Re: Kilise Tarihi’nde Önde Gelenler

#30766
Anonim
Pasif

QUAKERLAR YA DA OSTLAR TOPLULUĞU ( 1640 – GÜNÜNMÜZE DEK )

Quakerların kökleri, 1640’larda İngiliz Puritanlarına dek uzanır. İlk önder George Fox’tu, Ruh’un yeni başlayan çağından söz etti. Quakerlar, hem Puritanlar hem de Anglikanlar tarafından baskı gördüler. Tipik bir Quaker toplantısında insanlar, Ruh’un kendileri aracılığıyla konuşmasını beklerler. Tanrı aralarında işlemeye başlayınca da sarsılırlardı. Aşağıdaki alıntı Fox’un Günlüğünde bulunmaktadır:

1648 yılında Nottinghamshire’da bir arkadaşın evinde oturuyordum ( çünkü Tanrı’nın gücü bu aralar yaşam sözünü almaları için bazı kişilerin yüreklerini açıyordu. ), dünyanın yüzeyinde, büyük bir yarık açıldığını, bu yarığın ağzından dumanlar yükseldiğini gördüm: bu görüm, insanların yüreklerindeki dünyayı yansıtıyordu. Tanrı’nın tohumu yeryüzünde yeşermeden önce dünya sarsılacaktı. Böyle de oldu. Rab’bin gücü onları sarstı ve büyük toplantılar yapmaya başladık. tanrı’nın gücü ve işleyişi, insanları ve rahipleri hayrete düşürecek derecede yoğundu. ( J. WIMBER )

Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.

Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !suda rabbe hamdolsun

HUGONOTLAR ( Resmi bir şeklide 1559 yılında oluştular )

Hugonatların başka bir adı da Fransız Kalvincileriydi. Henry Baird, Hugonotlar adındaki kitabında bu imanlıların arasında olanları anlatıyor :

Kadın, erkek, yaşlı ve genç herkes etkileniyordu. Aralarında dokuz, on yaşlarında çocuklar vardı. Hugonotların karşıtlarına göre bu kişiler çeşitli kesimlerden geldiler – cahil ve kültürsüzdüler; okumaları ve yazmaları yoktu. Toplantılar sırasında birdenbire yere yıkılıyor, yerde kaldıkları sürece sarsılarak titriyorlardı. Bu durumdan çıkarken yeniden konuşmaya başlıyorlardı. Gözyaşları içinde tövbe ediyor, merhamet istiyorlardı. Çevrelerindekilere öğüt veriyor, gelecek olan yargıdan sözediyorlardı. Küçük çocukların ağzından Kutsal yazı ayetleri dökülüyor, bilinçli anlarında konuşamadıkları güzel ve düzgün bir Fransızcayla konuşuyorlardı. Trans sona erdiğinde, olanları ve söylediklerini hiç anımsayamadıklarını dile getiriyorlardı. Arada sırada olanları belli belirsiz hatırlasalar bile bundan ötesini bilmiyorlardı. Bu işte herhangibir aldatmaca da yoktu. Gerçekleşecek olan olaylardan tümüyle habersizdiler. Onların en güçlü karşıtlarından olan Brueys, bu konuda şöyle yazmıştır; ” Bu zavallı deliler, gerçekten de Kutsal Ruh’tan esinlendiklerine inanıyorlar. Herhangi bir art niyet olmadan peygamberlik ediyorlar. Peygamberlik ederken kesin gün, yer ve kişi adları veriyorlar. “ ( J. W. )

Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.

Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle !

” En yücelerde Tanrı’ya yücelik olsun, yeryüzünde O’nun hoşnut kıldığı insanlara esenlik olsun. ” ( Luka 2:14 ) isasiyahbeyaz :elsalla: