Dinler ve tarikatlar :-

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26663
    Anonim
    Pasif

    TANRI VE RESÛLÜ : –

    Tanrı ve Resûlü, ‘yapışık ikizler’ değildirler. Tevrat, Zebur ve İncil’de adı geçen tüm peygamberler, “Tanrı’ya inanın” mesajı vermişlerdir. Kimse, “hem Tanrı’ya ve hem de bana inanın” dememiştir. “Bana ve Tanrı’ya karşı gelen …”, “Bana ve Tanrı’ya inanmayan ….”, “Resûlü ve Tanrı’yı reddeden …” gibi cümlelerle, kendilerini Tanrı’nın yapışık ikizi yapmamışlardır.

    Peygamber, Tanrı’nın sözlerini insanlara ileten ağızdır. Kendilerinin ise çoğu kez, diğer insanlardan hiçbir farkları yoktur. Para hırslı Balam gibi, kıskançlık duyguları besleyen Harun ve Meryem gibi olanları da çoktur. Tanrı, eşeklerin ağzından bile insanlara seslenebilir (Çölde Sayım 22:28-30).

    İşte bu yüzden hiçbir peygamber, hiçbir zaman kendilerini Tanrı ile bir yapmamışlardır. Hiçbir zaman, “Bana ve Tanrı’ya” deyip, kendilerini öne çıkarmamışlardır. Kokuşmuş bir insan yüreği ile Kutsal Tanrı, ayni platforuma konmamış, ayni makama oturtulmamıştır. Bunu, Tanrı’nın yüce ve günahsız melekleri bile yapmamışlardır. Ne Cebrail ve ne de Mikhail. Altın Öküze tapmalarına yardımcı olan Harun’a zerre kadar güvenim olmayabilir; ama bana Tanrı’nın mesajını iletirse, kendinin ne mal olduğunu bile bile, yine de Rab’bin sözlerine boyun eğerim. Rab’bin sözleri ile onu asla bir tutmam.

    Bakınız; ne Nuh, ne İbrahim, ne İshak, Yakup, Yusuf, Musa, Harun, Yeşu, Samuel, Davud, Süleyman, Yeşaya, Yeremaya, Hezekiel, Daniel, Yunus ve ne de diğer bütün peygamberlerin, bir tanesi bile bunu yapmamıştır. Hiçbiri, “Bana ve Tanrı’ya inanacaksınız”, “Bana ve Tanrı’ya boyun eğeceksiniz”, “Bana ve Tanrı’ya karşı gelen ….” veya da “Resûlü ve Tanrı’yı reddeden … ” gibi ifadeler, tehditler veya buyruklar kullanmamıştır.

    Bütün peygamberler böyle iken, birileri çıkar da kendisini Tanrı’nın yapışık ikizi gibi gösterirse; ona inanabilirmisiniz? Tarikat liderlerinin tümü de böyle değil midir? Tümü de kendine yücelik aramıyor mu? Tanrı ile kendisini özdeşleştirerek, bu dünyada para, pul, karı, şöhret ve menfaat elde etmediler mi.

    Hakikî imanı ve tarikatı böyle ayırt ederiz. Biri ‘Ben’ merkezlidir. Öğretilerin tümü hep o merkezden yayılır. Uç noktada olanlar, merkezden dalga dalga yayılan bu öğretilere sadık kalırlar. Hep merkezdekine ve onun yakın çevrelerine hizmet ederler. Kendi düşünce ve ruhsal bilgileri önemli değildir. Kutsal Ruh’un bireyleri yönetme ve bireysel öğretilerine hiç yer ve imkân yoktur.

    Merkezdekiler ise genelde, bir yığın dünyasal menfaat ve bedenin arzularına hitap eden zenginlikler elde ederler. Öğretileri, önce kendi menfaatlerini korur. Kendilerini yüceltmenin tek ve da en kolay yolu, Tanrı’ya hizmet eder gibi görünüp; Tanrı’yı kendi hizmetlerine sokmalarıdır. Onlar mı Tanrı’nın Resûlü, yoksa Tanrı mı onların Resûlü, bilerek körlüğü seçenlerin haricinde, herkes için apaçık ortadadır.

    Kardeşlerim; yanlış din, tarikat ve öğretileri ayırt edip, kurtulabilmeniz için, birkaç önemli noktaya değindim. Dininiz veya mezhebiniz ne olursa olsun, öğretileri bir merkezden yayılıyorsa, kişiyi ve merkezi yüceltiyorsa, onlara veya kuruluşlarına dünyasal menfaat sağlıyorsa; bu bir tarikattır. Rab’den değildir.

    Rab’de bütünlük ise, Kutsal Ruh’tandır. Yüreğimi değiştiren Kutsal Ruh, ayni işlemi kardeşlerimde de yapmaktadır. Onlardaki İsa’yı gördüğümden, hissettiğimden ve da sevdiğimden dolayı, onları da seviyor; onlarla kendimi bir bütün hissediyorum. Bağ ruhsaldır. Bana da, kardeşlerime de herşeyi Kutsal Ruh öğretiyor. Merkezden gelen öğreti veya doktrin yoktur. Patron yoktur. Elini öpeceğim biri yoktur. Görüşmek için randevu almam gereken, yükseklerde biri yoktur. İnsan üzeri insan yoktur. Yüceltilenin ve yüceltenin vay haline. Çünkü en büyüğümüz, hepimizin hizmetkârıdır. Ayaklarımızı yıkayandır. Rab’den başka yüce yoktur. “Bana ve Tanrı’ya, saygı, hürmet, iman, itaat ve boyun eğmeniz gerekiyor” diyen yoktur.

    Hiç kimseye, ihtiyaçları dışında, herhangi bir dünyasal menfaat sağlamıyor. Çünkü Rab, “Ücretsiz aldınız, ücretsiz vereceksiniz” diyor. Kelâm’dan veya Ruhsal Armağanlardan dolayı zenginleşip, sefahat içerisinde yaşayanların vay haline. Biz hürüz. Bizde hürriyet var. Hepimiz bağımsızız. İnsan patronumuz yoktur. Ama bilerek, isteyerek bağlanıyoruz birbirimize. Çünkü Rab’bin bedeniyiz. Haleluyah!

    Rab Hepimizi Aydınlatsın, Kurtarsın, Korusun.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.