Re: Canım çocuğum, o güzel elini asla bırakmayacagım
@Rüzgar 23299 wrote:
Rab’bin sevgisi sınırsız! Hiçbir karşılık beklemeyen eşsız bir sevgi; çarmıhta uğrumuza ölecek kadar da büyük! Günah işledigimizde, O’na karşı itaatsiz olduğumuzda bile bize olan sevgisi hiç değişmiyor, eksilmiyor. Ama unutmayalım günahlı …bir yaşam sürmeye devam edersek, Tanrı ile aramiza günah duvarı örülür ve günah bizi Tanrı’dan ayırır; O’nun yüzünü göremeyiz. Günahımızı farkeder etmez bizleri çok seven, kolları açık bir şekilde kendisine dönmemizi bekleyen Göksel Babamız’a koşalım!
Efendim, sn. admin’in asmış olduğu yazıdaki satırlar, itilip kakılmış, kendisine değer verilmemiş, bu sebeple insanlara olan güvenini yitirmiş, sevgi kavramının anlamını çoktan unutmuş kimseler için teseli edici, ümitlendirici bir içeriğe sâhip. Duygu tarafı ağır basan, insanın ruhunu okşayan satırlar.
Fakat hayatın gerçekleri her insana kül kedisi’nin “cam ayakkabı”sını buldurmuyor.
Diyorsunuz ki; “Tanrı karşılık beklemez.” Tanrı’nın bizden bekleyeceği karşılık ne olabilir ki ? Bizim ona sağlayabileceğimiz hiç bir ‘fayda’ olmadığı gibi, kendisininde buna ihtiyacı yoktur. Tanrı’nın bizden beklediği tek ‘karşılık’ kendi suretinde yarattığı insan’ın bu yaratılışa uygun davranmasıdır.
Lütfen yanlış anlamayın. Bu satırlar size bir “eleştiri” değil. Ancak satırlara döktüğünüz, ve – internet ve tv üzerinden izleyebildiğim kadarıyla – birçok Hristiyan’ın ağzından eksik etmediği “sevgi” sözcüğü teorik olarak neredeyse enflasyonist bi baskı oluşturacak kadar çok. Fakat bu çokluğun onda biri pratikte görülmeyince inanırlık ortaya çıkmıyor. Bana bol bol “sevgi” edebiyatı yapıp, herkesi bağışlamamı isteyenler, bir iki “aykırı” yazım nedeniyle diğer Hrisityanforumdan beni banlamışlardı. Oysaki ben, mesajları asla kişiselleştirmemiş, kimselere hakaret etmemiştim.
Demem o ki; başkalarına “akıl” verirken iyi de, verilen akıl insanın kendi nefsine uygulanırken Nasreddin Hoca’nın “Kara kaplı kitap”a müraccat etmesi gi yaklaşım ve yorumlar hemen değişiveriyor.
Bir de, sizin nerdeyse hadsiz/hesapsız “sevgi” tanımlamanızı ben henüz anlayamıyorum.
Misâl; evsiz barksız bir garibi evinize çağırsanız, onu doyorsanız, kendisine yeni elbiseler verseniz, bir ev ve iş buluncaya kadar onu uygun şekilde misafir olarak tutmaya niyetli olsanız, ama o kişi tüm bunlar karşısında sizin evde olmadığınız bir anda çocuklarınıza zarar verse, değerli mücevherlerinizi çalsa, yolda eşiniz ve sizle karşılaşınca öldürme amaçlı saldırıp ikinizi de ağır yaralasa siz onu hala sevmeye devam eder misiniz ?
Cevabınız “evet” ise, benim ve okuyan herkesin anlayabileceği şekilde, gerekçesini de yazar mısınız ?
Saygıyla.