Re: Yehova Şahitleri’nin Yanılgıları

#30521
Anonim
Pasif

Yehova Şahitleri’nin yapmış olduğu bir ciddi yanıgı da, 144 bin kişiden meydana geldiğini iddia ettikleri bu köle sınıfının kimliği ve seçilme zamanlarıyla ilgilidir. Y. Şahitleri inanırlar ki, söz konusu bu 144 bin kişi, farklı ırk veya milletlerden ileri gelen insanlardan oluşmaktadır. Oysa Kutsal Kitap’a baktığımızda bunun hiç de böyle olmadığını ve bu kişilerin yalnızca harfi İsrail halkından ileri gelen Yahudiler olması gerektiğini görüyoruz. Esinlem kitabı şüpheye yer vermeyecek açıklıkta ” damgalanan ” bu kişilerin ” İsrail oğullarının bütün oymaklarından 144 bin kişi ” olduğunu vurgular ve ardından da bu oymak ve sıptların bir bir isimlerini sıralayıp, her sıptan kaç kişinin seçilmiş olduğunu belirtir ! ( Esin. 7:4-8 )Bu sözleri, Y. Şahitleri’nin yaptığı gibi sembolik bir anlamda değerlendirmek hem yanlış, hem de mantıksızlıktır ! Y. Şahitleri’nin ” 144 bin ” sayısını harfi olarak kabul edip, ilgili olduğu kişilerin kimliğini de ruhsal anlamda yorumlamaları, Kutsal Kitap incelenişinde kabul edilmez bir kuraldır ! Kendilerinin de bir yazıda beyan etmiş oldukları gibi; ” Bie metnin yarısına harfi bir anlam, diğer bir yarısına da sembolik bir anlam verilemez” ( Uyanın, 22 Eylül 1959,sayfa 5 ) ” 144 bin’in sırf harfi Yahudiler’den olacağını kanıtlayan diğer bir gerçek de, aynı bölümde 144 bin İsrailli’nin seççilişinden hemen sonra bunlara bir karşıtlama olarak, diğer ” her ulustan, her oymaktan, her halktan ve dilden oluşan kimsenin sayamayacağı büyük bir kalabalık” tan söz edilmesidir ( ayet 9 ). Açıktır ki, 144 bin yalnızca İsrailliler’den; büyük kalabalık da İsrail soyundan olmayan farklı uluslardanileri gelmektedir.

Bu kişilerin seçilme zamanı gelince Y. Şahitleri, 144 binin ilk üyelerinin MS. 33 yılından itibaren seçilmeye başlanıp, 1935 yılında da sona ermiş olduğunu bildirirler. Oysa Kutsal Kitap’a göre bu görüş de doğru değildir. Çünkü Esinleme kitabı bizlere açık bir şekilde bu kişilerin seçimini MS. 33’ten itibaren değil, kilisenin göğe alınmasından hemen sonra yeryüzünde başlayacak olan ” büyük sıkıntı dönemi ” esnasında olacağını gösterir. Kutsal Kitap’a göre MS. 33’te, Pentikost günü, ” kilise ve lütuf dönemi ” olarak adlandırılan bir ara dönem başlamıştır. Şimdi bizler bu ara dönemin sonlarında bulunmaktayız. Bu dönem Mesih’in gelişinin ilk aşamasında, kilisenin göğe alınmasıyla kapanıp, bundan hemen sonra yeryüzünde İsa Mesih ve peygamberlerce bildirilen 7 senelik korkunç bir sıkıntı dönemi başlayacaktır. Bu korkunç sıkıntı zamanı, Esinlem 19:11-18’de görüldüğü gibi, Mesih’in yeryüzüne görünür bir tarzda gelmesiyle sonuçlanacaktır.Zaten Esinleme kitabının 2. ve 3. bölümleri kilise veya lütuf dönemini; 6 ve 18. bölümleri de bu korkunç sıkıntı dönemini açıklamaktadır. İşte söz konusu bu 144 bin İsrailli ve onlarla birlikte büyük bir kalabalık, yeryüzüne gelecek olan söz konusu belalardan muaf tutulmak amacıyla, o zamanlarda, yani büyük sıkıntı başladığında mühürleneceklerdir ( Esin. 7:1-8 ) Kısaca şimdi bizler lütuf döneminde bulunuyoruz ve büyük sıkıntı henüz başlamamıştır. Bu kişilerin seçimi yalnızca büyük sıkıntı içinde gerçekleşeceğinden, şimdiki dönemde 144 binin varlığından veya hizmetinden söz etmek tamamen yanlıştır.

Zaten İsa Mesih de şimdiki lütuf döneminde hiçbir zaman Tanrı’nın kilisesini veya halkını 144 bin ve büyük kalabalık diye iki sınıfa ayırmamıştır. Y. Şahitleri’nin sık sık başvurduğu ” Bu ağıldan olmayan başka koyunlarım da vardır ki, onları da getirmeliyim ” sözleri buna bir kanıt olarak gösterilemez. Çünkü İsa mesih’in burada sözünü ettiği ” bu ağıl ” sözü İsrail halkını ( Mez. 95:7 ), ” başka koyunlar ” sözü de Yahudiler’in dışında kalan diğer milletleri temsil eder. Mesih’in bu sözleri zaten Petrus’un milletlere gönderilmesiyle ve milletlerin tövbe edip, Kutsal Ruh armağanını almasıyla kiliseye, Mesih’in bedenine dahil edilmesiyle aynen gerçekleşmiştir ( Elç. 10; Ef. 2:14; 3:4-6; Gal. 3:28 ). Mesih’in Luka 12:32 ayetlerinde sözünü ettiği ” küçük sürü ” ifadesi de bu görüşlerinin bir kanıtı olamaz. Çünkü burada da İsa Mesih, kendisini izleyen gerçek inanlıların dünayay kıyasla her zaman küçük bir sürüyü teşkil edeceği görüşünü belirtir. İsa Mesih, aynı görüşü zaten ” dar ve geniş kapı ” örneğiyle dile getirmiştir:

Dar kapıdan girin. Çünkü kişiyi yıkıma götüren kapı geniş veyol enlidir. Bu kapıdan girenler çoktur. Yaşama götüren kapı ise dar ve yol sıkışıktır. Bu yolu bulanlar azdır. ( Mat. 7:13 )

Hemen hemen yeni beliren yeni sapkın tarikatlarda var olan bu ” süper sınıf ” öğretisi Kutsal Kitap’a dayalı bir öğreti değildir. Bu ve buna benzer ayetleri çarpıtarak kendilerine özel bir güç ve yetki atfedip, peygamber süsü veren ve bu şekilde insanları kendilerine uşak durumuna sokmaya didinen sapık kişi ve teşkilatlardan tamamen sakınmalıyız ! ( 1. Kor. 7:23; 2. Pe. 2:3 ) Bunun dışında, ilk bölümde incelediğimiz tarihsel gerçeklerle de kanıtladık ki, Y. Şahitleri’nin kendilerine taparcasına bağlandığı bu sözde ” sadık ve basiretli köle ” sınıfı gerçekte ne sadıktır ne de basiretlidir. Fakat güvenden uzak sahte bir peygamberdir. 8 S. PAŞAOĞLU )

Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.
Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !
Dünyayı kazansan neye yarar ? isasiyahbeyaz rabbe hamdolsun