Rakel'in Sokağında Bir Yıl Nasıl Geçti?

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #24491
    Anonim
    Pasif

    gp_140316.jpg

    Safile USUL
    safile.usul@gazeteport.com

    -Devlet?
    Devletin Hrant cinayetinden sorumlu olduğunu kabul etmesini istiyorum, o zaman kırgınlığım hafifler.

    -Eşinizin ölümünden sonra Türkiye’de değişen bir şey oldu mu?
    Hrant’ın ölümünden sonra daha duyarlı insanlar siyasete girdi, Baskın Oran, Ufuk Uras gibi isimler arkasında dayanışma arttı. Ama Papaz cinayetleri devam ediyor.

    gp_140299.jpg

    -Hrant Dink öldürülmekten korkuyor muydu?
    Hrant Valiliğe çağrıldıktan sonra psikolojik olarak çok etkilendi ama bize belli etmemeye çalışıyordu. Ben onun tedirginliğini anlıyordum ama kendini kötü hissetmesin diye belli etmiyordum. Hrant bana, ‘Beni öldürmeye cesaret edemezler, devlet buna müsaade etmez, dünya ayağa kalkar” diyordu. Dünya ayağa kalktı da ne oldu, ben Hrant’ı kaybettim. Tanrı’dan güç alarak yaşıyorum.

    -Siz dindarsınız, bunu fark ettim şimdi konuşurken. Eskiden beri dindar mıydınız?
    Ben çocukluğumdan beri dindardım. Hrant da benden ölen arkadaşları için dua etmemi isterdi.

    -Hrant Dink’in mezarına üzerinde iki kartal olan sütunlar konuldu. Kartallar neyi sembolize ediyor?
    Hrant’ın mezarına konan kartalların İncil’de adı geçiyor. Tazeliği ve uzun ömrü sembolize ediyorlar. Yüzyılda bir gençleşmeyi anlatıyorlar. Kardeşlerinin fikriydi bu.

    ***
    Bana kapıyı açan hanımın kucağındaki çocuk, biz Rakel Hanım'la konuşurken yanımızda oynuyordu. Hrant Dink’in torunuymuş. Üç yaşlarında bir kız çocuğu. İsmi Nora. Kapıda beni karşılayanın da oğlunun kayınvalidesi olduğunu sonradan öğrendim. Nora bana sürekli oyuncak ve sakız vermek istiyordu ben Rakel Hanım'la konuşurken. Bir iyilik etmek istiyordu bana illa. Bense onun dedesini koruyamayan ülkemin ağırlığını hissediyor ve küçük kızın beni ağlatmaması için sabretmeye çalışıyordum. Ama Nari’de dayanamadım artık. Nari, Nora’nın kardeşi 9 aylık kız torun. Yüzü Hrant Dink’e benziyor. Sadece yüzü değil, Erivan’da 1 hafta boyu gördüğüm dedesinin iyi ve insan ruhlu genlerini de. Nari’ye herşeyin en iyisini diledim içimden. Nora’ya da. Onları dar bir sokakta, insan acılarından en büyüğünün yaşandığı o evde bırakıp çıkarken, onları arkamda korumasız mı bırakıyorum acaba diye düşündüm.

    Sokağa çıktığımda çocukluğumun Bakırköy’ü kafamın içinde değişmişti.

    Algım farklılaşmıştı.

    O kadar ki, dönüş yolumu kaybettim.

    Sadece ağlamak ve şunları söylemek istiyordum:

    “Azınlıkları korumak için gereken yürek, bir devleti ve ülkeyi taçlandıran kalibre taşlarından biridir. Benim ülkem ve devletim hem tüm azınlıkları hem de Nari’nin ailesini korumak, tam olarak korumak zorundadır. Azınlıkları korumamak veya yeterince korumamak dünyanın en büyük günahlarındandır. Nari’nin ailesini dar bir sokakta, çocukluğumun çeperinde, yalnız bırakmak benim ülkeme yakışmaz. Yaradan Nari’yi ve tüm ailesini korusun. Ama benim ülkem ve devletim de”

    18.01.2008

    GAZETEPORT

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.