EYÜP..ve Bilim’sel İsaretler.

  • Bu konu 3 izleyen ve 5 yanıt içeriyor.
6 yazı görüntüleniyor - 1 ile 6 arası (toplam 6)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26885
    Anonim
    Pasif

    İnsanlarla, konuşurken şu dikkatimi,çekti..
    Konu, Kutsal Kıtab ve İSA MESİH olduğu zaman.. konu içinde hemen, kıyaslamalar başlar..
    Hangi çağda yaşıyoruz..Bize bilimsel olarak gelin..(tavır Meydan okuma tarzındadır..Kendinizi 3’üncü Cihan Harbinde hissedersiniz.(eskilerin deyimiyle)
    Bilimsel.. olarak sizde bu varmı..?
    bizde, bu var..
    Ya.. Mucizeleri anlatmayın..onları, biliyoruz..!(Bu arada halbuki bu konu açılmamıştır bile)…
    Sizinkinde( Kastettikleri Kutsal Kıtab’ımız) Bilimsellik varmı..Bilimsel konulara işaret eden ayetleriniz varmı..?

    Ben bu yazımda.. Kutsal kıtabımızda Bilimsel konulara da İşaret eden Eyüp.. Bölümünden,paylaşmak istiyorum..kutsal kıtab’ımızın daha bir çok bölümünde de bu mevcuttur.

    Kutsal Kıtab’ımızda, Eyüp Bölümü konusu.. İnsanın çektiği sıkıntılar ve insanın durumu.. TANRI’nın insana,nasıl yön verdiği konuları işlenir.İtaat ve sabır,TANRI’ya olan inanç ve bağlılık, çok mükemmel ifade edilir.Kullanılan cümleler beni çok etkiler.. her okuduğumda
    Örneğin:
    Yaşamımın bir soluk olduğunu anımsa(7:7)
    Canım zora düşecekse düşsün.(13:14)
    Yaşayanlar Diyarı.(28:13)
    Oysa ben kurtarıcımın yaşadığını..biliyorum(19:25)
    Deri’m yok olduktan sonra..Yeni bedenimle TANRI’yı göreceğim.
    (19:26)
    O kadar çok etkileyici örnekleri varki ,insanı kopartır..götürür..başka yerlere..

    Bilimsel konular,Demiştim.. Eyüp bölümünde.. hangi ayetinde,bilimsel konulara işaret ediyor..
    Bunlar:
    *BUHARLAŞMA..YAGIŞ DÖNGÜSÜ.

    “Su damlalarını yukarı çeker,
    Buharından yağmur damlatır.
    Bulutlar nemini döker,
    İnsanların üzerine bol yağmur yağdırır.
    Eyüp 36:27.28

    *RÜZGAR VE HAVA YÖNLERİ.

    “Kasırga yuvasından kopar
    Soğuk saçılan rüzgarlarından.
    TANRI’nın soluğu suları doldurur,
    Geniş sular buz tutar.
    Bulutlara nem yükler,
    Şimşeğini her yana yayar.
    Yeryüzünde ne buyurursa yapmak üzere,
    Bulutlar O’nun istediği yönde döner dürür.
    Ya insanları cezalandırmak,
    Yada yeryüzünü sulayıp sevgisini göstermek için yağmur gönderir.”
    Eyüp 37:9.13

    *İNSAN BEDENİNİN BİLEŞİMi.

    Bende balçıktan yaratıldım.
    Onun için dehşetim seni yıldırmasın.
    Eyüp 33:6

    *DÜNYA’NIN BOŞLUKTA DURMASI.

    O boşluğun üzerine kuzey göklerini yayar,
    Hiçliğin üzerine dünyayı asar.
    Eyüp 26:7

    *GÖK CİSİMLERİNİNİN, YÖRÜNGESİ VE YERYÜZÜNE ETKİLERİ.

    Mevsimlerde çıkartabilirmisin takım yıldızlarını..Büyük ve Küçük Ayı’ya yol gösterebilirmisin.Biliyormusun göklerin yasalarını TANRı’nın yönetimini yeryüzünde kurabilirmisin.
    Eyüp.38:32.33

    Geçmişten bu güne kadar,bilim adamları dünyanın doğal süreci, oluşumu ile ilgili bir çok teoriler ortaya atmış ve bilim yolu ile her şeyi çözümlemeye kalkmışlardır,ama biliminde gelip durduğu tıkandığı işte o yerde soruları cevapsız kalmıştır..işte bu karmaşık soru işaretlerinin tek bir cevabı vardir,o da TANRI dır.
    Bilim.Mantık.karmaşık teoriler..TANRI’nın varlığında ve TANRI’nın gizeminde.ve TANRI’nın fıkrinde saklıdır.

    “TANRI insanları doğru yarattı,
    Oysa onlar hala karmaşık çözümler arıyorlar”
    Vaiz 7:29

    Esenlikle..

    #35009
    Anonim
    Pasif

    Tanri kendi yapatiklarini kendi kitabinda bahsetmez mi? Ki o Tanri kendisini bilelim diye bizi yaratmisken ve yarattiklari kendisini bilsin diye kelamını göndermisken…

    Tanri istemeseydi biz o “bilim” diye adlandirdigimizin meselelerin ne kadarini bilebilirdik acaba?

    Tanri yaptiklari anlasilsin,varligina sahitlik etsinler diye evreni yaratti,yarattigina da akil ve dusunme yetisi verdiki onu gormeden de onun varligina sahitlik etsinler ve bu dunyada yalnız olmadiklarini bilsinler diye…

    Tum canlilar icin ne buyuk korkudur yalnizlik duygusu…Ve sevgisiz bir basina kalmak yaşamı boyunca… Bir cicek bile sevgiyi hissettiğinde filizlerini verir ve ciceklerini fiskirtirken dallarindan tum gucuyle…

    Tanri bizi sevmeseydi bu kadar mukemmel bir sistemin icinde bu kadar mükemmel guzelligi bir arada bizim icin yaratmazdi…

    Tanri insanida cok sevdiki,yarattigi seylerdeki mukemmeligi anlasin, cozsun ve onun varligina sahitlik etsin…

    Insanlik tum bunları anladi adina bilim dedi,Tanri icinse bunlar yalnizca mukemmeliyetinin ve kusursuz sevgisinin bir gostergesiydi…

    #35015
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Emalie..
    Din ve Bilim dünyası.. arasında yıllardan beri, süren,bir çatışmanın var olduğunu.. bilmeyen yoktur sanıyorum.
    Açıkçası,yakın geçmişte,evrenin ve insanlığın oluşumuna dair ortaya çıkan gerçekler bilim dünyasını kendi içinde, farklı düşünce tarzından dolayı,kendi içinden kaynaklanan düşünsel saldırıların, hedefi yapmıştır.Yani kısacası bilimsel kanıtlar,ortaya çıktıkça..yaratıcı kavramı daha etkin bir şekilde belirmeye başlamıştır.Bilim dünyası ile ilgili dergilerde yada görsel basında da bu zaman, zaman haber konusu olmaktadır.

    Söylemek istediğim kısaca şudur..
    Evrenin bir güç tarafından, insan uğruna belirli bir düzen içinde tasarlanmış olabileceği düşüncesinin, ortaya çıkması ve bununda artık bilim adamlarınca kabul görmeye başlamış olmasıdır..burdaki bahsettiğim.. TANRI inancına sahip bilim adamlarıdır.

    İnançsız’lara zaten ne yapsanızda kabul ettiremezsiniz ki bizler bu.. tür..(Ateist)Bilim adamlarının söylevleri ile zaten ilgilenmiyoruz.

    Bilim adamlarının bu konular daki düşüncelerini elimde bulunan”Hüküm gerektiren yeni kanıtlar”adlı kıtaptan yazıyorum.
    Yazar:jossh McDoWell

    “Gök bilimciler,evrenin,galaksimizin ve güneş sisteminin özelliklerinin yaşamı destekleyecek biçimde son derece hassas bir şekilde ayarlanmış olduğunu ve bunun,tek mantıklı açıklamasının da bu hassas ayarın derecesini(düzeyini)açıklayan kişisel akıllı Bir YARATICI’nın tasarısı olabileceğidir.”
    Hugh Rooss

    ve gene Hugh Ross diyorki:
    “Kişisel, her şeyden üstün(Yüce)olan bir, yaratıcının tüm evreni, yaratmış olması, gerektiğini tekrar anlıyoruz.
    Doğanın, tüm enginliği ve ihtişamının,bir rastlantı olduğuna,inanmak son derece güç ve inanılmaz.”

    bilim adamları şunu da söylüyorlar..
    “Karbon,nitrojen,oksijen ve diğer kimyasal elementlerin özellikleri de sadece bir rastlantı mı..
    Suyun.. karbondioksitin.. benzersiz nitelikleri de.. mi, bir rastlantı..?”

    Bilimle ilgili bir Dergi de bulunan.. bu konu ile ilgili yazılar..

    ”Evrenin varlığının bir sebebi vardır. Evrenin sebebinin tek bir Yaratıcı olduğuna inanıyorum. Yoksa geçici bir etki sonsuz bir etkiden nasıl oluşabilir..?
    Hem felsefi alanda hem de bilimsel alanda evrenin başlangıcı olduğu anlaşılıyor. Var olan bir şey, varlığının sebebine sahiptir. Bu sebep, sebepsiz, sonsuz, değişmeyen, zamansız ve maddesizdir. Ve bağımsız bir irade vardır. Sonuç olarak TANRI’nın varlığına, inanmanın mantıklı olduğuna inanıyorum.”
    Prof. William Lane Craig (Birmingham Üniversitesi’nde felsefe ve Münih Üniversitesi’nde ilahiyat profesörü)

    ”Kesin olarak.. emin olduğum konulardan biri TANRI’nın varlığıdır.”
    Prof. Carl Friedrich von Weizsacker
    (Almanya’da Max-Planck-Gesellschaft Üniversitesi’nde fizik profesörü)

    ”…Güçlü, herşeyden haberdar olan, aynı zamanda da koruyan ve bağışlayan TANRI’ya inanıyorum…”
    ”…Tek bir TANRI’nın var olduğundan eminim…”
    S.Jocelyn Bell Burnell (İngiltere Açık Üniversitesi’nde fizik profesörü ve Fizik Bölümü’nün başkanı)

    ”…Evrenin yaratılışını planlayan ve yöneten, Üstün bir Akıl Sahibi olan TANRI’ya inanıyorum…. İnsanlığın,yaratılışının evrenin ana prensibi olduğuna ve insanlığın özellikle bilinç, vicdan ve ahlaken doğruyla yanlışı ayırt etme özgürlüğüyle TANRI’nın tecellisi olarak yaratıldığına inanıyorum.”
    Prof. Owen Gingerich (Harvard Üniversitesi’nde astronomi ve bilim tarihi profesörü)

    ”…Bütün değerlerin kaynağı olan TANRI, ‘insana ellerinden ve nefes almaktan da yakındır.’ TANRI’nın varlığı gerçektir.”
    ”TANRI.. hem dünyayı yaratan,hem de dünyayı yaşatandır.”
    Charles Birch (Avustralya Sydney Üniversitesi profesörlerinden – ‘Dinde İlerleme için Templeton Ödülü’nü almıştır)

    ”Dindar biri olarak TANRI’nın varlığına ve yaratıcılığına inanıyorum.”
    ”…Materyalist.. evrime meydan okumayı.. ilerletmek istiyorum. Gelin Yaratanın etrafında birleşelim.”
    Philip Johnson (Chicago Üniversitesi’nde hukuk profesörü olan Johnson, evrim teorisinin ideolojik yanını içeren pek çok araştırmanın da sahibidir.)

    ”Ben TANRI’nın varlığına kendi varlığım gibi ve elimle dokunduğum eşyanın varlığı gibi inanıyorum. Şüphesiz ki TANRI’nın varlığına inanmam, varlıklar alemine bir anlam, kazandıran en üstün ve biricik düşünce yoludur. TANRI’ya iman, insan denilen varlığa madde ve enerji yığını olmaktan çok daha büyük bir anlam katar. TANRI’nın varlığına iman, sevgi konusunda en yüce ve insancıl düşüncelerin kaynağıdır.”
    Prof. Andro Cinovayivi
    (Dünyanın ünlü fizyoloji bilginlerinden olan Cinovayivi, 1925-1946 yılları arasında North Western Üniversitesi fizyoloji ve farmakoloji bölümü başkanlığı yapmıştır. 1946-1953 yılları arasında da Jenvi Üniversitesi’nde tıp fakültesi profesörlüğü ve dekanlık yapan Cinovayivi, daha sonra Chicago Üniversitesi’nde fizyoloji profesörlüğü görevi almıştır.)

    ”Evrim teorisi artık can çekişme noktasına gelmiştir. Yaratıcılık fikri ise sağlam delillerle izah ediliyor. Binlerce bilim adamı, yaratıcılık fikrini daha ikna edici buluyor. Bu sayı gün geçtikçe artıyor.”
    Prof. Dr. Duane Gish
    (California Üniversitesi’nde biyokimya profesörü olan Duane Gish, inançlı kişiliği ve evrim teorisine karşı mücadelesi ile tanınan önemli bir bilim adamıdır.)

    Sevgili Emalie..
    TANRI.. gizemlerin tümü, TANRI’nın düşüncesinde saklıdır..Ama TANRI bu yaratığı evrenle ilgili sırrı’nıda kutsal kıtabına koymuştur.Ebup ta örnek verdim. Dünyanın havada asılı durması gibi..

    Mesela Mezmurlarda derki..

    “Seyrederken ellerinin eseri olan gökleri,
    Oraya koyduğun ayı ve yıldızları.”
    Mezmur.8:3

    “Güneş için göklerde çadır kurdu,
    Gerdekten çıkan güveye benzer güneş”
    Mez 19:4:5

    “Rabbindir yeryüzündeki herşey,
    Dünya üzerinde yaşayanlar,
    Çünkü odur denizler üzerinde onu kuran,
    Sular üzerinde durduran”
    Mez 24:1:2

    “Gökler RAB’bin sözüyle,
    Gök cisimleri ağzından çıkan solukla yaratıldı.”
    Mez33:6

    Kısacası.. TANRI’nın varlığını işaret eden kanıtlar zaten mevcuttur.Bu kanıtlarda öylesine kendine özgü bir şekilde ortaya çıkmıştırki..TANRI bizim sadece daha da fazlasını bilmemizi istediği için Kutsal Kıtabında da, izah ettiklerini daha iyi anlamamız için ve bize verdiği.. güzelliklerini yaşayabilmemiz için bize AKLI’ da bahşetmiştir.TANRI’mız ın bizden istediği sadece.. onu tanımamız ve bilip.. kabul etmemizdir.

    RAB’bi tanımayan..yürekleri ve görmeyen gözleri.. açması için dua edelim..

    Esenlikle

    #35017
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Saba bu konuyu forumda paylaştığınız için teşekkürler, Rab sizi bereketlesin. Yazdığınız gibi Kutsal Kitapta yalnızca Eyüp bölümünde değil, birçok yerde bilimsel gerçeklere rastlıyoruz. Emalie kardeşin de dediği gibi bilim ile yalnızca Tanrı varlığının ve işlerinin izlerini görürüz. Karda yürüyen biri mutlaka kendi ayak izlerini bırakır, Tanrı da öyle.

    Tanrı tanımaz bilim adamları birçok şeyi bilimsel olarak açıklarken ,o izleri yok sayıyor. Evet gerçekleşme adımlarını bize ayrıntılı olarak açıklayabilirler, ne zaman ve nasıl olduğunu söyleyebilirler. Ama anlattıkları o olayı ,neyin başlattığını açıklayamazlar. “Etki-tepki” en temel fizik yasadır. Elektronlardan ve hatta daha küçük parçacıklardan tutun da, en büyük cisme kadar hepsi etki olmadan var olmamışlardır. İlk etki de Tanrı’nın Sözüdür. Tanrı “olsun” demiştir ve olmuştur. Ve enerji konusunda da böyledir, enerji dönüşür, yoktan var edilemez, peki ilk nasıl var oldu da biz bu enerjiyi dönüştürüp kullanabiliyoruz. Mutlak bir yaratıcı, başlatıcı olmalı. Tüm bunlar Tanrı’nın izleridir.

    Bu kadar uzaklara bakmaya da aslında gerek yok. İnsan kendine baksa, kendini sorgulasa Tanrı’yı yine görecektir. Hiçbir şeyin amaçsız olmadığını doğada görüyoruz, atomun en küçük parçacığında bile görüyoruz. Hal böyleyken bizim mi oluş nedenimiz nedensiz ve amaçsız. Ya da daha da önemlisi “önemsiz”.
    Cevap tabii ki hayır, biz Tanrı için çok önemliyiz. Yaratılışta da okuduğumuz gibi bu dünya ve içindekiler, hepsi bizim için varolundu. Tanrı’nın o ilk “etki”yi gerçekleştirmesinin sebebi bizdik ve bu düzenin var oluş amacı da bizim yararımıza olması içindi.

    #35026
    Anonim
    Pasif

    Rabbin kizlari

    Yazdiklariniz icin cok tesekkkurler. Bir konuda kendi fikrimi de belirtmeden gecemedim.Bazi imanli bilim adamlari gibi bende kisitli derecede evrime inaniyorum. Bunun nedenini ise daha sonra sizinle paylasacagim.

    Rabbim hepinizi bereketlesin ! =)

    #35024
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Emalie..
    Evet haklısın bilim’e bende inanırım..senin söylediğin gibi kısıtlı derece diyeyim..İnanmamım nedenini kısaca izah edeyim..

    Bilim Adamları Evren’in Big Bang ( büyük patlama)sonunda oluştuğu teorisini.. ileri sürerler.
    Bu büyük patlama dedikleri oluşum,Tüm evrenin tek bir noktadan büyük patlama sonucu oluştuğunu ortaya koyan bilimsel teoridir.

    Bilim adamlarının hesaplamalarına göre, şu an evreni oluşturan maddenin tümü, günümüzden yaklaşık 17 milyar yıl önce gerçekleştiği kabul edilen bu patlama ile “yoktan var” edildi, ve olağanüstü bir denge içinde şekillendiğidir.Kabul edilen ise, evren’in, sıfır hacme sahip bu noktanın patlamasıyla ortaya çıkmasıydı.

    Bilim, insan aklının kavrama sınırlarını aşan “yokluk” kavramını ancak sıfır hacimdeki nokta.. ifadesi ile tarif etmektedir..bunun tanımı ise şudur..sıfır hacimdeki bir nokta.. yokluk.. anlamına gelir. EVREN,de YOKLUKTAN VAR OLMUŞTUR.. diğer bir deyimle YARATILMIŞTIR.

    bilim adamının, Big Bang’e bağlı olarak bir tez ileri sürmüşler,Bu teze göre, evrenin büyük patlama ile oluşması durumunda, Big Bang’den sonra da bir radyasyonun oluşması gerektiğiydi.

    Bu,büyük patlamada.. evrende oluşan, radyasyon da tüm evrende ve eşit oranda dağılmış olmalıydı. Saptanan bu radyasyon, uzayın belli bir tarafından gelen radyasyondan farklıydı.
    Diğerleri.. gibi belirli bir kaynağı yoktu, evrenin tümüne dağılmış bir radyasyondu.Araştırmalarda.. Bu radyasyonun Big Bang’in ilk dönemlerinden kalma olduğu ortaya çıktı.

    Mesela Bilim Adamları şunu tesbit etmişlerdi..Yıldızlar, içerdikleri hidrojen gazını nükleer tepkimeyle helyuma dönüştürerek enerji üretir-ler. Eğer evrenin bir başlangıcı olmayıp sonsuzdan geliyor olsaydı, yıldızlardaki tüm hidrojenin tamamen tükenmiş ve helyuma dönüşmüş olması gerekirdi.
    Fakat yıldızlarda bulunan, hidrojen gazının henüz tükenmemiş olması, ve bu gazın, sürekli helyuma çevirerek, enerji üretmeye devam etmesi, EVRENİN SONSUZ OLMADIĞINI ve BİR BAŞLANGICI OLDUĞUNU kesinleştiren bir kanıt oluşturmuştur.

    Big Bang teorisi evrenin tek ve büyük bir patlama ile başladığını kabul eder. Ama bildiğimiz gibi patlamalar maddeyi dağıtır ve düzensizleştirirler. Oysa Big Bang çok gizemli bir biçimde bunun tam aksi bir etki meydana getirmiş, Maddeyi birbiriyle birleştirmiş ve galaksileri oluşturacak hale getirmiştir.”

    Gerçekten de Big Bang ile oluşan madde “olağanüstü” bir biçimde şekil ve düzen almış ve böyle bir düzenin oluşabilmesi ise Bilim adamlarını tek bir gerçeğe götürmüştür:

    EVREN,in ÜSTÜN ve KUDRET SAHİBİ ..TANRI..TARAFINDAN KUSURSUZCA YARATILDIĞIDIR.

    Kısacası:
    Evrenin oluşumu, bizi yine.. TANRI,ya götürüyor..Sevgili Emalie.
    Esenlikle..

6 yazı görüntüleniyor - 1 ile 6 arası (toplam 6)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.