Kiliseye gitmeye korkuyorum

  • Bu konu 10 izleyen ve 20 yanıt içeriyor.
15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 21)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27557
    Anonim
    Pasif

    Hristiyanlığı yıllardır araştırıyorum. ilk olarak2 sene önce kiliseye gittim.
    Çok hoşuma gitti,İncili okuduktan sonra ruhani olarak büyük değişimler yaşadım. Nefret,Önyargı,Zarar verme gibi duygularım sıfıra indi.
    Kilisede yeni arkadaşlarım oldu. Hiç bir şekilde bana baskı yapmadılar. hatta soru sormadan Incilden bile bahsetmediler.Ne sorduysam da cevapladılar.
    Bir gün benim için kiliseden 2 kardeş dua etti. O an çok korktum.
    ”Acaba yanlış mı yapıyorum?” diye düşündüm.
    Sonra uzun uzun düşünmeye fırsatım oldu.
    Eğer Kiliseye gitmeye devam edersem,yakında nüfus cüzdanımı bile değiştirip Hristiyan yazdırabilirdim.bunu istiyordum.sadece resmi olarak değil ruh ve beyin olarak da bunu istiyordum.
    ancak düşüncelerim sonunda şu kanıya vardım:
    ”Eğer Hristiyan olursam,
    1.Ailem üzülecek
    2.Ailem beynimin yıkandığını düşünecek
    3.Belki çok kızacaklar
    4.Toplumda yadırganacağım
    5.belki işe girerken bile sorun yaşayacağım
    6.Belki ilerde bir kızı seversem evlenemeyeceğim
    7.yanlış bir inanca sahipsem,cehenneme gideceğim.
    8.doğru inançtaysam,o zaman ailem cehenneme gidecek.

    vs..vs.. korkularım bunlar oldu.
    Kilisedeki insanlar görümler gördüklerini,büyük mucizeler yaşadıklarını söylüyorlar.bunun için çok dua ettim ama böyle birşeyle karşılaşamadım.

    ve gerçek nedir asla tamamen bilemeyeceğim.yani, böyle bir şeye tam inanabilmek için muhakkak tanrıyla birebir irtibat gerekiyor.yani bir görüm,büyük bir mucize,beni bu yola çekecek gzel bir gelişme…

    ama hiç biri olmuyor.
    Kiliseye gitmediğimden beri daha sinirliyim çevreye karşı.daha küfürbaz daha takıntılıyım.

    yardımlarınızı bekliyıorm

    #36601
    Anonim
    Pasif

    “düşüncelerim sonunda şu kanıya vardım:
    ”Eğer Hristiyan olursam,
    1.Ailem üzülecek
    2.Ailem beynimin yıkandığını düşünecek
    3.Belki çok kızacaklar
    4.Toplumda yadırganacağım
    5.belki işe girerken bile sorun yaşayacağım
    6.Belki ilerde bir kızı seversem evlenemeyeceğim
    7.yanlış bir inanca sahipsem,cehenneme gideceğim.
    8.doğru inançtaysam,o zaman ailem cehenneme gidecek.”

    Yukarda yazdıkların içinde en çok seni etkileyen hangisi diye sorsam.?

    Sevgili happycristmas
    Bu gün iman eden ben dahil,t üm Hrıstıyan arkadaşlarım, benden büyük abilerimin, benden küçük kardeşlerimin hepsi, başta bu sıraladıklarının
    hepsini yaşadı.
    Hepimizin ilk başlarda aileleri üzüldü, hepimize,beyninizi yıkamış denildi hepimiz ilk başlarda toplumda yadırgandık,bazı kardeşlerimiz Müjdeyi kabul etmeyen kız ya da erkek arkadaşlarını terk etmek, yada terk edilmek durumu ile karşı karşıya geldiler, imanda ve kutsal kıtap bilğisinde kökleşmediğimiz için,ilk başlarda
    “Acaba hatamı yapıyorum”
    Dedik,ilk başlarda
    “Yaa benim inandığım doğruysa,tüm ailem cehenneme gidecek” korkusunu yaşadık.

    Sevgili kardeşim, İsa Mesih biz inanmışlara zaten pembe bir dünya vaat etmedi, sözleri ile tüm bunları yaşayacağımızı bizlere bildirdi, acı çekeceğimizi,İ nancımızın bizi ayıracağını,söyledi.

    “Çünkü ben baba ile oğulun,anne ile kızın,gelinle kaynananın,arasına ayrılık sokmaya geldim.”Matta 7:34.35

    İsa Mesih gidilecek gerçek yol,ve gerçek yaşamdır. Gerçek oluşu, sözlerini.. gerçek yaşam oluşu anlattıklarını teyit etmiyor mu.!
    İsa Mesih, acı olan yaşanabilirliklerden, bahsetti.

    “Çarmıhını yükleyip ardımdan gelmeyen bana layık değildir”dedi.

    Çarmıhı.. çekilen zorlukları,ailelerin üzülmelerini, dışlanmaları,
    itilmişlikleri, reddedilmeleri, acıları, gözyaşlarını, kendini yanlız hissetme duygularını anlatır.

    Hepimiz bunu,birebir yaşadık.

    Tanrı Söz’ünde güçlenme,Tanrı sözlerini anlama, İsa Mesih’e duyulan sevgi ve iman tümünün üsttesinden gelmemizi sağladı.Geride sadece duyulan korkular ve kuşkular ile, geride sadece bıraktığımız, beynimizde bize konuşanın( İblis) sesi kaldı.

    İblis’in işi korku vermek, tohumu atar,ara sıra gelip sular ve büyümesini seyreder. Bizi,bizden daha iyi tanır,duyduğumuz korkuların nereden kaynaklandığını bilir,
    Şimdi diyeceksin ki..Hani.. imanlıdaki kutsal Ruh.?
    Kutsal Ruh, sadece huzurlu ortamda etkindir.sen kendini düşüncelerini iblise acarsan,Ruh hiç bir eylemde bulunmaz, bu arada şeytan çalışmaya devam eder. Duygusal (Ailelerin üzülmesi,etkilenmesi,kız arkaşla İnanç farklılığı gibi)bakımdan alt üst etmeye bayılır, işi oyuna döker, belkide inanlı bir İsa Mesih inanlısı ile oynadığı için bundan zevk alıyordur.

    İlk iman ettiğimiz zamanlar, her sabah ailece kiliseye gitmeye çalıştığımız her pazar günü, arabanın durduk yerde lastığı patlardı.Eşim bağırırdı, istepne ile uğraşırken “aşalık iblis ne yapıp edip kiliseye gideceğiz. Boşuna uğraşma”yoldan geçenler bize bakar gülerlerdi.

    Ya da her pazar günü, hiç nedensiz kavga çıkardı aramızda, vay efendim, ben haklıyım,hayır..sen değil ben haklıyım,,gibi.

    Ya da,yaa ne var yani bu pazar da gitmiyelim..hafta sonunu denizde geçirelim, ya da pikniye gidelim. Kavurucu sıcaklık,45 derece ,,oh be ne iyi olurdu, şimdi soğuk buzz gibi biralar.
    Papaz mı olacağız..”Ben doğru yaa,hafta içi iş yani gitmesek, mi acaba larrr
    (bak şimdi bunları yazarken gülüyorum,,yani bunları birebir yaşadık.)

    Yani anlayacağın, Şeytan çok sıkı çalışıyordu. Her pazar evde büyük arbede yaşanıyordu.

    Tanrı Söz’ünün yaşamlarımızda, kök salıp iyi meyveler üretebilmesi için,
    biri tarafından (KutsalKItap’ı iyi bilen) vaaz edilmesi ve öğretilmesi gerekir. Bunu da bize sağlayan tek yer Tanrı’nın evi olan Kiliselerdir. Ben Kutsal Kıtap’la ilğili tüm bilği birikimimi Kiliseye ve aldığım vaazlara, derslere borçluyum.
    Şeytan’ın sesini dinleseydin,hiç bir şey öğrenemezdım, kuru bir inanlı olurdum, sadece inanlı, kökleşmemiş,Tanrı söz’üne yabancı,Kutsal KItap’tan uzak,

    Korıntliler 2:11 Ayet’i Şeytan’ın oyun ve düzenleri konusunda bizlerin bilğisiz olmamamız gerektiğini söylüyor.

    1 petrus 5:8 de Şeytanı bizleri, yutacak,kükreyen bir aslana benzetiyor.

    Mezmurlarda Davut diyor ki:
    “Neden üzgünsün ey gönlüm,Neden içim huzursuz::?
    Tanrıya umut bağla.

    Eminim ki aklından “şu şekilde olursa bu olur..”(Önce sorarsın çevabı gene kendin verirsin)
    “Bu şekilde olursa şu olur.”
    Diyorsundur.düşüncelerdeki endişe durumunun ortaya çıkışıdır, bu şekilde düşünmeler.Bu Tanrı’dan uzaklaşma,ve her tür olumsuz düşünceye kapı açmaktır.
    Kilise..Mesih’te büyümemizi sağlar,Ruhsal yönden güçlenmemize yardım eder,güçlü ve yanlız olmadığımız konusunda bizi destekler.Tanrı sözünün ,aklımızda her zaman diri,ve kalıcı olmasını sağlar,gerçeğe yaklaştırır,doğru konusunda bizleri eğitir.Gerçeği öğreterek özgürlüğü bize verir.

    Esenlik ve Mesih’in sevgisi seninle olsun Kardeş happycristmas

    #36604
    Anonim
    Pasif

    Sevgili happychristmas.

    Bazı imanlılar senin yaşadığını yaşamışlardır. İki yıldır araştırdın, ama sonra yanlış yaptığını düşünüyorsun. Acaba neden öyle düşünüyorsun? Aklına takılan bir soru mu var? Şayet varsa eğer çekinmeden sor, memnuniyetle cevaplamaya hazırız. Yok eğer sebepsiz bir düşünceyse emin ol bu şeytandandır.

    Şeytan senin aklına bir çok şey sokmuş. Olabilecek şeyler listesi, korkular, gelecek kaygıları. Şunu bilmeni istiyorum ki, Hristiyanlık sadece bir gruba ait olmak değildir, Mesih’i takip etmektir. Mesih’in sözüne itaat etmek ve böylece hayatımızın sonuna dek kutsal olma yolunda ilerlemektir. İncil’de ayet açıkça şöyle diyor: “Herkesle barış içinde yaşamak ve kutsal olmak için gayret edin. Kutsallığa sahip olmadan kimse Rab’bi göremeyecek.” (İbraniler 12:14). Bu söz kesinlikle doğrudur.

    Sıraladığın sebepler ve düşünceler listesinde genellikle toplumun ne düşündüğünü ön plana koymuşsun. Aile, arkadaşlar, toplum, iş hayatın vs. Onların ne düşündüğü Tanrı’nın ne düşündüğünden önemli değil. İnan bana, ben gerçeğin İsa Mesih olduğunu yüreğimin derinliklerinde fark etmiştim. Fakat senin gibi, arkadaşların ne düşündüğünü düşündüğüm için korku ve endişe vardı yüreğimde. Ancak kilisede pastörüm bana çok teşvik verdi ve korkmamam gerektiğini bana defalarca söyledi ve bana şu ayeti hatırlattı: Kalabalık halk toplulukları İsa’yla birlikte yol alıyordu. İsa dönüp onlara şöyle dedi: «Biri bana gelip de babasını, annesini, karısını, çocuklarını, kardeşlerini, hatta kendi canını bile gözden çıkarmazsa, benim öğrencim olamaz. (Luka 14:25-26) Elbette bunu Kutsal Ruhsuz kimse yapamaz. Bunu yalnızca Rab yapar. Sadece yapman gereken O’nun öğrencisi olmayı istemek ve O’na güvenmek. Ben Mesih’e güvendim ve herkese açıkça söyledim. Evet bazıları benim hakkında kötü düşündüler, hatta bazılarının yüzünde “ah yazık, cehenneme gidecek…” yüz ifadeleri vardı. Ben Rab İsa’ya güvenmeyi seçtim. Bu dünyada 33 yıl yaşamış, Ferisi ve Sadukilerin önünde açıkça konuşmuş, insanların günahlarını almaktan bir an bile tereddüt etmemiş, ölümün ve mezarın gücünü kıran, ebediyen yaşayan ve gelecek Olan Rabbim ve Tanrım İsa Mesih’e güvenmeyi seçtim. İsa O’na iman edenlere Kutsal Ruhu vaat etti ve şöyle dedi: «Ama Kutsal Ruh üzerinize inince güç alacaksınız. Kudüs’te, tüm Yahudiye ve Samiriye’de ve dünyanın dört bir bucağında benim tanıklarım olacaksınız.» (Elçilerin İşleri 1:8). Rab senden yanadır kardeşim, sana karşı kim olabilir? Rabbin sözü gerçektir.
    Evlenecek kız bulamam dedin, ama Rab şöyle diyor: “Siz önce O’nun egemenliğinin ve O’ndaki doğruluğun ardından gidin, o zaman size tüm bunlar da verilecektir.” (Matta 6:33). O’nu ara, hepsi sana Rab tarafından verilecektir. Kaygılanma böyle şeyler için.

    Kilisede ki kişiler görümler ve belirtiler görmüşler ama sen görmediğini söyledin. Sen insanların değil, Kutsal Kitabın ne dediğine bak. Kimisi İsa’yı görmüş olabilir, kimisi melek görmüş olabilir. Ama İsa şöyle diyor: İsa ona, «Beni gördüğün için mi iman ettin?» dedi. «Görmeden iman edenlere ne mutlu!» (Yuhanna 20:29).

    Gerçek nedir bilemeyeceğim dedin. Bu doğru değil, İsa Mesih şöyle demiştir: «Gerçeği bileceksiniz ve gerçek sizi özgür kılacak» dedi. (Yuhanna 8:32). Gerçek vardır, öyle olmasa İsa bunu söylemezdi. Mantıksal açıdan da gerçeğin olmaması ya da bilinmemesi mantıksızdır. Tanrıyla birebir ilişki mucizeler ve görümlerle değil, O’nun Ruhu aracılığıyla olur. Kutsal Kitabı okuyarak, dua ederek, O’na yakın olmayı arzulayarak olur. Sana tavsiyem doğru bir kiliseye git ve Rabbe dua et. O seni güçlendirecektir. Günahlarından tövbe et ve Müjde’ye iman et. Rab seni Kutsal Ruhuyla güçlendirecektir.

    Sevgiler.

    #36605
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Happychrismas

    Tanri cocuklari sende tohum ekmisler (Müjde) ayni seklide Iblis de bos durmamis ve sende deliceler ekmisler. Simdi sen,Tanri cocuklarinin sende ekmis olduklari tohumu yesertme yönünde cabalaman gerekirken, Iblis’in ekmis oldugu deliceleri büyütmeye baslamissin.

    Sevgili kardesim, Yasayan Dir Tanri’miz ne diyor: KORKMA,YILMA ben seninle beraberim. Oysa ki senin siraladigin maddelerin cogu korku dolu seyler.. 7.si ise ibret verici.. Isa Mesih ne dedi?? YOL ,GERCEK ve YASAM benim. Isa Mesih sence yalan mi söylüyor??? Isa Mesih’in hic yalan söylemedigini ve Onda günah olmadigini herkes de biliyor. Incil’de köklenmezsen, duada kalmazsan ve kilisede kardeslerle biraraya gelmezsen zamanla gevser ve bir gün gelir düser gidersin. Sevgili kardesim, ALDANMA!

    Sana tek ögüdüm sudur: Dar ve cetin yoldan gitmeye bak. Carmihini da yüklen. Bu dünyada rahat ve genis yoldan gitmek istiyorsan mahva gidersin. 1. Yuhanna Mektubunu bastan sona kadar oku ve iyi düsün.

    Bu gögün altinda bizi Isa Mesih’ten baska kurtarabilecek bir isim YOKTUR.

    Kilisene, seni seven kardeslerine geri dön ve KOKMA!!!

    Esenlik veren Tanri’miz seni korusun ve kendi ellerinde tutsun.

    Sevgilerimle

    #36606
    Anonim
    Pasif

    Kuranda da Islamın tek yol olduğu yazıyor.Museviler de aynı şekilde diğer inançları reddedebiliyor.yani herkes kendi inancını doğru olarak yansıtıyor.

    Aklıma bir şey takıldı. Eski kitapta Birinin Tanrıyla güreş yapıp Tanrıyı yendiği söyleniyor.Davuttu galiba.Mesela bu çok saçma geldi.Veya Eski Ahitte kulağa çok yanlış gelen şeyler de var,milliyetçilik gibi.

    Yani bir gerçeğe ulaşmak için görüm görmem gerektiğini falan düşünüyorum.

    ikinci olarak da, eğer Hristiyan olursam, Islam tarikatlarına girenler gibi ya çevremi %70 değiştireceğim ve ailemi üzeceğim ya da aynen devam edeceğim. Çok zor Hristiyan olmak.Yani o baskıyı o sıkıntıyı nasıl taşıyabilirim bilmiyorum.
    Korkuyorum.

    #36607
    Anonim
    Pasif

    Sevgili happychristmas.

    Bir bakıma doğru söylüyorsun, yani herkes kendinin tek yol olduğunu söylüyor. Fakat bunu biz okuyarak ve düşünerek anlayabiliriz. Dünyada birçok din var, saymakla bitmez. Bu dinlerin hepsi bir takım şeyler yaparak (fiziksel hareketler, düşünceyi durdurma, vücuda elektrik alma vs.) gibi yöntemlerle Tanrı’ya ulaşmaya çalışıyorlar. Ama hepsinin unuttuğu bir şey var, o da GÜNAH! Dünyadaki felaketlerin, savaşların, cinsel ahlaksızlıkların, korkuların sebebi günahtır. Kutsal Kitap Tanrı’nın çok kutsal olduğunu söylüyor:

    “Ama suçlarınız sizi Tanrınız’dan ayırdı. Günahlarınızdan ötürü O’nun yüzünü göremez, sesinizi işittiremez oldunuz. (Yeşaya 59:2).

    Dünya dinlerinin unuttuğu en önemli şeylerden biri (hatta en önemlisi) günah sorunudur. Dinlere mensup kişiler ve o dini gerçekten yaşayan kişiler Tanrı’ya ulaştıklarını sanıyorlar fakat bilmiyorlar ki, günahlı bir şekilde Tanrı’ya yaklaşılmaz. O günah sorununa dünya dinlerinin hiç biri çözüm bulmuyor, bulamıyor. Çünkü çözüm Mesih’tir. O bize Kutsal Ruhu vaat etti ve vaadini yerine getirdi, sözünde durdu. Mesih günahlarımızı kaldıran Tanrı kuzusudur. Günah kalktığı için Tanrı’yla özel bir ilişkimiz oluyor, O’nu tanıyabiliyoruz, O’na BABA diye sesleniyoruz ve O’nu seviyoruz. Şimdi gelelim Kutsal Kitapta Tanrı’yla güreş ve milliyetçilik olayına…

    Tanrı’yla güreş konusu:

    Yaratılış 32ci bölümde bunu görürüz. Yakup’un hayatını göz önünde bulundurursak, kendisi sadece kendi gücüne güvenen biriydi. Kurnaz ve kendi gücüne güvenen. Tanrı insan bedeni alarak ona göründü ve onunla güreşti. Bu güreşin amacı Yakup’un güçsüzlüğünü ona göstermekti. Ama ayeti okursak görürüz ki, Yakup çok inatçıydı ve geceden sabaha kadar Tanrı’yla güreşti.

    “Böylece Yakup arkada yalnız kaldı. Bir adam gün ağarıncaya kadar onunla güreşti.” (Yaratılış 32:24).

    Yakup güreşi yendi mi? Hayır. Yakup’la güreşen Kişi onun uyluk kemiğine vurdu ve Yakup’un uyluk kemiği çıktı. Yakup’un bütün gücü tükenmişti ve bazı şeylerin farkına varmıştı. Sonra Yakup’la güreşen Kişi gitmek istedi, ama Yakup O’nun kim olduğunu anladığı için kutsanmak istedi. Yakup yine inatçıydı ama bu sefer dünyasal şeyler için değil, Tanrı için, O’nun kutsaması için. Hikayenin sonunda Tanrı O’na İsrail adını verdi. Yani Tanrı’nın yapmaya çalıştığı ve yaptığı şey Yakup’a bir ders vermekti ve Tanrı bunu başardı.

    Milliyetçilik konusu:

    Eski Ahit’te Tanrı’nın İsrail’i seçtiğini görüyoruz. İbrahim peygambere bir vaat’te bulunmuştu. O vaat işe şuydu:

    Tanrı, “Hayır. Ama karın Sara sana bir oğul doğuracak, adını İshak koyacaksın” dedi, “Onunla ve soyuyla antlaşmamı sonsuza dek sürdüreceğim. (Yaratılış 17:19).

    İshak’ın soyu İsraillilerdir. Ancak Tanrı İsrail’i seçtiği için diğer halklara haksızlık mı yaptı? Hayır. Tanrı diğer halklarla ilgili buyrukta şöyle diyor:

    “Yabancıya baskı yapmayacaksınız. Yabancılığın ne olduğunu bilirsiniz. Çünkü siz de Mısır’da yabancıydınız.” (Mısırdan Çıkış 23:9). RAB diyor ki: Adil ve doğru olanı yapın. Soyguna uğrayanı zorbanın elinden kurtarın. Yabancıya, öksüze, dula haksızlık etmeyin, şiddete başvurmayın. Burada suçsuz kanı dökmeyin. (Yeremya 22:3).

    Bunlar sadece birkaç ayettir. Tanrı eğer milliyetçi, biri olsaydı diğer uluslara baskı yapılsın diye İsraillilere buyruk verirdi.

    Başka soruların olursa memnuniyetle cevaplamaya hazırız happychristmas. Unutma, gerçek vardır ve o İsa Mesih’tir, Tanrı’nın Sözü’dür.

    Sevgiler.

    #36612
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Happy Christmas kardeşim,

    ‘Kiliseye gitmekten korkuyorum’ başlıklı yazını okurken gerçekten ürperdim. Kiliseye gitmekten, orada Rab’bin esenlik, huzur ve yaşam veren sözlerini duymandan çook rahatsız olan iblis denen Şeytan, aklına kendi korku, şüphe, karamsarlık tohumlarını serpiştirmiş ve bu tohumları büyütmeye çalışıyor. Eğer sen Şeytan tarafından sana fısıldanan bu yalanlara inanırsan, düşüncelerini, onun seni Mesih’ten uzaklaştırmak ve korkutmak için sıralamış olduğu nedenlere odaklaştırırsan ne yazık ki kapana sıkışacak ve Şeytan’ın tuzağına düşeceksin.. Sonuçta bunun bedeli de çook ama çok ağırdır ve geriye dönüşü yoktur.

    Şeytan’ın sürekli olarak Tanrı’ya iman eden ve İsa Mesih’î izleryenleri Tanrı’dan uzaklaştırmak için çok büyük çaba harcadığını Kutsal İncil Kitabı’nda okuyoruz. Şeytan Mesih’e iman edenlere düşmandır, onları hiç sevmez ve onları Mesih’ten uzaklaştırmak, sonsuz yaşama değil de sonsuz cehenneme gitmelerini sağlamak için gece gündüz sinsice planlar kurar. Kendi elinden kaçırmış olduğu günahlı insanları tekrar geri ele geçirmek için savaşır. İncil’de 2.Korintliler 4:3-4′de şu sözleri okuyoruz:

    Yaydığımız Müjde örtülüyse de, mahvolanlar için örtülüdür.Tanrı`nın görünümü olan Mesih`in yüceliğiyle ilgili Müjde`nin ışığı imansızların üzerine doğmasın diye, bu çağın ilahı onların zihinlerini kör etmiştir‘.

    Şeytan, Mesih’in yüceliğiyle ilgili olan Müjde’nin ışığı senin de üzerine doğmasın diye senin zihnini de körleştirmeye çalışıyor. Seni çok seven ve senin için biricik Mesih’ini dünyamıza gönderen Tanrı, senin günahlarının bedelini ödemesi için İsa Mesih’i çarmıha gönderdi. Mesih çarmıhta sen kurtulasın, sonsuz cehenneme atılmayasın diye o korkunç acıları çekti ve senin ödemen gereken bedeli O ödedi. Bu, Tanrı’nın sana Mesih’te sunduğu lütuftur, karşılıksız sunmuş olduğu bir armağandır ve İblis senin elinden bu armağanı almak istiyor.

    O acımasızdır, insanlara hiç acımaz, acı çekmelerinden büyük zevk alır. Yalancıdır, İsa Mesih’e yaklaşanların ve O’na iman edenlerin düşüncelerine yalanlarını fısıldayarak onları aldatmaya çalışır; tıpkı seni aldatmaya çalıştığı gibi.. Hırsızdır, sağlığımızı, esenliğimizi, Mesih’e olan imanımızı, sonsuz kurtuluşumuzu çalmak için fırsatlar kollar. Katildir, insanların kurtulmalarını değil, ama günahları içinde ölerek sonsuz cehennemde kendisiyle birlikte olmalarını ister. Bu yüzden Şeytan seninle uğraşıyor sevgili Happy Christmas kardeşim, ne yazık ki , sevincini esenliğini çalmış bile..

    Sana ‘Bak, İsa’ya iman edersen ailen sana kızacak. Herkes seni dışlayacak, kötü gözle bakacaklar, kafayı yediğini düşünecekler, dışlanacaksın. İş bulamıyacaksın, kimse sana iş vermeyecek, İsa için değer mi bu sıkıntıları çekmene? Herkes kendi inancının doğruluğunu savunuyor, ya yanlış yoldaysan cehenneme gideceksin. Bu zorlukları yaşaman gerekmiyor, dön kendi yoluna’ diyerek senin aklını çelmeye, kafanı karıştırmaya çalışıyor.

    Sevgili Happy Christmas kardeşim, İsa Mesih seni çok seviyor, sana yardım etmek istiyor. O’na seslen, O’nun kendisini sana apaçık ve net bir şekilde göstermesini iste, O’nunla konuş. O’nun senin için harika tasarlıları var. Tanrı, tüm yürekleriyle arayanlara kendisini buldurtma sözü vermiştir.

    Çünkü sizin için düşündüğüm tasarıları biliyorum” diyor RAB. “Kötü tasarılar değil, size umutlu bir gelecek sağlayan esenlik tasarıları bunlar. O zaman beni çağıracak, gelip bana yakaracaksınız. Ben de sizi işiteceğim. Beni arayacaksınız, bütün yüreğinizle arayınca beni bulacaksınız. Kendimi size buldurtacağım” diyor RAB. “Sizi eski gönencinize kavuşturacağım‘ (Yeremya 29:11-14).

    Tanrı insana kurtuluş yolunu açmıştır ve yolu göstermistir, ama seçim konusunda insanı özgür bırakmıştır. Senin önünde de iki yol vardır. Birisi ölüme, diğeri yaşama gider, ama kurtuluşa giden yol tektir. O’da İsa Mesih’tir. Seçim senin, Tanrı senin de kurtulmanı istiyor ama özgür bırakıyor. Kararı sen vereceksin ve vereceğin bu karar senin sonsuzlukta geçireceğin yeri belirliyecektir. Rab seni ruhsal olarak güçlendirsin, imanının sabitleşmesi için sana yardım etsin ve seni bool bol bereketlesin sevgili kardeşim. Seni çok seviyoruz ve senin için dua etmeye devam ediyoruz. Ama İsa Mesih seni çok özel bir şekilde seviyor, dua yoluyla O’nunla konuş, O’na güven. O, seni bu karmaşık düşüncelerinden dolayı suçlamaz, sana kızmaz. Tam aksine sana yardım etmek için kendisine yaklaşmanı bekler. İsa Mesih’in uzattığı sevgi ve kurtuluş elini tut ve sonsuza dek hiç bırakma.

    Rab’bin sevgisinde ve esenliğinde kal
    Sevgilerimle

    #36614
    Anonim
    Pasif

    Bunları dile getirmekten çekiniyordum, ama yazını görünce biraz cesaretlendim. Ben de kiliseye gittim, sorular sordum cevaplar aldım. İnadına fikirler ürettim inkar etmek için, halbuki aldığım cevaplar beni mutlu ediyordu ve o kadar da tedirgin. İnanmaktan korktum, öyle bir karmaşık duyguydu ki tarif edilmez. Adeta sarhoş gibiydim, ayaklarım beni hep kiliseye çekiyordu, bir yanım da ‘gitme’ diyordu…Ne yapacağımı şaşırdım, ben de uzaklaştım kiliseden, ikna olmaktan korktum, ama kopamadım da. İşte yine burdayım…kabullenmediğim inançtaki insanlarla bir aradayım.

    Size tuhaf gelebilir ama tarif edilemez bir mutluluk sarıyor içimi şu foruma geldiğimde. Beni engelleseler farklı bir isimle yine delirim, kovsalar aldırmam gelirim. Nedenini bilmiyorum, ama mutluyum. Ta ki biri seslenene kadar ondan sonra tedirginlik başlıyor, nedenini bilemiyorum. Umarım beni var eden güç bana da bir mücize gösterir. Ben gerçekten O’nu sevmek istiyorum, belki de mücize geldi de ben görmüyorum. Sonuç ne olursa olsun, ben O nu seviyorum.

    #36613
    Anonim
    Pasif

    Dua ediyorum. sadece ‘tanrım,allahım bana doğruyu göster’ diye. şükrediyorum. ve başka hiç bir istekte bulunmuyorum, ancak ne bir görüm,ne bir işaret hiç bişey yok.Günah kavramı Islamda da var. Çeşitli bilimsel kanıtlardan bahsediyorlar kitapta yazanlarla ilgili. mesela namaz kılınca da huzurlu hissediyorum ama kilisede ettiğim dua kadar yürekten olmuyor. Açıkçası canımın istediği şeyi yapmak da istemiyorum çünkü çocuk oyuncağı değil,hayati bir mesele.

    Pastörle konuştuğumda bana ”Pek çok Incil vardı ama Isanın öğetilerine en uygun olan 4 tanesi seçildi” tarzında bir şey söyledi. Ben de Gökten kitap ineceğini değil,Kitabın Incil gibi oluşacağını düşünüyorum. Ancak Tevrat inerken Kitap anlayışı var mıydı yok muydu bilmiyorum. Mesela Musevilerin Isa’yı Mesih olarak kabul etmediğini zannediyorum, neden kabul etmiyorlar? Dünyaya bakıp en medeni,en suç oranı düşük ülkelerde hakim olan inanca baktığımda Hristiyanlığı görüyorum.Ancak geri dönüp baktığımda geçmişin Müslüman Türk bilim adamlarını ve yazarlarını gördüğümde veya daha doğuya gidip Japonların ilerleyişini anladığımda bunun inançla bir alakası olmadığını düşünüyorum.

    #36611
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Happychristmas kardeşim,
    İnan seni çok iyi anlıyorum. Korkularını, endişelerini.. buradaki çoğu kişi o korkuları yaşadı, bir kısmımız halen yaşıyoruz. Ama Tanrı, ona yaklaştıkça bu korkuların yerine cesareti koyuyor. Senden cesaret alan yeni hristiyan kardeşlerin de daha az korkarak, daha emin şekilde adımlarını Rab İsa’nın yoluna atıyorlar. Sen, İsa Mesih inanlısı onca insanın varlığından haberdar olma şansına sahipsin. Bununla beraber Kiliselerde yeni arkadaşlıklar kuracaksın, oradaki arkadaşlarından cesaret al, dua etmelerini iste senin için. Tanrı’yla konuş. korkuların yatışsın.

    Benim de annem babam aynı şekilde korkuyorlar. İnancımdan haberleri var ama başka tanıdıklarımızın bilmemesini istiyorlar. Ben de bunu, zamanla onları alıştıra alıştıra aşmayı deneyeceğim. Bu, sürecin sağlıklı olması açısından iyi bir yöntem, basamak basamak ilerle ki onlar da üzülmemiş olsun. Ama işe yaramıyorsa da seçmen gereken yolu Rab ve vicdanın sana göstersin. Çok sevdiğim bir söz var “Her seçim bir vazgeçiştir.” Belki senin imanın da böyle bir durum doğuracak, sen İsa Mesih’i seçtiğinde aileni mutlu etme umutlarından vazgeçmek zorunda kalırsın belki, kim bilir.. Ama üzülme, çünkü aileni sana armağan eden kişi Tanrı’ydı ve O, kendisini verdiği armağanlardan çok sevmeni isteyecektir!

    Ailenin inancı yanlışsa da üzülme. Sen İncil’in, içinde yeşermesine imkan ver, daha sonra kurtuluş planını başkalarına müjdele. İşe yarayıp yaramayacağı kısmı bizi ilgilendirmiyor. Elimizden gelenin en iyisini yapacağız ve Tanrı’nın Sözü’nü duymak istemeyenlere dahi ulaştıracağız. Gerisinde sadece dua etmek kalıyor.

    Rab seninle olsun

    #36615
    Anonim
    Pasif

    [QUOTE”Eğer Hristiyan olursam,
    1.Ailem üzülecek
    2.Ailem beynimin yıkandığını düşünecek
    3.Belki çok kızacaklar
    4.Toplumda yadırganacağım
    5.belki işe girerken bile sorun yaşayacağım
    6.Belki ilerde bir kızı seversem evlenemeyeceğim
    7.yanlış bir inanca sahipsem,cehenneme gideceğim.
    8.doğru inançtaysam,o zaman ailem cehenneme gidecek.[/quote]

    Sevgili Happychristmas,
    Yukarı da sıraladığın maddeler ve belki de daha fazlası iman yolculuğuna çıkan tüm kardeşlerimizin yaşadıkları olaylardır. Eğer Hristiyan olursam diye sıraladığın maddelere yanıt vermeden önce ben kendimce sana bir açıklama yapmak istiyorum kardeşim.

    Eğer Hristiyan Olmasaydım!
    1-Bu gün kavuşmuş olduğum esenlik hakkında bilgim olmayacak, Tanrı’yı tanımayacaktım.

    2- Çevresinde benim gibi imanlı birini gören diğer farklı inançlarda bulunan insanların önceleri yadırgamaları hatta şiddetle yaklaşmaları ve dışlamalarına karşın onlarda benim aracılığımla merak uyanıp Tanrı hakkında düşüncelere dalamayacaklardı.

    3-Benim İsa Mesih’i bulmuş olmamla birlikte gerçeğe kavuşmuşluğum sayesinde, sahte bir dünya da yaşayanlara sorulduğunda ya da konusu açıldığında gerçeği anlatamayacak, Işık’tan haber veremeyecektim.

    4- Tanrı’nın tüm merhametine karşın, putlaştırılmış hayal ürünü tanrıların teke düşürülmüş haline secde edip ona dua edip cevap alamayacağım halde beklenti içerisinde olacaktım.

    5- Başka bir şeyden meded ummayan bir dinde olduğum halde, her yıl bir kare yapı çevresinde çıplak dönen insanların kutsal olduğunu düşünüp, bir tasın öpülüp put muamelesi yapıldığını idrak edemeyecektim.

    6- Dışlanacak, yadırganacak, dövülecek gibi türden düşüncelere dalıp belkide maruz kalıp kendimin ne kadar doğru bir iş yaptığımı asla bilemeyecek ve şimdi olduğum kadar hiç bir zaman güçlü olamayacaktım.

    7-Eski inancımın içinde yaşanılan hurafe ve her gün uydurulan hadislerin eşliğinde bir gün dost- bir gün düşman olun diye empoze edilen ayetlerin karmaşalığından ne halt edeceğimi düşünüp durmaktan korku içinde tereddütlerde kalacaktım.

    8-Tanrı’nın neye benzediği, neden bizi yaratmaya gerek duyduğu sorusuna asla cevap bulamayacaktım.

    9- Cennette yasak kılınan ve adına ‘ELMA’ denilen yasak meyvenin dünyada o zaman neden var olduğuna ve yenildiğine gibi basit bir sorunun altında ezilmeyecktim.

    10-İnsan sevgisinin bu denli yaşanıp her ne pahasına olursa olsun affetmek felsefesinin başta yer alıp birbirimizi sevmenin neden bu kadar önemli odluğunu bilemeyecektim.

    11-Hrsitiyan olmasaydım çevremdeki insanların da gerçek kurtuluşu bulmaları adına dualar etmeyecek, Tanrı’nın kalıplaşmış dualarla değil, kendisi ile konuşmamızın yeterlı olacagını bılemeyecektım. Ve; böylece sıralanabilir Hristiyan olmasaydım yaşayacaklarım ve de yaşayamacaklarım sevgili arkadaşım.

    PEKİ SEN HRİSTİYAN OLURSAN…?
    1-Ailen çok üzülecek….. Evet bu olacak, kızacaklar, belki de reddedecekler.. Ama ne diyor Rab İsa, benimle gelen çarmıhını yüklenip gelecek, red edecek geçmişini! Ama ailen üzülse de sen doğru yolda olacak ve onlarında kurtuluşu adına dua edeceksin, ve belki onlar da kurtuluşa erecek ve üzüntü, yerine birlikte yaşayacağınız bir sevinç yerini alacak.. Rab isterse olacaktır.

    2- Ailen Beyninin Yıkandığını Düşünecek…. Keşke herkesin beyni tanrı ve elçileri tarafından yıkansa.. Tertemiz bir dünyaya adım atıyorsun… Kaldı ki, Hristiyanların ‘Olmayan Bir Tanrı’ adına beyin yıkamasında ne anlam olabilir ne beklenti olabilir.. Bir buçuk milyar insan sıcağı seviyorda koşar adım cehenneme girmek için mi yarışıyor..? Yok kardeşim kimsenin kimseye bir şeyleri zorla yaptırmak ya da bir şeyleri ikna etmek adına uğraştığı yok.. Bizler sadece gerçeklerin ışığında gerçekleri anlatır karşımızdaki de ister inanıp iman eder, ister eskiden olduğu gibi gaflet uykusunda horlamaya devam eder..!

    3- Belki Çok Kızacaklar…..ilk iki madde ile hemen hemen aynı açıklamalar diyebilirim…

    4-Toplumdan Yadırganacağım… İnsanlar kendi inanç sistemlerini yaşarken, yaptıkları hatalardan dolayı ya da bazılarının işine gelmeyen işleri yaptıklarından dolayı çoğu zaman toplum tarafından dışlanmıyor yadırganmıyor mu ki? Bir defa da Tanrı adına yadırgan ve gerçek mutluluğun yaşanacağı egemen toplumda yerini almaya bak… Birilerinin sevgisi bizleri cehennem ateşinden koruyamaz ama Tanrı’nın sevgisi korur..! Amin.

    5- Bir İşe Girerken Sorun Yaşamak…. Belki de aç kalacak, kendi işin varsa ondan bile olacaksın..Belkide çok zengin iken çok elem durumlara düşecek muhtaç bile kalacaksın. Ama bir de kazanacaklarını düşünürsen bu dünya da yaşayacağın zorlukların aslında çok daha büyüğünü kazanmak adına sana sunulmuş fırsat olduğunu anlayacaksın.

    Luk:25«Bu nedenle size şunu söylüyorum: `Ne yiyip ne içeceğiz?’ diye canınız için, ya da `Ne giyeceğiz?’ diye bedeniniz için kaygılanmayın. Can yiyecekten, beden de giyecekten daha önemli değil mi? 26Gökte uçan kuşlara bakın! Ne eker, ne biçer, ne de ambarlarda yiyecek biriktirirler. Göksel Babanız yine de onları doyurur. Siz onlardan çok daha değerli değil misiniz?

    6- Belki Sevdiğin Kızla Evlenemeyeceksin… Evet bir de şöyle düşünmeye ne dersin. Sen bekarken ilerisi için birşeyler düşünüyosun, hem de 1 sn sonrasında yaşamda yer alıp almayacağını bilmeden! Peki ya evli olup da gerçeği bulmuş olsan ve eşin ailen onun ailesi yanlışta olup senin doğrunu yanlış görseler ve her gün huzursuzluk başlasa ve daha kötü sonuçlar doğursa.. Boşanmak, Sevilmemek, dışlanmak.. bu daha mı iyi olurdu? Senin bekar iken bu yola doğru meyletmen Tanrı tarafından sunulmuş bir nimet, farkıda olman gerekir. Bundan sonra belki de imanlı bir kız kardeşimizi sevip mutlu olacaksın.

    7- Yanlış İnanca Sahipsen Cehenneme Gideceksin…. peki eski inancın yanlışsa CENNETE Mİ GİDECEKSİN?

    8-Doğru İnançtaysan Ailen Cehenneme Gidecek…. Onlar için dua eder ve gerçeğin ışığını onlarada tutabilirsen onlarda seninle cennete gidecektir .. Bu düşüncelerden soyutlanman gerekir. Önce kendi kurtuluşunu garantiye alacaksın ve sonra bu kurtuluşu başkalarına sunacaksın. Kör köre yol gösteremez…! Birinizin gözlerinin açılması gerekiyor ve anladığım kadarı ile GÖZLERİ AÇILACAK OLAN DA SENSİN KARDEŞİM..! HAYDİ ŞİMDİ GÖZLERİNİ AÇ VE AİLENE DE YOL GÖSTER…….

    SEVGİ VE ESENLİK İÇİNDE MUTLU KAL…

    #36616
    Anonim
    Pasif


    HAPPYCHRİSTİMAS: Ancak Tevrat inerken Kitap anlayışı var mıydı yok muydu bilmiyorum. Mesela Musevilerin Isa’yı Mesih olarak kabul etmediğini zannediyorum, neden kabul etmiyorlar? Dünyaya bakıp en medeni,en suç oranı düşük ülkelerde hakim olan inanca baktığımda Hristiyanlığı görüyorum.Ancak geri dönüp baktığımda geçmişin Müslüman Türk bilim adamlarını ve yazarlarını gördüğümde veya daha doğuya gidip Japonların ilerleyişini anladığımda bunun inançla bir alakası olmadığını düşünüyorum.

    Gökten hiç bir zaman cilt halinde, yaprakları kuşe, sıvama kaplı bir kitap inmemiştir…! Bütün inançlarda ortak nokta vahy olarak indiği yönündedir ki öyledir, esinlenilmiştir.

    Dört İncil uygun bulunmuş diye bir şey söz konusu değildir. Bu konu hakkında forumumuzda geniş çaplı bilgiyi bulabilirsin. Museviler’in neden İsa’yı kabul etmediğini sorarken, Müslümanların neden İsa’yı gerçek kimliği ile kabul etmediğini düşündün mü?

    Müslümanlara göre de Kitaplar Cebrail tarafından vahy edilmişken, İncil’in bozulduğunu söylemelerine rağmen insan eli tarafından yazılmış Barbabas’ı neden kabul ettiklerini hiç sorguladın mı? Yoksa Barnabas peygamber de, Cebrail de vahyetmişte biz mi bilmiyoruz? Ya da Kur’anda geçen 25-28 Peygamber arasında neden adı yok?

    Kardeşim sorular çok, cevaplar da çok, ama sorularla beyni yorup, cevaplarla doldurmak yerine, Tanrı’nın Sözü İncil ile doldurmanı öneririm. Çünkü bulduğun her cevap yerinde olmayabilir. Yanlış bilgiler ile beynin daha çok yorulup zihnin daha çok karışabilir.
    Museviler Musa’nın gözleri önünde yaptıkları mucizelere rağman Musa’nın inanmaları gerektiği Tanrı’yı inkar etmediler m? Yaptıkları puta tapmadılar mı? O kadar mucizeye rağmen Musa’ya nankörlük edip sitemde bulunmadılar mı? O halde bunları yapmış bir milletin isa’yı kabul etmemesine şaşırmamak gerekmez mi?
    Suç oranlarını inançlara göre kıstaslamamak gerekir. Suç işleyenler ve bunu bilinçli, hele hele bir de keyf içinde yapıyorlarsa inançları yok demektir. Tanrı’nın bazı inançsız puta tapan milletleri teknolojinin doruğunda kılması onların doğru yolda olduğunu göstermez. Babilde dünyanın gelmiş geçmiş en büyük kulesini yapmıştı.. Ne oldu helak olmadı mı? Kutsal Yasa’yı okursan buna benzer birçok yüksek medeniyet seviyesine ulaşmış milletlerin inançsızlığı yüzünden helak olduklarını göreceksin.

    Tanrı’yı kabullenmek bu dünyada acıyı da kabullenmek demektir. Peygamberleri düşün. İsa’yı düşün.. hangi biri laylaylom havasında dans ederek rakkaseler eşliğinde inanç sistemini anlattılar ki sen böyle bir şey bekleyebilesin..!

    Tanrı’yı taşamınla sorgula… Bedeninle.. Nefes alıp verişinle.. sevişinle.. kızmanla.. var oluşuna…. BİRİLERİNİN KABULLENİP KABULLENMEMEİ, BİRİLERİNİN YÜKSELİP BİRİLERİNİN ALÇALMASI İLE DEĞİL..

    Çünkü, Tanrı’nın EN BÜYÜK TEKNOLOJİSİ SENSİN… O MEDENİYETLERE GİT BAKALIM SENİN FONKSİYONLARINA SAHİP BİR BEDEN YARATABİLECEKLER Mİ?

    #36617
    Anonim
    Pasif

    böyle bir karar alabilirsem,
    önce aileme müslüman olmadığımı söyleyerek başlayabilirim.
    ya sonrA?

    #36619
    Anonim
    Pasif

    Sevgili happychristmas kardeşim,

    Kendini sıkışmış, ikilemde kalmış hissediyorsun seni anlayabiliyorum. İsa Mesih’in en çok değer verdiği şeylerin başında ÖZGÜR İRADE gelirdi. sen özgürsün. istediğin seçimi yapabilirsin. bunun için acele etmene gerek yok. Duygularını, düşüncelerini akışına bırak, bırak ki kendi doğana zarar vermeyesin. acele ettiğinde, doğru seçimi yapmış olsan bile daima içinde bir “acaba” sorusu taşıyacaksın. seçimine emin bir şekilde ilerlemeni isterim; tercih ettiğin şey her ne olursa olsun. acelenin sana faydası olmaz. bütünlük algısıdır önemli olan. kendini “İsa Mesih mi, ailem mi” gibi sorularla sıkıştırman, karar sürecini normalinden daha sancılı yaşamana neden olacak. üstelik sen kendin için hayırlı olanı seçsen de acele alınmış kararın sana mutluluk getirmeyecek.

    sevgili kardeşim, doğada her şeyin bir süresi vardır. tohumu toprağa atarsın. ve tohum büyümek için acele etmez. ağaç sana meyve vermek için acele etmez. güneş, doğmak için acele etmez. her şeyin bir süresi vardır. doğa kanunu budur. ne acele et ne de geç kal! Rab İsa gönlüne bu esenliği versin, Rab yüreğine iman tohumunu serpsin. bunlar yüreğinde olgunlaşana kadar mahsullerini toplamaya kalkma; çünkü bir tat vermeyeceğini biliyorsun. Ben sana derim ki, kalbin sana doğruyu gösterecektir.

    Tanrı’ya bu ikileme düştüğün zaman dua etmeye başla. “Rabbim, gözlerimi aç ve bana kendini tanıt” diye yakar Rabbe. bu seni küçültmez. sana sahip olduğun her şeyi veren Rabbindir ve unutma ki gerektiğinde hepimiz onun huzurunda bu dizlerle yere çökmeyi bilmeliyiz… O’na yaklaş, O’nu tanımaya çalış. hristiyanlık bir din değildir kardeşim. biz ezbere dualar etmiyoruz. biz, kalbimizden gelenleri sözlere döküyoruz sadece. çünkü bunu Tanrı istedi. yakarmayı unutursan sadece bir insan olduğunu unutursun. gurur, kalbine yerleşmesin! gurur tüm kötülüklerin anasıdır. şeytan çok görkemli bir melekti. O’na bu görkemi, sahip olduğu her şeyi Tanrı’nın verdiğini unuttu. dua etmekten uzaklaştı, kalbine gurur girdi. şeytan, Tanrı ile aşıkatmaya çalıştı. şeytan, göklerden böyle düştü… dua etmekten uzaklaşma, Tanrı’nın önünde eğilmekten gocunma. Tanrı, kalbinden geçenleri hatta en gizli düşüncelerini dahi daha sen söylemeden biliyor fakat O, sadece iradesi sınırlı bir canlı olduğunu unutmayasın diye yakarmanı istedi. korkularını, endişelerini biz bir nebze hafifletebiliriz. seni yüreklendirebiliriz. ama Tanrı kadar etkili olamayız asla. içindeki sıkıntıları ancak Tanrı sayesinde aşabilirsin. biz sadece sana cesaret verebiliriz. bu dediğimi anladıysan sevgili kardeşim Tanrı’yla konuş, O’nu tanımak istediğini söyle O’na. Tanrı sana yanıt verecektir. çünkü Tanrı’mız yaşayan bir Tanrı’dır. sen onun sesini birebir duyamayabilirsin. ama şöyle düşün. senin bir ruhun var. bunu kanıtlayamazsın ama kendin hissedesin. Tanrı’ya yaklaştıkça O’nun sesini de yüreğinde hissedeceksin. Şu çok önemli, sen hristiyanlığı bir din zannediyorsun. hristiyanlık bir din değildir. Din sence nedir? Dünyanın en başında din diye bir şey var mıydı? Din bir kamplaşmadır, ayrımcılıktır, insan icadıdır. seni dinsiz kabul edeni de, seni de, en kötüsünden en iyisine herkesi aynı Yaratıcı yaratmıştır.

    Din nedir? Kuraldır kardeşim. her dinin kendine göre kuralları vardır, yasakları vardır. Bunlara günah denir. Sen farzet ki herhangi bir dine mensup oldun. Yalan söylemeyeceksin, kimseyi aşağılamayacasın, haram lokma yemeyeceksin, zina yapmayacaksın, içki içmeyeceksin, kimseye sinirli davranmayacaksın. Daha bir sürü madde sıralanabilir bunlar gibi. Peki kardeşim sen bunları ömrüm boyunca yapmayacağım diyebilir misin? Bir örnek:

    Tanrı dünyayı Adem ve Havva’ya tüm güzelliğiyle ve tüm sorumluluğuyla bir şart karşılığında vermişti: iyiliği ve kötülüğü bilme ağacından yemeyeceksiniz dedi. dakika bir gol bir! ilk günahı işledi Adem ve Havva ve insan hayatına ölüm girdi. Tanrı’yı düşün, bu mükemmelliği tek bir şart ile insan adındaki varlığa teslim ediyor fakat insan bunu bile yerine getiremiyor! biz en basit günahlara düşecek kadar zayıf varlıklarız. bu yaratılıştan beri böyle. yani kardeşim mayamız belli. Günah işlemeyeceğim diyen insan yalan söylüyordur; bunu söylerken bile günah işler. bu, insani bir iradeyle mümkün değildir. Tek kurtuluş özür dilemek. Yani tövbe etmek. Dinler tövbe etmenin doğru olduğunu söyleyecektir. Belki o kadar tövbe edeceksin ki dünya hayatında yaptığın tüm hatalar için özür dilemiş olacaksın, ama yine kendini günahsız sayamazsın. Çünkü ilk günah insan soyunun hepsinin üzerinde bir lekedir. İşte hiç bir din sana ilk günahtan arınmanı sağlayacak bir şık sunmaz. İlk günahı vaftiz temizler. Bu, insan ve Tanrı arasında arınmışlığın anlaşmasıdır. tövbelerinin seni kurtarması da bir ihtimaldir ama zayıf bir ihtimaldir. bunun yerine Rab’bin Oğlu’nun dökülen kanının, senin günahlarını temizleyeceğine iman etsen ve O’nun yolunda yürüsen hem asli günahı aşmış hem dünyevi günahlarından muaf tutulmuş tertemiz bir varlık olarak sonsuz yaşama kavuşacaksın.

    Asli günahın getirdiği ölümü vaftiz ortadan kaldırır. vaftiz, ölümü ortadan kaldırır ve sana sonsuz yaşam sunar. Rab İsa’ya iman seni günahlardan arındıracak. Sen yeter ki kendi hür iradenle, Rab İsa’nın sevgisi içinde yetişinceye kadar Rab’be yakar. Zamanı geldiğinde Rab İsa’ya iman etmenin seni niçin arındıracağını anlayacaksın. Tanrı’nın Oğlu’nun kanının kutsallığıyla tanışman için kendine zaman ver. ama lütfen zamanı gerçekten kendine ver. Bu zaman içinde ailem ne der, arkadaşlarım ne derler diye düşünme. Sadece kendi içselliğine bırak. tohumlar büyüyüp kök saldığında sen farkındalık kazanmaya başlayacaksın. sen içinde yetişen ağaca iyi bakarsan o ağaç sağlam olacak. Ondan sonra ailenin ne diyeceğini düşün. aileni hazırlamadan önce YÜREĞİNİ HAZIRLA!!! Kutsal Kitabı oku. Rab İsa’nın iyiliğini, O’nun merhametli yüreğini tanı. Rab’le konuş. İsa’yla birlikte olmak bir din değil bir YAŞAM BİÇİMİDİR. şekilci her şeyden uzak dur.

    ÖNCE AİLENE MÜSLÜMAN OLMADIĞINI SÖYLEMEK YERİNE BIRAK DA İSA MESİH YÜREĞİNE İŞLESİN. Kendi içinde çöz durumunu, daha sonra aileni düşün. ve ailen Rab İsa’nın yolundasın diye senden vazgeçiyorsa aç gözlerini de gör! Seni hiç kimse, ailen bile Rab gibi karşılıksız sevemez. Sana verecekleri sevgi karşılığında senden hayatını (göklerdeki egemenlikteki hayatını) isteyen insanlar için Rab’bin sevgisinden olma. Senin baba dediğin kişi aslında senin biyolojik baban. oysa ruhsal baban göklerdedir. Ve aslnda biyolojik babanın ruhsal babası da O’dur. Bu dünya geçici kardeşim, biyolojik bağın olan insanlar için Rab’bin sözünü çiğneme. Sen gör bu yolu, tanı.. içine işledikçe onlara da anlat. İsa Mesih’in sözünü duymak istemeyenlere dahi duyur. Hem senin iç huzurun olacak hem belki de senin sayende onlar da yaşayan Tanrı’yı tanıyacak. “Bu onlar için mümkün değil” diye düşünme. İsa Mesih’in yolunu kimler tutuyor bir bilsen, eskiden ateist olanlar, eski imamlar, fahişelik yapmış kadınlar, Hristiyan düşmanlığına hayatını adamış kimseler… kimler yok ki burada.. senin için çok zor olan şeyler Rab için çok kolaydır.

    İnançlı ol ki bu mucizeleri göresin. Tabi her şeyin bir olgunlaşma süresi olduğunu sakın unutma. ne acele et ne geç kal. Sen yaşayan Rab ile konuş ki esenlik bul, doğruyu bul. Bol bol içtenlikle dua et. Ezbere cümleler kullanma; içinden ne geliyorsa onları dök söze. Tanrı sana yanıt verecektir. görmesen de hissedeceksin. sen emin değilsin, senin yüreğin hazır değil. ve sana sadece Rab yardımcı olabilir, lacaktır. Çünkü Tanrı seni çok ama çok seviyor. O sana “ne olur gitme” diye yalvarıyor. O sana cesaret verecektir. Kilisede acele etmeni söyleyen imanlı arkadaşlarına da tüm dürüstlüğünle yüreğinin hazır olmadığını söyle. Daha da olmuyorsa başka bir kiliseye git her şeye yeniden başla.

    Diyebileceklerimiz bu kadar güzel kardeşim. Rab senin yanında, O seni çok seviyor. ailen sana yaşam veremez ama O milyonlara hayat veriyor. Dünyada kaç insan var, dünya kaç yıldır varlığını sürdürüyor? İlk gününden bu gününe kadar kaç günah işlenmiştir tahmin edebiliyor musun? işte Rab o kadar sabırlı. Sen ufak tefek şeyleri affedemiyorsun, bir de Rab’bin engin sabrını gör. Ailen hatalarından dolayı senden vazgeçebilirken, O sayısız günahlarını affetmeye razı. Çünkü Rab için çok değerlisin. O seni çok seviyor.

    #36620
    Anonim
    Pasif
    edessa;22032 wrote:
    Bunları dile getirmekten çekiniyordum, ama yazını görünce biraz cesaretlendim. Ben de kiliseye gittim, sorular sordum cevaplar aldım. İnadına fikirler ürettim inkar etmek için, halbuki aldığım cevaplar beni mutlu ediyordu ve o kadar da tedirgin. İnanmaktan korktum, öyle bir karmaşık duyguydu ki tarif edilmez. Adeta sarhoş gibiydim, ayaklarım beni hep kiliseye çekiyordu, bir yanım da ‘gitme’ diyordu…Ne yapacağımı şaşırdım, ben de uzaklaştım kiliseden, ikna olmaktan korktum, ama kopamadım da. İşte yine burdayım…kabullenmediğim inançtaki insanlarla bir aradayım.

    Size tuhaf gelebilir ama tarif edilemez bir mutluluk sarıyor içimi şu foruma geldiğimde. Beni engelleseler farklı bir isimle yine delirim, kovsalar aldırmam gelirim. Nedenini bilmiyorum, ama mutluyum. Ta ki biri seslenene kadar ondan sonra tedirginlik başlıyor, nedenini bilemiyorum. Umarım beni var eden güç bana da bir mücize gösterir. Ben gerçekten O’nu sevmek istiyorum, belki de mücize geldi de ben görmüyorum. Sonuç ne olursa olsun, ben O nu seviyorum.

    Sevgili Edessa,
    Seni Mesih’in sevgisiyle kucaklıyoruz sevgili kardeşim. Buraya gelmen bizleri gerçekten çok mutlu ediyor. Rab İsa Mesih de senin burada olmandan hoşnut. Burada olmandan hoşnut olmayan tek kişi Şeytan’dır. Çünkü o, senin ruhsal olarak güçlenmeni, Mesih’te sevinç bulmanı, kurtulmanı hiç istemez. İman yaşamımıza adım attığımız ilk günler, senin hissettiklerinin aynısını bizler de yaşadık. Ama İsa Mesih’le tanışan, O’nun Işığı’na gelen, O’ndaki esenliği ve huzuru tadan bir insanın başka yönlere ve eski boş yaşamına ve inancına dönmesi mümkün değildir.Bunun için bizleri kendisinde sımsıkı tutan Rab’be hamdediyorum. Rab sadıktır. O dedi ki:

    ‘Baba’nın bana verdiklerinin hepsi bana gelecek ve bana geleni asla kovmam’ (Yuhanna 6:37).

    İsa Mesih, tövbe ederek kendisini Rab ve Kurtarıcı’sı olarak yaşamına alan herkesi kabul eder, günahlarını bağışlar, onların yaşamlarına girer, onları korur, kayırır, ruhsal olarak güçlendirir, bereketler. İsa Mesih ile karşılaştıktan ve O’nu tanıdıktan sonra Şeytan bizleri geri çekmek için çok uğraştı, ama başaramadı. Çünkü ölümden yaşama geçtik, zifiri karanlıklardan çıkarak Mesih’in Işığı’na geldik, bir daha o korkunç karanlıklara dönmemiz için deli olmamız gerekir. Zaten İsa Mesih bizlerden iman dolu bir yürek istiyor, kendisine sadık kalmamızı, geriye ve geride kalanlara değil, sadece kendisine yönelmemizi, kendisine bakmamızı istiyor. Kutsal İncil Kitabı’nda Esinleme 2:10 da şu sözleri diyor İsa:

    ‘Ölüm pahasına da olsa sadık kal, sana yaşam tacını vereceğim!’

    Anladığım kadarıyla sen İsa Mesih’i yaşamına almışsın. Sana bu sevinci ve esenliği veren Tanrı’nın Kutsal Ruhu’dur. İsa Mesih seni çok seviyor sevgili Edessa. O senin yüreğinin derinliklerindeki düşüncelerini, zayıflıklarını, zorluklarını biliyor. Şüpheler ve karmaşık düşünceler geldiği zaman o düşüncelere Rab İsa Mesih adıyla karşı dur. ‘İsa Mesih’in adıyla seni düşüncelerimden kovuyorum iblis, defol git! Ben İsa Mesih’e aitim, senin benim üzerimde hakkın yoktur’ diyerek Şeytan’ın düşüncelerine saldırmasını engelleyebilirsin. Çünkü Şeytan İsa Mesih’in adını duyunca tir tir titremeye başlar ve korku içerisinde uzaklaşır. Bu, ruhsal bir savaştır sevgili Edessa, ama bu savaşta yalnız başımıza değiliz, RAB yanımızdadır, bizlerledir. Bizim yerimize ZAFERİ KAZANAN O’dur!

    Rabbin esenliğinde ve sevgisinde kal
    Sevgilerimle

15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 21)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.