ürün bol, ama işçi az : –

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26680
    Anonim
    Pasif

    ÜRÜN BOL, AMA İŞÇİ AZ : –

    “Kalabalıkları görünce onlara acıdı. Çünkü çobansız koyunlar gibi, şaşkın ve perişandılar. O zaman İsa öğrencilerine, ‘Ürün bol, ama işçi az’ dedi.” (Matta 9:36-37)

    Rab’be hakikaten hizmet etmekte olan herkes, bu hakikatın farkındadır. Bir kilisede 30 kişi varsa, kendisini tamamen Rab’be adamış, maalesef sadece 1 veya 2 kişi olur. Herkes kardeşini, savaş alanında yalnız bırakmış, oturmuş evde maç izliyor. Veya, Hülya Avşar’ın, niye pembe elbisesi yerine, sarısını giydiğini tartışıyor. Haftada birkaç saat toplantı ve birkaç kısa dua, onlara yetiyor. Hayatlarının %98’i dünyada, %2’si Rab’de geçiyor. Bu kardeşlerde, genelde ‘Dil’ çok, ama ‘İcraat’ yok. Hep konuşuyorlar, ama bir türlü yapmıyorlar.

    “Kardeşler, şunu demek istiyorum: Zaman daralmıştır. Bundan böyle, karısı olanlar karıları yokmuş gibi, yas tutanlar yas tutmuyormuş gibi, sevinenler sevinmiyormuş gibi, mal alanlar malları yokmuş gibi, dünyadan yararlananlar alabildiğine yararlanmıyormuş gibi olsun. Çünkü dünyanın şimdiki hali geçicidir.” (1.Kor.7:29-31)

    Durumumuz çok vahim ve üzücüdür. Çoğumuzun cennette hiçbir zenginliği yoktur. Çünkü, ne paramızı, ne enerjimizi, ve ne de vaktimizi cennet için harcadık. Bu arada, her gün milyonlarca insan Rab’siz ölüyor.

    “Köyün birine girerken O’nu, cüzamlı on adam karşıladı. Bunlar uzakta durarak, ‘İsa Efendimiz, halimize acı!’ diye seslendiler. İsa onları görünce, ‘Gidin kâhinlere görünün’ dedi. Adamlar yolda giderken, cüzamdan temizlendiler. Onlardan biri, iyileştiğini görünce, yüksek sesle Tanrı’yı yücelterek, geri döndü, yüzüstü İsa’nın ayaklarına kapanıp, O’na teşekkür etti. Bu adam Samiriyeli idi. İsa, ‘İyileşenler on kişi değil miydi? Öbür dokuzu nerede?’ diye sordu.” (Luka 17:12-17)

    Ayni şekilde Rab bizi da temizlemedi mi kardeşler? Cüzamdan değil belki, ama günahlarımızdan. Kaçımız geri gelip, onun önünde ayaklarına kapanıp, ona teslim olduk. “Şifa verdiğin için sağol ama, şu an biraz meşgulüm” demedik mi? Evet, ben de görüyor, anlıyor ve tecrübe ediyorum ki; on kurtulandan bir kişi bile Rab’be hizmet etmiyor. Biz de o dokuzlardan mıyız? Maalesef çoğumuz, çok dünyalıyız. Oysa Rab, bize örnek olabilsin diye aramızda yaşadı.

    “O sırada, din bilginlerinden biri O’na yaklaşıp, “Öğretmenim” dedi, “Nereye gidersen, senin ardından geleceğim.” İsa ona, ‘Tilkilerin ini, kuşların yuvası var, ama İnsanoğlu’nun başını yaslayacak bir yeri yok’ dedi. Başka bir öğrencisi İsa’ya, “Ya Rab, izin ver, önce gidip babamı gömeyim” dedi. İsa ona, ‘Ardımdan gel’ dedi. ‘Bırak ölüleri, kendi ölülerini kendileri gömsün.’” (Matta 8:19-22)

    “Ardımdan Gel. Beni izle. Benim gibi ol. Herşeyini, hatta kendi hayatını bile, benim uğruma ‘yok’ say. Herşeyi bırak. Hemen şimdi. Ve ardımdan gel. Benim yaptığımı yap. Benim gibi yaşa” diyor Rab. Biz ise hâlâ, “İzin ver de …. ” diyoruz. Ve listemiz bir türlü bitmiyor. Bitmediğine göre de, ardından bir türlü gitmiyoruz. Bizim canımız can. Çok kıymetli. O’nunki ise …..

    İshak, “Baba” dedi; “Ateşle odun burada, ama yakmalık ‘sunu kuzusu’ nerede?” (Yaratılış 22:7)

    Bugün de ayni soruyu soruyoruz. Yakmalık ‘Sunu Kuzusu’ nerede? Sunak var, ateş var, odun var. Ama Sunu Kuzusu yok. Herkesin canı çok kıymetli. Kimse canını Rab’be sunmuyor. Pavlus ise, “Yakında kanım, adak şarabı gibi akacak” diyor.

    Ya Rab, Yüreğimize Tövbe Ver.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.