Dur ve bekle

  • Bu konu 2 izleyen ve 2 yanıt içeriyor.
3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25468
    Anonim
    Pasif

    DUR VE BEKLE

    Tanrı bize yerimizin Mesih ‘te olduğunu göstermektedir. Orada durmalı, orada kalmalı orada dinlenebilmeliyiz.

    Yu.15: 7 Eğer bende kalırsanız ve sözlerim sizde kalırsa, ne isterseniz dileyin, size verilecektir.

    Ne kadar güçlü bir söz öyle degilmi?

    İbr.4: 1 Bu nedenle Tanrı’nın huzur diyarına girme vaadi hâlâ geçerliyken, herhangi birinizin buna erişmemiş sayılmasından korkalım.

    İbr.4: 6 Demek ki, bazılarının huzur diyarına gireceği kesindir. Daha önce iyi haberi almış olanlar söz dinlemedikleri için o diyara giremediler.

    Mücadele etmeyi bırakıp,Tanrı’da dinlenmeye çalışırsanız, tüm kaygılarınızı ve sorunlarınızı O’na yükleyip, O’nu izlerseniz; Tanrı nın muzur diyarına girecegimiz kesindir.

    Çık.14: 13 Musa, «Korkmayın!» dedi, «Yerinizde durup bekleyin, RAB bugün sizi nasıl kurtaracak görün. Bugün gördüğünüz Mısırlılar’ı bir daha hiç görmeyeceksiniz.

    Sıkıntı dönemlerinde Tanrı’nın sizi yapmaya yönelttiği şeyi yapın. O’nda kalın. Mesih’teki konumunuzu bilin. O’nun sizin için yaptıklarını izleyin.

    Flp.1: 28 Müjde’de açıklanan inanç uğruna tek can halinde birlikte mücadele ettiğinizi, size karşı olanlardan hiçbir şekilde yılmadığınızı duyayım. Böyle davranmanız onlara bir belirtidir – kendilerinin mahvolacağını, sizlerin ise kurtulacağını gösteren bir belirti. Bu da Tanrı’nın işidir.

    Bu ayette saldırıya uğradığımızda esenlikte kalmamız gösterilmektedir.

    Bu, Şeytan’a kendisinin yenildiğini bildirmektedir.
    Şeytan sizi kızdıramadığı zaman, ne yapacağını şaşırır.
    Ayrıca yerimizde durmak bizlere, Tanrı tarafından kurtarılacağımıza dair bir güvencedir.

    İbr.4: 10 Tanrı işlerinden nasıl dinlendiyse, O’nun huzur diyarına giren de kendi işlerinden öylece dinlenir.

    Çünkü esenliğiniz ve Tanrı’da dinlenir olma durumunuz, Tanrı’ya sizin gerçek imanla hareket ettiğinizi gösterir.
    Tanrı bizlerin problemleriyle uğraşırken, bizlerse O’nla olan birlikteliğin tadını çıkarabilmeliyiz yaşamlarımızda.

    Çoğu insan, yaşamlarındaki sorunlar karşısında hayatın tadını çıkaramazlar. Kendilerin ce, en azından üzgün görünmeleri gerektiğini düşünürler.

    1.Pe.5: 7 Bütün kaygılarınızı O’na yükleyin, çünkü O sizi kayırır.

    Neden endişe edeyim yada neden üzüleyim ki; Rab’deyim.
    Tüm sorunlarımı O biliyordu zaten. Benden, sadece yardım istememi bekliyordu.

    Kaygılarımı, endişelerimi bildirip, esenlikte olmamı istiyordu.

    Mar.4:37-40 ta anlatıldığı gibi, ‘’fırtınanın ortasında esenliğin tadını çıkarabilmeliyiz’’

    Yu.16: 33 Bunları size, bende esenliğiniz olsun diye söyledim. Dünyada sıkıntınız olacak. Ama cesur olun, ben dünyayı yendim!”

    Kutsal Kitap ayrıca, sıkıntıların olması gerektiğini söylemekte.

    Bizlereyse, kendimizi sıkıntının kucağına atmamamız gerektiğini öğütlemekte.

    Yak.1: 12 Ne mutlu denemeye dayanan kişiye! Denemeden başarıyla çıktığı zaman Rab’bin kendisini sevenlere vaat ettiği yaşam tacını alacaktır.

    Bu yaşamda her zaman zorluklar, mücadeleler, üstesinden gelmemiz gereken şeyler olacaktır.

    Rom.8: 37 Ama bizi sevenin aracılığıyla bu durumların hepsinde galiplerden üstünüz.
    Yine de bizler Mesih İsa aracılığıyla galiplerden üstünüz. Bizler galiplerden üstün olmuş olanlardan değil, galiplerden üstün olanlarız.

    Asla her engeli yenmiş olduğumuz bir seviyede olamayacağız.

    Ama Mesih’te her zaman zafer kazanacağımızın güvencesine sahip olabiliriz.

    Flp.4: 11 Bunu ihtiyacım olduğu için söylemiyorum. Çünkü ben her durumda eldekiyle yetinmeyi öğrendim.

    Flp.4: 12 Yoksulluk çekmeyi de bilirim, bolluk içinde yaşamayı da. İster tok ister aç, ister bolluk ister ihtiyaç içinde olayım, her durumda, her koşulda yaşamanın sırrını öğrendim.

    Bizlerde bu sırrı, yaşamlarımızın bozguna uğramaması için mutlaka öğrenmeliyiz.

    Bizler Rab’de yetkiniz.
    Yetkinliğimizi ise, sadece ve sadece ESENLİK içerisindeyken kullanabiliriz.

    RAB’BİN SEVGİ SARMALINDA KALINIZ.
    _hac:

    #31449
    Anonim
    Pasif

    Hayatım için Tanrı’nın iradesini nasıl öğrenebilirim?

    Belli bir durumda Tanrı’nın iradesini bilmek için iki ana şey vardır:
    (1) Dua ettiğin veya yapmaya planladığın işin Kutsal Kitab’ın yasak etmediği bir şey olduğundan emin olmak.
    (2) Dua ettiğin veya yapmak istediğin şey Tanrı’yı yücelteceğini ve senin manevi gelişmene yardım edeceğinden emin olmak.
    Bu iki husus yerinde ve Tanrı senin duana hala cevap vermediyse, bu Tanrı’nın iradesi olmadığı veya istediğin yerine gelmek için biraz daha bekmemenin gerektiğini anlamına gelmektedir.
    Tanrı ne onlara ne yapmaları, nerede işlemeleri, kiminle evlenmelerini açıklamasını v.s. insanların genel istemeleridir.
    Romalılar 12:2 bizlere şunu söylüyor: “Bu çağın gidişine uymayın; Tanrı’nın iyi, hoş ve mükemmel isteğinin ne olduğunu ayırt etmek için düşüncenizin yenilenmesiyle değişin.”

    Tanrı insanlara çok seyrek o kadar açık ve konre bilgi vermektedir. Bu sebepten dolayı Tanrı bizlere kendi kendiğimiz karar almaya izin veriyor.
    Tanrı’nın istediği, bizim tarafımızdan alınan karar günah işlememize yol açması ve O’nun iradesine karşı gelmesi tek şeydir.
    O’nun istediği, iradesine karşı gelmeyen kararlar almamızdır.

    Bu durumda seninle ilgili Tanrı’nın iradesi nedir?
    Tanrı’yla yakın ilişki kurduysan ve hayatında gerçekten O’nun istediğini yerine getirmek istersen o zaman Tanrı, Kendi dileklerini senin kalbine yerleştirecektir.
    Anahtar, senin istediğin değil Tanrı’nın istediğini yerine getirmektir.
    “Rab’den lezzet al; O da senin dileklerini verecektir.” (Mezmur 37:4).
    Kutsal Kitap, dua ettiklerin hakkında karşı hiç bir şey söylemezse ve bu senin manevi gelişmeni desteklerse, o zaman Kutsal Yazılar karar almana, kalbinin söyleklerini izlemeye “izin vermektedir.”

    Sevgiyleeeeee

    #31450
    Anonim
    Pasif


    Sevgili Halleluya,

    ‘Dur ve bekle!’ konulu yazını okuyunca ne kadar bereket ve teşvik aldığımı söylemek istiyorum. Bence de sorunlarla savaştığımızda, sıkıntılarımızda, zorluklarımızda ve zorlu denenmelerde, durmalı ve Rab’bi beklemeliyiz. Rab o zaman harekete geçecektir, fakat kaygılanıp kendi çabalarımızla ve gücümüzle birşeyler yapmaya başladığımız zaman Rab devreye girmez ve bizi izler, ta ki, ‘Rab, ben kendi gücümle yapamıyorum, bana yardım et!’ diye haykırıncaya dek.

    Bunları ben kendi yaşamımda da yaşadım. Kendi çabalarımla, kendi gücümle sorunların üstesinden gelmeye çalıştığım zamanlar hiçbir şey başaramadım, çözemedim, daha da çıkmaza girdim. Tabii birşey için boşuna çabalayıp didinmek insanı hem ruhsal olarak, hem de fiziksel olarak yorar, yıpratır. Ama Rabbimiz diyor ki, ‘Bensiz birşey yapamazsınız!’ Bu sözlerin anlamını kavradığımızda Rab’be gitmeli, bu imansızlığımız için O’ndan özür dilemeli ve O’na güvenmediğimiz için tövbe etmeliyiz. İşte o zaman Rab yüklerimizi kaldıracak, bizleri taşıyacak ve yüreğimizi esenliği ve huzuruyla doldurup taşıracaktır.

    Rab’bin esenliğinde kalın
    Sevgiler
    Suna

3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.