IHA Malatya Katliamını Haber Yaparken Avukatları da Hedef Yaptı!

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25279
    Anonim
    Pasif

    İHA Malatya Katliamını Haber Yaparken Avukatları da Hedef Yaptı!

    İHA’nın, 20 Kasım’da servise koyduğu ilk haberde “Gelecek avukatların arasında daha önceden PKK terör örgütü militanlarının davasına girenlerin de bulunduğu öğrenildi” gibi müdahil avukatları hedef alan ifadelere yer veriliyor.

    BİA Haber Merkezi – Malatya

    23 Kasım 2007, Cuma

    Erol ÖNDEROĞLUhukuk@bianet.org

    İhlas Haber Ajansı’nın (İHA) Malatya’daki Zirve Yayınevi katliamıyla ilgili dava öncesi yayınları, misyonerlik yaptıkları için katledilen üç çalışanın avukatlarını şiddete başvuran grupların hedefi durumuna düşürüyor.

    Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün (23 Kasım) görülecek dava öncesinde İHA, duruşmadan üç gün öncesinden başlayarak, okjektif, tarafsız ve nesnel haberciliğe gölge düşüren haberler servise soktu.
    Onlar katledildi, şimdi avukatları hedefte!

    Bu durumda, yedi kişinin misyonerlik yaptıkları gerekçesiyle üç kişiyi işkence yaparak öldürmesiyle ilgili olay resmen gölgede kaldı ve, katil zanlılarının dahil, herkesin en temel hakkı olan savunma hakkını üstlenenler hedef tahtasına kondu.

    İHA, 20 Kasım’da servise koyduğu ilk haber “Malatya’daki Yayınevi Cinayeti Davası 23 Kasım’da Başlıyor” gibi masum bir başlık taşıyor ancak haberin içinde, “Gelecek avukatların arasında daha önceden PKK terör örgütü militanlarının davasına girenlerin de bulunduğu öğrenildi” ve “Orhan Kemal Cengiz’in daha önce de Zirve Yayınevi’nde öldürülen Necati Aydın hakkında İzmir’de zorla İncil sattığı iddiasıyla açılan davaya baktığı öğrenildi” şeklinde müdahil avukatları hedef alan ifadelere yer veriliyor.

    Haberde en önemli katil zanlılardan E.G için, iddianamede bu kişinin verdiği “en pozitif ifadeye” yer veriliyor:

    “Hristiyanlık üzerine konuşmaya başladık. Biz soru soruyorduk, onlar da cevaplamaya başladı. Necati İslam dinini kötülüyordu. Hristiyanlık ve İncil’in iyi olduğunu söyleyip PKK’yı övüyordu. Ben bu konuşmalara sinir oluyordum.”

    Bu haberin “masum” olmadığını sadece bu bilgilere dayanarak yapmıyoruz. Haberde, yine E.G.’nin ifadelerinden, “otelde düzenlenen İsa Mesih’in yıldönümü toplantısında Necati Aydın’ın PKK’yi övdüğü iddia edildi” şekilde konuştuğu ileri sürüldü.

    Bu gaz verildikten sonra ancak Sivil Toplum Geliştirme Derneği Genel Sekreteri ve Türk Protestan Kiliseleri Birliği hukuk danışmanı Avukat Orhan Kemal Cengiz (onun başkanlığı ve linki de verilerek) ve 27 avukatın duruşmaya katılacağı belirtiliyor.

    İHA, “dikkat çekiyor”, İHA “yorumluyor”

    21 Kasım 2007 tarihli bir başka haberdeyse, “Avukat ve Basın Ordusu Geliyor” başlığıyla, “Türk Protestan Kiliseleri Birliği’nde hukuk danışmanlığı yapan Cengiz’in daha önceden Malatya’ya gelerek, Altın Kayısı Otel’de 27 kişilik yer ayırtması, davaya verilen önemin yanı sıra mahkemeyi etkileme isteğinden kaynaklanmış olabileceğine dikkat çekiliyor” deniyor.
    Gazetecilik nasıl ama!

    Haber mi, yorum mu, tetikçilik mi?

    Malatya basınına haber servisi yapan İHA haberi ne diyor, bakmaya devam edelim.

    “Malatya’ya gelerek Zirve Yayınevi Cinayeti olayına ait duruşmaya katılacak olan avukatlar ordusu arasında Diyarbakır Barosundan avukatlar olduğu gözlenirken, aralarında PKK terör örgütü başı Abdullah Öcalan’ın avukatının da bulunması planlı ve programlı bir kamuoyu oluşturmaktan kaynaklandığı şeklinde yorumlanıyor.”
    İHA, “yorum yapıyor”

    Duruşmaya katılacak tüm avukatların isimlerini sıralayarak bu kişilerin geçmişte kimleri savunduklarını da belirtmeye özen gösteren Ajans, “Neden Orhan Cengiz” başlığıyla da şu incileri sıralıyor:

    “Kurtuluş Kiliseleri Başpastörü ve Türk Protestanları Başkanı İhsan Özbek, olayda etkin rol almaması dikkatleri çekerken, Özbek’in daha önce Malatya’ya geldiğinde, ‘Gerekirse Müslüman mahallesinde salyangoz satarız’ şeklindeki sözlerinin Malatya’da provoke isteği olarak değerlendirilmesinden çekinildiği ve Özbek’in yerine Cengiz’in getirilmiş olabileceği yorumu yapılıyor.”

    Habercilik demeye dilim varmıyor. Bu tür bir faaliyetin ne denli tehlikeli olduğunu İHA hala kavrayamadı mı? İHA, bu tür yayıncılığın kurbanı olan kişilerin profilini hazmedemedi mi? Yoksa haber kaynakları mı sorgulanamaz kadar hatırlı?

    (EÖ/NZ)

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.