TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE YAŞAYAN PROTESTAN VATANDAŞLARIN İHTİYAÇLARI

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #23966
    klaus
    Anahtar yönetici

    TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE YAŞAYAN PROTESTAN VATANDAŞLARIN İHTİYAÇLARI

    Konu: Türkiye’de kilise açılması hakkında

    Kilise nasıl açılacak?

    Kilisenin kurulacağı araziyi kimler nasıl ve ne şartlarda verecek?

    Kilise kurmak için yasal bir izin şart mıdır?

    (kilise kurmak için gerçekte izin almak gerekmemesine rağmen mülki amirlikler neden böyle bir beklenti içindedir ya da izin almak gerekli ise bunu kimler hangi kriterlere göre belirleyecek?)

    Bu ve buna benzer sorular uzayıp gidebilir.

    Türkiye’de yaşayan Presbiteryen Cemaati olarak ibadet ihtiyaçlarımızın karşılanmasını bekliyoruz (aslında bütün Protestan cemaatlerin sorunu bu konuda ortaktır). Ancak vatandaşlar olarak üzerinde yerleşik olarak yaşadığımız bu topraklarda geçici çözümler değil, kalıcı bir çözüm umut etmekteyiz.

    Başkalarının kilisesinde misafir gibi toplanmak değil ama kendimize ait bir kilisede ibadetimiz sürdürmek arzusundayız. Dileğimiz “dini vecibelerimizi sadece bir yerde toplanarak yerine getirebilme” arzusundan ötedir. Dini bir cemaat olarak tanınmak, cemaat olarak örgütlenmek de arzumuzdur.

    Hristiyan Türk vatandaşları olarak “dernek” veya “kültür merkezi” statüsünde bir yapılanmayı uzun vadeli ve kalıcı bir çözüm olarak görmemekteyiz. Bir dernek veya bir vakıf olmadan da “ibadethane” statüsü içinde toplanabilmeliyiz. “Kilise” olarak gelir elde edebilmeli, bunları kullanabilmeliyiz. Bir kültür derneği ya da kültür merkezi adı altında toplanmak varlığımızın resmiyette yok sayılması anlamına gelmektedir.

    Kilise açmak, cami, cemevi, mescit açmak gibi izin ile oluyorsa, bu izin yetkisini elinde bulunduran mülki amirlikler veya belediyeler gerçekte kaç tanesine izin vermişlerdir? Türkiye’de böyle resmi izin alınarak açılmış acaba kaç cami vardır? Ya da izin alınmadan açılanlardan kaç tanesi kapatılmış yada kapatılma endişesi ile yaşamaktadır? İmara uygun olmadığı için ya da tapu kaydı bulunmadığı için yıkılan ya da kapatılan bir cami ya da mescit var mıdır? Ancak protestan cemaatlerin hepsi bu zorluklarla boğuşmaktır.

    Bu konudaki mevzuat yeterince net değildir. Avrupa Birliği uyum yasalarına ilişkin çalışmalarda İmar Yasası’nda yapılan değişiklikle “cami” ifadesinin “ibadet yeri” ifadesi ile, değiştirilmesi İslam dini dışındaki inanç ve mezheplere ibadet yeri tahsisi için bir kapı açmış gibi gözükmekle birlikte Sünni Müslümanlar dışındaki vatandaşların inançlarına uygun bir şekilde ibadet yeri açmaları henüz pratikte mümkün olamamıştır.

    Gerek anayasal gerekse Türkiye’nin imza attığı uluslararası anlaşmalar çerçevesinde ibadet özgürlüğü kavram olarak var olsa bile, bu özgürlüğün kullandırılması noktasında inisiyatif halen mülki amirlikler ve belediyelerde bulunduğundan “yerleşik cemaat” ve “asgari sayı” gibi şartlar mülki amirlerin kendi takdirlerine bağlanmış olduğundan bir çözüme gidilmesi zor gibi gözükmektedir.

    Türk Hristiyanları olarak tüzel kişiliklerimizi dernek veya vakıf olarak düzenlemek zorunda olmadan kültürümüzü, geleneklerimizi, ve inancımızı koruyup çocuklarımıza da devamını temin için bırakabileceğimiz kalıcı bir çözüm yolunun “demokratik, laik ve evrensel hukuk” değerlerine ters düşmeden de bulunabileceği inancındayız.

    Rev. İlhan Keskinöz
    Ruhani Kurul Bşk. Yrdç
    Türk Dünyası Presbiteryen Kilisesi

    http://www.presbiteryen.org

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.