Re: –son Zaman Öğretsi–

#28258
Anonim
Pasif

Yaratılış, İsa’nın ikinci kez gelişini bekliyor…
Fakat burada Pavlus özlem kelimesini, Tanrı’nın çocuklarının ortaya çıkmasını beklemek anlamında kullanıyorsa da bu, İsa Mesih’in ikinci gelişinde gerçekleşecek olan şeydir. İsa Mesih dünyaya geri geldiğinde bizler, herkesin gözü önünde Tanrı’nın çocukları olarak yüceltileceğiz. Peki neden tüm yaratılış bizlerin Tanrı’nın çocuğu olarak açıkça gösterilmemizi bekliyor?

İlk sebep 20. ayette karşımıza çıkıyor. Çünkü yaratılış bizlerin günahının etkisi altında acı çekmekteydi. Tekvin 3. bölümde günahın ne kadar büyük boyutlarda olduğunu daha önce görmüştük. Fakat dikkat etmemiz gereken şey; günahın etkisi altında bekleyen yaratılışın ümitle beklemekte olduğudur. Ama bu, yok edilmek ya da mahvolunmak için olan bir ümitle bekleyiş değildir. Yaratılış iki şeyi beklemektedir: Her ikisi de 21. ayettedir. Yozlaşmaya olan köleliğinden kurtarılmayı; aynı zamanda Tanrı çocuklarının yüce özgürlüğüne kavuşturulmasını beklemektedir. Gördüğünüz gibi tüm evren İsa’nın bizler için yaptıklarına ortak olacak.

Bu ayetler “Yaratılış, mahvoluşunu ümitle bekliyor!” demiyor. Aksine yaratılış bizlerin Mesih’te sahip olduğu görkemli özgürlüğünü bekliyor. Kendimizin yeniden doğması, evrenin yeniden doğmasında bütünleniyor.

Koloseliler 1:19 Çünkü Tanrı, tüm doluluğunun O'nda bulunmasını uygun gördü.
20 O'nun çarmıhta akıtılan kanı aracılığıyla esenliği sağlamış olarak yerde ve gökte olan her şeyi O'nun aracılığıyla kendisiyle barıştırmaya razı oldu.
21 Yaptığınız kötülükler yüzünden bir zamanlar düşüncelerinizde Tanrı'ya yabancı ve düşmandınız.
22 Şimdiyse Mesih, sizi Tanrı'nın önüne kutsal, lekesiz ve kusursuz olarak çıkarmak için öz bedeninin ölümü sayesinde sizi Tanrı'yla barıştırdı.
23 Yeter ki, duyduğunuz müjdenin verdiği ümitten kımıldamadan, imanda temellenmiş ve yerleşmiş olarak kalın. Ben Pavlus, gök altındaki bütün yaratılışa duyurulan bu müjdenin hizmetkârı oldum.
19. ayette Pavlus’un ne dediğine bakın! Tanrı’nın tüm doluluğu Mesih’te bulunuyordu. 20. ayeti, Tekvin 3. bölümün ışığı altında anlamalıyız. Hatırlarsanız, birçok yabancılaşma ile ayrılma noktalarını görmüştük. Beden ile can arasındaki, Tanrı ile insan arasındaki, kadınla erkek arasındaki ve insanla yaratılış arasındaki yabancılaşmayı görmüştük. Bu yabancılaşmaya çözüm nedir?

Yabancılaşmaya çözüm barışmadır, yaratılışın barıştırılması… Yine göreceğiniz gibi Tanrı’nın, Mesih’teki amacı Tekvin 3. bölümde gördüğümüz her türlü yabancılaşmayı ortadan kaldırmaktır. Bu nedenle 20. ayette “Her şeyi O’nun aracılığıyla Kendisi ile barıştırdı” diyor ki, bu her şeye dahil olanlar insanlık ile tüm yaratılıştır. Eğer bunlar farklı ise; her şey ne anlama gelebilir ki?

Eğer Tanrı, sadece canları kurtarıp evreni bırakırsa; o zaman İsa nasıl her şeyi barıştıran aracı olabilir? Ve İsa bunların hepsini çarmıhta akıtılan kanı aracılığıyla esenliği sağlamış olarak yerine getirdiğini söylüyor. Şimdi bir an için dirilişi düşünelim!

Romalılar 8:11 Mesih İsa'yı ölümden dirilten Tanrı'nın Ruhu içinizde yaşıyorsa, Mesih'i ölümden dirilten Tanrı, içinizde yaşayan Ruhuyla ölümlü bedenlerinize de yaşam verecektir.
İşte burada Tanrı’nın verdiği vaat aracılığıyla bizlere, diriliş ümidi veriliyor. Ama sormamız gereken soru şudur: Neden diriliş? Ölümün bu tarafında düşüncelerimiz her zaman için cennete yönelik oluyor. Bizler öldüğümüzde Mesih’in huzuruna gidiyoruz. Fakat İsa Mesih’in gelişinin öncesindeki ölümden sonraki yaşam bile, hala mükemmel değil. Çünkü İsa’nın ikinci gelişine dek, ölümün etkilerinin tümü tamamıyla ortadan kaldırılmayacak. Bizler nasıl yaratılmıştık?

Bizler hem fiziksel hem de ruhsal varlıklar olarak yaratılmıştık. Gerçek yaşam ise; bu iki şeyi tekrar birleştirdiği zamanda ortaya çıkacaktır. Bu iki ortamın geçiş yeri olan cennete gittiğimizde, bedenlerimiz hala ölü biçimdedir. Bizler ruh olarak cennetteyiz. Bizlerin ruhu, Mesih’in karşısında iken, bedenlerimiz hala ölümün ve çürümenin gücü altındadır. İkinci gelişin öncesinde, ölüm içerisinde, beden ve ruh hala ayrılar. Aslında ikinci geliş ile ölüm arasındaki zamanda bizler halâ düşüşün getirdiği yabancılaşmayı yaşıyoruz.

İşte bu nedenle inanlının cennetteki bu geçiş konumu, en son konumu olamaz. Eğer insanın son konumu cennetse demek ki, İsa ölümü tam olarak yenmedi. Bundan ötürü bizlere diriliş vaadi veriliyor. Diriliş zamanında mirasımızın hepsi açığa çıkarılacaktır. Mesih geri döndüğünde tüm yaratılışla beraber bizler de O’nun görkemine ortak olacağız.

İsa bizlerin canlarını, bedenlerini ve bununla birlikte tüm ‘kosmos’u (evreni ve yaratılışı) da kurtarıyor. Diriliş, bu yenilenmenin ne kadar bütün olduğunu (her şeyi kapsadığını) ifade ediyor. Bizler nasıl bir bütün varlık olarak ölürsek, aynı şekilde de bir bütün olarak dirileceğiz. Ve diriliş zamanında tekrar hayata dönecek olan başka bir kişi değil, bizlerin aynısıdır.

Vahiy 21:1 Bundan sonra yeni bir gökle yeni bir yeryüzü gördüm. Çünkü önceki gök ve önceki yeryüzü ortadan kalkmıştı. Deniz de yoktu artık.
Burada gördüğümüz şey yaratılışın kurtuluşunun ve yenilenmesinin mutlaka gerçekleşeceğidir. Tanrı’nın bu yaratılış ve bizim için edindiği amaç ortaya çıkacaktır, gerçekleşecektir. Bu dünyadan yeni bir dünya doğacaktır. Adaletin yerine gelmesi için yer ve gök yenilenecektir. Yani Tekvin 1. bölümün amacı bu bölümde yerine gelmiş olacaktır. Tanrı’nın bu iyi yaratılışı için planladığı kudretli amacı yerine gelecektir. İşte bu da eskatolojinin hikayesidir.