TÜRK ERKEĞİNİN UTANÇ GÜNÜ* HaberTürk

  • Bu konu 2 izleyen ve 1 yanıt içeriyor.
2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27143
    Armagan
    Anahtar yönetici

    TÜRK ERKEĞİNİN UTANÇ GÜNÜ

    Kadına Yönelik Şiddete Hayır Günü’nde kahreden tablo…

    25.11.2010 11:51:00

    [IMG]http://haber.kanald.com.tr/handlers/DetayResimHandler.ashx?id=11282[/IMG]
    Kadınların hayatlarının her alanında gördükleri şiddetin mücadelesini anlatan ve simgesi olan 25 Kasım ‘Uluslararası Kadına Karşı Şiddete Hayır Günü’ Türkiye’de kadınlara yönelik sınırsız şiddetin acı tabloları bir kez daha gündeme geldi.

    Türkiye’deki kadınların, yüzde 41.9’u fiziksel ve cinsel şiddete uğruyor. Kadınların yüzde 48’i uğradığı şiddeti kimseye anlatamıyor. Şiddet ne ekonomik düzey dinliyor ne de eğitim seviyesi. Ve araştırmalara göre, şiddet kadının hayatına bir kere girmişse mutlaka devamı geliyor.
    En kapsamlı araştırma
    Türkiye’de şimdiye kadar yapılan en büyük kadın araştırması Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ve AB’nin desteği ile Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü’nce 24 bin 48 hane ziyareti ve 12 binden fazla kadınla yüz yüze görüşmelerle gerçekleştirildi.

    Bir bölümü daha önce kamuoyuyla paylaşılan Kadına Yönelik Aile İçi Şiddet Araştırması, ilginç sonuçlarıyla dikkati çekiyor:
    Türkiye’de kadınların yüzde 41.9’u fiziksel ve cinsel şiddete uğruyor.
    Yüzde 49.9’la en fazla şiddete maruz kalan kadınlar ‘düşük gelir’ grubunda. Orta gelir durumunda bu oran yüzde 41.8, ‘yüksek gelir düzeyin’de de yüzde 28.7.
    ‘Çalışan’ kadınların yüzde 44.1’i, çalışmayanların yüzde 41.1’i şiddet mağduru.
    Eğitimsiz kadınların yüzde 55.8’i, lise ve üzeri eğitim alan kadınların yüzde 27.2’si şiddet mağduru.
    En az bir kez gebe kalmış her 10 kadından biri gebeliği sırasında şiddet yaşıyor.
    Kadınların yüzde 57.6’sı, üç veya daha fazla kez yaralandığını söylüyor.
    Ekonomik şiddet Erkeklerin ‘işten çıkmaya neden olma veya çalışmaya engel olma’ oranı düşük gelir seviyesindeki kadınlarda yüzde 21.5 iken, yüksek gelir düzeyindeki kadınlarda neredeyse aynı: Yüzde 21.2.
    Yaşadığı şiddetini kimseye anlatmayan kadın oranı yüzde 48.5. Düşük gelir düzeyinde bu oran yüzde 54.1, yüksek gelir düzeyindeyse yüzde 37.5.
    Şiddet yaşamış kadınların yüzde 33.7’si ‘hayatına son vermeyi düşündüğünü’ söylüyor.
    Düşük ve yüksek gelir grubunda bu fikri aklından geçiren kadın oranı aynı, yani yüzde 34.6.

    İntihara götürüyor

    Şiddet görenlerin yüzde 12.4’ü intiharı denemiş. Düşük gelir düzeyinde bu oran 12.4 iken, yüksek gelir düzeyinde yüzde 11.
    Mirabel kardeşler ve Urfalı kadınlar
    Bugünün Kadına Yönelik Şiddet’e Hayır Günü olmasının hikâyesi şöyle: 25 Kasım 1960’ta Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörlüğe karşı mücadele eden üç kız kardeş Patria, Minerva, Maria Mirabel’in cesetleri bir uçurumun dibinde bulundu. Mirabel kardeşlerin, tecavüz edilerek vahşice öldürüldüğü ortaya çıktı ve onlar diktatörlüğe karşı mücadelenin sembolü oldu. 1981’de Latin Amerika Kadın Kurultayı’nda 25 Kasım günü, Mirabel kardeşlerin anısına ‘Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’ ilan edildi. Dün Şanlıurfa Viranşehir’de bugün dolayısıyla yapılan eyleme 100 kişi katıldı. Eylemde konuşan Emine Çetiner, “Kadına yönelik şiddet sürekli artıyor. Biz kadınlar olarak dört duvar arasına hapsedilen tüm kadınlara özgürlük istiyoruz” diye konuştu.

    http://haber.kanald.com.tr/Haber/Ya%C5%9Fam-34/Turk-erkeginin-utanc-gunu-11282.aspx

    #35745
    Anonim
    Pasif

    Bu konuyla ilgili olarak bir zaman öncesinde yine gazetelerde yayınlanmış bir araştırının sonucuna da değinelim: Türkiye’deki kadınların şaşılacak büyüklükteki bir kısmının ‘vajinizm’ sorunu yaşıyor oldukları… Yani cinsel temas imkansızlığı… Kadın iktidarsızlığı, başka sözlerle söylenecek olsa… Psikolojik kaynaklı bir sorun, vakaların ezici çoğunluğunda.

    Vücuden edilgen olan kadına şiddet tabi ki kadında ‘korku’, ‘treddüt’ ve ‘kapanış’ yaratacaktır… ‘Güçlü’nün ‘güçsüz’e tahakkümünün hüküm sürdüğü her ortamda güçsüzün dramından başka asıl güçlünün dramı yaşanır, trajik bir paradoksun vuku buluyor olması sayesinde. ‘Güçlü’ kendi kuyusunu kazar… kendisine olan güveni kaybettirmesiyle… sevgisizliğe mahkum olur. Çünkü, Yüce Rab’bın o sonsuz hikmetinin düzeninde sevginin şantajla, tehdit ve şiddetle sağlanabilmesi imkansızdır… Olsa olsa zoraki bir itaat sağlanmış olur ama… onun da aklı ve vicdanı salih insanda hiç bir huzur ve tatminlik doğurabileceği yoktur elbet.

    Bunlar üzerlerinde çok acilen derin tefekküre dalınması icab eden mevzulardır… ve insanın varlıksal konumu ile doğrudan alakalılardır. Bu yüzdendir ki insanın cinselliğe olan yaklaşımı belki de manevi sağlığının en güvenilir göstergelerindendir hayatta…

2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.