afganistan da öldürülen hristiyan gönüllüler

  • Bu konu 3 izleyen ve 2 yanıt içeriyor.
3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27010
    Anonim
    Pasif

    Afganistan’da öldürülen iki yardımseverin öyküsü

    Taliban Cumartesi günü misyoner oldukları gerekçesiyle Batı’dan gelen sekiz sağlık görevlisini kurşuna dizdi. Bu insanlar arasında tüm tehlikeleri göze alarak hayatlarını Afgna halkına yardıma adayan yardımseverler vardı.

    ABD’li Tom Little ve karısı Afganistan’da üç kız çocuğu büyüttü. Rus işgali sırasında kaçırılma riski yaşadı, 1990’larda ülkenin kontrolünü ele geçiren Taliban’dan bodrum katında saklanarak kurtulurken, roket saldırılarına ve tutuklamalara rağmen hayatta kalmayı başardı. Little tüm bunlara sadece yoksul Afgan halkına göz tedavisi ulaştırmak için katlandı.

    Ülkesi olarak gördüğü Afganistan’da 40 yıl geçiren New York’lu göz doktoru Little, Nuristan eyaletindeki bir vadide yaşayan insanları tedavi ettikten sonra dönüş yolunda pusuya düşürülen 10 yardım gönüllüsünden biriydi.

    Bir diğer kurban, 36 yaşındaki İngiliz cerrah Dr. Karen Woo ise, internet sayfasında “seksi giysiler ve yüksek topuklu” giymenin yanı sıra Afgan halkına yardım etmeyi ne kadar sevdiğini yazmıştı. Arkadaşları, akrabaları ve meslektaşları, Cumartesi günü öldürülen iki sağlık görevlisini aldıkları risklere rağmen amaçlarına bağlı yardımseverler olarak tanımıştı.

    TEHLİKEYE BİLEREK ATILDI

    Little’ın erkek kardeşi John, “O inandığı değerler için bilinçli olarak hayatını tehlikeye soktu. Geçmişte birçok kez ölümle burun buruna geldi. Korkusuz değildi ama tehlike ile barış içindeydi” dedi. Little ve Woo, Afganistan insanına yardım eden, Hıristiyan uluslararası yardım derneği Uluslararası Görev Misyonu’nda (IAM) beraber çalışıyordu.

    Woo, kendisi gibi Afganistan’da çalışan ve ülkenin sağlık sistemi hakkında bir belgesel çeken Mark Smith ile nişanlıydı. Nişanlısı, BBC için çalışan Firuz Rahimi adındaki gazeteciyle Afganistan’da bir yardım derneği kurmuştu. Rahimi, “Woo Afganistan’a gitmek ve şiddetin ötesindeki hayatı göstermek istiyordu. Farklılık yaratmak isteyen biriydi” dedi.

    Woo ve Little’ın öldürüldüğü saldırıyı üstlenen Taliban, sağlık çalışanlarını misyonerlikle suçladı. Ancak IAM’nin başkanı David Evans, Hıristiyan bir örgüt olmalarına rağmen misyonerlik gibi bir politikaları olmadığını belirtti. Şiddetin hiçbir zaman Little’ı amacından saptıramadığını belirten Evans, yaklaşık 20 sene önce göz klinikleri bir roket saldırısında yok olduğu zaman, 61 yaşındaki doktorun, “Hadi, tuğlaları teker teker toplayıp yeniden inşa edelim” dediğini anlattı.

    LİSEDEN BERİ BERABERLERDİ

    Little’ın eşi Libby, yıllarca Kabil’deki uluslararası okulda eğitmenlik yaptı. O ve Tom New York, Valatie’daki Ichabod Crane lisesindeki yıllardan beri beraberdi. Tanınan bir göz doktorunun oğlu olan Tom, Afganistan’daki yardım görevine gitmeden önce Toronto’da ilahiyat eğitimi almıştı.

    Libby’in liseden arkadaşı Connie Houde, 2005 senesinde internet sayfasına Tom ve Libby’nin karşılaştığı zorlukları anlatmıştı: “Sovyet işgalinde, Ruslar tarafından kaçırılmamak veya tutsak düşmemek için üç küçük çocuğuyla Herat’a kaçmak zorunda kaldılar. 90’lı yılların başlarını bodrum katında gizlenerek geçirdiler. Her gün sağlık hizmeti ulaştırırken, çatışmalardan uzak kalmak için şehrin dışında iki saatlik yola katlandılar.”

    WOO’NUN MESAJI

    Tom’un IAM grubunda gösterdiği bu cesaret, ekibin bir diğer üyesi Woo’yu da etkiledi. Woo, internet sayfasında Afganistan’daki hayatını vurgulayıcı bir şekilde anlattı. Haziran ayında iki meslektaşının Afganistan’daki bir uçak kazasında öldüğünü öğrenen Woo, kendi hayatını ve savaş alanındaki ölümü sayfasında şöyle anlattı:

    “Hayatta hiçbir şeyden emin olamazsınız. Bugün gördüğünüz bir şey ertesi gün orada olmayabilir.”

    “Tüm bu insanlar Afganistan’a kendi kararlarını vererek geldi. Buraya hayatlarını verebileceklerini, kara mizahın yaygın olduğu ve endişeyi düşük tutmaya yaradığını, sakin olup işimize devam etmemiz gerektiğini bilerek geldi. Muhtemelen kimse kurbanın kendisi veya arkadaşlarından biri olacağını düşünmüyor. Bu her zaman adı bilinmeyen, yerel nüfustan, üçüncü dünya ulusundan bir yoksul oluyor.”

    “Biz, bizim için önemi olanları hesaba katıyoruz. Kayıp ne olursa olsun ona hazırlıklı olduğumuzu söylüyoruz ama bu mümkün mü? Hazır olmak, burada olma kararını vermenin zıt kutupları. Bu da, her nasılsa, kurbanın hiçbir zaman bana yakın birisi olmayacağı.”

    http://www.hurriyet.com.tr/planet/15511038.asp?gid=286

    Okuyucu yorumu
    : sağlık hizmeti vermesi o ülkede kimseye misyonerlik hakkı doğurmaz.

    #35312
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Tuba’nın asmış olduğu yazının altında, cehennemin dibinden gelen ve yanıt gerektiren, şöyle bir yazı vardı:

    Okuyucu yorumu: sağlık hizmeti vermesi o ülkede kimseye misyonerlik hakkı doğurmaz.

    Maalesef, bu okuyucu yorumu ve düşüncesi, hem Türkiye’de ve hem de diğer İslâm ülkelerinde çok yaygın olup, Karanlığın, Sevgisizliğin ve Kötülüğün sesidir. Zaten bu yüzdendir ki, İnsan Hakları Mahkemelerinde, aleyhimizde açılan davaların sayısında, her zaman en önlerde gitmekteyiz. Ve yine bu mentaliteden dolayıdır ki, ülkemizde de sırf Hristiyan oldukları için, insanlar vurulmakta, bıçaklanmakta ve kafalar kesilmektedir.

    Evrensel İnsan Hakları Beyannemesi, maddeleri (18, 19 ve 30) şöyle diyor:

    Madde 18: Herkesin düşünce, vicdan ve dinî inanç özgürlüğü vardır.
    Madde 19: Herkesin ‘Görüş Edinme’ ve ‘İFADE’ özgürlüğü vardır ve de bununla ilgili hiçbir ülke sınırı tanımaksızın, her türlü medya vasıtası ile, istediği bilgileri araştırma, her türlü bilgi ve fikir alış-verişinde bulunma hak ve özgürlüğü vardır.
    Madde 30: Hiçbir hükümet, kuruluş veya bireyler, bu ‘Hak ve Özgürlükleri’ kısıtlama veya yok etme girişiminde bulunamazlar.
    Bir kez daha yazıyorum ey ‘okuyucu’. Sen ülkende bu hunharca, acımasızca katliamları gerçekleştirirken veya gerçekleştirenlere sözlü, yazılı veya yüreğinden onay verirken, Evrensel İnsan Haklarını hiçe sayarken; ‘Hristiyan Ülkesi’ dediğin İngiltere, sana 1800 tane cami ve medrese açmana izin verdi. 1600’ün üzerinde İslâmî derneğin var orada. 260 üzerinde de İslâmi propaganda yapan medya organın var (TV’ler, radyolar, magazinler, gazeteler vs). Orda Müslüman olduğu için, kimsenin kafası kesilmedi, kimse tehdit bile edilmedi.

    Kan döktünüz, doymadınız. Nefretiniz dinmedi. Tanrı’ya hizmet ediyorum diye diye, Şeytan’a hizmet ediyorsunuz. Her vurduğunuz tokata karşı, sizlere güller hediye ettik. Rahibelere tecavüz edildi, insanların yürekleri canlı canlı yerinden koparıldı, kiliseler yakıldı. Siz halâ “Kan! Kan!” diye iniliyorsunuz. Biz ise sadece, “Rab, onlara merhamet eyle! Onları affet!” diye yakarıyoruz.

    Bize merhamet edip de bizi kurtaran Mesih, O’nu çarmıha gerenleri affettiği gibi,2000 yıl sonra, O’na iman eden bizleri, acımasızca çarmıha geren sizleri de affetsin diye O’na yalvarıyoruz.

    #35324
    Anonim
    Pasif

    Bende kendi adima afganistanda muslumanlara hizmet eyleyen iman kardeslerime yapilan saldiriyi kiniyor ve sorumlulari Rab’be havale ediyorum. Hani ‘ iyilikten maraz dogar’ diye bir soz var ya, iste bu bu lanet ulkede zuhur etti. Kardesler oraya hizmet icin gidiyor ve onlarin su yaptiklarina bak. Bu zihniyet bunlardayken, onlara her sey mustehaktir. Ben onlara icimden gelerek sadece Tanri’nin su kelamlarini sunmak isterim…

    Siz babanız İblis`tensiniz ve babanızın arzularını yerine getirmek istiyorsunuz. O başlangıçtan beri katildi. Gerçeğe bağlı kalmadı. Çünkü onda gerçek yoktur. Yalan söylemesi doğaldır. Çünkü o yalancıdır ve yalanın babasıdır.
    (Yuhanna 8:44)

    Bu ayet-i serif’i de Imanli kardesler icin sunuyorum;

    Hiçbiriniz katil, hırsız, kötülük yapan ya da başkalarının işine karışan biri olarak acı çekmesin.
    (1. Petrus 4:15)

3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.