Musa Tanri’yi gördü mü yoksa görmedi mi?

  • Bu konu 3 izleyen ve 2 yanıt içeriyor.
3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26466
    Anonim
    Pasif

    Görünüste celiski gibi görünen su ayetler nasil aciklanabilir?: “Tanri Musa’yla iki arkadas gibi yüz yüze konusurdu.” Misirdan cikis 33,11 ayni bölümün devaminda ayet 20 de söyle yaziyor: “Ancak yüzümü görmene izin veremem.Cünkü yüzümü gören yasayamaz.”.Eski yazilarda iki farkli kelime mi kullanilmis?

    Problemin kendisi kullanilan “görmek” veya “yüz yüze görüsme” kelimelerinde degil Tanri’nin anlamindadir.Bununla ne demek istiyorum? Yuhanna Incil’inin baslarina geri dönelim.Orda sunu okuyoruz:

    “Tanri’yi hicbir zaman hic kimse görmedi.Baba’nin bagrinda bulunan ve Tanri olan biricik Ogul O’nu tanitti.”Yuhanna 1,18
    Bu ögretim sözcükleri bizlere problemin cözülmesinde dogrudan yardim ediyor.Göze carpan sey Yuhanna’nin “Tanri” ve “Ogul” kavramlarini karsi karsiya getiriyor.O söyle demek istiyor: Hicbir insan Tanri’yi bütünlükte ve sınırsızlıkta görmeye yeterli degildir.Musa da buna dahil.Misirdan cikis 33,20 de okudugumuz ayet de bunu dogruluyor.Herzaman icin bir insan Tanri tarafindan birsey aldigi zaman veya gördügü zaman o karsilastigi ve gördügü kisi Tanri Oglu Isa Mesih’tir.Yani Eski Ahitt’te cesitli yerlerde okudugumuz Musa ve Ibrahimden haric (Elcilerin isleri7,2),Hacer(Yaratilis 16,13),Israil’in önderleri(Misirdan cikis 24,10),Gideon(Hakimler 6,22-24),Simson’un anne-babasi( Hakimler 13,22) bu insanlarin Tanri’yi görmüs olmalari, Yuhanna Incil’inde okudugumuz üzere kesinlikle söyle diyebiliriz: Onlarin hepsi her seferinde Ogul’u gördüler;cünkü Mesih’in kendisi insanlara görünmez Tanri’nin görünümü olarak tanitildi.Ve kim Ogul’u gördüyse,O’nda Tanri’yi görmüstür.Bunu bize bizzat Isa Mesih söylemistir.”Kim beni görmüsse, Baba’yi görmüstür.”(Yuh.14,9)Pavlus Kolosselilere mektubunda Isa Mesih’in “görünmez Tanri’nin görünümü” olarak tanitmistir.(Kolosseliler 1,15)Tanri ,hicbir insanin göremeyecegi varligi Isa Mesih’te Tanri’nin görünüsü olarak belirmistir.Bunu Ibranilere Mektubunda da okumak mümkün:Ogul,Tanri yüceliginin pariltisi,O’nun varliginin öz görünümüdür. (Ibraniler 1,3)

    Simdi Musa’ya geri dönelim.Misir’dan Cikis 33,11 de okudugumuz üzere “Musa Tanriyla yüz yüze ve iki arkadas gibi konusuyorlardi”sözünün anlami Musa, Tanri Oglu Isa Mesih’le konusuyordu. Suna dikkat edelim ki Isa Mesih kendisine iman edenlere “Dostlarim” demistir.(Yuh.15,15)
    Cölde Sayim’de kelime kelime Musa’nin Isa Mesih’i Tanri’nin bir resmi olarak gördügünü vurguluyor.

    Kulum Musa öyle degildir.
    O bütün evimde sadiktir.
    Onunla bilmecelerledegil,
    Acikca,yüzyüze konusurum.
    O Rab’bin suretini görüyor. Cölde sayim 12,7-8

    Ibrahim de Mesih’i gördügünü söylüyor(Yuh.8,56)Elcilerin Islerinde ” Yüce Tanri atamiz Ibrahim’e göründü” denmesine karsilik.(7,2)


    Öyleyse toparlayacak olursak:Hickimse Tanri’yi Ogul’u gördügünden baska türlü göremez; bir kimse Ogul’u gördüyse Tanri’yi görmüstür. Benedikt Peters.

    #33576
    klaus
    Anahtar yönetici

    Bu ayetleri ne zaman okusam dikkatimi bir şey çeker. Biraz hayal gücümü çalıştırırım. Sizin de fikrinizi almak isterim açıkçası.

    Mısırdan Çıkış 33: 11
    ”RAB Musa’yla iki arkadaş gibi yüz yüze konuşurdu. Sonra Musa ordugaha dönerdi. Ama genç yardımcısı Nun oğlu Yeşu çadırdan çıkmazdı.”

    Musa çadırdan çıksa bile Yeşu kalmaya devam ederdi. Çok ilginç değil mi? Hep düşünmüşümdür acaba Musa çadırdan çıkıp gidince, Yeşu ile Tanrı konuşur muydu ? Yeşu çadırda ne yapardı, nasıl vakit geçirirdi ?

    Başka bir konu da, aşağıda iki farklı ayetde Tanrı’ nın, Musa’ yı adıyla tanıdığını yazar. İki yerde de vurgulanmış sanki.

    Mısırdan Çıkış 33: 12
    ”Musa RAB’ be şöyle dedi:… “Bana, ‘Seni adınla tanıyorum, senden hoşnudum’ demiştin.”

    33: 17
    ” RAB, ‘ Söylediğin gibi yapacağım’ dedi, ” Çünkü senden hoşnut kaldım, adınla tanıyorum seni.”

    Kilisemde bir kardeşin kişisel yorumu şuydu; ” Belki Tanrı, Musa’ nın göksel yerdeki yeni adını kastediyor! ” Tıpkı vahiyde dediği gibi !

    Vahiy 3: 12
    ” Galip geleni Tanrım’ ın Tapınağı’ nda sütun yapacağım. Böyle biri artık oradan hiç ayrılmayacak. Onun üzerine Tanrım’ ın adını, Tanrım’a ait kentin -gökten Tanrım’ın yanından inen yeni Yeruşalim’ in- adını ve benim yeni adımı yazacağım.”

    Bizim isimlerimiz kimbilir nasıl. Biraz hayalgücü dedim ya..
    Siz ne dersiniz ?

    Sevgi ve esenlikle..

    #33578
    Anonim
    Pasif

    Koreş kardeş ve Kayram kızkardeşimin bu konudaki dikkat ve ilgileri, uzun zamandır beni de, meşgul ediyor! Çünkü Musa, o dağda Rab’bın yanında iken, “kendi izzetini bana göster” diye niyaz etmiş. Rab’le yüz yüze o görüşmesinde, belli ki, insanın dayanamayacağı o izzeti Musa’ya göstermemiş! Bunu fiziksel alanımızda bir misal ile şöyle düşünebiliriz: Elektrik üretecinden gelen elektrik akımı, fluoresan lâmbasını aydınlatır ve çıplak gözlerle lâmbanın bu ışığına bakabiliriz, ama başka yerde aynı akımla neşrolunan bir kaynak ışığına çıplak gözle bakarsak, gözlerimiz zarar görür. Tarsuslu Saul, Şama girerken, aynı Rab’la yüzleşmesinde dayanamayıp yere düşmüş ve yüzüstü yere kapanmış; ışığın şiddetinden dolayı gözleri kör olmuş! (Res.İşl. ):8; 22:11). Saul, yani Pavlus, gördüğü ışığın güneşten daha parlak olduğunu anlatıyor!(Res.İşl.26:13). Dünyadan ayrılıp gökteki görkemine dönen Rab İsa’yı öğrencisi Yuhanna, gördüğü zaman ayakları önüne ölü gibi düşmüş! Vahiy 1:17).

    Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, insanın görmeğe dayanamayacağı yüksek şiddetteki izzetini, ya da, görkemli görünümünü gökte bırakmış ve bir insan formuna bürünerek yeryüzü gezegenimize girmiş, bizimle beraber olmuş. Fakat insan gözlerimize bir insan gibi görünmüş; işte, bizi asıl şaşırtan gizem de budur! Onu Meryem’in oğlu dülger İsa olarak görmüşler! Fakat söylediği sözlerdeki o güçlü etkisi de, gizem dolu! Yaptığı mucizeleri, günümüz bilginleri asla başaramadılar. Dört günlük kokuşmuş bir ölüyü diriltip yaşama döndürmesi, günümüz Tıp bilimince mümkün değildir! Mezardaki o kokuşmuş ölüye, “Lazar, dışarı gel!” diyen o sesli çağrısındaki gizemi aramızdan kim bilebilir? Mesih İsa’nın asıl görünümü ile sesi farklı şeyler değil sanırım. Allah’ı dinlemenin sırrına ve gizemine ermiş olan Petrus ve Yuhanna,” gördüğümüz ve işittiğimiz şeyleri söylememek elimizde değil ” demişler! (Res.İşl. 4:20). Günümüz Ultrason sistemindeki piezzo elektrik dalgaları, ses ve ışığa dönüşebiliyor! Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’i İNCİL’den alıntı düşüncelerle düşünürken bile, Kayram kızkardeşimin dediği gibi, hayal gücümüzü kullanıyoruz. Zihnimizde ve hayalimizde şekillendirdiğimiz İsa resimleri, birbirimizinkine hiç mi hiç benzemiyor! Zihnimizde tasavvur ettiğimiz İsa, başkalarına anlattığımız kendi yorumumuzdur! Çünkü kendi düşüncelerimiz ve hayal kuruntularımız, irademizin eserleridir!

    “Ve Rab gördü ki, yeryüzünde adamın kötülüğü çoktu, ve her gün yüreğinin düşünceleri ve kuruntuları ancak kötü idi.”(Yaradılış 6:5).

    Fakat İsa Mesih’in incilinde Tarsuslu Saul’un Rab İsa Mesih’le o yüzleşmesinde kayıtlara geçen o ilâhi söz şöyledir:

    “Kalk ve ayakta dur; çünkü hem gördüğün şeylerde, hem sana görüneceğim şeylerde seni hizmetçi ve şahit tayin etmek için sana göründüm” (Res.İşl.26:16).

    Rab İsa Mesih’in Tarsuslu Saul’a görünüp söylediği bu söz, “sana göründüm” demekle, fizik boyutumuzdaki Kendi İnsanoğlu varlığını, fakat ” hem gördüğün şeyler, hem sana görüneceğim şeyler”
    sözü, yine kendisinin göze görünmez, fizik ötesi varlığına bizi alıp götürüyor! Bu görünmez özelliği o kadar derin bir şey ki..! Kendi düşüncelerimiz, kendi irademiz ve hayal gücümüzle değil; ancak O’nun iradesi ve bize görünmesi ile mümkün oluyor! Derin bir sıkıntıya, korkuya ve kaygıya kapıldığımız zamanda, nerede olduğumuzu, neler düşündüğümüzü o biliyor ve bizimle beraber oluyor! Onu fizik gözlerimizle değil, bize verdiği iman gözlerimizle görmemiz mümkün oluyor! “Gördüğün şeyler” ve ” sana görüneceğim şeyler “

    ne demek oluyor? Bu konuda sizlerle olan paylaşımlarımda irdelemelerim olmuştu. Şimdi de, Rab’le yüz yüze konuşmanın başka bir boyutta süren gizemini kendi hayal gücümüzle çözümleyemeyiz. Ama Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in vaadı üzere Kutsal Ruh, Allah’ın doğruluğu olan İsa Mesih’in fizik ötesi varlığını, yani eylemsel varlığını her birimizin bedeninde açığa çıkaracak sonsuz güce sahiptir. Bu konuyu daha sonra paylaşmak isterim.

    “Gözün görmediği, ve kulağın işitmediği, Ve insanın yüreğine girmediği, Yani Allah’ın kendini sevenlere hazırladığı bütün şeyler.” (Yeşaya 64:4; I.Korint.2:9).

    Bu şeyler, Mesih Ruhu düşünceleri ile başlıyor ve bedenimizde kendi eylemleri görünecektir! Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, “hem gördüğün şeylerin, hem sana görüneceğim şeylerin hizmetçisi ve tanığı olacaksın” sözü ile bizi vaadı altında tutuyor! (Res.İşl.26:16).

    Bu şeyler, O’nun izzetli varlığıdır. Bu şeyler, Allah’ın doğruluğudur! Bizde göründükleri zaman, kendi doğruluğumuzdan bu yolla boşandırılır ve Allah’ın doğruluğu lütfuna nail oluruz. Rab, sizleri bereketlesin.

3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.