İmanlıyı yıpratan düşmanlar

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25745
    Anonim
    Pasif

    İmanlıyı yıpratan düşmanlar (Carlos Madrigal)


    Rab’le ilişkimizde yenilenme yoksa, bildiğimiz bütün gerçekler, kendi kurallarımıza, kendi ‘Yasa’ mıza dönüşür! Yenilenme yoksa, imanlıyı kuşatan şu üç tehlikeye tamamen maruz kalabiliriz:

    a.)Dünyanın b.) Doğal benliğin c.) Şeytan’ın etkisine…

    a.) Dünyada yaşıyoruz ve ayrıca onun tarafından etkileniyoruz. Dünyanın etkisi, sandaletli ayaklarımızı sürekli kirleten ‘yolun tozu’na benzer. Denizden pırıl pırıl çıkmamıza rağmen ayaklarımız hemen kuma bulanır. Ayakkabılarımızda sokaklarda ne kadar çabuk yıpranır! Bu dünyada kaldığımız müddetçe sürekli ruhsal bir yıpranma etkisi altında kalıyoruz. Dünya ile sürekli bir sürtüşme ve dolayısıyla da sürekli bir aşınma halindeyiz… Aynı şekilde arabanın lastikleri de çok çabuk aşınır. Sürücünün can güvenliği lastiklerin performansı ve bakımına bağlıdır. Bu nedenle yenilenmemiz gereklidir. Lastiklerin bakımıyla sürekli ilgilenmemiz gerekir; ayakkabılarımızı boyamamız gerekir; ayaklarımızdaki kumu silkelememiz gerekir…

    Yuhanna 13:10’da Rab bu gerçeği şu şekilde dile getiriyordu: ‘Yıkanmış olan tamamen temizdir; ayaklarının yıkanmasından başka ihtiyacı yoktur’. Bu yıkanma (yenilenme), hem Rab tarafından gerçekleştirilir, hem de Yuhanna 13’e göre imanlıların birbirine olan hizmetleriyle gerçekleşir.

    b.) Günahın suçundan kurtulduk ve günahın gücünden kurtulmamız için gereken her silah sağlandı. Ruhumuz dirildi, ama doğal benlik varlığını sürdürüyor. Bu, Romalılar 7’ye göre bozgunlarımız aracılığıyla öğrenmemiz gereken acı gerçektir. Yenilenme yoksa, doğal benliğin denetiminde kalırım. Romalılar 6:ya göre ‘Günaha karşı ölü, Mesih İsa’da Tanrı karşısında diriyiz.’ (ayet 11). Ama bu, beni kendi başıma hareket etmek için yeterli kılmıyor. Yine Yaradan’a muhtaç bir yaratılışım. İsa açıkça ‘Çünkü bensiz bir şey yapamazsınız!’ demedi mi? (Yuhanna 15:5).

    Yenilenme ihtiyacımı küçümsersem, ya da ihmal edersem, ben kendime yeterliyim diye hareket etmiş olurum. Ve günahın özüne yakalanmış olurum; yani Tanrı’dan kopukluk, bağımsızlık! Yaradılış konumunu sürekli hatırlayıp gerçek alçakgönüllülüğü öğrenmeliyim. Nitekim alçakgönüllük, Tanrı’yla yarattığı insan arasında bu şekilde gerçekçi bir ilişkiden ibarettir. Yenilenmemiz, kendimizi alçaltmamıza bağlıdır.

    c.) Yenilenmediğimiz zaman bizi düşüren üçüncü etken Şeytan’dır: ‘Ayık ve uyanık olun. Düşmanınız İblis, yutacak birini arayarak kükreyen aslan gibi dolaşıyor’ (1.Petrus 5:8). ‘Aslanın kükremeleri’ beni korkutup aldatır, kandırır: beni Baba’ya güvenden ayırmayı başarır ve günaha sürükler. Bu durumda düşmanın isteyeceği son şey tövbe etmemizdir. Ve tövbeyi imkansızmış gibi veya tövbeye rağmen Tanrı bizi affetmeyecekmiş gibi göstermek için elinden geleni yapacaktır…

    Yenilenme olmalı çünkü hayatımızda eskime, aşınma vardır! Sağlıklı bir bedenin uyku yenilenmesine gereksinimi olduğu gibi, dirilmiş ve Tanrı’nın bütün isteklerini yerine getirebilecek kapasitede olan ruhum yenilenmeye, Rab’be dayanan ilişkinin tazeliğine gereksinim duyuyor. Yenilenme olmazsa, yukarıdaki üç etken…

    · bende önce isteksizlik, bezginlik… yaratır;
    · hemen peşinden eski yaşamın cazibesi veya kolaylığı beni çeker;
    son olarak, pes ediyorum ve günaha teslim oluyorum!

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.