Savruk Kimliklerimizin Gölgesinde

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24152
    Anonim
    Pasif

    SAVRUK KİMLİKLERİMİZİN GÖLGESİNDE

    Savruk kimliklerimizin gölgesinde, uçarı ve asi rüzgarlar gibi nereye estiğimizi bilmeden geldik kapına.

    Ve sanki daha anlaşılmazdı senin anlattığın, daha zor, daha kapalı…

    Ezik benliklerimizin her yeri, dünyanın rahatlığında umarsızca yol alırken, anladığımızı sandığımız her şey yabancılaştı seninle birlikte.

    Kavramların tepe taklak üstümüze yığılışını gördük. İnandıklarımız… dünyanın bahşettiği lekeli serüvenler… İblis’in bahşettiği karanlık zenginlikler…

    Hepsinden biraz yutarak şişirmiştik sana geldiğimizde aç benliklerimizi. İçimizde eski alışkanlıkların ağırlığı vardı…

    Sokakların her yeri eski alışkanlıklarımızın izlerini hatırlatıyordu.

    Ötede sarhoş olduğumuz kaldırımlar, beride şeytanın sofrasına ekmek banışımız ve erkeklerin erkekliğinden, kadınların kadınlığından utandığı odalar.

    isyan alanlarının kanlı bayrakları, yalanla kabaran cüzdanlarımızın pantolonumuzdaki izleri, bir eli sahtece sıkışımız..

    Şu ileriki parkta, yanılgıyla dolu bir akşam vakti, eğilip kalkıp afaki dualara yatırdığımız alınlarımız…

    Kavramların rahatsız edici ağırlığında, aydınlık huzurunun kutsiyetine tırmandık.

    Kapıyı çaldığımızda oradaydın. Milyon yıllık bir güzelin uykudan uyanışı gibi görkemliydi bakışın ve yeniydi hala.

    O kilisenin duvarında görmüştüm o sözü : “İsa Mesih Dün Bugün ve Sonsuza Dek Aynıdır…'

    Dününü bilmiyorduk daha, ama o gün genç umutlar dağıtan gözlerini duyumsuyorduk.

    Demek ki her gün yeniden diriliyordun, yeniden, yeni ve bitmeyecek umutlar doğuruyordu gözlerin.

    Akıl almaz bir inançtan bahsettin bize. Kırılgan ellerimizi tutarak, merhametli ustalığıyla sevgi dağıtan bir Baba gibi anlattın. Alışmamıştık, hükmeden, dayakçı ve inkar eden Tanrı’yı bekliyorduk çoğumuz.

    Lekeliydik, hastaydık ve kangren olmuş yüreklerimizin sadece tortusu kalmıştı göğsümüzde.

    Ve ellerin göğüs kafeslerimizden içeri girip, dirilişin şölenini duyurur gibi maharetle sarstı benliğimizi.

    Ve sözlerini öğrenmeye başladıkça, irkilen ruhlarımız selametle tahtının sağına kaldırdı başını.

    Orada bir yeri olduğunu bilerek, bir bebeğin annesine uzanan elleri, yere düşen bir çocuğun, Babasını arayan bakışlarını taşır gibi kaldırdı ufacık yüreğini.

    Ruhlarımız; artık durağan bataklıklarda, durağan lekelerinden kendini var etmeye çalışan domuzlar gibi birbirini itmek değil,

    Adaletinin ve hikmetinin serin sularında varlığından memnun yunuslar gibi şenlikle, sana gelmek arzusuyla yandı.

    Ateşinin fırtınasında tarlalarımızı senin bereketli yangınından sulamak arzusuyla. YANDI…

    Dirilen İsa’nın Ayak İzleri diye başlayan bir ilahi yazıyor o ruhlar.

    Senin, ayak izlerinde biriken yağmur sularını içerek büyüyor. Bizlere verdiğin Kayanın gücüne sığınarak savaşıyor. Mucizelerinde yenileniyor…

    Yaşıyor ! Yaşıyor ! İsa Yaşıyor ! Yeni yaşamın öncü habercilerinin çağrısı bu : İsa Yaşıyor !

    Milattan Önce tanımının olmadığı çağların ezgisini taşırıyor. Senden öncesi yoktu senden sonrası yok belleklerimizde.

    Ama Sen hep vardın, hep varolacaksın. Kırılgan ellerimizi tutarak merhametli ustalığından eşsiz işçilikler üreten bir
    Baba gibi dirileceksin her an, her soluk alışımızda.

    Varlığına hasretimizi bile bile körükleyeceksin, her gün artan bir korla yakacaksın ruhlarımızı, gülümseyen gözlerle yanışımızı izleyeceksin ve biz yandıkça gülümseyen gözlerin umut doğuracak yeniden…

    Avuçlarının yarası derin bir hatıra gibi ve kanının kurtarışı varolan en büyük destan olarak hep çağıracak bizi.

    Eski hatıraların pasını atacak belleğimiz, bilerek yaşamanın hikmetinde, varolduğumuz için hamdedeceğiz.

    Kahramanlıkta sensin, özgürlükte sen… Ve tüm yaşayanların bereketli pınarı, maharetli Baba da Sen…

    Yaratan Tanrı sen ! Gelecek Kral sen ! Sen… Ellerini hiç çekme üzerimizden…

    Mez.20: 6 Şimdi anladım ki, RAB meshettiği kralı kurtarıyor, Sağ elinin kurtarıcı gücüyle Kutsal göklerinden ona yanıt veriyor.

    Amin !!

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.