Hükümet: Hrant da Hitler gibi!

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27101
    Anonim
    Pasif

    Hükümet: Hrant da Hitler gibi!

    hrant-dink_dava_0.jpg

    Ölümünden önce AİHM’de yaptığı bir savunmada Hrant Dink’i Hitler’e benzeterek suçlayan iktidar, neredeyse ölümünden de onu sorumlu tuttu. Hrant’ın öldürülmesini AKP’ye karşı bir suikast olarak değerlendiren kalemlerdense henüz ses yok.

    Hrant Dink’in bir suikast sonucu öldürülmesi, AKP’ye yakın kalemler tarafından AKP’ye karşı bir komplo olarak değerlendirilirken, AKP’nin bu olay nedeniyle Hrant Dink’i suçladığı ortaya çıktı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde Hrant Dink ve ailesinin açtığı dava nedeniyle savunma veren iktidar, Dink’i Nazi lideri Hitler’e benzetirken, mahkum olmasına neden olan yazıda da nefret unsurlarının yer aldığını iddia etti.

    “Tek suçlu o”
    Hükümetin, 2007 yılında suikasta kurban giden Hrant Dink’in, ölmeden önce Türklüğü tahkir suçundan aldığı cezaya karşı yaptığı başvuru ile öldürüldükten sonra Dink Ailesi’nin yaptığı başvurularla ilgili AİHM’e gönderdiği savunmada skandal ifadeler yer aldı. Mahkum olmasına neden olan yazıyla halkı tahrik ettiği, nefret söyleminde bulunduğunu iddia eden hükümet, öldürülmesinde de neredeyse tek suçlu olarak Dink’i gösterdi. Dink’in, kendisine yönelik tehditleri bildirmesine ve ona dönük suikast hazırlıklarının resmi makamlarca bilinmesine karşın bu nedenle de Dink’i suçlayan hükümet, “Dink gerçek ve yakın biçimde tehdit edilmiş olsaydı koruma için yerel makamlara başvurur ve koruma isterdi” dedi.

    “Nefret suçu işledi”
    Dink’in cezasının kesinleşmediği bu nedenle de AİHM’ye başvuramayacağını iddia eden hükümet, savunmasında şu skandal ifadelere yer verdi:

    ‘AİHM, daha önce Almanya’da bir Nazi örgütü liderine nasyonal sosyalizmi savunan yazısı için verilen cezayı yerinde buldu. Demokratik bir toplumda bu tür yazılar (Dink’in mahkumiyetine neden olan yazısı) halkı tahrik etmek suçunu oluşturacak ve kamu düzenini bozacaktır. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin ‘nefret söyleminin engellenmesine’ ilişkin tavsiye kararı bulunmaktadır. Dink’in yazısı da ‘nefret söylemi’dir’.

    Liberaller ve yandaşlar sessiz
    Ülkemizde olan tüm karanlık olayları “AKP’ye karşı girişilmiş bir komplo” olarak değerlendiren liberal ve yandaş basın, Hrant Dink’e yapılan suikastın da AKP’yi zor duruma düşürmek için planlandığını iddia etmişti. Özellikle “Kafes” ve “Balyoz” eylem planları ile Hrant Dink’e gerçekleştirilen suikast arasında paralellik kuran liberal kalemlerin, hükümetin son savunmasının ardından nasıl bir tutum takınacakları merakla bekleniyor. Basına “Kafes Eylem Planı” olarak yansıyan metinde Dink suikastı için “operasyon” tanımının kullanılması, bu konuda en çok kullanılan dayanak olmuştu. Ahmet Altan, Yasemin Çongar gibi isimler başta olmak üzere bir çok yazar bu tanımı tekrar tekrar yazarak, Dink suikastının AKP’ye karşı girişilen bir komplonun parçası olduğunu açıkça ya da ima yoluyla iddia etti.

    Taraf şimdi ne diyecek?
    Dink’e yapılan suikast ile AKP karşıtlığı arasında bağlantıyı en çok kuran gazete Taraf’tı. Örneğin bu cinayenin işlendiği zamanın rastlantı olamayacağını belirteren Yıldıray Oğur şöyle demişti:
    “Hrant Dink Türkiye tarihinin en büyük siyasal krizlerinden birinin yaşandığı bu zor yılın ilk günlerinde öldürüldü. Resmi ideolojinin sokaklara taştığı, darbenin kenarından dönülmüş, Cumhurbaşkanı’nın seçileceği yılın ilk günlerinde. Türkiye tarihinin en önemli siyasal altüst oluşlarıyla, Hrant Dink’in öldürülmesi arasında bir ilişki yok mu sizce?” (Yıldıray Oğur – Taraf – 20 Şubat 2008).

    Daha önce de Hrant’ı suçlamışlardı
    Bu konuda bir çok yazı kaleme alan isimlerden birisi de Zaman yazarı ve Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı’ydı. Hrant Dink’in ardından yazdığı yazılarla ona sahip çıkıyor görünen, ona yapılan saldırının aslında Türkiye’ye ve doğal olarak AKP’ye yapıldığını öne süren Dumanlı, Hrant Dink henüz hayattayken, iktidarın şimdi yazdığına benzer bir yazı kaleme almıştı. Dumanlı’nın suikast öncesinde yazdıkları ve şimdi hükümetin söyledikleri yan yana getirildiğinde, Dink’in ardından döktükleri göz yaşlarının ne kadar “gerçek” olduğu anlaşılıyor. Hrant Dink’i milliyetçileri tahrik etmekle suçlayan Dumanlı 2006 yılında şöyle demişti:

    “Elbette herkes düşüncesini özgürce söylemeli; ancak tahrik etmeden, incitmeden, sosyal yapıyı çatlatmadan. Kışkırtıcı söylemler olmasa milliyetçilik, kafatasçılığa doğru kayar mı hiç? “Aşırı milliyetçilik” asıl gücünü milliyetçiliğin yükselmesinden endişe duyan kişilerin tahrikinden alıyor olmasın?

    (Ekrem Dumanlı – 21 Şubat 2006 – Zaman)

    (soL – Haber Merkezi)

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.