Hristiyanlıkta kader nedir? (Lutfen Yardim…)

  • Bu konu 12 izleyen ve 58 yanıt içeriyor.
15 yazı görüntüleniyor - 31 ile 45 arası (toplam 59)
  • Yazar
    Yazılar
  • #34117
    Anonim
    Pasif

    “Olağan insanlar gibi yaşıyorsak da, insansal güce dayanarak savaşmıyoruz. Çünkü savaşımızın silahları insansal silahlar degil, kaleleri yıkan Tanrı’sal güce sahip silahlardır.

    Safsataları, Tanrı bilgisine karşı diklenen her engeli yıkıyor, her düşünceyi tutsak edip Mesih’e bağımlı kılıyoruz. Mesih’e tümüyle bağımlı olduğunuz zaman, o’na bağımlı olmayan her eylemi cezalandırmaya hazır olacağız” (2.korintliler 10:3-4-5-6).

    İman hayatım boyunca üç defa ağladım.

    * Yıllar önce vaftiz olurken.

    * Altı yıl önce çok sevdigim kilisemden ayrılmak zorunda bırakıldıktan sonraki diriliş bayramı gecesi, içeriden ilahi, dua ve yemek yiyen kardeşlerin sesleri gelirken, ben kilise duvarının üstünde, ayrılan kardeşler ve çocuklar duvarın dibinde “Baba bak bir sürü kuzunu dışarı attılar.Gel bizlere sahip çık” duasını söylerken.

    * Bir de bugün siz kardeşlerimden sevgi ve teşvik mesajları aldığımda.

    Ağladım

    Ben uzun yıllar oldu her pazar on altı yaşında oğlumla tek başımıza Rab’bi yüceltiyoruz. Belkide bu nedenle biraz hassas oldum.Kırılgan oldum.

    Dün hüzünlüydüm, bugün sizlerin sevgisi ile sevinçliyim. Haleluya

    #34124
    Anonim
    Pasif

    Kader sorum biz evlenebilir miyiz yoksa evlenemezmiyiz durumuna döndü…
    Ben deistim,bir Tanrı tanımaz değil ve hristiyan bir insanla evlenecek olsam bile bunun ona olumsuz yönde bir etkisi olmaz.Kimse kimsenin düşüncelerini bu saatten sonra değiştiremez. Dini inançlara ve kişisel tercihlere saygı bakidir. Burdan kimsenin evlenebiliriz ya da evlenemeyiz diye bir izin vermesini beklemiyorum. Bu izni vermekte kimseye ait değildir zaten.

    Lütfen birbirinize saldırmayın ve kırmayın.Yazılan yazılarda hiç kötü niyet görmedim.Dinlerde tesfirler,mealler ve yorumlar her zaman var olmuştur ve olacaktır. Mesela muslumanlıktaki basi kapatma sorunu,ana dille ibadet vb konular bile hala tartışılır,ilahiyatcılar yorumlarını sunarlar. Ha kabul görülür ya da görmez.Bazılarıan göre ne dendiği çok açıktır Kuran da,bazılarına görede değildir.

    İlk önce Yazgı (kader) nedir buna bakmalıyız bence.
    Yazgı Tanrı’nın uygun görmesi, Tanrı’nın isteği, kader, ezelî takdir, yazı, alın yazısı, hayat, mukadderat, takdiriilahî.

    bu çerçeceden baktığımızda bir çok şey Tanrının taktiriyle oluştuğundan yazgı kavramının içine dahil oluyor şeklinde görülmektedir.Ben kefas arkadaşımızın yazdıklarını okuduğumda da bu şekilde bir bakış açısı gördüm.

    Şimdi kader kelimesine kendi anlamı doğrultusundan bakmak istiyorum ben.Bu arada amacım hic bir seyin ispatı değil,özgür olarak düşündüklerimi paylaşmak.

    Burda farkettiğim bir olayda kişilerin yazgı konusunu hep kötü olaylar silsilesi olarak görmesi ve bunun üzerinden bahsetmesi oldu.Hayır,iyi olaylarda bunun içine dahil olabilir.

    Protestanlığın reformist hareketlerin bir neticesi olarak çıkmış olması,hristiyanlığa katmış olduğu pozitivist bakış açısı sonucunda incil in yorulanmasında daha akılcı kriterler kullanılması neticesini getirmiş olması elbetteki kaçınılmaz.Bunun sonucunda da şuan tartıştığımız durum için katı bir kader anlayışı kabul edilmemiş olabilir (ki böyle bir durumun kabulu bu bencede saçma olurdu) ama mutlaka bununla ilgilide bir açıklamada (sınırların belirlenmesi) vardır diye düşünüyorum cunku yanlışsam düzeltin ama Tanrının insan hayatında hic bir etkisinin olmadığını savunduğumuzda,onu yarattıktan sonra dünyada yapayanlız bıraktığı sonucuna geliriz ki,bunun sonucuda teizimden deizime geçiştir.

    Kişisel görüşüm,dini kitapları okuduğumda,mesela ahiret yaşamı,dünyanın son buluşu,mesihin gelişi gibi kavramlar bana insanlığın her şeyin sonunda yaşayacağı “ortak kaderi” düşündürtüyor. Bunun kesinllikle yaşanacağı durumuda ispatlarla anlatılmaya çalişilmiştır.. Bunun yanı sıra insanın nerde ve nasıl doğacağı,hangi ana babadan meydana geleceği,nerde öleceği,ne şekilde öleceğide (intihar ve insan hatasında doğan bilinçli ihmalleri saymazsak) ve bütün canlıların yaşamının bir gün son bulacağı da kaderdir. Çünkü hepsinde bir Tanrı isteği ve kul tarafında müdahele edilememezlik yani buna yetmeme durumu mevcuttur. Eğer Protestanlık yazgıyı tamamen reddediyorsa,açıklamalardan anladığım bu,sözünü ettiğim durumlara ne şekilde bir yorum getiriyor acaba?

    Burda kader ispatıda değilim,kendi düşüncelerimi belirtiyorum baştada dediğim gibi.Sadece demek istediğim bu dünyada bu kadar çokta özgür olmadığımız ya da her yaşadığımız her kötü olayın yaratıcıdan gelmediğini kendi seçimlerimiz sonucununda bunları oluşturduğu ve insanın özgür iradesi ile Tanrı tarafından taktir görülenin,yani yazgısı arasında da dünyadaki var olan her şey gibi mükemel bir uyum ve sınır olduğuna emimin.

    #34125
    Anonim
    Pasif

    Sevgili emalie,

    ‘Kader’ veya ‘alın yazısı’ konularını anlamak için, insanın 2 özelliğini birbirinden ayırmak lâzım. OLMAK ve YAPMAK (Being and Doing). Bazı şeyler insanın ne olduğuyla ilgilidir; bazıları ise, ne yaptığıyla.

    Ben kara gözlü, kara kaşlı doğmuş olabilirim. Veya İtalya’da değil de, Türkiye’de doğmuş olabilirim. Uzun veya kısa boylu olabilirim. Küçük burunlu, koca kulaklı olabilirim. Bunlara istersen ‘kader’ diyebilirsin. Bunların hiçbiri, kendi seçeneklerim olmayabilir. Ama hiçbiri de, günah değildir.

    Ama ne yaptığım, asla kader olamaz. Manevî varlıklar olarak yaratıldık. Tanrı bize ve meleklere, tüm diğer yaratıklara vermemiş olduğu, bu meziyeti verdi. Doğru ve yanlışı bilme ve seçim yapma meziyeti. Sorumluluk tamamen bize aittir. Bununla hiçbir zaman Tanrı’yı suçlayamayız. “Kaderimdir, ne yapayım” diyemeyiz.

    Evlilik konusunda da, kesin ve net bir buyruk vardır. Bunun böyle olduğuna dair bütün kardeşler de hemfikirdirler (bir tanesi hariç olabilir). Siz buyruğun netliğini tartışabilirsiniz belki, ama bu kimseyi aklamaz. Tüm günahkârlar, vicdanlarını, ‘buyrukları inkâr ederek’ rahatlatırlar (homoseksüaller gibi). Yasayı kendi düşüncesine göre yorumlama hakkı, insanoğluna verilmemiştir. ‘On Emir’ , “On Tavsiye” değildir.

    Bir müddet önce, Gaza’da (Gazze’de) hüküm süren Hamas, 130’dan fazla kız çocuğunu, yaşları 5-9 arası, allayıp, pullayıp, süsleyip; zıbandık gibi heriflere (40-50 yaşlarında), ikinci, üçüncü veya dördüncü karı olarak teslim etmişlerdir. İstedikleri kadar ‘günah değildir’ desinler. Onlar Tanrı’nın asla değişmez, asla taviz vermez yasalarına göre yargılanacaklardır.

    Ama bunun başka yönlerini de incelemek lâzımdır. Eski Türk filimlerinde, hep acı, hep keder, intihar, nefret, kötülük, karşılıksız tek taraflı aşk, zulüm, hapihane, hastalık gibi; “Kahpe Felek” dedirten konular yer alıyordu. “Kara bahtım, Kem Talihim”, “Yüzüm hiç mi Gülmeyecek” gibi, acılar ve Karanlıklar Ruhu içine gömen ‘Kadercilik’ filimleri. Bunlar ne kadar da masum gözükse de, Şeytan’dan idi. İnsanları yıllardır karanlığa gömdü. İçkiye, meyhanelere itti. İnsanlara sadece “of! off’! oooffff!” dedirtti. Ama işte bu ‘Zalim Felek’, Tanrı değil, Şeytan’dır. İnsanlara kaderciliği yutturan, “Kaderine razı ol” diyen Şeytan’dır. Rab’bin ise bize vermek istediği (yani O’na iman edenlere) sadece, “Sevgi, Sevinç, Huzur, Barış, Af, Şefkat” gibi şeylerdir. Şeytan’a ve onun yalanı olan kaderciliğe direnmek lâzım. İsa’ya iman edenler, bu karanlıklardan kurtulabiliyorlar.

    Rab Sizi Aydınlatsın.

    #34186
    Anonim
    Pasif

    @3ylül 16724 wrote:

    arkadaşım kader insanların gücünün yetmediği durumlarda karşılaştığı şeye boyun eğmelerine buldukları bir uydurmadır kader diye bişey yoktur insan kendi aklıyla kaderini çizer yaşayacaklarını belirler

    her şey insanın kendi elindeyse,ve her şey seçimler sonucu belirginleşiyorsa dua edip Tanrıdan dilemek niye var o zaman?? Sizin soylediğiniz şekliyle Tanrının yarattıklarını dunya yolunda yalnız bıraktığı anlamı çıkar ki bu dua etmeyi gereksiz bir işlev haline sokar. Madem “her şey” bu kadar kendi elimizde,Tanrı dan dilemeyede gerek yok sonucu çıkıyor yazınızdan.
    (Not:Yazımda hic bir yargılama yoktur,sadece Aristo mantığını kullanarak yazdığınız şeyin tutarlılığına baktım.)

    #34187
    Anonim
    Pasif

    ‘Kimse kimsenin düşüncelerini bu saatten sonra değiştiremez.’

    Ne kadar da kesin bir yargı bu… :-))) Dostum en çok bunca kesin yargılı olanların değişmeleri olası. Güldüm okuduğumda, senenin bu ilk günü… Var olasınız… Size ve burdaki herkese Tanrı bereketi dolu bir yıl diliyorum…

    #34193
    Anonim
    Pasif
    tuba;16757 wrote:
    3ylül hristiyan olmayan bir üyedir. Verdiği görüş de hristiyan görüşü değildir. Bilgilendirmek için yazıyorum. 3ylül umarım yanlış anlamazsın:)

    Aslında Rab’bi bu denli geri plana atışın sebebi bir insanın ateist olup olmaması değil.

    Kadere bakış açısıdır.

    Yani ben o kadar çok hristiyan tanıyorum ki 3ylülün kullanmış olduğu cümleleri kullanıpta kader kavramını tanımlayan…

    Deniyor ki, “bir insan içecek-içecek sarhoş olacak, sonra araba kullanacak, kaza yapacak, ölecek… Böyle kader kavramımı olur?”

    Kader kavramı işte bu denli basit bir düzeye indirgenmiş durumda.

    Eğer kader, gerçekten böyle bir tanım ise, işte 3ylülünde sözleri buraya cup diye oturur. İnsanlar kendi seçimlerini yaparlar (içkili araba kullanma) dolayısıyla kader yoktur (kazada, ölümde olmaz).

    Kadere bu şekilde bakan kardeşler gerçek imanlı kardeşlerdir ama bana göre kadere bakış açıları yanlıştır.

    Ben şahsen sonuna kadar kader kavramına inanan bir insanım.

    Özellikle armağanların (ses güzelliği, güzel çizim yeteneği, iyi konuşma yeteneği) insanlara Rab tarafından boşu boşuna verilmediğini düşünürüm.

    Ama ayrıca şunuda belirtmek isterim ki, bir çok konuda olduğu gibi, burada yine Kemal Başaran’ın kurmuş olduğu cümlelere hayran kaldım. O kadar doğru yazmış ki… Ve söylediği en önemli şey: “Rab insana, günaha düşüreceği bir kader çizmez”.

    Yani bana göre kader vardır. Çünkü bir çok şeye seçim hakkımız olmadan sahip olduk. Ama Rab tarafından insanlara verilen kader (uyruğun, tipin, armağanların vs.) hiç bir zaman insanları günaha sürüklemez. Dolayısıyla günah Tanrı tarafından insana verilmez. Ancak insan günahı seçer.

    #34197
    Anonim
    Pasif

    @mutluluk 16761 wrote:

    Aslında Rab’bi bu denli geri plana atışın sebebi bir insanın ateist olup olmaması değil.

    Kadere bakış açısıdır.

    Yani ben o kadar çok hristiyan tanıyorum ki 3ylülün kullanmış olduğu cümleleri kullanıpta kader kavramını tanımlayan…

    Deniyor ki, “bir insan içecek-içecek sarhoş olacak, sonra araba kullanacak, kaza yapacak, ölecek… Böyle kader kavramımı olur?”

    Kader kavramı işte bu denli basit bir düzeye indirgenmiş durumda.

    Eğer kader, gerçekten böyle bir tanım ise, işte 3ylülünde sözleri buraya cup diye oturur. İnsanlar kendi seçimlerini yaparlar (içkili araba kullanma) dolayısıyla kader yoktur (kazada, ölümde olmaz).

    Kadere bu şekilde bakan kardeşler gerçek imanlı kardeşlerdir ama bana göre kadere bakış açıları yanlıştır.

    Ben şahsen sonuna kadar kader kavramına inanan bir insanım.

    Özellikle armağanların (ses güzelliği, güzel çizim yeteneği, iyi konuşma yeteneği) insanlara Rab tarafından boşu boşuna verilmediğini düşünürüm.

    Ama ayrıca şunuda belirtmek isterim ki, bir çok konuda olduğu gibi, burada yine Kemal Başaran’ın kurmuş olduğu cümlelere hayran kaldım. O kadar doğru yazmış ki… Ve söylediği en önemli şey: “Rab insana, günaha düşüreceği bir kader çizmez”.

    Yani bana göre kader vardır. Çünkü bir çok şeye seçim hakkımız olmadan sahip olduk. Ama Rab tarafından insanlara verilen kader (uyruğun, tipin, armağanların vs.) hiç bir zaman insanları günaha sürüklemez. Dolayısıyla günah Tanrı tarafından insana verilmez. Ancak insan günahı seçer.

    sevgili tuba evet hırıstiyan değilim aslında inanç olarak bir kitabada bağımlı değilim çünki eğer bir yaratıcı varsa bana göre onu kitap sayfaları arasında aramak saçma kader konusunda dediklerim tarafsız hiçbir inancı baz almayarak yazılmış kendi cümlelerimdir :)

    sevgili mutluluk kaderin var oluşunu insanların basit tariflerini eleştirirken siz daha basit bir örnekle ıspata çalışmamışmısınız
    sesin güzel olması resim yapmak gibi örnekleriniz kader değil her insanda ölçüleri değişen kabiliyetlerdir eğitim ve çalışmayla bu yeteneklerimizi geleceğimiz için yararlı bir yatırım haline getirebiliriz yani sonuç yine aklımızı nasıl kullandığımıza bağlanır kadere değil :))

    sayın modlar umarım bu cevabımada sansür getirmezsiniz :)

    #34198
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Mutluluk.
    Diyorsunki,Ben şahsen sonuna kadar,kader kavramına inanan, bir insanım.Ve
    Özelikle armağanlar(ses güzelliği güzel çizim yapma iyi konuşma yeteneği)İnsanlara Rab tarafından, boşu boşuna verilmedi.

    Sevgili Kardeşim,iyide kader varsa eğer,o zaman bizim,kaderimiz baştan yazılmış demekki.Bizler müslüman doğduk,niye kaderimize boyun, eğmedikde kalkıp Hrıstıyan olduk..? Kaderimizi belirlerken, Tanrımız bizim hakkımızda,sonra fikrinimi değiştirdi.Ya bu kulumu en iyisi hrıstıyan yapayımmı dedi..?
    Armağanlar diyorsun Sevgili Mutluluk,Tanrımız demekki müslüman kardeşlerimiz,ede Kutsal ruhunu döküp onlarıda bereketledi..Nedenmi Çünkü bugün İsa Mesihi Rab ve Kurtarıcı kabul etmeyen Birçok Budist,Ateist,yada müslüman ,yada diğer dinler içinde, dünyada olağanüstü yeteneğe sahip bilimde,Müzikte,edebiyat,dehalar var bunlarda Rab tarafından bereketlendi..Öylemi..?

    Güzel kardeşim,Ruhsal armağanlar Farklıdır.Bu biz, imanlılar için geçerlidir.İsa Mesihi Rab ve Kurtarıcı kabul edenlerin aldığı Kutsal Ruhun bizlere verdiği yeteneklerdir.
    Diğer İnançtan olan insanların aldıkları ise Doğal armaganlardır bunun Kutsal Ruhla ilgisi yoktur.Her insanda farklı ölçüde bulunan,özel yeteneklerdir.
    İnsanların kendilerinde fark edip,yada fark edildiğinde, bu daha fazla çalışma ve teşvik ile en üst seviyeye çıkartılır.Bazen genler yoluylada geçebilir.Roman yazma,şarkı söyleme,resim yapma yada bir müzik aleti çalma gibi.Bilimde,müzikte,edebiyatta,ortaya çıkabilir.

    Ruhsal armağanlarla,Doğal armaganları karıştırmayalın.Bunların insandaki oluşumu yada verilişi çok çok farklıdır.

    Birşey daha var Kader,e inaniyor olabilirsin bu senin görüşün,yanlız diğer ,iman etmiş kardeşlerimizin görüş,lerinede yanlış düşünüyorlar demen hata bence Bizim tek bir inancimiz var kader konusunda O’da
    İsa Mesih Rab ve Kurtarıcıdır,gerişi boş kardeşim.
    Vaiz de ne diyor ..
    “Herşey boş,bomboş diyor vaiz.Güneşin altında yeni birşey yok.

    Tek bir gerçek var oda İsa Mesih.

    #34192
    Anonim
    Pasif
    3ylül;16765 wrote:
    sevgili tuba evet hırıstiyan değilim aslında inanç olarak bir kitabada bağımlı değilim çünki eğer bir yaratıcı varsa bana göre onu kitap sayfaları arasında aramak saçma kader konusunda dediklerim tarafsız hiçbir inancı baz almayarak yazılmış kendi cümlelerimdir :)

    sevgili mutluluk kaderin var oluşunu insanların basit tariflerini eleştirirken siz daha basit bir örnekle ıspata çalışmamışmısınız
    sesin güzel olması resim yapmak gibi örnekleriniz kader değil her insanda ölçüleri değişen kabiliyetlerdir eğitim ve çalışmayla bu yeteneklerimizi geleceğimiz için yararlı bir yatırım haline getirebiliriz yani sonuç yine aklımızı nasıl kullandığımıza bağlanır kadere değil :))

    sayın modlar umarım bu cevabımada sansür getirmezsiniz :)

    Armağan bir terimdir. Yani Rab’bin armağanı dediğimiz zaman, Rab için kullanılacak yeteneklerden söz edilir. Olaya bu şekilde bakarsanız size burada bir misyon yüklendiğini görürsünüz ve olay hiç te basit değildir bu açıdan :)

    İnsanların akılsızlıklarını, yanlış seçimlerini “kader”e yüklemek çok basit bir tarif olacaktır çünkü kader bu değildir.

    Quote:
    çalışmayla bu yeteneklerimizi geleceğimiz için yararlı bir yatırım haline getirebiliriz yani sonuç yine aklımızı nasıl kullandığımıza bağlanır kadere değil :))

    Aslında burada iki farklı cevap verilir.

    1. Çalışmalarla belli bir yere kadar gelebilirsiniz. İlahi mi söyliyeceksiniz… Söyleyebilirsiniz… Sesinizi belli bir yere kadar eğitebilirsiniz… Ama hiç bir vakit sizi dinleyenleri mest edemezsiniz.

    2. Rab’bin bize akıl verdiğine ve bu yetenekleri geliştirmemiz gerektiğine inanıyorum. Doğru bir tespit. Rab sana bir armağan veriyor. Kaderin bu. İşte bu noktadan sonra her şey senin elinde. Bu armağanla yetinebilirsin. Bu armağanı geliştirip daha büyük işler yapabilirsin. Yahut hiç bir şeyi umursamaz, Rab’den uzak bir yol izlersin.

    Quote:
    slında inanç olarak bir kitabada bağımlı değilim çünki eğer bir yaratıcı varsa bana göre onu kitap sayfaları arasında aramak saçma

    Bu iş diğer dinlerde nasıl tam bilemiyorum ama Hristiyanlıkta böyle bir şey yok. İnsanlar Tanrı’yı kitap arasında aramıyor. Tanrı yaşıyor. O bizim aramızda. Ve bize bu gün yol gösteriyor, müdahale ediyor.

    Kitap burada büyük, önemli bir yol oynuyor. Neyin doğru-neyin yanlış olduğunu gösteriyor. İnsanlar kitap sayesinde bilinçlenip doğruyu görebiliyor. (Bu konuda imif kardeşin yazdığı çok değerli yazılar vardır, Kutsal Ruh’un önemini hep vurgular) Ama Tanrı yaşayan bir Tanrı. Dünyadan elini ayağını çekmedi. Bizzat bizimle birlikte yaşıyor (ki İncil bu gerçekliği bir çok kez vurgulamıştır).

    #34202
    Anonim
    Pasif

    Sayın Saba konu hakkındaki hassasiyetiniz için ilk başta size teşekkürlerimi sunarım.

    Sevgili Kardeşim,iyide kader varsa eğer,o zaman bizim,kaderimiz baştan yazılmış demekki.Bizler müslüman doğduk,niye kaderimize boyun, eğmedikde kalkıp Hrıstıyan olduk..?

    Söylemek istediklerimi daha anlaşılır bir biçimde ifade etmeye çalışayayım…

    Kader ne demektir sayın saba?

    Kader, senaryosu önceden yazılmış bir filmde eliniz kolunuz bağlı oynamak mıdır? Eğer böyle ise emin olun ki bunu bende kabul etmem.

    Siz müslüman doğmuşsunuz. Zekanız vardı, araştırma yeteneğiniz vardı ve bir şeyleri başarabildiniz. Çok güzel…

    Ama ben bunlardan bahsetmiyorum…

    Diyorum ki, seçim hakkınız yokken bir çok şeye sahip oldunuz… Bunları zekanızla yapmadınız… Araştırmalarınızla yapmadınız… Seçim hakkınız bile yoktu… Doğmayı siz mi seçtiniz sayın Saba? Yahut genlerinizi ve bu genlerin size olan getirilerini siz mi belirlediniz?

    Güzel kardeşim,Ruhsal armağanlar Farklıdır.

    Dikkat! Ruh armağanlardan bahsetmedim ben. Siz konuyu farklı yerlere getiriyorsunuz. Ruhsal armağanlar çok farklı şeylerdir, seçme hakkımız yokken bize sunulan şeyler daha da farklıdır.

    evgili Mutluluk,Tanrımız demekki müslüman kardeşlerimiz,ede Kutsal ruhunu döküp onlarıda bereketledi..Nedenmi Çünkü bugün İsa Mesihi Rab ve Kurtarıcı kabul etmeyen Birçok Budist,Ateist,yada müslüman ,yada diğer dinler içinde, dünyada olağanüstü yeteneğe sahip bilimde,Müzikte,edebiyat,dehalar var bunlarda Rab tarafından bereketlendi..Öylemi..?

    Elbetteki öyle değil… Ama şu bir gerçek, o insanlara güzel bir armağan verilmişti… Kötü seçimler yaptılar ve kötü yoldalar…

    Bakın akıl önemli bir şeydir. Sizinde bahsettiğiniz gibi, akıl yoluyla, araştırmalarla kurtuluşa ulaştınız dimi? Akıl size sunulmuş bir armağandır… Ama bu dakikadan sonra herşey sizin elinizdedir….

    şeytan’ın kim akılsız olduğunu söyleyebilir? Akıllıydı ama seçimleri doğru değildi…

    Birşey daha var Kader,e inaniyor olabilirsin bu senin görüşün,yanlız diğer ,iman etmiş kardeşlerimizin görüş,lerinede yanlış düşünüyorlar demen hata bence

    Hata mı? O zaman siz neden bu mesajınızda benim kader vardır dememe bir hata gözüyle bakıp yazdıklarıma muhalefet oluyorsunuz?

    Demek ki, forum ortamında, karşıt görüşlerin bir araya gelmesi ve bunların saygı çerçevesinde sunulması bir hata olarak sayılmamalıdır.

    Tek bir gerçek var oda İsa Mesih.

    Buna kimsenin bir itirazı olmadı sanırım?

    #34200
    Anonim
    Pasif

    “Ama ayrıca şunuda belirtmek isterim ki, bir çok konuda olduğu gibi, burada yine Kemal Başaran’ın kurmuş olduğu cümlelere hayran kaldım. O kadar doğru yazmış ki… Ve söylediği en önemli şey: “Rab insana, günaha düşüreceği bir kader çizmez”.
    Diye Kemal kardeşten alıntı yapmışsınız.

    Selam mutluluk kardeş esenlik olsun.
    Aslında ikili karşıt görüşlere girmeme kararı almıştım…..!
    Fakat daha önceki paylaşımlarımdan (kader konusunda) görüşümün doğru olmadığını yazmışsınız.

    *Yazım aynen şöyleydi.Kredi kartını yanlış kullanıp icralarla boğuşan bir insanın ailesini mağdur etmesi kader degil kendi hesapsızlığıdır…..
    *Alkol alıp direksiyona geçip kaza yapan bir insanın başına gelenler kader degil … kendi zayıf iradesinin bir sonucudur demiştim.
    Sizde burda kader konusunda beni ima ederek yanlış olduğunu belirtmişsiniz.

    Anlayamadığım bu ne perhiz bu ne lahana turşusu…..
    Kemal Başaran kardeş “Rab insana,günaha düşürecegi bir kader çizmez” evet çok doğru bir cümle.Bende katılıyorum.
    Demekki Tanrı kulum içsin direksiyona geçip kaza yapıp sakat kalsın diye düşünüp o mağdur insana kader çizmez.Çünkü O kazayı yapan insan bakmakla yükümlü olduğu insanları (eş olabilir,çocuklar olabilir)
    mağdur ediyorsa buda günah degilmi sizce………?
    Eger Mesih İmanlısı ise Tanrı’nın tapınağı olan bedene zarar vermesi
    günah değilmi….? sizce.
    Kendinizle çelişiyorsunuz..!

    Siz farkında degilsiniz ben kemal kardeşle aynı şeyi söylüyorum.
    Ama siz onu onaylıyor fakat benim görüşümü ret ediyorsunuz.
    Ben farklı ne yazmışım…?

    Sizin yazınızdan alıntı.
    “Ama şu bir gerçek o insanlara güzel bir armağan verilmişti,kötü seçimler yaptılar ve kötü yoldalar.”
    Siz bu cümle ile beni haklı çıkarıp kendinizle çelişmişsiniz….
    Hem kadere inanacaksın hemde kötü seçimleri ve kötü yolda olmalarını getirip akla dayayacaksın.

    Siz kadere inanıyorsanız Saba kardeşe “Ama bu dakikadan sonra her şey sizin elinizde……..” diyebiliyorsunuz.
    Nasıl herşey insanın elinde size göre kader yokmuydu….?
    Var diyorsanız her şey nasıl insanın elinde olabilir…………?

    #34203
    Anonim
    Pasif

    @Viran dede 16756 wrote:

    ‘Kimse kimsenin düşüncelerini bu saatten sonra değiştiremez.’

    Ne kadar da kesin bir yargı bu… :-))) Dostum en çok bunca kesin yargılı olanların değişmeleri olası. Güldüm okuduğumda, senenin bu ilk günü… Var olasınız… Size ve burdaki herkese Tanrı bereketi dolu bir yıl diliyorum…

    Ben o lafımı “Hristiyan olmayan bir kişiyle evlenen bir Hristiyanın inaçlarını değiştirmek ya da onları farklı yönlerde etkilemek” konusunda belirtmistim incilde gecen bir bölüm üzerine.

    Ben Hristiyanlığı öğrenmek istemesem burda üye olupta yazılanların hiç birini okumam ya da kafamdakileri size sormazdım değil mi?

    #34204
    Anonim
    Pasif

    @mutluluk 16761 wrote:

    Aslında Rab’bi bu denli geri plana atışın sebebi bir insanın ateist olup olmaması değil.

    Kadere bakış açısıdır.

    Yani ben o kadar çok hristiyan tanıyorum ki 3ylülün kullanmış olduğu cümleleri kullanıpta kader kavramını tanımlayan…

    Deniyor ki, “bir insan içecek-içecek sarhoş olacak, sonra araba kullanacak, kaza yapacak, ölecek… Böyle kader kavramımı olur?”

    Kader kavramı işte bu denli basit bir düzeye indirgenmiş durumda.

    Eğer kader, gerçekten böyle bir tanım ise, işte 3ylülünde sözleri buraya cup diye oturur. İnsanlar kendi seçimlerini yaparlar (içkili araba kullanma) dolayısıyla kader yoktur (kazada, ölümde olmaz).

    Kadere bu şekilde bakan kardeşler gerçek imanlı kardeşlerdir ama bana göre kadere bakış açıları yanlıştır.

    Ben şahsen sonuna kadar kader kavramına inanan bir insanım.

    Özellikle armağanların (ses güzelliği, güzel çizim yeteneği, iyi konuşma yeteneği) insanlara Rab tarafından boşu boşuna verilmediğini düşünürüm.

    Ama ayrıca şunuda belirtmek isterim ki, bir çok konuda olduğu gibi, burada yine Kemal Başaran’ın kurmuş olduğu cümlelere hayran kaldım. O kadar doğru yazmış ki… Ve söylediği en önemli şey: “Rab insana, günaha düşüreceği bir kader çizmez”.

    Yani bana göre kader vardır. Çünkü bir çok şeye seçim hakkımız olmadan sahip olduk. Ama Rab tarafından insanlara verilen kader (uyruğun, tipin, armağanların vs.) hiç bir zaman insanları günaha sürüklemez. Dolayısıyla günah Tanrı tarafından insana verilmez. Ancak insan günahı seçer.

    Fikirlerinize kesinlikle katıldığımı belirtmek isterim.linie

    #34205
    Anonim
    Pasif

    Özellikle armağanların (ses güzelliği, güzel çizim yeteneği, iyi konuşma yeteneği) insanlara Rab tarafından boşu boşuna verilmediğini düşünürüm.

    Sevgili Mutluluk Kardeşim.
    Seninde bana,cevap verirken gösterdiğin hassasiyet ve duyarlığına yürekten teşekürlerimi,sahsına sunuyorum.Lütfen kabul et ve beni bahtıyar kıl.
    Güzel Kardeşim,Armağanlar,derken ne tür bir armağanı kastettin acaba..? aynen şöyle demişsin “Öyle değilmi ,ama şu bir gerçek o insanlara güzel bir armağan verilmişti.Ancak kötü bir seçim yaptılar.ve kötü yoldalar.”
    Bizler yorum yaparken peki neyi baz alıyoruz..?Armağanları insanlara kim veriyor..?Cevab vereyim..biz yorumlarımızı inandiğimiz Kutsal Kitab rehber edinerek yapıyoruz.Armağanları insanlara kim veriyor bizim inancımıza göre tabiki Kutsal Ruh..
    Nasıl bir yorum yapmalıydım..?Elbetteki Armağanı veren güçe bakacagin o güçte Kutsal Ruh,tur.Ben yorum yaparken dünyasal değil Kutsal kıtabın,bize öğrettiğini, baz alırım.

    Diğer inançta olan insanlardaki armağan (yada yetenek) bunun Kutsal Ruh’la (TANRI)ile ilgisi yoktur bunlar doğal armaganlardır, varsa egitilir.geliştirilir.Dünyasaldır.Her insanda değişik konularda olabilir.bu yetenekler.

    Seni gerçekten anlamıyorum,Çok karmaşık bir düşünce tarzın var.Sana soru soruyorum,cevap vereceğine Tanrı Aşkına birgünde beni aydınlat.soruma soru sorarak cevap veriyorsun..

    Beni aydınlatırmısın..sen kadere inanıyorsun.akıl,birkenara bırak.araştırıp Hrıstıyan olmamıda..ben Müslüman doğdum,sonra değiştirdim.Hrıstıyan oldum…Tanrı başta beni yanlışmı müslüman olarak yazdı, kaderimi yanlışmı başta yazdı.ya bir hata yaptım şu saba,yı tekrar hrıstiyanmı yapayım dedide.ben tekrar hrıstiyan oldum.Yapma Mutluluk saçma cevaplarla beni geçiştirme.Bu Tanrı,nın
    yaratılışta benim için uygun gördüğü plandı. Ama senin gibi bakarsam kader demeliyimki,ben kadere inanmam.

    Ben hatalısın demedim herzaman şunu derim. “o senin düşüncen ama ben senin gibi düşünmüyorum derim” farklı düşünmemiz normaldir ,elbette bunu tartışacagız.ama uslup seviyeli olmalı.

    Senin yazdiklarına ve düşünce tarzına ve Kutsal kıtaba bakış tarzına ne yazıkki katılamıyorum.Senden istediğim sadece şu.. lütfen yorumlarını Kutsal kitaba uygun olarak yap.
    Bu siteye Mesihi ve onun sözünü öğrenme amaçlı bir çok kardeş giriyor.Biz Müslüman gibi düşünmüyoruz ,kendimizi yeniledik ve yeniden doğuşu aldik ve Mesihin çocklarıyız.Benlik ve benlikle ilgili düşünce tarzı bize ait değil.

    Biz İsa Mesih İmanlılarının hayatı kaderle degil,Tanrı’nın bizler için uygun gördüğü Tasarı ile gerçekleşir.

    #34206
    Anonim
    Pasif

    Çok değerli kardeşim mutaf,

    Size İsa Mesih adıyla söylerim ki benim mesajım direk olarak size değildi.

    Mesajımda da belirtmiş olduğum gibi bu tarz düşünen bir çok kardeş var dedim. Ve hatta bu kardeşlerin imanda çok iyi olduğunu söyledim. Ben bu kardeşlerden bu güne kadar o kadar çok bereketlendim ki…

    Yani sözlerimin sizinle bir alakası yok. Rüzgar kardeşimde kaderi savunmuyor. Kemal kardeşimde kaderi savunmuyor. Ama ben bu insanların yazılarıyla hergün bereketleniyorum.

    Hatta benimle zıtlaşan bazı insanlar itirazımı üstlerine alınmasın diye (burada lafım kesinlikle size değildir) bizzat Rüzgar kardeşimin örneğini ele aldım. Rüzgar kardeşim alkollü araba kullanma örneğini vermişti.

    Siz bu cümle ile beni haklı çıkarıp kendinizle çelişmişsiniz….
    Hem kadere inanacaksın hemde kötü seçimleri ve kötü yolda olmalarını getirip akla dayayacaksın.

    Siz kadere inanıyorsanız Saba kardeşe “Ama bu dakikadan sonra her şey sizin elinizde……..” diyebiliyorsunuz.
    Nasıl herşey insanın elinde size göre kader yokmuydu….?
    Var diyorsanız her şey nasıl insanın elinde olabilir…………?

    İşte burada yapılan en büyük hata kader dediğimiz zaman aklımıza hemen İslamdaki kader kavramını getirmeniz.

    Ben o kadarden bahsetmiyorum ki.

    Dediğim şu, hiç bir seçim hakkınız yok iken, bir çok şeye sahip oldunuz ve bu sahip olduğunuz şeylerle ölene kadar yaşamaya mecbursunuz.

    Tamam, bunlara kader demeyelim. Çünkü “kader” dedik mi aklımız müslümanlığa kayıyor ve haklı olarak itirazlar geliyor. Peki o zaman mutaf kardeşim, biz bunlara ne diyelim? Bunlara bir isim koyar mısınız?

15 yazı görüntüleniyor - 31 ile 45 arası (toplam 59)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.