[Anonim]

http://www.cnnturk.com/images/turkiye/malatyagaleri_Baskın olayı 18 Nisan’da gerçekleşmişti

http://www.cnnturk.com/BUTUN_HABERLER/Türkiye

‘Tüm Türkiye Haberleri Malatya’da bir yayınevinde işlenen cinayetle ilgili iddianamede, olayın zanlısı olduğu ileri sürülen E.G.’nin misyonerlerin PKK’yla bağlantılarının olduğunu söylediği kaydedildi.

Malatya 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, E.G.’nin misyonerlerin terör örgütü ile ilişkilerinin olduğunu ve kızları fuhuşa zorladıklarını iddia ettiği belirtildi.

İddianamede, E.G., misyonerleri korkutmak ve bilgi almayı amaçladıklarını ifade ederken, diğer 4 zanlının ise her şeyi E.G.’nin planladığını, amacının öldürmek olduğunu, bu eylemden sonra Kocaeli’de bulunun ve adı ‘Wolfgang’ olan bir kişiyi daha öldüreceğini söylediği yer aldı.

İki Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan iddianamede olaya karışan 4 zanlının olayın sorumlusu olarak E.G.’yi gösterdiği E.G.’nin ise kimsenin üzerinde etkisinin olmadığını ifade ettiği belirtildi.

İddianameye göre, E.G., “Malatya Birlik Gazetesi’nde çalışırken Bülent Varol isimli bir şahısla tanıştım. Hıristiyanlık ve misyonerlikle ilgili konularda konuştuk. Hıristiyanlık ve misyonerliğin kötü olduğunu ve PKK ile bağlantısının olduğunu söylüyordu. Arkadaşlarımı Hıristiyanlığa ilgi duyan kişiler olarak tanıttım. Hıristiyanlık üzerine konuşmaya başladık. Biz soru soruyorduk, Onlar da cevaplandırıyordu. Necati, İslam dinini kötülüyor, Hıristiyanlık ve İncil’in iyi olduğunu söyleyip PKK’yı övüyordu. Ben bu konuşmalara sinir oluyordum…” dedi.

Olay yerindeki bilgisayar, flash disk, bilgi ve belgeleri yanlarına alan zanlılar, “Amaç misyonerlik faaliyetlerini öğrenebilmekti. Ayrıca olay yerinden bilgileri alıp sorgulama yaptıktan sonra Wolfgang’in de adresini bulsaydım, Kocaeli’ye de gidecektim. Ona da hesap sorup arkasını öğrenmeyi düşünüyordum” diye konuştu.

Olayın zanlılarından H.Ç. ise E.G.’nin asıl amacının cinayetlerin ardından Kocaeli’de bulunan Wolfgang’i öldürmek olduğunu öne sürdü.

Malatya’daki saldırı

Malatya’da Hıristiyanlıkla ilgili kitaplar yayımlayan bir kitabevine 18 Nisan’da baskın düzenlenmiş ve biri Alman üç kişi http://www.cnnturk.com/TURKIYE/hab

İhbar üzerine yayınevine giden polis, iki kişiyi elleri ve bacakları sandalyeye bağlı ve boğazları kesilmiş halde bulmuştu. Boğazından, sırtından ve karnından bıçaklanmış halde hastaneye kaldırılan ve ameliyata alınan bir kişi de, aynı gün hayatını kaybetmişti.

Polis zanlılardan dördünü olay yerinde yakalamıştı. Olaydan sonra üçüncü katın penceresinden kaçmak isterken düşerek yaralanan Emre Günaydın kaldırıldığı Turgut Özal Tıp Merkezi’nde tedavi altına alınmıştı. Emre Günaydın iyileştikten sonra çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı.

Emniyet Müdürlüğü’nde ifadeleri tamamlanan diğer dört zanlı da çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklanmıştı.

[Anonim]

Kazaları korkunç bir canavar yapıyor, insanlar değil. Ortaya “soyut bir suçlu” çıkıyor.

Üstelik, gerçekle hayaliyi ayırdetme yeteneği bulunmayan, filmde gördüğü kötü adamı gerçekte de kötü adam sanan halkımız, o canavarın kendisi olduğunu anlayamıyor. Hiçkimse kötü bir imgeyi üstüne alınmaya da meraklı olmadığından, bu bir rahatlama bile sağlıyor trafik manyaklarına: Ben birşey yapmadım ki, suçlu canavar!

Çünkü bu memleket, yirmi sekiz kişiyi doğrayan kanlı katilin “kader kurbanıyız abi” diye ağladığı bir memlekettir.

Bizim ülkemiz bir doğu ülkesidir. Doğu toplumları “suçluluk yönelimli” değil, “utanç yönelimli” toplumlardır.

Batı insanı vicdan azabı çeker, doğu insanı alay edilmekten, rezil olmaktan korkar.

Sosyal psikoloji biliminde bu ayırımın iki kanadına “guilt oriented” ve “shame oriented” deniyor…

[Yazar]

Yazılar