İsa Tanrı’ya Giden Yol’dur

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24731
    Anonim
    Pasif

    İsa Tanrı’ya Giden Yol’dur

    Ben 1985 doğumluyum. Ve hayatım Diyarbakır İzmir arasında gidip gelmekle geçti. Annemle babam ayrılınca hayatımız altüst olmuştu. Tüm kardeşlerim ve ben annem ile birlikte İzmir’e taşındık. Ama bir kaç defa tüm düzenimizi bozup Diyarbakır’a geri döndük. Ne İzmir’de ne de memleketimizde mutlu değildik. Artık İzmir’de yaşamaya alışmıştık. Ben 18 yaşındayken hayatımı sorgulamaya başladım. Ailemin durumunu anlamak için psikoloji kitaplarına dalmıştım. Ve bir de akıl hocam vardı. O da bu tür kitaplar okurdu ve bana tavsiye ederdi. Onun güzel bir yuvası vardı. Çocukları ve eşiyle tatlı bir aileydi. Aynı zamanda abimle mektuplaşırdık. Abim hapishanedeydi. Genç yaşta cezaevine girmişti. Onunla ailemizin durumu hakkında yazışırdık. Geleceğe dair planlar kurardık ve o çıkınca harika olacağına inanırdım. Mektupları ümitlendirmişti. Tek düşündüğüm şey artık kendimize çeki düzen vermekti. Artık annem gece geç saatlere kadar çalışmamalıydı. Kardeşlerim isyankâr olarak büyümemeliydi diğer abim gibi. Kendilerine zarar vermelerinden korkuyordum çünkü bunu bende düşünmüştüm. Abim sadece kendine zarar vermiyordu, bizim canımızı da yakıyordu artık. Büyük abim ceza evinden 2 sene sonra çıktı. Ama ne yazık ki küçük abim şimdi cezaevine düşmüştü. Ama umutluydum, abimin değiştiğini düşünüyordum ve harekete geçme zamanıydı. Artık ben ve abim çalışacaktık. Temiz ve mütevazi bir hayat sürmek istiyorduk.

    Bir yıl çabaladık, ama hiç bir şey umduğum gibi olmadı. Boşuna çabaladığımı gördüm. Abimden de ümidim kesildi başaramamıştık. Akıl hocamın herşeye rağmen mutsuzdu. Artık onun sahip olduğu hayata sahip olsam da mutlu olamayacağımı anladım. O da benim gibi çaresizdi kayıptı. Okuduğum kitaplara gelince artık onlardan nefret ediyordum. Tüm psikoloji kitaplarında sorunlar ve sorunların nedenleri vardı ama ÇÖZÜM yoktu. Hiçbir şey bu durumumdan beni kurtaramıyordu. Hayat budur katlanmalıyım diye düşünüp kendimi bıraktım. Artık yanlış olduğunu bildiğim halde sevmediğim ortamlara girdim. Şimdiye kadar yargıladığım günahların içine daldım. Zaten önceleri de pek temiz sayılmazdım. Ama artık her şeyi inadına yapıyordum. Çözüm yoksa debelenmemin anlamı da yoktur diye düşündüm.

    Bir gün yine şehirler arası otobüste İzmir’e dönerken bir düş gördüm. Otobüsten dışarıyı seyrediyordum. Sonra bir yol gördüm gökyüzüne doğru uzanıyordu. ‘Allaha giden yol!’ dendiğini duydum. Sonra kendime geldim. 2005 yılıydı. Nisan ayıydı. Ne demek olduğunu anlamamıştım. 2006’da Hristiyan bir bayanla tanıştım. Ve bana İsa Mesih’ten bahsetti. Ben o sıralar namaz kılıyordum. Ve yine ailem için ümitsizce dua ediyordum. Sonra o kadınla birlikte dua ettik. O benim ailemdeki bireyler için tek tek dua etti. En ümitsiz vakıalar için bile sevgiyle dua etti. Tanrı’nın Mesih aracılığıyla dualarını yanıtlayacağından emindi. Benim hoşuma gitmişti.

    Daha sonra kiliseye gittim. Bir ayet duvara yazılıydı, ‘Tanrı Sevgidir’. Bu Tanrı’ya hakarettir diye düşündüm çünkü sevginin ne demek olduğunu bilmiyordum. Sevgi bana göre önemli bir kavram değildi, ama bu sadece benim düşüncem değildi. Anlamı boşaltılmıştı saptırılmıştı. Sevginin ne olduğunu bilmiyorduk.

    Artık dualarımda İsa Mesih’i anıyordum. Ona yalvarıyordum. Annem için dua ederken bir kaç defa ‘Sevgide Ümitsizlik Olmaz’ dedim. Ama bunu ben mi diyordum? Peki ama anlamı nedir bunun? Sonra kilise duvarındaki ayet geldi aklıma. O an anladım ki Tanrı kendisine güvenmemi istiyordu. Sonra sevinçle tekrar dua ettim ve her şeyi Tanrımın ellerine bıraktım. Bu arada kiliseye gitmeye devam ediyorduk annemle birlikte. Ama annemle ben o günden sonra Mesih’in hayatımızda nasıl çalıştığını gördük. Ve artık yaşantımızın tamamını O’nun ellerine bırakmamız gerektiğini anladık ve O’na güvendik. Bir kaç ay sonra hayatımız yeniden şekillendiriliyordu. Bizim için zordu özellikle annem için. Ama artık vazgeçemediğimiz bariz günahlar yoktu hayatımızda. Bunu şimdiye kadar ne ben ne abim ne de başka etkenler başaramamıştı. Mesih bizim için ölmüştü ve Kendisinde bizim kutsal bir hayat sürmemizi istiyordu. Şimdi O’nun herkes için Tanrı’ya giden yol olduğunu biliyoruz. Ve Mesih’i Rab ve Kurtarıcımız olarak kabul ediyoruz. Sorunlar yok değil ama artık kutsal bir hayat sürüyoruz. Mesih bizi hala değiştiriyor. Şimdiki mutluluğumuz için O’na borçluyuz.


1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.