Kıbrıs’lı Hrisitiyan Türkler ve Aleviler hala bir ibadet yeri bekliyor..

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26386
    Armagan
    Anahtar yönetici

    Kıbrıs – Din İşleri mi, Sünni işleri mi?

    Kıbrıs’lı Hrisitiyan Türkler ve Aleviler hala bir ibadet yeri bekliyor.. yekliler duymazlıktan geliyor…

    denizkizi_royal_hotel_resim_image_1423k_01.jpg
    Girne – KIBRIS

    Önceki gün Din İşleri Başkanı Yusuf Suiçmez’i gazetemize davet ederek konuk ettik ve kendisine bazı sorularımız oldu.

    Sorularımızın ana eksenini oluşturan dini azınlıkların talepleriydi.

    Sayın Suiçmez’e, dini azınlıkların da, kendi inançları doğrultusunda gerek kilise veya Cemevi talebi, gerekse de İncil vs. öğretmek için talepleri olduğunu hatırlattık.

    Sohbetimizde çok ilginç cevaplar aldığımızı da söylemeden geçemeyeceğim.
    Bir süreden beridir Kur’an kursları konusunda ciddi tartışmalar yaşanıyor.
    Bir tarafta Milli Eğitim Bakanı yani hükümet, bir tarafta da sivil toplum örgütleri ve bazı siyasi partiler. Tabii hükümetin bulunduğu cepheye Din İşleri Başkanlığı’nı da koymamızda fayda var.

    Kur’an kurslarını savunan cepheye göre, halkın bu yönde bir talebi var.
    Yani gelinen aşamada, böyle bir talep ortaya çıktığı için Kur’an kursu verilmesi yönünde karar alındı ve bu konuda da gerekli girişimler yapıldı.
    Bunca gündür ne diyordu Sayın Suiçmez? “İnsanların bu yönde talebi var. Bu taleplerini göz ardı edemeyiz” diyordu.

    Yani diyor ki, artık böyle bir gerçeğimiz var.

    Peki ya Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan dini azınlıklar gerçeği ve onların hakları?

    Onlar ne olacak?

    Din İşleri Başkanlığı derken ülkedeki, ister azınlık olsun ister olmasın, bütün dinlerin başkanlığı mı demek isteniyor? Yoksa sadece Sünnilik mi kastediliyor?
    Eğer ülkemizde Kur’an kursu talebi gerçeği varsa, dini azınlıklar gerçeği de var.

    ***

    Geçtiğimiz gün okumuşsunuzdur.

    Manşetten siz okuyucularımıza duyurduğumuz, Türk Protestanların Pastörü (dinsel önderi) Kemal Başaran ile olan mülakatımızda, kendi kiliseleri olması yönünde talepleri var ve bu taleplerine verilecek cevap yıllardır yetkililer tarafından oyalanıyor…

    Ancak Sayın Suiçmez, bu konuda yetkilinin kendisi değil, devletin yetkili olduğunu belirtiyor.

    Kendisi ayrıca Cemevi’nin Kıbrıs Türk kültür tarihinde olmadığına vurgu yapıyor.
    Bunu da söylerken, Kıbrıs Türk kültür tarihine yönelik yaptığı araştırmalarda, Cemevi’ne rastlamadığını öne sürüyor.

    Peki ben de soruyorum; Kıbrıs Türk kültür tarihi içerisinde Kur’an kursları nerde yer alıyor?

    Siz hiç geçmişte Kıbrıs Türk toplumu içerisinde Kur’an kursu verildiğine dair bir bilgiye sahip misiniz?

    Üstelik bugün, Kur’an kursuna yönelik talep olduğu söylenirken, neden Alevilerin Cemevi talebi olduğu göz ardı ediliyor?

    Geldiğimiz aşamada, ülkemizde de böyle bir gerçek yok mu?

    Binlerce Alevi Kuzey Kıbrıs’ta yaşıyorken ve onların Cemevi talebi varken, bunu “Kıbrıs Türk toplumunun kültür tarihinde Cemevi diye bir şey yok” diyerek kesip atabilir misiniz?

    Yoksa buradaki Din İşleri Başkanlığı sadece Sünnilerin başkanı mı?


    Yorum sizin…

    http://www.havadiskibris.com/ArticleDetails.aspx?aid=902

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.