Şimdi Yüreğim İSA İçin Atıyor – Eda Noyan

  • Bu konu 3 izleyen ve 2 yanıt içeriyor.
3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Yazar
    Yazılar
  • #27252
    Anonim
    Pasif

    Şimdi Yüreğim İSA İçin Atıyor – Eda Noyan

    pece.jpg

    Ben Rabbe gelmeden önce yaşayan bir ölüden farksızdım. Bedende yaşıyor, ruhta ölüydüm. Sizi biraz geçmişime götüreceğim, zamanında mutlu olduğumu sandığım bir aile hayatım vardı. Annem, Babam sevgi dolu insanlardı. Ben her şeyi ailemin, özellikle Babamın beklentileri doğrultusunda yapan o ideal çocuklardan biriydim. Dünyam annem, babam ve derslerimden ibaretti.

    Ta ki hayatımın üstüne o darbe ininceye kadar, önce Babaannemi ardından Annemi kaybettik. Hele Annemin öldüğü o sabahı hiç unutamam. Yine dünyada savaş rüzgarları esiyordu. Salona girer girmez Babamla gözlerimiz buluşmuştu. Ve anlamıştım. Sonra ardından o sözler döküldü. “Onu kaybettik kızım.” işte o sabah hayatımda çok şeyi değiştirdi. 12 yıllık bir karanlığın başlangıcıydı. Kimin iyi gün, kimin kötü günde yanımızda olduğunu o gün çok iyi anladık. ‘Dost’ denilen kişiler çok azdı dünyada. Hepsi sonbahar yapraklan gibi döküldü. Ben ve Babam yalnız kalmıştık. Güçlü kişi rolünü oynamaya çalışıyorduk. Babam ve Ben de birbirimize, çevreye duygularımızı ifade etmemeye çalışıyorduk. Kendi kendime çabaladım. Daha derine gömüldüm. Sanki bataklıktaydım, dünyasal tutkuların esiri olmuştum. Çok mutsuzdum. Karanlığın zindanlarında geziyordum. Evet, yaşayan bir ölüden farksızdım. Onunla Rabbim ve Kurtarıcımla tanışıncaya, O’nun hazırladığı o mükemmel planı yaşayıncaya kadar.

    Benim ilk kiliseye gidişim Babamın ermeni dostları tarafından çağrıldığımız vaftiz töreniyle olmuştu. 11-14 yaşlarında yazın ailemle yaptığımız Avrupa seyahatlerinde gördüğüm kiliselerin mimarisi karşısında hayran kalmıştım. 16 yaşında öğrenci değişiminde gittiğim Kanada’da ilk ibadete katılmıştım. Vaaz konusunu bile hala unutamam. Rab İsa’da sahip olduğumuz o muhteşem aileden bahsediyordu. İstanbul’da ise iş çıkışlarında sık sık St.Antoin’a gider dua ederdim. Orada çok büyük bir mutluluk, esenlik duyardım. 24 yaşında İngiltere’de bir otelde çalışırken Londra’da düzenli olarak bir kiliseye katıldım. Kilisenin ismi ise St.Paul Holy Trinity Church’dü. Oradaki Pastör ile sürekli konuşuyordum. Ve orada bir İncil Çalışma Grubuna da katılıyordum. Mesih inancı hakkında konuşuyor, İncil’den bölümler okuyor, tartışıyorduk. Ve sonra Türkiye’ye döndüm. Dönerken bana bir İncil hediye ettiler. Çok etkilenmiştim, içine dileklerini ve, Rabbin harika bir ayetini yazdılar. Efesliler 3:14-21 Bu ayet, ileride anlamını keşfedince hayatıma yeni bir anlam katacaktı.

    Bu arada hayatımın akışı değişmişti. Evlenmiştim. Mutluydum. Sık sık İncil’imi okuyordum İşte o zamanlar Rabbin sevgisini, o eşsiz huzurunu hissediyordum. Ama hayatımda, yüreğimin derinliklerinde çok büyük bir eksiklik vardı. Antalya’ya yerleştiğimden beri ruhumun derinliklerinde hep bir kilise arıyordum. Ama cesaretimi toplayıp nerede olduğunu keşfedememiştim. Bir gün eşimle birlikte bir Pazar yürüyüşümüzde kendimizi Aziz Paul Kültür Merkezi’nin önünde bulduk. Kiliselerin yazılarını okuyunca çok mutlu oldum. İçeriye girdik. Kafeteryada oturduk. İbadetin bittiğini öğrenince üzüldüm. Sonra Rab’le 365 günü anlatan harika bir kitap buldum raftan ve okumaya başladım. Daha sonra Uluslararası Kilisenin önderi James ile tanıştık ve çok güzel bir sohbetimiz oldu. Ve beni Sheraton Otel’deki Noel toplantısına çağırdı. Hayatımda hiç Noel Korosu izlememiştim. O gün Noel toplantısından çok bereket almıştım ve çocuklar gibi mutluydum.

    Daha sonra Rabbin harika planı muhteşem bir şekilde hayatımda işlemeye devam etti. Aziz Paul Kültür Merkezi’nde çalışmaya ve Rabbe hizmet etmeye başladım. Ve bir gün Antalya İncil Kilisesi’nin ibadetine katıldım. İbadet sırasında Rabbin sevgi dolu dokunuşunu yüreğimin ta derinliklerinde hissetmeye başladım. Gözlerimden yaşlar boşaldı daha önce hiç boşalmadığı kadar. Yüreğimdeki yaraydı kanayan. Ve Rab İsa’nın bizler için ödediği bedeli işte o anda fark ettim. Tanrı biricik oğlunu feda etmişti. Rab İsa kanıyla günahlarımızın bedelini çarmıhta ödemişti. Biz onu sevmeden o bizi sevmişti. Çarmıhını yüklenen ardımdan gelsin diyordu. İşte o zaman Rabbe iman etmiştim. Rabbe döndüğüm gün o peçe kaldırılmıştı. Peçesiz yüzle O’na benzer olmak üzere değiştiriliyorduk (2.Korint 3 : 16-18). O zamana kadar ölüydüm. Karanlıktaydım. Ama artık kurtarıcım İsa ve Rabbin o eşsiz planı sayesinde Tanrı’yla barışmıştım. Ölümden sonsuz yaşama, karanlıktan aydınlığa geçmiştim. Ve Rab İsa benim için tek gerçek, tek yol ve tek yaşamdı artık. O benim Yaşam Ekmeğim olmuştu.

    Rabbe iman ettikten sonraki hayatımda çok şey değişti. Vaazlar, mezmurlar, ayetler, ilahiler, kişiler aracılığıyla Rab bana her yerde.. her zaman konuşmaya başladı. Eskiden geçmişime, kişiliğime bakmaya cesaret edemezdim; korkardım. işte bir gün Rab sevgili dostlarım Ramazan ve Şirin’i kullanarak beni cesaretlendirdi. Vaftiz derslerine o sıra yeni başlamıştım. Her şey o ilk adımı atmamla başladı. Geçmişimin derinliklerindeki sırlarımı çok değerli dostlarımla paylaştım. Artık korkmuyordum, cesaretliydim tek tek her şeyi anlattım. İman yoluyla.. O’nun Lütfuyla kurtulmuştum. Bu Tanrı’nın bir armağanıydı. Artık gerçek Eda’yı bulacaktım. Rabbimiz istediği kişi olabilmek üzere bu yolculuğa adım attım. Rab İsa’yla yürümeye başladığım andan itibaren gördüm ki tek mutluluk Rabbin o sarsılmaz sevgisiydi. Rabbin her zaman her anımda benimle olduğunu biliyordum. Artık hep Rabbe bakacaktım. Rab’le tüm duygularımı paylaşacaktım. Rabbin istediği kişi olacak hep O’nu mutlu edecektim. Her gün dua ettim. Sevgili dostlarım benim sorularıma sabırla cevap verdiler, sorunlarımla nasıl zafere ulaşacağımı gösterdiler. Her gün Rabbin beni değiştirmesi için hep birlikte dua ettik. Rab İsa’daki ayrıcalığı yetkiyi göstermesi için de. Kardeşler için dua ettikçe duanın nasıl hayatı değiştirdiğini, Rabbin mucizelerinin ve bereketlerinin nasıl aktığını gördüm. Rabbe hem bize verdiği değeri, hem de bir taraftan zayıflıklarımı ve günahlarımı da göstermesi ve beni gün be gün değiştirmesi için her gün daha çok dua etmeye başladım.

    Rabbin beni de seçtiği, ölümden yaşama geçirdiği, Rab İsa’da sahip olduğum yüce aile için her gün daha çok şükretmeye başladım. Birçok kişiyi kurtuluş, sonsuz yaşama çağırmak istiyordum. Rabbe dua ettikçe değişmeye başladığımı fark ettim. O yaşayan ölü gitmişti, yerine yeni bir yüreği olan, Rab için yaşayan. her yerde O’nun ışığı olmak isteyen bir Eda gelmişti. O eski yaratık Rab tarafından yeni bir yaratık olarak değiştirilmişti. Gözlerimden Rab’de yaşamanın sevinci, pırıltısı okunuyordu. Bütün dünyayla paylaşmak, haykırmak istiyordum. Rab’de sahip olduğum, o çok güzel ve çok değerli aileyi gördüm.

    Artık Rab’le bir yürektim, kalbim hep O’nun için atıyor ve kardeşlerim için dua ettikçe Rab İsa’yla iman yolculuğunda ilerliyor ve büyüyordum. Kitaplar okudum birçok kişiyle sohbet ettim. soru ardına soru sordum. Dolayısıyla, inancımı Rabbi daha iyi tanımak için aldığım vaftiz dersleri benim için hayat dersleri oluyordu. Böyle değerli kardeşleri benim hayatımda kullandığı için Rabbe şükrediyordum. Ayrıca, Rab ayetleri canlı olarak hayatımda uygulamak, yüreğimin kapılarını tamamen açmak, Rabbin yüreğimde tamamen çalışması için daha çok dua ettim, sürekli okudum. Çok değerli dostlarım ile derin sohbetler, ardı arkası kesilmeyen sorular, onların sabırla açıklamaları, duaları her şey çok muhteşemdi ve çok özeldi. Hepsinden çok bereket alıyordum. Rab’ be ve O’nun planıyla hayatıma giren böylesine değerli tüm kardeşler için minnettarım. Artık her anımda Rabbe koşuyordum. Onunla ağlıyor, gülüyordum. Rab’de atacağım her adım için heyecan ve mutluluk duyuyordum. Rabbe her zaman, her şey için milyonlarca kez şükretmek istiyordum, harika planı için, beni de çocuklarının arasına kattığı. Sonsuz Yaşam sağladığı ve saymak istediğim milyonlarca neden için…

    Yaşama nedenim Rab’di artık. O’nun lütfü sayesinde kurtulmuştum. O’nun sevgisi olağan üstüydü. Rab beni değiştiriyordu. Yüreğim Rab için atıyordu. Sürekli Rab’de olabilmenin ne kadar özel olduğunu görüyordum. Artık Rab mutluysa ben mutluydum, Rab üzgünse ben de üzgündüm. Artık ölümden ve dostlarımı yitirmekten korkmuyordum. Artık incinmekten korkmuyordum. Çünkü Rab hep benim yanımdaydı, benimle konuşuyordu. Olayları değil, olayların ötesini Rabbin planın görmek için dua ediyordum. O her sıkıntıyı kullanarak bizleri deriştirmek güçlendirmek istiyordu. Rabbe layık olabilmek, O’na benzeyebilmek için dua ediyordum.

    Tüm değerli dostlarımın sayesinde derinliklerdeki ‘Ben’e ulaştım. Artık Rab İsa’nın olmamızı istediği yeni kişi. yani ‘yeni yaratık’ olma yolundaydım. Artık Rab hayatıma girdiği andan itibaren çok mutluydum. Hayatımın her anında hep gerçekle yürüyeceğim. O benim sığınağım, kalemdir derim Rab için. Tanrı’mdır, O’na güvenirim. Beni de kanatlarının altına almıştı, Onların altına sığınmıştım. O harika planıyla beni de kurtarmıştı. Gözlerimi dağlara kaldırdığımda yardım Rab’den gelmişti. Ve ben hep O’nun ışığı olacaktım. Hep Rabbim ve Kurtarıcım Mesih’le birlikte yürüyeceğim. Tek gerçekle. O hep benim çobanım olacak. Şimdiden sonsuza dek.

    Rabbin adına şükürler olsun. Güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar. Rabbim kaybolmuşken yaşam soluğu verdiğin, beni de kurtardığın için Kutsal Ruh’unla sevgini akıttığın için, beni Sende her zaman sımsıkı tuttuğun için, hiçbir zaman bırakmadığın için, günahlarımı Rab İsa’nın kanıyla affettiğin için, verdiğin muhteşem aile için, Lütfum sana yeter dediğin için, yaptığın ve yapacağın tüm mucizelerin için milyonlarca kez Sana minnettarım. Ömrüm boyunca yalnız iyilik ve sevgi izleyecek beni. Hep Rabbin evinde oturacağım, adını sonsuza dek öveceğim. İsa’nın Yüce adıyla. Amin.
    ,
    Eda Noyan

    Eklenme Tarihi: 31.01.2009 05:00:54
    Okunma Sayısı: 82

    #35975
    Anonim
    Pasif

    Yanlıs anlamazsanız dusuncemi paylasmak istiyorum. Ben bu hikayede bir mucize gormedim anladıgım kadarıyla yıllarca kiliseye hristiyanlıga ilgi duymus her fırsatta oralara gitmiş incil okumus buna ragmen yıllar sonra iman edıo ve ortada mucizevi birşey yok acaba ozenti olabilir mi???

    Yani etkileyici birşey goremedim birde cok erken yaslardan itibaren kiliseyle tanısmıs dualar edıp duzenlı vaazlara katılıomussunuz. Peki siz daha once herhangi bir inanca sahıp deil miydiniz?? Genelde bole durumlarda cevresinde daha az gordugu inanaca meyleder insanlar…

    #35984
    Anonim
    Pasif

    Sevgili Muallak kardeşim, İsa Mesih müridi olmak için ille de maddi açıdan bir mucizeye tanık olmak gerekmez. Kaynak eserleri oku, araştır… hardal tohumu kadar iyi niyetin varsa eğer… Mesih’in hayat yaklaşımının tek çıkar yol olduğunu kendin anlayacaksın. Ama araştırmaya azmin, sussuzluğun, açlığın olmalı. Başka türlü olmaz. Dikkat edersen tüm burdaki Mesih’i tanıyış tanıklıkları hep bu tür bir açlığın debelenişinden bahsediyor. Hepsi de birer serüven. Açlığın oldu mu, kapıyı çalacaksın, isteyeceksin, talep edeceksin hatta… ‘İstediğinizde verilecektir’ diyor Rab’bimiz… ‘İstemek’ sözünü kullanışından maksadı öyle ukalaca kendisini deniyormuş gibi sormayı kastettiğinden değil elbet. ‘İstemek’ diyorken o derin vicdani sussuzluğun kıvranışından bahsediyor. O kıvranışın samimi ızdırabı yoksa insanda, bir şeyin vahyedileceği yoktur hayatında, kendisine.

    Dilerim sana bu türden bir kıvranışı… bir insana dilenecek en esaslı şeydir de ondan… sevgiyle kal…

3 yazı görüntüleniyor - 1 ile 3 arası (toplam 3)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.