Arap’larda İslamdan Önce NamazVarmıydı:*

  • Bu konu 6 izleyen ve 16 yanıt içeriyor.
15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 17)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27685
    Anonim
    Pasif

    Namaz ve Buna Benzer, İbadetle ilğili Uygulamalar İslamdan Önce de Vardı.
    Kuran’da var olan sosyal içerikli temaların hemen hemen hepsi, Tevrat’ta da vardır.
    Örneğin. Ebu Hüreyre şöyle demiştir.

    “Ehl-i kitap (Yahudiler), Tevrat’ı İbranice olarak okur, bize de Arapça olarak açıklamasını yaparlardı. buna karşı Muhammed bize, ‘siz onları ne doğrulayın, ne de yalanlayın’ diyordu.”
    Kaynak:
    Tecrid-i sarih, diyanet tercemesi, no: 1679

    Ve.. Halife Ömer:

    “Ehl-i kitap kendi aralarında Tevrat okurken, ben de onları dinlerdim. gerçekten Kuran ile Tevrat arasında herhangi bir fark görmezdim”
    Kaynak:
    Vahidi, eshab-ı nüzul, Bakara suresi, 98.ayet.

    Acaba..?
    İslam’dan önce,ne gibi uğgulamalar vardı .
    !

    Boy abtesti varmıydı.?

    Yada bu gün din gereği olarak uygulanan 5 vakit Namaz varmıydı.?
    Ya.. Teyemmum (toprakla temizlenme)
    Din’i bayramlar..?

    İncelendiğinde,. Boy abdestinin,İslamiyet’ten önce hem Arapların inançlarında, hem de Tevrat’ta (Yahudilikte) var olduğu görülür.
    Kaynak:
    İbn-i habib, muhabber, s.319;
    Halebi, insanü’l uyun, 1/425
    Tevrat, “Levililer” bölümü, 15/16-18.

    Ya 5 Vakit kılınan Namaz.?
    Namaz da İslamiyet’ten önce vardı. hatta, bugünkü gibi günde beş vakit kılınıyordu.Sadece İsimleri farklıydı.
    İsimleri,
    “Şaharit “.. Sabah namazı,
    “Musaf”.. Öğle namazı,
    “Minha”.. İkindi namazı,
    “Neilat şerarim”.. Akşam üstü namazı
    “Maarib.. Akşam namazı

    Olarak halk arasında kullanılıyordu.
    Kaynak:
    Hayrullah örs, Musa ve Yahudilik, s.399-405.
    Doç.Dr. Ali Osman ateş.
    Asr-ı saadette İslam. Şaban Kuzgun, Hz. İbrahim ve Hanifilik, s.117; Epstein, Judaism, s.162.

    Görüldüğü gibi..İslam daha gelmeden kabul edilmeden öncede,namazın var olduğu araştırmalar sonuçu belgelenmiştir.

    İslamiyet’ten önce de cuma namazı var olup, “Arube” adıyla bilinirdi. bunu, Muhammed’den önce.. “Kab Bin Lüey”.. oluşturmuştu.

    Ayrıca, namazın daha önce var olduğu Kuran’ın birçok ayetinde de bulunuyor.
    Al-i imran suresi-39.
    İbrahim suresi-40.
    Meryem suresi-31.

    İslamiyet’te varlığı en başta Kuran ile (nisa-43) sabit olan teyemmüm (toprakla temizleme usulü), bile daha önceden gelen bir uygulamadır.
    Kaynak:
    İslam ansiklopedisi, wensinck, m.e.b. tercemesi,
    “teyemmüm” maddesi, 12/1-223.

    Ya Kutlanan Dini Bayramlar..
    Muhammed’den önceki dönemlerde Araplar tarafından kutlanan iki önemli bayram geleneği vardı.
    21 mart’ta Nevroz,
    22 eylül’de Mihriban bayramları.

    Muhammed döneminde, bu bayramlar Müslümanlara yasaklanarak, bunların yerine ramazan ve kurban bayramları getirildi. böylece, iklim değişikliklerini haber vermesi nedeniyle, tarımsal faaliyetler açısından da rasyonel bir yarar sağlayan Nevroz ve Mihriban bayramları, sadece dinsel içeriği olan bayramlar ile değiştirildi.

    Anlaşıldığı gibi.. bayramların kutlanışı, İslamiyet’in getirdiği yeni bir gelişim değildir.

    İçki..İçki konusuna baktığımızda
    İçkinin verdiği zarar göz önüne alınarak, konuyla ilgili konulan,yasak, Muhammed’den önce de uygulanıyordu.
    Bu yasaktan Tevrat ve İncil’de de söz edilir.
    Ayrıca,
    Muhammed’den önce:
    Osman bin Maz’un,
    Kus bin saide,
    Hz. Ali,
    Varaka,
    Ebu zer
    Ve Zeyd Bin Amr..bu yasağı daha önceden koymuşlardı.

    Acaba Oruç Konusu da,İslam’dan çok önce varmıy dı.
    .?

    Oruç tutma ibadetinin, Muhammed’den asırlar önce var olan bir adet olduğunu Kuran zaten yazıyor.
    bakara 183.ayet.
    Hatta, o zaman orucun başlangıcı bile İslamiyet’teki gibi aya göre tespit ediliyordu. tıpkı, bugünkü Müslümanlar gibi, ay’ı görmek için gözetleme heyetleri bile kuruluyordu.
    Kaynak:
    Hayrullah örs, Musa ve Yahudilik, s.409

    Hatmetme..konusu..?
    İslamiyet’teki “Kuran’ı hatmetme, hatim indirme” adeti de Yahudilikten alınmadır.
    Yahudilikte, “Simra tora” adıyla anılan bu gelenekte Tevrat her yıl bir kez hatmedilir ve bunun sonunda da bayram yapılırdı.
    Kaynak:
    Abdurrahman küçük-Günay Tümer, Dinler tarihi, s.231

    İslamiyet’te her ayın 13, 14 ve 15.günlerinde oruç tutulmasının sevap olduğuna inanılır. bu günlere “eyyam-ı biz” denir. bu adet de Yahudilikten alınma bir adettir.

    Muhammed, “kim ayın bu üç gününde oruç tutarsa, sanki senenin tüm günlerinde oruç tutmuş gibidir” demiştir.
    Kaynak
    Tevrat, “Levililer”, 23/4-6;
    Tecrid-i sarih, diyanet tercümesi, 601 numaralı hadisin şerhi, 4/152. Sünen-i ebu Davut, Savm-68, no:2449,
    Sünen-i nesai, savm-84, no:2419-2425,
    İbn-i mace, savm-29, no:1707

    Hac’da kurban kesmek, şeytan taşlamak, senenin 12 ayından dördünün “hürmetli aylar” olarak kabul edilmesi, ölen birisinin yıkanması, kefenlenmesi, cenaze namazının kılınması, verasette kız çocuklara erkeklerin aldığı payın yarısının verilmesi vb. gibi adetleri..!

    Bu gelenek,uygulamalar, İslam’dan önce de geçerliydi.
    Kaynak:
    İbn-i habib, muhabber, s.309-324.
    Halebi, insanü’l uyun, “batn-ı nahle” bölümü, 3/156.

    İslam’a göre hırsızlık yapan birinin cezalandırılmasındaki yöntem daha önceden varmıydı.?
    Veya Hukuki düzenlemeler de, Kuran’ın ortaya attığı yeni bir olay mıydı:?

    Hayır
    Eskiden beri var olan düzenlemelerdi.
    Erkeklerin sünnet olmaları, yeni doğan çocuklar için “Akika” denilen kurban kesilmesi, kadınlarla ilgili “iddet” (kadının eşinin ölmesi durumunda yeniden evlenmesi için belirli bir süre beklenmesi zorunluluğu) ve erkekle kadın arasındaki özel ilişkilerin belli bir düzlemdeki yasalarını ifade eden “zihar”, “ila” gibi adetler daha önce de vardı.
    Kaynak:
    Tevrat, “tekvin” bölümü, 17/11-14.
    Kuran, maide suresi 38.ayet.
    İbn-i habib, muhabber, 329.
    İbn-i esir, üsd-ül gabe, no.7527-7530.
    Alusi, büluğü’l ereb, 2/50; taberi tefsiri, 23/76.

    Çalışma ve Emekle ilğili konularda:

    Çalışanın alın terinin kurumadan ücretinin ödenmesi prensibi, Muhammed’in hadislerinde vazedilen bir düzenleme olarak sanılırsa da, bu düzenleme Tevrat’tan alınmadır.
    Tevrat, “Tesniye” bölümü, 24/14-15.

    Kuran’da var olan bütün İsrailoğulları peygamberlerikleri, Tevrat’ta kapsamlı biçimde anlatılmaktadır.
    Örneğin, İbrahim Peyganber, Musa Pey, Eyüp Pey,Davut Pey, .Süleyman Peyganber gibi.

    Kesilmeyen bir hayvanın (leş) etini yemek, İslamiyet’ten önce de haram idi.
    Kaynak:
    Tevrat, “Levililer”, 22/8

    Ya Köleler ile ilğili Hükümler..?
    İslamiyet’teki köleyi azat etmek geleneği, İslamiyet öncesinde de vardı.
    Kaynak:
    Tecrid-i sarih, Diyanet tercümesi, no:705-709.

    Ya Zekat:?
    Zekat verilmesi de İslamiyet öncesinde var olan bir adetti. bu durum, Kuran’ın kendisinde bile yazıyor.
    Kaynak:
    İsa ile ilgili Meryem suresi 31.ayet,
    İsmail peygamber ile ilgili Meryem suresi 55.ayet,

    Kabe ile ilğili bir düzenleme varmıydı.?

    Kabe’yi örtme geleneği İslamiyet’ten önce de vardı.
    Kaynak:Moğultay, el-işare, s.49,
    Moğultay, bu kaynağında şu eserlerden alıntı yapmıştır: askeri, el-evail, 16; süheyli,
    Revdü’l unuf, 1/146;
    İbn-i kuteybe, el-maarif, 551,
    İbn’il cevzi, telkih, 446; suyuti,
    El-vesail, s.84,
    İbn hazm, cemheretü’l ensab, s.189.

    Davalar Konusu,yada Şahitlik konuları.

    İslamiyet’te herhangi bir davanın ispatı için gereken iki erkeğin şahitliği adeti de İslamiyet öncesinden gelmektedir.
    Kaynak
    Tevrat, “Tesniye”, 17/16, 19/15;
    Kuran, bakara-282,
    Yuhanna 8/17,
    Matta 18/16

    Şirk Koşmak..!
    Kuran’a göre, Allah’a şirk koşmanın cezası çok ağırdır.
    Nisa suresi 48 ve 116.ayetler. bu inanç, Tevrat’ta da bulunmaktadır. Tevrat, “çıkış”, 22/20, “Tesniye”, 17/2-7.

    Yol kesenlere ve dine göre terör sayılan hareketlere katılanlara ve yer yüzünde fesat çıkaranlara İslamiyet’ten önce de ağır cezalar verilirdi. Kuran’a da bu adetlerden alıntı yapılmıştır.
    Kaynak:
    Kuran, Maide suresi, 33,ayet,
    İbn-i Habib, Muhabber, 327.

    Esenlikle.

    #36833
    Anonim
    Pasif

    Allah tevratta söylediği ibadetleri kuranı kerimde inkar etmiyor zaten sadece tevratın ve incilin çarpıtıldığı için aynı şeyleri bir daha Kuran-ı kerim ile gönderiyor dolayısıyla sizin bu söylediklerinizin de bi mahiyeti kalmıyor. not:polemik çıkartmaya çalışmıyorum sadece yanlış bilinenleri düzeltmeye çalışıyorum.

    #36823
    Anonim
    Pasif

    Gök ve yer ortadan kalkacak, ama benim sözlerim asla ortadan kalkmayacaktır. (Markos 13:31).

    Tanrı sözü değişmez, çarpıtılmazdır. Tevrat’ta ya da İncil’de namaz diye bir şey yoktur. Yanlış bilinen, İncil’in değiştirildiğidir. Bu yalandır, böyle bir şeyin kanıtı yoktur. Akıl ile düşünürsek, kanıtı olmayan bir şeye inanmak mantıksızlıktır. Tanrımız kendi sözünü koruyacağına söz vermişti, ve sözünü yerine getirdi!

    #36824
    Anonim
    Pasif

    Sayın Emrecan.
    Diyorsunuz ki:


    “sadece …”tevratın ve incilin çarpıtıldığı”… için aynı şeyleri bir daha Kuran-ı kerim ile gönderiyor dolayısıyla sizin bu söylediklerinizin de bi mahiyeti kalmıyor.”


    Sayın emrecan,demek ” Tevrat ve İncil çarpıtıldı.!
    Bu şu demektir…Demekki Tevrat ve İncil değiştirildi, tahrif edildi..Çünkü çarpıtılmadan önce bunların olması gerekliki.”Çarpıtıldı” iddiası ortaya konabilsin.

    Çarpıtma=yanlış izlenim verme,değişikliğe uğratma
    Tahrif = bozma. Bir ibarenin anlamını değiştirme. ilâhî kitaplar üzerinde herhangi bir kelimenin bile bile değiştirilmesi.

    Sizce..Allah.. indirdiği Kutsal kitapların, çarpıltılmasına,tahrif edilmesine izin verirmi..?
    Sizce.. Allah’ın.. Sözü değiştirilir mi?
    Buna.. evet ..derseniz, inandığınız “Kuran”ı inkar etmiş olursunuz.

    “Kitap’ı biz indirdik,O’nun koruyucuları da biziz.”
    Hicr Suresi,ayet. 9
    “Allah’ın sözlerinde asla değişme yoktur.”
    Yunus Suresi Ayet 64
    “Rab’binin sözü doğruluk ve adalet bakımından mükemmeldir..O’nun sözlerini değiştirecek kimse yoktur.”
    Enam Suresi,15 ayet

    Bu iddianız.Allah’ın güvenirliliğine yönelttiğiniz bir suçlamadır.Çünkü gördüğünüz gibi “Kuran sure’leri “bu dediğinizi doğrulamıyor.
    Dikkat edin, günaha düşüyorsunuz.

    Kutsal Kıtap’ımızda:

    “Düşünmeden söylenen sözler kılıç gibi keser.
    Süleyman Öz 12:18

    “Dilin tutan canını korur.”
    Süley Özd 13:3

    “Öyle yol varki ,insana düz gibi görünür.Ama sonu ölümdür”
    Süley Özd 14:12

    “Tanrı’nın her sözü güvenilirdir.
    Süley Özd 30:5

    Der.

    Tanrı.daha önce ,insanlara bildirdiği, Vahiy ettiği şeyleri neden bir kez daha,insanlara bildirsin..?
    Tanrı, kimsenin sözünü değiştirmeyeceğine ilişkin vaatlerde bulunmuştur,İndirdiği Kitap’ların koruyucusu da kendisidir.
    Bu gün Kuran bile Kutsal Kıtap’ın değiştirilmediğine,sağlamlığına ilişkin tanıklığını şu sure’siyle vermektedir.

    “Sana hak ile kendisinden önceki Kitapları doğruluyucu ve koruyucu kitap’ı indirdik.”
    Maide 48.

    Sizce çarpıtılma yada tahrif Kurandan sonra mı oldu.?

    Bakın bunu söylerseniz,Yani İnci ve Tevrat’ın Kuran’dan sonra, tahrif edildiğini söylerseniz, bu sizin söylevinizle şu demektir.

    Kuran ..”bildirdiği en önemli görevi yerine getirmemiştir”.. ki,bu da İnandığınız kitap’a karşı günah’a düşmekle kalmadığınız gibi, geçmişten bu güne kadar Kuran’a inanmışlara edilmiş bir hakaret anlamına gelir.Çünkü bu da açıkça Ellerinde bulunan daha önce..Sizin sözünüzü ettiğiniz gerçek ,kıtapları iyi koruyamadıkları,gerçeklerini saklıyamadıkları, suçlamasını kapsar.

    “Tanrı insanları doğru yarattı,Oysa onlar hala karmaşık çözümler arıyor.”
    Vaiz.7:29

    “İnsan kendi vaktini bilmez,
    Balığın acımasız ağa,kuşun kapana düştüğü gibi,
    İnsanlarda üzerlerine ansızın çöken kötü zamana yakalanırlar.”
    Vaiz 9:12

    “Safsataları, Tanrı bilgisine karşı diklenen her engeli yıkıyor, her düşünceyi tutsak edip Mesihe bağımlı kılıyoruz.”
    2 korintliler 10:5

    İsa Mesih :
    “Yol, Gerçek ve Yaşam benim” dedi.
    yuhanna 14:6

    Bizleri gerçekten tanımak,ve inandığımız İncili’i bilmek istiyorsanız,Toğrul Kardeşimin dediği gibi lütfen bir İncil’ edinerek,bunu da okuyunuz,bu size, Hrıstıyanlığı tevlih etmek değildir.sadece öğreniniz..Siz zaten,yolunuzu belirlemişsiniz.öğrenmeniz açısından.diyorum.
    Çünkü gerçekten Bizim İnanç’ımızı ve Kıtap’ımızı hiç bilmiyorsunuz.

    İnandığım Rab İsa,yüreğinizi aydınlatsın.

    #36959
    Anonim
    Pasif

    Çok güzel bi konu açmışsınız
    şöyle islamdan öncede namaz vardı bütün peygamberlerin getirdiği dinlerde namaz vardı ama nasıldı ismi namaz değildide başka bi isimdeydi…
    yani secde kıyam bunlar vardı
    Ben müslümanım Kuran da diğer peygamberlerin geçtiği ayetlerdede namaz kılardı diye geçiyor…

    #36963
    Anonim
    Pasif

    Selam goldenboy!

    Şunu belirtmekte fayda görüyorum ki, namaz ve secde farklı şeylerdir. Kutsal Kitap’a bakarsak eğer, orada namaz kelimesi geçmez. Namaz’ın özel fiziksel hareketleri vardır. Örneğin, bazı cümleleri tekrarlama (Arapça olmak şartıyla), eğilme, doğrulma vs. Ancak Kutsal Kitap’ta böyle bir tapınma tarzından bahsetmiyor. Kutsal Kitap’ta “İbrahim şöyle eğildi ve şöyle doğruldu” gibi ayet yoktur. Çünkü o zamanlarda İsrail’de namaz diye bir şey yoktu. Tarihsel yönden de incelersek, hiçbir peygamber namaz kılmamıştır.

    Sevgiler.

    #36973
    Anonim
    Pasif

    Goldenboy,
    Öncelikle merhaba. Namazı yalnızca islam öncesi araplar biliyor ve tapınma şekli olarak uyguluyorlardı. Aynısını, yine çok az farkla hinduizm de görürsünüz, adı bile aynıdır; “namaskara” dır. Yani bu uygulama Tanrı’dan olmayan ama putperest inançlarda görülür. Bu adetler pagan inançların adetidir. Dolayısıyla Tanrı’yı tanımış ve O’na tapmış olan yahudiler hiçbir zaman ne namaz kıldı, ne de adını duydular. Tüm peygamberler yahudilerdendir, öyle ise nasıl olur da peygamberlerinin sözde kıldılar dediğiniz (aslında muhammed söylemiştir) bu ibadeti hiç bilmezler. Cevap basit, çünkü peygamberler bunu hiç yapmadı. Yani bu da aslında Tanrı’nın Peygamberi olmayan Muhammed’in başka bir yalanıydı. Yahudiler tabii ki kendi atalarını, kendi kültürlerini, uygulamalarını bir araptan öğrenmeye ihtiyaçları olamazdı, onlar ilk elden gerçek bilgiye sahiptiler. Gerçeği biliyorlardı. Bu nedenle Muhammed’in bu yalanlarını duyduklarında onu hiçbir zaman peygamber olarak kabul etmediler.

    #36978
    Anonim
    Pasif

    Sayın Goldenboy.

    Daha önce yaptığım paylaşım başlığı:

    “İslamdan önce namaz varmıydı.”şeklindeydi.

    İslamiyet öncesi arap paganlarının ,putperestlerin ilginç gelenekleri vardı.ve benim değindiğim konu tamamen bu konuya yönelikti.yani namaz ve ibadetle ilğili bilinen lerin tamamen putperestlik ve paganliktan gelen
    RİTÜEL’ler olduğu ile ilğilidir.

    Bunlar Ramazan dedikleri ayda bir ay oruç tutarlar, Mekke’ye Hacca gidip Kabe’nin etrafında yedi kez dönerler, “Kara Taş” ı kutsal sayar onu öper ve günde DÖRT VE BEŞ VAKİT namaz kılarlar, şeytan taşlarlardı.
    Araplar İslamiyet öncesi dönemde Kabe’deki 360 tane put arasından en yükseği, en güçlüsü olarak ay tanrısını görüyor ve buna Al-ilah diyorlardı.
    İslamdan önce arap toplumunda, abdest alma gelenekleri de vardı..Burunlarına su çekerlerdi, ellerini dirseklerine kadar yıkardı bunlar eski pagan Arapların abdest alma şekliydi.

    Yahudilerde ve hrıstıyanlarda ve inandığımız tüm peyganberlerde ve Kutsal Kıtap’ımızda namaz kılma ile ilğili hiç bir ayet yoktur.

    Esenlikle.

    #36660
    Anonim
    Pasif

    Şunu belirtmekte fayda görüyorum ki, namaz ve secde farklı şeylerdir. Kutsal Kitap’a bakarsak eğer, orada namaz kelimesi geçmez. Namaz’ın özel fiziksel hareketleri vardır. Örneğin, bazı cümleleri tekrarlama (Arapça olmak şartıyla), eğilme, doğrulma vs. Ancak Kutsal Kitap’ta böyle bir tapınma tarzından bahsetmiyor. Kutsal Kitap’ta “İbrahim şöyle eğildi ve şöyle doğruldu” gibi ayet yoktur. Çünkü o zamanlarda İsrail’de namaz diye bir şey yoktu. Tarihsel yönden de incelersek, hiçbir peygamber namaz kılmamıştır.

    Diğer dinlerde namaz olarak geçmez ama aynı namazda olan secde, rüku gibi bedenle yapılan ibadetler vardır.İbadet esnasındaki okunanlarsa nasıl namazda Kuran dan ayetler okunuyorsa diğer dinlerdede kendi dinlerine uygun olanları okuyorlardı.

    Goldenboy,
    Öncelikle merhaba. Namazı yalnızca islam öncesi araplar biliyor ve tapınma şekli olarak uyguluyorlardı. Aynısını, yine çok az farkla hinduizm de görürsünüz, adı bile aynıdır; “namaskara” dır. Yani bu uygulama Tanrı’dan olmayan ama putperest inançlarda görülür. Bu adetler pagan inançların adetidir. Dolayısıyla Tanrı’yı tanımış ve O’na tapmış olan yahudiler hiçbir zaman ne namaz kıldı, ne de adını duydular. Tüm peygamberler yahudilerdendir, öyle ise nasıl olur da peygamberlerinin sözde kıldılar dediğiniz (aslında muhammed söylemiştir) bu ibadeti hiç bilmezler.

    Hz. Adem den bu yana nice peygamberler gelmiş geçmiştir biz bunların hepsini bilmiyoruz sadece Allah ın bize bildirdiklerini biliyoruz.Dünyanın her tarafına insanlar dağıldı bu insanlarıda onları yaratan ilimsiz bırakmadı onlarada peygamber gönderdi niçin yaratıldığını öğrenmeleri için.

    Sayın Goldenboy.

    Daha önce yaptığım paylaşım başlığı:

    “İslamdan önce namaz varmıydı.”şeklindeydi.

    İslamiyet öncesi arap paganlarının ,putperestlerin ilginç gelenekleri vardı.ve benim değindiğim konu tamamen bu konuya yönelikti.yani namaz ve ibadetle ilğili bilinen lerin tamamen putperestlik ve paganliktan gelen
    RİTÜEL’ler olduğu ile ilğilidir.

    Bunlar Ramazan dedikleri ayda bir ay oruç tutarlar, Mekke’ye Hacca gidip Kabe’nin etrafında yedi kez dönerler, “Kara Taş” ı kutsal sayar onu öper ve günde DÖRT VE BEŞ VAKİT namaz kılarlar, şeytan taşlarlardı.
    Araplar İslamiyet öncesi dönemde Kabe’deki 360 tane put arasından en yükseği, en güçlüsü olarak ay tanrısını görüyor ve buna Al-ilah diyorlardı.
    İslamdan önce arap toplumunda, abdest alma gelenekleri de vardı..Burunlarına su çekerlerdi, ellerini dirseklerine kadar yıkardı bunlar eski pagan Arapların abdest alma şekliydi.

    Yahudilerde ve hrıstıyanlarda ve inandığımız tüm peyganberlerde ve Kutsal Kıtap’ımızda namaz kılma ile ilğili hiç bir ayet yoktur.

    Esenlikle.

    Sayın Saba

    Kuran da Allah diğer peygamberlerin namaz kıldığını buyurmuş diğer kitaplardada bedenle Yüce Allah a saygı ifade eden hareketleri (secde gibi) peygamberlerin yaptığı buyrulmuştur.Burdan çıkarttığım bir sonuçtur diğer peygamberlerinde namaz gibi ibadetlerinin olduğu.

    #36982
    Anonim
    Pasif

    Sayın goldenboy.
    Diyorsunuzki:


    “Kuran da Allah diğer peygamberlerin namaz kıldığını buyurmuş diğer kitaplardada bedenle Yüce Allah a saygı ifade eden hareketleri (secde gibi) peygamberlerin yaptığı buyrulmuştur.Burdan çıkarttığım bir sonuçtur diğer peygamberlerinde namaz gibi ibadetlerinin olduğu”



    Şimdi ben,dua ederken,yere diz çöküyorum.yada yere kapanıyorum,bu namaz kılıyorum mu demektir..?

    Burda yaptığım şey dua ederken, rahat bir şekilde Tanrı’ya yakın olmayı hissetmemdir,bu namaz kılıyorum demek değildir.
    Namaz kılmak çok farklı bir durumdur., namazın şartları vardır, namaza başladıktan sonra,o namazın kabul edilebilinmesi için namazın rukünleri vardır,namazın farzları vardır.

    Namazın ana bölümlerinden biri secdedir.bedenen yapılan hareket Alınla beraber burnun da yere değmesi, ellerin de yere konması gibi.

    Tuğrul kardeşin dediği gibi Namaz,secde farklı şeylerdir.
    Secde ediyor olmak,Namaz kılmak demek değildir.

    Mesela,İslamdan önce dönem araplardaki inançta(Özellikle belirtiyorum putperest araplarda) ibadetlerini,put evlerinde yapılan dua, SECDE ve tavafın yanı sıra kurban kesmek ve sadaka vermek şeklinde gerçekleştirilirdi.
    Sizce;şimdi bu putperestler SECDE yaptıkları için, namaz mı kılmış oluyorlar..?Tabik ki Hayır.
    Yine İslamdan önce araplar da en yaygın ve düzenli ibadet şekli,hac ibadetidir .Savaşın yasak olduğu ve kabileler arası çatışmanın sona erdirildiği hac mevsiminde, her kabile Kâbe’yi tavaf eder; tavaf sırasında kendi putları önüne geldiklerinde de saygıyla eğilip,Secde ederek dua ederlermiş.hatta o dönem her kabilenin, hatta her ailenin kendisine ait bir putu bile varmiş.ve bunun önünde secde ettikleri bilinen bir konudur. İslâm öncesi Arapların dinleri hakkında, kitabeler ve arkeolojik eserlerin yanı sıra Asur, İbrani, Yunan ve Latin kaynakları,bunun gerçek oluşu ile ilğili bilğiye ulaşmamızı sağlar.

    Esenlikle.

    #36983
    Anonim
    Pasif

    @goldenboy 23131 wrote:

    Diğer dinlerde namaz olarak geçmez ama aynı namazda olan secde, rüku gibi bedenle yapılan ibadetler vardır.İbadet esnasındaki okunanlarsa nasıl namazda Kuran dan ayetler okunuyorsa diğer dinlerdede kendi dinlerine uygun olanları okuyorlardı.

    Hz. Adem den bu yana nice peygamberler gelmiş geçmiştir biz bunların hepsini bilmiyoruz sadece Allah ın bize bildirdiklerini biliyoruz.Dünyanın her tarafına insanlar dağıldı bu insanlarıda onları yaratan ilimsiz bırakmadı onlarada peygamber gönderdi niçin yaratıldığını öğrenmeleri için.

    Sayın Saba

    Kuran da Allah diğer peygamberlerin namaz kıldığını buyurmuş diğer kitaplardada bedenle Yüce Allah a saygı ifade eden hareketleri (secde gibi) peygamberlerin yaptığı buyrulmuştur.Burdan çıkarttığım bir sonuçtur diğer peygamberlerinde namaz gibi ibadetlerinin olduğu.

    Goldenboy, siz görmek duymak istediğinizi bekliyorsunuz ama gerçek bu değil. Siz açıkça söylemeliyim ki hindular sizi düşüncenize göre bizden (dua etmemizi namaz olarak adlandırmışsınız) çok ama çok daha sizinkine benzer şekilde namaz kılıyorlar “namaskara” ile. Namaz sadece bir dua etme biçimi değildir, TAPINMA biçimidir. Dolayısıyla kendine özgü, uygulanması zorunlu bir düzeni vardır. Bu nedenle yahudilerin havraya gidip dua etmelerini, ya da hristiyanların dua ederken başlarını eğmelerini, ya da diz çöküp dua etmelerini namaz eylemi olarak adlandırmazsınız. Olmaz, mantık da almaz zaten. Ama şu bir gerçek ki hindu inancında ki ritüel namazın kopyasıdır, bu da doğaldır, çünkü kökleri aynıdır; yani Tanrı’dan değil ama şeytandandır.
    Bir diğer islam ve kuranla bağdaşamadığımız, farklı inancımız da her ulusa peygamber konusudur. Tevrat, Zebur ve İncil’e (yani Kutsal Kitap) göre sadece ve sadece Yahudi (İbrahim oğlu, İshak oğlu, Yakup’un soyundan) soyundan peygamber çıkarmıştır Tanrı. Çünkü sadece İbrahim Tanrı’nın çağrısına yanıt verdi ve imanıyla Tanrı’nın arkadaşı oldu. Ve Tanrı İbrahim’e vaat etti. Tüm ulusların onun soyundan bereketleneceğini söyledi. Bu bereketin kalacağı soyu da her seferinde Rab Tanrı gösterdi, Tanrı’nın seçimi İbrahim’in hizmetçisinden olma oğlu İsmail’e değil, ama Tanrı’nın mucizesiyle (isteğiyle) kısır ve her ikisinin de 90’lı yaşlarındayken verdiği oğlları İshak ile bu vaadin devam edeceğini, İshak’ın doğan ikizlerinden biri olan Esav ile değil ama Yakup ile bu bereketin ve sözün geçerli olduğunu Tevrat’ta okuyoruz. Bu nedenle dünyanın hiçir yerinde bizim inandığımız aynı Tanrı’dan (Yehova) bahseden ve Yakup (yahudi) soyundan olmayan peygamber hiç yoktur. Kuran bile onların kimliklerini söyleyemez, çünkü kendisi zaten birçok tevrattan alıntılar içerir. Saydığı peygamberlerin hepsi de Yahudidir. Tanrı kendisini eski çağlarda Yahudi halkını kullanarak tanıttı. Bu başka bir halk da olabilirdi. Yahudileri atası İbrahim Tanrı’ya yanıt vermeseydi, bir başka ulusun atası olacak kişi yanıt verecekti ve onun soyu seçilecekti. Ama bu seçilme durumu her durumda sıradışılık verdi yahudilere. Tanrı’nın mükemmelliğine, kutsallığına uygun yaşamak zorundaydılar, çünkü onların tanrısı artık putlar, diğer ilahlar olamazdı ama Kutsalların Kutsalı, Mükemmeli , Kusursuz, ve Gerçekten Adil olan Rab Tanrı idi. Bu nedenle 10 emire uymak zorundaydılar. Sayıca az ama nitelik bakımından uyulması bir o kadar da zor 10 emir vardı yahudilerin önlerinde uymaları gereken. Bugün hala daha bu 10 emrin hepsine gerçekten uyan, uyabilen çok az insan vardır. Ama yahudiler Tanrı’nın seçilmiş halkı, bir nevi Tanrı’nın kendisini diğer uluslara tanıtmasında bir aracı olarak gördüğü bu halk, ait oldukları Tanrı’nın kriterlerine, kutsallığına uygun yaşam sürmeliydiler, diğer uluslara örnek olmak için. Yani aslında Yahudiler keskin bir kılıcın üzerine yerleştirilmişlerdi aslında. Bu nedenledir ki Tanrı’ya isyan ettiklerinde ya da putlara döndüklerinde, ya da söz dinlemezliklerinde, yaptıkları bu günahların, isyanların bedeli de çok ağır oldu. Ama diğer yandan Tanrı’ya temiz bir yürekle itaat ettiklerinde, söz dinlediklerinde de Tanrı onları alabildiğince bereketledi ve birçok kez de çok kötü durumlarda, hatta hatta topyekün yokedilmekten de kurtardı. Bu gibi soykırımlarla üst üste karşı karşıye gelen ve yine mucizevi bir şekilde kurtulan bir başka ulus daha yoktur. Ester kitabını okursanız ne demek istediğimi anlarsınız.
    Kısacası Tanrı bir kişiyi seçti ve peygamberlerini de bu seçtiği kulunun belirlemiş olduğu soyundan çıkardı. İnandığımız bu söz, saf, mükemmel, sade ve kusursuz olan Kutsal Yazıların söylediğidir. Yahudi olamayn başka bir peygamberin (başka ulustan) varlığını kanıtlayan bilimsel-tarihi da yoktur. Bir yazın bu inancımızı kolaylıkla al aşağı edebilirdi ama binlerce senedir böyle bir şey olmadı, ve her geçen sene de inandığımız bu Kutsal Kitabın ne kadar doğru olduğunu görüyoruz.

    Biz hristiyanız, ve biz kuranı Tanrı’dan gelen bir kelam olarak kabul etmiyoruz.Muhammed’i de peygamber olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Çünkü Tanrı’nın sözlerive peygamberlik Mesih ile tamamlanmıştır. Her şey Mesih ile tamamlanmıştır. Tevrat’ta Daniel Peygamberin Kitabında ki 9.bölüm 24-27 ayetleri okursanız bu peygamberliği göreceksiniz. Bu nedenle Kuran’ın bir insan eseri olduğuna inanıyoruz. Muhammed’in pagan inançlarının devamını, tek bir ilaha (puta – Al-İlah’a, ay(hilal olan) ilahı demektir, ve islamın sembolü de hilaldir) taparak sağladığına ve yeniden düzenlediğine ve kurduğu bu dini temellendirdikten ve güçlendikten sonra da kaba kuvvet ile, cinayetlerle, kan dökerek, kadın, erkek, çocuk öldürürek sağlamlaştırdığına ve yaydığına inanıyoruz. Bunu tarihçiler de kabul ediyor. Bunu kimse inkar edemiyor. Müslümanlar bile. Ama islam dini, aslında Muhammed, buna bir kılıf çoktan uydurmuştu, o da cihad denilen şeydi. Kuranı okursanız anlarsınız. Din uğruna kan dökmek caizdir. Umarım beni uğraştırıp o ayetleri tekrar tekrar burda yazdırmazsınız. İnternette cihad ayetleri yazın, o ayetler zaten çıkacak.

    #36986
    Anonim
    Pasif

    Sayın Tuba ve Saba

    İnançlarımız farklı olduğundan bu konuda görüşlerimiz farklı olabilir bende internette okuduğum bilgiler neticesinde bunları söyledim…

    Başka bi konu açıldı şimdi ondada görüşlerimi paylaşayım dünya sizinde bildiği gibi kıtalara ayrılır okuduğum kadarıyla zamanında bu kıtalar birleşikmiş sonrada yıllar geçtikçe birbirinden ayrılmış.Şimdi insanlarda haliyle o kıtaları keşfediyorlar göç ediyorlar yerleşik hayata geçiyolar örneğin mayalar okumuşsunuzdur amerika kıtasında yaşayan topluluk yahut kızılderililer diyelim olur.Allah ın bize bildirdiği peygamberler arap yarımadası taraflarında çıkmıştır bazıları Hz. Musa , Hz. İbrahim , Hz. Yusuf ,Hz İsa ve Hz. Muhammed…

    Şimdi diğer kıtalarda yaşayan insanlar onlarda niçin yaratıldıklarını öldükten sonra ne olacağını ve doğru ahlakı öğrenmeleri gerekir yoksa nefslerine uyarak sapabilirler nitekim oralara Allah elçiler gönderdi.Oralardada insanlar vardı biraz düşünün bulucaksınız.Biz peygamberlerin sade bi kısmını biliyoruz.Ama arap yarımadası taraflarının kutsal yerler olduğunu biliyoruz Adem ve Havva anamızda orada buluşmuşlardı…Sizlerin düşünceleri nedir bu konuda

    #36995
    Anonim
    Pasif

    Demek ki ya Incil değişti ama Tevrat aynı,ya da Tevrat yine değişmedi,Incil de değişmedi ama Kuran uyduruldu.

    Hristiyanlığın her yönden iki inançtan da farklılığı büyüktür. Çekiciliği de fazladır.

    #36997
    Anonim
    Pasif

    Selam goldenboy!

    Bugünlerde insanların en büyük sorunlarından biri “YARATAN” kavramını yarı buçuk anlamalarıdır. “Tanrı söyledi ama…” ya da “Bazı şeyleri doğru olmayabilir…” gibi boş düşünceler var birçok kişide. Ama dediğiniz gibi, bütün peygamberler Orta Doğu’dan çıkmışlardır. Daha doğrusu İsrail’den.
    “Biz sadece bir kısmını biliyoruz…” fikri yanlıştır. Tanrı konuştu ve bize her şeyi açıkladı. O oyun oynamıyor ya da insanları saptırmıyor. Tanrı bütün olayları bize açıkça göstermiştir. Peygamberleri, halkları, örnek almamız gerekenleri, örnek almamamız gerekenleri vs. Bütün peygamberler İsrail’den çıkmışlardır. Bunu Tanrı söylüyor. Ama konudan çıkmayarak şunu söyleyeyim ki, ne Yahudiler’de ne de Hristiyanlar’da ASLA namaz diye bir şey olmamıştır.

    Esenlikle!

    #37000
    Anonim
    Pasif

    @Togrul 23152 wrote:

    Selam goldenboy!

    Bugünlerde insanların en büyük sorunlarından biri “YARATAN” kavramını yarı buçuk anlamalarıdır. “Tanrı söyledi ama…” ya da “Bazı şeyleri doğru olmayabilir…” gibi boş düşünceler var birçok kişide. Ama dediğiniz gibi, bütün peygamberler Orta Doğu’dan çıkmışlardır. Daha doğrusu İsrail’den.
    “Biz sadece bir kısmını biliyoruz…” fikri yanlıştır. Tanrı konuştu ve bize her şeyi açıkladı. O oyun oynamıyor ya da insanları saptırmıyor. Tanrı bütün olayları bize açıkça göstermiştir. Peygamberleri, halkları, örnek almamız gerekenleri, örnek almamamız gerekenleri vs. Bütün peygamberler İsrail’den çıkmışlardır. Bunu Tanrı söylüyor. Ama konudan çıkmayarak şunu söyleyeyim ki, ne Yahudiler’de ne de Hristiyanlar’da ASLA namaz diye bir şey olmamıştır.

    Esenlikle!

    :))) Bişey sorcam Togrul

    Sen hiç namaz kıldın mı ? Kıldıysan ne hissettin duyguların nasıldı ?

15 yazı görüntüleniyor - 1 ile 15 arası (toplam 17)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.