Yeryüzündeki Sonsuz Çeşitlilik Nasıl Var Oldu?

  • Bu konu 4 izleyen ve 3 yanıt içeriyor.
4 yazı görüntüleniyor - 1 ile 4 arası (toplam 4)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27678
    Anonim
    Pasif

    Bilginlerce, şu ana dek adlandırılmış 1,5 milyonu aşkın hayvan türünün yaklaşık bir milyonu böcektir. Bilinen tüm böceklerin isimlerini listeleyebilmek için yüzlerce sayfalık bir ansiklopedi gereklidir! Bütün bu yaratıklar nereden çıktı? Böylesine sonsuz bir çeşitlilik neden? Acaba bu, doğanın milyonlarca keresinde “şansı yakaladığı” kör rastlantıların sonucu mu? Yoksa bir tasarımın ürünü mü?

    Önce gelin dikkatimizi kısaca, gezegenimizde yaşayan diğer bazı canlılardaki çeşitliliğe çevirelim.

    Hayranlık Uyandıran Kuşlar

    Örneğin, şahane tasarımlarıyla 9.000’i aşkın değişik kuş türü hakkında ne demeli? Bazı kolibriler büyük bir arı boyunda olmakla birlikte, en ileri tekniğe sahip helikopterlerden daha maharetli ve zarif uçuşlar yaparlar. Başka kuşlar da her yıl binlerce kilometrelik göçler yaparlar; bunlardan biri, her turunda 35.000 kilometre uçan kutup sumrusudur. Onun ne bilgisayarı ne de seyir aletleri vardır, yine de şaşmaz bir şekilde varış noktasına ulaşır. Doğuştan gelen bu yetenek bir raslantı mı yoksa bir tasarım sonucu mu oldu?

    Bitkilerin Büyüleyici Çeşitliliği

    Bunun yanında bitkilerin harika dünyasında çok geniş bir çeşitlilik görülür—350.000’in üzerinde bitki türü vardır. Bunların yaklaşık 250.000 tanesi çiçek açar! Dünyadaki canlıların en büyüğü olan dev sekoya ağacı bir bitkidir.

    Sizin bahçenizde ya da yörenizde kaç çeşit bitki yetişiyor? Minicik çöl çiçeğinden, papatyadan veya düğün çiçeğinden karmaşık çeşitlilikleriyle orkidelere kadar, bu çiçekler çoğu kez insanı güzellikleri ve simetrileri, hatta hoş kokularıyla hayran bırakıyorlar. Aynı soruyu tekrarlıyoruz: Bütün bunlar nasıl var oldu? Rastlantıyla mı, tasarımla mı?

    Yaşam Kaynayan Okyanuslar

    Ya dünyanın nehirleri, gölleri ve okyanuslarında rastlanan yaşam şekilleri hakkında ne denebilir? Bilim adamları tatlısu balıklarının yaklaşık 8.400 ve okyanus balıklarının yaklaşık 13.300 türünün bilindiğini söylüyorlar. Bunlardan en küçüğü yaklaşık 1 santimetre boyuyla Hint Okyanusunda bulunan kayabalığıdır. En irisi ise boyu 18 metre dolaylarında olan balina köpekbalığıdır. Türler için verilen bu sayıların içinde ne omurgasızlar ne de şimdiye kadar keşfedilememiş olanlar var.

    İnanılmaz Beyin

    Her şeyden öte, insan beyni—en az on milyar nöronu ve bunlardan her birinin diğer sinir hücreleriyle bağlantı noktalarını oluşturan 1.000’in üstündeki sinapsıyla akıl almaz bir şeydir. Nörolog Dr. Richard Restak

    “Beynin geniş nöron sistemi ağındaki toplam bağlantı sayısı gerçekten astronomiktir” diyor. (The Brain) Ayrıca şunları ekliyor: “Beyinde . . . . on ile yüz trilyon arasında sinaps bulunabilir.” Sonra yerinde bir soru soruyor: “Nasıl oluyor da, on ile yüz milyar arasında hücresi olan beyin gibi bir organ, tek bir hücreden, bir yumurtadan gelişebiliyor?” Beyin herhangi bir Kişi’den kaynaklanmayan doğadaki garip rastlantıların bir sonucu ya da şans eseri oluşan bir şey mi? Yoksa bütün bunların ardında zekâ ürünü tasarımlar mı var?

    #36816
    Anonim
    Pasif

    Cok etkileyici, oncelikle tesekkurler,, paylasmak ıstedım, evrim konusunda insanın yapmıs oldugu gelisim seyahati malesef abartılı kalıyor, insan gibi aciz bir varlıgı -ozellikle dogumdan sonra, gelisim, beslenme- bu uzun gıbı gorunen ama kısacık zaman ıcerısınde hayvanlarla ılıskısı bana ınandırıcı gelmıyor, cunku basıt bır bocek yapısında, cıcek formundan cok daha karmasık. bu noktadan hareketle ınanc benım ıcımde sorular cevaplıyor.

    #36810
    Anonim
    Pasif

    Bunca güzellikleri yaradan Allah’a şükürler olsun O bizi yoktan var etti.O bize milyonlarca nimetle dolu bu dünyayı verdi ve eğer ona iman edersek bize bu dünyayla kıyas bile edilemeyecek cenneti vereceğini söylüyor bu kadar cömert olan Rabbimiz bunca şey karşılığında bizden sadece Ona ibadet etmemizi ve salih amel işlememizi istiyor ama insan oğlu bazen o kadar nankör olabiliyor ki bu dünya için cennetten bile yüz çevirebiliyor.Allah bizi onlardan eylemesin.

    #36863
    Anonim
    Pasif

    Hayır Emrecan,
    Tanrı bizden kendisine ibadet etmemizi ve salih amel işlememizi öncelikli olarak istemiyor. Ve ayrıca bunlar ne kadar çabalarsanız çabalayın Tanrı’yı hoşnut etmeye de yaramıyor. Onun tek istediği şey, Kendisini gerçekten tanımamız, yüreğimizle sürekli aramamız ve Onu gerçekten hayatımızın “Rab”i yapmamız.

    İslam inancında insanlar cennetin nimetlerinden faydalanmak için, Allah’a ibadet eder, iyi işler yaparlar. Bunun sebebi mükafat olarak kabul ettikleri cennete gidebilmektir. Ama hristiyanlık inancında bizler bu şeyler yüzünden cenneti istemeyiz. Cennetin nimetleri bizim için hiçbir zaman önceliğimiz olamaz. Çünkü biz ASIL GÜZELLİĞİ seyredebilmek, onun yanında, O’nunla yüzyüze zaman geçirebilmek, yaşayabilmek, o günleri EN YÜCE OLAN ile geçirebilmek, ve SONSUZ SEVİGİSİNİ bilmek ve HUZURUNU hergün hissedip, O’nun hakettiği yüceliği ve övgüyü hergün kendisine haykırabilmek için cennette olmayı arzu ederiz. Tanrı’nın olmadığı bir cennet, ya da onunla birebir paylaşımlar gerçekleştiremediğimiz bir yer cennet de değildir zaten.

4 yazı görüntüleniyor - 1 ile 4 arası (toplam 4)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.