Bir Yahudi, bir Hristiyan ve bir Müsluman kimin daha çok dindar olduğuna dair tartışıyorlarmış.
“Çölün ortasında devemin uzerinde gidiyordum” demiş Müslüman. “Aniden, nereden geldiği belli olmayan çok büyük bir kum firtınası koptu. Devemin yanına uzandım, deveyle birlikte kumlara daha cok gömüldükçe, gerçekten sonumun geldigini düşündüm. Ama, Allah ‘a inancımı yitirmedim. Dua ettim, dua ettim ve aniden etrafimdaki on kilometrelik alanda firtına durdu ve ben köyume dönebildim.”
Hristiyan , -“Bir gun okyanusta küçük bir kayıikta balık tutarken, dev bir firtına koptu. 2 metre boyunda dalgalar! Gerçekten sonumun geldiğini sandım. Tanrı ‘ya dua ettim, dua ettim ve sonra etrafimdaki on kilometrelik alanda firtına dindi, ve böylece ben karaya cikabildim.”
Yahudi anlatmaya baslamis: -“New York şehrinin ortasındayken, yerde siyah bir çanta gördüm. Çantanın içine bakınca parayla dolu olduğunu gördüm. Cumartesi günü oldugundan ve bizim bu kutsal günümüzde paraya el sürmemiz yasak oldugu icin, gerçekten sonumun geldigini düşündüm. Ama, inancımı yitirmedim. Dua ettim, dua ettim ve etrafimdaki on kilometrelik alanda aniden günler değişivermis, birden Salı günü oluvermişti.