Tanrı ve Acı Çekme, Birinci Elden

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26332
    Anonim
    Pasif

    Üniversitenin ilk senesinde yaşadığım bir trafik kazası yüzünden boynumdan aşağısı felç oldu. Bir saniyede tüm yaşantım değişti. Ben üniversitenin aktif öğrencilerinden birisiydim ve artık sevdiğim hiçbir şeyi yapamayacaktım: koşmak, dans etmek, gitar ve piyano çalmak. Benim hayalim misyoner olmak ve hayatımın geri kalanını Tanrı’ya hizmet ederek geçirmekti. Tanrı bana bunun olmasına nasıl izin verdi?

    Çoğunlukla zamanımı yatağımda ağlayarak geçirirdim. Kontrol edemediğim bir vücuda hapsolmuştum, arkadaşlarımdan yabancılaşmıştım, doktorlar beni iyileştiremiyorlardı; bu yüzden göz yaşlarımı tutamıyordum. Üniversite koridorlarında tekerlekli sandalyemle ilerlerken diğer öğrencilerin bana bakması beni çok sinirlendiriyordu.

    Kutsal Kitap’ta Tanrı, O’na iman edersek bizi asla terk etmeyeceğini söylüyordu. Ben yatağımda canlı bir ceset gibi yatsam da, içimde bir ümit vardı, çünkü Tanrı’nın beni sevdiğini ve benim yaşamımla ilgili bir amacı olduğunu biliyordum. Ya kendisine kızgın olup O’na karşı acı duyacaktım ya da her şeyin O’ndan geldiğini bilip esenlik içinde yaşayacaktım. Benliğim aksi yönde olsa da, ben Tanrı’yı izlemeye karar verdim.

    Ne zaman kötü şeyler başımıza gelse; Tanrı’nın bizim için olan sevgisinden şüphe etmek için ayartılırız; “Tanrım beni sevseydin bunlar başıma gelmez” deriz. “Tanrı, biricik Oğlu’nun aracılığıyla yaşayalım diye O’nu dünyaya gönderdi ve böylece bize olan sevgisini gösterdi.” (1. Yuhanna 4:9). Bizim durumlarımız Tanrı’nın bize karşı olan sevgisinin bir görüntüsü değildir. Bu sevginin göstergesi yaşamımızdaki bereketler ya da bu bereketlerin noksanlığı değildir.

    Sevgi, sorunsuzluk ya da acısızlık demek değildir. Tanrı sık sık bunları bizim büyümemiz ve olgunlaşmamız için kullanır. Tanrı’da olanlar için de yaşam zordur ve zor olmaya devam edecektir. Hala kazamın yarattığı sorunlar ile karşı karşıyaydım, kaza esnasında sevdiğim dostlarım ölmüştü. Yaşamın doğası, kötü ve iyinin karışımından oluşmaktaydı. Yaşadığım her gün bu olguyu kabul etmeyi öğreniyordum.

    Tanrı aynı zamanda bizlere ağlama veya acı çekme özgürlüğünü de vermiştir. Duygularımızı ifade etmemek, sonunda yıkıcı bir şekilde patlamalara sebep olabilir. Acı çektiğimiz zamanlarda kayıplarımızı atlatmak veya içinde olduğumuz krizi yenmek için, aynı zamanda kederimizi doğru yollarla ifade etmek için zamana ihtiyaç duyarız. Tanrı ile aramıza bir duvar örmememiz gerekir. Bizi O yarattı ve tam olarak bizim nasıl hissettiğimizi O bilir. Sorunlarımı ve duygularımı Tanrı’ya aynı zamanda yakın dostlarıma iletmekten çekinmem.

    Tanrı bizlere gelecekle ilgili olarak bir ümit sunmaktadır. Bu ümit cennettir; omuriliğim yüzünden yatağa çakılı olarak yaşadığım her gün, cennette koşacağım günleri düşleyerek mutlu oluyorum. Tanrı bizler için ağlama, acı, hastalık veya ölüm olmayacak bir yeri yarattı.

    Artık yaşamımın bana getirdiklerinden dolayı acı dolu değilim. Ben Tanrı’nın iyiliğini gördüm, daha güçlü bir kişi oldum. Milyonlarca dolar kazanan bir sporcu olup O’ndan ayrı olmaktansa, Tanrı’da olan, O’nunla yaşayan bir felçli olmayı tercih ederim.

    Yazan: Stacy James

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.