Ergenekon Davasinda Protestanlarla ilgili dokumanlar

  • Bu konu 1 izleyen ve 2 yanıt içeriyor.
3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25353
    Anonim
    Pasif

    Kaynak : http://www.sabah.com.tr/haber,EC517A5F6C934A4A88C603C9C9EAC163.html


    BEHİÇ İSİMLİ WORD DOSYASI İÇERİSİNDE

    DOC T İSİMLİ DOSYA İÇERİSİNDE: bulunan yazıyla alakalı

    T.C. DEVLETİ,
    SİZ “DİN TACİRİ SAHTE DİN ADAMLART’NIN
    SALYANGOZ SATIŞINA
    ŞERH KOYACAK DEĞİLDİR!
    NE VAR Kİ SİZLER
    SALYANGOZA BASIP DA DÜŞÜNCE
    “NEDEN DÜŞTÜK!” DEMEYESİNİZ!
    “MİTİNG”İN M’SİNİ VERMEYEN TV’LER,
    MALATYA’DAKİ “İNCİL SHOW”U
    CANLI VERDİLER!
    Trabzon’daki Rahip Santaro Cinayeti ve Hrant Dink Suikastı’nın ardından 18 Nisan 2007 itibarıyla bir şok gelişme daha yaşandı ve Malatya’da misyonerlik faaliyetleri yürüttüğü belirtilen bir yayınevinde üç kişi boğazı kesilerek öldürüldü.
    “BARBAR TÜRKLER!” tabelasını cilalayıp parlatan bu yeni gelişme ile birlikte Türkiye Kiliseler Birliği Yetkilileri de soluğu basın mensuplarının karşısında alarak bugün itibarıyla sahnelere atıldılar.
    Kendilerini başrol oyuncusu zanneden bu üçüncü sınıf figüranların, mitingin m’sini vermeyip sabah programlarında göbek atanları vermeyi tercih eden tv’lerce baştan sona canlı olarak verilmeleri de hayli iyi oldu; zira iki cümlede bir İsa Mesih’e bağlılıklarını bildirip Hıristiyanlık ve incil’in sevgi yolu olduğunu belirten Dolar’a endeksli bu inanmışlar (!) süper bir reklam fırsatı yakalamış oldular!
    İki cümle de bir İsa Mesih’in ve İncil’in “sevgi yolu” oluşundan dem vurup “Bizler Cüneyt Arkm’ın filmleri ile büyüdük! O filmlerde hep kiliseler mevcuttu. Ve Türkiye yıllar yılı kuvvetli bir Hıristiyanlık ve yabancı düşmanlığı ile yoğruldu; insanlara hep bu düşmanlık tohumlan aşılandı!” diyen bu üçüncü sımf oyunculara Hz. Muhammed (S.A.V.) ve son hak din olan İslam’ın kitabı Kur’an-ı Kerim’in ne anlattığını ve neyi teşvik ettiğini sormak lazım!
    İncil “sevgf’den söz ediyor da;
    İncil’i, Tevrat’ı ve Zebur’u
    sözde değil özde bir sevgiyle kucaklayan Kur’an-ı Kerim
    acaba neden söz ediyor?
    Tabi amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olursa argüman sıkıntısı da yaşanmaz! İşte Türk Kamuoyu’nu şaşkına çeviren ve basın toplantısı demeye bin şahit isteyen Malatya’daki incil Show’dan inciler…
    Türkiye Protestan Kiliseleri Birliği Başkanı İhsan Özbek;
    “Birileri bu olaydan sonra çıkıp utanmadan ‘Müslüman Mahallesi’nde salyangoz satıyorlardı!’ derse buna da şaşırmayacağız! Müslüman Mahallesi’nde salyangoz satılmazmış! Gerekirse satarız ve satacağız!”
    Bu üçüncü sımf reklamcı ve figüranların verdikleri beyanatlara göre “misyonerlik faaliyeti” denilen şey, “özgür ve ‘Laikim!’ diyen bir ülkede, inanılan dini tebliğ etmek”miş ve bu tebliğ (!), bu tabi hak (!), öcüleştiriliyormuş!
    Güneydoğu ve Doğu Anadolu halkının başına PKK’nın dışında bir de, kişileri maaşa bağlamak aşamasına varıncaya kadar Hıristiyanlaştırmaya çalışarak bir başka belayı musallat etmek ve kişilerin maddi imkansızlıklarını sömürerek “inanç” olarak sunulan bir konsepti parayla satışa çıkarmak nasıl bir hak, nasıl bir tebliğ, nasıl bir özgürlüktür acaba?
    İnançlarım para karşılığı Müslüman Halk’a kakalayıp, insanların maddi imkansızlıkları
    üzerinden “din ticareti” yaparak “TÜRKİYE’Yİ TÜRKSÜZLEŞTİRME OPERASYONU”nun en
    önemli sac ayaklarından birini oluşturmaya çalışan bu utanfflyskarakterlerin zeytinyağı gibi üste
    çıkışlarını izledikçe midemiz kalkıyor!
    Ve sözde basın toplantısmdan,yani birçok tv’nin canlı verdiği incil Show’dan diğer inciler…
    “Türkiye Ortaçağ karanlığına gömülmüştür! Uzun süredir ırkçılık ve Hıristiyanlığa nefret tohumlan ekiliyordu, şimdi bunlar biçiliyor! Yabancı düşmanlığı sürekli olarak körükleniyor!
    Trabzon’daki Rahip Santaro, Hrant Dink ve bu vahşet aynıdır! Ne yazık ki şimdi de yine aynı senaryoları konuşacağız! Yine aynı koro çıkıp, kendi yarattıklan kan üzerlerine sıçramasın diye olayı karanlık güçlere ve gizli istihbarat servislerine ihale edip, ‘Yine birileri Türkiye’yi karıştırmak istiyor!’ diyecek ve aynı nefret şarkısını söyleyecekler!”
    “Bugün Türkiye’de Ortaçağ’daki gibi cadı avı var. Hergün misyonerlerin hain planlan üzerine yazı çıkıyor. Bu bir cadı avıdır. Bugün birilerine misyoner demek, onu saldmya ve katledilmeye açık hale getirmektedir.”
    “Türkiye tarihinin hiçbir döneminde olmadığı kadar büyük bir tehdit altındadır. Bu tehdit, Türkiye’nin tahammülsüz ve hoşgörüsüz bir yer haline gelmesidir.”
    “Türkiye’deki can güvenliğimiz tehlike altındadır. Üçü de Protestan Hıristiyanlar’m şehitleridir. Türkiye’de artık Protestanlar’m kanı döküldü.”
    Mikserleme çalışmalarında üzerine olmayan Batı,
    unutmasın ki; cami duvarı ile ecel arasındaki korelasyona dahil olmak için çırpınanların helvasını kavurmakta da Türkler’in üzerine yoktur!
    Kimse “AB-BOP makasına malzeme edilen azınlıklar, terör, misyonerlik, laiklik vs. türünden çürüğe çıkmış argümanlar” üzerinden kendini zorlamaya kalkmasın artık!
    Zira takkeler düşeli keller görüneli bir hayli zaman oluyor. Bu tavırda ısrar etmek isteyenler, kar-zarar hesaplanm buna göre yapsalar iyi ederler…
    Cinayet Zinciri Neyi Hedefliyor?
    2006 Şubat’mda işlenen Rahip Santaro, Hrant Dink ve Alman uyruklu misyoner cinayetlerinin üç hedefi olduğu görülüyor;

    1) TSK’yı bloke etmek (TSK bu tuzağa düşmeyecek!)

    2) RTE’yi veya AKP konseptini cumhurbaşkanı yapmak


    3) AB’nin Türkiye hakimiyetini tesis etmek
    Dink Cinayeti’nin en önemli amacı, Ermeniler’e yönelik bir sempati inşa etmekti. Bunu başaramaz ise en azından Türk Toplumu’nu Ermeniler’e karşı nötr hale getirmekti.
    Ne de olsa soyunda Horik, Grigos gibi isimler olan biri Cumhurbaşkanlığı’na hazırlanıyordu. Bunun hazmedilebilmesi için Hrant Dink üzerinden bir “sempati” imal edilerek bazı dirençleri kırmak gerekiyordu.
    RTE’NİN ALMANYA ZİYARETİNİN HEMEN SONRASI Büyükanıt Paşa’nın AB’yi ve ABD’yi uyardığı, RTE’nin değişimini “sözde” diye nitelediği,
    AKP Hükümeti’nin Türkiye’yi 1923 öncesi şartlara götürdüğünü söylediği, Milyonu aşkın kişinin Ankara’da devlete ve kaderine el koyduğunu vurguladığı, MİT Müsteşan’mn “ulus devlef’in tehlikede oluştuğunu ilan ettiği, Salı günü Hükümet’in AB Müktesebatı için “yol haritası”nın detaylanm açıkladığı, AB’ye karşı Türkiye’de tepkinin oluştuğu, “Milliyetçilik yükseliyor!” yaygarasının kopartıldığı, AKP’nin Cumhurbaşkanlığı için Almanya’dan destek arayışına çıktığı, RTE’nin Merkeple resim vermek ihtiyacı hissettiği ve AKP’nin cumhurbaşkanlığı konusunda iyice çalıya dolandığı bir anda
    MALATYA’DA BİR ALMAN UYRUKLU MİSYONER ÖLDÜRÜLDÜ! Cinayeti işleyenleri değil, işletenleri araştmyoruz. Ama herkes yine tetiği çektirene değil, çekene yoğunlaştı. İlginçtir, Rahip Santaro, Hrant Dink ve Alman uyruklu misyoneri öldürenlerin hepsi aynı yaş grubundan. Ve yine ilginçtir, her üç cinayette de tetiği çektirene değil, çekene yoğunlaştı.
    OYSA OYUN AÇIK!
    DÜN HIRİSTİYAN EKALLİYETLER ÜZERİNDEN
    OSMANLI’YI YÖNETMEYE
    VE KANALİZE ETMEYE ÇALIŞANLAR
    BUGÜN MİSYONER CİNAYETLERİ ÜZERİJ

    TÜRKİYE’Yİ YÖNETME
    VE KATEGORİZE ETME AMACINDALAR!
    AKP’nin içerde devletin ve milletin ağırlığının arttığı bir dönemde AB aracılığı ile üzerindeki presi dağıtmaya yönelik arttığı “kaynağı belli” destek görmesi öncelikle AKP’liler’i “Biz ne yapıyoruz?” sorusunu sormaya yöneltmeli!
    AB ve ABD çizgisinin, AKP’nin üzerindeki presi kırmak için bazı maşalarını feda etmesi, eskimiş ve sonuç alması zor bir taktiktir artık.
    “RTE CUMHURBAŞKANI OLURSA!” SİMÜLASYONU
    Bu noktada iktidar olmuş AKP’nin Türkiye’yi 1923 öncesi şartlara sürüklediğinin ve “ulus devlet”i tasfiye noktasına getirdiğinin en yetkili ağızlardan ifade edildiğini bir kenara not edip, bir simülasyon yapalım!
    RTE Cumhurbaşkanı Veya AKP’ni Seçtiği Biri Çankaya’da
    1. Şok Suikast!
    Fener Patriği Bartholomeos bir suikast sonucu öldürülüyor! AB, ABD ve Yunanistan ortalığı ayağa kaldırıyor!
    Türkiye’nin iç işlerine müdahale, Ruhban Okulu’nun açılması, misyonerlik faaliyetlerine ve kiliselere Diyanet bütçesinden pay verilmesi gündeme geliyor.
    2. Şok Suikast!
    Ermeni Patriği Mutafyan öldürülüyor! Yine AB, ABD, Ermenistan ayakta! Sözde Ermeni Soykırımı’m tanıyoruz! Ermeniler’in toprak ve tazminat talepleri ile karşılaşıyoruz.
    3. Şok Suikast!
    İshak Alaton (Ki şu anda gerçek başbakandır!) öldürülüyor! İsrail Türkiye’deki tüm örtülü operasyonlanm meşrulaştırıyor. İsrail “Kürt Kartı”m daha sağlam tutuyor. ABD, İsrail, AB ve Siyonistler Türkiye’yi prese alıyor. Neticede yönetim onların eline geçiyor.
    Bütün bunlar olurken, şu ana kadar olageldiği gibi RTE ve AKP’liler “Pembe Türkiye” tablosu çizmeye devam ediyorlar. Aynen Saddam’m Enformasyon Bakam El-Sahaf m yaptığı gibi.
    Fethullah Hoca (!) bu cinayetlerden sonra Diyanet’in yerine kurulan Diyalog Dairesi Başkanı olarak göreve başlıyor.
    “Laiklik” tadil ediliyor. Tekke ve zaviyeler yeniden açılıyor. Atatürk’ün heykelleri Lenin ve Saddam’m heykel ve büstleri gibi yıkılıyor.
    Bu simülasyonun da gerçekleşme ihtimali bir hayli yüksektir!
    Batı’mn maşası Türkiye Kiliseler Birliği’nin yöneticilerine ya da rahip eskisi Dolar Hıristiyanlarına gelince,
    1) Türk Milleti’ne ve Türk Devleti’ne meydan okumaya yeltenmeyiniz! Avrupa’nın ve Anadolu’nun önemli bir kısmı, Müslüman Türk’e meydan okuyanların mezarlarıyla doludur!
    2) Batı’mn maşası olmayı hemen bırakın!
    3) Müslüman Mahallesi’nde salyangoz satma denemesine diyeceğimiz bir şey yok. Ama salyangoza basıp düşerseniz “Ben niye düştüm?” demeyesiniz!
    4) Avrupa’da Hıristiyanlar’m çocuklarına bile satamadığınız “İncü”i Türkiye’de hiç satamayacağınızı biz biliyoruz. Olmayacak bir işe harcayacağınız enerjiye ne diyebiliriz ki?
    5) Rahip eskisi Dolar Hıristiyanlan sizin üzerinizden AB ve sair devletler gelirse, yani “kerata” olursanız bedelim ödersiniz!
    6) Tahrik etme amacınız olduğu ortaya çıkıyor.
    7) Din adamı tahrik etmez, germez, meydan okumaz; anarşiye zemin hazırlamaz!
    8) Din adamı olmadığınız belli. Bundan böyle “din adamı” muamelesi değil, “Batı’mn ajanları” muamelesi göreceksiniz!
    9) “Din adamı” kan üzerinden din propagandası yapmaz.

    10) “Din adamı” Yunus gibi, Mevlana gibi, Hacı Bektaş Veli gibi, Ahmet Yesevi gibi olur. Yani sizin gibi “din adamı görüntülü provokatör” olmaz!
    11) “Din adamı” ağzını bozmaz. Sahte din adanılan da sizin gibi davranıp “insan bozması” falan diyorlar. Üslubunuz kimliğinizi ele veriyor.
    Bizce ajanlığı bırakıp “insan” olunuz

    SESAR
    FUAT ERMİŞ’

    şeklinde dosya içeriği sorulduğunda;


    Yazıyı kendisinin yazdığını, muhtemelen Fuat ERMİŞ’in bu yazıyı Sesar internet sitesinden indirilmiş olabileceğini, gündemle ilgili bir yorum yaptığını, olabileceklere dikkat çektiğini,

    #29878
    Anonim
    Pasif

    Kaynak : http://www.sabah.com.tr/haber,EC517A5F6C934A4A88C603C9C9EAC163.html

    Şüpheli Doğu PERİNÇEK’in Emniyette Alinan ifadesinde;

    Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK’ün ajan provakatör olduğunu, Mehmet EYMÜR’e bağlı olarak çalıştığını, geçmişte Hıristiyan yapılarak kiliselere sokulduğunu, ajan olarak kullanıldığını, cebinde 7-8 ayrı kimlik taşıdığını ve devamlı yalan söylediğini, Ordudan istifaya zorlanmış ve çıkartılmış emekli subayım diyerek 3-4 sene evvel bir süre ulusal kanalda çalıştığını, karışık işler çevirdiğini, ulusal kanala birkaç kez silahlı girmeye çalışması nedeniyle birkaç ay çalıştıktan sonra işten atıldığını beyan etmiştir

    #29879
    Anonim
    Pasif

    Kaynak : http://www.sabah.com.tr/haber,EC517A5F6C934A4A88C603C9C9EAC163.html

    Ev araması sırasında ele geçirilen; “Dinin ötesinde anket” başlıklı 6 adet değişik isimler tarafından doldurulmuş anketle ilgili olarak sorulduğunda;

    Yaklaşık 2 yıl kadar önce Silivri bölgesinde Protestan mensubundan hücre gruplari belirdiğini ve burada vatandaşlari fişlemeye başladıklarinı, 6.000′ e yakın Müslüman Türk’ün fişlendiğini ve bu fişlerde kişilerin aile yaşantıları, dini inançlan, politik ve cinsel tercihleri gibi özel bilgilerin not alınmış olduğunu, bu gruplann aynca Silivri’ de ilköğretim ve lise çocuklan üzerinde etkin bir şekilde çalışarak bunlan hristiyanlaştırma gayretlerine girmiş olduklannı, Çocuklan okullardan alıp Taksimdeki Protestan kilisesine götürmekte, vaftiz ettirmekte, para ve lüks hayat karşılığında İslam dininden soğutmakta, küçük kızlarla bu çocuklan cinsel ilişkiye sokarak tamamen ele geçirme çahşmalan yaptıklanm, bunun üzerine bölge jandarması gerek Silivri’deki merkezlerine gerekse Taksim’deki merkezlerine baskınlar yapmış ve bu konuda birçok delil ve belge ele geçirerek savcılığa intikal ettirmiş, Silivri C.Başsavcüığınca Silivri Asliye Ceza Mahkemesinde “dini değerlere hakaret, Türklüğe hakaret ve kişisel bilgilerin hukuk dışı stoklanması” konusunda davalar açılmış olduğunu, bu davalara kendisi ve diğer arkadaşlarının, çocukların ailelerinin vekilleri olarak katıldıklarını, davanın halen derdest olduğunu, kendisine gösterilen belgelerin Jandarma tarafından ele geçirilen belgeler olduğunu, kendisinin dava dosyasında bulunan delillerden olduğunu,

3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • ‘Ergenekon Davasinda Protestanlarla ilgili dokumanlar’ konusu yeni yanıtlara kapalı.