Putperest İnançlar ve Ortaçağ’da Din

  • Bu konu 1 izleyen ve 0 yanıt içeriyor.
1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Yazar
    Yazılar
  • #25669
    Anonim
    Pasif

    Altıncı yüzyılda, Hristiyanlık Avrupa’ya ilk yayılmaya başladığı sıralarda, eski çağlardan kalma çok çeşitli putperest dinlerle karşı karşıyaydı. Misyonerler, çoğu zaman tehlike altındaydılar. Ya tamamen reddediliyorlardı ya da tanrı’nın büyüklüğünü kanıtlamaları için putperest rahiplerle yarışmaya katılmaları isteniyordu. Bu durumda ne yapmalıydılar ? Uzlaşma mı yapılmalıydı yoksa putperest ibadetinin bütün işleri açığa vurulup yok mu edilmeliydi ?

    601’de Papa Gregory, bu konuyla ilgili olarak İngiltere’de manastır başrahibi olan Mellitus’a şunları yazmıştır:

    Çok sevgili oğlum başrahip Mellitus’a,
    Tanrı’nın kullarının kulu Gregory’den.

    Kardeşlerimizin ve sizin ayrılmanızdan ötürü büyük endişe duydum. Çünkü yolculuğunuzun nasıl geçtiğini duyma olanağına sahip değildik. Bununla birlikte, Her şeye gücü yeten Tanrımız sizi çok saygıdeğer kardeşimiz Piskopos Augustine’e getirdiğinde, İngiliz halkı ile ilgili olarak uzun bir düşünme sürecinden sonra verdiğim kararı ona bildirin. Şöyle ki, o kuşağın putperest tapınakları katiyen yok edilmemeli fakat yalnızca içerisindeki putlar yok edilmelidir. Kutsal suyu alın ve bu tapınaklara serpin, sunaklar yapın ve üzerine de kutsal eşyaları yerleştirin. Çünkü eğer tapınaklar iyi yapılmışsa, şeytana övgü sunmayı bırakıp Tanrı’nın hizmetine girmeleri gerekir. İnsanlar tapınakların yok edilmediğini gördüklerinde, yüreklerindeki yanlışlıkları kendilerinden uzaklaştırabilecekler ve alışkın oldukları ortama yaklaşabilmeleri için daha hazır olacaklardır ama bu sefer gerçek Tanrı’ya tapınarak ve onu tanıyarak. Şeytanlara birçok boğa sunarak kurban kesme alışkanlığında oldukları için bunun karşılığında onlara bir dini tören yapılmalıdır.Böylece adanma gününde ya da eşyaları orada bekletilen kutsal şehitler bayramında, tapınaklardan dönüştürülerek yapılmış kiliseler etrafında kendilerine ağaç dallarından kulübeler yapsınlar ve töreni dindar ziyafetlerle kutlasınlar.Sakın şeytana kurban adamalarına izin vermeyin ama Tanrı’yı yücelterek kendi yiyeceklerini sağlamaları için hayvan kesmelerine izin verin. Ve sınırsız sağlayışı için bize her şeyi verene şükretsinler. Sevinç duymaları için böylece bazı dışsal şeyler korunursa, içsel sevinçlere de katılmaları kolaylaşır.

    Papa Gregory ortaçağ kilisesinin genel olarak benimsediği bir politikayı takip etti. Şöyle ki, Hristiyan dinine katılacak insanların kutsal saydıkları her şeyi ortadan kaldırmayın ki misyonerlik kolaylaşsın. Putperestler için kutsal kabul edilen birçok yerin ayakta kalmasına ve Hristiyanlar için ibadet mekanı olmasına karar verilmişti. İsterseniz bu politikayı doğru ya da yanlış diyebilirsiniz, ben ise burada sadece tarihi gerçek olduğunu ileri sürüyorum.

    Bu tür bir önbilgi, ortaçağ kilisesinin nasıl bu kadar çeşitli ve geniş bir yapıya sahip olduğunu açıklamaya yardımcı oluyor. Kilise, bin yıl boyunca sadece büyüyüp gelişmekle kalmadı, aynı zamanda farklı sınıflarda ve eğitim düzeyinde, farklı yerel alışkanlıkları ve bölgesel gelenekleri olan insanları da kapsadı. Yerel rahip tarafından öğretilenler, hep aynı adla anılsa da eski dinlerle karışmış inançlardı.

    Orta çağlarda Avrupalıların çoğu oldukça dindardı. Ne var ki bu insanların tam olarak neye inandıkları ve bunun onlar için ne ifade ettiğini kilise babalarının ve ortaçağ üniversitelerinin resmi doktirinlerini inceleyerek öğrenebileceğimizi sanmıyorum. ( T. ÜÇAL )

    Rabbin sevgisi ve ışığı sizinle olsun.
    Lütuf, İsa Mesih’i sevenlere ölümsüz sevgiyle ! :papatya: :papatya: :papatya:

1 yazı görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.