İslamiyette Allah Hristiyanlıkta Tanrı kavramı

  • Bu konu 7 izleyen ve 7 yanıt içeriyor.
8 yazı görüntüleniyor - 1 ile 8 arası (toplam 8)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26539
    Anonim
    Pasif

    Arkadaşlar müslüman bir bayan olarak inancınızla ilgili sorularım olacak yine. İslamiyette “Allah” kavramı varken Hristiyanlıkta “Tanrı” kavramı mevcut.Müslümanlar “Tanrı” kelimesini genelde kullanmıyorlar hatta “Tanrı” denildiğinde “Allah” diyerek düzeltiyorlar.Hristiyanlıkta ise “Allah” kelimesi hiç kullanılmıyor yada ben hiç duymamış olabilirim. iki kelime birbirinden çokmu farklı yani sizler neden “Allah” yerine “Tanrı” ifadesini kullanıyorsunuz. iki kavramdada yaratıcıdan bahsetmiyormu
    Müslüman olan Amerikalı rahip Yusuf Estes hakkında düşünceleriniz nedir? Estes İncil`in orijinal dilinin günümüzde kullanılmayan ölü bir dil olduğunu ve orijinal İncil nüshaları da asırlar içinde kaybolduğunu vurguluyor. Hristiyanlığı birebir yaşayan eski bir rahibin İncil’le ilgili düşünceleri hk ne düşünüyorsunuz. Bildiğim kadarıyla sizler İncil’in asla değişmediğini söylüyorsunuz. Beni aydınlatırsanız sevinirim.
    Saygılar

    #33691
    Anonim
    Pasif

    Efendim;

    Evvelâ hoşgeldiniz diyerek yazıma başlıyorum.

    ‘Müslümanım’ demenizden cesaret alarak, bir yıl evvel müslümanlığı terkedip ‘Mürted’ olmuş bu fakire, Mâide sûresinden alıntıladığım şu ayetlerden bir bütün olarak ne anlamamız gerektiği hususunda, yardımcı olmanızı ricâ edeceğim.

    Hani Havarilere: “Bana ve elçime iman edin” diye vahy (ilham) etmiştim; onlar da: “İman ettik, gerçekten müslümanlar olduğumuza sen de şahid ol” demişlerdi. (111)

    Bu ayetten anlaşıldığına göre Havariler Allah’a ve elçisine iman etmişler. Fakat ne hikmetse imanlarını ikrar ettikten sonra bu defâ;

    …Havariler: “Ey Meryem oğlu İsa, Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?”demişlerdi…(112)

    şeklinde gerçekten tuhaf bir istek te bulunmuşlardır.

    Havarilerin, kalplerine ilham geldikten ve hattâ “İman ettik, gerçekten müslümanlar olduğumuza sen de şahid ol” demelerinden sonra, O’nun gökten bir sofra indirip indiremeyeceğinden şüphe etmelerini, RAB Tanrı’yı sınamalarını nasıl anlamalıyız ?

    Bir an için bu ‘Sınama’ arzusunu insanlarda olabilecek doğal zaaflardan birisi olarak görüp, ‘Mâkûl’ karşılasak dahi, RAB den ‘Sofra’ istemek yerine, Tanrı’nın hoşnud kalacağı insanlar olnmayı dilemeleri daha münâsip değil midir ?

    “Dileyin, size verilecek; arayın, bulacaksınız; kapıyı çalın, size açılacaktır. Çünkü her dileyen alır, arayan bulur, kapıyı çalana kapı açılır.” Matta 7/7-8

    Kaldı ki yukarı da arz etmeye çalıştığım gib,i bu istek ‘insani zaaf’ neticesinde oluşan bir ‘sınama’ gayretine benzemiyor . Çünki,

    Ondan yemek istiyoruz, kalplerimiz tatmin olsun, senin de gerçekten bize doğru söylediğini bilelim ve buna şahidlerden olalım” demişlerdi. (113)

    ayeti bir sınama ihtimâlini çürütüyor ve Maide 111 de belirtilen hususla çelişiyor.

    Havarilerin ‘Sofra’ isteklerine karşı bu kadar hiddetlenip;

    “Şüphesiz ben bunu size indireceğim. Artık sonra sizden kim inkâr ederse, ben onu gerçekten alemlerden hiç kimseyi azablandırmayacağım bir azabla azablandıracağım.” 115

    diyen Allah’ın; bu gün müslüman olmayıp başka inançların sahibi olan; hattâ atesit olan bir çok bilim adamının, canlı cansız tüm yaratılmışa ait muazzam bilgilere ulaşmasına; canlıların klonlanmasına; Dünya yörüngesine oturtulan Hubble teleskop’u ile uzayın derinlikleri incelenilmesi ve, akıllara durgunluk verecek bilgiler elde edilmesine karşı ‘Sessiz’ kalmakta olması tuhaf değil mi ?

    ‘Gökten inen sofra’ için bu kadar gazaplanan Allah, neden bir sürü ‘Gâvur'(!) ve ateist’in bu bilgileri edinmesine müsaade etmekte ?

    Bir çok peygamber ‘Mucize’ denen olaylara insanları tanık etmelerine rağmen yine de inanmayanlar olmuştur.

    Bir nehrin belli bir istikâmette ilerlemesi; ya da tersine akmaya balşaması, YAHVE’nin emriyledir. Başka yön de akmasını ‘Mucize’ olarak algılayan; onun Tanrı tarafından tayin edilmiş tarafa doğru akmasını basit/sıradan bir olgu olarak görmüş olur.

    İman doğa üstü olaylara şahit olmakla, mûcizelerle gerçekleşmez. Mûcize, belki bazı hususlarda aklımızda oluşan tereddütleri izâle edebilir. İman, insan’da ki inanma isteğinin samimiyeti ile alâkalıdır.

    Allah: “Ey Meryem oğlu İsa, insanlara, beni ve anneni Allah’ı bırakarak iki ilah edinin, diye sen mi söyledin?” dediğinde: “Seni tenzih ederim, hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer bunu söyledimse mutlaka sen onu bilmişsindir. Sen bende olanı bilirsin, ama ben Sen’de olanı bilmem. Gerçekten, görünmeyenleri (gaybleri) bilen Sen’sin Sen.”

    Bu gün Hristiyanlar içinde Hz. Meryem’i ‘İlâh’ edinen kimse yoktur. Teslis konusu ise son derece dikkat ve samimiyetle irdelenmesi gereken bir husustur.

    Bizler henüz imanın ne olduğunu tam anlamadan, dinleri birbirleriyle güreştirmeye kalkarsak, elimize geçecek olan şeye fazla itibar etmememiz gerekecektir.

    Saygılar.

    #33692
    Anonim
    Pasif

    ametist dil konusunda yusuf estes yanılıyor..sebebine gelince isa mesihin konuştuğu aramice olup halen daha bu dili konuşan insanlar olduğunu biliyormuydunuz ??.

    yusuf estesin yalan söylediğinin ispatı olarak : etimolojij olarak aramicenin bir lehçesi olan süryanicenin türkiyede dahi kullanılması -konuşanı olması bu dilin ölü dil olmadığına yeterli delil olsa gerek ..ne dersiniz ??

    incilin değişmediği konusunda ise forumdaki bilgisi yetkin olan kardeşlerimiz daha iyi bilgilendireceklerine inanıyorum..

    yolumu aydınlatmaya başlayan rab-isa mesihin sizinde yolunuzu aydınlatmasını dilerim..
    saygıyla kalın..

    #33693
    Anonim
    Pasif

    Aslında şöyle söylemeliyim iki kelime birbirinden çok farklı değil, Allah kelimesi el ilahtan türemiştir. Aslında Tanrı da Allah da yaratıcıyı ifade eder, biri Türkçe biri Arapça. Fakat temsil ettikleri varlıklar farklıdır, Allah islam inancında yaratıcıyı belirtirken, Tanrı Hristiyanlıktaki yaratıcıyı temsil eder. O yaratıcıyı belirtmek için kullanılır.

    Türkiye’de ki bir sürü Hristiyan Allah kelimesini kullanıyor, fakat bu dil alışkanlığından. İslamiyete inanıldığından değil. Bazen müslümanlar hristiyanlık inancına göre tanrıyı Allah kelimesiyle ifade ettiğimiz için kızıyorlar. Bizi hem hristiyan hem müslüman sanıyorlar, hatta ve hatta teslisdeki tanrıyı belirtmek için Allah kelimesini kullanmamıza bile karşı çıkıyorlar.

    Ancak dediğim gibi Allah kelimesini kullananlar dil alışkanlığından kullanıyor. Şöyle diyeyim, Fransızca konuşan müslümanlar “aman Allahım” yerine “mon dieu” diyorlar, bu onların dillerinde kaynaklanan birşey. Siz pek duymamışsınız ama Allah kelimesini kullanan hristiyanlar var Türkiye’de, ne kadar sayıca çok olmasada.

    #33694
    Anonim
    Pasif
    ametist75;15701 wrote:
    Arkadaşlar müslüman bir bayan olarak inancınızla ilgili sorularım olacak yine. İslamiyette “Allah” kavramı varken Hristiyanlıkta “Tanrı” kavramı mevcut.Müslümanlar “Tanrı” kelimesini genelde kullanmıyorlar hatta “Tanrı” denildiğinde “Allah” diyerek düzeltiyorlar.Hristiyanlıkta ise “Allah” kelimesi hiç kullanılmıyor yada ben hiç duymamış olabilirim. iki kelime birbirinden çokmu farklı yani sizler neden “Allah” yerine “Tanrı” ifadesini kullanıyorsunuz. iki kavramdada yaratıcıdan bahsetmiyormu
    Müslüman olan Amerikalı rahip Yusuf Estes hakkında düşünceleriniz nedir? Estes İncil`in orijinal dilinin günümüzde kullanılmayan ölü bir dil olduğunu ve orijinal İncil nüshaları da asırlar içinde kaybolduğunu vurguluyor. Hristiyanlığı birebir yaşayan eski bir rahibin İncil’le ilgili düşünceleri hk ne düşünüyorsunuz. Bildiğim kadarıyla sizler İncil’in asla değişmediğini söylüyorsunuz. Beni aydınlatırsanız sevinirim.
    Saygılar

    Sevgili Ametist

    Samimi olarak sordugunuza inandigimiz sorulariniz icin sizi tebrik ediyorum.Müslüman oldugunuz halde hristiyanlik hakkinda veya daha baska konular hakkinda hristiyanlardan bilgi almaya calismaniz cok akillica ve yerinde bir davranis.Bu medeni cesaretiniz icin de ayrica tesekkür ediyorum.

    Bir baska tesekkür borcum olarak Araf ve Mustarip kardeslerimi göstermek isterim.Onlar da hristiyanligi arastirdilar ve Mesih onlarin da yüregini kendi gercegine acti.Eski müslümanlar olan bu degerli insanlar simdi cicegi burnunda yeni imanlilar ve Müjde’yi diger insanlara ulastiriyorlar.Ne güzel degil mi?

    Simdi efendim gelelim Yusuf Estes adindaki önceden rahip olan ve simdi müslüman olan zata..Diyelim ki bu daha önce rahipti ve simdi müslüman! Ne olacak efendim? Bu Müjde’nin gercegini mi degistirecek? Havarilerden Yahuda Iskariot Isa Mesih’e ihanet etti.O ki Rab’bin mucizelerini kendi gözleriyle gördü.Isa Mesih’in bütün harikalarini ve mükemmel vaazlarini dinledi ama sonunda otuz gümüs paraya satti.Bir imanda olmayan rahibin ihanet etmesi cok mu acaib?Biz butür seylere sasirmiyoruz.Ama bir müslümanin hristiyan olmasi cok daha önemli bir olay.Bu müslüman siradan bir insan olsa bile…Böyle biri icin göklerdeki melekler seviniyor.Neyse bakalim ne söylemis Yusuf Estes:

    [quote=ametist75;15701
    Estes İncil`in orijinal dilinin günümüzde kullanılmayan ölü bir dil olduğunu ve orijinal İncil nüshaları da asırlar içinde kaybolduğunu vurguluyor[/quote]

    Efendim eger Yusuf Estes böyle birsey iddia etmisse o zaman cehaletini ortaya koymus demektir.Cünkü Incil’in orijinal dili hicbir zaman aramice olmamistir.Isa Mesih aramice de konusmustur fakat o zaman o cografyada en gecerli dil Grekce idi.Ve Inciller en eski nüshalari da Grekce yazilmislardir.Bugün bile aramice az da olsa konusulan bir dildir.Benim atalarim da bu dili hala konusmaktadir.Nasil ölü oldugunu bana izah etse ben de bilgilenmis olurdum:))
    Ikincisi orijinal nüshalarin asirlar icerisinde kayboldugu(!!) iddiasi daha da komik.Incil’in bugün 5.000 den fazla eski orijinal kopyalari dünyanin cesitli kütüphane ve müzelerinde korunmakta ve sergilenmektedir.Merak edip görmek isteyenler icin yerlerinde duruyorlar.Yani bir iddia ortaya atmak kolaydir fakat dogrulugunu veya yanlisligini ispatlamak gereklidir degil mi?

    [quote=ametist75;15701
    Hristiyanlığı birebir yaşayan eski bir rahibin İncil’le ilgili düşünceleri hk ne düşünüyorsunuz. [/quote]

    Hristiyanligi bire bir yasadigini sanmiyorum.Eger yasamis olsaydi Incil hakkinda böyle asilsiz iddialar ortaya atip imansizligini ortaya koymayacakti.O da tipki Yahuda Iskariot gibi asla iman etmemisti ve simdi böyle konusmasi da normaldir.

    [quote=ametist75;15701

    Bildiğim kadarıyla sizler İncil’in asla değişmediğini söylüyorsunuz. Beni aydınlatırsanız sevinirim.[/quote]

    Evet sevgili ametist75 bizler Herseye Egemen Rab’be iman ederiz.Herseye Egemen olan Rab insanlara müjdeledigi Kutsal Söz’lerinin degistirilmesine de göz yumacak degildir.Bu konuda bizlere garanti de vermistir.Okuyalim:

    Luka 16:17 Yerin ve gögün ortadan kalkmasi, Kutsal Yasa’nin ufacik bir noktasinin yok olmasindan daha kolaydir.

    Matta 5:18 Size dogrusunu söyleyeyim, yer ve gök ortadan kalkmadan, hersey gerceklesmeden,Kutsal Yasa’dan ufacik bir harf ya da bir nokta bile ortadan kalkmayacaktir.

    Yesaya(tevrat) 40:6-8 “Insan soyu ota benzer,bütün vefasi kir cicegi gibidir.Rab’bin solugu esince üzerlerine,Ot kurur,cicek solar.Gercekten de halk ottan farksizdir.Ot kurur,cicek solar, ama Tanrimiz’in sözü sonsuza dek durur”

    Daha cok ayetler var ama yazmaya gerek yok.Simdi biz Tanrimiza mi güvenelim yoksa ne oldugu bellisiz Yusuf Estes’e mi?Karar sizin.

    Saygilar& Sevgiler

    TANRISEVGIDIR.png

    #33695
    Anonim
    Pasif

    İncil’in değişmediğine inancımız tamdır sevgili ametist75. Biz Tanrı’nın sözünü daima koruduğuna inanırız. Tanrı sözünü korumaktan aciz değildir.

    Size doğrusunu söyleyeyim, gök ve yer ortadan kalkmadan, her şey gerçekleşmeden, Kutsal Yasa’dan ufacık bir harf ya da bir nokta bile eksilmeyecek.”(İncil: Matta 5:18)
    “…Kutsal Yazı da geçerliliğini yitirmez.” (İncil: Yuhanna 10:35)
    “Kutsal Yasa ve peygamberlerin devri Yahya’nın zamanına dek sürdü. O zamandan bu yana Tanrı’nın Egemenliği müjdeleniyor ve herkes ona zorla girmeye çalışıyor. Gök ve yerin ortadan kalkması, Kutsal Yasa’nın ufacık bir noktasının yok olmasından daha kolaydır.” (İncil: Luka 16:16-17)
    “Gök ve yer ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır.” (İncil: Matta 24:35)

    İncil’de yukarıdaki ayetlerdeki gibi açıklanmıştır bu durum. Fakat incil’i değişmiş olarak kabul eden biri için yukarıdaki ayetler bir şey ifade etmez. Ne kadar Kur’an a dayanarak İncil’in değiştiğini ve cehennemde yanacağımızı basbas bağırarak söyleyenler olsa dahi(yanlış anlamayın bu dediklerim size değil) aslında Kur’an da da İncil ve Tevrat’ın değişmediği belirtilir.

    Senden önce gönderdiğimiz peygamberlerimizin de kanunudur.Bizim kanunumuzda bir değişiklik bulamazsın.(İsrâ 17:77)
    “Elinizde bulunan Tevrât’ı tasdîk ederek indirdiğim Kur’ân’a, inanın;” (Bakara 2:41)

    Bu son yazdığım ayet çok önemlidir aslında, yukarıda ne demiş, tasdik ederek demiş değil mi? Kuran Tevrat’la tasdik edilmiş.
    Şimdi başa dönelim, eğer Tevrat değişmiş ise değişmiş(!) Tevrat’la tasdik edilen Kuran da değişmiş oluyor. Yani uzun lafın kısası Tevrat ve İncil değişmemiştir :)

    #33697
    Anonim
    Pasif

    Yazılanları okudum. Katılıyorum düşüncelere. Sadece Hristiyanlıktan sapan sözde rahip hakkında İncil’den alıntı yapmak istiyorum.

    Matta 24 te İsa Mesih’in dünyanın sonunun yaklaştığını gösterecek olan bazı olaylardan bahseder ve bu olaylardan birisi de şudur;

    Bir çok yalancı peygamber ortaya çıkacak. Bunlar nicelerini kandıracak. (Matta 24:11)

    Ama kim sonuna dek katlanırsa o kurtulacaktır. (Matta 24:13)

    Hiç bir yorum ve açıklama getirilmeyecek kadar apaçık bir ayettir.

    Peki ametist arkadaşım siz bu ayetlerden ne anlıyorsunuz?

    Benim anladığım şudur;

    İsa Mesih kendisinden sonra yalancı peygamberlerin geleceğini, bu peygamberlerin insanları kandırıp kendi yollarına çekeceğini ama sonuna kadar Rab’bin yolundan yürüyenin ise kurtulacağını yazmıştır.

    Yani bu tarz Hristiyanlıktan sapıp başka dinlere mensup olan kişiler aslında İncil’in bizlere ne denli doğru bilgiler sunduğunu gösterir.

    #33704
    Anonim
    Pasif
    ametist75;15701 wrote:
    Arkadaşlar müslüman bir bayan olarak inancınızla ilgili sorularım olacak yine. İslamiyette “Allah” kavramı varken Hristiyanlıkta “Tanrı” kavramı mevcut.Müslümanlar “Tanrı” kelimesini genelde kullanmıyorlar hatta “Tanrı” denildiğinde “Allah” diyerek düzeltiyorlar.Hristiyanlıkta ise “Allah” kelimesi hiç kullanılmıyor yada ben hiç duymamış olabilirim. iki kelime birbirinden çokmu farklı yani sizler neden “Allah” yerine “Tanrı” ifadesini kullanıyorsunuz. iki kavramdada yaratıcıdan bahsetmiyormu
    Müslüman olan Amerikalı rahip Yusuf Estes hakkında düşünceleriniz nedir? Estes İncil`in orijinal dilinin günümüzde kullanılmayan ölü bir dil olduğunu ve orijinal İncil nüshaları da asırlar içinde kaybolduğunu vurguluyor. Hristiyanlığı birebir yaşayan eski bir rahibin İncil’le ilgili düşünceleri hk ne düşünüyorsunuz. Bildiğim kadarıyla sizler İncil’in asla değişmediğini söylüyorsunuz. Beni aydınlatırsanız sevinirim.
    Saygılar

    Sayın kardeşim,
    Hristiyanlıktan müslümanlığa geçen tek şahıs Yusuf Estes değildir. Bu bir yarışa çevrilirse elbette bizlerin de telaffuz edeceği pekçok isimler vardır. Önemli olan kimin hangi dinden nereye geçtiği değil, hangi yolun doğru olduğunun araştırılmasıdır. Benim iman etmeden önce, Tanrı’nın varlığını kabul etmiş fakat O’nu hiç mi hiç sevmeyen bir kişi olarak yaşadığım yıllarda ikidebirde söylediğim bir laf vardı. Aman, ha Allah ha Tanrı, ha müslüman ha hristiyan. Bütün yollar aynı yere çıkıyor. Ne kadar yanlış bir düşünceymiş meğer. Rabbe şükürler olsun ki, kör gözlerimi açtı ve O’na giden gerçek yolun çarmıhtan geçtiğine iman ettim. Yol sadece 1 tane… Tanrı bizim önümüze seçenekler koyup, ister burdan gel istersen de ordan gel demiyor. Ta yaradılışdan itibaren tek bir yol gösteriyor: Kendi kurban kuzusunun kanı!!!

    Kişilerin söylediklerine takılıp kalmayın diyemem size. Çünkü sonuçta çok iyi biliyorum ki bu ülkede ta ilkokulda incilin değiştiği yalanı öğretiliyor. Hayatta en zor şeylerden biri de insanın ezberini unutması, önyargılarını kırmasıdır. Zamanında ben de incilin değiştiğine inanan biri olarak hristiyanlara aptal derdim, değişmiş bir kitabın arkasından gittikleri için. Ama, İncil okumaya başladıktan sonra ve oradaki muhteşem sevgi Tanrı’sını tanıdıktan sonra değişmediğinin kanıtının peşine koştum ve Josh McDowell’ın kitaplarını okudum. Bu kitaplar mantığımda eksik kalan taşların tek tek yerine oturmasına yardımcı oldu. Kardeşlerim ayetlerle de desteklemişler o nedenle tekrar yazmama gerek yok. Tanrı sözü gerçektir, tektir ve değiştirilemez. Bunun da her türlü kanıtı mevcuttur.

    İncil değişti diyorlar siz ne dersiniz diye bize sordunuz, cevaplıyoruz: Bu bir yalan!! Az önce söylediğim gibi, okuyun, araştırın, değişmediğinin bilimsel kanıtlarını da bulacaksınız.
    Ama en önemlisi bir de bizzat Rabbe sorun. Önümde bir dünya yol var, hangisi sana çıkıyor diye yürekten dua edin.

    Doğru yolu bulmanız dileğiyle…

8 yazı görüntüleniyor - 1 ile 8 arası (toplam 8)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.