Hristiyanlık gerçekten de sevgi dini midir?

  • Bu konu 2 izleyen ve 1 yanıt içeriyor.
2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27835
    Anonim
    Pasif

    Hristiyanlar genelde kendi dinlerinin etrafa barış ve sevgi yayan toz pembe bir din olduğunu söyleyip dinleriyle övünüp dururlar.Onlara göre gerçek mutluluk tanrı iledir.Hristiyanlar her zaman en mutlulardır her zaman sevgiden bahsederler ama nedense o sevgiyi bir türlü topluma indirgeyemezler.Realitede onların sözde kalan sevgilerinden eser yoktur.
    örneğin ;Dünya savaşlarını, Sömürgeciliği veya Haçlı Seferlerini ele alalım.

    Bu konulardan hangisini ele alırsak alalım sonuçta yine aynı ana fikirde buluşacağız:”Tarih bunu defalarca göstermiştir ki ,Hristiyanlıkta sevgiden eser yoktur!”

    Ben bir Hristiyan olsaydım bunca tarihi gerçekten sonra en azından Hristiyanlık sevgidir diye bir yalanı insanlara empoze etmekten utanırdım.

    şimdi size soruyorum:Hristiyan ulusların insanlığa yaptığı(ve yapmaya devam ettiği) bunca eziyetten sonra hala nasıl Hristiyanlığın sevgi dini olduğunu iddia edebiliyorsunuz?

    #37232
    Anonim
    Pasif

    @Koza 23539 wrote:

    Hristiyanlar genelde kendi dinlerinin etrafa barış ve sevgi yayan toz pembe bir din olduğunu söyleyip dinleriyle övünüp dururlar.Onlara göre gerçek mutluluk tanrı iledir.Hristiyanlar her zaman en mutlulardır her zaman sevgiden bahsederler ama nedense o sevgiyi bir türlü topluma indirgeyemezler.Realitede onların sözde kalan sevgilerinden eser yoktur.
    örneğin ;Dünya savaşlarını, Sömürgeciliği veya Haçlı Seferlerini ele alalım.

    Bu konulardan hangisini ele alırsak alalım sonuçta yine aynı ana fikirde buluşacağız:”Tarih bunu defalarca göstermiştir ki ,Hristiyanlıkta sevgiden eser yoktur!”

    Ben bir Hristiyan olsaydım bunca tarihi gerçekten sonra en azından Hristiyanlık sevgidir diye bir yalanı insanlara empoze etmekten utanırdım.

    şimdi size soruyorum:Hristiyan ulusların insanlığa yaptığı(ve yapmaya devam ettiği) bunca eziyetten sonra hala nasıl Hristiyanlığın sevgi dini olduğunu iddia edebiliyorsunuz?

    Sevgili Koza,

    İncil’i oku, göreceksin. Dünyanın hiçbir dininde, inancında olmayan, saf, tertemiz, kutsal, mükemmel ve sevgi dolu olan bu Kitab’ın eşi, benzeri yoktur. Bu kitap içerisinde, herhangi bir ‘Sevgi Dışı’ birşey görürsen, reddedebilirsin. Ama okumadan, sırf kulaktan dolma sahte ve kötüleyici bilgilerle yaklaşırsan, doğruyu öğrenemezsin.

    İncil bizlere düşmanlarımızı dahi sevmemizi öğretir. Düşmanlarımız derken, bizim düşmanlık duyduğumuz değil (çünkü bu bize yasak), ama bize düşmanlık besleyen ve düşmanlık yapan kişileri sevmemiz, onlar için dua etmemiz ve iyilik dilememizi buyurur. Nefretin hiçbir haklı yanı olamayacağını, intikamın ise Rab’be ait olduğunu söyler. Kin besleme yerine, düşmanın aç ise onları doyur, susamış ise su ver. Bir yanağına vurana, diğer yanağını da ver diyor. Ama bunlar sadece sözde kalmıyor. Çünkü İsa Mesih, bizlere buyurduğu herşeyin aynisini kendisi de yapmıştır. Onu çarmıha gerenleri bile affetmiştir.

    İncil’de, nefret, hiddet, şiddet, savaş, kılıç, savunma, öldürme ve hatta tehdit bile bulamazsın. Havariler, hiçbir zaman savaşmadı, silah taşımadı. Onlar, kurtların arasında kuzular gibi idiler. Hiç saldırmadılar, hep saldırıldılar. Hiç sövüp, saymadılar, kimseyi aşağılamadılar. Ama hep aşağılandılar. Aslanlara atıldılar, ikiye bölündüler, diri diri ateşlerde yandılar, çarmıhlarda can verdiler. Ama inandıkları Efendileri gibi, ağızlarını bile açıp, kimseye hakaret etmediler. Hrıstiyanlık işte bu sevgi ile yayıldı.

    Karıştırdığın bir nokta var. Bunu yalnız sen değil, tüm İslâm dünyası yapıyor. O da şudur: Milletlerin dini, inancı olmaz. Sadece bireylerin olur. Kimse ne Hristiyan doğar, ne de Müslüman. Kimse, “Ana rahminde iken bütün Kitapları okudum ve ben bir Müslüman (ya da Hristiyan) olarak doğmaya karar verdim” demez. İnanç, Tanrı ile birey arasındadır ve bilgiye dayanmalıdır. Yani Müslüman isen, niye Müslümansın? Diğerlerini okudun mu? İnceledin mi? Tanrı’yı aradın mı? O’na ‘doğru olanı’ sordun mu? Yoksa, öyle takım tutar gibi, ‘Türkler Müslümandır’ mantığı ile hareket ederseniz, ne Tanrı’yı ve ne de doğruyu asla bilemiyeceksiniz. Kendi kitabını bile (Kuran’ı) okumayanların, neye inandıklarını bilmeden ‘Müslümanım’ demeleri, ‘taraf’ olduklarının ve takım tutar gibi, din tuttuklarının en büyük göstergesidir.

    Bu yüzden, bilhassa batılı uluslardan bahsederken, ‘Hristiyanlar’ demek, çok yanlıştır. Batılıların kendilerine sorsanız, büyük bir çoğunluk ‘Hristiyanım’ demez. Bu, sadece İslâm ülkelerinin, hepsine birden, topyekün basmış olduğu bir damgadır. Aslı ise, sizlerin ‘Hristiyan Ülke’ diye damgaladığınız bu batı ülkelerde, nüfusun sadece %1 kadarı İncil’ e göre yaşamaktadırlar. Geri kalanı ise, dünyanın her yerinde olduğu gibi, İblis’e göre, kendi zevk ve arzuları doğrultusunda yaşamakta ve bunu da inkâr etmemektedirler. “Ben ateistim. Hristiyan değilim” demektedirler. Biz ‘Sevgi Dolu’ Hristiyan’lardan bahsederken, işte bu %1 den bahsederiz. Onlar İsa’nın öğrencileri, onlar Tanrı Çocuklarıdır.

    Amerika İrak’ta kendi çıkarları için ne yapmış, Fransa ve İngiltere hangi ülkeleri kolonileri haline getirmiş; bu ne İsa’yı, ne onun öğretisi olan İncil’i, ne de onun öğrencileri olan bizleri bağlar. Hrıstiyan’lar, Irak’lı Müslümanlara saldırmadı. Amerika saldırdı. Tamamen kendi siyasi veya ekonomik çıkarları için. Bak sevgili Koza, şöyle özetleyeyim: Dünya’da yapılmış olan ve yapılmakta olan bütün kötülükler, Rab’bin İncil’ine uyulmadığı için, karşı gelindiği için yapılıyordur. İncil’e uyan, bunları yapmaz. Tüm günahlar, İncil’e uyulmadığı için işleniyor. Bir rahip, bir çocuğa tecavüz ederse, İncil’e ve Tanrı’ya karşı geldiği için tecavüz etmiştir. Bu yüzden İncil’i, İsa’yı ve Hristiyanlığı suçlamak çok yanlıştır.

    Haçlı seferlerine gelince. Şunu okullarımızda, camilerimizde hiç duymuyoruz, değil mi: Haçlı Seferlerini başlatan, 550-600 senedir durmak, dinmek bilmeyen İslâm saldırılarıdır. Tüm orta-doğuyu, kuzey Afrika’yı, Doğu ve Güney Avrupa’yı asırlardır kasıp kavuran, kesip, biçip, yağmalayan, kılıç zoruyla ta Fransa’lara, İspanya’lara saldıran, yayılan İslâm Seferlerini durdurmak ve ‘Kutsal Şehir’ sayılan Kudüs’ü geri almak için yapılan seferlerdir. Bu seferleri Katolik Papa’lar organize etmiştir. Haklı veya haksız, bizleri bağlamaz.

    Ama aslı olan şudur: Tanrı Sözü dediğimiz İncil’de, bir tek kötü söz, hiddet, şiddet, nefret içeren herhangi bir ifade bulamazken; sizin Allah Sözü dediğiniz Kuran’da, en azından 109 tane ‘kes, biç, doğra, acıma, saldır, cihad, nefret, onları dost edinme, yüreklerine dehşet saç, Allah adına savaş, sana savaşmak buyruldu’ gibi çok çok çoook merhametsiz, sevgisiz nefret söylemleri vardır. O papa böyle yapmış, bu imam şöyle demiş. Bunlar ne seni, ne de beni bağlar. Bizleri bağlayan, “İnanıyorum” deyip, bağrımıza bastığımız Kitap’larımızdır. Her iki Kitap da doğru olamaz. Her ikisi de Tanrı’dan olamaz. Birbirlerine bu kadar zıt kitapların biri, İbrahim, Musa ve Davut’un Tanrısı olan Yahveh’dendir, diğeri ise ‘Allah’ denen bir ilahtandır.

    Biz de Müslümandık. Biliyoruz. Kuran’ı da okuduk, hadisleri de. Ama, doğru yolu bizlere göstermesi için Rab’be yakardık. Takım tutar gibi din tutmak istemedik. Araştırdık. İyileri ve kötüleri adilce tarttık. Rab gözlerimizi açtı ve kendisini ruhen bizlere İsa Mesih’te tanıttı. Şimdi teoride değil, yaşayan Tanrı’yı şahsen biliyoruz. Biri söyledi veya yazdı diye değil, kendimiz tecrübesine vardık. Rab’bi hakikaten arayan yüreklere de yardımcı olmak için varız. Rab, seni de bereketlesin.

2 yazı görüntüleniyor - 1 ile 2 arası (toplam 2)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.