Evlİlİk Ve Arzular

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24276
    Anonim
    Pasif

    Evlilik ve Arzular (İnci Tüfekçi)

    “Cinsel ahlaksızlıktan dolayı her erkeğin bir karısı, her kadının bir kocası olsun. Erkek karısına, kadın da kocasına hakkını versin. Kadının bedeni kendisine değil, kocasına aittir. Benzer şekilde, erkeğin bedeni kendine değil, karısına aittir” (Efesliler 7:2-3).

    Bugüne kadar evlilik konusunda bir çok yazı okuyup konuyla ilgili programlar seyretmişsinizdir. Her gün en az bir Televizyon kanalında bu konuyla ilgili söyleşiler bulunmakta ve fikirler alınmaktadır. Evlilik konusuna bu kadar önem verilmesindeki esas neden nedir? Neden evlilikler kısa sürüyor? Hayran olduğumuz kimseden nasıl nefret edebiliyoruz? Bu yazımızda bu konulara değineceğiz. İsteğim bu yazıyı okurken yazı içinde bulunan soruları kendinize yöneltmeniz ve eşinizle birlikte cevaplar aramanızdır.

    Seyrettiğimiz programlardan evlilik konusunu bilmediğimiz açık bir şekilde anlaşılıyor. Özellikle evliliğin eşler arasında birleşme olarak tarif edilmesi evliliklerin neden kısa sürdüğünün cevabını aslında veriyor. Oysa evliliğin almaktan çok vermek yani kısaca paylaşmak olduğu ne yazık ki bilinmiyor. Bu yazımızda evliliğin temel kurallarından çok pratik hayatımızda evliliğimizin nasıl sağlam temeller üzerine kurulacağını açıklamaya çalışacağız.

    Tarihte ilk evliliğin Tanrı tarafından Adem ile Havva’ya gerçekleştirildiğini biliyoruz. Bu zamandan beri insanlar sevgilerini pekiştirmek ve soylarını sürdürmek için evlilikler gerçekleştirmiştir. Bu evliliklerin bir kısmı tek eşlilikle çok az bir kısmı da çok eslilikle gerçekleşmiştir. çok eşliliğin kaynağı ise insanın kendi egosunu tatmin etmekten ileriye gidemediği uzmanlarca açıklanmıştır. Bu tür evlilikleri bir kaç istisna hariç tanrı tarafından kabul edilmediği ortadadır. İstisna olanlar ise katı insan yüreğinin ne kadar katı ve doyumsuz olduğunu göstermek ve bu durumun yanlış olduğunu ispatlamak için bir süre izin vermesidir.

    Fakat insanlar kendi egolarını günümüzde de ispatlamak için bu olayları kendilerine referans gösterip evlilik adı altında kadınları adeta bir köle gibi kullanmaktadırlar. Mazeret ne olursa olsun Tanrı hiç bir zaman çok eşliliğe izin vermemektedir. Kişi mutluluğu çok eşlilikte arayacağına var olan eşini nasıl mutlu edeceği yönde zaman harcamış olsa görecek ki kısa zaman sonra çok evlilikte bulamayacağı mutluluğun tek evlilikte fazlasıyla olduğunu görecektir.

    “Cinsel ahlaksızlıktan dolayı her erkeğin bir karısı, her kadının bir kocası olsun. Erkek karısına, kadın da kocasına hakkını versin. Kadının bedeni kendisine değil, kocasına aittir. Benzer şekilde, erkeğin bedeni kendine değil, karısına aittir” (Efesliler 7:2-3 ).

    Aslında bu konuda uzun uzun konuşabilir sayfalarca yazabiliriz ama bu gibi konuları yazmaktan ziyade evliliklerin nasıl gerçek bir evlilik konumuna sokabileceğimiz konusunda bir kaç pratik konulara bakacağız. Bu konuları üç ana başlık altında topladık. Saygı, kabullenmek ve Hayranlık. Bu üç konudan birinde eksikseniz evliliğiniz istenilen seviyede değil ve acilen önlemini almanız gerekmektedir. Mükemmel evliliklerde bu üç konu çok önemlidir. Evli olan her çiftin bu konulara özlem duyduğu gizlenemez.

    Saygı Özlemi
    Afrika da yapılan bir araştırmaya göre kadınların %98’i kocalarından saygı istedikleri ortaya çıkınca, Avrupa ve Amerika da yaşayan kadınlar arasında evlilik konularında okullar açılmaya başlandı. Afrika da erkeklerin saygıya ne derece önem verdikleri tartışılırken, okulların yaptığı anketlerden çıkan sonuçlar Avrupa ve Amerika erkeklerin de onlardan geri olmadıkları ortaya çıktı. Saygının ne demek olduğunu ne yazık ki çok az insan bilmekte. Sözlüklerde bile tarif edilemeyen bu sözcük egolarımız yüzünden ne yazık ki her geçen gün tarifi zor hale gelmektedir. Herkesin büyük bir özlemle arzuladığı bu sözcüğü sen nasıl biliyorsun?

    Evlilikte Saygı: “Senin armağanlarını (yeteneklerini) biliyorum ve onlara çok değer veriyorum” demektir. Sen eşinin yeteneklerini biliyor ve her fırsatta eşini yetenekleri konusunda teşvik ediyor musun? Yoksa, hep sana değer verilmesini mi bekliyorsun? İnsanlardaki bu beklenti evlilik temellerin çatırdamasına ve adliye koridorlarına taşınmasına neden oluyor.

    Eşlerden biri saygı görmüyor diye, evini terk edip yada eşini bırakıp başka kişilerle evlilik yolları araması acaba yeni eşinden gerekli saygıyı görebilecek mi? Unutulmaması gereken tek şey; sen başkalarına saygı göstermiyorsan başkasından saygı beklemeye hakkın yok! Kendi yapmadığın bir fedakarlığı başkasından nasıl isteyebilirsin? Tek taraflı saygı eşlerin birbirlerini yakından tanımasıyla biter. Çünkü eşler birbirine yaklaşınca güçlü yanları ve zayıf yanları bir sır olmaktan çıkar.

    Kabullenme Arzusu
    Boşanma davalarını seyrederken sık sık ‘eşim beni olduğum gibi kabul etmiyor benden her zaman yapamayacağım isteklerde bulunduğundan evliliğim bir kabus hale geldi’ diye şikayetler duymaktaydım. Bu şikayetleri düşünürken kendi kendime ‘evlenmeden önce verilen sözler ne çabuk unutuluyor?’ diye soruyordum. İki sevgili evlenmeden önce birbirlerine “seni olduğun gibi kabul ediyorum” diye vaatlerle kurulan evlilikler, zamanla iyi beslenmedikleri için unutuldukları ve özellikle eşlerden birinin başına bir olay gelmesinden sonra sanki bu tür bir olayı bekliyormuş gibi hemen boşanmak işin adliye koridorlarında koşuşturuluyor. Unutulmasındaki başlıca neden evliliklerinin bilincine varmayıp gerekli hassasiyetin gösterilmemesidir.

    Geçtiğimiz günlerde bir bayanla evlilikleri konusunda konuşuyorken bana “Benin evliliğim örnek teşkil edecek bir evlilik. çok iyi ve sürekli bir ilişkim var fakat zaman zaman çeşitli sevgililerle eğleniyorum” demesi evliliklerinin bir ilişkiden ileriye gidemediğini anladığımda üzüldüm. Tek bir erkeğin kendisine yetmediği ve kaçamak ilişkiler peşinde sürüklendiği ortada. Ama sonuçta kadın mutlu olduğunu söylüyor. Buna ne cevap verebilirsiniz?

    Aslında bu kadın yaptıklarıyla eşine sen bana yetmiyorsun bende evliliğimi yürütmek için sevgililer buluyorum demek istiyor. Kadın kendi çıkarları doğrultusunda karar verdiği için kendine göre evliliğini ayakta tutuyor izlenimini vermek istiyor. Oysa bu evliliğin bittiğini nedense kabullenemiyor. Evlilik konusunda yada başka konularda erkekler karar vermeden önce uzun uzun düşünmeyi tercih ederler. ‚ok kadın erkeğin değişik olduğunu kabul etmek istemiyor. Bazı kadınlarda kendi isteği doğrultusunda erkeğini değiştirmek istiyor. Bir insanın içini tanımak gibi bir şey. Aslında eşini kabul etmek demek onu olduğu gibi kabul etmek demektir. Yani hatalarıyla kendisine evet demektir.

    Hayranlık Arzusu
    Son zamanlarda özellikle gençler arasında karşı cinsinden kendisine hayranlık duyulması konusunda büyük caba harcarlar. Bu yüzden hayran olduğu kişilerle evlilik hayalleri kurarlar. Bu hayranlık kolayca sevgiye döneceğini zannederek karşı cinsin isteklerine düşünmeden evet diyerek evliliklerini sağlarlar. Bu kişiler özellikle sanatçı ve futbolcu camiasında sıkca rastlanan bir olaydır. Kişilere hayran olmak güzel, fakat hayranlık uyandıran yönü bir gün yok olursa? Yani hayran olduğunuz kimse bir gün sıradan bir insan gibi karşınızda durursa onunla tekrar evlenmeyi düşünüyormusunuz? Aslında bu tür bir hayranlıktan burada bahsetmek istememiştim fakat son zamanda bu tür hayranlıklarla evliliklerin arttığını ve boşanmaların bir o kadar da bu tür olaylardan kaynaklandığını düşündükçe bu konuya girmeden edemedim.

    Bu konuda Avrupa da yapılan bir açık oturumda popüler insanlarla evlilik konulu bu programa çok tanınmış Jimy adında bir futbolcu sahneye çıkar. Bu futbolcu sahneye çıkarken izleyicilerinden büyük bir alkış alır, alkışlar arasında konuşan bu futbolcu ilerleyen saatlerde yaptığı bir açıklamayla herkesi şaskına çevirip, alkışlar yerini protestolara bırakır. Bir kaç dakikaya kadar büyük bir hayranlıkla izlenen bu kişiyi bu kadar nefrete götüren neydi?

    Bir beyazla evlenmenin zorlukları nelerdir sorusuna verdiği cevap ” Eşimle büyük bir aşkla evlendim. Nişanlılığımız sürece bana hayran olduğumuzu biliyordum ve bu benim hoşuma gidiyordu. Fakat birlikte yaşayınca bu hayranlık yavaş yavaş azaldığını fark ettim. Zaman gittikçe ayranlığın yerine eleştiriler almaya başladı. Ben çok kişi tarafından alkış alınca karım hep eleştirecek bir yanımı ortaya çıkarıyordu. Ve bir gün ten renklerimiz konusunda tartışmamız evliliğimizin bitmesine neden oldu. Karım siyah tenli olduğum için artık benimle birlikte olmaktan tiksindiğini belirtiyordu. Bende bana ayran olan diğer sevgililerimle beraber yaşamaya karar verip karımdan ayrıldım. Şimdi bana hayran olan bir beyaz gördüğüm zaman sırf karımdan öç almak için onunla birlikte oluyorum” Bu futbolcunun anlattıkları aslında hayranlık duyguların nasıl kötü emellere maruz kaldığının ufak bir örneği. Aslında bu tür evlilikleri ben şöyle yorumluyorum ‘çok güzel bir arabaya kaza yapacağını bile bile sarhoş binmek’ Neyse asıl hayranlık evlilikte çiftlerin birbirlerine ilgisidir. Arkadaşlığımız süresince hoş sözlere kapılıp bazı kararlar almaya aceleci davrananlar sayılmayacak kadar çok. Herkes eşsiz olmak ister. Fakat yakın tanışıklıklarda hayranlık gösteren duyguların hataları örttüğünü görüyoruz. Evlilikte eşinizden hayran olmanız lazım. Eşinizin göremediklerini kendisine göstermek için her zaman ona güzel sözler söyleyerek bunları görmeye çalışmalısınız. İyi olanı sözlerle söyleyiniz. İyi sözler söyleyerek eşinizi kullanmayınız.

    Hata yapabiliriz ama yinede Tanrı bizim hakkımızda iyi konuşuyor. Tanrı acaba eşini nasıl görüyor? Saygı gösteriyor mu? Onu olduğu gibi kabul ediyor mu? ve Ona hayran mı? Tanrı bizi hatalarımız olmasına rağmen kutsallar olarak görüyorsa sen Tanrıdan çok daha mı büyüksün ki, eşinin hatalarını sürekli yüzüne vuruyorsun. Ondan sevgini eksik ediyorsun?

    Piyano Gibi Akortlar Bozuk
    Pianonun akordları neden bozuluyor? Akordun bozulmasındaki baslıca neden kötü kullanımdır. Fakat ustası gelince her şey tekrar eskisi gibi olur. Usta telleri çekiyor yada gevşetiyor ve her şey düzeltildikten sonra harika sesler çıkıyor. Hayatımızda aynıdır. ‚eşitli insanlarin davranişi bizi bozabilir. ‚ocuklar bize zor bir gün geçirtebilir yada hava durumu bizi olumsuz yönde etkiliyor. Bir süre sonra bizim ritmimiz bozulmaya başliyor tipki bir piyano gibi. Artik bizden güzel sözler çikmamaya başlar. O zaman bir piyano gibi bizi düzeltecek bir ustaya ihtiyacimiz var. Bu düzelme belli bir zaman gerektirebilir. Bazen tek bir hikmetli söz bile hasar görmüş duygulari düzelebilir. Yeter ki bizler düzelmek için hazir olalim. Yani diger bir deyişle düzelmek için kendimizden bir şeyler vermeye hazir olmaliyiz.

    Her zaman insanlar eşlerinden bir şeyler bekliyor. Sürekli onlarda olani almak istiyorlar. Ama çok az kişi ‘ben eşime ne verebilirim? sorusunu kendisine soruyor. Vermeyi düşünmedigimiz için kötü giden bir evliligin ardindan hemen yenisiyle başlamak istiyoruz. Ne kadar yeni eşlerle yeni evliliklere başlasaniz bile siz degişmediginiz müddetçe hiç bir evlilikte aradiginizi bulamayacaksiniz. Degişmiş bir eş karşisindakini ister istemez etkileyecektir. Evliliginizi siz etkileyebilirsiniz.

    Evliliginizin güçlenmesi ve tedavisi için dua edin. Çünkü en güzel ilaç duadır.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.