Tanrı Vereni Bereketler

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24720
    Anonim
    Pasif

    Tanrı Vereni Bereketler (Yazar: İsmail Kulakçıoğlu)amin

    O zaman RAB, İlyas`a şöyle seslendi:

    Buradan ayrıl, doğuya git. Şeria Irmağı`nın doğusundaki Kerit Vadisi`nde gizlen.
    Dereden su içeceksin ve buyruk verdiğim kargaların getirdiklerini yiyeceksin.”

    RAB`bin söylediklerini yapan İlyas, gidip Şeria Irmağı`nın doğusundaki Kerit Vadisi`ne yerleşti.
    Dereden su içiyor, kargaların sabah akşam getirdiği et ve ekmekle besleniyordu.

    Ancak ülkede yağmur yağmadığı için bir süre sonra dere kurudu. İlyas ve Sarefatlı Dul Kadın
    O zaman RAB, İlyas`a, ‘Şimdi kalk git, Sayda yakınlarındaki Sarefat Kenti`ne yerleş’ dedi, “Orada sana yiyecek sağlaması için dul bir kadına buyruk verdim.”

    Sarefat`a giden İlyas kentin kapısına varınca, orada dul bir kadının odun topladığını gördü. Kadına: “Bana içmek için biraz su verebilir misin?” dedi.

    Kadın su getirmeye giderken İlyas yine seslendi: “Lütfen bir parça da ekmek getir.”

    Kadın, “Senin Tanrın yaşayan RAB`bin adıyla ant içerim, hiç ekmeğim yok” diye karşılık verdi, ‘Yalnız küpte bir avuç un, çömleğin dibinde de azıcık yağ var. Görüyorsun, bir iki parça odun topluyorum. Götürüp oğlumla kendim için bir şeyler hazırlayacağım. Belki de son yemeğimiz olacak, ölüp gideceğiz’.

    İlyas kadına, “Korkma, git yiyeceğini hazırla” dedi, “Yalnız önce bana küçük bir pide yapıp getir. Sonra oğlunla kendin için yaparsın.

    İsrail`in Tanrısı RAB diyor ki, `Toprağa yağmur düşünceye dek küpten un, çömlekten yağ eksilmeyecek (1.Krallar: 17:2-14).

    Sarefatlı dul kadının sevinerek vermesi için küpler dolusu unu, çömlek çömlek yağı yoktu. Bir pişirimlik unuyla çömleğin dibinde azıcık yağı vardı; o da kendisinden isteniyordu. İlyas Peygamber’e acınacak durumunu anlatmaktan başka çözüm bulamıyordu, elindeki yiyeceklerin, son yiyecekleri olduğunu anlatmaya çalışıyordu.

    Luka 4:25’te İsa Mesih o günleri ‘Bütün ülkede korkunç bir kıtlığın baş gösterdiği İlyas zamanı…’ diye tanımlıyor. Demek ki, kıtlığı yaşayanların durumu hiç de iç açıcı değildi. Kaygının ötesini, ölüm korkusunu yaşamaktaydılar. Dul kadın öleceklerini söylerken boş konuşmuyordu; belki de açlıktan ölenleri görmüştü, söyledikleriyle zor durumunu, ölümü beklediğini anlatmaya çalışıyordu.

    Sonunda dul kadın, tüm yoksulluğuna karşın, korkularına bakmak yerine Tanrı’ya bakmayı ve vermeyi seçti. Tanrı’ya güveni boşa çıkmadı. Rab, onun fiziksel gereksinimlerini karşıladı.

    ‘Kadın gidip İlyas`ın söylediklerini yaptı. Hep birlikte günlerce yiyip içtiler.
    RAB`bin İlyas aracılığıyla söylediği söz uyarınca, küpten un, çömlekten yağ eksilmedi’ (1.Krallar 17: 15 –16).

    Tanrı, Kutsal Kitap’ın birçok yerinde sunu, ondalık, bağış verenlere bereket vaat etmiştir.

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.