Re: Çelişkiler…

#36908
klaus
Anahtar yönetici

Sanırım öncelikle benim sizden nasıl bir cevabı istediğimi belirtmeliyim çünkü bu kadar mesaja rağmen hala istediğim kesin cevabı alabilmiş değilim…

Siz eğer benim yolumu değiştirmemi istiyorsanız Bilimsel bir arka planla, akılcı bir şekilde ispat ederek bunu yapmalısınız…yoksa herkes bir din uydurarak bunun tanrıdan geldiğini söyleyebilir.
sizden sorularıma verdiğiniz cevaplarda kanıt göstermenizi istediğimde hep saçma yanıtlar alıyorum.Eğer inancımdan vazgeçmemi istiyorsanız “Bu din doğru çünkü kitap öyle diyor”dan daha iyi bir şey söylemelisiniz.Eğer kitabınızda yaratıcı kadar mükemmel ise benim için kanıt budur…öyleyse buna uyarım…
Ben bir koyun değilim,ben açık fikirli,düşünen ve mantıklı kanıtlar arıyan biriyim…
Konu yaratıcının var oluşuna geldiğinde hep saçma cevaplar alıyorum.
Bu kadar kudret ve sonsuzluk sahibi bir varlık bir put,bir inek veya bir insan(Hz.İsa) olamaz! çünkü nasıl bir yaratıcı,yarattığı şeyin eliyle öldürülebilir ki?(Hz.İsa’nın ölümü)O Nasıl ölebilir?!

Size nasıl bir cevap istediğimi açıklamaya çalıştım.dediğim gibi Eğer inancımdan vazgeçmemi istiyorsanız”Bu din doğru çünkü kitap öyle diyor”dan daha iyi bir şey söylemelisiniz…

Gelelim konumuza ve verdiğiniz cevaplara…

1-)Bu pis işleri fiili olarak yapanlar ile manevi olarak yapanları aynı kefeye koymak adaletsizliktir.yani demek istediğim bu pis işi düşünen ile yapan arasında hiç bir fark yok mudur?Bu adaletsizlik…

2-)Ne yani siz şimdi bana peygamberlerin cennete gidip gitmediklerinin meçhul mu olduğunu söylüyorsunuz? o zaman onlara peygamber demek hata olur çünkü onun benden pek bir farkı yok demektir bu.oysa benim bildiğim peygamberler bize cennete gitmenin yolunu hem yaşayarak hemde tanrının sözlerini insanoğluna ileterek öğretirler…

3-)”Günahın büyüğü küçüğü yoktur” demek;Hitler ile hayatında sadece küçük bir günah işlemiş bir insanı aynı kefeye koymak demektir…Doğrusu sizin Tanrınız çok adaletliymiş…

4-)Peygamberler tanrının emirlerini sadece anlatmakla kalmazlar bunu kendi hayatlarına da uygularlar eğer öyle olmasaydı kimse ona itibar göstermezdi.Bir Peygamberin iyi ve doğru yaşaması için illa tanrıyla görüşmesi gerekmez Onu kendi aklıyla doğayı gözlemleyerek ve bu doğa düzeninin arkasındaki gizemi araştırarak da bulabilir.(zaten peygamberlerin özelliği budur)

5-)Bunu cevap olarak görmediğim için burayı boş geçeceğim.(önceden söylediklerinizi tekrarlamışsınız)Ben sizden insanların neden böyle Peygamberlere itibar ettiklerini sorum ama sizin verdiğiniz cevap şu:İnsanlar onlara değil onlardaki söze itibar gösterirler!!!(Eğer öyle olsaydı herkes kendi dinini ve sözünü kurardı ve herkes kendi dinine inanılmasını isterdi!!!)

Gelelim bir türlü anlamak istemediğiniz aranızdaki ve kitabınızdaki ÇELİŞKİLERE…

1-)
Saba hanım:
“Baştaki sorduğumuz soruya dönelim.Demiştik ki SÖZ’u duymayanlar nasıl duyacak.Ayette belirtim, TANRI’dan korkan,doğru olanı yapan dürüst.TANRI SÖZ’unu duymamış olsa da,Yüreği TANRI’nın isteklerine uygun yaşayan kişi TANRI tarafından,kabul edilcek olanlardır.Çünkü yargılarken TANRI adil yargılar.”

Saba hanım özetle verdiği cevap:Tanrının adil olduğu ve Hristiyanlığı duymayanları cennete alabileceği…

Toğrul bey:
“Afrika’daki ahlaklı kişi örneğine gelince, İncil şöyle diyor: İsa ona şu karşılığı verdi: “Sana doğrusunu söyleyeyim, bir kimse yeniden doğmadıkça Tanrı’nın Egemenliği’ni göremez.” (Yuhanna 3:3). Herkes (siz dahil) yeniden doğmalısınız. Biz iyi ahlakla ya da yaptığımız işlerden dolayı kurtulmayız. Şayet iyi işlerden dolayı kurtulsaydık, cennet HAKKIMIZ olurdu. Ama hiç kimse orayı hak etmedi çünkü HERKES günah işledi. Biz Tanrı’nın merhametiyle ve lütfuyla kurtuluruz sadece. “

Toğrul bey özetle:Cennete gitmek isteyen herkesin yeniden doğması(Hristiyan olması) gerekiyor.kimse iyi amelleriyle cennete giremez…diyor yani Hristiyanlığı duymayanların ne kadar iyi amel işleselerde cehenneme gideceğini söylüyor

çelişki:Saba hanım Tanrının adil olduğunu ve Hristiyanlığı duymasa bile ameli iyi olanların cennete gidebileceğini söylüyorken(kanıt:” Ayette belirtim, TANRI’dan korkan,doğru olanı yapan dürüst.TANRI SÖZ’unu duymamış olsa da,Yüreği TANRI’nın isteklerine uygun yaşayan kişi TANRI tarafından,kabul edilcek olanlardır.Çünkü yargılarken TANRI adil yargılar.” ) Toğrul bey Hristiyanlığı duymayanların ne kadar iyi amel işleselerde cennete gidemeyeceklerini söylüyor(kanıt:bir kimse yeniden doğmadıkça Tanrı’nın Egemenliği’ni göremez.” (Yuhanna 3:3). Herkes (siz dahil) yeniden doğmalısınız. Biz iyi ahlakla ya da yaptığımız işlerden dolayı kurtulmayız.)

2-)

Saba hanım:
Bebekler doğduklarında masumdur.Büyüdüklerinde Benlik ve günahlı gen ortaya çıktığı an,bu masumiyetleri biter.

Saba hanım özetle:Bebekler doğduklarında sorumlulukları yoktur.

Toğrul bey:
“Bebek konusuna gelelim. Kutsal Kitap’ta şöyle bir ayet var: Güzel kokudan hoşnut olan RAB içinden şöyle dedi: “İnsanlar yüzünden yeryüzünü bir daha lanetlemeyeceğim. Çünkü insan yüreğindeki eğilimler çocukluğundan beri kötüdür.

Toğrul bey özetle:Toğrul beyin verdiği ayettenden de anlaşılacağı üzere insanın sorumluluğu doğumdan itibaren başlar.

çelişki:
Toğrul bey insanın sorumluluğunun bebeklikten itibaren başladığını savunurken saba hanım bebeklerin doğduklarında masum olduklarını söylüyor.

artık bu çelişkileri de görmemek için ya yürek gözünüzün kapalı ya da kör olmanız gerekir…

not1:İncil vermek istemenize sevindim ama elimde orjinal bir kitap duruken neden sahtesiyle uğraşayımki?(doğrusu bu bedava deresinin suyunun nereden geldiğini merak ettim.)

not2:Bu mesajı yazana kadar adeta canım çıktı lütfen emeğe saygı olarak mesajımı yayınlayın…