Alevilik Anadolu Geleneğidir

  • Bu konu 6 izleyen ve 8 yanıt içeriyor.
9 yazı görüntüleniyor - 1 ile 9 arası (toplam 9)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25225
    Anonim
    Pasif

    Alevi birisi olarak belirtmekteyim ki Alevi Bektaşi inancının temellerinin Anadolu coğrafyasında yeşerdiğini evvela hepimiz bilebiliriz. Tapduk Emreler, Hoca Ahmet Yeseviler, Yunus Emreler, Hacı Bektaşi Veliler gibi bir çok mutasavvıf bu yeşermeyi sağlayan tohumların ekicisi niteliği taşıyan büyük bilgeler olmuşlardır. Anadolu insanın yaşam tarzı ve anlayışını göre İslamiyet reform ve aydınlanma sürecine girmiş ve Alevilik güçlenmiştir. Dolayısıyla Aleviliği temelde var kılan Anadolu coğrafyasında yer alan Türkmen kültürüdür. Bunun sebebini şöyle açıklamak gelir; Sünni anlayış daha çok Arap milletlerine özgü idi. Cennet ve cehennem kavramları dahi Arap kültürüne göre yorumlanmaktadır çöl ve kavurucu sıcakların bolca olduğu Arabistan’da Araplar cehennemi sıcak ve ateş olarak yorumlamış, cennetiyse serin ferah gölge ağaçlarla yer olarak yorumlamışlardır. Dahası kendi geleneklerinde yer alan kadınları ikinci plana atma anlayışı sonucunda huriler gibi kavramlara inancı yoğunlaştırmışlardır. Tüm bunların Anadolu Türkmen geleneğine uzak olduğu aşikardır. Türkmenlerde kadınlar HATUN ünvanını alır, devletin başına geçer, ordulara komutanlık eder, sofralarda baş yeri alırdı. Ayrıca Araplarda yer alan mevali, yani Arap olmayan müslümanları ikinci plana atmak gibi ırkçı bir anlayış o dönem Anadoluda yaşamakta olan bir çok ayrı milletin değerlerine ters düşmüş ve hürriyet kavramına Alevi ocaklarında erişilmiştir. Selçuklu Beylerinde, Osmanlı Beylerinde hakaret unsuru olarak kullanılan Türklük kavramı yıkıcı olarak anılmıştır. Nitekim Türkmen Bilgeleri olan o büyük mutasavvıflar ve Anadoludaki Türk insanın değerlerine bu anlayış da ters düşmüştür. Dolayısıyla Arap Ve Yemen coğrafyalarında yer alan sünnilik Anadolu coğrafyasında mümkün olamaz. Bilhassa kendi değer ve kültürlerinin bilincinde olan insanlar Alevilik ocağının mensuplarıdır.

    #29586
    Anonim
    Pasif

    Bende aleviyim ve ailemde alevi ; Misalen bilgiler vermek isterim.
    Kirvelik vardır. Musahiplik vardır. Dört kapı Kırk makam vardır. Daha durun düşüneyim 21 Mart İmam Ali’nin doğum günüdür. Methiyeler okunur Cemevlerine gidilir kutlamalar sabahtan başlar. Sabah dua okunur. Dede okur. Sonra Muharrem Orucu 12 gündür 13 gün olduğunda Muharrem’in Kurban Tığlanır. Başka aklıma gelen Türküler bizim sevdamızdır. Ayrıca yine aklıma gelen düşünürsek. 72 Millet’e bir bakarız biz Kabemiz insandır bizim başkada aklıma gelen birşey yok.
    MESELA KELİME-İ TEVHİD

    LA İLAHE İLALLAH MUHAMEDDEN RESULLULAH ALİYUN VELİYULLAH

    KELİME- ŞEHADET ŞÖYLEDİR

    ESHEDU ENLA İLAHE İLALAH MUHAMMEDEN RESULLULAH VE ESHEDU ENLA ALİYÜN VELİYULLAH.

    #28208
    Anonim
    Pasif

    Bu yazı benim düşüncem veya benim yazım değil üye olduğum başka forumdaki diğer üyenin yazısını kopyalayıp yapıştırdım. Okadar. Yüce Rabbimiz İsa’nın esenliği hepimizle olsun. isasiyahbeyaz

    #29766
    Anonim
    Pasif

    Hz. Ali sahiplenilmesi gereken bir yol çizmiştir. Eğer Hz. Ali’nin çizdiği bu yol insanları yanlışa yönlendirseydi, şüphesiz insanlar o yola gitmezdi. Nitekim yaşadıkları dönemde kendilerini Tanrı dahi ilân eden imparatorlar, krallar günümüzde unutulmuşlardır. Burdan çıkardığımız sonuç; Hz. Ali’nin yolu doğrudur. Bu yol insanı her türlü tehlikeye karşı korumakta, karanlıktan aydınlığa, yokuştan düzlüğe, zor durumdan rahata çıkarmaktadır. Birilerinin bunu yok sayması, inkâr etmesi bu tarihsel gerçekliği engelleyemez. Hz. Ali düşünceleri, felsefesi, yaşam biçimiyle insanlığa yol göstermeye devam edecek. Dünya döndükçe, insanlık var oldukça Hz. Ali de var olacaktır.

    #29868
    Anonim
    Pasif

    Ali’nin insanlığa bakışı, sevgiye bakışı, dostluk ve barışa bakışı Hristiyanlıkla oldukça doğru orantılıdır.Bu yüzden de sonuna kadar sevdiğim ve düşüncelerini taktir ettiğim bir kişidir.

    Şu an Alevilerin ülkemizde dışlanıyor oluşu, ırkçı zihniyetten başka bir şey değildir.Hala Osmanlıya sahip çıkmak isteyen insanların savunduğu bir düşüncedir.Sonuçta Osmanlı Sunni bir devletti ve Aleviler oldukça dışlanmaktaydı (devlet dairelerinde bile iş verilmezdi).İşte bu zihniyetin devam etmesi sonucunda Aleviler de hala dışlanmaktadır.

    Bir noktayı daha anlamakta oldukça zorluk çekiyorum.Bütün siyasi partiler ağızlarından laiklik kelimesini düşürmezler; ama sağcısıyla, solcusuyla bu güne kadar da net bir şekilde diyanet işlerine cepe alan da olmamıştır.Diyanet işleri var oldukça ve faliyetini sürdürdükçe nasıl oluyorda laiklikten bahsedilebiliyor anlayabilmiş değilim!

    Aleviliğin rahatlaması için ilk başta diyanet işlerinin ortadan kalkması lazımdır.Çünkü Aleviliği olumsuz yönde etkileyen en önemli kuruluşlardan birisi de diyanet işleridir.

    #29870
    Anonim
    Pasif

    Aleviler toplumun hep aydın kesimini temsil etmiş insanlardır. Ve bazı partiler kendilerini aydınlıkçı olarak ortaya atıp alevılerı kullanmaktadırlar. Aleviler hakkında pek çok sey soylenır ama hıcbırsey yapılmaz! Bir toplum içinde alevi olduğunu rahatlıkla bile soyleyemez! Boyle bır ortamın oluşması, dedığınız gıbı dıyanet işlerının kalkmasıda şu durumda ımkansız gozukuyor!

    #29880
    Anonim
    Pasif

    Tüm ailem ve sülalem alevidir.ancak kutsal kitabı okuyup onunla tanışınca,alevi inancının hırıstiyanlığa tıpa tıp benzediğini gördüm.aslında Kutsal kitabı içinde bulundukları dönemlerde ancak alevilik inanışıyla bugüne kadar getirmiş olduklarını düşünüyorum.kutsal kitabı okursanız alevilik inancındakilerin Ali’yi İsa Mesih’e benzettiklerini,on iki imamın on iki havarilere benzemesi,alevilikteki kırklarla kutsal kitaptaki kırk rakamının önemi,Ali’nin ruhsal anlamda Tanrıyla bütün ve ALLAH’ın arslanı,hatta devedeki cenazede ALİ,deveyi çekip götürende ALİ anlatımlarını düşünürsek aynı Mesih gibi benzetilmeleriyle,insana verilen önem,sevgi,yürekte ve özde insanın olgunlaşması ve TANRIyla bütünleşmesi gibi saymakla bitiremeyeceğim pek çok şey aynı.lütfen kutsal kitabı okuyunuz.o zaman gerçek ve hakikatın sırrının yolunun ve alevilik anlayışının zaten kutsal kitapta olduğunu ve özümüzün aslında oradan geldiğini göreceksiniz.RABBİN ışığı sizinle olsun,esenlikler dilerim.

    #29882
    Anonim
    Pasif

    Sayın kutsal kitap; söyleyeceklerimi yalnış değerlendirmeyeceğinizi umuyorum. Ereğim ( amacım ) yalnışları bulup kişileri incitmek değildir. Ama!… Şu amalar var ya! Satır aralarını okumayı ve anlamlarını çözümlemeyi ön plana alıyorum. Yazınızda şunu belirtiyorsunuz ki; aceleyle bu ifadeyi kullanmış olabilirsiniz: ” Kutsal Kitap’ı okursanız İsa Mesih’in Ali’yle benzetildiği…” Sanırım ki; şunu demek istediniz: ” Ali’nin İsa Mesih’e benzetildiği… ” Kusura bakmayın bunu neden yazdım. Nedeni şu: İki tümce ( cümle ) arasında fark vardır. Zira en başta; tarihi bağlam açısından bir yalnış ortaya konuyor gibi !

    ” Lütfen Kutsal Kitap’ı okuyunuz. ” ifadenize de katılıyorum. Umarım beni yalnış değerlendirmemişsinizdir.

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.

    Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !

    Yahve şalom – RAB, esenliktir.

    Yahve nissi – RAB, sancağımdır. isasiyahbeyaz saksi saksi saksi

    #29390
    Anonim
    Pasif

    Sayın Fırat Çölgeçen,evet çok doğru söylüyorsunuz tabiki Kutsal kitabın önceliğinden ve aslında alevilerin bu hırıstiyanlık inancınıda tarihte içinde bulundukları durumlardan dolayı alevilik olarak,RABBİN yolunu ve kutsal kitabını bu güne kadar bu şekilde getirebilmişler olabileceğini sandığımı anlatmaya çalıştım.Zira Kutsal kitabımızın ve İSA MESİH’in yolunun doğruluğu ve tek yol olduğu kuşkusuz tartışılamaz.anlatımımda hata olmuş,bunu gösterdiğiniz için teşekkür ederim RAB sizi aydınlığı ve ışığıyla bereketlesin.AMİN

9 yazı görüntüleniyor - 1 ile 9 arası (toplam 9)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.