Son Yağmurdan Önce

  • Bu konu 4 izleyen ve 4 yanıt içeriyor.
5 yazı görüntüleniyor - 1 ile 5 arası (toplam 5)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24953
    Anonim
    Pasif

    Son Yağmurdan Önce (Dr. Derek Prince)

    Doğru amaçlarla ve Kutsal Kitap ilkelerine göre dua ve oruç aracılığıyla serbest bırakılan ölçüsüz gücü gördük. Bu şekilde özgür bırakılan güç, sadece bireyler ve aileleri değiştirmekle kalmaz aynı zamanda bütün şehirleri, ulusları ve uygarlıkları da değiştirebilir. Bunun Kutsal Kitap’ta gördüğümüz iki tarihsel örneği, Yunus’un zamanında Ninova ve Ester’in zamanında Pers İmparatorluğu’ndaki Yahudi ulusudur. Her iki durumda da, bir grup insan kendilerini dua ve oruçla alçalttıklarında tarihin akışı radikal ve kalıcı bir biçimde değişmişti.

    Ancak, Tanrı’nın gücünün tarihin akışını değiştirmesini sadece geçmişle sınırlı bir şey olarak görmemeliyiz. Günümüzde de Kutsal Kitap’ta kayıtlı olduğu biçimde dua edip oruç tutarak, Tanrı’dan güçlü ve dramatik bir şekilde tarihe müdahale etmesini isteyebiliriz. Bu, hem büyük bir gereksinim, hem de görkemli bir olasılıktır.

    Tanrı’nın bizden oruç konusunda ne istediğini anlamak için Peygamber Yoel’e bakalım. Yoel bizlere Tanrı’nın bu son günlerde halkı için olan amaçlarının kısa ama ayrıntılı bir özetini sunar. Yoel, tam bir felaket ve yıkım içinde başlar. Tevrat: Yoel çaresiz ve ümitsiz bir durumu tanımlamaktadır:

    ‘Sözlüsünü yitirip çul kuşanan bir genç kız gibi yas tutun.
    RAB`bin Tapınağı`na götürülecek Tahıl ve şarap sunusu yok artık. RAB`be hizmet eden kâhinler* yas tutuyorlar.

    Tarlalar harap oldu, toprak acılı. Çünkü tahıl mahvoldu, Yeni şarap tükendi, zeytinyağı kesildi.

    Arpa, buğday için dövünün, ey ırgatlar, Ağıt yakın, ey bağcılar, Çünkü tarlaların ürünü yok oldu.

    Asmalar kurudu, incir ağaçları soldu; Nar, hurma, elma, bütün meyve ağaçları kurudu. İnsanoğlunun sevinci yok oldu’ (Yoel 1:8-12).

    Burada gördüğümüz durum felaket, bitkileri yakıp mahveden bir hastalık, ümitsizlik, yas ve tam bir ruhsal çöküntü. Ama Tanrı bu durum için bulduğu çareyi bundan sonraki ayetlerde aynı peygamber aracılığıyla bildirmektedir. Yoel 1:13-14′deTanrı, halkına şöyle bir talimat vermektedir:

    ‘Ey kâhinler, çul kuşanıp yas tutun. Ey sunakta hizmet edenler, ağıt yakın, Ey Tanrım`ın hizmetkârları, tapınağa gelin, Çul içinde geceleyin. Çünkü Tanrınız`ın Tapınağı için Tahıl ve şarap sunusu kalmadı.

    Oruç* için gün belirleyin, özel bir toplantı yapın; Yaşlıları ve ülkede yaşayanların tümünü Tanrınız RAB`bin Tapınağı`na toplayıp RAB`be yakarın.’

    Tanrı’nın öngördüğü çözüm, bir oruç günü belirleyip sonra da Tanrı’yı bütün kalple edilen duayla aramaktır. Burada, ‘belirlemek’ sözcüğü, oruç tutmak için kesin bir tarih tayin etmek anlamına gelir.

    Tanrı bu isteklerini Yoel 2:12′de tekrar eder:

    ‘RAB diyor ki, “Şimdi oruç* tutarak, ağlayıp yas tutarak Bütün yüreğinizle bana dönün!’
    Yİne görüyoruz ki Tanrı’nın bu isteklerini yerine getirmek için oruç tutmak şarttır. Yoel 2:15-16′da şunları okuyoruz:

    ‘Sion’da boru çalın. Oruç için gün belirleyin, özel bir toplantı yapın.Halkı toplayın, topluluğu kutsal kılın, Yaşlıları bir araya getirin. Çocukları, hatta emzikte olanları toplayın. Güvey odasından, gelin gerdeğinden çıkıp gelsin.’

    (Herkes, her şeyi bir kenara bırakarak kendisini Rab’bi aramaya vermelidir. Bütün normal günlük işler geçici bir süre için bir kenara bırakılmalıdır.)

    ‘Kâhinler, RAB`bin hizmetkârları, Tapınağın girişiyle sunak arasında ağlaşıp, `Ya RAB, halkını esirge diye yalvarsınlar. `Mirasın olan halkının aşağılanmasına izin verme, Uluslar onunla alay etmesin. Halklar arasında neden, Onların Tanrısı nerede? densin?”(Yoel 2:17).

    Aşağıda Tanrı’nın halkının duası ve tutulan oruca vermeye vaat ettiği yanıtı görüyoruz:
    ‘Ey toprak, korkma, sevinçle coş! Çünkü RAB büyük işler yaptı.

    Ey kır hayvanları, korkmayın! Çünkü otlaklar yeşeriyor. Ağaçlar meyvelerini yükleniyor, İncir ağaçları, asmalar ürünlerini veriyor.

    Ey Siyon halkı, Tanrınız RAB`de sevinç bulun, coşun. İlk yağmuru size tam ölçüsüyle veriyor*fc*; Daha önce olduğu gibi, İlk ve son yağmurları yağdırıyor.

    Harman yeri tahılla dolacak. Şarap ve zeytinyağı tekneleri taşacak.

    Üzerinize gönderdiğim büyük çekirge ordusunun*fb*, Olgunlaşmış ve yumurtadan yeni çıkmış çekirgenin, Yavrunun ve genç çekirgenin Size kaybettirdiği yılları geri vereceğim.

    Bol bol yiyip doyacak Ve sizin için harikalar yaratan Tanrınız RAB`bin adını öveceksiniz. Halkım bir daha utandırılmayacak.

    Bileceksiniz ki, İsrail halkının arasındayım, Tanrınız RAB benim, başka biri yok. Halkım bir daha utandırılmıyacak.

    Ondan sonra bütün insanların üzerine Ruhum`u dökeceğim. Oğullarınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar. Yaşlılarınız düşler, Gençleriniz görümler görecek.
    O günler kadın, erkek kullarınızın üzerine de Ruhum`u dökeceğim’ (Yoel 2:23-29).

    Tanrı, halkının dua edip oruç tutmasına yanıt olarak, yardımınıza geleceğim, durumu tamamen değiştireceğim, kıtlığı ve ürünleri kırıp geçiren hastalığı kaldıracağım ve bütün gereksinimlerinizi karşılayacağım. Bolluk olacak, dolup taşacaksınız ve artık uluslar arasında küçümsenen kişiler olmayacaksınız. Başınızı kaldırabileceksiniz ve diğer halklar, ‘Bakın Tanrı onlar için neler yaptı’ diyecekler’ der.

    İncil’de elçi Petrus’un Pentikost gününde Kutsal Ruh geldikten sonra toplanan kalabalığa söylediği sözleri okuyoruz:

    Bu gördüğünüz, Peygamber Yoel aracılığıyla önceden bildirilen olaydır: `Son günlerde, diyor Tanrı, Bütün insanların üzerine Ruhum`u dökeceğim. Oğullarınız, kızlarınız peygamberlikte bulunacaklar. Gençleriniz görümler, Yaşlılarınız düşler görecek’ (Elçilerin İşleri 2:16-17).

    Tanrı bu son günler için bütün dünyadaki topluluğunun üzerine Kutsal Ruhu’nu dökmüştür. Bu, Tanrı’nın zamanımızın büyük gereksinimleri ve baskıları için verdiği çözümdür.

    Halkının üzerine bir çok alanda saldırmakta olan şeytani, Tanrı’ya karşıt güçlere ve İnanlılar topluluğundaki kıtlık ve hastalığa karşı çözümüdür. Tanrı kendi halkını çaresiz bırakmayı ya da bu kötü baskı ve güçlerin merhametine bırakmayı tasarlamamıştır. Bir yol sağlamıştır. Kutsal Ruhu’nu dökmeyi ve halkına doğaüstü bir düzeyde yardım etmeyi vaat etmiştir. Ancak birlikte ve birlik içinde kendisini dua ve oruç aracılığıyla aramamız şartını yerine getirmemizi ister.

    Yoel 2:28’deki vaade dikkat edin: ‘Ondan sonra bütün insanların üzerine Ruhum’dan dökeceğim…’ Neden sonra? Tanrı’nın isteklerini yerine getirdikten sonra. Bir oruç günü saptamalı, Tanrı’yı aramalı, dua ve oruçla bir araya gelmeliyiz. Bundan sonra Tanrı Sözü’nü tutacaktır. Tanrı size, durumu tamamen değiştirmek için Kutsal Ruh’un gücü ve doluluğunda geleceğini söyler. Korkulu ve yenilmiş biri olmak yerine güçlü ve etkili olacaksınız. Dünya sizinle alay etmek yerine, Tanrı’nın kendi halkının yardımına nasıl koştuğunu gördüğünde hayretler içinde geri çekilecek.

    Yoel’in Tanrı’nın halkını oruç ve duaya çağıran mesajı, Tanrı halkının ruhsal önderleri üzerine özel bir sorumluluk koyar. Özellikle üç tür kişiden söz edilmiştir. Bunlar rahipler, din görevlileri ve önderleridir. Yoel 1:13-14′te şu sözleri okuyoruz:

    ‘Ey kâhinler, çul kuşanıp yas tutun. Ey sunakta hizmet edenler, ağıt yakın, Ey Tanrım`ın hizmetkârları, tapınağa gelin, Çul içinde geceleyin. Çünkü Tanrınız`ın Tapınağı için Tahıl ve şarap sunusu kalmadı.

    Oruç için gün belirleyin, özel bir toplantı yapın;Yaşlıları ve ülkede yaşayanların tümünü Tanrınız RAB`bin Tapınağı`na toplayıp RAB`be yakarın.’

    #32507
    Anonim
    Pasif

    İnsanların başına gelen belâ ve musibetlere kendi elleri ile işledikleri günahların yol açtığını; Yüce Tanrı’nın kimseye eziyet ve zulüm etmediğini; insanların, Tanrının yasalarına uymadıkları müddetçe, benzer sıkıntıları yaşayabileceklerini özetleyen hoş bir yazı…

    Paylaşım için teşekkürler.

    Bazen çok sık soru sorduğumu, hattâ bu husus da zamanla çekilmez bir hâl aldığımı düşünüyorum. Bunun için şimdiden özür dilerim. Ama amacım asla her yazıda kusur aramak veya cımbızlama yaparak demagojik yaklaşımlarla sizleri uğrştırmak değil. İnsanın şeytandan daha büyük bir düşmanı var.

    Kendi egosu…

    Çok şükür bunun farkındayım.

    Müsaadenizle anlaymadığım bir hususu yazınızdan alıntı yaparak sormak isterim.

    … Her iki durumda da, bir grup insan kendilerini dua ve oruçla alçalttıklarında…

    Dua da, oruç da birer ibâdettir. İbâdetin muhatabı Yüce Tanrıdır. Bu itibarla; Tanrıya edilen dua ile, tutulan oruç ile insan alçalmaz, bilâkis şereflenir. Yaradanın hoşnudluğunu kazandıracak her davranış imanlı için cennette sonsuz yaşamaktan daha mühimdir. Çünki kulun elde ettiği her bir nimet, ulaştığı her bir makam, Tanrının yüceliği karşısında (0) mesâbesindedir.

    Tanrının varlığını idrâk edip de O’na dua ile sığınmaktan daha hoş ne olabilir ?

    Bu cümleyi anlayamadığım gibi, yazının bütünüyle alâkasını da kuramadım.

    Dua ve oruç; Hristiyan teolojisinde, insanın kendisini alçaltması olarak mı algılanmakta ?

    Saygılar.

    #32509
    Anonim
    Pasif
    Â’raf;13069 wrote:
    İnsanların başına gelen belâ ve musibetlere kendi elleri ile işledikleri günahların yol açtığını; Yüce Tanrı’nın kimseye eziyet ve zulüm etmediğini; insanların, Tanrının yasalarına uymadıkları müddetçe, benzer sıkıntıları yaşayabileceklerini özetleyen hoş bir yazı…

    Paylaşım için teşekkürler.

    Bazen çok sık soru sorduğumu, hattâ bu husus da zamanla çekilmez bir hâl aldığımı düşünüyorum. Bunun için şimdiden özür dilerim. Ama amacım asla her yazıda kusur aramak veya cımbızlama yaparak demagojik yaklaşımlarla sizleri uğrştırmak değil. İnsanın şeytandan daha büyük bir düşmanı var.

    Kendi egosu…

    Çok şükür bunun farkındayım.

    Müsaadenizle anlaymadığım bir hususu yazınızdan alıntı yaparak sormak isterim.

    Dua da, oruç da birer ibâdettir. İbâdetin muhatabı Yüce Tanrıdır. Bu itibarla; Tanrıya edilen dua ile, tutulan oruç ile insan alçalmaz, bilâkis şereflenir. Yaradanın hoşnudluğunu kazandıracak her davranış imanlı için cennette sonsuz yaşamaktan daha mühimdir. Çünki kulun elde ettiği her bir nimet, ulaştığı her bir makam, Tanrının yüceliği karşısında (0) mesâbesindedir.

    Tanrının varlığını idrâk edip de O’na dua ile sığınmaktan daha hoş ne olabilir ?

    Bu cümleyi anlayamadığım gibi, yazının bütünüyle alâkasını da kuramadım.

    Dua ve oruç; Hristiyan teolojisinde, insanın kendisini alçaltması olarak mı algılanmakta ?

    Saygılar.

    Sevgili Araf kardes!

    Bilgisayarımdaki bir problemden dolayı çok uzun yazamayacagım.

    Yalnızca bir konuda rahat olmanızı istiyorum. Burada ögrenmek amaclı sorulan her soruya memnuniyetle cevap vermek isteriz. Kimsenin cekinmesine gerek yoktur. Hatta memnun bile oluyoruz, cünkü belki de sordugunuz sorunun cevabını baska merak edenler de böylece cevaplarını alıp bereketlenmis oluyorlardır. Gelelim sorunuza:

    Hristiyan teolojisi okumadım. Kutsal Kitab’ı ise devamlı okumaktayım. Bunun icin diyorum ki her hristiyanın hayatında oruc ve dua önemli bir yer tutmalıdır. Ve her bir hristiyan aynı zamanda alcakgönüllü, yumusak huylu ve sabırlı olmalıdır. Yani bir hristiyan oruc ve dua ettigi icin kendini alcaltmıyor, alcakgönüllü oldugu ve Rab’bini hoşnut etmek istedigi için oruc tutup dua ediyor.


    İnsanın kendini alcaltmasına bir örnek olarak Kral Manasse’yi ve babası Hizkiya’yi örnek gösterebilirim. Daha cok örnekler var, ama bilgisayardaki problemden dolayı şimdilik kısa gecmeliyim.


    Esenlikler diliyorum. Rab İsa Mesih(Yeşuah)sizi bolca bereketlesin.

    #35600
    klaus
    Anahtar yönetici

    Slm,
    Yazılarınz dikkatimi çekti, gerçekten siz kuran okumuşsunuz gibi geliyor bana yanılıyormuyum? Ben de İncil okudum, halen de okumaya çalışıyorum. Buraya kız arkadaşımdan dolayı üye oldum, sevindim. Fikir alış verişinde bulunmak için buradayım. Ben müslümanım, aynı zamanda diğer dinleri araştırıyorum. Bence de oruç, dua güzel ahlak hoş görü inanalarda olmalı. İster müslüman, ister hristiyan ister yahüdi olsun, maksat öğernmekse varım. Ben de o ayeti çok severim, Allah doğruyu söylüyendir.

    #35605
    Anonim
    Pasif
    ocean49;19537 wrote:
    Slm,
    Yazılarınz dikkatimi çekti, gerçekten siz kuran okumuşsunuz gibi geliyor bana yanılıyor muyum? Ben de İncil okudum, halen de okumaya çalışıyorum. Buraya kız arkadaşımdan dolayı üye oldum, sevindim. Fikir alış verişinde bulunmak için buradayım. Ben müslümanım, aynı zamanda diğer dinleri araştırıyorum. Bence de oruç, dua güzel ahlak hoş görü inanalarda olmalı. İster müslüman, ister hristiyan ister yahüdi olsun, maksat öğernmekse varım. Ben de o ayeti çok severim, Allah doğruyu söylüyendir.

    Sevgili ocean49,
    Buraya, Hristiyantürk forum sayfamıza gelmeniz bizi çok sevindirdi. Sizin de dediğiniz gibi fikir alışverisinde bulunmak, ve dinleri, inançları araştırmak çok önemlidir. Ben her zaman herkese öncelikle kendi içinde bulundukları inancı, daha sonra da diğer din ve inançları tarafsız ve önyargısıyz bir şekilde araştırmalarını öneriyorum. Çünkü dünyada irili ufaklı pek çok din ve inanç vardır. Bunların hepsi de kendi inançlarının doğru olduklarını savunmaktadırlar. Oysa Tanrı’ya giden yollar yoktur, tek bir yol vardır. Bunu da ancak araştırarak, Tanrı’ya içten bir şekilde seslenerek, dua ederek sorarak ulaşılabilir. Sizin de dediğiniz gibi, ‘Tanrı, doğruyu söyleyendir’. Kutsal Kitap’ta Süleyman’ın Özdeyişleri 14:12’de şöyle okuyoruz:

    ‘Öyle yol var ki, düz gibi görünür, ama sonu ölümdür’.

    Oruç konusundan önce her insanın öğrenmesi gereken ilk şey, yaşayan diri Tanrı ile tanışmaktır. O’nun, her bir insan için harika tasarıları vardır. Tanrı tüm günahlı insanları sonsuz cehennem yargısından kurtarmak için bir yol açmıştır, çünkü dinsellik işleri, sevaplar ve yapılan iyi işler insana kurtuluş sağlayamıyor. Kesilen kurbanlar da insanın günahlarının bağışlanmasına yetmiyor. Peki o zaman kurtulmak için ne yapmalı insan? Bunu öğrenmek istiyorsanız İncil’i okumaya devam edin, okurken de dua edin. Ezbere dualar etmenıze hiç gerek yoktur. Sizi yaratan ve seven Tanrı’nın sizi önemsediğini unutmayın. O’nunla babanızla konuşur gibi konuşun, O’nun sizi kesinlikle dinlediğinden emin olabilirsiniz, yanıtınız gecikmeyecektir. Sorularınız olursa sorun, severek size yardımcı olacağımızı bilmenizi isterim.

    Rab’bin eseliğinde kalın
    Sevgilerimle

5 yazı görüntüleniyor - 1 ile 5 arası (toplam 5)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.