‘Kiliseyi yakacaktım, benzini çaldılar’

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24813
    Anonim
    Pasif

    :alkis::alkis::alkis::alkis::alkis: hamdolsun

    Kiliseyi yakacaktim ama benzini caldilar!
    İZMİR’in Bayraklı semtinde geçen Aralık ayında Antuan Kilisesi rahibi Adrıona Franchını’yı, bıçakla karnından yaraladığı iddiasıyla tutuklanan R.B., ‘Kasten yaralamak, 6136 sayılı kanuna muhalefet’ suçundan Karşıyaka 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde 4 yıl hapis cezası istemiyle yargılandığı davaya başlandı. İlk duruşmaya tutuklu yargılanan sanık ile avukatı İlviye Yücesoy katılırken, rahip Adrıona Franchını ise katılmadı. Hakim, sanık R.B.’nin, akli dengesinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi için Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne gönderilmesine karar verip duruşmayı erteledi.

    Hakim önünde oldukça rahat tavırlarla hareket eden 20 yaşındaki R.B.’nin kilo aldığı ve sakallarının uzadığı gözlendi. Önü cam olan sanık oturma yerinde hakimin sorduğu sorulara cevap veren R.B., “Bu işi yaptığım için şimdi çok pişmanım” dedi. R.B., hakim önünde verdiği ifadesinde ‘Kurtlar vadisi’ dizisinden etkilendiğini ve burada ‘Polat Alemdar’ karakterini oynayan Necati Şaşmaz gibi, olmak için bu olayı gerçekleştirdiğini belirtti. Sanık R.B. şunları söyledi:

    “Babamla arama iyi değildi, onunla geçinemiyorduk. Babamın 300 YTL, dedemin 200 Amerikan Dolarını aldım. Azarbeycan’da malların ve ürünlerin ucuz olduğunu duydum. Amacım buradan mal alıp Türkiye’de satmaktı. Ama baktım ki orada herşey çok pahalı, bir gün sonra tekrar geri döndüm. Babamı arayıp özür diledim. Kendisiyle üç yıldır konuşmuyordum. Beni kabul etmedi. İnternet kafeye gidip Türkiye’ye zarar verdiğini düşündüğüm kişilere eylemde bulunan Hrant Dink’i vuran ve papazı öldüren kişilerin kamuoyunda ilgi ile karşılandığını iyi bir şey yaptıklarını, kiliselerin misyoner faaliyetlerini yaptığını bazı kişileri zehirlediğini düşündüğüm için bu eylemi yapmaya karar verdim. Türkiye’nin tek silahı iman gücünü yok etmek istediklerini gördüm. Aşırı milliyetçi ve milli duygularım kabardı. Eylemden sonra ben de onlar gibi ünlü olacaktım. Birini gasp edip bıçaklasam, el üstünde tutulmazdım. Ama bir rahibi bıçaklamak beni oldukça ünlü yapacaktı. Ben lise çağından beri kendimi milliyetçi olarak kabul ederim, bu dönemde Ülkü Ocakları’na çok sık gider gelirdim. Ülkü Ocakları’nın düzenlediği bir faaliyete katılmadım. Sadece Karacabey’de Alpaslan Türkeş’in anılması olayına katıldım. Kiliselere karşı eylem yapmaya karar verdim.”

    İzmir‘e hareket etmeden önce babasını son kez telefonla aradığını anlatan R.B. gene olumsuz yanıt alınca eyleme karar verdiğini belitti. Bursa, Eskişehir ve İzmir‘deki kiliselerin adres ve telefonlarını araştırdığını sadece İzmir Buca’daki kilisenin telefonuna ulaştığını, bu kiliseye eylem yapmak amacıyla İzmir‘e geldiğini anlatan R.B. “Kilisenin bahçesinde dolaşmaya başladım. Yanıma birisi geldi, kendisine günah çıkartmk istediğimi söyledim. Bana ‘Burası protestan kilisesi, burada günah çıkartılmaz. Sen git Hıristiyan kilisesi bul’ dedi. Bayraklı’ya geldim. İzmir‘de inşaatlarda kaldım. İlk önce kiliseyi yakmaya karar verdim. Bu amaçla iki litre benzin aldım, benzini kilisenin karşısında olan kaldığım inşaattan çaldılar. Cebimde aldığım bıçak vardı. Ben de bıçaklı eylem yapmaya karar verdim. Olay günü saat 10.30 sıralarında kiliseye girdim. Ayin olduğunu biliyordum. İçeride yaklaşık 8-10 kişi vardı. Ayin başladı. Benim yanıma birisi oturdu. Papaz olduğunu öğrendim. Benimle, konuşmaya başladı. Kendisine Hıristiyan olduğumu ve Balıkesir’de kilise olmadığı için ayine geldiğimi söyledim. Ayinde kim ne yaptıysa ben de aynısını yaptım. Ayine katılanlarla birlikte çay içtim. Ayin bitiminde papazın başörtülü Türk kadına para verdiğini gördüm. Bu benim gururuma dokundu.

    Herkes gittikten sonra papaza ‘vaftiz olabilir miyim’ diye sordum. Bana ‘Senin gözünde kara var. Sen hastasın, git tedavi ol. Hemen Hristiyan olunmaz. Ayinlere gelip gitmen lazım’, diye gülerek cevap verdi. Ben de bıçağı çıkartıp, ayağına saplamak istedim. Bıçak karnına saplandı. Dışarı çıkıp kaçtım. Bu sırada ezan sesini duydum. Camiye gidip, namaz kıldım. Ardından imama olayı anlattım. Teslim olmamı söyledi. Oradan çıkıp Ülkü Ocakları yazan yere girdim. Kendilerine durumu anlattım. Para istedim. Ama onların hali benimkinden daha acıydı. Çay yapacak tüpleri bile yoktu. Oradan çıkıp karakola teslim oldum. Bu olayı yaptığım için şimdi çok pişmanım. Lise yıllarında İstanbul‘da psikolojik tedavi gördüm. Olayın bu kadar büyüyeceği, hiç aklıma gelmedi. Kurtlar Vadisi dizisini çok seyrediyorum. Buradaki Polat Alemdar karakterini çok benimsiyorum. Amacım onun gibi olmak. Bir bölümünde papazların misyoner toplama konusu işlendi. O bölüm beni çok etkilemişti. Cezaevinde beni çok iyi karşılayacaklarını düşündüm. Şimdi çok pişmanım. Askerlik çağım geldi. Tahliyemi istiyorum” dedi

    Sanık avukatı da müvekilinin ruh sağlığının belirlenmesi için bir hastaneye sevk edilmesini ve tahliyesini istedi. Hakim, henüz evrakların eksik ve tanıkların dinlenmediğini belirtip, sanığın Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edilip rapor alınmasına ve tutukluluk halinin devamına karar verip duruşmayı 9 Mayıs’a erteledi.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.