Re: Matta 10 İsa’ya Layık Olmak

#34819
Anonim
Pasif

Sevgili ‘ziyaretçi’, herşeyden evvel bir hoşgeldiniz diyelim…

Bu sorduğunuz, özellikle bir çok Müslüman’ın kafasına takılan bir soru… Cevabı basit aslında. Hz. İsa Mesih’in şiddet öğretisinde bulunmadığı zaten tüm hayat yaklaşımından besbelli. Şiddetle iş başarılabileceğine inanan biri olsaydı kendine inananlardan silahlı bir meclis kurar, onu bunu kırmaya başlar, dünyevi yollardan hakimiyet ele geçirmeye çalışırdı… Halbuki İnciller’deki anlatılarda tam tersi görülüyor.

Hz. İsa Mesih’in İnciller’deki bu sözünü ettiğiniz cümlelerinde kendi müridleriyle dünya ve günah zihniyetine esir bulunanların arasında bıçakla yarılmışçasına kesinliği olan bir ayırım geleceğini kasteder. Hatta bu ayırım aile içlerinde bile vuku bulacaktır. İnsanların aileleri kendilerine düşman kesilecektir. Mesih’in öğretisi Tanrı’nın gerçeğini satha çıkaran bir öğretidir, günahın gafletine batmış dünya tarafından kabullenilmesine imkan yoktur. Ondandır ki kargaşa yaratacaktır. Bu öğretinin ise sahte bir sükünet sağlansın diye uzlaşıp susacağı da yoktur. Ondan işte ‘kılıç ve alev’, yani temelden sarsıntı getirecektir yeryüzüne.

Dikkat edilirse, Mesih tam da bu değindiğiniz İncil bölümlerinde ‘çarmıhını yüklenip ardımdan gelmeyen bana layık değildir’ sözünü de ekliyor. Eğer şiddete teşvik ediyor olsaydı bunu zaten söylemezdi… hem de sözünün bu yerinde.

Bu şiddet kullanımından uzak kalarak, uzlaşmayıp sarsıntı yaratmanın çok güzel bir örneği de ‘Yolaçan’ ünvanı ile anılan Hz. Yahya peygamberdir. Herodes’i en ağır bir şekilde kınar ama kendisine karşı suikast falan türünden hiç bir eyleme geçmez. Başı kesilerek idam edilir ama hayatının sonuna kadar caymaz, sözünde kalır. Ve, korkunç bir adaletsizliğe kurban gitmesine rağmen hiç bir şekilde şiddet kullanmaz ve şiddete teşvik etmez.

Hristiyanlık’ta azizler hükümdarların suçlarını alenen yüzlerine vuracak kadar cesurdur ama şiddet kullanımına tamamen zıttırlar. Nitekim şiddet kullanımı adil bir amaca yönelik bile olsa isyankar nefsin yöntemlerine hapsolunmuşluğun kısır döngüsünü beslemekten başka bir şey beceremez. Şeytanın yöntemlerine kendi yöntemleriyle karşılık verilmez. Kendi yöntemleriyle karşılık verildiğinde muzaffer olan neticede o olur da ondan.

Dilekler…