. Olayın azmettiricisi olduğu iddia edilen Varol Bülent, Aral Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edildi ve mahkemeye getirilmedi, sonra da tahliye edildi.

    Bir diğer çarpıcı ve paralel gelişmeyse ö dönemde Malatya Alay Komutanı olan Albay Mehmet Ülger’in gözaltına alınmasıydı. Ülger Ergenekon kapsamında gözaltına alınıyor, dosyaya konan bir ihbar mektubunda Malatya katliamının azmettiricisi olduğu iddia ediliyordu. Bu azmettirmede aracı olansa iddia ve ihbarlara göre İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Ruhi Abat’tı.

    Jandarma ölenleri takip mi ettirdi?

    Şimdi ortaya çıkan belgelerse belki de davanın tüm seyrini değiştirecek nitelikte. Bu belgelere göre, devletin üst düzey bir kurumu misyonerlik faaliyetlerini bizzat kendisi takip etmiş.

    [IMG]http://cdn1.cnnturk.com/Handlers/File.ashx?FileID=263595[/IMG]

    Belgelerde Malatya Jandarma Birliği’nin imzası var. Belgede yazılanlara göre bazı askerler Zirve Yayınevi çalışanlarını öldürülmeden önce takibe almış. Yine belgeye göre takibe almalarının sebebi misyonerlik faaliyeti. Yani jandarma, yayınevi çalışanları Hıristiyanlık propogandası yapıyor mu? Yapmıyor mu? diye takip ettirmiş. Hatta takip edenlere ödenek bile ayrılmış.

    Malatya’daki katliam yapılmadan 1 ay öncesinde de yine jandarmaya ait belgede “Malatya ve çevre illerde faaliyet gösteren misyoner grupların faaliyetleri ve yaptıkları toplantıların takibi” yazılı. Takip eden görevliye ödenen miktar 900 YTL.

    Bu kez katliam sonrası ve belgede “Malatya ve diğer illerdeki misyonerlik faaliyetlerinin taktik ve tekniklerinin öğrenilmesi” yazılı. Haber elemanına bu kez ödenen ücret 600 TL. Ödeme talimatını çıkaranlar ise bizzat komutanlar. Bir jandarma kıdemli başçavuş ve bir binbaşının belgelerde imzası var.

    Belgelere göre 22 Mart 2007’den 30 Kasım 2008′ kadar 15 kez misyonerlik faaliyeti takibi için ödenek çıkartılmış. Ve bu takipler için görevlilere 200 lira para ödenmiş. Ödenen en yüksek ücret 1000 lirayken en düşük ücret 300 lirayla bilgi toplama amacıyla ödenmiş.

5 yazı görüntüleniyor - 46 ile 50 arası (toplam 50)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.