[Anonim]

İsrail’de kendini “tarikat lideri” olarak tanıtan bir adamın, 21 kadını köle gibi kullandığı, tecavüz ettiği ve ensest ilişkiye girdiği ortaya çıktı.

İsrail’in gündeminde, kendisine “tarikat lideri” diyen Goel Ratzon var. Kadınları, doğaüstü güçleri olduğuna inandırıp harem kuran Ratzon, 21 kadını köle gibi kullanmak, tecavüz etmek ve ensest ilişkiye girmek suçlamasıyla yargı karşısında.

60 yaşındaki Goel Ratzon’un, kendini Mesih gibi göstererek kadınları doğaüstü güçleri olduğuna inandırdığı bildirildi. Çok kötü koşullar altında tuttuğu kadınların paralarını elinden alan Ratzon’un, onlarla zorla ilişkiye girdiği ve bu kadınlardan tam 49 çocuğu olduğu ortaya çıktı.

Hatta 60 yaşındaki adamın öz kızlarına tecavüz edip hamile bıraktığı söyleniyor.

Tüm bunlar, Ratzon’un mahkum ettiği üç kadının sosyal yardım yetkililerine şikayette bulunmasıyla son buldu. Bir süredir Ratzon’dan şüphelenen ancak hakkında somut bir delil bulamayan İsrail polisi şikayetler üzerine Ratzon’u tutukladı.

Geçen ay hapse konulan Goel Ratzon’la ilgili delilleri toplayan savcılar, şimdi ona , insanları köle gibi kullanma, tecavüz ve ensest ilişki gibi suçlamalar yöneltti.

Suç dosyası oldukça kabarık olan Goel Ratzon ise tüm bu iddiaları reddediyor. Kadınların kendi istekleriyle onunla birlikte olduğunu savunuyor.

Kaynak : http://www.bugun.com.tr/haber-detay/93134-21-kadini-seks-kolesi-yapti-haberi.aspx

Çok özür dilerim ama bu insanlarda hiç mi akıl yok? Nasıl bu gibi şeylere inanıp kendilerini bu derece sömürtüyorlar??

Dini kullanarak sapıklık yapan insanlardan iğreniyorum!! Ve her dinde böyle adamlar mutlaka çıkıyor malesef.

[Anonim]

Zorluk çeken, her çileli halk hep bir, kurtarıcı bekler.
Zorluklar ve çile arttıkça O,nu yani kurtarıcıyı, günden güne, tabiat üstü bir varlık haline koyar.
Tarihe bir bakın hiç dikkat ettinizmi..?
Mesela, Osmanlı İmp,güçlü dönemlerinde,Allah,tan başka tabiat üstü yardım beklentisine,pek rastlanılmamıştır.
Ben küçük bir çocukken dedem,den duyardım bununla ilgili, olağan üstü hikayeleri.hatta bir taneside şuymuş.O dönem herkez birbirine anlatırmış..

Osmanlı İmp,çöküş zamanlarında(Anlatıldığı dönemler)..
Balkan savaşında,gökte yeşiler giymiş,şehit ruhlarınında askerlerle birlikte savaştıklarını..hikaye uzayıp giderdi..ben ise, ağzım açık ve korku dolu gözlerle dedemi dinlerdim.(Tabi.. geceleride korkudan uyuyamazdim).

Yani bunun gibi, sözde Mesihlerin, ortaya çıktığını,hepimiz duyuyor ve okuyoruz.Bu gün Ülkemizdede, dünya,nın her yerinde bu olabiliyor..
Yahudilerin bekledikleri,Mesih kimdir..?
Bu Kral Davut soyundan.gelen kendilerini hem Ruhsal hem, Dünyasal anlamdada dahil her türlü zorluk ve sıkıntılardan kurtaran.Gölkemli ve İhtişamli bir Kral..
Yani bekledikleri, bir kraldı..

Yahudilerde, Mesih inancının,Babil sürgünü sırasında doğduğun, yazılıdır kıtaplarda.
İbranice “Maşiah”tan gelen Mesih değimi “Taktis edilmiş” yağ sürülmüş anlamına gelmektedir.Bu da İsrail ve Yahuda kralları için genel olarak, kullanılan bir deyimdi.Ama krallar, kutsallıklarını bozmuş buna, layık olamamışlardı.

“Sürümü dağıtıp.sürdünüz,onlarla ilgilenmediniz.Şimdi ben sizinle ilgilecegim,yaptığınız kötülükler yüzünden sizi cezalandıracagım”
Yeremya 23:1.2

Ayette, Peyganber Yeremya, açıkca belirtiyor.Tanrı,nın gözünde.. başa gelen,kralların içler, acısı durumunu.

Bu devlet,yeryüzünde,Tanrı,nın güdümünde ve insanın eli ile kurulacak ve bu Tanrı devletinin kuruluşu İSA MESİH,in gelmesi ile başlayacaktı.
Bu devlet dünyasal bir devlet kavramına sahip değildi.bu devlette göksel bir davet vardi.Tanrının Tasarısı vardı.İnsanın Tanrı ile barışması,ve Günah kavramının.. İSA MESİH,le.. ortadan kalkacağı Müjdesi vardı..

M.S.66_70’teki İlk isyanda Mısırda çıkan Menahem adında bir sözde Mesih vardı. M.s.132-135 yıllarında Yahudilerin Kudüs’ten sürülmesi ile sonuçlanan isyanda,Bir Mesih beklenmekteydi.Sonra ümitler Bar Kohba’nın ismindeki kişi üzerinde toplanmış ve onun Mesih olduğuna inanılmıştı.öldürülünce onun beklenilen Mesih, olmadığını anlaşılmıştı.

Bunun gibi, geçmişten günümüze,acizliklerinden,faydalanan,kandıran,
kimi zaman bu dünya,kimi zamanda öteki,göksel dünyada cennete kavuşturmak vaatleriyle,aldatanlar çok olmuştur.

Bu sahte Mesih’lerin, bazıları çıkar elde etmek olduğu gibi,birçoğuda söyledikleri şeylere kendilerini inandırmış, hasta ruhlardır.ve haberde olduğu gibi..bunlara inanıp arkasından gidenler seve seve içkencelere katlanıp,kendilerini hertürlü kullandırmişlardır.İnandıkları sahte Mesih,lerinden mücizelerde bekleyenlerde olmuştur.

Bu konuda tanılmış biri daha vardır.Sabetay Sevi..daha öncekilerden farkı ve önemi ilginçtir.Osmanlı İmp içinde doğmuş ve orada son bulmuştur

Ortaçağdaki sözde, Mesihlerin sayısı oldukça çok, olduğunu okuyoruz kaynaklardan.Bunların bir çoğu tarihte hiçbir iz birakmayıp, kaybolup gitmişlerdir.
Bilinen sözde(Sahte) Mesihlerin bazıları ise:
M.S 5.Yüzyılda yaşamış giritli,Moşe,
7. Yüzyılda yaşamış, Ebu Musa Isfahani,
8 . Yüzyılda yaşamış,Şarini,
12.Yüzyılda,Yemende çıkanadı unutulmuş biri,
12 Yüzyılda Davıt Alroy,
13 Yüzyılda,Abraham Abulafya,
14.Yüzyılda Aşer Lemmlein,
16.Yüzyılda,Samuel Malto..dur.

Çıkan bu SAHTE MESİH,ler hiç bir şekilde ne bunu kanıtlaya bilmişler,nede Mesihlikleri ile ilgili bir öğreti verebilmişlerdir.tek bir sözü bile yazıya dökememişlerdir.
Kullanmaya elverişli, saf insanlar olduğu sürece,ve aklı dengesi bozuk,insanlar ın ortaya çıkıp ben ben mesih,im demesi normaldır çagımızda..
Ha.. şunuda unutmayalım Şeytan,ın sinsice dolaştığı bir dünya,da yaşıyoruza..Kurtlarla dans ediyoruz.ama RAB İSA MESİH ne diyor bize,

“İste,sizi koyunlar gibi kurt’ların arasına gönderiyorum.Yılan gibi zeki,güvercin gibi saf olun”
Matta 10.16

RAB,bim İSA MESİH bizlere,Ruhları ayırt edebilme güçünü bahşetsin.Kendine ait olan Kuzularını, korusun AMIN.

[Anonim]

Kendisinin dediği gibi etrafındaki kadınların kendi istekleriyle yanında kalmış olması çok olası. Şeytan kendisine verimli bulduğu akıllara öyle oyunlar oynar ki. Eskilerin dediklerine göre ‘nur meleği’ kılığına girmesi bile olasıymış. Eskilerin bu sözünde Tanrı’ya isyankar bir hayat tutumunun yaklaşık her zaman bir ‘iyilik’ mazeretiyle hasıl olduğu da vurgulanır elbet.

[Anonim]

Bir ortamın sağlıklı olmadığının saptanmasında merkezi önemi olan bir kaç temel kriter sıralanabilir:

a. Ödemeli olması ve mecburi para verilmesi koşulu.

b. Cinsellikle ilgili taleplerin olması.

c. Şiddete teşvik.

d. İnsanın varlıksal kurtululuşunun tekelinin bu ortam veya mecliste oluşu ve birinin ordan ayrıldığı takdirde Tanrı ile arasının açılacağı veya cehennemlik olacağı iddiası. Kısacası, ruhsal şantaj uygulanıyor olması.

Maneviyat ile ilgili olduğunu beyan eden herhangi bir ortam olursa olsun, bu tür tebliğ ve uygulamalara rastlanıldı mı, o ortamdan hemen çekip gidilmesi en sağlıklısı olur.

[Anonim]

@EmaliE 17346 wrote:

60 yaşındaki Goel Ratzon’un, kendini Mesih gibi göstererek kadınları doğaüstü güçleri olduğuna inandırdığı bildirildi. Çok kötü koşullar altında tuttuğu kadınların paralarını elinden alan Ratzon’un, onlarla zorla ilişkiye girdiği ve bu kadınlardan tam 49 çocuğu olduğu ortaya çıktı.

Hatta 60 yaşındaki adamın öz kızlarına tecavüz edip hamile bıraktığı söyleniyor.

Tüm bunlar, Ratzon’un mahkum ettiği üç kadının sosyal yardım yetkililerine şikayette bulunmasıyla son buldu. Bir süredir Ratzon’dan şüphelenen ancak hakkında somut bir delil bulamayan İsrail polisi şikayetler üzerine Ratzon’u tutukladı.

***

Çok özür dilerim ama bu insanlarda hiç mi akıl yok? Nasıl bu gibi şeylere inanıp kendilerini bu derece sömürtüyorlar??

Dini kullanarak sapıklık yapan insanlardan iğreniyorum!! Ve her dinde böyle adamlar mutlaka çıkıyor malesef.

Özür dilemeniz veya sapıklardan iğrenmeniz, şikâyet ettiğiniz olumsuzlukların engellenmesinde en ufak bir katkı sağlamıyor. Özür dileyerek, üzülerek ve hattâ kötülüklerden iğrenerek, sahte avuntulara kapılıp, belki sızlayan vicdanınızı rahatlatıyorsunuz. Ama, bu durumlara düşüp çırpınan hiç bir imanlıya faydanız olmuyor.

Kandırarak bir çok kadının ırzına geçen, öz kızlarıyla cinsel ilişkide bulunan sahtekâra yönelttiğiniz tek satır eleştirinizi göremedim nedense.
Ama ne hikmetse, kandırılan zavallılara demediğinizi bırakmamışsınız.

Tanrı’nın varlığını kabul etmeyenler, “Tanrı elçisi”ni de kabul etmez
.Dolayısıyla, bu tür kirli/lânetli oluşumların içinde yer almaz, tuzaklara düşmez.

Samimiyetle Tanrıya inanan, O’nu arayan; bu arayıştaki saflığı ve temizliği nedeniyle, bazı şeytani tezgâhları farkedemeyecek kadar sâde/yalın bir hayat yaşayan belki milyonlarca insan var. Bilgisizlikleri, doğru tespitler yapamayışları, herkesi kendileri gibi bilmelerinden dolayı sık sık kandırlmaları onların suçu mu ?

Acaba içinde bulundukları sosyo-ekonomik ve kültürel çevre bu insanların yeterli bir eğitim alamamış olmalarından dolayı suçlu değil mi ?
Eğitim görmüş olsalar, bu tür tezgahlara gelirler mi ?

“Bunlarda hiç mi akıl yok” diyerek neyi çözüyorsunuz.

Unutmayın ki Tanrı, kendisine inanmayan ve O’nu inkâr edenlerden dolayı bizi hesaba çekmez.
Ama; kendisine samimiyetle inanan insanlar bu zulümlere uğrarken, bizlerin birer imanlı olarak, onları kurtarma adına ne yaptığımızı soracaktır.

“İsa öldü; ben kurtuldum” öyle mi ?
Yok öyle ‘üç köfte beş kuruş’a!…

[Yazar]

Yazılar