"Birbirlerinden sözlerimi çalıyorlar"

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26197
    Anonim
    Pasif

    “Bundan dolayı , işte, ben peygamberlere karşıyım” (Yeremya 23:30).

    Rab, sözlerini aracılardan değil, kendisinden almamızı istiyor! Yani RAB, sözlerini her insana işittirmek istiyor! Her insanın Tanri ile ilişki yolu, İsa Mesih vasıtası ile açılmıştır!

    İlk Hristiyanlar, öyle öğretiliyorlarmış ki, kulaklarını Rab’be verirlermiş! Bu olay, çağımız öğretişlerinde insana garip ve imkânsız gibi geliyor!

    Kurtarıcımız Rab İsa Mesih, “Hırsız, ancak çalıp öldürmek ve telef etmek için gelir. Ben onlarda yaşam olsun, çok yaşam olsun diye geldim” demekle çağımızdaki durumu da görmüş! (Yuhanna 10:10).

    Kitab-ı Mukaddes’i ve özellikle İNCİL’i beğendiğim ve sevdiğim için okuyorum ve insanlara söylemekten zevk alıyorum! O zamanın insanlarına Yeremya’nın ağzı ile konuşan Rab, “birbirlerinden sözlerimi çalıyorlar” demekle onların hırsız olduklarını ima etmiş! Günümüzde Kitab-ı Mukaddes ve özellikle İNCİL kitabının bolca basılıp dünyanın her yerine yayılmasına rağmen, sözleri Rab’bin ağzından dinlemeyi neden istemiyoruz? Nedir bu engel? Bu noktada içine düştüğüm hali düşünürken, Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in çok kitap okuyanlara şu uyarıcı sözü hatırıma geldi: ” Yaşamınız olsun diye bana gelmek istemiyorsunuz” (Yuhanna 5:40). Kitab-ı Mukaddes’i ve özellikle İNCİL’i okuyanlarda Rab’bi arama isteği olan var mı? İşte bu istek çok önemlidir! Çünkü okumak ve sözleri söylemekle hırsızlık yapılıyor! Kitab-ı Mukaddes’den ve İNCİL’den okuduğumuz sözleri Rab’bin ağzından işitmeğe çağrılıyoruz! Yani Rab’bimiz, sözlerini başkalarından alarak hısızlıktan da, bizleri kurtarmak istiyor! Bu, müjde haberidir!

    Sözlerini Rab’bin ağzından dinlememiz neden bu kadar önemlidir? Çünkü bizi emin yapar! Rab’den aldığımız sözler, bize güvenilir olur! Onları başkalarına söylerken, bizi dinleyenler, söylediklerimizden emin olduğumuzu sezerler! “O kadar emin konuşuyorsun ki!” diyerek hayretlerini dile getirirler! Sözleri Rab’bin ağzından dinleyerek almak, gerçek bir almadır! Ve bize güven vericidir! Pavlus, sözleri Rab’den aldıkça konuşmuş ve güvenle dolmuş! Bunu bir mektubunda, “iman ettim, onun için söyledim” şeklinde tanımlamıştır!(II.Korint. 4:13).

    Ülkemiz Mesih imanlılarının bazıları Kitab-ı Mukaddes’i ve özellikle İNCİL’i o kadar ezberlemişler ki, doğruluğuna insanlarımızı inandırmak için başka kitapları kaynak olarak gösterirler. Sözleri Rab’bin ağzından almaya tekrar ve tekrar çağrılıyoruz! Rab, Balam’ın bile ağzına sözünü koyup, “Balak’ın yanına dön, ve böyle söyleyeceksin ” demiş!(Sayılar 23:5). Rab’den alınan o sözdeki gücü ve insanı kendi iradesine göre söyletme egemenliğini düşündüğüm zaman, içime umut doğuyor! Çünkü, sözleri Rab’bin ağzından almam gerektiğini bilmeden, kitaplardan almakla yetinmişim ve onları insanlara söylemişim! Rab’den öğrenmiş biri çıkıp da, bana, “söylediğin sözü biliyor musun?”
    dememiştir. Bu konuda ayıktığım için, şimdi kendime soruyorum! Evet sevgili kardeşim ve kızkardeşim, sözleri Rab’bin ağzından dinlemeye çağrılıyoruz! Bu, kitaplardan çalıp konuşmalarımızdan çok farklı olur! Rab’bin ağzından dinleyerek aldığımız sözlerdeki güvenirlik, öncelikle bizi imanlı yapar; bu iman, bizi dinleyenlerde tesirini gösterir! Başka kitapları okuyup kaynak yapma sevdasından kurtuluruz. Pavlus, Kitab-ı Mukaddes’den ve özellikle İNCİL’den okuduğumuz sözleri Kutsal Ruh’tan almamızı söylemiş!(Efes. 6:17). Rab’bin sözlerini kitaptan okuduğumuz halde Rab’le ilişkimiz yoksa, hırsızlık yapıyoruz. Dünya hırsızlarla ve yalancı peygamberlerle dolmuş!

    İNCİL’de “hakikatten kulaklarını döndürecekler, ve masallara sapacaklardır” peygamberlik sözünün günümüzde yerine geldiğini farkediyoruz; değil mi kardeşlerim? (II.Timoteos. 4:4). İlk Hristiyan öncülerimizin kulakları, Rab’be yönelik algılayıcılar (radarlar) gibiymiş! Şimdiki çağda neden kulaklarımızı başka seslere veriyoruz? Dinlediğimiz masallar, hakikatin sesine kulak vermemizi engelliyor! Çocukluğumuzdan beri bize masal anlatanlara o kadar âşina olmuşuz ki, hakikatin sesine kulak veremiyoruz! Dinlediğimiz masallara karşı neden duramıyoruz? Ve dinlediğimiz masalları, bizi büyüleyici cazibeleri ile başkalarına da anlatıyoruz. Bu konu, dikkatimizi çekiyor mu acaba?
    Kulaklarımızı masallardan Rab’be çevirmeğe çağrılıyoruz bugün! Kendilerini dinlemeye zorlayan Ferisiler’e Petrus’la Yuhanna’nın verdiği şu cevap ne kadar ilgi çekici: “Sizi Tanri’dan ziyade dinlemek Tanri gözünde doğru mudur? Siz hükmedin; çünkü biz gördüğümüz ve işittiğimiz şeyleri söylememek elimizde değildir”(Res.İşl. 4:19,20). Demek oluyordu ki, ilk Hristiyan öncülerimiz, kulaklarını daha ziyade Tanri’ya veriyorlardı ve Tanri, onlara konuşuyordu. Ömrümüzün bu fırsatını kaçırmayalım kardeşler! Kulaklarını masallara vermiş olanlar, beğendikleri masallardan okudukları İNCİL’den sözlerle karıştırarak insanları ikna edemezler.

    “”Eğer biri söylüyorsa, Tanri’nın vahiylerine göre söylesin;” (I. Petrus 4:11). Kutsal Ruh esinleri, birer vahiydir! Mesih imanlıları bir araya geldikleri zaman, biri konuşuyorken konuşmasının kesilmesinden hoşlanmaz. “Fakat eğer başka bir oturana bir vahiy gelirse, birincisi sussun. Çünkü hepiniz birer birer peygamberlik edebilirsiniz, ta ki hepsi öğrensinler, ve hepsi teşvik olunsunlar.”(I. Korint. 14:30,31). Kutsal Ruh esinleri, Tanri’nın bir konuşma yolu ve tarzıdır. Kulaklarımızı Rab’be vermeye çağrılıyoruz. Rab’den dinledikçe Rab’den öğreneceğiz. Böylece, bizi Rab’be dönmeye bırakmayan öğretişlerden kurtulacağız.
    Çünkü Kurtarıcımız Rab İsa Mesih’in İNCİL’de yazılı vaadı şudur: “Ve onların hepsi Allah tarafından öğretilmiş olacaklardır. Babamdan işitip öğrenen herkes bana gelir”(Yuhanna 6:45). Kutsal Ruh Tanri, İNCİL’de okuduklarımızı bize öğretiyor ve onları hatırımıza getiriyor! Kutsal Ruh’un öğretişleri, bizi Mesih İsa’ya yönlendiriyor.(Yuhanna 14:26).

    Kitap satırlarından aldığımız sözün Tanri sözü olduğunu, ancak Kutsal Ruh’tan aldığımız zaman emin oluruz. Karşıt ruhların etkisi altında kalanların İNCİL’e inanmayışlarına bu ışıkta olumlu bakabiliriz. Öncelikle, onları kandırmış ruhtan özgür edilmeye ihtiyaçları var. Ülkemizde de, aldatıcı ruhların ve cinlerin öğretişlerine ve öğütlerine kulak verenler var! Onlara egemen olan kuvvetlerin öncelikle bağlanması gerekir! Bu, sağlam öğretişin önemli bir parçasıdır! Bunun için, Kulaklarımızı Rab’bin Ruhu’na vermemiz gerekir.

    Hepimiz Kitab-ı Mukaddes’i ve İNCİL’i okurken Rab’bin Ruhu’na kulak kesilmeye çağrılıyoruz. Çünkü kitap okurken ruhsal anlayış da almamız gerekir.Kelam okundukça peçe, yüreğimiz üzerinde durur; ama Rab’be dönünce peçe kaldırılır(II.Korint.3:15,16). Kelamı çalarak konuşmaktan kurtulmanın yolu budur.

    Rab, ismini bizde yüceltsin. Amin.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.