Mezmurlar ile umutlu dualar…

  • Bu konu 8 izleyen ve 7 yanıt içeriyor.
8 yazı görüntüleniyor - 1 ile 8 arası (toplam 8)
  • Yazar
    Yazılar
  • #26706
    Anonim
    Pasif

    Merhaba Forum Üyeleri ve Ziyaretçileri uzun zamandan beri forumda hiçbir yazılana cevap vermeyip, konu açmadım. Ama sürekli okumaya ve forumu takip etmeyi sürdürdüm. Fakat araştırma boyutunda ve inancını yeni bulmuş biri olarak hatalı sözler söylemekten kalp kırmaktan, yanlış bilgi vermekten korktuğum için uzun bir süre forumda paylaşımda bulunmadım. Şu an halen bilgili sayılmam. Rabbin verdiği kadarı ile çalışmalarımı sürdürüyorum. Şu an Kutsal Kitap Araştırma Merkezi ile yazışmalarda bulunup bana gönderilen dersleri çalışarak doğruyu doğru olanı uygulamaya çalışıyorum.

    Son beş yıllık yaşantım aramakla doğruları ve yanlışları ayırmakla geçti diyebilirim. Bu ayrımları yapma yolunda attığım her adım beni gerçeğe taşırken, Yaşam sürdüğüm coğrafyada ise geri gitmeme neden oldu. İtildim, dışlandım, rekabet ortamında benden daha güçlü rakipler karşıma çıkarıldı. Uzaklaştırılmak adına hakkımda söylemler çıkarıldı. Öyle ki bazen işin dozu yüzüme karşı söylenemeyen hakaret ve tehditler sanal ortamda farklı rumuz ve sahte adresler altında isnat edildi. Kendim için kaygılanmadım asla, Ama işin dozu benim işimde geri gitmem müşterilerimi kaybetmem aileme de yansımaya başlamış hatta tehditler ile bana diş bileyemeyenler ve korkmadığımı anlayanlar bu sefer tehditlerini ailesel olarak savurmaya başladılar. Fakat ben dualarımı sürdürdüm. Çünkü çarmıhı yüklenmek cesaret ister, İman ve İnanç ister. Mesleğim insanlarla her zaman iç içe olmamı gerektirirken, İnancım sebebi ile anlatılmam ve değişik misyonlar üstlendiğimin etrafa yayılmasını sağlayanlar yüzünden halktan uzaklaştırılmaya mahkum edildim ve sonunda kabuğuma çekilmeye karar verdim son bir yıldır kabuğum diye tabir ettiğim ofisim ve evimin dışına çıkmaz oldum. Geçmişte onlarca personelle çalışıp her uygulamanın odası ayrı iken, Şimdilerde tek odalı ofiste sadece eşimle işimi devam ettirmeye çalıştım ve halende bu şekilde devam ediyorum.

    Yıldırmaya önümü kesmeye çalıştılar çoğu kez de başardılar. Hem de bunu yapanlar herkesin dini, kendine diye nara atanlardan oluşuyor. İşte dostlarım, Dostlarım diyorum çünkü şu an yazdıklarımı değil, duygularımı okuyor tercüman oluyorsunuz. Beni itilmişliğe sürükleyenler ise bir zamanlar çoğunun dostum olarak görünüp şimdilerde ise düşmanım olanlardır. Onlar hislerimi anlamadılar. Onlar beni dinlemediler direk yargıladılar ve ipimi çektiler. Bunu yaparken de sadece beni değil tüm çevremi cezalandırmış oldular. Ama ben Rab’bime güveniyorum o karanlıkların ardından aydınlığı yarattı. Her gün dualarımı onunla konuşarak gerçekleştiriyorum. Ve evimde işimden arta kalan zamanımda ona yazarak onunla konuşarak geçiriyorum. Ruhen rahatlıyor huzur buluyorum bunu yaparken de kutsal kitapla konuşuyorum aslında. Öğrenmek için çıktığım yolda onunla olmak bana huzur veriyor.

    Söyler misiniz? Sizi dinleyen insanların sizin konuştuklarınızın birkaç gün sonra kaç ta kaçını hatırlıyor olabileceklerini hiç düşündünüz mü? İşte Rab burada kutsallığını ortaya koyuyor Çünkü o bizi her zaman dinliyor gönlünü açıyor ve ona söylediklerimizi hiçbir zaman unutmuyor. İşte böyle dostlarım, Bana yaklaşık olarak 1 yıldan fazla zamandır kucak açan Hristiyantürk forum yöneticilerinin sayesinde sizlerle konuşarak yazarak rahatlıyor huzur buluyorum. Hepinizi Rab’bin gözle görebileceğimiz tüm iyi ve kötü yarattığı her şeyi seviyorum. Sizleri de öyle. Çünkü sevgi tüm kötülükleri kalplerden silebiliyor. Biliyorum çünkü bizzat yaşayanlar arasındayım. Kutsal Kitap’ın her bir sayfası çok değerli, okumak gerekiyor okuyunca değerli olduğunu zaten anlatmaya gerek kalmıyor çünkü en anlamaz dediğimiz bile anlayabiliyor ama iş anlamaktan önce okumakta.

    MEZMURLAR İLE UMUTLU DUALAR 1-

    Bazıları düşünceleriyle insanı taşlar adeta, bakışlarıyla keskin bir giyotine konulmuş insana bakar gibi bakarlar, yaşadıklarımızı anlamak istemez isyan ederiz. Halbuki hayatı bulmuşuzdur, İçki sosyal yaşam dediğimiz ama içine bir çok iğrençliği sığdırdığımız yaşamı sürdürdüğümüzde onların gözünde iyi oluyoruz. Halbuki, onların gözünde değil Rab’bin gözünde iyi olmalıyız.

    Mez.1: 1 Ne mutlu o insana ki, kötülerin öğüdüyle yürümez, Günahkârların yolunda durmaz, Alaycıların arasında oturmaz. Mez.1: 2 Ancak zevkini RAB’bin Yasası’ndan alır Ve gece gündüz onun üzerinde derin derin düşünür. Mez.1: 3 Böylesi akarsu kıyılarına dikilmiş ağaca benzer, Meyvesini mevsiminde verir, Yaprağı hiç solmaz. Yaptığı her işi başarır. Mez.1: 4 Kötüler böyle değil, Rüzgarın savurduğu saman çöpüne benzerler. Mez.1: 5 Bu yüzden yargılanınca aklanamaz, Doğrular topluluğunda yer bulamaz günahkârlar. Mez.1: 6 Çünkü RAB doğruların yolunu gözetir,

    Kötülerin yolu ise ölüme götürür.
    İnsanlara göre özellikle bir ideolojide doğup, kafatası milliyetçiliği yapanlar tarafından dışlanmaya başlıyoruz. Bu bizleri bazen isyana sürüklüyor, tekrar yoldan çıkmamıza sebep oluyor belki de ama öyle olmamalı, Çünkü insanların tüm bizi dışlamalarına karşın, bizle ticaretlerini kesmelerine rağmen bilmeliyiz ki rızkımız onların elinde onların tekelinde değil. Tehditlere maruz kalıyoruz her birimiz, Onların gözünde yoldan çıkmış sapkınlar, bir inancı savunduğumuz içinse misyonerlikle suçlanıyor, hatta işin dozu kaçırılıp 100 dolara dinimizi sattığımız gibi bir ithamla suçlanıyoruz. Böylemi gerçek değil. Çevremize böyle lanse edildiğimiz içinse zamanla bu söylenti efsane haline gelip kulaktan kulağa yayılıyor. Ama Rab her şeyi gören İlk ve Son olandır. Onun gözünde ne olduğumuz önemli insanların değil Rabbin gözünde bulacağımız lütuf en büyük ödülümüz olacaktır.

    Mez.2: 1 Nedir uluslar arasındaki bu kargaşa, Neden boş düzenler kurar bu halklar? Mez.2: 2 Dünyanın kralları saf bağlıyor, Hükümdarlar birleşiyor. RAB’be ve meshettiği krala karşı. Mez.2: 3 “Koparalım onların kayışlarını” diyorlar, “Atalım üzerimizden bağlarını.”Mez.2: 4 Göklerde oturan Rab gülüyor, Onlarla eğleniyor.

    Ben 5 yıldır yaptığım araştırmalarımdan önce yaşadıklarımda hayatımda birçok şeyi istemeden değiştirmeyi başardım. Ama biliyordum ki bu benim değil Rabbin başarısıydı. Dışlandım. Tehditlere maruz kaldım. Şirketleşme yolundayken küçük bir esnaf olma acısını yaşadım. Büyüme yerine küçüldüm ama bu beni yıldırmadı müşterilerimi abonelerimi kaybettim teker teker. Çünkü yargılarında suçlu bulunmuştum. Ama benim için önemli olan onların benim için kurduğu yargı kürsüsü değildi. Biliyordum ki asıl yargı kürsüsü Rabbin egemenliğinde kurulacak ve o gün ben ödülümü alacağım. Zengin olup insanları küçük gören dışlayanlar ödüllerini bu dünyada zengin olarak almışlardır. Fakat asıl ödülden tanrının egemenliğinden yoksun kaldılar. Bunları düşündüğümde çektiğim acıların, yoksulluğun ve üstüme atılan ithamların acısını Kutsal Kitabı okuduğumda üzerimden atıyor ve rahatlıyorum. Kutsal Kitap bütünüyle çok güzel, dualarla istekler ve rabbin kötülere karşı alacağı tavrı anlatıyor tabi anlamak isteyene Fakat anlamak içinse okumak gerekiyor Oysa onlar baştan ret edenlerin içinde yer almışlardı.

    Benim yoldan çıkmışlığım sapkınlar arasında yer alışım çınlanır oldu son zamanlarda kendi inançlarını savunanların kulaklarında. Bana sapkın diyenlerin benim için dua ettiklerini söylemeleri kadarsa komik olan yoktu. Öyle ya yapılan iyilik gizli olmalıydı. Bir elin verdiğini diğer el bilmemeliydi. Ama onlar kendi çapında dualarıyla bana iyilik yaptıklarını söylemekteler. Aslında en büyük iyiliği ben yapmak istedim onlara “İşte Kutsal Kitap oku bir kere oku eğer yanlış bir şey görürsen söyle” bende senin söylediklerinin altında ezilmeyi kabul edeyim. Lakin, okumaya bile tenezzül etmiyorlardı Rabbin Kitabını neden mi çünkü bozulmuştu onların demesine göre. Öyle miydi? Nerede yazılıydı. Tek savunmaları İsa’nın ölümünden sonra havarilerin yazdığıydı. Peki ya onların inandığı nasıl yazıldı. İlk nüshaları var mı? Hayır! yakıldığını biliyoruz yakılma sebebi neydi bunu hiç sorduk mu kendimize. Karışıklığa mahal vermemesinden dolayı diye anlatıldı. Bu gün dünya üzerinde 3 farklı yazımlı kuran okunduğunu herkesin bilmesine karşın bunun nedenini kendilerine sormaması kadar garip olan başka bir şey olabilir mi diye düşünüyorum ama onlara da kızamıyorum çünkü kafatası milliyetçiliği işin içine giriyor ve körü körüne başlayan bir inanç döngüsü onların gerçekleri görmesini engelliyordu.

    “Sana sesleniyorum Rabbim gel taht kur yüreğimde, sevginle doldur taşır, olayım hep seninle. Fısılda kulağıma hikmetli sözlerini, ilan edeyim senin yüceliğini. Çünkü benim için imansız diyorlar, Çünkü onların inandığına değil sana inanıyorum”

    Mez.3: 1 Ya RAB, düşmanlarım ne kadar çoğaldı, Hele bana karşı ayaklananlar! Mez.3: 2 Birçoğu benim için:”Tanrı katında ona kurtuluş yok!” diyor. Mez.3: 3 Ama sen, ya RAB, çevremde kalkansın, Onurum, başımı yukarı kaldıran sensin.Mez.3: 4 RAB’be seslenirim,Yanıtlar beni kutsal dağından. Mez.3: 5 Yatar uyurum, Uyanır kalkarım, RAB destektir bana. Mez.3: 6 Korkum yok. Çevremi saran binlerce düşmandan.

    Rabbin gözünde lütuf bulmanız dileği ile esenkalınız…

    #34243
    Anonim
    Pasif

    Isa Mesih Yahsuah’in sevgili kuzusu Nurdem, tekrar aramizda seni görmek bizleri sevindirdi.

    Rab’bim seni bereketlesin,yoluna isik olsun ve seni düsmanin her türlü saldirilarina karsi korusun.

    Esenlikler dilerim.


    TANRISEVGIDIR.png

    #34246
    Anonim
    Pasif

    Evet Nurdem Kardeş,

    Ben de hoş geldin diyorum. Yaşadığın acılar bile, hepimizin tercübesi, hepimizin ışık kaynağı oluyor. Bunda bile Rab, sadece sana değil, hepimize dersler veriyor. O’nun çektiği acıların azacağını bize de çektirerek, anlamamızı sağlıyor. Bu yüzden Rab, “Paylaşın” diyor. Siz de paylaştınız. Beden’de kimsenin tercübesi, bilgisi ve ışığı, yalnızca kendisi için değil, tüm beden içindir.

    Bazen, “Alçak Gönüllülük” adına, kendimizden ve yaşadığımız tecrübelerden bahsetmemeyi tercih ederiz. Bu yanlıştır. Alçak gönüllülük de değildir. Yakılan ışığı dolaba koymaktır ancak.

    Paylaşımlarınız bereket olmuştur. Teşekkür eder, bir kez daha hoş geldin diyoruz kardeş. Rab’bin esenliği herzaman üstünde olsun.

    Sevgiler.

    #34249
    Anonim
    Pasif

    Çok değerli Nurdem kardeşim,

    Bir süredir foruma gelmedin, sık sık seni düşündük, senin için zaman zaman dua ettik. Korkmadan, cesaretle İsa Mesih’e iman ettiğini açıkladığın, O’nun adını yüceltiğin için herkesi karşına aldın. Bu cesaretinden dolayı seni kutluyorum. Belli bir kesimin gözünde belki küçüldün, aşağılandın, ama Rab’bin gözünde çok büyüdün, yüceldin. Rab seni bereketlesin, daha çok güçlendirsin ve tüm kötülüklerden korusun. Dünyasal kimliğini, mevkini, ünvanını, ve çevreni bir kenara iterek İsa Mesih’e ait olduğunu açıklayıp Rab’bi yüceltmen, O’nu RAB ve KURTARICI olarak açık bir şekilde ilan etmen Rabbimizi ne denli sevindirmiştir kimbilir. O’nun seninle gurur duyduğundan ve seni alkışladığından eminim. Dünya tarafından alkışlanmak değil, fakat İsa Mesih tarafından alkışlanmak önem taşır. Mesih’e iman etmenin getirdiği zorlukların olacağını Rabbimiz önceden söylemişti. Bu yüzden Rab seni ödüllendirecektir. Rab SENİNLEDİR sevgili kardeşim. İncil’de Galatyalılar 2:20’de Elçi Pavlus şöyle diyor:

    ‘Mesih’le birlikte çarmıha gerildim. Artık ben yaşamıyorum, Mesih bende yaşıyor. Şimdi bedende sürdürdüğüm yaşamı, beni seven ve benim kendini feda eden Tanrı Oğlu’na imanla sürdürüyorum.’

    Mesih’le çarmıha gerildik. Çarmıhı yüklenmek, İsa’ya ait olduğumuzu kabul etmektir, çünkü dünya, Şeytan bize karşıdır. Çarmıhı yüklendiğimizde, kimliğimizin özünün fiziksel varlığımız değil, İsa ile olan ilişkimiz olduğunu onaylıyoruz. Artık Tanrı’nın çocuklarıyız. Tanrı’nın çocukları olduğumuzu bilmek, sonsuz yaşama sahip olmak, dünyasal hiçbir şeyle kıyaslanamaz. Bizler seni çok iyi anlıyoruz, seni Rab çok iyi anlıyor, O bizim gibi insan olup aramızda yasadığı için bizi çok iyi anlar. Çünkü O da dışlandı, aşağılandı, incindi, hor görüldü, yüzüne tükürüldü, yumruklandı, tekmelendi, acımasızca, uçları keskin dikenli tellerle kırbaçlanarak bedeni parçalandı ve korkunç haç ölümüne kadar gitti. Ama üç gün sonra görkemle dirildi. İSA MESİH YAŞIYOR DİRİDİR! Yaşayan diri bir Rab’be iman ediyoruz, diri bir ümide sahibiz, asla utandırılmayacağız.

    ‘Musa büyüyünce, imanı sayesinde Firavun’un kızının oğlu olarak tanınmayı reddetti. Bir süre için günahın sefasını sürmektense, ^Tanrı’nın halkıyla birlikte baskı görmeyi yeğledi. Mesih uğruna aşağılanmayı Mısır hazinelerinden daha büyük zenginlik saydı. Çünkü alacağı ödülü düşünüyordu’ (İbraniler 11:24-26).

    ‘İşte tez geliyorum! Bu Kitap’taki peygamberlik sözlerine uyana ne mutlu!’ (Esinleme 22:7).

    ‘Kötülük yapan yine kötülük yapsın. Kirli olan, kirli işlerini sürdürsün. Doğru olan, yine doğruyu yapsın. Kutsal olan kutsal kalsın.

    İşte, tez geliyorum! Vereceğim ödüller yanımdadır; herkese yaptıklarının karşılığını vereceğim’ (Esinleme 22:11-12).

    ‘Benim ismim yüzünden herkes sizden nefret edecektir. Ama sonuna kadar dayanan kurtulacaktır’ (Matta 10:22).

    Seni çok seviyoruz, Rab seni çok çok seviyor. Ailece Rab’bin avuçlarının içinde ve esenliğinde kalın!

    Sevgilerimle

    #34251
    Anonim
    Pasif

    Uzun yıllardır Türkiye’nin dışında yaşayan biri olarak Türkiye’de özellikle Türk olup da Hristiyan olmanın ne kadar zor olduğunu hep düşünmüşümdür. Bu şurdaki şahitlikler apaçık ifade ediyor zaten durumu. İnsan ürperiyor. Türkiye’de Ermeni veya Rum olmak hiç bir zaman yaşanması kolay bir şey olmamıştır. Ama bir de Türk olup Hristiyan’ım demek ‘‘gavurluk’’ tan öte bir de ‘‘ihanet’’ olarak görülüyordur elbet. Şu bugüne kadar bu forumda yazdıklarıma bakıyorum da… hepsinde bir serbesti rüzgarı var. Zor koşulda olmayanın serbestisi. Şımarıklıktan nerdeyse nefes payı mesafede. Şu bir önce yazılmış, zor koşullarda Hristiyan olmanın ne demek olduğununun manzarasını sergileyen yazılara bakınca insanın sesi kısılıyor. Bu adamların hayat tecrübelerinin yanında serbestide yaşayan birinin iyi niyetle bile söylenmiş bir sözü neredeyse ukalalık sayılır. Ne denebilir ki öyle bir durumda…

    Hz. İsa Mesih efendimizin çarmıha yollanmasının başlıca nedenlerinden biri de kavmiyetçilik lanetinin sefaletini başka hiç kimsenin yapamadığı kadar yalın bir şekilde ortaya sermesidir. Kendisi de İbrani’ydi ırken ama ırk, milliyet hatta dini gelenek aidiyetinin çok üzerinde bir aidiyet vardı önemli olan O’nun İllahi bilincinde. Ve bu aidiyetin şahitliğini tümden dışlanma, zulüm ve ölüm pahasına, son nefesine dek sürdürdü. İşte, Hristiyanlar öyle birinin müridleridir. Yolları da O’nun yolu.

    Nurdem kardeşimiz Allah sabır versin, Kutsal Ruh’unun esintisini eksik etmesin üzerinizden… bu o kadar dar şartlarda hayatlarını sürdürmeye çalışan tüm gönüllerden eksik etmesin. Zaten o esinti olmasa bu gibi güçlüklere dayanılamaz.

    #34247
    Anonim
    Pasif

    «Ama beni dinleyen sizlere şunu söylüyorum: düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenler için iyilik dileyin, size hakaret edenler için dua edin.
    Bir yanağınıza tokat atana öbür yanağınızı da çevirin. Abanızı alandan mintanınızı da esirgemeyin.
    Sizden bir şey dileyen herkese verin, malınızı alandan onu geri istemeyin.
    İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın.
    Eğer yalnız sizi sevenleri severseniz, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile kendilerini sevenleri sever.
    Size iyilik yapanlara iyilik yaparsanız, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile böyle yapar.
    Verdiğinizi geri almak umudunda olduğunuz kişilere ödünç verirseniz, bu size ne övgü kazandırır? Günahkârlar bile verdikleri kadarını geri almak koşuluyla günahkârlara ödünç verirler.
    Ama siz düşmanlarınızı sevin, iyilik yapın, hiçbir karşılık beklemeden ödünç verin. ALACAĞINIZ ÖDÜL BÜYÜK OLACAK, en yüce Olan’ın oğulları olacaksınız. Çünkü O, nankör ve kötü kişilere karşı iyi yüreklidir.
    Babanız merhametli olduğu gibi, siz de merhametli olun. INCIL -LUKA … †

    #34250
    Anonim
    Pasif

    Değerli Nurdem kardeşim,
    Yaşadıkların Rab İsa Mesih’in tesellisi olmadan katlanılması çok zor şeyler. Ama Rabbe övgüler olsun ki, bizi teselli eden diri Tanrımız var. Siz onun gözbebegi, sevgili yavrususunuz. Rab’bin bereketi ve kayrası sizin ve ailenizin üzerinde olsun.

    Beni sevdiği için Onu kurtaracağım! diyor RAB. ‘Beni iyi tanıdığı için ona kale olacağım. Bana seslenince onu yanıtlayacağım, sıkıntıda onun yanında olacağım, kurtarıp yücelteceğim onu. Onu uzun ömürle doyuracak, ana kurtarışımı göstereceğim’ (Mezmur 91:14-16).

    #34651
    Anonim
    Pasif
    Viran dede;16859 wrote:
    Uzun yıllardır Türkiye’nin dışında yaşayan biri olarak Türkiye’de özellikle Türk olup da Hristiyan olmanın ne kadar zor olduğunu hep düşünmüşümdür. Bu şurdaki şahitlikler apaçık ifade ediyor zaten durumu. İnsan ürperiyor. Türkiye’de Ermeni veya Rum olmak hiç bir zaman yaşanması kolay bir şey olmamıştır. Ama bir de Türk olup Hristiyan’ım demek ‘‘gavurluk’’ tan öte bir de ‘‘ihanet’’ olarak görülüyordur elbet. Şu bugüne kadar bu forumda yazdıklarıma bakıyorum da… hepsinde bir serbesti rüzgarı var. Zor koşulda olmayanın serbestisi. Şımarıklıktan nerdeyse nefes payı mesafede. Şu bir önce yazılmış, zor koşullarda Hristiyan olmanın ne demek olduğununun manzarasını sergileyen yazılara bakınca insanın sesi kısılıyor. Bu adamların hayat tecrübelerinin yanında serbestide yaşayan birinin iyi niyetle bile söylenmiş bir sözü neredeyse ukalalık sayılır. Ne denebilir ki öyle bir durumda…

    Hz. İsa Mesih efendimizin çarmıha yollanmasının başlıca nedenlerinden biri de kavmiyetçilik lanetinin sefaletini başka hiç kimsenin yapamadığı kadar yalın bir şekilde ortaya sermesidir. Kendisi de İbrani’ydi ırken ama ırk, milliyet hatta dini gelenek aidiyetinin çok üzerinde bir aidiyet vardı önemli olan O’nun İllahi bilincinde. Ve bu aidiyetin şahitliğini tümden dışlanma, zulüm ve ölüm pahasına, son nefesine dek sürdürdü. İşte, Hristiyanlar öyle birinin müridleridir. Yolları da O’nun yolu.

    Nurdem kardeşimiz Allah sabır versin, Kutsal Ruh’unun esintisini eksik etmesin üzerinizden… bu o kadar dar şartlarda hayatlarını sürdürmeye çalışan tüm gönüllerden eksik etmesin. Zaten o esinti olmasa bu gibi güçlüklere dayanılamaz.

    Sızlerın zorluklarını anlıyorum katılıyorumda fakat durum zanedılen kadar vahım degl lutfen elınızı vıjdanınıza koyun bılıyorum eksıklerınız cok ımkanlarınız ıse kısıtlı ama yapılanmalarınız var umarım iyi niyet doğrultusunda amaclarınıza ulasırsınız. Bu ulke hepımızın tüm guzel nıyetlı ınsanları sevıyorum, ınancınıza da saygı duyuyor dilediğiniz gibi yasamanızı diliyorum :)

8 yazı görüntüleniyor - 1 ile 8 arası (toplam 8)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.