Gerçek İman Mümkün müdür?

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27740
    Anonim
    Pasif

    İman Tanrı’nın inayetine duyulan canlı ve güçlü güvendir; öylesine emin ve kesindir ki, inanan kişi bunun için binlerce defa hayatını tehlikeye atabilir.”—MARTIN LUTHER, 1522.

    “Neredeyse tümüyle dünyevi bir toplum olduk; Hıristiyan imanı ve uygulamaları büyük oranda ortadan kalktı.”—L KENNEDY, 1999.

    İman hakkındaki görüşler büyük farklılıklar gösterir. Geçmişte, Tanrı’ya iman etmek yaygındı. Günlerimizde ise şüphecilik ve sıkıntılarla dolu bir dünyada Tanrı’ya ve Kutsal Kitaba duyulan gerçek iman hızla yok oluyor.

    Gerçek İman

    Birçokları için, “iman” sadece dinsel bir inanca sahip olmak ya da bir tapınma şeklini uygulamaktır. Bununla birlikte, K. Kitapta kullanıldığı şekliyle “iman”, temel olarak Tanrı’ya ve vaatlerine duyulan tam ve sarsılmaz güvendir. Bu, İsa Mesih’in öğrencilerini tanıtan bir özelliktir. Bir keresinde, İsa Mesih dua etmenin ve “hiç usanmama”nın gereğinden söz etti. Bunu yaparken, günümüzde gerçek imana rastlayıp rastlayamayacağımız hakkında bir soru ortaya attı. Şöyle sordu: “İnsanoğlu geldiği vakit yeryüzünde [böyle bir] iman bulacak mı?” Neden böyle bir soru ortaya attı?—Luka 18:1, 8.

    Kaybolan İman

    Bazen iman kaybolur gider. Yukarıda alıntısı verilen yazar ve yayımcı olan Ludovic Kennedy benzer şeyler yaşamış. Çocukluğundan beri “zihnime [Tanrı hakkında] kuşkular ve belirsizlikler gelip gidiyordu ve inançsızlığım giderek arttı” diyor. Öyle görünüyor ki, sorularına kimse doyurucu yanıtlar verememişti. Babasının denizde ölümü, zaten zayıf durumda olan imanına ciddi bir darbe indirdi. “Bizi denizdeki tehlikelerden ve düşmanların gaddarlığından koruması” için Tanrı’ya yapılan dualar II.*Dünya Savaşı’nda, babasının da içinde bulunduğu yolcu gemisine dönüştürülmüş gemiye Alman savaş gemilerinin saldırıp yok etmesi sırasında işe yaramamıştı. (All in the Mind—A Farewell to God)

    Ludovic Kennedy şunu soruyor: “Ölümden sonraki yaşam inancı, ümidi olmayanların avuntusundan başka nedir? Son boruda çörekler, acı bira, hatta havyar olacak ve onlar için de borular çalınacak; yemyeşil bir Aden’de onlardan önce ölmüş olanlar ve sonradan ölecek olanlarla birlikte mutlu şekilde yaşayacaklar, öyle mi?” Buna karşılık biz de bir soru sormalıyız. Kennedy’nin öne sürdüğü gibi “tüm yaşam bu kadar, tadını çıkarmaya baksak iyi olur” demek mi, yoksa Tanrı’ya ve O’nun dirilme vaadine güvenmek mi daha akıllıcadır?

    “Allahı Arasınlar, ve . . . . Onu Bulsunlar”

    Birine inanmak ve güvenmek için onu tanımalı ve nasıl düşünüp hareket ettiğini öğrenmelisiniz. Bunu yapmak için aklınızı ve yüreğinizi kullanmanız gerekir. Tanrı’ya karşı gerçek bir iman geliştirirken de durum aynıdır. Söylediği ve yaptığı tüm şeylerde ne kadar güvenilir olduğunu anlamak için O’nu tanımalı, nitelikleri ve kişiliğini öğrenmelisiniz.—Mezmur 9:10; 145:1-21.

    Bazıları bunun imkânsız olduğunu düşünür. Onlara göre, Tanrı var olsa bile bizden çok uzak ve çok anlaşılmazdır. Kuşkucu biri şöyle diyecektir: “Tanrı gerçekse, neden kendini bizlere de tanıtmıyor?” Fakat Tanrı gerçekten çok uzak ve anlaşılmaz mıdır? Pavlus, Atina’daki filozof ve entelektüellere yaptığı bir konuşmada “dünyayı ve içinde olan bütün şeyleri yaratan Allah”ın, aynı zamanda “Allahı arasınlar, ve . . . . onu bulsunlar” diye gerekli her şeyi de sağladığını söyledi. Aslında, Pavlus’un dediği gibi, “o hiç birimizden uzak değil.”—E. İşleri 17:24-27.

    Öyleyse, ‘Tanrı’yı nasıl arayıp bulabilirsiniz?’ Bazıları bunu sadece çevrelerindeki evreni izleyerek yaptı. Birçoklarına göre, bir Yaratıcının olması gerektiğine ikna olmak için bu bile tek başına yeterli bir kanıttır. (Mezmur 19:1; İşaya 40:26; e.İşleri 14:16, 17) Onlar da Pavlus’un dediği gibi düşünüyor: “Onun [Tanrı’nın] görülmez şeyleri, yani, ebedî kudreti ve ülûhiyeti [Tanrılığı], dünyanın yaratılışından beri yapılan şeylerle anlaşılarak açıkça görülüyor.”—Romalılar 1:20; Mezmur 104:24.

    Tanrı’nın sözüne ihtiyacınz var!

    Tanrı’nın Sözü olmadan gerçek iman geliştirmek imkânsızdır. Çünkü Rab olaylarla ilgili görüşünü sadece K. Kitabın sayfaları aracılığıyla ortaya koyar. Acı ve üzüntüye neden izin verdiği ve bu konuda neler yapacağına ilişkin yıllardır sorulan sorulara açıklık getirir. (Mezmur 119:105; Romalılar 15:4) Bazıları Kutsal Yazılara tam güven duydu. Nasıl? Sadece ana babası böyle söylediği için değil, K. Kitabın Tanrı’dan gelen eşsiz bir vahiy olduğunu gösteren bütün kanıtları dürüstçe değerlendirmek üzere vakit ayırdığı için buna inandılar. (Romalılar 12:2) Örneğin, K. Kitabın ilkelerine uyan kişilerin yaşamlarındaki güçlü etkisini gözlemlediler.

    “İman İşitmekten . . . . Olur”

    Bununla birlikte, sadece bir K. Kitaba sahip olmak ya da onun ilham edilmiş olduğuna inanmak da yeterli değildir. Pavlus “iman işitmekten . . . . olur” diye yazdı. (Romalılar 10:17) İmanı geliştiren, sadece bir K. Kitaba sahip olmak değil, K. Kitabı işitmektir. Tanrı’nın söylediği şeyleri O’nun Sözünü okuyarak ve inceleyerek ‘işitirsiniz.’ Bunu çocuklar bile yapabilir. Pavlus, Timoteos’un ‘bebekliğinden beri’ annesi ve anneannesinden “kutsal yazıları” öğrendiğini söyledi. Bu, bir tür beyin yıkama anlamına mı gelir? Hayır! Timoteos bu konuda ne zorlandı ne de kandırıldı. O duyduğu ve okuduğu şeylere “itikat etti [ikna olup inandı].”—II. Timoteos 1: 5; 3: 14,*15.

    İlk yüzyıldaki Verialılar gibi sözü bütün yürekle kabul etmeliyiz. Küçük bir çocukken ana babamızın söylediklerine kuşkusuz içgüdüsel olarak güvenebiliriz. Ancak büyüdükçe, bize öğretilen her şeyi körü körüne ya da pasif şekilde kabul etmedik. ‘bu şeyler böyle midir diye her gün Kutsal Yazıları dikkatlice incelemeliyiz’—Elç. İşleri 17:11.

    Gerçek İmanı Geliştirebiliriz

    Siz de gerçek imanı, yani Pavlus’un, İsa’nın İbrani takipçilerine yazdığı mektupta söz ettiği türden imanı geliştirebilirsiniz. O böyle bir imanın, ‘ümit edilen şeylerle ilgili teminatlandırılmış bir bekleyiş ve görülmemesine rağmen gerçeklerin açık kanıtı’ olduğunu söyledi. (İbraniler 11:1) Böyle bir imanınız varsa, Tanrı’nın dirilme vaadi de dahil, bütün ümit ve beklentilerinizin gerçekleşeceğine güveneceksiniz. Bu ümitlerin sadece güzel hayallere değil, kesin kanıtlara dayandığından emin olacaksınız.

    Tanrı’nın vaatlerini her zaman gerçekleştirdiğini öğreneceksiniz. (Yeşu 21:45; 23:14; İşaya 55:10, 11; İbraniler 6:18) Tanrı’nın vaat ettiği yeni yaşam sizin için sanki şimdiden varmış gibi gerçek olacak. (II. Petrus 3:13) İman gözlerinizle Tanrı’nın, İsa Mesih’in ve Tanrı’nın Gökteki Krallığının bir yanılgı değil, gerçek olduğunu göreceksiniz.

    Ayrıca, gerçek imanı geliştirmek konusunda yardım da alabilirsiniz. Tanrı, Sözüne kolayca ulaşılabilmesini sağlamanın yanı sıra, dünya çapında dürüst yürekli insanların Tanrı’ya iman geliştirmesine yardım etmeye kendini adamış, İsa’nın takipçilerinden oluşan kilise de sağlamıştır. (Yuhanna 17:20; Romalılar 10:14, 15) Ayrıca iman, Tanrı’nın kutsal ruhunun bir meyvesi olduğuna göre, bu ruhun gerçek iman geliştirmenize yardım etmesi için devamlı dua edin.—Galatyalılar 5:22.

    Tanrı’ya ve Sözüne iman ettiğini söyleyen herkesle alay eden kuşkucular sizi saptırmasın. ( I Korintoslular 1:18-21; II. Petrus 3: 3, 4) Aslında gerçek iman, böyle saldırılara karşı sizi güçlendirmek üzere büyük önem taşır. (Efesoslular 6:16) Gerçeği kendinize mal edin. Tanrı’nın Sözünü inceleyin. Tanrı’nın topluluğuna yakın kalın.
    Devamlı dua edin. tanrı’nın hizmetinde faal olun.”—Yakub 2:17,*26.

    Bunlar her birimiz için geçerlidir…

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.